SUZUKI SWIFT FUN CLUB (24. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: bakinci

Selam,

Bütün gelen cevapları, yargılamaları, endişeleri ve mutlulukları okuyor.

mkemalyigit arkadaşımız çok güzel bir başlık atmış, zaten bu başlık üzerine çoğunuzun oturup düşünmesi lazım, " Endüstrinin yarattığı sanal marka algısı " bakın bu cümle çok önemlidir. Daha önceki yazılarımda da bahsettim. VW grubu diyelim artık, bir 10 - 15 yıl öncesine kadar ki araçlarını gözüm kapalı alırdım. Ancak bugün Hobbiest arkadaşımızın dediği gibi yok 9 ileri yok 20 ileri araçlar var vs..vs.. bunlar pazarlama yalanları, Çünük artık araçlarına 5 vites koyup bunu bir de üstüne ekonomik yapamıyor. Neden mi Motor bloğunda 1 kg az aluminum kullansa, bunu da 200.000 araçla çarpsa toplamda 200 ton aluminum karı olurki bu da ortalam 150 araç daha ürettirir bu firmalara. Haliyle motor bloğundan azaltılan hammadde bu araçın gerek gücü üretmesi için küçüldüğü anlamına gelir. Bunun içinde DSG, TCT, vs...vs... gidi karmaşık kavramalar çıkartıp, üzerine birde TSi diye bir kavram koyunca, bu aracı bir de ekonomik yapim dediğinde ortaya çıkan sonuç hüsran. DSG Şanzumanın hikayesinide bilen bilr. Aslında bugatti veron için tasarlanıp üretilmiş bir şanzumandır. sonrasında neden araçlara koymayalım dediler ve koydular. Ama emin olun Veron daki performansını bineklerde vermiyor. Adamalar sırf araç satmak için bile emisyon hileleri yaptı. Sadece onlar mı? Hayır Renault, Nissan da bu furyaya katıldı. Renault ile Fiat a bile hala araç diyenlerimiz var. Senelerce kazalarda ikiye bölünen araçlara bindiniz, 2010 lu yıllarda bile 1975 model modifiye edilmiş araç motorlarını kullandınız, Fiat'ın ceo su çıktı dediki "Türkiye olmasaydı batmıştık...." tabii ki batmıştın çünkü ucuz etin yahnisini bu millet kazalarda canıyla ödedi. Hadi hodri meydan, 2000 Model orjinal fransız 1.6 clio ile 2001 model Türkiye bantlarından çıkmış Renault clio ları karşılaştırın. Hem de her detayı, Adamlar 2001 model olanı fransa da satmaya kalksalardı, tüketicile canlarını okurdu onların.

