James Webb Uzay Teleskobu’nun (JWST) son gözlemleri, TRAPPIST-1 sistemindeki üçüncü gezegen olan TRAPPIST-1d’nin Dünya benzeri bir atmosfere sahip olmadığını ortaya koydu. Bu bulguyla birlikte kırmızı cüceyıldız etrafında “yaşamın barınabileceği gezegen” umutlarına da sağlam bir darbe vurulmuş oldu.
En olası adaylardan biriydi
Daha önce, sistemin en içteki iki gezegeni TRAPPIST-1b ve TRAPPIST-1c için de atmosfer tespit edilememişti. Şimdi ise TRAPPIST-1d de bu listeye eklendi. Oysa d gezegeni, yıldızın yaşanabilir bölgesinin iç sınırında yer alıyor ve sıcaklık açısından Dünya’ya en yakın adaylardan biri olarak görülüyordu.
JWST’nin gelişmiş NIRSpec kızılötesi spektrometresi ile yapılan gözlemlerde, su buharı, metan ve karbondioksit gibi ısı tutucu gazlara dair hiçbir iz bulunamadı.
Bilim insanlarına göre bunun birkaç olası nedeni var. Öncelikle gezegenin Mars gibi çok ince bir atmosfere sahip olması, Venüs benzeri kalın bulutların ölçümleri engellemesi ya da tamamen atmosfersiz kayalık bir dünya olması. Ancak asıl sorun, TRAPPIST-1’in ev sahibi yıldızı. Kırmızı cüceler her ne kadar küçük ve soğuk olsa da şiddetli radyasyon patlamalarıyla atmosferleri zamanla aşındırabiliyor.
Umutlar tamamen tükenmedi
Yine de umut tamamen tükenmiş değil. Özellikle TRAPPIST-1e ve TRAPPIST-1f, yıldızın yaşanabilir bölgesinde konumlanıyor; g sınırda, h ise bölgenin dışında. Sistemdeki “e” ve “f” gezegenlerinin çok miktarda su ve diğer atmosferik bileşenleri barındırma potansiyeli deva ediyor. Ancak bunların tespiti oldukça zor. Uzaklık ve sinyal zayıflığı nedeniyle, JWST’nin hassasiyeti bile olası zayıf imzaları seçmekte yetersiz kalabilir. Dolayısıyla “var” demek için erken, “yok” demek içinse veri eksik.
TRAPPIST-1, Dünya’dan 40 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Araştırmacılar, bu sistemden sonuç alınamasa bile Teegarden’s Star b, LHS 1140b ve Proxima Centauri b gibi diğer kırmızı cüce gezegenlerinde umut olduğunu vurguluyor. Ayrıca Avrupa Uzay Ajansı’nın PLATO görevi 2026’da devreye girdiğinde, Güneş benzeri yıldızların etrafındaki yaşanabilir bölgelerde yeni gezegen avı hız kazanacak.
Dünya benzeri bir ekosistemin farklı galaksilerde var olduğunu düşünüyorum. Belki şu an elimizdeki teknoloji ile bunu ispat edemiyoruz ama bu kadar büyük bir evrende (büyük çoğunluğu hakkında bilgi sahibi değiliz) sadece bizim olduğumuz düşük bir ihtimal gibi geliyor. Belki bizim gibi canlılar da kendilerinden farklı canlılar arıyordur.