Şimdi Ara

Silah Taşıyabilmek Bir Hak Mıdır.? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
81
Cevap
0
Favori
5.843
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai

    quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai

    quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk


    quote:

    Orijinalden alıntı: mihimihi

    quote:

    Orijinalden alıntı: hastradamus

    tabiki haktır taksici sana levyeyle saldırdığında çekip vurmak en doğru çözümdür. elinde haydarla üstüne koşan adamı başka türlü nasıl engelleyip kendini savunabilirsin ki? polisler silah taşıyabiliyorsa halk da taşıyabilir.


    hmm işte sorun da bu ya kimsanin silahı olmazsa levyede olmaz o adamda.
    Ve işin garip tarafı gerçekten lafla konuşmak varken neden insanlar böyle hayvanlaşma gereği birbirine zarar verme gereği duyar??

    Silah taşıtmamak yetmez insanların zihinlerinin de değişmesi gerekir. Çünkü birine silah vermesen de o içindeki canavarı çıkarmak için en kolayından taştan bir silah yani karşısındakini yaralayacak bir alet yapar.

    Önemli olan sadece silahsızlanmak değil beyin olarak insanları silahsızlandırmak.

    sizi ve sizin gibileri kutluyorum, bu derece hùmanizm ne ceddimizde ne de dùnyada gorulmustur.
    Silahlanmayi biraz olsun it-ugursuz babinda ele almaniz dileklerimle fil disi kulenize sesleniyorum...


    İt- uğursuz diye bahsettiğiniz kişiler yakınınızdan birini öldürdüğünde anlarsınız:) O zaman bende sizi kutlarım destek çıktığınız için:) Ateş düştüğü yeri yakar. Ama giden geri gelmez. HEle giden bir de çocuğunuz olursa daha iyi anlarsınız. Elbette böyle bir temennim olmaz. Ama acının ne demek olduğunu ancak öyle anlarsınız.

    Hümanizm diye bahsettiğiniz şey aslında barışla ilgili sanırım. Zira hümanizm barışı içermekle beraber silah dışında insanlığın her bir şekilde beraber yaşayabileceğini düşünür. Silahsızlanma hümanizm'in şartlarından sadece biridir.

    Kim Fildişi kulesinde bilinmez. Ama yakınından biri öldüğünde Altından mı Fildişinden mi bilinmez. Birileri kulübelerinden çıkıp öç almaya çalışır. Alabilirse tabi!!! Alamazsa da yanına kar kalır.
    Saygılarımla,


    Ben anlatamıyorum herhalde, yumurta tavuk mevzusuna döndü.

    Hırsızlar, ev sahibi silahlıdır diye mi yoksa

    ev sahipleri, hırsızlar silahlıdır diye mi silahlanıyor?


    Bin bir zorlukla edinmiş olduğum bir aleti, sizin barış ve sevgi mesajlarınız üzerine kaldırıp atacak değilim. Yapmayın efendim siz nerede yaşıyorsunuz, ne barışı ne sevgisi ne kardeşliği, yıllardır Umut Vakfı'nı kimse ciddiye almadı, bu kafayla almaz da. Askere gidenler olacak, silah istemediğinizi söylesenize... Belki sınır bölgelerine gidenler de olacak, gece mevzide beklerken lütfen biber gazı isteyin, ya da dost olduğunuzu , silahları atalım kardeş olmak istediğinizi , silahlara gerek olmadığını belirtin...

    Doğru düzgün silah kullananla magandayı birbirinden ayırın.




    doğru düzgün silah kullanmak:) Diyelim taşıma hakkınız veya bulundurma hakkınız var! Biriyle kavga ettiniz ! Silahınız olmasa belki kimseyi öldürmeyeceksiniz. Ama yanınızda silah var karıncayı dahi incitmeyecekken karşınızdaki öldürmeniz olası değil mi?

    Eğer elinizde öldürücü bir silah varsa o sinirle; istemeseniz dahi kardeşinizi dahi öldürme ihtimaliniz yok mu?
    Saygılarımla,




    Birini öldürmek için gidip tabanca almak çok masraflı olur, kardeşim yok ama öldürmeye de programlı değilim, silahı elime aldığımda kimi vursam diye düşünmüyorum. Silah alıp birini öldürmeniz gerekmez, ihtiyacınız olduğunda yanınızda bulunmamasındansa ihtiyacınız olmasa da yanınızda bulunması daha hayırlıdır.

    Doğru düzgün araba kullanmak varken silah kullanmak olamaz mı, içip direksiyon başına geçen ve bu sebeple ölüme sebebiyet verenler hiç yok değil mi, hiç okumuyoruz! Alkollü, dikkatsiz, kural tanımadan araç kullanıp ölen/öldürenlerin sayısı ateşli silahla ölenlerin kaç katı? Özünde araba-en ilkel versiyonu bile- savaşta kullanılıyordu, esasen ulaşım ve nakliye aracıydı ama silah olarak da kullanıldı. Arabayla da adam öldürebilirsiniz. Bu kadar düz mantıkla ilerlemeyin, ülkeyi Vahşi Batıya çeviren kanunlar varsa etrafta silah görmeniz de doğaldır. Namuslu vatandaşı, namussuzlar karşısında çaresiz bırakan ben miyim, hırsız it uğursuz canına dokunmam sadece malında gözüm var diye taahhüt mü veriyor?

    Ben kavga eden biri değilim, yanınızda silah varken kavga etmekten kaçınırsınız eri gelir dayak yersiniz ama onu kılıfından çıkartmazsınız, baktınız ki can elden gidiyor o zaman amenna, hapse giden dönüyor da 4 kolluyla giden el-Fatiha. İnternette video bolluğu var izleyin, silahına davranabilen sarraf yok, neden mi kimsede eğitim yok kullanmayı da bilmiyor bakın her an tehditle yüzyüze iş yapan adamın hatalarına:


    namluda mermi yok
    silah kurulu değil emniyet açık(kilitli)
    kullanışsız - kolay çıkartılamayan- kılıfında daha saymamı ister misiniz? Eşek gibi anca hamallığını yapıyor. Arıcılara ayı tehdidi sebebiyle taşıma ruhsatı veriliyor, ayı bu ayı 9X19 fişekle ayı durdurulur mu? sistemdeki hataları size anlatıyorum bunları düşünseniz 40 yıl aklınıza gelmez, ancak dersiniz ki ya sinirlenip onu bunu vurursan ne olacak? Bu yaklaşımdan vazgeçin, gerçekten bir şey yapmak istiyorsanız muhatabınızın da haklı olabileceğini düşünün. Ben poligona gidiyorum, kum-güneş-deniz-araba-alkol sevmem bunlara para da harcamam, beni bunları yapmadığım için suçlayacak mısınız? Sizden farklı değilim, toplum içindeyim, gülüyorum eğleniyorum film izliyorum spor yapıyorum, uzun zamandır kavga da etmiyorum...

    Sistemde en büyük eksiklik eğitim kurumu olmaması, devlet denetlemiyor sattım bitti ne halin varsa gör diyor. Silah kullanımı yeni yeni sportif amaca dönmeye başladı. Eleştirileriniz haklı sebeplerle olsun sinirlenir çeker vurursun mantık barındırmayan bir cümle, Allah korkusu olan insan asla bu şekilde hareket etmez. Emaneti ehline vermeyen devlette hiç suç bulmuyorsunuz farkında mısınız? Emanetten kastım sadece silah değil her anlamda her mevki /makam/araç ülkemizde ehil olmayan ellerde, buyurun size kıyamet alameti...




  • Sayın @ kotucenk ihtiyacın olup olmadığını kim belirliyor? Siz mi? ABD aynı sizin korkularınız sebebiyle nükleer silah "bulundurma" hakkını kullanıyor. Türkiye hiç bir sorumluluğu olmamasına rağmen Amerika tarafından tehdit olarak algılanıyor. Ve bugün ki teknolojik gelişmeye bağlı bizi yerle bir ediyor. Korkuyla nereye varacağız?

    eğer siz silaha korunma sebebiyle sahip çıkarsanız , sanırım bunun sonu yok. Çünki karşınızdakinin neden korktuğunu veya çekindiğini tam olarak anlayamazsınız.

    Fert bağlamında baktığınızda da insanları suça iten sebepleri araşrtırmalı ve onları suçtan uzaklıştırmalısınız. Bu devletin görevidir. Devletin görevi ben görevimi yeteri kadar yapamıyorum bunu vatandaşım yapsın demek değildir. İşi vatandaşa bırakırsanız hak hukuk gözetmeksizin önüne geleni öldürebilir.

    Doğru olan insanları silahlandırmak değil silahsızlandırmaktır. Bugün evimizde kullandığımız bir bıçak; istemesek dahi çocumuzun ölümüne yol açabilir. Sizce işinizi gören bıçağın mı olması doğru? Yoksa bıçak yerine ölüme sebep olmayacak başka bir şeyin ikame edilmesi mi doğru? Ben çocuğum düşmesin diye 4 üncü kattaki evime demir muhafaza yaptırdım. Burdaki kasıt kendimi veya çocuğumu korumak için başkasına zarar verme amaçlı değildir. Aksine bir insanın hayatını devam ettirme amacıdır.