Aklı selim olan arkadaşlara sesleniyorum, Fabrikasyon kelimesinin anlamı nedir. ( Standart üretim ) Yani her parça ayını özende ayını nanometrik ölçülere sahip aynı battan çıkan aynı malzeme kalitesi ile üretilen, aynı alışıma sahip dökülmüş metal, çelik yada aluminum dan üretilmiş ve aynı koşullarda kalite ve kontrolden geçirilmiş seri üretim demektir. Şartlar koşullar üretim aşamasında aynı olup, farklı bir sonuç bekleyebilirmisiniz. Albert Einstein'nin sözü geldi aklıma, " Aynı problemi defalarca çözüp farklı sonuç beklemek aptallıktır" Bu araçları iyi güzel ve kalite kullananlarda sorun yaşıyor hor kullanan da, tabii ki hor kullanan daha fazla sıkıntı yaşıyacaktır.Ancak aynı bantlardan çıkan ürünler nasıl oluyorda iyinin elinde de patetes oluyor. Bu endüstriyel bir yalan artık. Ama artık dikkatinizi başka yere vermeniz lazım. Sizlerin çoğu aracımın ikinci eli ne olur kaygısıyla araç alıp satıyorsun, almadan önce bile siz dahil cevreniz daha doğmamış çocuğa don biçiyorlar, "e ikinci elinide düşün, o satmaz , o prim etmez, o şöyle olmaz " Yani sizler aslında endüstriyel bir satın alım gözüyle bakıyorsunuz. Kalitesi umrunuzda bile değil. Çok satmış o yüzden iyidir. Hayır arkadaşım Almanyaya git vw dediğin aracın fiyatı yerlerde, sende %45 gümrü vergisi, o vergisi bu vergisi olduğu için aracın fiyatı 60-70 ler de dolaşıyor. Vw alanyada sınıfının en ucuz arabası. Oradaki ailelerin marker alış veriş arabası bu arabalar. Çoğunluğu SUV, Mersedes, BMW, Audi, Smart kullanıyor keyif için. Saab dünyanın en kalite arabasıydı. Neden battı? Çünkü araba iyi sorun çıkartmıyor, adam servis dışında yedek parça satamıyor, çünkü araç gerçekten iyi. Bu da firmayı zarar ettirdi. Keza Volvo, yine o kadar kaliteli ki adamlar servis dışında para kazanamıyorlardı. Bunlara verilecek örnek çok. Tüketim dünyasında yaratılmış algılarla mal alınıyor, kimse araştırmıyor ( yeteri kadar ) Kulaktan dolma, ordan duyma, bundan bilme gibi teorik kazanımlarla satın alım yapıyoruz. Çok satması açısından bilgi olarak bir kenara not alın isterseniz, Suzuki 2014 yılın dünya genelinde 55 milyon araç sattığını yazdı. He bu son 10 yılda dır veya 5 yılda dır. Bu rakkamıda o zaman azımsamayın derim. Peki Mersedes.... Mersedes Karl Benz tarafından kurulmuş bir şirkettir. Kuruluşunda en büyük sebep ise kızgınlıktır. Dönemin araç üreticisine gider ve araç almak ister. Ancak fiyatlarının dudak uçuklattığını görünce bu fiyata böyle araba mı satılırmış ben daha iyisini daha ucuza yaparım diye kızar ve şirketini kurup araç yapmaya başlar. Peki bügün bir Mersedes alabiliyormusunuz ? Kendi politikası ile tezat düşen bir firma.

Hobbiest arkadaşım,

Suzuki 4 AT dediğin araç aslında 5 vites ki bunu daha öncede kanıtladım. Aşağıdaki video da izleyebileceğin gibi 5.vites te 90 km hızda 2300 devir/dk. da kalıyor bu araç, dediğin gibi 2600 değil. Video link'i aşağıda.

https://www.youtube.com/watch?v=vcJXu3Hp2cM

Bir araçta turbo olması, beygiri yüksek olması, hızı 280 km/h olması ne sağlıyor size, egolarınızı yenmeniz dışında, 280 kadran olsa ne olacak, Almanyad a mı yaşıyorsun ( No Limit ) hız sınır olmayan yolların mı var, ne kadar hacim güç...! o kadar vergi kazığı yiyorsun, Suzuki de o yok bu yok şu yok deyip pazarsal bir uslüp ile hareket ederseniz zaten elinizde seçenekler daimi olarak kısıtlı kalacak. Öncelikle Suzukinin sahip olduğu teknolojileri de inceleyin derim.

https://www.youtube.com/watch?v=txAdIaXwZuo
https://www.youtube.com/watch?v=2SswlsyuXb4

Eğer kaliteye olan talepleriniz artarsa bunlara hepimiz sahip oluruz. He bu aralar distribütör sorunu var ve çok ciddi bir şekilde var. Başarısızlar, ürünün arkasındaki pazarlama ekibi zayıf, medya tarafı hüsran, bir arkadaşın vitara ile yaşadığı sıkıntı ( enteresan ) Çünkü normal de bir distribütör önce yedek parçaları getirtmesi lazım sonrasında aracı getirmesi lazım. Distribütör yine laik'i ile bu aracı temsil edemiyor. Bir öncekiler de nasılsa suzukiyi bilen yok diyip pazara hiç asılmadır.

Bir başka konu, ozk991 nikli arkadaşım için....

