Şimdi Ara

Râbıta, tasavvuf ve ruh

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
22
Cevap
0
Favori
415
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Tasavvuf inancına göre, akıldanda daha üstün bir duyumuz vardır. Bu duyuma ,nefis terbiyesi ile ulaşılır. Bu ilahı makama, ruh üzerinden rabıta ile bağlanılır.
    Tasavvufçulardan, bu sır gibi saklanan bilgileri öğrenmeme rağmen, bana kendini kandırmaktan başka birşey gibi gelmedi. Çünkü nefsi terbiye edeceğiz derken , aklı mahvediyorlar. Ardından herşeye bir anlam yükleme çabasına girip, serap görüyorlar. Ayrı bir gerçeklik yaşıyorlar.

    * Peki sizin bu yol,yöntem hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
    * Ruh diye bir şey var mıdır? yoksa yanılsama mıdır?
    * Tanrıyla direk bağlantı kurulabilir mi?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Perceptron -- 1 Eylül 2016; 22:14:39 >



  • quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron

    Tasavvuf inancına göre, akıldanda daha üstün bir duyumuz vardır. Bu duyuma ,nefis terbiyesi ile ulaşılır. Bu ilahı makama, ruh üzerinden rabıta ile bağlanılır.
    Tasavvufçulardan, bu sır gibi saklanan bilgileri öğrenmeme rağmen, bana kendini kandırmaktan başka birşey gibi gelmedi. Çünkü nefsi terbiye edeceğiz derken , aklı mahvediyorlar. Ardından herşeye bir anlam yükleme çabasına girip, serap görüyorlar. Ayrı bir gerçeklik yaşıyorlar.

    * Peki sizin bu yol,yöntem hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
    * Ruh diye bir şey var mıdır? yoksa yanılsama mıdır?
    * Tanrıyla direk bağlantı kurulabilir mi?

    sır gibi saklanılmazki bunlar herhangi bir tasavvuf kitabı alsan bulabileceğin şeyler :)
  • Evet tabiki. Ancak gizleme çabasındalar.
  • Ruh diye bişey vardır. Şu an senin bedeninin içinde hapsolunmuş ruha sahipsin. Senin asıl kimliğin bedenin değil o Ruhtur. Ruh imtihan amacıyla bedeninin esareti altındadır. Öldüğün an Ruhun bedeninden sıyrılacak bedenin dünyada kalacaktır Ruhun ise dünyadan göçecektir.



    Günümüz tasavvufcularının hemen hemen çoğu din tüccarıdır. İnsanları aldatırlar nasıl mı?

    Allahla doğrudan irtibat kuramazsın falan zat aracılığıyla irtibat kurabilirsin cennete onun yardımıyla gidebilirsin vs Böyle söyleyerek insanları Allaha değil o falan zata çağırıyorlar o falan zatta dini bu şekilde kullanarak etrafındaki insan topluluklarının kendisine biat etmesini sağlayıp güç sahibi oluyor. Rabıta gibi batıl şeyleride dine sokup İslamıda tahrip ediyorlar bunlar Allah dostu değil düşmanı olurlar ancak.

    Allah azze ve celle Kur'anda buyururki ben size şah damarınızdan daha yakınım. İnsan istediği an Rabbiyle irtibat kurabilir. Örneğin şu an bizim yaptığımız her hal hareket bizim kendi irademizle yaptıklarımızdır elimi kaldırmak istiyorum ve kaldırabiliyorum. Elimi kaldırmayı istemek benim irademle istediğim bir şey bunun gerçekleşmesini sağlayanda Rabbimdir. Bu olaya bakarsanız dahi insanın daima Rabbiyle irtibat halinde olduğunu anlayabilirsiniz. Bu olayda bir nevi duadır istemedir gerçekleşmesini takdir kılanda Allahtır.

    Ne yazıkki günümüzde İslamiyeti ana hatlarıyla açık şekilde yaşamaya yanaşanlar çok az. Kendilerine göre uydurdular dini hep sonrada gördügün gibi hep bozuk bir anlayış itikadlar türedi...

