Re-Public! of Fenerbahçe -2- (4. sayfa)

Re-Public! of Fenerbahçe -2- - Sayfa 4

Hoobastank · 2005-09-26T16:41:36.0000000+03:00

İlk yazımı >> Re-Public! of Fenerbahçe başlığı altında yazmış Fenerbahçe'nin kuruluşuna ilişkin çarpıcı bazı olayları anlatmıştım. Bu anlatıklarım Fenerlilerin daha önce Galatasaray için söyledikleri ithamlara bir cevap niteliği taşıyordu. Ve bu yazımı en sonunda şu şekilde sonuca bağlamıştım : " Fenerbahçelilerin kendilerini cumhuriyet içinde cumhuriyet olarak görmeleri ve diğerlerinden ayrı tutmaya çabalamaları ise, zoraki bir çabadan ziyade, kendilerini her zaman siyasi iktidar ile içiçe görmelerinden kaynaklanan doğal bir reflekstir aslında. " Re-Public ! of Fenerbahçe (2. Bölüm) Evet şimdi kaldığımız yerden devam edebiliriz. Konumuza Fenerbahçe ile devam etmeden önce birkaç konuya değinmek istiyorum. Bu konular aslında birazda Galatasaray'ı ilgilendiriyor. Hatırlarsanız ilk yazımda İttihat Terakki'nin kendi toplumsal projesi için sporu kullanmaya başlamasından bahsetmiştim. Bu proje 1908'lere dayansada aslında 1914'de Talat Paşa'nın Progres takımına başkan olması ile hayat bulmuştur. Bildiğiniz gibi Progres takımının adı da Altınordu İdman Yurdu olarak değiştirilmişti. Progres Bu takım 1910 yılında Aydınoğlu Raşit Bey ve arkadaşları tarafından Progres International Kulübü olarak kurulmuştur. Raşit Beyin arkadaşları arasında Galatasaray'lı olanlarda vardır. Çünkü bu takım ilk başlarda Galatasaray A takımında kadroya alınmayan oyunculardan kurulmuştur. Bir nevi Galatasaray B takımıdır. 1910-1911 İstabul Ligine ilişkin bazı çelişkili kaynaklar vardır. Bazı kaynaklar Galatasaray’ın bu lige iki takımla katıldığını belirtirken bazı kaynaklar bu takımın, Aydınoğlu Raşit Bey’in Başkanlığında kurulmuş bulunan "Progres" olduğuna işaret etmektedir. Nitekim o zamanlar İstanbul Futbol Ligi başkanı bulunan Ali Sami (Yen) Bey’in ilgili kulüplere gönderdiği 29 Nisan 1911 tarihli yazıya ekli puan cetvelinde de Galatasaray B takımı değil de Progres adı yer almaktadır [1]. Ana takım Galatasaray idi. Bu yüzden Progress'in bir süre sonra "özerkleşmiş" olması yüksek ihtimaldir. Üstelik takım lige de katılmaya başlayınca Galatasaray'ın rakibi olmasıyla, tamamen kopmuş olmasıda muhtemeldir. Progres lige katıldığı ilk sene Galatasaray'ın arkasından ikinci olunca tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Galatasaray 1911'e gelene kadar üst üste 3 kez şampiyon olmuş o zamanların en mehşur Türk takımıdır. Fenerbahçe lige geç katıldığı için bu yıllarda başarısız sonuçlar alır. İttihat Terakki'nin ileri gelenleri kendi toplumsal projeleri için sporu kullanmaya belki de o zamanların en populer takımı olan Galatasaray'dan başlamak istemiş de olabilir. Fakat karşılarına çıkan bir engel vardı "Tevfik Fikret". Dolayısıyla bu cemiyet İttihat ve Terakki karşıtı olan Tevfik Fikret'le özdeşleşen Galatasaray'a nüfus edememiştir. O yüzden zamanla kendi içinde özerkleşen ve o dönemlerde durumu kötü olan Progres'e yönelmişler ve külüp başkanlığına Dahiliye Nazırı olan Talat Paşa'yı getirmişlerdir. Böylelikle İttihat ve Terakki Cemiyeti spora ilk adımını atmıştır. Başka kaynaklara göre ise Talat Paşa'nın asıl hedefi 1911-1912 yılını şampiyon olarak tamamlayan ve yıldızı halkın arasında giderek yükselen Fenerbahçe'ye başkan olmaktır. Lakin bu girişim sonuçsuz kalmıştır. Belki de bu girişimin sonuçsuz kalmasının sebebi kulübün başında bir saraylı, Şehzade Osman Efendi'nin olması olabilir. Not : Altınordu, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte cazibesini kaybetti ve bir daha eski başarılarını tekrarlayamadı. 