Şimdi Ara

SON 14 YILDA TÜRKİYE EKONOMİSİ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
148
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sayın Mağfi Eğilmez hocamızın kendi sitesinden paylaştığı bir yazıdır. Tamamını okumak ve tabloları incelemek isteyenler için link:


    http://www.mahfiegilmez.com/2017/03/son-14-ylda-turkiye-ekonomisi.html



    Direk özet olarak sonuç kısmı için:

    Türkiye son 14 yılda borç stokunu 366 milyar TL’den 2,953 milyar TL’ye çıkarmış ve bunlara eldeki kamu mallarının satışıyla da 102 milyar TL’lik finansman eklemiştir. Bu durumda ortaya çıkan finansman imkânı 3 trilyon 55 milyar TL dolayında bir imkân olmuştur.

    Bu yaratılan finansmanın itici gücüyle Türkiye, son 14 yılda önceki 14 yıla göre GSYH’sını ve kişi başına gelirini ciddi biçimde artırmış, büyümede potansiyel büyüme oranını yakalamış, enflasyonu ve bütçe açığını önemli oranda düşürmüş, buna karşılık aynı dönemde işsizlik artışını ve cari açık yükselişini kontrolden kaçırmış görünüyor.

    Borçlanmayı bu şekilde artırarak ve eldeki malları satarak bu büyümeyi sürekli kılmak mümkün değildir. Büyümenin hız kesmesi, işsizliğin artması ve enflasyonun yükselişine bakarsak ne özel kesimin ne de hanehalkının borçlarını artırarak yeni bir şeyler yapma veya alma gücü kalmamış, eldeki malların satışında da sona yaklaşılmış olduğu anlaşılıyor. Bu sonu erteleyebilmek için kurulan varlık fonu eldeki değerli varlıkları teminat göstererek borçlanmaya devam edebilmeyi hedefliyor.

    Türkiye, Menderes ve Özal dönemlerinden sonra bu 14 yıllık dönemde de yine borçlanarak ve mevcut varlıkları satıp paraya çevirerek ivme yakalama politikasını denedi. Ne var ki tıpkı öncekilerde olduğu gibi bu kez de bu ivmeye süreklilik kazandıracak olan yapısal reformlara girişemedi. Bugün artık bu politikanın bir kez daha sonuna gelmek üzere olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor.

    Yapısal reformları 2005’den bu yana niçin yapmadığımızı, yapısal reform adı altında kendimizi niçin kandırdığımızı, bilimle uğraşmak yerine niçin bilim dışı alanlara yöneldiğimizi sorgulamanın tam zamanı. Bu sorgulamayı yapabilir ve doğru yanıtları bulabilirsek en azından geleceğe dair yeni bir umut yaratabiliriz.

    Gayet güzel ve anlaşılır bir özet olmuş bence, sizin düşünceleriniz nelerdir?

    Toyotacı arkadaşlar bilhassa iyi okusun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi [Fe4R] -- 10 Mart 2017; 23:22:18 >







  • Senin bi adan var ama paran yok benim param var adam yok



    Sen bana diyosun ki gel benim adama otel bina falan yap islet bedava sadece oteli kur bende kabul ediyorum adana oteller binalar yapıyorum ve içerden dışardan para akıyor cebime gelen para benim ama parayı adandan kazandıgım için senin paran gibi gözüküyor fakat ben o parayı alıp götürürsem sen bi hiçsin topraklarına kendi mallarımı dikiyorum ve topragın kalmıyor adan artık benim

    Şimdi hem paran yok hem adan.



    Sen benim paramı kendi gelirin sayıyosun ama para benim.



    Şuan turkiye bunu yapıyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.