Şimdi Ara

S40 I (1995-2004) (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar: bytar89
1 Kayıtlı Üye ve 2 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
12.319
Cevap
71
Favori
517.116
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gerçekten ilginç. Yukarıdaki mesajları yazmadan önce aracımın konsolünü incelemiş fakat hiç bir ize rastlamamıştım. Gerçekten müthiş bir gizleme söz konusuymuş. Hayranlık duydum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: bguzelsoyy

    aynen benimde aklim ermedi..

    Termostat degistikten sonra full 60 depo ile sehir ici gezdim fazla trafik yoktu Benzin isigi yandi 3-4 km daha gezim Baktim 526 km yaptim 60 litre benzin ile
  • lanet olsun nerden aldim manyak benzin iciyor..Simdi satamiyorum elimde kaldi.
  • Selam Hesheit.
    bir sorum olacak sana veya herkese.
    Biliyorsun bizim Volvolarda otomatik çıkan bir anten var. cd bile dinlesen her daim açık kalan bir anten..
    Acaba en azından cd dinlerken kapalı tutmanın bir yolu var mı, yada mercedesin clk veya bazı araçlarındaki gibi cop şeklinde
    sürekli sabit duran 30-40 cm yüksekliğinde bir anten var.. acaba onunla değiştirmek mümkün olur mu? daha şık duracağını düşünüyorum, ne dersin?
  • Bu antenin sürekli çıkması işini engellemeyi ben de çok düşündüm. Radyo açık değilken çıkması gerçekten gereksiz. Hani seti açma kapama tuşuna basınca çıkmaya başlıyorya; işte o tuşa basınca antenin çıkmasına sebep olan kabloyu ayırmak mümkün. O kabloyu konsolde boş duran (üst modellerdeki koltuk ısıtma için) tuşlardan birine bağlayınca sadece o tuşa basınca anten çıkabilir. Ben bu işi kendim yapamam. Yetkili servis de yapmaz. Özel servislerde de bu işlerden ciddi anlayan birini bulmanız gerekir. İşlem içinde muhtemelen ön konsolü söktürmek gerekecek. Belki sonrasında hiç olmayan trim sesiyle karşılaşmak istemediğim için kimseye dokundurtmamaya karar verdim. Bir ara anten ya çıkmıyor ya da çıkıyor fakat inmiyordu. O zaman düşünmüştüm ama wd40 ile yağladıktan sonra eskisi gibi çalışmaya başladı, ben de vazgeçtim.
  • teşekkür ederiz hesheit
    quote:

    Orjinalden alıntı: hesheit

    S40 I aracım hakkındaki izlenimlerim aşağıdaki gibidir:

    Önce artı yönleri:

    1. Yol tutuş çok iyi. Kalkışlarda sizi eken yüksek motorlu araçları yüksek hızlarda ve virajlarda geride bırakabiliyorsunuz. Birçok aracın fren yapmak zorunda kaldığı virajı gaza basarak alabiliyorsunuz. Süspansiyonların sertliği size yardımcı oluyor, kasa virajda yatmıyor.

    2. Ülkemizde yol diye bize sunulan şeyin aslında çukur ve tümsek yuvası olduğunu düşündüğümüzde sağlam bir araç binmek her zaman gönül rahatlatıcı. Volvonun sağlamlığı sayesinde endişeniz olmadan her çukura rahatça girip çıkabiliyorsunuz. Bir Volvo aracının verdiği sağlamlık duygusunu hayatımda kullandığım onca araç içinde daha once sadece Land Rover Discovery’de hissetmiştim.

    3. Yine ülkemizde ölümcül kazaların sıklığı göz önüne alındığında araçtaki güvenlik donanımının yüksek oluşu önemli. Detayları zaten yukarıda var.