1941 yılında Beden Terbiyesi Kanunu uyarınca Fenerbahçe ile birleştirildi. 1948 yılında tekrar kurulup İstanbul Amatör Küme'ye dahil oldu. Progres konusuna açıklık getirdikten sonra bazı arkadaşların merak ettikleri Atatürk'ün takımı olarak adlandırılan Ateş-Güneş takımından bahsetmek istiyorum. Ateş-Güneş Galatasaray Kulübü içinde 1929-1930 yıllarında filizlenen bir takım iç anlaşmazlıklar, 1933 yılında iyice su yüzüne çıktı. Kulüpten ayrılanlar "Ateş-Güneş" adı altında yeni bir kulüp kurdu. Takımın ismi önceleri "Sarı-Kırmızı" konmak istendi ama Galatasaray hukuki olarak buna karşı çıkınca kulübün ismi "Ateş-Güneş" olarak değiştirildi. Görüşüne başvurulan Atatürk'ün "Bu isim ateş ve güneşe tapanları anımsatıyor" demesinden dolayı bu isim de iptal edildi. Kulübün adı "Güneş Kulübü" olarak belirlendi. Atatürk’ün de ilgisini ve teveccühünü kazanan kulüp, kısa zamanda büyük bir gelişme gösterdi. İstanbul ve Milli Küme şampiyonlukları kazanan Güneş, iki sezon fırtına gibi estikten sonra 1938 yılı Kasım ayı sonunda politik nedenlerden dolayı faaliyetlerini tatil etti. Güneş Kulübü yöneticilerinden Galatasaray'a dönenlerden Yusuf Ziya Öniş, Ulvi Yenal ve Refik Selimoğlu, Galatasaray'da sonradan başkanlık görevlerinde de bulundular [2]. Not : Geçen yazımda Prof.Dr. Kurthan Fişek'e dayanarak Atatürk'ün bu takımı Ankara'da da sporun yaygınlaşması için kurdurduğunu ve başkanlığına Behçet Kemal Çağlar'ı getirdiğini söylemiştim. Ancak bu bilgiler tutarsızdır. Güneş kulübünü Atatürk kurdumuyor ayrıca o zamanlar Ankara'da zaten futbol oynanıyor. Hatta Muhafızgücü, Gençlerbirliği, Ankara Sivas gibi takımlar var. Gelelim Fenerbahçe'ye ... İttihat ve Terraki Cemiyeti Altınordu ile spora girdikten sonra Fenerbahçe ile büyük bir çekişme içine girmiştir. Bunların en mehşuru Otomobil Nuri olayıdır. Nuri Fenerbahçe oyuncusu iken askere gitmek istememktedir ve kulübünü Altınordu'ya geçerim şeklinde tehdit etmektedir. Kulüp başkanından sert bir yanıt alan Nuri Fenerbahçeden 6 arkadaşı ile beraber Altınordu takımına geçer. Fenerbahçe bu kayıplar yüzünden o sene şampiyonluğu Altınordu'ya kaptırır. Altınordu o senelerde üst üste 2 kez şampiyon olur. Fenerbahçe'nin artık en büyük rakibi Altınordu'dur. Ama ne oluyorsa 1916'ya gelindiğinde oluyor ve Fenerbahçe'nin başkanlığına o zamanların İttihat ve Terakki'nin ileri gelenlerinden olan Dr. Nazım Bey geliyor. 