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • MuvahhidGenc M kullanıcısına yanıt
    namaz kılarken kabeye yöneliyorsun secden taşa mı ?

    muro
  • Şimdi bir gazete kağıdı düşün, adamlar guiness rekorlar kitabına girmek için o kadar devasa bir kağıt yapmışlar ki, bir köşesi Ankara'da, diğer köşesi İstanbul'da. Şimdi eline kalemi alarak Ankaradaki köşesine bir Cin Ali çiz,diğer İstanbuldaki köşesine de Cin Ayşe çiz. Bu cin ali ve cin ayşenin 2 boyutlu varlıklar olduğunu, kağıdın yüzeyi dışında varolmalarının mümkün olmadığını düşün. Cin ali, cin ayşesine kavuşmak için çoook uzak bir mesafe katetmek zorunda. Bu kadar yolu yürümeye kalksa aylar sürer. Ancak ben bu kağıdı, İstanbuldaki kölesinden tutup, Ankaradaki köşesi üzerine katlasam, cin ali ile cin ayşeyi tam üst üste denk getirsem, arakarındaki mesafe bir anda, 500 km'den, 1 mm'ye düşer.

    3 ncü boyutta cin ali ile cin ayşe aslında birbirinden 1 mm uzaklıktadır ancak biz bu varlıkların 2 boyutlu olduğunu söyledik ya. İşte bu yüzden, kendi yüzeylerinden çıkamadıkları için, arakarındaki mesafe 1 mm bile olsa, cin ali yine de 500 km yol yapmak zorunda. Cin ali solucan deliği yapmayı bilse, cin ayşeye 1 mm mesafede kavuşacak. Ama elinde teknoloji yok, ayrıca 2 boyutlu yüzeyinin bu şekilde bükülmüş olduğundan haberi de yok.

    Şimdi bir de felaket senaryosu düşünelim. Cin alinin bulunduğu köşe ile cin alinin bulunduğu köşe üst üste katlı olduğu için, 3 ncü boyutta aralarındaki mesafe 1mm iken, kendileri için aradaki mesafe 500 km'dir. Şimdi biz elimize çakmağı alıp, cin alinin bulunduğu köşeyi yakarsak, cin ali hemen yanıp kül olacaktır. İkisi arasındaki mesafe 1mm olduğu için, hemen anında cin ayşe de yanacaktır. Ancak cin ali buna bir türlü anlam veremiyecektir. Çünkü ona göre aralarındaki mesafe 500 km'dir. Normalde ateşin cşn ayşeye ulaşması aylar sürecekken, bir anda ulaşmıştır. İşte 3 boyutlu ateşin, 2 boyutlu bükülmüş kağıt yüzeyindeki etkisi böyledir. Demek ki mesafeler, uzaklıklar, üst boyuttaki varlıklar için sorun değildir. İşte Allah'ın bize şah damarımızdan daha yakın olmasının bilimsel açıklaması böyledir.

    İşte biz 3 boyutlu varlıklar olarak insanlar da, 4 ncü boyutta dip dibe olduklarımızdan haberimiz yok. Şu gökyüzünde gördüğümüz yıldıza nasıl gideriz diye kafa patlatırken, belki de, 4 ncü boyutta dibinde olduğumuzdan haberimiz yok. Kuantum fiziğine göre evren en az 11 boyutludur ve metrenin milyar kere katrilyon kere kentrilyonda biri ölçeğindeki mesafelerde, kendi üzerine kıvrılarak, diğer boyutları meydana getirir. Üst boyutta mesafeler yok olur, ayrılıklar ortadan kalkar, her şey bütün olur.Dolanık parçacıklardan biri uzayın diğer ucunda bile olsa, birine dokunduğunda diğeri de etkilenir. Çünkü aslında onlar ayrı parçacıklar değildir, tektir. Büyük patlama anında, herşey birbiriyle dolanık yaratıldığına göre, evrende ayrılıktan söz etmek mümkün değildir. Evrendeki herşey bir bütündür. Aslında sen ve ben ayrı değiliz. Aynıyız.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    rabıta ,islam dininde olmayan bir zımbırtı.bi kaç tanıdığım evlenmedne önce rabıaya yatıp bu nasip benim için iyimi kötü mü diye bakıyorlar da nereye bağlanıyorlar?allah a mı?zerre bilimsel bilgi olmadığı için allah a bağlandıklarını sanıyorlar.dandik zonzai ile marsa gidiyo insanlar.bence ,dediğin gibi akıl yerle bir edildiği için kafayı taktığı şeyi görüyor.buda normal.

