bazen camiye gider namaz kılarım.
bunu pek dile getirmem. çevremde hiç kimse bilmez.
erken gider ezan okunana kadar otururum. düşünürüm. etrafı izlerim. bu beni çok rahatlatıyor.
cumalara gitmiyorum mesea. sosyal fobim azıyor o kalabalıkta.
o yüzden böyle ara sıra diğer vakitleri kılmaya gider telafi ederim.
camilerin ruhu bir başka.
hissettirdiği maneviyatı başka.
rüyamda hoşlandığım kızla flört ediyorduk.
gecenin 4'ü-5'i gibi gördüğüm bir rüyaydı.
bu saatlerdeki rüyaların etkisi daha bir farklı oluyor.
normalde anlamsız ve saçma rüyalar görürüm.
uyandığım zaman beni mutlu edecek rüyalar yılda 1 falan denk gelir.
bu da öyleydi çok gerçek bir histi.
üzerinden birkaç gün geçti aklıma geldikçe ne kadar iyi hissettiğimi düşünüyorum. mükemmel bir heyecandı. içim kıpır kıpır olmuştu..
her ne kadar bu hislerin gerçekte yaşansa bile geçici ve kısa süreli şeyler olduğunu bilsem de dibine kadar yaşamak ve tatmak isterdim.
dünyada yaşanılacak çok güzel hisler var onları yaşayamadan öleceğim..
karımın,bacımın,kızımın hizmet sektöründe çalışmasını istemezdim.
geçen günlerde kardeşim ile maç izlemek için bir cafeye gittik.
2 garson kız vardı.
saat gecenin 11-12'si ve kızlar orada haydut gibi bağıran maymun gibi zıplayan haydo gibi küfürbaz düşük seviyeli erkeklere sürekli hiizmet ediyorlardı.
bir düşündüm. karım olsun kız kardeşim olsun böyle bir yerde çalışmasını böyle avel tiplerle aynı ortamda olmasını onlara hizmet etmesini asla istemezdim.
kızlara çok üzüldüm. malesef kadınlarımız zehirlendi. güçlü kadın, ayakları üstünde duran kadın ayağına mahvettiler kadınları.
oysa evlense evinin kadını olsa kocasına hizmet etmeyi kölelik görür kesin.
tek dostum dh konu dışı.
hayatımda hiç kimseye anlatmadığım üzüntülerimi ve dertlerimi hep burada anlattım.
burası adeta benim geçmişim oldu.
her içlendiğimde buraya yazdım.
gidip reel de birine anlatsan o da gider başkasına anlatır. yarın bir gün kötü olursun yüzüne vurur.
reel hayattaki insanlar alçak. kahpe.
çözüm olmayacak bir derdi kesinlikle kimseye anlatmamak lazım.
girişken, konuşkan, fırlama erkeklerden nefret ediyorum.
iş yerinde bir çocuk var tam böyle.
ben ise tam tersi sessiz efendi özgüvensiz çocuğum.
efendi kişiliği olmayan erkekleri zerre sevmem.
buna da felaket tutuldum. çocuk belki de iyi biridir. iyi karakterlidir. ama nafile böyle her deliğe giren çıkan fırlama bir tip. isterse dünya iyisi olsun zerre sevemiyorum.
ancak galiba onun o halini kıskanıyorum.
onun yanında sönük kaldığımı falan düşünüyor olabilir beynim. kendimi onla falan karşılaştırıyorum o çok daha her açıdan iyi bir erkek.
insanlarla bir arada olmak istemiyorum artık. çok zor çok.
YAŞAMAK DİRENMEKTİR
BİZ DİRENEMEDİK.
yazılım öğren tayfası nerede.
5 yıl önceye kadar forumun en popüler mesleğiydi.
herkes yazılım öğreniyordu.
birçok konuya yazılım öğren hayatın kurtulsun tavsiyesi veriliyordu.
bölüm tavsiyelerinde, meslek tavsiyelerinde başı çekiyordu.
sonuç yapay zekanın ilk bitirdiği mesleklerden biri.
iyi ki bu aptal tavsiyeleri dinlememişiz.
popüler olan her şeyi 2 kere sorgulamak lazım.
şaka maka gençliği bitirdik.
yaş oldu 26. zaman çok hızlı geçti. 16 yaşından beri dh de yazarım. bu yaşlara geleceğimi hiç düşünmemiştim.