    Evinize giren bir hırsızı devletin size hak gördüğü silahla öldürebilirsiniz. Hiç düşündünüz mü aynı şartlar altında siz yetişmiş olsaydınız belki siz de hırsız olabilirdiniz. Hırsız olmaya mecbur kalabilirdiniz. Yazdıklarım suçu veya suçluyu haklı görmek babında değildir. Ama sizin asli göreviniz suçluyu yakalamak veya öldürmek değildir. Bunu kolluk kuvvetleri yapmalıdır.

    Evinize giren hırsızdan korktuğunuz kadar belki de o sizden korkuyordur. Eğer hırsız sizde silah olabileceği ihtimalini düşünürse aynı şekilde öldürme meyli artabilir. Sizde siah olmadığı düşüncesi ve yakalnsa dahi öldürülmeyeceğini bilirse size vereceği zarar enaz olacaktır. Diye düşünüyorum

    Saygılarımla,




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai

    Sayın @ kotucenk ihtiyacın olup olmadığını kim belirliyor? Siz mi? ABD aynı sizin korkularınız sebebiyle nükleer silah "bulundurma" hakkını kullanıyor. Türkiye hiç bir sorumluluğu olmamasına rağmen Amerika tarafından tehdit olarak algılanıyor. Ve bugün ki teknolojik gelişmeye bağlı bizi yerle bir ediyor. Korkuyla nereye varacağız?

    eğer siz silaha korunma sebebiyle sahip çıkarsanız , sanırım bunun sonu yok. Çünki karşınızdakinin neden korktuğunu veya çekindiğini tam olarak anlayamazsınız.

    Fert bağlamında baktığınızda da insanları suça iten sebepleri araşrtırmalı ve onları suçtan uzaklıştırmalısınız. Bu devletin görevidir. Devletin görevi ben görevimi yeteri kadar yapamıyorum bunu vatandaşım yapsın demek değildir. İşi vatandaşa bırakırsanız hak hukuk gözetmeksizin önüne geleni öldürebilir.

    Doğru olan insanları silahlandırmak değil silahsızlandırmaktır. Bugün evimizde kullandığımız bir bıçak; istemesek dahi çocumuzun ölümüne yol açabilir. Sizce işinizi gören bıçağın mı olması doğru? Yoksa bıçak yerine ölüme sebep olmayacak başka bir şeyin ikame edilmesi mi doğru? Ben çocuğum düşmesin diye 4 üncü kattaki evime demir muhafaza yaptırdım. Burdaki kasıt kendimi veya çocuğumu korumak için başkasına zarar verme amaçlı değildir. Aksine bir insanın hayatını devam ettirme amacıdır.

    Evinize giren bir hırsızı devletin size hak gördüğü silahla öldürebilirsiniz. Hiç düşündünüz mü aynı şartlar altında siz yetişmiş olsaydınız belki siz de hırsız olabilirdiniz. Hırsız olmaya mecbur kalabilirdiniz. Yazdıklarım suçu veya suçluyu haklı görmek babında değildir. Ama sizin asli göreviniz suçluyu yakalamak veya öldürmek değildir. Bunu kolluk kuvvetleri yapmalıdır.

    Evinize giren hırsızdan korktuğunuz kadar belki de o sizden korkuyordur. Eğer hırsız sizde silah olabileceği ihtimalini düşünürse aynı şekilde öldürme meyli artabilir. Sizde siah olmadığı düşüncesi ve yakalnsa dahi öldürülmeyeceğini bilirse size vereceği zarar enaz olacaktır. Diye düşünüyorum

    Saygılarımla,




    ABD'ye ait bir sözde:

    Silahı olmayan adam, kaybedecek bir şeyi olmayan adamdır, der.

    ABD silah üreticisi ve tüketicisi konumundadır, fiyat politikası bu yöndedir. Ülkemizde silahlanma zaten yoktur, genelde evde süs olarak yatırma amacıyla alınır ya da ona bunu gösterme... İşin özüne dönelim ben bekarım, çocuk- kira masrafım yok ve silahı finanse edebiliyorum. Poligonda 1 fişek 2-3 YTL arasında değişmektedir, haftalık yapacağınız 1 faaliyetin maliyeti ortalama 300 TL civarında oluyor ki ben abartmayanlardanım. Tabanca tüfek atıcılığı yanlış anlamayın ama orta ve alt gelirli vatandaş için değil, devlet desteği de yok. Bizim atıcılık dalında sporcumuzda yok, bireysel diyorum ve bitiriyorum. Herkesin silahlanması zaten mümkün değil, minimum 3000TL masrafınız oluyor o da daha tek fişek harcamadan...


    Silahsızlandırmaya gelirsek, affınıza sığınarak söylüyorum ki zor, silahları toplamayı vadetmek cenneti vadetmek gibi, altından kalkabileceğiniz bir şey değil. Türkiye , yasal silah sahibi olma konusunda insanları bezdiren kanunlara sahip, bu kanunları ben yapmadım ve illegal yollara yine başvurmadan çoğunun gözünde keriz olarak gittim 4 katı fiyatına devletten bunu satın aldım.

    Hırsızın hangi şartlarda yetiştiği beni enterese etmiyor ben evimdeyim, yatak odamdayım, hırsızın bu odada işi ne? Askeri bölgeye girerseniz uyarılırsınız, kaçarsanız birşey olmaz ama üstlerine yürürseniz ya da uyarıları dikkate almazsanız vurulursunuz. Hırsızı keyfe keder vuramıyorsunuz daha önce de anlattım, zaruri durum oluşmazsa siz suçlu olursunuz. İzlediğiniz filmleri düşünmeyin, burası Türkiye haklı da olsanız birini vurunca en azından 1 ay yatarınız var;)

    Hırsız değil, hasmı olanlar da var, kaçırılma şüphesiyle yaşayanlar da var bunun için çözümünüz ne?


    Ben güvenlik amacıyla aldım dedim, evde 200 fişek var 2 şarjör dolu, silah tam dolduruşta gece-gündüz kolay ulaşabileceğim bir yerdedir, uzanmam gerekmez. Bizde kimse silaha dokunmaz, misafir geldiğinde annem silahı kilitler, üzerinde sağlam bir kilit var ateşleme sistemini bloke ediyor. Hırsız, bu efendim garanti mi veriyor malı yüklenip gideceğine? Yanlış anlamazsanız şunu bir hayal edin :


    4.kattaki evinizde her şeyden sakındığınız eşiniz yerde yarı çıplak yatıyor gözleri dolmuş size bakıyor hıçkırıyor, çocuğunuz beşikte ağlamaktan sesi kısılmış çırpınıyor ve siz 2 kaburganızı kırıp karaciğerinizi parçalamış bıçağın üzerine kapanmış son dakikalarınızı yaşıyor, onlara bakıyorsunuz. Bu manzarayı kaç kişi yaşadı biliyor musunuz olmaz demeyin google'da şansınızı deneyin...




  • Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
    ister kafir, ister mecusi,
    ister puta tapan ol yine gel,
    bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
    yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...

    Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeliyiz,
    Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeliyiz biz...
    Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?
    Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik...
    Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
    Bizim mezarımız "âriflerin" gönüllerindedir.

    BİZİM MEZARIMIZ "ARİFLERİN" GÖNÜLLERİDİR.

    Mevlana Celaleddin Rumi
  • Arife tarif gerekmez!

    Saygılarımla,
  • Aynı şeyleri yazmaktan sıkıldım, ya anlamıyorsunuz ya da farklı bir coğrafyada yaşıyorsunuz. İsteyen silahlanır hiç bir şey de yapamazsınız, bu hak anayasayla korunuyor, ister keyif ister can güvenliği isterse eşe dosta göstermek için alır ama gider alır kimseye de açıklama yapmaz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uykusuz1i -- 28 Temmuz 2010; 9:59:50 >
  • Arkadaşlar hanginiz bir insan silahlandı diye onu dövdünüz yada öldürdünüz? Ben anlamadım sanki silahlananlara bir şey yapma çabası varmış gibi bazı cevaplar yazılıyor. Yahu bırakın silahlansınlar bize ne. Biz silahları savunmuyorsak biz silahlanmayız.
    Yukarıdaki okuduğum hiçbir mesajdada silahlanma anayasal hak değildir, yada işte kimse kesinlikle silahlanamaz diye bir şey okumamama rağmen hala bastıra bastıra anayasal hak bilmem ne diyenler de var. Kimse anayasal hakka bir şey demiyor.
    Eğer forumda bile insanlar fikirlerini söylerken böyle karşıdakine saygı çerçevesi dışında saldırıda bulunuluyorsa vay böyle konuşma özgürlüğüne.
    Kimse üzerine alınmasın bu mesajı sadece aynı fikirde olduğum insanlar okusun başkaları polemik yaratmak için alıntı yapmasın çünkü saygı çerçevesinde olmuyor alıntılar.
    BURADA HERKES İNSAN VE HERKESİN FİKİRLERİ VARDIR: HİÇKİMSE HİÇKMİSENİN ÜSTÜNDE AĞIRLIĞINI KURMAYA ÇALIŞMASIN. HİÇ KİMSE HİÇ KİMSEYİ İŞTE SEN ŞU KONUDA ŞÖYLESİN SEN BİRAZ DAHA OKU FALAN DİYE YARGILAYAMAZ.
    DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DE ANAYASAL BİR HAKTIR.