2 sene öncesine kadar belkide rakip oldukları İttihat ve Terraki Cemiyetine Fenerbahçe şimdi sırtını dayamıştır. Artık bu cemiyetin ileri gelenlerinden Talat Paşa Altınordu'nun başkanı Dr. Nazım Bey ise Fenerbahçe'nin başkanıdır. Bilindiği gibi 1918'de I. Dünya savaşı sona erince Enver, Talat, Dr. Nazım Bey ve diğer arkadaşları 30 Ekim 1918’de Mondros Mütârekesini imzâ ettikten bir gün sonra gece yarısı koca Osmanlı Devletini yıkıp, ihânetlerine bir yenisini ekliyerek kaçtılar [3]. Fenerbahçe'nin sırtını devlete dayaması kendilerini siyasi iktidar ile içiçe görmeleri Dr. Nazım Bey ile başlamıştır. Peki ya sonra ne olmuştu ? Hemen devam edelim. Şükrü Saraçoğlu Devri Önce Şükrü Saraçoğlu kimdir bir tanıyalım. Şükrü Saracoğlu ayrıca 17 yıl boyunca Fenerbahçe Spor Kulübü'nün başkanlığını yapmıştır. Ayrıca 1923’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne İzmir Mebusu olarak girdikten sonra Maarif Vekili, Adliye Vekili ve Hariciye vekilliklerinde bulundu. Refik Saydam’ın ölümü sonrasında Başbakan olan Saracoğlu 1948-1950 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yaptı. 1950 seçimlerinde parlamentoya giremeyen Saracoğlu siyaseti bıraktı. Tam bir Türk Lirası’na Fener bahçe 'ye Stad Alındı Fenerbahçe'nin o zamanlar henüz stadı yoktu. Tarih 1929'u gösteriyordu. Fenerbahçe'nin eskiden beri husumeti olduğu Altınordu kulübünün temelini oluşturan "Progres" kulübünün kurucularından Aydınoğlu Raşit Bey 1921 yılında "İttihat Spor" adı altında yeniden kurmuş ve kulüp faaliyete geçmişti. Gerçi İttihat Spor’un artık pek gücü kalmamıştı. Ne var ki, önemli bir varlığa sahipti: Union Club Sahası... Yani, bugünkü Fenerbahçe Stadı... Fenerbahçeliler ikide bir Raşit Bey’ e gidip, "Şu stadı Fenerbahçe’ye sat" önerisinde bulunuyor. Raşit Bey de eski yılların unutturamadığı rekabet içinde "Olmaz" diye direniyordu. Fenerbahçeliler ısrar ediyor, İttihat Spor geri çeviriyordu. Bir, iki, üç... Eeee, artık bu İttihat Spor da fazla olmaya başlamıştı... Vekiller Heyetinde o tarihte Maliye Vekili olarak görev yapan Şükrü SaracogIu Fenerbahçeliliği ile ünlüydü. Belki o bu işe bir çare bulabilir, İttihat Spor’dan İttihat Spor Sahası’nı satın alabilirdi. Ancak, satın almak için karşı tarafın onayı gerekiyordu. Gelin görün ki, karşı taraf böyle bir onaya hiç de yatkın değildi. Sorunu kestirmek ve çözmekten başka çare kalmıyordu. Maliye Vekili Saracoğlu formülü bulmuştu "Ayni semtte faaliyet gösteren" iki kulüp vardı Kadiköy’de. Biri İttihat Spor, diğeri Fenerbahçe. Açıktı ki, Fenerbahçe’nin üye sayısı İttihat Spor’a göre çok daha fazlaydı. Demek ki, faaliyetini sürdürecek olan Fenerbahçe idi. "Tek maddelik bir yasa çıkartırım, olur biter" diyeren Ankara’daki Maliye Vekili Saraçoğlu için tek maddelik yasayı meclisten geçirmek hiç de güç olmadı. İlk bakışta çok masum görünen bir yasaydı zaten : ( Fenerbahçe'nin resmi sitesinde aynen bu ifadeye yer verilmiş ) "Aynı semtte kurulmuş olan ve faaliyet gösteren spor kulüplerinin sayısı birden fazlaysa,o semtte üye sayısı daha fazla olan kulüp faaliyetlerine devam eder". Böylelikle İttihat Spor bu yasadan sonra faaliyetlerini sürdüremedi ve İttihat Spor Sahası önce Milli Emlak idaresi’nin yönetimine bağlandı. 