şöyle bir geçmişe dönüp baktığımda pek bir şey yaşamadım gibi.
genel hayatım 21-22 yaşına kadar hep evde geçti.
bir gün bir ışık geldi ve askere gitmeye karar verdim ve askere gittim. askerliğim bok gibi geçti. hiç hatırlamak bile istemiyorum.
askerden gelince işe girdim. işin kendi stresi de olsa iş kısmen toparladı beni. bir düzene soktu hayatımı en azından. param oldu kendime bir şeyler aldım, dışarıdan yemek yedim vs. dışarıdan yemek yemek, yemek söylemek benim için çok lüks bir şeydi. ayrıca cebe para girince en azından mutsuzluğu bile bir tık daha keyifli yaşıyorsun.
hiç kız arkadaşım olmadı. bu yönde zerre çabam bile olmadı bugüne kadar. fiziksel cazibem yok ve soğuk, asık suratlı bir tipim. sohbetim de hiç akıcı değil. %999 ihtimalle bekar yaşar bu şekilde vefat ederim.
hiç şöyle sağlam bir dostum olmadı. en çok buna üzülürüm.
genel olarak anı, hatıra, arkadaşlıklar, yaşanmışlıklar sıfır denilebilir.
yine de umrumda değil buna şükür.
hamza'nın ajan olduğunu düşünmeye başladım.
adam bir tane uyduruk bir ideoloji benimsemiş Antinatalizm diye. yıllardır bıkmadan usanmadan çocuk doğurmayın diye forum da yazıp duruyor.
karl marx, kendi çıkarttığı komünizmi bu kadar savunmadı be adam.
yıllardır bıkmadan usanmadan aynı mevzuyu allayıp pullayıp durmanın sebebi nedir?
avrupa'nın önemli ülkeleri 50-100 yıl içinde nüfus yetersizliğinden yok olacak. o bölgeye yakında zenci ve arap göçleri başlayacak. bu avrupa'nın kaçınılmaz bir sonu.
şu an avrupa ülkelerindeki siyasetçilerin en endişe duyduğu ve asla bir çözüm getiremedikleri mevzu bu.
adamlar yalvarıyor çocuk doğurun diye. her türü teşviki sağıyorlar ancak insanlar üremiyor.
nüfusun yok olursa bir hiçsin.
bizim de nüfusumuz yaşlanıyor. avrupa'dan daha iyi olsakta bizim için de uzun vadeli bir problem bu.
hamza, sen yapmıyorsan yapma. yıllardır bıkmadan usanmadan güttüğün bu dava neyin nesidir be adam?
ülkecek kedi mi besleyelim evde?
ben de mesela üremeyi düşünmüyorum ama kimseye bunu dayatmaya çalışmıyorum. bu yönde bir çabam yok. ülkede bebek doğumunun artmasının bana zararı yok ki. aksine ileride faydası olacak ben yaşlanacağım ve genç nüfus çalışıp üretecek bana bakacak.
düşünüyorum düşünüyorum bir insan neden yıllardır sürekli bu mevzuyu deşer mantıklı bir açıklama bulamıyorum kendime.
bu motivasyonun kaynağı nedir be adam?
cia-mossad ajanı olduğunu düşünmeye başlayacağım artık.
bu fikir zehirli bir fikir çünkü.
Allah'tan en büyük isteğim erken yaşta ölmek.
asla şükürsüz bir insan değilim yaş 26. birçok insanın gözünde fena olmayacak bir hayatım da vardır belki. bu hayatta çoğu insan elindeki nimetlerin farkında değil. bunlar bize birer lütuf aslında.
sosyal hayat çok yorucu. insan ilişkileri çok yorucu. basit şeyler bile benim için çok kaygılı ve stresli oluyor bazen. çok takıyorum. çok düşünüyorum.
asosyal ve içine kapanık bir insanım. kimseyle samimiyet kurmam/kuramam. kimse beni sevmez. ben de kimseyi sevmem. bunları kabullenip devam da edemiyorum kendime böyle olmayı bir türlü yediremedim.
böyle çevresi tarafından sevilen, bir yerlere çağrılan edilen, hoşsohbeti olan bir insan olmak isterdim. ben malın tekiyim.
fıtratıma da uygun olmayan sevmediğim bir meslek yapıyorum. korkak ve beceriksiz biri olduğum meslekte değiştiremem.
rabbime ettiğim her ettiğim dua da erken ölmeyi istiyorum. bu lanet dünyada fazladan 1 saniye bile durmamak lazım. erken ölüm bir nimettir bu dünyada.
Son Giriş: 5 sa. önce
Son Mesaj Zamanı: 4 gün
Mesaj Sayısı: 687
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 11.862
İkinci El Bölümü Mesajları: 6
Konularının görüntülenme sayısı: 0 (Bu ay: 3.690)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 11.561 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Konu Dışı / Off Topic






Yeni Kayıt
Özel Mesaj

Görüntülenme
2 Yanıt
1 