  • Zamana göre değişir bence eskiden haktı artık değil
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk

    Aynı şeyleri yazmaktan sıkıldım, ya anlamıyorsunuz ya da farklı bir coğrafyada yaşıyorsunuz. İsteyen silahlanır hiç bir şey de yapamazsınız, bu hak anayasayla korunuyor, ister keyif ister can güvenliği isterse eşe dosta göstermek için alır ama gider alır kimseye de açıklama yapmaz.


    Bende aynı şeyleri yazmaktan bıktım. İsteyen silahlanır demişsiniz:) Devletin bakışıyla sınırlıdır! Devlet istemezse "Ruhsatsız silah bulundurursunuz" . Anaysa nın hangi madde si vatandaşına silah bulundurma ve taşımayı hak görüyor yazarmısınız? Ben bilmiyorum. Cehaletimi bağışlayın. Ki böyle bir madde varsa zaten butlan dır. Zira kişi hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlü olan kolluk kuvvetleridir. Eğer devlet kendimi koruma hakkımı bana bırakacaksa niye ben vergi veriyorum. Niye devlete tabiyim? Madem öyle bıraksın bana kendimi koruma hakkımı ben hakkımı kendimce savunurum. Adamın biri kaza yapmış ; benim evime yardım istemeye gelmiş çekip silahımı vurayım. Buda meşru müdaafaya girsin. Bana ne! Girmesin benim maheremime! Bana ne niyetinin ne olduğundan! Yada fiziksel olarak beyin özürlü biri mahremime girdi vurayım. Taşıma ruhsatım var! Adam yolda önüme geçti , zıvanadan çıktım "lan sen nasıl benim önüme geçersin" diye çektim silahı vurdum. Benden başka şahit yok! Adamın suçu günahı var mı? bilen yok. Herkes benim anlattığımı biliyor! Adli sistem beni elinde bulunan delillere göre suçlayabilir. Diyelim adamın suçu yok o günki polis veya adli sistem doğru bilgi alamıyor. Silah taşıma zaiyatı mı diyeceğiz? Peki ölen siz olunca hakkınızı nerde arayacaksınız? Öte dünyaya mı bırakacaksınız? Zaten herkes öyle yapıyor? Öte dünya da ne olacağı muallak. Belki siz cennete veya cehenneme gidersiniz. Ama geride kalan eşiniz ve çocuklarınız sizi fazlasıyla arayacaktır.

    Suçu ve suçluyu yargılayalım ama kendimizi lütfen yargı yerine koymayalım. eğer yargı mercii siz olursanız yargının adaletinin belki de 1000 de 1 bile sizde olmayacaktır.

    Saygılarımla,




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai


    quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk

    Aynı şeyleri yazmaktan sıkıldım, ya anlamıyorsunuz ya da farklı bir coğrafyada yaşıyorsunuz. İsteyen silahlanır hiç bir şey de yapamazsınız, bu hak anayasayla korunuyor, ister keyif ister can güvenliği isterse eşe dosta göstermek için alır ama gider alır kimseye de açıklama yapmaz.


    Bende aynı şeyleri yazmaktan bıktım. İsteyen silahlanır demişsiniz:) Devletin bakışıyla sınırlıdır! Devlet istemezse "Ruhsatsız silah bulundurursunuz" . Anaysa nın hangi madde si vatandaşına silah bulundurma ve taşımayı hak görüyor yazarmısınız? Ben bilmiyorum. Cehaletimi bağışlayın. Ki böyle bir madde varsa zaten butlan dır. Zira kişi hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlü olan kolluk kuvvetleridir. Eğer devlet kendimi koruma hakkımı bana bırakacaksa niye ben vergi veriyorum. Niye devlete tabiyim? Madem öyle bıraksın bana kendimi koruma hakkımı ben hakkımı kendimce savunurum. Adamın biri kaza yapmış ; benim evime yardım istemeye gelmiş çekip silahımı vurayım. Buda meşru müdaafaya girsin. Bana ne! Girmesin benim maheremime! Bana ne niyetinin ne olduğundan! Yada fiziksel olarak beyin özürlü biri mahremime girdi vurayım. Taşıma ruhsatım var! Adam yolda önüme geçti , zıvanadan çıktım "lan sen nasıl benim önüme geçersin" diye çektim silahı vurdum. Benden başka şahit yok! Adamın suçu günahı var mı? bilen yok. Herkes benim anlattığımı biliyor! Adli sistem beni elinde bulunan delillere göre suçlayabilir. Diyelim adamın suçu yok o günki polis veya adli sistem doğru bilgi alamıyor. Silah taşıma zaiyatı mı diyeceğiz? Peki ölen siz olunca hakkınızı nerde arayacaksınız? Öte dünyaya mı bırakacaksınız? Zaten herkes öyle yapıyor? Öte dünya da ne olacağı muallak. Belki siz cennete veya cehenneme gidersiniz. Ama geride kalan eşiniz ve çocuklarınız sizi fazlasıyla arayacaktır.

    Suçu ve suçluyu yargılayalım ama kendimizi lütfen yargı yerine koymayalım. eğer yargı mercii siz olursanız yargının adaletinin belki de 1000 de 1 bile sizde olmayacaktır.

    Saygılarımla,


    Giambattista Vico:

    Bir anayasa tesis edebilirsiniz, yeni bir düzen iddiasında bulunabilirsiniz, ancak insanlar hayatı eski düzen altnda yaşamaya devam ederler. Dolayısıyla onlar bazı şeylerin değiştiğini fakat birçok şeyinde değişmediğini bilirler.


    http://www.timsah.com/Cono-asiretinden-savunma-Biz-hirsiziz/ndTdrva0WwX

    Aşağıdakileri okuyup algılayan biri, neyi ne zaman yapması gerektiğini bilir. Aciz vatandaşlar olsak dahi birini öldürmek her daim başınızı ağrıtacaktır. Bilinçli silahsever olmak başka bir şey maganda olmak başka bir şeydir. Elinde ekmek bıçağıyla bizim salonda gezinen adam; meyve bahçesinin veya seranın içindekileri çalan 3-5 adam muhtemelen iyi niyetli değildir. Can güvenliği yani hasmınız varsa o bambaşka bir şeydir ki muhtemelen sizi ya vurmuşlardır ya da öldürememişlerdir.

    91/1779 Sayılı Yönetmelik 7.madde:

    "İl valileri;
    Yaptıkları iş, sosyal, ekonomik, kültürel ve mesleki faaliyetleri ya da bulundukları yer ve zaman itibarıyla can güvenliklerinin ciddi ve harici tehdit ve tehlikelere maruz kalacağı kuvvetle muhtemel olduğu anlaşılan Türk vatandaşları ile karşılıklılık esasına göre ülkemizde çalışma ve ikamet izni sahibi yabancı uyruklu şahıslara,......
    talepleri halinde silah taşıma ruhsatı verebilir. Ancak,.....şahısların can güvenliklerinin ciddi ve harici tehditlere maruz kalacağının kuvvetle muhtemel olup olmadığı hususu valiler tarafından takdir edilir.
    Bu ruhsatlar, gerektiğinde veya veriliş sebebinin ortadan kalkması halinde, geçerlilik süresine bakılmaksızın geri alınabilir."

    6136 Sayılı Kanun'un Ek-7.maddesi ile 91/1779 Sayılı Yönetmeliğin 4.maddesinde düzenlenmiştir.
    Bu maddelere göre;
    1) 21 Yaşını doldurmuş olan ve silah ruhsatı almasında mani hali bulunmayan her Türk vatandaşı, bulundurmak maksadıyla silah satın alabilir.
    2)Bulundurma ruhsatı mesken yada iş yerinde bulundurmak üzere iki şekilde verilir.Taşıt araçları işyeri veya mesken sayılmaz.
    3)Bulundurma ruhsatlı silahların bir yerden başka bir yere nakli için mahallinin en büyük Mülki Amirinin vereceği nakil belgesi gereklidir. Bu belge atış poligonlarına gidiş ve dönüş için de geçerlidir. Ancak, silah nakil belgesinde belirtilen gün ve güzergah haricinde silah, mesken veya iş yeri dışına çıkarılamaz.
    4)Bulundurma ruhsatlı silaha sahip kişiler, mesken veya işyerlerini daimi olarak değiştirmeleri halinde yeni adreslerini ruhsatı veren mülki amirliğe bildirerek silah nakil belgesi almak ve yeni adreslerinin kayıtlara geçirilmesini ve ruhsatına işlenmesini sağlamak zorundadırlar. Ruhsatlı silahın bulundurulacağı yeni adresin başka bir mülki sınır içinde olması halinde, silaha ait bulundurma dosyası yeni adresin bulunduğu mülki amirliğe nakledilir. Dosyanın nakledildiği mülki amirlikçe harç alınmaksızın yeniden bulundurma ruhsatı düzenlenir.
    5) Bulundurmak amacıyla silah ruhsatı almak isteyenler, ikamet ettikleri ilçe emniyet müdürlüklerine müracaat ederler.