    4. Bence eski S40, daha geniş hacmi ve içte kullanılan malzemenin daha kaliteli olması nedeniyle yeni S40’a göre daha bir Volvo. Eski S40 kullanıcısı olarak aracımı yenilemeye kalksam yeni S40 ile yenilemeyi düşünmem. En azından S60 ile yenilerim. S40 I sahibinin S40 II’yi tercih sebebi sadece 1.6 dizel motor seçeneği olabilir diye düşünmekteyim.

    5. 1600 benzinli motor performans olarak yeterince tatmin edici. Zaten kalkışta size fark atanları yukarıda da söylediğim gibi virajlarda ve yüksek hızlarda yakalıyorsunuz. Dezavantajını ise aşağıda yazdım.

    6. Ben aracımla en fazla saatte 200km hız yapabildim. Yer Aydın otobanıydı. Viraj yaklaştığı için hızımı kestim. Sanırım viraja 160 ile filan girdim. Ancak virajı çok rahat aldım. Bu kadar rahat alacağımı bilseydim hızımı kesmezdim. Ne de olsa bu süratte aracımı ilk denemem idi. 200 km/s hızla giderken sanırım devir saati 5000’de filandı ve aracın motorunda herhangi bir gürültü, araçta herhangi bir titreme, havalanma, yola tutunamama durumu gözlenmedi. Hatta 200 ile gittiğinizi hissetmeniz de kolay değil. Araçtaki arkadaş farkedemedi mesela, sonradan söyledim. Doğrusu bir S40’tan bu kadarını ben de beklemiyordum.

    7. Volvoların izolasyonu çok iyi. Kabinde motor, yol/lastik ve dış gürültü sesi yok. Gürültülü bir ortamda camları kapatınca birde kabin sessizliğe bürünüyor.

    8. Araçtaki müzik sistemi tek kelimeyle mükemmel. Aslında S40 II’deki daha iyi ama S40 II’de konsol üzerinde kolon olmaması dezavantaj. Oysa S40 I’in ön konsol üzerindeki kolonları kulağa sesin daha kolay ulaşmasına sebep oluyor. Sesi sadece bacaklarınızın oradan (kapı içleri kolonları) değil direct kulak mesfesinden alıyorsunuz.

    9. Kullanımınıza bağlı olarak aracın 5. vitesini iptal edebilirsiniz. Ben ilk zamanlar çok devrili kullanıyordum. 5000 devirden aşağı vites değiştirmiyordum. Böyle olunca dördüncü viteste 160 km’ye kadar çıkmanız mümkün. Bu durumda üçüncü vitesi de 60-120 arası çok rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Üçüncü otomatik vites haline geliyor. Sonradan duruldum şimdi 4000 deviri geçirtmemeye çalışıyor, bir üst vitese geçmeye çalışıyorum.

    10. Sakin kullanımda şu ana kadar yakaladığım en iyi yakıt tüketimi değerleri: Şehir içi: 8.5lt/100km, Şehir dışı 7.0lt/100km. bu değerlere yazın klima açık seyahatte 0.5lt/100km ekleme yapınız. 7.0lt/100km’yi yakaladığım yer virajsız, tırmanma şeridi olmayan, asfaltın yeni olduğu yeni Karaadeniz Sahil Yolu idi. Ama, 140km’yi de düşmedim.

    11. DSA'yı kar ve buzda test ettim. Sonuç mükemmel. Siz gaza ne kadar bassanız da araç gazı otomatik olarak kesiyor ve araç dengeli bir şekilde ilerleyecek şekilde gaz veriyor. Kaygan zeminde de sizi yolda tutuyor.

    12. Aracımın beğendiğim bir yanı da içinin toz almaması, koltukların da toz kapmaması ve kir tutmaması. Daha önce kullandığım araçların içinin tozunu en fazla beş gün sonra almak gerekirken, Volvo’nun içinde pek toz göremiyorum. Bu ara, koltuk kumaşlarının yanmayan bir malzemeden üretilmiş olduğunu da ekleyeyim.

