Şimdi Ara

Taste of Cherry (1997)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
1.097
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu haftaki filmimiz Taste of Cherry olarak seçildi. Yorumlarınızı bu başlık altında paylaşabilirsiniz.



  • Yok mu izleyen?
  • Senelerdir izleyecegim, o kadar harika filmler varki sıra gelmiyor bir türlü, dün gene indirdim mutlaka bir kaç gün içinde izleyecegim.
  • Anket nerede yapıldı,forumda mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Arch Enemy`

    Anket nerede yapıldı,forumda mı?

    Evet hocam.
  • Konumuzda on tane aday çıkartıldı, onlarca oy kullanıldı ama daha izleyen çıkmadı. İlginç.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Önerdiğim halde zaman bulamadım izlemek için.Sanırım yarın izleyeceğim filmi.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dönüşüm

    Önerdiğim halde zaman bulamadım izlemek için.Sanırım yarın izleyeceğim filmi.

    Ben de hocam.
  • Farklı bir konusu olan çok naif bir film. Abbas Kiarostami'nin diğer filmlerini de izlemenizi tavsiye ederim
    Filmden Türkçe bir kesit;

    "Azizim uçtum gel
    Dost bağına düştüm gel
    Yahşi günün kardeşi
    Yaman güne düştüm gel"
  • 8/10

     Taste of Cherry (1997)

    "Azizim uçtum gel
    Dost bağına düştüm gel
    Yahşi günün kardeşi
    Yaman güne düştüm gel"


    Abbas Kiarostami kamerasını intihar etmek isteyen bir adamın üzerine doğrultmuş.Adamın neden intihar etmek istediğini bilmiyoruz.Zaten bunun bir anlamı yok.Adam intihar etmek istiyor ve önemli olanda bu.Hayatına son vermek istiyor ve bunun içinde bir kişinin yardımına ihtiyaç duyuyor.Ağır ağır başlayan nefis diyalogların yer aldığı sade bir yapım.Ölümle yaşam arasında gidip gelirken Türkçe bir şiir duymak çok güzeldi.Filmden alıntı yapmak istediğim birkaç cümle var.

    "Bütün umutlarını mı kaybettin?Sabah uyandığında, hiç gökyüzüne baktın mı? Şafakta güneşin doğuşunu görmek, istemez misin? Gün batımında, güneşin kırmızısını ve sarısını, artık daha fazla görmek istemiyor musun?
    Sen ayı gördün mü? Yıldızları görmeyi istemez misin?Dolunaylı geceyi, yeniden görmeyi istemez misin?Gözlerini kapatmak mı istiyorsun?
    Bir kez daha ırmaktan su içmeyi istemez misin, ya da yüzünü yıkamak istemez misin bu suyla?
    Tüm bunlardan vazgeçmek mi istiyorsun?Her şeyi bırakmak mı istiyorsun? Kirazların lezzetini bırakmak mı istiyorsun?"



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Theo Angelopoulos -- 12 Ağustos 2012; 8:04:52 >




  • her şeye rağmen yaşanacak güzel şeylerin olduğunu, bu güzelliklerin etrafımızda olmasına rağmen farkedemediğimizi güzel anlatmış film.


    filmin sonlarına doğru karakterin "sabah geldiğinde 2 tane taş at, belki uyuyakalırım" demesi filmin özetiydi bir nevi, aslında ölmek istemiyordu, çaresiz kaldığını düşünüyor ama ölümün çare olmadığının da farkında, yaşamak için bir sebep arıyor, kirazın tadı gibi bir sebep

    neden intihar etmek istediğinin belirsiz olması daha iyi, çünkü filmin dikkat çekmek istediği yer bu değil, anlatılsaydı gereksiz olurdu. bu şekilde herkes kendi hayatıyla filmin hikayesi arasında daha rahat paralellik kurabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elin oğlu -- 12 Ağustos 2012; 19:27:11 >






  • Az evvel bitti.

    İhtiyar müzede çalışan adamla söyleşisi harika idi hele adamın Türkmüsün diyerek anlattıgı hikayede çok güzeldi.
  • seneler önce izledim harika filmdir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben izlemedim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Birazdan başlıyorum.
  • Daryush Mehruci'nin Gaav(The Cow-İnek) filmiyle başlayan Modern İran Sineması'nın Mohsen Makhmalbaf ile birlikte en büyük iki temsilcisinden biri olan Abbas Kiarostami'nin rüşdünü ispatladığı ustalık işi filmidir Kirazın Tadı. Kiarostami bu filminde Fransız Yeni Dalga ve İtalyan Yeni Gerçekçilik akımlarını Tarkovsky tarzı bir geleneksellik ve metazifikle sentezleyerek güç bir iş başarmıştır. Usta oyuncu Hümayün Erşadi'nin kasvetli oyunculuğunun da bundaki payı yadsınamaz. Keşke Kiarostami hep böyle yalın ve arif bir taşralı olarak kalsaydı. Fakat ne yazıkki 'auther' nişanesini aldıktan sonra o da bir festival delisi olup çıktı. Son yıllarda Julieette Binoche'u başrole aldığı filmlerin hepsi berbat ve Şark kültürünün değil Garb'ın izlerini taşımakta. Festivallerin ve akabinde verilen ödüllerin bir yönetmen için ne derece mastürbatif olgular taşıdığı ve yönetmeni ne derece özünden kopardığı doktrinine en büyük örnek sanırım Tayvanlı yönetmen Tsai Ming Liang ile birlikte Abbas Kiarostami'dir.

    Fakat bu filmi herkes izlemelidir. Çok büyük bir felsefik yanı ve İran'a bütüncül bir varoluşçu bakış açısı vardır.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.