    6136 Sayılı Kanun 7/7.Madde: Ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan veya bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı altı aydan fazla hapis cezasına mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma ve bulundurma izni verilemez.
    6136 Sayılı Kanun 9.Madde:Ateşli silah taşımak müsaadesini haiz olanlar, bu silahları resmi ruhsatı haiz bulunanlardan başkasına satamayacakları gibi muvakkaten de olsa başkalarına veremezler.
    Silah bulundurma ve taşıma ruhsatını haiz olan kimsenin bu silahla suç işlemesi veya silahın muhafazasındaki ihmal ve kusurlu neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesi veya intihar ve intihara teşebbüs edilmesi hallerinde silah vesikası geriye alınır ve bir daha silah bulundurma ve taşıma izni verilmez.

    91/1779 Sayılı Yönetmelik: Madde 16:
    Kanunun 7 nci maddesinin (1) numaralı bendinde sayılanlar hariç aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez, verilmiş ruhsatlar iptal edilir.
    a) Ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar,
    b)Ruhsatlı silahıyla suç işleyenler veya silahın muhafazasındaki ihmal ve kusuru neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesine veya intihar ya da intihara teşebbüs edilmesine neden olanlar,
    c)Haklarında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesinin uygulanması nedeniyle kamu davası açılmamış olsa bile, zorunlu olmadığı halde meskun bir mahalde veya civarında ya da umuma mahsus yol üzerinde veya bu yola doğru silah atanlar ile bu suçların birinden mahkum olanlar,
    d) Taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, karapara aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlar,
    e)Taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya adli para cezasına mahkum olanlar,
    f) Uyuşturucu ve psikotrop maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etme ya da bu fiillere teşebbüs etme, satma, satışa arzetme, satın alma, bulundurma, herhangi bir şekilde başkasına devretme veya devralma, sevk veya nakletme, alınıp satılmasına veya devrine ya da her ne suretle olursa olsun tedarikine vasıta olma suçlarından biriyle mahkum olanlar,
    g) Ruhsatlı silahını geçici de olsa başkalarına verdikleri için hüküm giyenler,
    h) Kanunun 12, 13, 14 ve 15 inci maddelerinde belirtilen suçlardan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar,(Danıştay tarafından iptal edilmiştir.)
    ı) Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı silahlardan birini kullanmak suretiyle suç işleyen ve bu suçtan dolayı hapis ve/veya adli para cezasına mahkum olanlar,
    i) Ruhsatların veriliş nedenleri ortadan kalktığı halde durumu ruhsatı veren makama altı ay içinde bildirmeyen ruhsat sahipleri,
    j) Kanunun Ek 1 inci maddesinde belirtilen ateşli silah taşınması yasak yerlerde silah taşıyanlar,
    k) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü demirbaşına kayıtlı silahları amacı dışında kullananlar,
    l)Mahkeme kararı ile ya da haklarında verilen mahkumiyet kararının sonucu olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden tard veya ihraç edilenler, rütbesinin geri alınmasına hükmolunanlar ile 926 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin © bendi, 3269 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası ve 3466 sayılı Kanunun 15 inci maddesi uyarınca disiplinsizlik veya ahlaki durum sebebiyle ayırma işlemine tabi tutulanlar, 3269 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca başarısız görülenler ile 3466 sayılı Kanunun 13 ve 16 ncı maddeleri uyarınca ilişikleri kesilenler veya 1402 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince emekli edilenler ile disiplin kurulları veya mahkeme kararıyla meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ya da haklarında verilen mahkumiyet kararı sonucu memuriyetle ilişiği kesilenler veya sicilen ya da 1402 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince emekli edilenler,
    m) Kısıtlı olanlar ile kamu hizmetinden yasaklılar,
    n) Akıl hastası veya psikolojik ve nörolojik rahatsızlıkları olanlar,
    o) 21 yaşını bitirmemiş olanlar.
    ö)6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet suçundan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar,
    Yukarıdaki fıkranın (a), (b), ©, (d), (e), (f), (g), (h), (ı), (i) ve (ö) bentleri kapsamına girenler, affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile kendilerine hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez. Bu fıkra hükmü 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesi hükümlerine göre suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmaz.
    Birinci fıkranın (j) bendi kapsamına girenlerin silah taşıma ruhsatları bulundurmaya çevrilir ve kendilerine bir daha taşıma ruhsatı verilmez.
    Bu madde de belirtilen mahkumiyet, kesinleşmiş mahkumiyettir.
    Bu madde hükümlerinin uygulanmasında, mahkemelerce verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı ceza esas alınır.
    Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.


    Meşru müdafaa ve zorunluluk haliyle ilgili TCK hükmü:

    Madde 25 - Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
    Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

    T.C.K.Madde 27 - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
    (2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez...



    6136 Sayılı Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13.maddesi. Şimdi madde metnini görelim:

    Madde 13- (1)Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

    (2)Ateşli silahın, bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlardan olması ya da silah veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

    (3)Bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlar dışındaki ateşli silahın bir adet olması ve mutat sayıdaki mermilerinin ev veya işyerinde bulundurulması halinde verilecek ceza bir yıldan iki yıla kadar hapis ve yirmibeş günden yüz güne kadar adli para cezasıdır.

    (4)Ateşli silahlara ait mermilerin pek az sayıda bulundurulmasının veya taşınmasının mahkemece vahim olarak takdir edilmemesi durumunda hükmolunacak ceza, altı aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıdır.

    (5)Kuru sıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen tabancayı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştüren kişi, bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre cezalandırılır.

    6136 Sayılı Kanun'un 12.maddesi:

    Madde 12 - Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silah, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.

    TCK Madde 170 - Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
    a) Yangın çıkaran,
    b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
    c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
    Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


    5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nun 43.maddesinde de silahla ilgili ve kısaca "silah teşhir etme" diyebileceğimiz bir suç düzenlenmiştir.

    Madde 43 - Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye, kolluk tarafından altmışiki Türk Lirası idari para cezası verilir.

    Suçun oluşması için kullanılan silahın kanunlara göre yasak olmayan silahlardan olması gerekmektedir. 6136 Sayılı Yasa kapsamındaki tabanca ve tüfekler, 2521 Sayılı Yasa kapsamındaki avtüfekleri, 5729 Sayılı Yasa kapsamındaki kuru sıkı tabancalar dışındaki bir silahı herkesin görebileceği şekilde taşıyanlar cezalandırılacaktır.

    Silahlarla ilgili bir diğer suç TCK 123.maddede düzenlenmiştir.

    Madde 123 - Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

    1) TCK’nun 86.maddesinde yazılı kasten yaralama suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    2) TCK’nun 102.maddesinde yazılı cinsel saldırı suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    3) TCK’nun 106.maddesinde yazılı tehdit suçunu silahla işleyen şahsın cezası arttırılır.
    4) TCK’nun 109.maddesinde yazılı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu silahla işleyen şahsın cezası bir kat arttırılır.
    5) TCK’nun 148.maddesinde yazılı yağma suçunu silahla işleyen şahsın cezası arttırılır.
    6) TCK’nun 213.maddesinde yazılı halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    7) TCK’nun 265.maddesinde yazılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    8) TCK’nun 292.maddesinde yazılı hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu silahla işleyen şahsın cezası bir kat arttırılır.

    Keyfen Silah Ruhsatı Veren Vali Mahkum Oldu:



    Eski Mersin Valisi , yasaya aykırı biçimde silah ruhsatı verdiği için görevi kötüye kullanmaktan mahkum oldu; cezası ertelendi.
    BİA Haber Merkezi - Ankara
    28 Mart 2008, Cuma
    Yargıtay, eski Mersin Valisi 431 kişiye yasaya aykırı olarak silah taşıma onayı verdiği ve görevini kötüye kullandığı için mahkum etti.
    4. Ceza Dairesi, eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 240. maddesi uyarınca 11 ay 20 gün hapis, 333 YTL para cezasına çarptırdı ve 2 ay 27 gün kamu hizmetinden men etti. Hapis cezası da para cezasına çevrildi ve ertelendi.
    Radikal'in haberine göre, Vali, polisin "silah ruhsatı almalarına gerekçe gösterilecek bilgi ve belge" yok dediği 429 kişiye silah ruhsatı verdi.
    Gerekçeler
    Valinin itirazı üzerine Ceza Kurulu'na gelen davanın gerekçesinde şu noktaların altı çizildi:
    "Can güvenliği nedeniyle silah taşıma ruhsatı verilmesi yetkisi 6236 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca il valiliklerine aittir. Valinin Mersin'de görev yaptığı dönemde il valilerine tanınan takdir yetkisi daha da genişletilmiştir.
    Yönetmeliğe eklenen "Şahısların can güvenliklerinin ciddi ve harici tehditlere maruz kalacağının kuvvetle muhtemel olup olmadığı hususu valiler tarafından takdir edilir" ibaresinin bu konuda valilere sınırsız bir yetki, dolayısıyla da keyfilik tanıdığı düşünülemez. Valilerin bu hususta kullanacakları takdir hakkının denetime açık olacak gerekçeleri içermesi keyfiliğin önüne geçilebilmesi açısından zorunludur.
    Takdir yetkisinin sınırlarını aşarak, kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanan sanık Vali, taşıma ruhsatı verilmesine ilişkin ilk başvurularını reddettiği 85 kişiye, daha sonra bir değişiklik olmamasına, durumlarının yeniden değerlendirilmemesine, yeniden herhangi bir araştırma yapılmamasına karşın silah taşıma ruhsatı onayı verdi. Valinin bu eylemi takdir hakkının kullanılmasından öte, verilen yetkinin açıkça kötüye kullanılmasıdır."