1929 yılında Fenerbahçe Milli Emlak idaresi’nden sahayı önce kiraladı. Hemen birden olmaz, adım adım ilerlemek gerekiyordu. Kiraladıktan sonra da adım değiştirerek, İttihat Spor Sahası, Fenerbahçe Stadı oldu. Saraçoğlu Adliye Vekili iken, Maliye Vekaletinden gelen 6 Temmuz 1932 tarih ve 1213 sayılı öneriyle Fenerbahçe Stadı’nın Milli Emlak idaresi’nden alınıp Fenerbahçe Kulübü’ne satılması bakanlar kurulu tarafından karara bağlandı. Tam bir Türk Lirası’na... Evet, Fenerbahçe bugünkü stadın mülkiyetini elde ederken Saracoqlu-nun araya girmesiyle Milli Emlak İdaresi’ne, yani devlete sadece bir lira ödedi . Tarihler 1933'ü gösteriyordu. O zamanlar bir memur aylığının on sekiz liraya ancak ulaştığı bir dönemdir. [4] Saraçoğlu'ndan futbolcu transferi İskeçe İbrahim, soyadından da anlaşılacağı gibi İskeçeli. Yunan uyruklu. İskeçe’de yapılan sınavı kazanarak Haydarpaşa Lisesi’ne geldi. Ancak Lozan Antlaşması’na göre Yunan uyruğunda olduğu için okulu bitirdikten sonra, geri dönme yükümlülüğü vardı. İskeçe, Haydarpaşa Lisesi’nde okurken Fenerbahçe, onu özel Beyoğluspor maçında oynattı. İskeçe o maçta 3 gol attı. Maçı bir rastlantıyla o gün Saracoğlu ile birlikte Zeki Rıza da izledi. Saracoğlu, İbrahim’i beğendi, alınmasını istedi. Saracoğlu’nun çevresindekiler, İskeçe’nin Yunan uyruğunda olduğunu ve bu durumda Fenerbahçe takımında oynanmasının olanaksız olduğunu açıkladılar. Ama yine Saracoğlu’nun yanında bulunan bir başka Fenerbahçeli, "Galatasaraylılar bu çocuğu kaçırıp işlerini de halledecek" deyince, Saracoğlu, "Ya öyle mi" diyerek ’Bu çocuğun pasaportu ve ikamet tezkeresini bana Ankara’ya gönderin" dedi. Daha sonra da bu belgeler, Ankara’ya gönderildi. Ve icra Vekilleri Heyeti de İskeçe’nin Türk uyruğuna geçmesine yarım saat içinde karar verdi. Böylece Saraçoğu İbrahim'i Fenerbahçeye kazandırdı. [5] " Devlette sırtını Başbakana dayayan Fenerbahçe, maddi sorunlarını da Hacı Bekir ile çözüyordu. " [6] Bu cümle çarpıcı geldiği için buraya yazıyorum. Cümle aynen yukardaki gibi Fenerbahçe'nin resmi sitesinde yazılmıştır. Fenerbahçe kuruluğu günden bu yana her zaman için siyasal iktidar ile iç içe ilişkiler sürdürmüştür. Fenerbahçe RP ilişkileri Fenerbahçe MHP ilişkileri Fenerbahçe DYP ilişkileri Mesela şuan Başkanımız olan Recep T. Erdoğan'ın zamanında Fenerbahçe'ye yöneteci olmanın kıyısından döndüğünü biliyor muydunuz ? Fenerbahçe her dönem siyasileri kendi lehine kullanmasını bilmiştir. Bunlardan en ilginçlerinden biri ise şudur. Fener bahçe Avrupa Şampiyonu olursa ne olacak? Bahçelievler Belediyesi Galatasaray'ln UEFA Kupası ve Super Kupa başarısı sonucunda takım için bir anıt dikmişti ve bazı Fenerbahçeliler bunu hazmedememisti. Buna karşılık Bahçelievler Belediyesi de ufak bir yeşil alani cevirip "Fenerbahçe Avrupa Kupalarında Şampiyon Olduğu Takdirde Kupa Anıtı Bu Alana Yapılacaktır" yazan bir tabela koymuştu. Bu olay ne şakadır ne de dalga geçmek için yapılmış bir şeydir. Bizzat Fenerbahçelilerden böyle bir baskı gelince belediye böyle bir tabela koymuştur. Bu tabela sanırım şuan için belediye tarafından kaldırılmıştır. Kaynaklar: [1] - Türkiye Futbol Fedarasyonu Yayınları - Türk Futbol Tarihi [2] - Türkiye Futbol Fedarasyonu Yayınları - Türk Futbol Tarihi [3] - http://www.dallog.com/kurumlar/itterak.htm [4] - http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=25 [5] - http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=27 [6] - http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=25 (Sondan 10. paragrafın son cümlesi)

Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar

Editörün Seçtiği Fırsatlar

Daha Fazla

Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az

1 Misafir - 1 Masaüstü

5 sn

76
Cevap

0
Favori

11.237
Tıklama

Daha Fazla
İstatistik

Konu İstatistikleri Yükleniyor

Konuya Özel

0 oy

Öne Çıkar

Cevapla

Sayfa:

önceki 1 2 3 4

Giriş

Mesaj

cdemir

Yarbay

5529 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orjinalden alıntı: Erwin

Vallahi 40-50 milyar olayı benimde sinir olduğum bir şey o yüzden buna cevap yazmak istemiyorum.

Kızmakla olmuyor bu işler.. Hoobastank'ın yazdıklarını desdekleyip. Bak işte FB sırtını devlete yaslamışı kabul edeceksin. Sonra senin takımın hala bunu yapmaya devam ediyor diyince ben zaten buna kızıyorum diyeceksin.

quote:

Seyrantepe projesinde biz stada tek kuruş harcamıycaz.Arena yapacak stadı ve 7-12 yıl gelirlerin %80 ine yakınıı alıp işletip bu süre sonunda tamamen bize teslim edecek.En azından son gelişmeler böyle.Ben peşkeş denmesine kızıyorum çünkü bizim böyle bir isteiğimiz olmadı.Dediğim gibi hepsi Sarıgül'ün projesiydi ve mecbur kalıp kabul ettik.Ayrıca Seyrantepe'de konut yapmak için(yaptırmak için değil) uğraştık ancak bu oraya 10000 konut yapılacaksa 2500-3000 tanesimi ne bizim olacak.Zaten Riva projesi yolda.Ordan çok büyük gelir bekleniyor.

Peki Hocam Mustafa Sarıgül kimdir. Ne hakla o araziyi GS'a verebiliyor. Her isteyen devlet memuru her istediği kuruma/kişiye bir devlet arazisini gösterip gel burda bu işi yap diyebiliyor mu?

Mecbur kalmanıza gelirse. İşte bu çok komik. Ben zengin olmaya mecbur bırakıldım gibi bir şey..

Borç olmuş 100 M$ civarı. Sonra GS'lı biri tarafından bakın bu proje sizi kurtaracak deniyor. Sende yok ben istemen ama yan cebime koy. Daha sonra bir ihale yapılıyor. Ama nasıl olduğu belli değil. İşin ilginç tarafı ihaleye kimler katıldı şartları nasıldı bilmiyorum ama o ihaleyi
100 M$ borcu olan GS alıyor. Belli ki o ihalede ki miktar GS'ın çok rahatça ödeyebileceği bir miktar.
Hocam adını sen koy. Nedir bu olay.

Sen yap milyonlarca borcu ondan sonra devlet gelsin bir nevi borçlarını ödesin. O borçlarınızı ödemek için gidin arazimi satacaksınız başka bir şeyler mi yapacaksınız ne yaparsanız yapın..

