Şimdi Ara

Pardus'un açık kaynak hackathon programına kayıtlar başladı (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
6 Misafir - 6 Masaüstü
5 sn
71
Cevap
0
Favori
1.543
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
10 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • ne kadar ilerledi bu pardus projesi.


    inşallah hep kendi yerinde saymamıştır. pardus projesini ne yazık ki hiç takip etmedim.

  • emregnu kullanıcısına yanıt
    "devam ediyormuş gibi görünen Truva Linux" demişsin forumda en son mesaj 2016'da gönderilmiş. devam ediyormuş gibi birşey dahi yok.

    projeye baktım Slackware 'den Linux sürümü yapıp, Joomla'dan site, Simple Machines'ten forum yapmışlar. Ortada özgünlük adına hiçbirşey yok. Nitekim o yüzden forumlarına dahi uğrayan yok.

    Truva Linux'un topluluğu için az sayıda üye var demişsin. Bu tür işlerde sayı değil nitelik önemlidir. Niteliği bir tek kişi, averaj nitelikte yüzbin kişiden üstündür. Örnek mi? Örneğin, Linux Kernel :)

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hemfikirim. Lakin, proje katılım sağladığında özgünleşebilirdi ve ya özgünleştiğinde katılım sağlanırdı. Bunlar biribirini destekleyen iki etken. Çok hantal başladılar ve pek bir yol alamadılar. Forum içeriği de farkettiğin gibi bir kaç yılda bir birisi mesaj atıyor, başka birşey yok. Bu yüzden "devam ediyormuş gibi görünen Truva Linux" dedim. Şuan bitkisel hayatta yaşıyorlar. Ölü sayılır. Özgünlük meselesi harbiden çok zor bir durum. Geliştirici ekibin kendilerinden çok şey katması gerekiyor. Bir çok programcı kendi dağıtımını ve ya sistemini yapma hayali güdüyor, cesaretini toplayan birşeyler çabalıyor ama o iş o kadar kolay değil. Ciddi bir disiplin ve yetenekli iş gücü gerekiyor. Yeni bir dağıtım üretme amacıyla yola çıkan bir çok proje daha yolun başında terk ediliyor. Şimdiye kadarki en özgün ve özverili türk dağıtımı Pardus idi. O da 2013 senesinden sonra fren yaptı, yavaşladı Tubitak sayesinde. Pardus'un da forumlarına baktığımda çok bir canlılık göremiyorum artık. En azından ilk yıllarındaki kadar. Daha ne kadar devam eder bilemiyorum. Umarım ilerleme hızı terisne döner artarak devam eder. İlk başlardaki itirazımız ve eleştirimiz bu yüzdendi. Özgün fikirler ve ciddi bir özveri olmayınca topluluk dağılıyor, geliştiriciler ayrılıyor, dağıtım terk edilmeye ölmeye başlıyor.


    GNU/Linux kullanıcıları tarafından çokça tercih edilen dağıtımlara baktığımızda önde gidenlerin hepsinin kendine özgü fikirleri var. Ubuntunun, Linux Mint'in, Slackware'nin, Manjaro'nun, Gentoo'nun, Arch Linux'un... Bu projelerden bazıları diğerlerini temel alsa da bunun üzerine katılmış ayırtedici fikir ve çaba var.

    Yine dediğin gibi, sayıdan çok nitelik önemli. Ama sayıyı da arttıran şey zaten nitelik oluyor. Sayısal çoğunluk bir çeşit başarı işareti gibi. O açıcan söyledim. Truva, Pardus ve ya Turkix dağıtımlarını geliştiren ekip isterdim ki çok daha başarılı olsun, özgün olsunlar. Olmadı. Umarım bundan sonrası güzel olur. Şimdiye kadar olmaması dahada olmayacağı anlamına gelmez. Ben her gelşime gördüğümde ümitle okuyorum içerikleri.