  • önüne gelenin önüne geleni öldürdüğü şu dünyada silah taşımak sonuna kadar haktır!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!(göremeyenler için ünlem ünlem ünlem)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk


    quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai


    quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk

    Aynı şeyleri yazmaktan sıkıldım, ya anlamıyorsunuz ya da farklı bir coğrafyada yaşıyorsunuz. İsteyen silahlanır hiç bir şey de yapamazsınız, bu hak anayasayla korunuyor, ister keyif ister can güvenliği isterse eşe dosta göstermek için alır ama gider alır kimseye de açıklama yapmaz.


    Bende aynı şeyleri yazmaktan bıktım. İsteyen silahlanır demişsiniz:) Devletin bakışıyla sınırlıdır! Devlet istemezse "Ruhsatsız silah bulundurursunuz" . Anaysa nın hangi madde si vatandaşına silah bulundurma ve taşımayı hak görüyor yazarmısınız? Ben bilmiyorum. Cehaletimi bağışlayın. Ki böyle bir madde varsa zaten butlan dır. Zira kişi hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlü olan kolluk kuvvetleridir. Eğer devlet kendimi koruma hakkımı bana bırakacaksa niye ben vergi veriyorum. Niye devlete tabiyim? Madem öyle bıraksın bana kendimi koruma hakkımı ben hakkımı kendimce savunurum. Adamın biri kaza yapmış ; benim evime yardım istemeye gelmiş çekip silahımı vurayım. Buda meşru müdaafaya girsin. Bana ne! Girmesin benim maheremime! Bana ne niyetinin ne olduğundan! Yada fiziksel olarak beyin özürlü biri mahremime girdi vurayım. Taşıma ruhsatım var! Adam yolda önüme geçti , zıvanadan çıktım "lan sen nasıl benim önüme geçersin" diye çektim silahı vurdum. Benden başka şahit yok! Adamın suçu günahı var mı? bilen yok. Herkes benim anlattığımı biliyor! Adli sistem beni elinde bulunan delillere göre suçlayabilir. Diyelim adamın suçu yok o günki polis veya adli sistem doğru bilgi alamıyor. Silah taşıma zaiyatı mı diyeceğiz? Peki ölen siz olunca hakkınızı nerde arayacaksınız? Öte dünyaya mı bırakacaksınız? Zaten herkes öyle yapıyor? Öte dünya da ne olacağı muallak. Belki siz cennete veya cehenneme gidersiniz. Ama geride kalan eşiniz ve çocuklarınız sizi fazlasıyla arayacaktır.

    Suçu ve suçluyu yargılayalım ama kendimizi lütfen yargı yerine koymayalım. eğer yargı mercii siz olursanız yargının adaletinin belki de 1000 de 1 bile sizde olmayacaktır.

    Saygılarımla,


    Giambattista Vico:

    Bir anayasa tesis edebilirsiniz, yeni bir düzen iddiasında bulunabilirsiniz, ancak insanlar hayatı eski düzen altnda yaşamaya devam ederler. Dolayısıyla onlar bazı şeylerin değiştiğini fakat birçok şeyinde değişmediğini bilirler.


    http://www.timsah.com/Cono-asiretinden-savunma-Biz-hirsiziz/ndTdrva0WwX

    Aşağıdakileri okuyup algılayan biri, neyi ne zaman yapması gerektiğini bilir. Aciz vatandaşlar olsak dahi birini öldürmek her daim başınızı ağrıtacaktır. Bilinçli silahsever olmak başka bir şey maganda olmak başka bir şeydir. Elinde ekmek bıçağıyla bizim salonda gezinen adam; meyve bahçesinin veya seranın içindekileri çalan 3-5 adam muhtemelen iyi niyetli değildir. Can güvenliği yani hasmınız varsa o bambaşka bir şeydir ki muhtemelen sizi ya vurmuşlardır ya da öldürememişlerdir.

    91/1779 Sayılı Yönetmelik 7.madde:

    "İl valileri;
    Yaptıkları iş, sosyal, ekonomik, kültürel ve mesleki faaliyetleri ya da bulundukları yer ve zaman itibarıyla can güvenliklerinin ciddi ve harici tehdit ve tehlikelere maruz kalacağı kuvvetle muhtemel olduğu anlaşılan Türk vatandaşları ile karşılıklılık esasına göre ülkemizde çalışma ve ikamet izni sahibi yabancı uyruklu şahıslara,......
    talepleri halinde silah taşıma ruhsatı verebilir. Ancak,.....şahısların can güvenliklerinin ciddi ve harici tehditlere maruz kalacağının kuvvetle muhtemel olup olmadığı hususu valiler tarafından takdir edilir.
    Bu ruhsatlar, gerektiğinde veya veriliş sebebinin ortadan kalkması halinde, geçerlilik süresine bakılmaksızın geri alınabilir."

    6136 Sayılı Kanun'un Ek-7.maddesi ile 91/1779 Sayılı Yönetmeliğin 4.maddesinde düzenlenmiştir.
    Bu maddelere göre;
    1) 21 Yaşını doldurmuş olan ve silah ruhsatı almasında mani hali bulunmayan her Türk vatandaşı, bulundurmak maksadıyla silah satın alabilir.
    2)Bulundurma ruhsatı mesken yada iş yerinde bulundurmak üzere iki şekilde verilir.Taşıt araçları işyeri veya mesken sayılmaz.
    3)Bulundurma ruhsatlı silahların bir yerden başka bir yere nakli için mahallinin en büyük Mülki Amirinin vereceği nakil belgesi gereklidir. Bu belge atış poligonlarına gidiş ve dönüş için de geçerlidir. Ancak, silah nakil belgesinde belirtilen gün ve güzergah haricinde silah, mesken veya iş yeri dışına çıkarılamaz.
    4)Bulundurma ruhsatlı silaha sahip kişiler, mesken veya işyerlerini daimi olarak değiştirmeleri halinde yeni adreslerini ruhsatı veren mülki amirliğe bildirerek silah nakil belgesi almak ve yeni adreslerinin kayıtlara geçirilmesini ve ruhsatına işlenmesini sağlamak zorundadırlar. Ruhsatlı silahın bulundurulacağı yeni adresin başka bir mülki sınır içinde olması halinde, silaha ait bulundurma dosyası yeni adresin bulunduğu mülki amirliğe nakledilir. Dosyanın nakledildiği mülki amirlikçe harç alınmaksızın yeniden bulundurma ruhsatı düzenlenir.
    5) Bulundurmak amacıyla silah ruhsatı almak isteyenler, ikamet ettikleri ilçe emniyet müdürlüklerine müracaat ederler.

    6136 Sayılı Kanun 7/7.Madde: Ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan veya bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı altı aydan fazla hapis cezasına mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma ve bulundurma izni verilemez.
    6136 Sayılı Kanun 9.Madde:Ateşli silah taşımak müsaadesini haiz olanlar, bu silahları resmi ruhsatı haiz bulunanlardan başkasına satamayacakları gibi muvakkaten de olsa başkalarına veremezler.
    Silah bulundurma ve taşıma ruhsatını haiz olan kimsenin bu silahla suç işlemesi veya silahın muhafazasındaki ihmal ve kusurlu neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesi veya intihar ve intihara teşebbüs edilmesi hallerinde silah vesikası geriye alınır ve bir daha silah bulundurma ve taşıma izni verilmez.