Son olarak yazdıklarımı bu topiği bağlarsak.
GS hala vergi kaçırıp, bu borçlarının affedilmesiyle devlete sırtını dayamıyor mu?
Seyrantepe projesi ile de iyice sırtını yaslamaya çalışmıyor mu?

Yok ama devleti sömüren onunla içiçe olan ve bu yüzden kendini Cumhuriyet gibi gören FB'dir değil mi hoobastank ve diğer GS'lı arkadaşlar.

brand_izmir
Hala GS 'a verilirse arazi ne çıkar diyorsun. Verilsin ama öyle komik meblağlara değil gerçek fiyatına. (Tabi bu fiyata GS orayı alabilir mi bilmem)
Bemin kızdığım tarafa bu. Burada GS'ı kurtarma operasyonu yapılmaya çalışılıyor. Kurtarcaksanız kendi kendinizi kurtarın. GS söylendiğine göre en fazla mülkü olan kulupmüş. Satın oraları ödeyin borcunuzu.
Ama yok onlar kalsın devlet kurtarsın bizi..

emrfb

Teğmen

237 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Bakkal Gazi

Yarbay

2826 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Erwin

Yarbay

4486 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orjinalden alıntı: cdemir

quote:

Orjinalden alıntı: Erwin

Vallahi 40-50 milyar olayı benimde sinir olduğum bir şey o yüzden buna cevap yazmak istemiyorum.

Kızmakla olmuyor bu işler.. Hoobastank'ın yazdıklarını desdekleyip. Bak işte FB sırtını devlete yaslamışı kabul edeceksin. Sonra senin takımın hala bunu yapmaya devam ediyor diyince ben zaten buna kızıyorum diyeceksin.

quote:

Seyrantepe projesinde biz stada tek kuruş harcamıycaz.Arena yapacak stadı ve 7-12 yıl gelirlerin %80 ine yakınıı alıp işletip bu süre sonunda tamamen bize teslim edecek.En azından son gelişmeler böyle.Ben peşkeş denmesine kızıyorum çünkü bizim böyle bir isteiğimiz olmadı.Dediğim gibi hepsi Sarıgül'ün projesiydi ve mecbur kalıp kabul ettik.Ayrıca Seyrantepe'de konut yapmak için(yaptırmak için değil) uğraştık ancak bu oraya 10000 konut yapılacaksa 2500-3000 tanesimi ne bizim olacak.Zaten Riva projesi yolda.Ordan çok büyük gelir bekleniyor.

Peki Hocam Mustafa Sarıgül kimdir. Ne hakla o araziyi GS'a verebiliyor. Her isteyen devlet memuru her istediği kuruma/kişiye bir devlet arazisini gösterip gel burda bu işi yap diyebiliyor mu?

Mecbur kalmanıza gelirse. İşte bu çok komik. Ben zengin olmaya mecbur bırakıldım gibi bir şey..

Borç olmuş 100 M$ civarı. Sonra GS'lı biri tarafından bakın bu proje sizi kurtaracak deniyor. Sende yok ben istemen ama yan cebime koy. Daha sonra bir ihale yapılıyor. Ama nasıl olduğu belli değil. İşin ilginç tarafı ihaleye kimler katıldı şartları nasıldı bilmiyorum ama o ihaleyi
100 M$ borcu olan GS alıyor. Belli ki o ihalede ki miktar GS'ın çok rahatça ödeyebileceği bir miktar.
Hocam adını sen koy. Nedir bu olay.

Sen yap milyonlarca borcu ondan sonra devlet gelsin bir nevi borçlarını ödesin. O borçlarınızı ödemek için gidin arazimi satacaksınız başka bir şeyler mi yapacaksınız ne yaparsanız yapın..

Son olarak yazdıklarımı bu topiği bağlarsak.
GS hala vergi kaçırıp, bu borçlarının affedilmesiyle devlete sırtını dayamıyor mu?
Seyrantepe projesi ile de iyice sırtını yaslamaya çalışmıyor mu?

