Şimdi Ara

POYRAZ KARAYEL - İlker Kaleli & Burçin Terzioğlu (601. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12.040
Cevap
44
Favori
257.906
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
17 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 598599600601602
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yiyeceğiniz yemeği... YouTube kanalı açılmış dizinin. Geç oldu ama iyi oldu.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0CCF51958 -- 3 Temmuz 2019; 2:29:2 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • finalde ağlamıştım be anılar anılar... zaman hızlı geçiyor
  • Bahri baba,sefer için izliyordum.Seferi çıkarmaları kötü olmuştu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Askere gittim son sezon piç olduydu.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tam bölümleri YouTube kanalına yüklemeye başlamışlar.


    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • bir ara başlamak lazım yeniden. çok özledim be. 3.sezon hariç tabiki.
  • Seni çok özlüyorum Poyrazcım Karayel.
  • Bölümlerin yüklenmeye başlanması iyi olmuş. Blutv alacaktım hem PK hem Behzat Ç. için. Behzat'ı da bir yerden buluruz artık.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dün yağmurluydu ve mahalle ayrı bir güzeldi. Normalde duvar boşmuş ama birisi yeniden doldurmuş ve iyi de olmuş. Tabi bazı vizyonsuzlar gereksiz şeyler karalamışlar. Gidince duygulandım. Albayım diye seslenecektim. Etrafta birkaç kişiye abi burada dizi çekiliyordu dedim ama bilmemeleri üzdü.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Efsane fragmanı tekrardan analım:


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "İtiraz ediyorum. Kitaptan kopya çekiyor." Efsane sahne.



    "Beni kötü yetiştirdiler. Annem de, babam da bana gerekli eğitimi vermediler. Yaşamak için demek istiyorum. Bana yaşamasını öğretmediler. Daha doğrusu, bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara. İnsan, kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana, başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler. Başka türlü bir itinayla tutmalıydılar beni. Daha fazla değil, farklı. Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da, anormal dediler. Ben de kendimi anlamadım: bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım. Arkadaşlarla geneleve gittim, müstehcen romanlar okudum ve sokakta genç kızların peşinden gittim. Hiçbirinde tutarlılık gösteremedim. Bunun üzerine anormal olduğuma karar verdiler. Onlara biraz olsun benzeyebildiğim ölçüde kendimi mutlu sayıyordum. Kendimi onlardan ayırmasını beceremedim. Hitler, genel yatakhanelerde işçilerle kalırken bile onlardan ayrı olduğunu hisseder, onlara yaklaşmazmış. Bende böyle bir içgüdü yoktu. Sınıfta toplanıp müstehcen resimleri seyrettikleri zaman, onlardan uzaklaşmak gerektiğini bilemedim. Oysa, onlar gibi hissetmiyordum. Duyduğum bu yabancılığı, onlardan geri kalmak diye nitelendirdim ve nefes nefese onlara yetişmeye çalıştım. Bu bakımdan yakınmaya hakkım yok. Onlar gibiydim. Bu kıskanç korku gelinceye kadar, yaptıklarım bakımından değilse de, aklımdan geçenler bakımından aşağılık bir hayat yaşadım. Büyük ve güzel şeyler yerine, aşağılık şeyler düşündüm. Şimdi de durum düzelmiş değil: hiçbir şey düşünemiyorum. Çok bayağı bir olay. Neresinden tutulsa insanın elinde kalıyor: dağınık ve çürük bir örgü. Evet, haklıydı akrabalar. Ben, normal olmadığım için anormal olan bir çocuktum. Allah beni kahretsin ve ediyor da. Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olmanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte. Siz de sevimli akrabalarım kadar yabancısınız bana. Adınız Marki bilmem ne de olsa... Tabii siz gurur duyuyorsunuz düşüncelerinizden. Diyorsunuz ki, Selim Işık diye bir mesele olmamıştır. Olmayan bir mesele için, düşünce tarihinin insanı yücelten gelişimini bozamayız. Siz, kendini şövalye sanan Don Kişot gibi ilginç de değildiniz üstelik. Özür dileriz, bizi rahatsız etmeyin. Düşünecek meselelerimiz var. Her gün yüz binlerce insan ölüyor. Ancak ilginç olaylarla uğraşabiliriz. Next please!"