    Peki sizin bu yol,yöntem hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
    biraz uçmuşlar.insanların bazı doğa üstü yetenekleri oluyor ancak bu öyle tekelde olan yada el verdim ona geçti gibi bir durum değil

    Ruh diye bir şey var mıdır? yoksa yanılsama mıdır?
    ölmüş bitki ve hayvanları yiyerek canlılığımızı sürdürüyoruz.bu nasıl oluyor?cansız bir madde canlıya nasıl dönüşüyor?

    Tanrıyla direk bağlantı kurulabilir mi?
    kuranda, musa peygamberin direkt allah ile konuştuğu anlatılıyor.ondan başkada direkt konuşan bi peygamber yok sanırım.muhamemd peygamber bile melek aracılığı ile vahiy aldı ve o gece yürüyüşünü anlatan ayetlerde gözün sınırı aşmadığı belirtiliyor.ruh ve sinir hastanesinde direkt allah ile konuşanlar var.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Tengricilik hakkında kitaplar
    11 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Perceptron kullanıcısına yanıt
    "
    Kesinlikle, din sadece ALLAH'a aittir. O'nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, 'Onlar bizi ALLAH'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara ibadet ediyorz.' (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında ALLAH karar verecektir. ALLAH kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.
    Zumer suresi 3

    "Yalnız Rabbi'ne yönel." insirah suresi 8. Ayet

    "İnsanı biz yarattık ve onun kendi kendine neyi fısıldadığını iyi biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız."
    Kaf suresi 16. Ayet

    "Allah kuluna yetmez mi?"
    Zumer 36. Ayet


    Allah bize şah damarından yakınken ve yalnız ona yönelmemizi istiyorken aralara başka aracılar koymamalıyız..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ratatuy23 -- 2 Eylül 2016; 12:17:07 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Gerçekliklerini mi değiştiriyorlar yani?
  • Hepsi sahte bana göre. Bunlar kendi çalıp kendi oynayanlar. Bunların kitabını okumayanlarda bunlara hazreti(Efendi) diyor.

     Râbıta, tasavvuf ve ruh

     Râbıta, tasavvuf ve ruh
    (Alıntıdır)
    Düzenleme:Şu iki fotoğraf açıklayıcı daha fazla atmaya gerek yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mtnei -- 13 Ekim 2016; 22:08:02 >




  • mesnevide tanrı yazınca dindar,biz tanrı diyince gavur oluyoruz.
  • montevo kullanıcısına yanıt
    Güzel tespit.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • montevo kullanıcısına yanıt
    mesnevide tanrı yazmaz çeviride yazar mesnevi farscadır

    Bişnev ez ney çün hikâyet mîkoned Ez cüdâyîhâ şikâyet mîkoned

    Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hîş


    gibi ..

    @Unshaken Darkness

    Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nîst

    Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst


    rumi nefsi mülhimeden çok öteye geçmişti..ilham alıcı idi..ancak onun sözleri şerhe muhtaç ..hiç bir metin kuran mesabesinde değildir..olamazda dini bağlayıcılık noktasında ancak bu durum mülhem eserlerinde var olmadığı anlamına gelmez..

    ayrıca rumi de insandır hataları vardır..ama onun hataları bizim güya hasenelerden daha hayırlıdır..bunu zamanla anlayacaksınız..

    Ebrarın hasenatı, mukarrebînin seyyiatıdır dusturunca düşün ki bizler halihazırda ebrar dahi olamadık




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sabah Yıldızı

    mesnevide tanrı yazmaz çeviride yazar mesnevi farscadır

    Bişnev ez ney çün hikâyet mîkoned Ez cüdâyîhâ şikâyet mîkoned

    Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hîş


    gibi ..

    @Unshaken Darkness

    Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nîst

    Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst


    rumi nefsi mülhimeden çok öteye geçmişti..ilham alıcı idi..ancak onun sözleri şerhe muhtaç ..hiç bir metin kuran mesabesinde değildir..olamazda dini bağlayıcılık noktasında ancak bu durum mülhem eserlerinde var olmadığı anlamına gelmez..

    ayrıca rumi de insandır hataları vardır..ama onun hataları bizim güya hasenelerden daha hayırlıdır..bunu zamanla anlayacaksınız..

    Ebrarın hasenatı, mukarrebînin seyyiatıdır dusturunca düşün ki bizler halihazırda ebrar dahi olamadık

    Biliyorum neyin ne olduğunu hocamda adamlar kendini Allah ile bir tutuyor.İyimserlikten firavuna şeytana hoşnut duyuyorlar aklı sıra. Bu mantığa aykırı gayet açık ve net.