Yok ama devleti sömüren onunla içiçe olan ve bu yüzden kendini Cumhuriyet gibi gören FB'dir değil mi hoobastank ve diğer GS'lı arkadaşlar.

brand_izmir
Hala GS 'a verilirse arazi ne çıkar diyorsun. Verilsin ama öyle komik meblağlara değil gerçek fiyatına. (Tabi bu fiyata GS orayı alabilir mi bilmem)
Bemin kızdığım tarafa bu. Burada GS'ı kurtarma operasyonu yapılmaya çalışılıyor. Kurtarcaksanız kendi kendinizi kurtarın. GS söylendiğine göre en fazla mülkü olan kulupmüş. Satın oraları ödeyin borcunuzu.
Ama yok onlar kalsın devlet kurtarsın bizi..

Aynı lafları ısıtıp tekrar tekrar yazıyorsun.Yukarda açıklamışım Syrantepe mevzusunu halen Sarıgül kimdir diyorsun.Sarıgül o dönem Şişli belediye başkanıydı.Eski Ali Sami Yen in yerine Otopark yapıp arsanın gelirini zaten çıkaracaktı.Biz bunu reddettik dedim buda doğrudur.Ayrıca ihale R.Tayyip Erdoğan döneminde oldu.Kalkıpta hala Mesut Yılmaz veya benzerleri telaffuz etmen komik kaçmış.

Peki içinizde yok mu bir babayiğit şu Kenan Evren Lisesi mevzusunu açıklayacak.Ne zaman dile getirsem işi dönüğ dolaştırıp Seyrantepe'ye getiriyosunuz.Açıklayın bakalım orasının ne olduğunu ne yapılacağını

KENAN EVREN LİSESİ PEŞKEŞ ÇEKİLEMEZ...

Fenerbahçe Stadı yanında bulunan tarihi bir eser niteliğinde olan Kenan Evren Lisesi üzerinde Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından oynanan oyunlarda son aşamaya gelinmiş durumdadır.
Öyle ki ilk aşamada,İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bu okula karşılık İstanbul’un başka semtlerinde 3 tane okul yapma sözü verilmiştir.Daha sonra lise olarak gözüken bu yerin ticaret ve iş merkezi imarı alması için çalışmalar başlatılmış ve son aşamaya gelinmiştir.

Buradan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yetkililere ve sorumlulara sesleniyoruz,

1-Kenan Evren lisesi milyonlarca dolar değer taşıyan bir yerde bulunmaktadır.

2-Kenan Evren lisesi halkın malıdır.Burada yıllardır hizmet veren bir eğitim kurumu bulunmaktadır.Kimse halkın malını ,başka kişi ve kurumların çıkarı uğruna oldu bittiye getirip peşkeş çekemez.

3-Kenan Evren Lisesi tarihi eser niteliği taşımakta olup Koruma Kurulunun izni olmadan buradan ne çivi sökülebilir ne de çivi çakılabilir. Aksi durumda davranan Ağır Ceza mahkemelerinde yargılanır.

4-Bu bölgede bulunan Şükrü Saraçoğlu stadı yüzünden bölgedeki trafik felç olmaktadır.Bir de buraya ticaret ve iş merkezi olması durumunda buranın durumunun ne olacağı konusunda bir şey söylemeye gerek yoktur.Böyle bir planlama davalık olacaktır ve burada görev Mimarlar Odasına düşecektir.

5-Kenan Evren lisesinde ticaret ve iş merkezi yapılamaz buranın imarı yoktur lise alanıdır. Belediyeler izin vermez. iş merkezi ve ticaret merkezi imarı izni verecek Belediye Ağır Cezalıktır.

6-Bu liseyi kaldırıp 3 tane lise yaparım diyen Fener yönetimi bu liseleri gebzede,başıbüyükte ve sultanbeylide mi yapacak? Milyonlarca dolar değerindeki bir arsanın karşılığı bunlar olamaz.