    Esas gönlümde olan nedir biliyor musun? İsterdim ki Pardus ekibi kendi içinde gerilim yaşamasın, daha disiplinli, özverili ve adil ilerlesinler. Biz de eleştirmekten çok katılım sağlayalım, fikir verelim geliştiriciler ve topluluk elele birlikte yürüsün, Tübitak arkamızda dursun. Şu anki Manjaro[1] gibi çeşitli masaüstü dağıtımları ile öntanımlı dağıtılsın, kamu için ücretli destek verilsin, eğitim programları açılsın (ücretli bile olsa giderdim), vs.. vs.. Güzel bir hayal. On yıl önceki hayellerimden biri de Pardus geliştiricisi olmaktı. Şu an bunun bir önem arz ettiğini sanmıyoru.


    Örnek olması bakımındn Manjaro çeşitleri: [1] https://manjaro.org/download// Böylece isteyen KDE ve ya GNOME şıklığını, isteyen XFCE hafifliğini tercih edebilir. Çeşitlilik iyidir.





  • emregnu kullanıcısına yanıt
    Knoppix 'i unutmayalım. Fi tarihinde henüz Linux 'u tam bilmiyorken, bir derginin içinden cıkan Knoppix CD'si sayesinde Linux kullanmaya başlamıştım.

    "Tübitak desteklesin" yaklaşımın yanlış cunku bu işler büyük kuruluşların desteğinden cok içten gelen bir motivasyon ile ilerler. Nitekim o yüzden Pardus ilerleyemedi. İçten gelen motivasyon yerini Tübitak'ın ödediği maaş çekleri alamaz. Tübitak'la ilgili bizzat yaşadığım bir olay vardır.

    Tübitak'a proje hazırlayıp 18 ay boyunca karşılıksız kredi alan bir arkadaşım, birgün bana geldi ded i ki "

    Bir proje hazırla Tübitak'taki arkadaşlarıma onaylatıp 18 ay boyunca her ay (asgari ücret x 4 'e yakın) destek kredisi alırsın dedi.

    Proje gerçekte birşey yapmasa --hiçbir işe yaramasa ve kullanılmadan çöpe atılsa bile-- etkileyici prezentasyonu olsun, dosyada güzel dursun yeter dedi!

    bunu diyen arkadaş, bir üni'de müh fakültesinde öğretim üyesi ve muhtemelen bu tarz ek işler sayesinde yeni bir araba ve pahalı mahallede yeni daire aldı. fakat bu işin gerçek adı "naylon proje". arkadaşa tarihi bir cevap verdim: "gerçek hayatta kullanılmayacak, kağıt üstü projeden gelecek para beni mutlu etmez" arkadaş bir daha beni hiç aramadı :)

    Pardus 'u da işte az cok öyle görüyorum. "bi işletim sistemi yapın, gerçekte cok kullanılmaması önemli değil, etkileyici bir görünümü olsun yeter" denilerek onlarca kişiye devlet kasasından maaş bağlanmış, herkes parasını almış ve para tükenince de herkes dağılmış.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Knoppix'i çok duydum, hiç kullanmadım. Benim ilk deneyimim sırayla; Ubuntu -» Pardus -» Mint -» Manjaro oldu.

    Şu an hangi işletim sistemini/dağıtımı kullanıyorsun, merak ettim?


    Şöyle düşünüyorum. İşin açıkcası, sen de bilirsin ki yazılım ile uğraşmak ciddi emek gerektiriyor. Sadece gönüllülük üzerinden yürümesi çok zorluyor yazılım geliştiricileri. Elbette gönüllülük esaslı yürüyen bir çok dağıtım var bütün zorluğa rağmen. Ama onlar da para bulmakta biraz zorlanıyor. Bağış ve ya sponsorluk arıyorlar. Bu da proje geliştiriciler için ek bir stres oluştur. Benim demek istediğim Tübitak ve ya başka bir kurum beleşten maaş varsin değil, desteği ile birlikte işi takip etsin, verimliliği arttırmaya çalışsın. Yoksa tabii ki sadece para vererek olmaz bu iş. Naylon projelere para vererek kimseye faydalı olunmaz. Tübitak'ın en büyük hatalarından biri de bu. Sadece para verip faydalı sonuç almayı beklemek olmaz.