    91/1779 Sayılı Yönetmelik: Madde 16:
    Kanunun 7 nci maddesinin (1) numaralı bendinde sayılanlar hariç aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez, verilmiş ruhsatlar iptal edilir.
    a) Ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar,
    b)Ruhsatlı silahıyla suç işleyenler veya silahın muhafazasındaki ihmal ve kusuru neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesine veya intihar ya da intihara teşebbüs edilmesine neden olanlar,
    c)Haklarında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesinin uygulanması nedeniyle kamu davası açılmamış olsa bile, zorunlu olmadığı halde meskun bir mahalde veya civarında ya da umuma mahsus yol üzerinde veya bu yola doğru silah atanlar ile bu suçların birinden mahkum olanlar,
    d) Taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, karapara aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlar,
    e)Taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya adli para cezasına mahkum olanlar,
    f) Uyuşturucu ve psikotrop maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etme ya da bu fiillere teşebbüs etme, satma, satışa arzetme, satın alma, bulundurma, herhangi bir şekilde başkasına devretme veya devralma, sevk veya nakletme, alınıp satılmasına veya devrine ya da her ne suretle olursa olsun tedarikine vasıta olma suçlarından biriyle mahkum olanlar,
    g) Ruhsatlı silahını geçici de olsa başkalarına verdikleri için hüküm giyenler,
    h) Kanunun 12, 13, 14 ve 15 inci maddelerinde belirtilen suçlardan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar,(Danıştay tarafından iptal edilmiştir.)
    ı) Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı silahlardan birini kullanmak suretiyle suç işleyen ve bu suçtan dolayı hapis ve/veya adli para cezasına mahkum olanlar,
    i) Ruhsatların veriliş nedenleri ortadan kalktığı halde durumu ruhsatı veren makama altı ay içinde bildirmeyen ruhsat sahipleri,
    j) Kanunun Ek 1 inci maddesinde belirtilen ateşli silah taşınması yasak yerlerde silah taşıyanlar,
    k) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü demirbaşına kayıtlı silahları amacı dışında kullananlar,
    l)Mahkeme kararı ile ya da haklarında verilen mahkumiyet kararının sonucu olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden tard veya ihraç edilenler, rütbesinin geri alınmasına hükmolunanlar ile 926 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin © bendi, 3269 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası ve 3466 sayılı Kanunun 15 inci maddesi uyarınca disiplinsizlik veya ahlaki durum sebebiyle ayırma işlemine tabi tutulanlar, 3269 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca başarısız görülenler ile 3466 sayılı Kanunun 13 ve 16 ncı maddeleri uyarınca ilişikleri kesilenler veya 1402 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince emekli edilenler ile disiplin kurulları veya mahkeme kararıyla meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ya da haklarında verilen mahkumiyet kararı sonucu memuriyetle ilişiği kesilenler veya sicilen ya da 1402 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince emekli edilenler,
    m) Kısıtlı olanlar ile kamu hizmetinden yasaklılar,
    n) Akıl hastası veya psikolojik ve nörolojik rahatsızlıkları olanlar,
    o) 21 yaşını bitirmemiş olanlar.
    ö)6831 sayılı Orman Kanununa muhalefet suçundan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar,
    Yukarıdaki fıkranın (a), (b), ©, (d), (e), (f), (g), (h), (ı), (i) ve (ö) bentleri kapsamına girenler, affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile kendilerine hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez. Bu fıkra hükmü 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesi hükümlerine göre suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmaz.
    Birinci fıkranın (j) bendi kapsamına girenlerin silah taşıma ruhsatları bulundurmaya çevrilir ve kendilerine bir daha taşıma ruhsatı verilmez.
    Bu madde de belirtilen mahkumiyet, kesinleşmiş mahkumiyettir.
    Bu madde hükümlerinin uygulanmasında, mahkemelerce verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı ceza esas alınır.
    Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.


    Meşru müdafaa ve zorunluluk haliyle ilgili TCK hükmü:

    Madde 25 - Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
    Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

    T.C.K.Madde 27 - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
    (2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez...



    6136 Sayılı Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13.maddesi. Şimdi madde metnini görelim:

    Madde 13- (1)Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

    (2)Ateşli silahın, bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlardan olması ya da silah veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.

    (3)Bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlar dışındaki ateşli silahın bir adet olması ve mutat sayıdaki mermilerinin ev veya işyerinde bulundurulması halinde verilecek ceza bir yıldan iki yıla kadar hapis ve yirmibeş günden yüz güne kadar adli para cezasıdır.

    (4)Ateşli silahlara ait mermilerin pek az sayıda bulundurulmasının veya taşınmasının mahkemece vahim olarak takdir edilmemesi durumunda hükmolunacak ceza, altı aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıdır.

    (5)Kuru sıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen tabancayı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştüren kişi, bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre cezalandırılır.

    6136 Sayılı Kanun'un 12.maddesi:

    Madde 12 - Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silah, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır.

    TCK Madde 170 - Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
    a) Yangın çıkaran,
    b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
    c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
    Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


    5326 Sayılı Kabahatler Kanunu'nun 43.maddesinde de silahla ilgili ve kısaca "silah teşhir etme" diyebileceğimiz bir suç düzenlenmiştir.

    Madde 43 - Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye, kolluk tarafından altmışiki Türk Lirası idari para cezası verilir.

    Suçun oluşması için kullanılan silahın kanunlara göre yasak olmayan silahlardan olması gerekmektedir. 6136 Sayılı Yasa kapsamındaki tabanca ve tüfekler, 2521 Sayılı Yasa kapsamındaki avtüfekleri, 5729 Sayılı Yasa kapsamındaki kuru sıkı tabancalar dışındaki bir silahı herkesin görebileceği şekilde taşıyanlar cezalandırılacaktır.

    Silahlarla ilgili bir diğer suç TCK 123.maddede düzenlenmiştir.

    Madde 123 - Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

    1) TCK’nun 86.maddesinde yazılı kasten yaralama suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    2) TCK’nun 102.maddesinde yazılı cinsel saldırı suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    3) TCK’nun 106.maddesinde yazılı tehdit suçunu silahla işleyen şahsın cezası arttırılır.
    4) TCK’nun 109.maddesinde yazılı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu silahla işleyen şahsın cezası bir kat arttırılır.
    5) TCK’nun 148.maddesinde yazılı yağma suçunu silahla işleyen şahsın cezası arttırılır.
    6) TCK’nun 213.maddesinde yazılı halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    7) TCK’nun 265.maddesinde yazılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu silahla işleyen şahsın cezası yarı oranında arttırılır.
    8) TCK’nun 292.maddesinde yazılı hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu silahla işleyen şahsın cezası bir kat arttırılır.

    Keyfen Silah Ruhsatı Veren Vali Mahkum Oldu:



    Eski Mersin Valisi , yasaya aykırı biçimde silah ruhsatı verdiği için görevi kötüye kullanmaktan mahkum oldu; cezası ertelendi.
    BİA Haber Merkezi - Ankara
    28 Mart 2008, Cuma
    Yargıtay, eski Mersin Valisi 431 kişiye yasaya aykırı olarak silah taşıma onayı verdiği ve görevini kötüye kullandığı için mahkum etti.
    4. Ceza Dairesi, eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 240. maddesi uyarınca 11 ay 20 gün hapis, 333 YTL para cezasına çarptırdı ve 2 ay 27 gün kamu hizmetinden men etti. Hapis cezası da para cezasına çevrildi ve ertelendi.
    Radikal'in haberine göre, Vali, polisin "silah ruhsatı almalarına gerekçe gösterilecek bilgi ve belge" yok dediği 429 kişiye silah ruhsatı verdi.
    Gerekçeler
    Valinin itirazı üzerine Ceza Kurulu'na gelen davanın gerekçesinde şu noktaların altı çizildi:
    "Can güvenliği nedeniyle silah taşıma ruhsatı verilmesi yetkisi 6236 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca il valiliklerine aittir. Valinin Mersin'de görev yaptığı dönemde il valilerine tanınan takdir yetkisi daha da genişletilmiştir.
    Yönetmeliğe eklenen "Şahısların can güvenliklerinin ciddi ve harici tehditlere maruz kalacağının kuvvetle muhtemel olup olmadığı hususu valiler tarafından takdir edilir" ibaresinin bu konuda valilere sınırsız bir yetki, dolayısıyla da keyfilik tanıdığı düşünülemez. Valilerin bu hususta kullanacakları takdir hakkının denetime açık olacak gerekçeleri içermesi keyfiliğin önüne geçilebilmesi açısından zorunludur.
    Takdir yetkisinin sınırlarını aşarak, kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanan sanık Vali, taşıma ruhsatı verilmesine ilişkin ilk başvurularını reddettiği 85 kişiye, daha sonra bir değişiklik olmamasına, durumlarının yeniden değerlendirilmemesine, yeniden herhangi bir araştırma yapılmamasına karşın silah taşıma ruhsatı onayı verdi. Valinin bu eylemi takdir hakkının kullanılmasından öte, verilen yetkinin açıkça kötüye kullanılmasıdır."




    Sayın @kotucenk silah ile ilgili düzenlemenin "ANAYASAL HAK" olduğunu iddia eden sizsiniz ama verdiğiniz örnekler Ceza Hukuku ile ilgili. Lütfen bana Anayasa dan örnek veriniz.

    saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Massaimassai -- 30 Temmuz 2010; 3:03:11 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mihimihi

    önüne gelenin önüne geleni öldürdüğü şu dünyada silah taşımak sonuna kadar haktır!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!(göremeyenler için ünlem ünlem ünlem)


    Sizin gördüğünüzü herkes görebilir merak etmeyin. Zaten Amerika da görüyor:)) O kadar görüyor ki sizden üstün olduğu için sizi zapt-ı rapt'a alabiliyor. Sizin canhıraş bağışlarınız onun umrunda değil zira en iyi silahı şuan için onda! Yarın başkasında olur bilinmez. Umarım sizin hak gördüğünüz bu silah sebebiyle bir yakınınız ölmez. Ülkemizde maçlardan sonra insanlar ölmekte! Bunların % 1 bile ruhsatlı silah sahibi olsa sizin söylediğinizin boş olduğunu anlamanız ; başınıza geldiğinde olur ancak. Özür dilerim bu bir temenni değil ama " Bir musubet bin nasihattan iyidir" Varın siz istediğinize inanın bende istediğime!

    Selametle:))



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Massaimassai -- 30 Temmuz 2010; 3:10:51 >




  • İKİNCİ BÖLÜM

    Kişinin Hakları ve Ödevleri

    I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı

    MADDE 17 . – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

    Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

    Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

    --------------------


    B. Konut dokunulmazlığı

    MADDE 21 . – (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

    Biz Nutella reklamında oynayan sarışın, evli,mutlu ve çocuklu aile gibi değiliz, rezidans sahibi hiç değiliz kapımızda elektronik güvenlik sistemi ve bekçi yok, araçlarımız zırhlı değil, muhtemelen düşmanımız da var oldu mu? Düğünden sonra geri zekalının biri havaya ateş ederken akrabamı vurur ben en iyisi silah almayayım, buna da gülerler...