Küçük segmentli arabaları aşağılamak demek buradaki tüketicileri aşağılamak demektir. " Ayrıca bana göre bu araba uzun yol için değil de daha çok şehiriçi için tasarlanmış." cümlesini kurmak az da olsa bu segment e parası yeten insanlara hakaret oluyor. Peki o zaman soruyorum, bu araçların spec lerinde neden iki ayrı yakıt tüketimi ölçümü var, yine soruyorum neden o zaman bu araçların uzun yolda 4-5 kişi ile gideceksen lastik basınçlarının şu olması lazım dedikleri şöför kapısında bir tablo var ? Bu araçlar biz mühendis değiliz ama toplumun uygun bütçeli insanları da uzun yol yapabilsin ve gezebilsin diye tasarlanıyor ve üretiliyor. Bu tazr bi kendinize göre yaklaşım geneli aşağılamak olur. Bu gün yaris'e binen bir insanı hor göremezsiniz, Ayrıca suzuki A segmentinde bir araç olup neden bir mersedesin A serisine laf etmiyorsunuz veya BMW nun 1 serisine, fark ne 1.6 motor olmaları mı ? Mersedes ve BMW politikaları neredeyse 100 yıldır değişmedi. Bu firmalar en küçük araçlarına bile 1.6 motor koyar. Kimse alırken bunu sorgulamıyor ama. Heee Eğer Mitsubishi Cold alırsan ayrı çünkü mercedes ona özel küçük motor üretmiştir. Ve en verimli motorlardan biridir. Bu arada Mercedes'in kuruluş yılı 1926 dır. Suzuki'nin 1909 dur. 27 yıl fazladan bir tecrübeye sahiptir.

Yineliyerek söylüyorum, bir aracın çok satması kalitesini yada iyi olduğunu göstermez, bu firmaların piyasadaki yeni pazar dediği ( yani yeni pazar sizle oluyorsunuz, adamlar bizi mal görüyor arkadaş ne yapacan ) bizlere araç satmak için her türlü oyunu reklamı, satış stratijisini, yeni ürün çıkartmış gibi göstermeyi ve bizleri kandırmayı beceriyorlar. Çıktıkları reklamlarda sana herşey var diyor ama altta alt yazı geçiyor bunlar en üst model de var bu reklama kanıpta ladığın araçta bunlar çıkmazsa beni dava etme diye. Mersedes A serisi aracın satış fiyatı 105.000 TL ama oda olsun bu da olsun dediğinde araba 295.000 TL fiyata çıkıyor bu ayıptır. Açık söylüyorum 2009 dan sonra Türkiye de VW modeli Golf hariç araç alınmaz, çünkü çoğu filo kiralamadan çıkan araçlar, özel anlaşmaları olduğu için hiç birinin kazası belası için servis ve tramer kayıtları yok. Temiz araç aldığınızı düşünür ve yanılırsınız.

Başka bir konu ; sahbaz061 arkadaşıma ve genele....

AT kullanan arkadaşlar, Suzuki yada başka bir araç hiç fark etmez, Araçlarınızı park ettiğinizde

1. Aracı N ye alın,
2. El Frenini çekin,
3. Ayak frenini bırakın ve araç lastiklerde kalan yükü de boşaltsın,
4. El Frenini bir tık daha çekin,
5. Park vitesine alın.

Bu yaparsanız AT şanzumanınızı bir ömür boyukullanırsınız.

Aracınızı harekete geçirirken,

1. Araca bindiğinizde ilk iş fren e basın
2. kontağı çalıştırın,
3. Vitesteki mandala basıp aracı N ye alın,
4. El Frenini bırakın,
5. Harekete geçeceğiniz zaman aracı Önce D ye alın sonra ayak freni bırakın.

Bunları yapmazsanız ve aracı P den D, N, R, L, 2 gibi viteslere alırken sarsmalı bir şekilde geçerse bilin ki şanzumanınızın ömrü çok uzun vaadeli olmayacak. Bu Tüm AT ler için geçerlidir.

Son konu gokhan_sozumcetin arkadaşımıza ve yine genele...

benim rekorum 860 km. yolun %100 ü uzun yol. Hız ortalamam 90-100 km/h. bu aralıklarda kullandığında 0,20 - 0,19 kuruş a kadar düşüyorsunuz.


Özet :

İyi insanların arkasında durusanız sizi bir üst basamağa taşır, Distribütörüne rağmen iyi kaliteli ve segmentinde en başarılı bir aracın arkasında durusanız, yarın Ciaz, ile de bu ülke tanışır, Baleno ile de tanışır, Kizashi ile de tanışır. İşte o zaman rekabet neymiş başkaları düşünür. Belki bizler çocuğu büyütürken kakasını çişini çekeceğiz ama, erişkinliğe geldiğinde hiç birimiz emeğimiz veya katkımız yok diyemeyecek.


Hepinize saygılar.