    Pardus ekibinin iki parçası vardı, bir taraf Tübitak tarafında maaş alır, diğer taraf gönüllü katılım sağlardı. Her iki tarafta elinden geleni yapıyordu, kendim de onları takip ediyordum. Tübitak tarafında resmi proje lideri değişmesi lie çözülmeye başladı herşey, Hatta bu yüzden Tübitak'ı kasıtlı olarak projeyi baltalamak ile suçlayanlar da oldu. Açıkcası ben de suçluyorum. Resmi ekip içindeki kimi geliştiriciler liderlerinin politikasına itiraz etti, proje ruhuna uygun olmadığını söylediler. Millileştirme iddeaları da o zaman artış göstermişti. Hatta bir dedikoduya göre çekirdek bile yerli olacakmış. Kolaydı sanki. Geliştirici kadronun itirazları ters tepince biraz direndiler sonra ya istifa ettiler ya atıldılar. Gönüllü katılımcılar da pasifleştirildi. Süreç öyle bir kötü yönetildi ki sen de görsen Tübitak tarafından kasıtlı olarak baltalandığını düşünürdün.

    Benim önerim neydi? Aynı Canonical şirketinin Ubuntunun arkasında olması gibi. Ekonomik bir güç ile gönüllü çalışanlar belirli ve düzenli bir gelire sahip olabilirdi. Böylece hem projeye tam olarak odaklanılır hem de nereden gelir kazanacaklarının stresini yaşamazlardı. Elbette gönüllülük çok önemli, özellikle de özgür yazılım projelerinde. Ama paranın nasıl bir gereklilik olduğunu hepimiz biliyoruz. Tübitak'ın ekonomik ve teknik desteği ile Pardus çok daha iyi bir yerlere gelebilrdi eğer gerçekten istenseydi.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tuğkan-0153

    Knoppix 'i unutmayalım. Fi tarihinde henüz Linux 'u tam bilmiyorken, bir derginin içinden cıkan Knoppix CD'si sayesinde Linux kullanmaya başlamıştım.

    "Tübitak desteklesin" yaklaşımın yanlış cunku bu işler büyük kuruluşların desteğinden cok içten gelen bir motivasyon ile ilerler. Nitekim o yüzden Pardus ilerleyemedi. İçten gelen motivasyon yerini Tübitak'ın ödediği maaş çekleri alamaz. Tübitak'la ilgili bizzat yaşadığım bir olay vardır.

    Tübitak'a proje hazırlayıp 18 ay boyunca karşılıksız kredi alan bir arkadaşım, birgün bana geldi ded i ki "

    Bir proje hazırla Tübitak'taki arkadaşlarıma onaylatıp 18 ay boyunca her ay (asgari ücret x 4 'e yakın) destek kredisi alırsın dedi.

    Proje gerçekte birşey yapmasa --hiçbir işe yaramasa ve kullanılmadan çöpe atılsa bile-- etkileyici prezentasyonu olsun, dosyada güzel dursun yeter dedi!

    bunu diyen arkadaş, bir üni'de müh fakültesinde öğretim üyesi ve muhtemelen bu tarz ek işler sayesinde yeni bir araba ve pahalı mahallede yeni daire aldı. fakat bu işin gerçek adı "naylon proje". arkadaşa tarihi bir cevap verdim: "gerçek hayatta kullanılmayacak, kağıt üstü projeden gelecek para beni mutlu etmez" arkadaş bir daha beni hiç aramadı :)

    Pardus 'u da işte az cok öyle görüyorum. "bi işletim sistemi yapın, gerçekte cok kullanılmaması önemli değil, etkileyici bir görünümü olsun yeter" denilerek onlarca kişiye devlet kasasından maaş bağlanmış, herkes parasını almış ve para tükenince de herkes dağılmış.

    Ne kadar da peşin fikirler ile hükümler veriyorsunuz. Vay arkadaş ya.


    Pardus'un ilk ekibinden tanıdıklarım var. Ve evet onlar da emeklerinin karşılığını aldılar. Çalışmaları da gayet iyi gidiyordu ama malum '16'yı planlayan ahlaksızların yıllar içerisinde yükselmeleri, aşırı derecede mobbing yapmaları, verilen emekler ve çıkabilecek türde ürünlere "Bunu mu yaptın bu kadar ay içerisinde" gibi ahlaksızca aşağıladıkları aşamalardan geçtiler.