  • evet arkadaşlar dün itibariyle bu bölümde bir mesaj vardı işte git gereksiz mesajlar bölümüne yaz
    forumun kuralları var gereksiz mesajlar silinecek diye.
    Bugün o mesajı göremiyorsunuz çünkü silinmiş. Bu da en güzel cevap olmuş.


    İkinci olarak da:

    quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai

    quote:

    Orijinalden alıntı: mihimihi

    önüne gelenin önüne geleni öldürdüğü şu dünyada silah taşımak sonuna kadar haktır!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!(göremeyenler için ünlem ünlem ünlem)


    Sizin gördüğünüzü herkes görebilir merak etmeyin. Zaten Amerika da görüyor:)) O kadar görüyor ki sizden üstün olduğu için sizi zapt-ı rapt'a alabiliyor. Sizin canhıraş bağışlarınız onun umrunda değil zira en iyi silahı şuan için onda! Yarın başkasında olur bilinmez. Umarım sizin hak gördüğünüz bu silah sebebiyle bir yakınınız ölmez. Ülkemizde maçlardan sonra insanlar ölmekte! Bunların % 1 bile ruhsatlı silah sahibi olsa sizin söylediğinizin boş olduğunu anlamanız ; başınıza geldiğinde olur ancak. Özür dilerim bu bir temenni değil ama " Bir musubet bin nasihattan iyidir" Varın siz istediğinize inanın bende istediğime!

    Selametle:))


    Yahu ben orada tariz yaptım yani ben silahı savunmuyorum hatta tamamen silahsız bir dünyanın olmasını savunuyorum. Siz yazdığımı yanlış anlamışsınız. Oradaki ünlem cümleyle dalga geçmek amacıyla yazılmıştır.
    Anlaştık mı??




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk

    İKİNCİ BÖLÜM

    Kişinin Hakları ve Ödevleri

    I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı

    MADDE 17 . – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

    Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

    Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

    --------------------


    B. Konut dokunulmazlığı

    MADDE 21 . – (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

    Biz Nutella reklamında oynayan sarışın, evli,mutlu ve çocuklu aile gibi değiliz, rezidans sahibi hiç değiliz kapımızda elektronik güvenlik sistemi ve bekçi yok, araçlarımız zırhlı değil, muhtemelen düşmanımız da var oldu mu? Düğünden sonra geri zekalının biri havaya ateş ederken akrabamı vurur ben en iyisi silah almayayım, buna da gülerler...




    Sayın @ kotucenk yazdıklarınızın nersinde silah bulundurma veya taşıma hakkı var? Ne alakası var bu yazdığınız kanun maddelerinin anlamadım!?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mihimihi

    evet arkadaşlar dün itibariyle bu bölümde bir mesaj vardı işte git gereksiz mesajlar bölümüne yaz
    forumun kuralları var gereksiz mesajlar silinecek diye.
    Bugün o mesajı göremiyorsunuz çünkü silinmiş. Bu da en güzel cevap olmuş.


    İkinci olarak da:

    quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai

    quote:

    Orijinalden alıntı: mihimihi

    önüne gelenin önüne geleni öldürdüğü şu dünyada silah taşımak sonuna kadar haktır!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!(göremeyenler için ünlem ünlem ünlem)


    Sizin gördüğünüzü herkes görebilir merak etmeyin. Zaten Amerika da görüyor:)) O kadar görüyor ki sizden üstün olduğu için sizi zapt-ı rapt'a alabiliyor. Sizin canhıraş bağışlarınız onun umrunda değil zira en iyi silahı şuan için onda! Yarın başkasında olur bilinmez. Umarım sizin hak gördüğünüz bu silah sebebiyle bir yakınınız ölmez. Ülkemizde maçlardan sonra insanlar ölmekte! Bunların % 1 bile ruhsatlı silah sahibi olsa sizin söylediğinizin boş olduğunu anlamanız ; başınıza geldiğinde olur ancak. Özür dilerim bu bir temenni değil ama " Bir musubet bin nasihattan iyidir" Varın siz istediğinize inanın bende istediğime!

    Selametle:))


    Yahu ben orada tariz yaptım yani ben silahı savunmuyorum hatta tamamen silahsız bir dünyanın olmasını savunuyorum. Siz yazdığımı yanlış anlamışsınız. Oradaki ünlem cümleyle dalga geçmek amacıyla yazılmıştır.
    Anlaştık mı??


    Özür dilerim.

    Anlaştık:)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk

    İKİNCİ BÖLÜM

    Kişinin Hakları ve Ödevleri

    I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı

    MADDE 17 . – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

    Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

    Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

    --------------------


    B. Konut dokunulmazlığı

    MADDE 21 . – (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

    Biz Nutella reklamında oynayan sarışın, evli,mutlu ve çocuklu aile gibi değiliz, rezidans sahibi hiç değiliz kapımızda elektronik güvenlik sistemi ve bekçi yok, araçlarımız zırhlı değil, muhtemelen düşmanımız da var oldu mu? Düğünden sonra geri zekalının biri havaya ateş ederken akrabamı vurur ben en iyisi silah almayayım, buna da gülerler...





    Ben silah satıp bu işten para kazanmıyorum.

    Yaz günü kısacık t-shirt giyerek kollarımı havaya kaldırıp esneyip belimde silah var milleti bi görsün demiyorum

    İkide bir elimi belime veya g.tüme atıp durmuyorum.

    Maç sonrası balkondan sağa sola veya düğünde veya arkadaşlarla içmeye gidip bağ evinde ateş etmiyorum.

    Silahlanma ile ilgili bir konu olduğunda ortaya atlayıp ben onu bunu bilirim demiyorum, kendi silahım hakkında üç-beş bilgim var gerisini bilemem diyorum.

    Arkadaşlarım içinde silahtan rahatsız olanları poligona götürüyorum, korkularını yenmesine yardımcı oluyorum; ellerine silah verip namluya fişek sürüp ''bizim oğlan/bizim kız al bakalım'' ya kendini ya beni ya da başka birini vur bakalaım demiyorum!


    Size insan gibi cevap verebiliyorum, çoğu zaman silah içerikli filmleri izlemiyorum, alkol uyuşturucu kullanmıyorum, vurdulu kırdılı bilgisayar oyunu da oynamıyorum hiç hevesim olmadı... Bu durumda ben silah almak için gayet makul şartlarda biriyim, sabah kalkıp kimi vursam diye de düşünmüyorum.

    Sizin ıslak rüyalarınızdaki gibi bir Türkiye yok ve silahseverler yine ıslak rüyanızdaki gibi bugün kimi vursak diye güne başlamıyorlar. Silah kullanılabilecek şartları yazdım, gerekçelerini de...

    Bu işler keyfiyete bırakılmamıştır, ne yazık ki benim elimdeki tabancanın ''savaş-ihtilal'' durumunda benden önce sefer görev emri vardır. Ne kendime ne de komşuma zarar gelmesini isterim, evim ve bahçesi dahil benim mülküm oluyor burada olabilecek her şeye orantılı müdahale şartı ile yaklaşabilirim. Türkiye'de yılda ortalama 900 kişi ateşli silahlarla ölüyor, bunun içine sarhoş-mafya-hırsız-tefeci de dahil, ortalama 10.000 kişi trafik kazasında ölüyor buna ne diyorsunuz, hangisi barbarlık?

    Ben bu oyundan sıkıldım, son mesajım olsun, bundan sonra yazdıklarınıza cevap vermeyeceğim keza siz iyi niyetimi suistimal ediyorsunuz, hayatınızda sizinle bu derece anlayışla muhatap olmuş birine ben istediğimi düşünürüm düşündüğümü yazarım kardeşim tarzında cevap verilebiliyorsa eyvah eyvah. Aşağıdaki mesaj size ait, gereken cevabı da aldınız, haksız mıyım? Farklı şartlarda, farklı ortamlarda, bambaşka dünyaları yaşayan insanlarız bunu unutmayın...

    quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai


    Konu başlığı neyle alakadar olursa olsun konu dışına sapılamaz mı? Diyelim biri konu dışına saptı!? Sizin yazmak istediğinize engel mi?

    Ben biliminsanıyım, araştırma yapıyorum. Konu dışında önemli veya önemsiz! ( neyin önemli neyin önemsiz olduğu göreli) bir şey buldum. Olmaz ben bunu kabul edemem konu dışı mı!? Diyeceğim. Tartışma kültürü "sınırlandırılmalı" mıdır?

    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uykusuz1i -- 31 Temmuz 2010; 10:31:28 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk

    quote:

    Orijinalden alıntı: kotucenk

    İKİNCİ BÖLÜM

    Kişinin Hakları ve Ödevleri

    I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı

    MADDE 17 . � Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

    Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

    Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.

