O sırada İspanya’da hüküm veren Vizigot kralı Roterich kuzeyde; Meblûne şehrinde çıkan bir isyânı bastırmakla meşguldü. Müslümanların memleketine girdiklerini işitince, her şeyi bırakarak, sayısı 70-100 bini bulan büyük bir ordu ile derhâl güneye koştu. Ordusu her türlü imkâna sâhipti. Yiyecek ve içecekleri bol, her birinin üzerinde kalın zırhlar, yanlarında çeşit çeşit silahlar mevcuttu. Tarık B. Ziyad, yanındaki beş bin askerle, daha sonra kendi adının verildiği Cebel-i Tarık Boğazını geçip doksan bin kişilik düşman ordusuyla karşılaşınca leventlerine şöyle seslenmişti: "Önünüzde deniz gibi bir düşman, arkanızda da düşman gibi bir deniz var. Ya şerefinizle düşmana saldırır ve erkekçe ölür ya da kadın gibi kaçıp denizde boğulursunuz!.." Aradan 5-6 saat geçmemişti ki yine aynı Tarık Toleytola'da hükümdarın sarayında, ayağının altındaki hazineler karşısında kendi kendine hitaben: "Tarık! Sen dün köle idin, Allah seni hürriyete kavuşturdu. Bugün muzaffer bir kumandansın. Ama unutma, yarın toprağa gömülecek ve bütün yaptıklarından Allah'a hesap vereceksin!" diyebilmişti. Eğer Tarığın derdi hazine olsaydı beş bin kişilik bir orduyla doksan bin kişilik bir ordunun karşısına çıkabilir miydi? Nasıl oldu da kaçmamak için bütün gemileri yaktırıp ölüme koşabildi? Evet, tarihin altın sayfaları karıştırıldığında görülür ki, Tarık B. Ziyad ve onun gibi inançlı bütün komutanların, sadece ve sadece bir tek gayeleri vardı, o da i'la-yı kelimetullahtı.
Adam 5 bin askerle 90 bin kişilik askere savaş açmış inanç uğruna ölüme koşmak diye buna derim diyeceğim savaşlardan biri.
Gemileri yaktıran komutan olarak biliyorum :)
quote:
Orijinalden alıntı: In God We Trust
Gemileri yaktıran komutan olarak biliyorum :)
evet gemileri yaktırdı ve askerlerine onunuzda deniz gibi bir duşman var arkanızdada sizi bogacak bir deniz var gibi laf etmiş.
2 seçeneğiniz var ya kadın gibi kacar denizde boğulursunuz yada erkek gibi savaşarak ölürsünüz