    Oğuz Atay (Tutunamayanlar, s. 611)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0CCF51958 -- 15 Kasım 2019; 19:14:21 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Sonlara doğru iyice raydan çıkmıştı, 3. sezon zaten hiç izlemedim, her şey şu Bahri babanın başının altından çıkıyordu zaten. Selçuk+İpek olayını hatırlıyorum en son, Adil falan hayal meyal unutmuşum iyice
  • Hey gidi günler, zamanında bu dizi kara sevdayla kıyaslanıyordu.
    Kara Sevda bitti, emmy ödülü kazandı. Daha önce de Seul'da ödül kazanmıştı. 100'den fazla ülkeye satıldı, birçok ülkede reyting rekorları kırdı, hala da kırıyor. Bu çöp dizi ise unutuldu gitti.
    Kanal D diziye youtube kanalı açmış ama 15 senelik dizinin izlenme sayısı bile bu 3 senelik diziden 2 kat daha fazla






    Not: Yazan kişi delidir, kaale almayınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Chandler_Bing -- 20 Ocak 2020; 3:28:37 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Potansiyeli olan bir diziydi, kurguyu iyi yapamadılar, yapımcı ve senarist farklı olsaydı 4 sezon devam edebilecek bir diziydi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cpt. Miller

    Potansiyeli olan bir diziydi, kurguyu iyi yapamadılar, yapımcı ve senarist farklı olsaydı 4 sezon devam edebilecek bir diziydi.
    Dizi güzeldi de bazı konularda çok abartıldı, aşırı pohpohlandı. Misal, bu dizinin senaristini öve öve bitiremiyorlardı konu içerisinde bir zamanlar, sahi şimdi nerede, hangi projede duyan bilen var mı? En son sanırım Söz dizisi mi ne onun gibi bir projedeydi sanki diye hatırlıyorum. Ben çoğunluğun aksine senaristini pek beğenmiyordum bu dizinin. Sadece bu dizi özelinde konuşursak her ne kadar karakterler derin olsa da dizide çok fazla mantık hatası vardı. Neredeyse her bölüm mantık hatası doluydu, özellikle de en çok sevilen 1'nci sezonda aslında her bölümünde mantık hatası vardı iyi hatırlıyorum.

    Ha, ona rağmen dizi kendini izletiyordu bir şekilde ama biraz da sabrederek izliyordum ben. Biraz da oyuncuların kalitesine, onların hatrına izliyordum. Zaten herkesin malumu 1'nci sezon sonrası dizi epey saçmalamıştı, Adil muhabbeti, Zülfikar karakterinin saçma bir hale dönüşümü falan... O aralar hep sonradan ekleme-çıkarma yaptıklarını düşünüyorum diziye.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fulton -- 20 Ocak 2020; 21:13:33 >




  • before



    after




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi funky-nd -- 14 Şubat 2020; 21:52:5 >




  • 15 sene önce yayınlanmaya başlamış dizinin popülerliğini 3 sene önce başlamış diziyle karşılaştırıp 3 senelik diziyi gömenleri de gördük ya yeter bu bize.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 742793 kullanıcısına yanıt
    Çoğunluğunu ergen ve genç kitlenin oluşturduğu youtube'da bile 15 senelik diziden daha az izleniyorsanız daha fazla övmeyin bence
    Yani zamanında rakibi olan kara sevdayla kıyaslardım da nerdeyse 3 milyon abonesi olan, 2 milyardan fazla izlenmesi olan emmy ödüllü yüzden fazla ülkede yayınlanan bir diziyle çoktan unutulmuş gitmiş dandik bir diziyi kıyaslamayayım dedim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 598599600601602
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.