    Ha ben şimdiki Pardus'u da deneme amaçlı kurup eski bir cihazda test etmiştim. Kötü değil hatta iki farklı görüş var "Aslında debian tabanlı olması daha iyi oldu" diyenler ayrı, "Keşke eski sistemler kalsaydı" diyenler ayrı. Bu tartışma da bitmez.


    Tübitak'ta 1007 olsun 5002 olsun bir çok panel'de sunuma katılmış biriyim. Şöyle diyeyim; dediklerinizin daha fazlası da var.


    Basit bir 1007 projesinin panelinde hakem heyetinde sırf "Ulan bu projede benim 1002 projeme red veren astegon var ben şimdi gösteririm" diyerek 2 defa reddeden hoca vardı. Şimdi o hoca bildiğim kadarıyla yurt dışına kaçtı. :)


    Ha şu da var, o hocaları oraya ben koymadım, koyanlara hiç bir şey olmuyor o da ayrı mesela.


    Sözümü eski bir slackware'ci olarak olarak noktalayayım : "En güzel linux en keyif aldığındır"


    Slackware derken; bugünün linuxları ne kadar basit her şey. Eskiden ethernet kartını tanıtmak için Pentium 133 8 MB RAM'li cihazda saatlerce kernel compile ederdik. Hey gidi hey...





  • emregnu kullanıcısına yanıt
    Şu an hangi işletim sistemini/dağıtımı kullanıyorsun, merak ettim?

    Esasen Linux u sadece iş amaçlı kullanıyorum ki onda da en cok CentOS ve red hat enterprise linux / RHEL karşıma çıkıyor. Evdeki bilgisayarlarda ise en cok Raspberry Pi üzerinde Linux kullanıyorum.Sonra da eski PC'mde Knoppix 7.

    Pardus ile ilgili olarak aynı seyler cok konuşuldu. Bize ait yerli birşey değil o. Bakınız İngiltere Raspberry Pi İngiltereye ait cunku sıfırdan tüm tasarım ve üretimini yaptılar. İngiliz devleti, bizdeki tübitak gibi bir alt kuruluş üzerinden 10-20 kişayi toplayıp "yerli mini bilgisayar yapın, tasarım ve üretimi yabancı olsa da olur" deyip Raspberry Pi ürettirseydi onun da bir anlamı olmazdı, o Made in UK olmazdı, ellerinde patlardı. Raspberry Pi, tasarım ve felsefe olarak tamamen İngiliz işi. O yüzden başarılı. Aynı sekilde Arduino. Made in Italy. Cunku tasarım ve üretim tamamen İtalyan. Onun gibi birşeyler yapmalıydık, bence.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Aynı fikirdeyim önemli olan düşünce/felsefe. Kalite ve işlevsellik hedef alınarak geliştirilen projerler beklendiğinden de başarılı oluyor. Uamrım bizimde Arduino, Raspberry Pi ve ya çok farklı konularda dünya çapında ses getiren ürünlerimiz olması dileğiyle. İyi günler dilerim.

  • emregnu kullanıcısına yanıt

    sen kime neyi anlatıyorsun hocam.. adamların dünyadan haberi yok.. gelmiş hala bilmiş bilmiş konuşuyorlar.. yorma kendini

  • yaw derleme bilen herkesin yapabileceğin basit işleri

    sanki tarihi milli devrim otomobil hikayesine neden çeviriyorsunuz, hala daha anlamış değilim. görende milli kernel falan yazıldı sanıcak. son dönemlerde en yüksek popülerliğe sahip olan linux dağıtımları sisteme yük bindirmek yerine ram üzerinde çalışan isteğe bağlı ayarları ufak bir dosya halinde sd veya usb üzerine kaydeden linux dağıtımları şu an en stabil ve hızlı dağıtımlardan biri fakat herkes HDD e yükleyeceğim diye bir kafayla linux u hedef kitleden uzaklaştırmaya yemin etmiş gidiyor. en iyi linux hdd e ssd ye bulaşmayan linuxtur.

  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.