    13. Aracın koltukları çok konforlu. 15dk.lık ihtiyaç molası hariç Alanya-Ankara yolunu kış şartlarında hiç durmadan 6 saatte aldım ve yolun sonunda gayet dinç bir durumda idim.

    14. Volvoların ülkemizde az tercih edilmesine rağmen ciddi bir prestiji var. Bunu şehir içinde de şehir dışında da aracınıza ve size yöneltilen bakışlardan anlayabiliyorsunuz.

    15. 1.6 ve 1.8 motorlu bir S40 I için görebildiğim kadarıyla en konforlu lastik ebatı 195/60/15. Bu ebat 185/65/15’e göre yakıt tüketimini bir miktar arttırıyor ama daha iyi yol tutuş ve aktarma sağlıyor. Sert süspansiyona sahip S40 I’de yumuşak hamurlu lastik kullanmak ise bence şart.

    16. Testlerde aracın fren mesafesi genel olarak uzun bulunuyor ama bunu geniş lastik ebatıyla daha kısa mesafelere çekmek sizin elinizde. Örneğin, bir üstte yazdığım iki lastik ebatı arasında fren mesafesi açısından ciddi bir fark var. Ama lastik ebatınız ne olursa olsun yüksek hızlarda seyrederken yaptığınız ani frenlerde bile ciddi bir dengeli duruş sergiliyor. Bu çok güven verici. Acaba durabilecek miyim diye düşünmüyorsunuz.

    17. Volvo bir uzun yol arabası.

    Aracın eksilerine gelince:

    1. Aracım kullandığım diğer hidrolik direksiyonlu araçlar içinde en ağır direksiyona sahip. İstanbul şehir içinde bu araçla gezinmek kolay değil. Manevra kabiliyetinizi sınırlıyor. Araç boy olarak uzun da olunca İst. şehir içi trafiğinde atraksiyona girilecek bir araç değil.

    2. Kalkışlarda 1600 motor ağır kaçıyor.

    3. Spor ve devirli kullanımlarda aracımın bilgisayarı şehir içinde 10.5lt/100km, şehir dışında ise 9.5lt/100km yaktığını söylüyor. Benim hesaplamalarım ise bilgisayarın 0.5 puan yanıldığı yönünde. Sonuçta araç İst şehir içinde 11lt/100km, şehir dışında ise 10lt/100 km yakıyor. 1600 motordan yüksek performans almak ve tümsek ve çukurlar, dalgalı asfaltlar yüzünden yola daha iyi tutunmak için devirli kullanmak gerekli olabiliyor.

    4. Koltukların ayarı size konsolün ve gösterge tablosunun altına doğru girme imkanı vermiyor. Gösterge tablolarına, konsole ve yola daha bir tepeden, dik bir oturuşla bakabiliyorsunuz. Zaten çok fonskiyonlu koltuğun yükseklik ayarı hiç yok; ön ve arka kısımlarının yatma, bel destek filan ayarları var. Koltuğun mevcut konumu da bence yüksek. Bunun olumlu tarafları ise yola daha iyi hakimiyet, dinamik bir sürüş. Güvenlik donanımlarının tam işlevsel olması için bir Volvo’nun koltuk, direksiyon vs. ayarları size çok geniş hareket tarzı sunmuyor.

    5. Direksiyonun solundaki kolu kendinize çekerek selektör yapabiliyorsunuz. Ancak sıkı bastırırsanız uzun fara dönüşüyor. Bence uzun far aynı kol geri itilerek olmalıydı; böylelikle, istemeden daimi olarak uzun farları yakmaz sadece selektör yapabilirdiniz. Bunun ayarı imkansız değil, hafif dokunarak selektör, uzun basarak uzun far yakmak mümkün ama uzun yolda bu kadar hassas şeyleri yapmanın mümkün olmadığı anlar oluyor.

