Şimdi Ara

Semavi dinler varoluşu açıklamıyor (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
857
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • torlofan T kullanıcısına yanıt
    Sevindim hatırlattığıma filmi Çok enteresan bir filmdi. Sonu beklenmedik ve şaşırtıcı olsa da biraz zorlamaydı fakat onun dışında diyaloglardan ibaret bir film için fazlasıyla sürükleyiciydi.
  • Konudan bağımsız olarak, kötülük problemine şüpheci teizmden daha iyi bir cevap var mı? Tüm cevaplar dönüp dolaşıp oraya geliyor gibi. En azından doğal kötülüklerin bir kısmı için açıklama getirmek çok çok zor.

    Ayrıca, dilerseniz şu açtığım konuya bakabilir misiniz?
    https://forum.donanimhaber.com/ozgur-iradeli-insan-sart-mi--143717014#143717014



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi olasılıksız238 -- 28 Mayıs 2020; 4:47:46 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Açıklıyor esasında ama tutarsız şekilde açıklıyor. Sınav problemi başta gelen sorun. Tanrının tanımsal varlığı omniscient (her şeyi bilen), her şeye kader tayin etmiş bir yaratıcı olduğu için bir sınav yaparak zaten sonucunu külli iradesiyle şekillendirdiği ve bildiği bir işlem yapıyor. Cüz-i irade bu şekilde külli iradenin bir ürünü olduğu için sınav denilen işlem gerçekte bir sınav fonksiyonu ve anlamı taşımıyor. Cüz-i iradenin haliyle bir anlamı kalmıyor. Zannedersem bir tek Hıristiyanlık kutsal ruh yorumuyla veya İslam'daki tasavvuf felsefesi vahdet-i vücud anlayışıyla bu problemi aşabilecek bazı doktrinler sunma potansiyeline sahip yani Allah'ta veya Tanrı'da erimiş bulunan insani varlığın bütününde gizemli şekilde Allahla beraber kendisini sınav etmesi ve tüm varlığın (Allah'ın) daima sınavla tanımlanmış tanrısal kemalin / hakkın yolunda kalması şeklinde bir çözüm. Ama bu durumda da Allah'ın / Tanrı'nın noksanlıktan azade olarak tanımlandığını ve bir sınava ihtiyaç duymayacağı veya herhangi bir sınava tabi olmayacağı sonucuna ulaşıyoruz. Tanrısal varlıkta kalıntı veya araçsal şekilde bile olsa noksan bir unsurun (insanın) bulunması vahdet-i vücud anlayışının da esasında en temelde tutarsız olması demek. Panteistik tarzda kısmen gizemci doktrinler de böylece çöpe gidiyor. Bu tarz dinler / doktrinler insandaki eylemsiz halde salınan tabiattan gelen "bir aşkınlıkla" ve doğa karşısında güçlü cemaat (yani sürü) bağları / çevresel tehditlere karşı görünmezlik sağlayan belirli bir pasiflik yaratmayla ilgili (evrimsel psikolojinin açıklaması) ama her pasif aşkınlığın altında bir tutarsızlık var. Aşkınlıktaki tutarsızlığı gören belki de tek metafizikçi bir teorik fizikçi gibi düşünen Efesli Heraklitos'tu.

    https://forum.donanimhaber.com/tanidiginiz-en-bilge-kisi-kimdir--143168544

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Evet, ilk başta yazarken düşündüğüm, hayvanların yaşadığı ve hiçbir insanın hayatı boyunca görme imkanı bulmasının olmadığı kötülüklerdi. Bunlar, insanın gözlem alanında olmadığı için insanın ahlaki gelişimine yardımcı olacağı tezi geçersiz olacaktır. İngilizcem yetersiz olduğu için bahsettiğiniz savunmaları bilmiyorum, en azından bir kısmını açıklamanız mümkün mü? Nagasawa'nın açıklamasını biliyorum ve sıfatlar konusunda bayağı sağlam bir açıklama.

    Özgür iradeli varlıklarda da, insanın özgür iradeye sahip olmasına rağmen şimdikinden daha iyi olması mümkün değil miydi? İnsan şu anda tamamen eşit mesafede iyiyi ve kötüyü seçebilme yetisine mi sahip? Olmadığı çok bariz, ama örneğin genetik olarak iyiye şu ankinden daha fazla yatkın olabilirdi insanlık. Belki öyle olsa idi dahi, aynı eleştirilerin gelmesinin önü alınamayacaktı çünkü daha iyisi her zaman mümkünmüş gibi geliyor. Eğer "daha iyi"si her zaman mümkünse bu, eleştirinin geçersiz olduğu anlamına gelir mi? Veya en iyinin olmadığı bir konuda Tanrı'nın bunu yaratmamasının daha iyi olduğu söylenebilir mi?

    Kötülük problemine dair tartışmalarda duygusallık eleştirisi sık yapılıyor ama kötülük karşısında duyulan rahatsızlığın da büyük ölçüde duygusal bir tepki olduğunu söyleyebiliriz. İnsanın rasyonel kısmı ile duygusal kısmını bu kadar net biçimde ayırabileceğimizi sanmıyorum. Teodiselerin sadece rasyonel değil, duygusal olarak da bir tatmin sağlaması elzem kanımca.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi olasılıksız238 -- 28 Mayıs 2020; 12:59:0 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Swinburne'un savunusu "İnsanın özgür iradeye sahip olması için iyilik ve kötülük yapmayı 'bilmesi' gerekir. Doğal kötülükler, insanın ahlaki gelişimi için gereklidir, çünkü insanın kötülük yapmayı bilmesi için, doğal kötülüklerin var olması gerekir." diyor sanırım. Ancak buna getirilen eleştirilerde, kötülük yapmayı bilmek için doğal kötülüklerin olmasının şart olmadığı, insanın tamamen deneme-yanılma yoluyla da kötülükleri öğrenebilmesinin mümkün olduğu var. Makul değil mi? Senin bahsettiğin bundan daha geniştir muhtemelen, çünkü benim bahsettiğim kısım insan merkezli ve insanın gözlemini gerektiriyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi olasılıksız238 -- 28 Mayıs 2020; 18:29:5 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Teodiselerin zayıf karnı ahiret düşüncesidir.Kar zarar hesaplamalarında kredilerin geçerli olmadığı fikri.Ahiret kredi tahmin edebileceğin gibi

    Peki neden ?

    Doğal kötülükler sonuçta kötülüktür.Kötülük haneye eksi yazılması anlamına geliyor.Ahiret ise haneye sonsuz iyi ekleyerek dengeyi güvence altına alıyor

    Ayrıca sunulan argüman birçok açıdan sakıncalı




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.