    --------------------


    B. Konut dokunulmazlığı

    MADDE 21 . � (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

    Biz Nutella reklamında oynayan sarışın, evli,mutlu ve çocuklu aile gibi değiliz, rezidans sahibi hiç değiliz kapımızda elektronik güvenlik sistemi ve bekçi yok, araçlarımız zırhlı değil, muhtemelen düşmanımız da var oldu mu? Düğünden sonra geri zekalının biri havaya ateş ederken akrabamı vurur ben en iyisi silah almayayım, buna da gülerler...





    Ben silah satıp bu işten para kazanmıyorum.

    Yaz günü kısacık t-shirt giyerek kollarımı havaya kaldırıp esneyip belimde silah var milleti bi görsün demiyorum

    İkide bir elimi belime veya g.tüme atıp durmuyorum.

    Maç sonrası balkondan sağa sola veya düğünde veya arkadaşlarla içmeye gidip bağ evinde ateş etmiyorum.

    Silahlanma ile ilgili bir konu olduğunda ortaya atlayıp ben onu bunu bilirim demiyorum, kendi silahım hakkında üç-beş bilgim var gerisini bilemem diyorum.

    Arkadaşlarım içinde silahtan rahatsız olanları poligona götürüyorum, korkularını yenmesine yardımcı oluyorum; ellerine silah verip namluya fişek sürüp ''bizim oğlan/bizim kız al bakalım'' ya kendini ya beni ya da başka birini vur bakalaım demiyorum!


    Size insan gibi cevap verebiliyorum, çoğu zaman silah içerikli filmleri izlemiyorum, alkol uyuşturucu kullanmıyorum, vurdulu kırdılı bilgisayar oyunu da oynamıyorum hiç hevesim olmadı... Bu durumda ben silah almak için gayet makul şartlarda biriyim, sabah kalkıp kimi vursam diye de düşünmüyorum.

    Sizin ıslak rüyalarınızdaki gibi bir Türkiye yok ve silahseverler yine ıslak rüyanızdaki gibi bugün kimi vursak diye güne başlamıyorlar. Silah kullanılabilecek şartları yazdım, gerekçelerini de...

    Bu işler keyfiyete bırakılmamıştır, ne yazık ki benim elimdeki tabancanın ''savaş-ihtilal'' durumunda benden önce sefer görev emri vardır. Ne kendime ne de komşuma zarar gelmesini isterim, evim ve bahçesi dahil benim mülküm oluyor burada olabilecek her şeye orantılı müdahale şartı ile yaklaşabilirim. Türkiye'de yılda ortalama 900 kişi ateşli silahlarla ölüyor, bunun içine sarhoş-mafya-hırsız-tefeci de dahil, ortalama 10.000 kişi trafik kazasında ölüyor buna ne diyorsunuz, hangisi barbarlık?

    Ben bu oyundan sıkıldım, son mesajım olsun, bundan sonra yazdıklarınıza cevap vermeyeceğim keza siz iyi niyetimi suistimal ediyorsunuz, hayatınızda sizinle bu derece anlayışla muhatap olmuş birine ben istediğimi düşünürüm düşündüğümü yazarım kardeşim tarzında cevap verilebiliyorsa eyvah eyvah. Aşağıdaki mesaj size ait, gereken cevabı da aldınız, haksız mıyım? Farklı şartlarda, farklı ortamlarda, bambaşka dünyaları yaşayan insanlarız bunu unutmayın...

    quote:

    Orijinalden alıntı: Massaimassai


    Konu başlığı neyle alakadar olursa olsun konu dışına sapılamaz mı? Diyelim biri konu dışına saptı!? Sizin yazmak istediğinize engel mi?

    Ben biliminsanıyım, araştırma yapıyorum. Konu dışında önemli veya önemsiz! ( neyin önemli neyin önemsiz olduğu göreli) bir şey buldum. Olmaz ben bunu kabul edemem konu dışı mı!? Diyeceğim. Tartışma kültürü "sınırlandırılmalı" mıdır?

    Saygılarımla,



    Sayın @ kotucenk kırmızıyla belirttiğiniz yazılarınız kolluk kuvvetleri ile ilgili. Kolluk kuvveti ; devleti temsil ediyor. Sivil vatandaşın silah bulundurma veya taşıması ile ilgili değil. Afedersiniz ama hala alakasız yazmaya devam ediyorsunuz hukuk bilginiz ne bilmiyorum ama yazdıklarınız ANAYASA hukuku ile ilgili değil.

    amacım ha bire sizi haksız çıkarmak değil doğru bilginin elde edilmesidir. Anayasamızda silah bulundurma veya taşıma ile ilgili bir madde yoktur.

    Başka bir konu başlığımdan alıntı yapmışsınız. Ben sizin fikir beyan etmenize karşı çıkmadım ki? İstediğiniz her yerde her bir konu hakkında yazma hakkına sahipsiniz. Ama bu benim sizin fikrinize karşı kontra (karşıt) fikir geliştirmemi engellemez. Kimin haklı olduğu muallak. Zaman herşeyin ilacıdır.

    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Massaimassai -- 31 Temmuz 2010; 23:56:12 >




  • Silah taşımak elbette bir haktır. Neden hak olmasın ki? Silahlanmanın yasaklanmasını haklı kılacak bir gerekçe, bir neden var mı? Mesela benim bir tüfeğim var ve hafta sonları boş arazide kimseyi rahatsız etmeden atış yapıyorum. Burada yanlış olan ne ki bu hak insanlara tanınmasın?

    Silah tdk sözlüğünde "savunmak ve saldırmak amacıyla kullanılan araç" olarak tanımlanmış. Savunmak ve saldırmak amacıyla kullandığınız alet çakmak da olsa, diş fırçası da olsa, kulaklık ta olsa bir silahtır. Böyle enteresan aletlerin silah olarak kabul edildiği davalar bile olmuştur. Savunmak ve saldırmak amacına en uygun araçlar tabancalar, tüfekler olduğu için bu silahlar sadece öldürme, yaralama veya suç işleme aracı gibi düşünülür ama öyle değildir. Zaten kanun insana silah taşıma hakkı vererek birileri öldürme ve yaralama hakkı vermiyor. Bu yazdıklarım basit şeyler olduğundan uzatmak istemiyorum ama konuya yazılan yorumlara bakıldığında net olarak anlaşılmadığı ortaya çıktığından hatırlatma gereği duydum.

    Bir göldeki balık nüfusu arttıkça gölde oksijen oranı azalarak toplu balık ölümleri gerçekleşir. Bu gölde balık tutulması balık ölümlerini azaltacaktır. Belli bir bölgede yaşayan yaşlı ve hasta hayvanlar avlanmazsa, o bölgedeki hayvan populasyonu azalır. Bu hayvanların avlanması populasyonun daha hızlı artmasını sağlar. Bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış ve uygulandığı ülkelerde faydalı olmuş yöntemlerdir. Çok bilgili ve çok görgülü doğaseverlerimiz avlanma ne kadar yasaklanırsa doğal hayatında o kadar hızlı gelişeceğini iddia ederler ama gerçeğin öyle olmadığını beyin(cik)leri bir türlü almaz. (Bu arada avlanmayı da sevdiğimi söyleyemem) Aynı şey silahlanma için de geçerlidir. Çukurova üniversitesinden bir öğretim görevlisi ile bir emniyet müdürü bilimsel bir araştırma yapıyor ve türkiyede ateşli silahlarla işlenen suçları analiz ediyorlar. Sonuç olarak yazdıkları şey herkese taşıma ruhsatı verilmesi (günümüzde herkese taşıma verilmiyor), vergilerin düşürülmesi, işlemlerin kolaylaştırılması ve özet olarak dürüst ve namuslu vatandaşların kolayca silah alabilmesidir. Başka bir emniyet görevlisi de (yanlış hatırlamıyorsam Maganda Kurşunu başlıklı bir yazısında) Türkiye'de silahlanmayla ilgili yanlışları incelemiş ve çözüm olarak silah ruhsat harçlarının düşürülmesini, silahlanmanın kolaylaştırılmasını, silah fiyatlarının düşürülmesini bulmuş... İsteyenler google'den makaleleri bulur, okur, bilgilenir.. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir (Atatürk, 20.yy)

    Bir de güvenlik amacıyla silahlanma konusu var. Ordu ve polis sizin güvenliğiniz için silahlanıyor ama siz kendi güvenliğiniz için silahlanamıyorsunuz. Bundan daha saçma ve komik bir şey olabilir mi? Giydiği üniforma dışında, bir insan olarak, bir polisin diğer bir vatandaştan ne farkı var? Eğer ciddi anlamda hayatınız riskteyse, doğru olanın ise size tehdit oluşturan kişinin beya bir hayvanın ortadan kaldırılmasıysa bu işlemi sizin veya polisin yapmasının ne farkı var? Mesela güneydoğuda terör olayları başlayınca bölge halkı kendini koruyabilmek için Kuzey Irak'tan ağır silahlar almışlar. Bölgede toplu yerleşim olmadığından ve olası saldırıda asker müdahele edene kadar saldırı tamamlandığından bölge halkının silahlanmasına doğal olarak göz yumulmuş... ve hatta daha sonra asker neden bizi korumuyor, koruyamıyor demesinler ve kendilerini koruyabilsinler diye koruculara vb silah dağıtılmış. Doğuda da batıda da kuzeyde de güneyde de bir tehlikeyle karşılaştığınızda yanınızda bir polis olmayacağı için silah taşımak bir haktır.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.