    6. Klima bagaja hiç işlemiyor. Bagaja soğuk hava geçişini arka koltuklar tamamen kesiyor. Hani biraz geçiş olsa bagajdaki eşyalar için fena olmayacak. Denemedim ama çözümü sanırım şu: arka koltukların tümü dolu değilse, tekli olanı yatırmak. Bunun için bagajdaki eşyalarınızı kaza anında bu boşluktan dışarı fırlamayacak şekilde yerleştirmeniz gerekli.

    Son söz: Tüm bunlar tamamen kişisel gözlemlerim olup araç hakkında ebedi gerçekler değildir; diğer kullanıcılar da izlenimlerini yazarsalar aracı etraflıca tanımış oluruz.

    Aklıma geldikçe yine eklerim. Hepinize keyifli sürüşler.




  • Geçen hafta Ankara Küçük Esat BP'nin yanındaki lastikçiye gittim. Subaplarınız çok eskimiş değişelim hatta her iki yılda bir değişin dedi, peki değişin dedim, değiştiler. Değişmez olaydılar. İst'a geldim, yol sonrası benzincide lastik havalarını kontrol edeyim dedim. Bunlar nasıl subapsa lastiğin ne havasını ölçebiliyorsunuz ne de lastiğe hava basabiliyorsunuz. Eski orjinal subaplarıma hortumu dayar dayamaz makine içindeki havayı gösterir sonra da birim birim hava basardım. Yeni subaplara hortumu dayayınca lastik hava vermeye başlıyor. Hava basmak için iyice bastırmak gerekiyormuş. Bastır bastır parmaklarım zedelendi. Böylesi çok zahmetli bir iş. Orjinal subaplarımı arıyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: hesheit

    Bu antenin sürekli çıkması işini engellemeyi ben de çok düşündüm. Radyo açık değilken çıkması gerçekten gereksiz. Hani seti açma kapama tuşuna basınca çıkmaya başlıyorya; işte o tuşa basınca antenin çıkmasına sebep olan kabloyu ayırmak mümkün. O kabloyu konsolde boş duran (üst modellerdeki koltuk ısıtma için) tuşlardan birine bağlayınca sadece o tuşa basınca anten çıkabilir. Ben bu işi kendim yapamam. Yetkili servis de yapmaz. Özel servislerde de bu işlerden ciddi anlayan birini bulmanız gerekir. İşlem içinde muhtemelen ön konsolü söktürmek gerekecek. Belki sonrasında hiç olmayan trim sesiyle karşılaşmak istemediğim için kimseye dokundurtmamaya karar verdim. Bir ara anten ya çıkmıyor ya da çıkıyor fakat inmiyordu. O zaman düşünmüştüm ama wd40 ile yağladıktan sonra eskisi gibi çalışmaya başladı, ben de vazgeçtim.

    anteni komple iptal edip s60 ve eski s80lerdeki gibi anten gerektirmeyen bir modül takılamaz mı?
    (shark denilenlerden bahsetmiyorum.)