Evet.Birazda Seyrantepe'den başka şeyleri konuşalım.Peşkeş peşkeş diyip duruyodunuz alın size peşkeş

cdemir

Yarbay

5529 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Hocam sen ne diyorsun ne Mesut Yılmaz'ı ben ne zaman Mesut Yılmaz demişim.
Mustafa Sarıgül'de kim derken şahsı ile ilgili bilgi istmedim senden. O kim oluyormuşta. GS'a gidip gel buraya bunları yap diyormuş.

Kenan Evren Lisesinin kendisi değil Lisenin Tiyatrosu Tarihi eser kapsamındaymış. Eğer kapsamdan çıkarılmazsa, proje değişikliği yapılarak müze yapılacakmış.

quote:

Kültür varlığı çıktı
SARI - Lacivertli ekibin, Kenan Evren Lisesi üzerinde dev bir alış veriş merkezi ve spor salonları kurma düşüncesi sekteye uğradı. Belgelerde Süreyya Paşa tarafından yaptırılan ve lise içinde tiyatro olarak kullanılan bölümün Zehra Hanım Pavyonu olarak geçtiği ortaya çıktı. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, üçüncü dereceden kültür varlığı olarak kabul edilen bu bölümün yıkımına izin vermedi.

Yeni başvuru yapıldı
YÖNETİM, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne başvurarak, Zehra Hanım Pavyonu'nun tarihi eser konumundan çıkartılmasını istedi. Kurul, bu konudaki kararı gözden geçirme sözü verdi. Fenerbahçe, binanın tarihi eser konumundan çıkarılmaması halinde projede değişikliğe gidecek. Söz konusu pavyon müze olarak kullanılmak koşuluyla alış veriş merkezi hayata geçirilecek.

http://www.milliyet.com.tr/2003/09/09/spor/spo02.html

Seyrantepe'nin eski ihale bedeli 72 trilyon'muş bu değerin de Maliye bakanı arttırılacağını söylemiş.http://www.sabah.com.tr/2005/04/26/spo95.html

quote:

sözlerini şöyle noktalıyor: 'Galatasaray'ın şu anki gelirleri 30 milyon dolar. Futbol takımının da gideri yaklaşık aynı rakamlarda. Galatasaray, yanlış halka arz nedeniyle her yıl 5 milyon dolara yakın bir geliri temettü olarak dağıtıyor. AIG'ye de 5 milyon dolar gidiyordu, anlaşmayı iptal edip bu parayı kurtardık ama eldeki bu rakamlarla hem kulübü çevirmek hem de 140 milyon doları bulan borçları ödemek imkansız. Seyrantepe projesinden yaklaşık 150 milyon dolar kazanacağız. Bu da milat demek.'

72 küsür trilyon vereceksin bu parayı ödeyip üstüne 150 M$ kar edeceksin. Sonrada Kenan Evren lisesi peşkeş diyeceksin.
72 tirilyon GS'a göre ayarlanmış fiyat. Gerçek değeri nedir acaba..

Ben üç aşağı beş yukarı rakamlar verdim. Sende Kenan Evren Lisesinin FB'ye olan getirisini bul getir ve aradaki farka bakıp o zaman konuşmaya devam edelim..

Gerçekten ben de Kenan Evren Lisesinin arsa değerini ve FB'ye bu projenin getirisini merak ettim.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cdemir -- 28 Eylül 2005, 13:47:49 >

moryeel

Çavuş

74 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

epsis

Binbaşı

1020 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

_KoLCu_

Yarbay

2435 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

visualize

Emekli Yönetici

6423 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

pafta_turk

Yüzbaşı

469 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

subsonic

Binbaşı

1215 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Hoobastank

Yüzbaşı

622 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Sayfa:

önceki 1 2 3 4

Ip işlemleri

Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara

KAPAT X

%40
Kazan

%2,8
Kazan

%6,5
Kazan

%25
Kazan

%1,6
Kazan

%3,2
Kazan

%5,5
Kazan

%3,2
Kazan

%5
Kazan

%3,2
Kazan

%5
Kazan

%2
Kazan

Alışveriş Yaptıkça Para Kazan Harekete Geç »