    Rumi nefsinden öteye geçse nolur. Geçtiyse'de neden o zaman bu yanlış anlaşılacak cümlelerini kitap haline getirdi? Kendi içinde yaşayabilirdi. Şuanki toplumun bazıları bu adamdan bakarak birşey öğrenmeye çalışıyor. Ya yanlışsa bu adam?

    Rumi'ye tek tarafla bakmıyorum. Düşünceleri ne kadar hoş olsa bile aşırıya kaçıyor ve kuranla çelişiyor. Belli mantık çerçevesinde olsa neyse ama değil. Klasik sen onu anlamazsın mantığı olamaz zaten bir kere. Bu adamı kimse anlamayacaksa niye okuyor o zaman mesnevisini? Niye açık değil.

    Hocam ben yanlış buluyorum tasavvuftur fıkıhtır tefsirdir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turkish Destroyer

    Öncelikle ''Tasavvuf inancı'' demeni takdirle karşıladım, zira gerçekten tasavvuf ayrı bir dindir, bundan dolayı, İslami Yunan Felsefesi diyemeyeceğimiz gibi İslami Hint/Çin Felsefesi(Tasavvuf)'de diyemeyiz. Öncelikle bunu açıklığa kavuşturmakta büyük yarar görüyorum.

    Tasavvuf denilen şey, Emevi İslam devletinin Orta Asya ve Hindistan seferlerinden sonra İslam topraklarına girmiş, esasen Hint felsefesidir. Basiretsiz Emevi yöneticileri bu tehlikeyi bertaraf edememiş, bu felsefeyi İslama uyarlamaya çalışan insanları engelleyememiş, ve bu felsefe hoşuna giden birtakım Müslüman düşünürler bunu islama uyarlamaya çalışarak apayrı bir dinin temellerini atmışlardır. İslam coğrafyasına girişi bu şekilde olmuştur tasavvufun.

    İslama taban tabana zıttır esasen. Aşama aşama Tanrıya ulaşma düşüncesi İslamla uyuşmaz. Tanrıyla özdeşleşme, onunla ''bir'' olma veyahut herşeyin ''o'' olması düşüncesi, nefis terbiyesi, Tanrıya ulaşma onunla iletişime geçme, bir aşamadan sonra hata yapmama(masum olma, günahsız olma) gibi saçma düşünceler İslamla çelişir. Nefis mertebelerden oluşmaz, etkisiz hale getirilemez. O her zaman vardır, kul Allahın dinine uygun yaşadığı müddetçe ona galip gelir insan, bir aşamadan sonra etkisiz olmaz. Ayağın kaydığı an nefis insanı yine dalalete düşürür. Tasavvufçular özetle der ki, ''nefis terbiye edilir, nefis mertebeleri vardır, her mertebenin birtakım özellikleri vardır, sonunda nefs terbiye edilir, nefs mutmain olur vs vs'' bu saçmalıktır. Nefs insan yaşadığı müddetçe aynı şekilde seyreder. Nefs esasen insanın kendisidir, heva ve hevesleridir. Bundan ötürü ''heva ve heveslerini ilah edinenler'' yani ''nefislerini ilah edinenler'' der ayetlerde.

    Ruh nedir? Bu konuda fazla bilgi verilmediğini ifade eder yüce yaradan. Ruh vardır. Ruh bana göre insan yaşamını sağlayan şeydir. Ruh herzaman vardı ve ölümlü değildir. Ölen cesettir, ruh ise bakiidir ve ahiret günü insan diriltiğinde yine cesede giydirilecektir.

    Allahla direkt bağlantı kurulamaz. Allah insanlarla dilediğinde bağlantı kurmuştur ve son peygamberden sonra bu bağlantının bir daha kurulamayacağını ifade etmiştir. Bu saçmalıktır. Fakat gaflette haddi aşan tasavvufçuların bir kısmı Allaha ulaştıklarını, ondan haberler aldıklarını falan ifade ederler. Osmanlı gibi tasavvufa esasen sıcak bakan bir islam devleti bile bu tip insanları kabul etmemiş ve cezalandırmıştır.

    Bir aşamadan sonra rabıta ile Allaha bağlanmak iddiası İslama göre apaçık bir küfür beyanıdır.