  • bu lastik subabı denilen meret; küçük, ucuz ama hayati öneme sahip bir nesne.
    marka ve menşei veremeyeceğim ama almanya da üretilenlerinin kauçuk malzemesinin çok kaliteli olması nedeniyle değil 1-2 sene en az 5 sene sorunsuz güven verdiğini kendimden biliyorum. Birazdan anlatacağım ama eğer lastikciniz bu işin erbabı değil ve kaliteye önem vermiyorsa piyasa sübaplarını hiç birşey olmaz diyerek takacaktır.
    2005 senesinde sattığım, 10 sene mekanik en ufak bir sorunu olmadan kullandığım Toyota Corollama 2003 de Carrefourdan 4 adet lastik almıştım. taktırmak için izmitte bir bridgestone bayiine gittim.. adam bana bu sübaplar hiç değişmedi mi diye sordu. bende hatırladığım kadarıyla hayır dedim..
    neyse lastikleri ve supabları değiştirdi..
    Ankaralı olduğumdan sık sık ankaraya gider gelirim. sonrasındaki ilk gidişimden dönerken, 160 km hızla yaklaşık 3 sn içinde sağ ön lastiğin tüm havası boşaldı ve ben aniden sağa çeken arabamı zor bela durdurabildim..başınıza geldimi bilmiyorum ama bir anda boşalan hava korkunç birşey. inanılmaz bir şekilde patlayan tarafa çekiyor. (subap yırtılması dışında hiçbir çelik kuşaklı günümüzün lastikleri aniden hava boşaltmaz (nal gibi çivi girse bile !!!) , yavaş yavaş söner ve siz bunu bir şekilde hissedersiniz)
    lastiği değiştirip yolda sırf bu durumu söylemek için izmite girdim.. adam bana sübabın dipten kestiğini söyledi. inanamadım..arkadaş kalitesiz takmış diye de oradakilere sövdü... bir güzel hepsini kalitelileri ile değiştirttim..
    neyse şimdi kalite farkının ne için önemli olduğunu söyleyeyim ve bu meretin önemine dikkat çekeyim..
    Birincisi sıcak havalarda kullanım tarzına göre özellikle sık sık ve hızlı fren yaptığımız zaman balatalarda oluşan sıcaklık janta sirayet ediyor. bu da kalitesiz subapların kauçuk ve lastik hammaddesinin bozulmasına ve zamanla elastik halini yitirip sertleşmesine yol açıyor.
    İkincisi ise lastiklere hava basarken subapı saga sola yukarı aşağı fazla hareket ettirmemek gerektiği. hava basma aleti subapa tam yerleşsin derken yaptığımız bu 10-20 derecelik açı ayarlamaları sübapın dipten çatlamasına sebep oluyor.. buna çok özen göstermek lazım..
    Üçüncüsü ise Lastik havalarını kontrol etmek için mümkünse sürekli aynı benzinciye yada en doğrusu mümkünse iyi bir lastikciye veya lastik bayiine gitmek gerektiği.. Çünkü kalibrasyonları çoğu zaman birbirini tutmuyor.. Yani 32 gösterirken daha az veya daha fazla basabiliyor. öyle ki 32 gösterip 40 basanına bile rastladık babam ile...
    Volvolarımız aktif ve pasif pekçok güvenlik özelliği taşıyor ama böyle ucuz önlemler (Allah korusun) Volvolara gerek kalmadan hayat kurtarır, unutmayalım..
    Sevgiler.

    Not: Yazdığım bilgilerin pek çoğunu sevgili babamla aramızdaki tecrübelerden aktardım. Kendisi hala aynı sektörde çalışmanın yanı sıra 24 yıl Brisa da Teknik Md.ve direktörlük yaptı..




  • Bu subaplar benim hiç içime sinmedi zaten. 15-20 derecelik açı olsa iyi. Bunlara hava basmak için güreşmek gerekiyor. En kısa sürede değiştirmeyi düşünüyorum.
  • arkadaşlar düz vites 98-2001 arası volvo t4 istiyorum ama 2 konuyu çok merak ediyorum sanırım bi 1.9 verisyonu bde 2.0 versiyonu var makyajlandıktan sonra 2.0 oldu sanırım neyse.. hangisi daha iyidir eğer böyle bir şey varsa.. 2 ci sorum ise 2000 sonrası makyajlı kasanın bütün far vs. makyajlanan bunun gibi parçaları eski kasaya uyuyomu(98)?? yardım ederseniz sevinirim.. son olarak volvonun km ömrü tam olarak nedir 200.000 deki bi t4 100.000 gibi yürürmü kaç binde almak lazım fiyat aralığı ne olur??ilk defa volvoya geçicem.. önceki arabalarım tamamen hondaydı.. bi typeR ı en azından kovalarmı ??
  • Eski bir T4 kullanıcısından. İşinize yarar umarım.

    quote:

    Orjinalden alıntı: Platinium
    Görüntüsü sportif olmasa da (ki bana göre gayet sportif) T4 ile Mercedes E320'ye 250 ile sol çekmekten, BMW 528'e Bolu Dağı'na yukarı sağından solundan üstünden olmak süretiyle 4-5 sefer sol çekmek, C200 Kompresör sahibi bir artisi ayar manyağı yapmaya kadar çeşitli atraksiyonlar yaşamışlığım ve yaşatmışlığım vardır.

    Çok psikopat arabadır, ara hızlanmaları filan çok iyidir, Golf GTI bile güç olarak daha yeni T4 ayarına gelmektedir. Ama T4 sadece 1250 kg çekmektedir, muhtemelen Golf GTI'yi tokatlayacak güç damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

    Hele bi önceki kasa 150bg Golf GTI sahibi bebeyle kapışmamız vardırki ne kadar anlatsam boş. Herifi sol şeride çıkarıp kafa kafaya gelince gaza abanıp tekrar geçip çocuğun direksiyonu dişlediyine şahit olmak anlatılmaz yaşanır


    quote:

    Orjinalden alıntı: Chryin
    Bunun aynısını bana yaptılar 5.20 ile. Artık hangi modeldi bilmiyorum daha geçen yaz. Aydın-İzmir otobanında 170'e kadar geldim önümde kırmızı Volvo vardı, selektör yaptım sağa geçti, tam yanına geldim solluycam adam bastı uzadı gitti.

    Ben ne bileyim o arabanın öyle gazladığını. Ağzım açık kaldı resmen



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hesheit -- 12 Mayıs 2008; 10:34:43 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Platinium
    Bu arada araç köpek gibi de benzin yer. 12 lt nin altına düşmesi için sakin kullanmak lazım, en fazla 9 lt'ye düşürebildim ben. Çok basarsan 16-17 lt ye kadar vurabiliyor tüketimi; ama, benimki otomatik vitesti düz vites daha ekonomik olabilir.

    Ayrıca dedikleri gibi bu araçlar 2001 modele kadar resmi ithalat yapıldı sonrasında yok türkiyede ama geçenlerde 2004 model bi tanesinin ilanına rast gelmiştim daha 20.000 km deydi lakin adam 40 milyar gibi baya bi abartı rakam istiyordu

    Ayriyeten ESP yok araçlarda, DSA diye bir çekiş kontrol sistemi var oda işini görürmü bilmem

    Ama şöyle bir avantajı var, araç fabrika çıkışlı 55 yanak lastik ve spor süspansiyonla geliyor; yol tutuşu fazlasıyla yeterli, izini takip etmekte zorlanmıyor, direksiyon tepkileri çok iyi, ben hiç zor durumda kalmadım. Bu araçla zaten motor gücü sayesinde zor durumda kalmanı gerektirecek pozisyonlardan kurtulman zor olmuyor Ama lastikler ince yanak yüzünden balon yapıp duruyor dikkatli kullanmak lazım.

    Bunların temizini bulmak zor bayabi, araştırman lazım. Servisler pahalı olduğundan bakımlar alakasız kişiler yapabiliyor ve bu aracın dilinden anlayacak usta çok değil.

    Araç 100.000lere yeni dayanmışsa servise götürüp aracın en son hangi bakıma geldiyine bakabilirsin. Volvo bu kayıtları her araç için ayrı ayrı tutuyor. Hatta bu süre içirisinde aracın sadece kazası belası deyil filtresine kadar neleri deyiştirilmiş tek tek sayıyorlar sana, yüksek kilometredeyse girme zaten


    quote:

    Orjinalden alıntı: Platinium
    quote:

    Orjinalden alıntı: Platinium
    O fiyatların çok altına 2000 model civarı s40 t4 bulabilirsin, 200bg ve 300nm tork var. Otoyolda gaza yüklendinmi utandırmaz. Ankara yolunda bmw 740'a Bolu Dağı'ndan Ankaraya kadar ne selektörler çakmıştım yadigarla hey gidi hey eski günler

    quote:

    Orjinalden alıntı: malikguzel
    4400 cc lik bir 740'ı 200 hplik s40 ile geçtin
    eğer o 740 ben kullansaydım sana ankaraya gelene kadar 100 km fark atmıştım kısacası senn o araçı geçmen imkansız eğer o araçı iyi kullanan birisi var ise

    Geçtim demedim selektör yaptım dedim. Adamı istanbul çıkışında sollayamadım yol vermiyordu yavaş da gidiyordu. Ben de sağından geçtim. Ne olduysa ondan sonra oldu. Adam yardırdı peşime saat de 9 civarıydı yanlış hatırlamıyorsam, pazar gecesi, pazartesi sabahı memlekette olucaz diye gidiyoruz. Yollar da boş yapıştırdık. Adam beni düzlükte geçiyor ama fark da açamıyor. Arkasından gıcıklığına selektör yapıp durdum, adam yol verse zaten geçemiyicem, ibre dayanmış 250'ye, içeride sesten durulmuyor arabanın. Ama yenilsem de ezilmedim hesabı yaktım peşine uzunları öyle tam gaz gittik Bolu Dağı'na kadar, sonra biz yemeğe girdik, o devam etti


    Eski kasa sahiplerinin yeni kasadakilerle farlarını değiştirdiğini duymuştum. ama sadece farlar değil soketlerin de değişmesi gerekiyormuş galiba. Siz en iyisi bunu bir Volvo servisine sorunuz.




  • Çok yakın bi süre sonra Civic alacağım. 21 bin liram var. 1.8 bi S40 mı alsam diye düşünüp duruyorum ama civicteki ataklık ve kıvraklık S40 ta varmı hiç bilmiyorum. S40 hiç kullanmadım. Civic 99 vardı, şimdi 2002 alcam, ne dersiniz arkadaşlar?Civicten ne caydırabilir beni ? (volvonun kalitesine laf yok o ayrı bişey)
  • İstediğiniz tek şey ataklık ise Civic alın. Volvo'da ataklık turbo motorlarla başlar.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: hesheit

    Forumda, ikinci eldeki uygun fiyatları nedeniyle S40 I (1995-2004) hakkında sürekli sorulara tanık olmakta idik. Bu başlık ile umarım S40 I hakkında bilinmek istenenleri bir arada toplamış oluruz. S40 I sahibi herkesin katkılarını bekliyoruz. Araç hakkında bilgi sahibi olmayanların kulaktan dolma bilgilerine ise ilgi duyulmamaktadır.

    Not: Bu konu başlığı altında yer alan bilgileri internette başkaca yerlerde kullanacak arkadaşlara, kaynak gösterilmesinin en azından nezaket icabı olduğu hatırlatılır.

    Fotoğraflardan başlayalım

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)


    Renk skalası

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)



    vermiş olduğun bilgiler için teşekkürler işime çok yaradı*




  • Sayın hesheit in gönderdigi volvo s40 fotograflarından birinde ön gösterge panelinin çekilmiş fotografı dikkatimi çekti. Benzin göstergesinin sag tarafında lpg göstergesi vardı. Yani volvolara lpg orjinal olarak takılabiliyor mu? Hem şaşırdım. Hem sevindim lpg li bir volvo S40 kullanıcısı olarak..
  • Evet ben de çok şaşırdım lpg göstergesini görünce. Orjinalde lpg var mı? Bir de resimlerdeki teyplere sahip S40'lara hiç rastlamadım. Kendi aracımdaki teyp de en düz model. Bu değiştirme şansım var mı? Yardımlarınız için tşkkler...
  •  S40 I (1995-2004)


    LPG göstergesi Türkiyedeki araçlarda varmı?
  • LPG göstergesi Türkiye'deki araçlarda yok. Fabrika çıkışlı LPGli Volvo Türkiye'ye hiç gelmedi.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.