    Çok güzel bir tespitte bulunmuşsun. Aklı ortadan kaldırıyor diye. Gerçektende öyle. Mesela Türkiye gibi bir ülkede bazı tasavvuf tarikaları var ve onların ''ilahlaştırılmış'' şeyhleri var. İnsanlar gaflet içinde neredeyse bu zatlara tapıyorlar. Hatta isim vermeye gerek birinin yanına gitmişler arkadaşlar orada o ''hoca''nın geçtiği yerde durmanın bilmem kaç yıllık ibadet sevabında olacağını falan demiş müritleri

    Yada ne bileyim, gelecekten haber veriyormuş, insanların zihnini okuyormuş. Saçmalık.

    Bu aslında evliya var mı yok mu meselesine giriyor. Bu anlamda bir evliya olmamıştır, olduğunu iddia edenler yalancıdan başka bişey değildir. En büyükleride mevlana denen adamdır. Esasen bir moğol ajanıdır kendisi. Mesnevisinin bir kısmı porno hikayelerinden farksızdır ve Müslümanları Moğol istilasına karşı direnmemeye çağırmıştır, Moğollara boyun eğmeye davet etmiştir. Bu adamın nereden geldiğine bakıldığında aslında bişeyler uyanır sizlerde. Bu olay bile tasavvufun insan aklını uyuşturduğunu ıspat ediyor.

    Saçma düşüncelere kadar okudum. Senin inancın neden saçma değil?




  • Turkish Destroyer T kullanıcısına yanıt
    Çok açıklayıcı bir cevap, teşekkürler.



    Sormak istediğim,bir nokta var;

    Neden Allah insanlık ile irtibatı kesti?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • ohaa yani

    quote:

    Nefis mertebelerden oluşmaz, etkisiz hale getirilemez.


    Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûi illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun) Yusuf 53.

    Nefsi emmare

    Ve lâ uksimu bin nefsil levvâmeti. Kıyame 2.

    Nefs-i levvâme

    Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.Fe elhemehâ fucûrahâ ve takvâhâ.Şems7-8

    Nefsi Mülhime

    Kad efleha men zekkâhâ.Şems 9.

    Onu temizleyen kurtulmuştur.

    Yâ eyyetuhân nefsul mutmainnetu.Fecr 27.

    Nefsi Mutmainne

    Allah şems 9. ayette onu tezkiye eden kurtulur diyor

    kaş yapayım derken göz çıkarma




  • irtibat vahiy noktasında kesilmiştir..ama yine Allah kuranda ilham alan nefsden bahsetmekte..

    gerek sahabe gerek tabiin ve sonraki nesilde ilham keşf ve keramet vaki olmuştur..

    http://www.semerkandpazarlama.com/Kaynaklariyla-Tasavvuf,PR-1179.html

    bu eser bende var işim bitince size bölümler aktarırım ..
  • E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).Yunus 62.



    Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike rafîkâ(rafîkan).Nisa 69

    dikkat et sıddıklar peygamberlerden hemen sonra şehitlerden önce zikredilmiş..

    işte bu yüzden tevbe 119. şiar edinmeli insan artık peygamber gelmeyeceğine göre neden sadık olun denmemiş tevbe 119. sadıklar ile beraber olun denmiş ..sadıklık çok zor ele geçer hekesin harcı değildir de ondan

    sahih hadisler ile de sabittir sahabe ve tabiinden kerametler ..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Turkish Destroyer


    quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron

    Çok açıklayıcı bir cevap, teşekkürler.



    Sormak istediğim,bir nokta var;

    Neden Allah insanlık ile irtibatı kesti?

    Bu benim bilebileceğim birşey değildir. İslama göre konuşacak olursak, son peygamberin gönderildiğini, kıyamete kadar onun şeriatından(İslamdan) sorumlu olacağımızı ve başka bir yol gösterici peygamberin gelmeyeceğini ifade ettiği için irtibatı kesmiştir. Kendisinden geldiğine emin olduğumuz kitabında bunu belirtmiştir yüce yaradan. Bu yüzden rahatlıkla ''başka hiçbir insanla irtibata geçmemiştir ve geçmeyecektir, bunu iddia edenler şarlatandır'' diyebiliriz.

    Peki Kuranın Allahtan geldiğine emin olmamızı saglayan delil nedir?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.