Otomobil fiyatlarındaki saçma durum ile ilgili yaşadıklarım (2. sayfa)

Çoğu kişinin kaçırdığı nokta; 90'larda enflasyon sadece rakamdan ibaretti. Yapılan zamlar alım gücünü düşürmüyordu çünkü maaşlara da zam geliyordu. Yani hem alım gücü hem de alınan mal doğru oranda artıyordu.

Şimdi sadece alınan ürünlerine zam geliyor. Maaşlar yerinde sayıyor. Sıkıntı burada. Yeni yılda asgari ücrete zam olmayacak olsa bu gidişle 3-5 ay sonra ekonomi kilitlenir. Çünkü harcamanın kısılması demek ekonominin durması demektir.

Şu anda işverenler ileride olacaklar için topu başkasına atıyor, maaş zammından kaçınıyor. Çalışanın alım gücü düştükçe ekonomi durmaya başlar.

Yeni yıldaki asgari ücret zammı 3-5 ay kadar idare eder, o vakitten sonra yine kilitlenme başlar.

Bu gidişle yılda 2 kere asgari ücret zammı konuşulacak.

Çarpık kafa yapınla sana mutluluklar!

Block!

5 senede araç fiyatları 5'e katladı bunun da farkında mısınız? İyi hatırladığım bir kaç fiyatı yazayım da manzarayı siz de görün:

2016 Sıfır KM Seat Ibiza 1.4 Reference 38 bin TL

2016 Sıfır KM Seat Ibiza 1.2 TSI Style 42 bin TL

2016 Sıfır KM VW Golf 1.2 TSI Midline 60 bin TL

2018 Sıfır KM Fiat Egea 1.4 Easy 63 bin TL (Hurda Teşviki ile)

2020 Sıfır KM Fiat Egea 1.4 Easy 100 bin TL

2021 Sıfır KM Fiat Egea 1.4 Easy 175 bin TL

Durum kötü bu bir gerçek. Sırf 2. el otomobil olarak konuşmuyorum. Orta segment telefon (A52) olmuş 4000 lira. Asgari ücret 2800. Bundan 5 sene önce aynı koşullardaki paraya amiral gemisi telefonlar alınıyordu.

Yahu 2015 senesinde 25 kuruşa Nescafe 3'ü 1 arada alınıyordu. 2016 senesinde 35 kuruşa çıktı. Şimdi 1,25'e alabiliyoruz. 5'e katlamış yahu 6 senede. Kimin maaşı 5'e katlandı 6 senede?

2018 senesinde çiğköfte dürüm her yerde 3 liraydı. Şimdi 9 lira. 3 senede kimin maaşı 3'e katlandı?

2018 senesinde kutu kola 3 liraydı. Şimdi 6 lira.

Ben bu sene başında araba değiştirme fikrine kapıldımğımda mercedes c180 arabamı satıp üstüne biraz para ekleyip volvo xc 60 almayı düşünüyordum, sonra c180 den memnun olduğum için fikrimi erteledim 4-5 ay sonra tekrar niyetlendim ama bir baktım ki artık xc 60 alamıyorum. hesaplar tutmuyor.

Sonra model düştüm xc40 almaya karar verdim fakat acaba sığarmıyız, mercedes satılırmı falan diye sallayıp 4-5 ay daha erteledim. Süre geçtikten sonra yine ilanlara baktım, aman Allahım bu seferde xc 40 alamıyorum.

Yine model düştüm Hyundai Tucson, Ford Kuga almaya niyetlendim. Birazda mercedesimin 100 bin km yi geçmesi ve 6. yaşına girmesi sebebiyle 2015 c180 i satıp 2020 Kuga yı aldım. Allah tan almışım yine erteleseydim bu sefer Kuga, Tucson falan alamayacaktım. Gidişat B segmentine doğru gidiyordu. Açıkcası ben çok ciddi,hızlı ve hissedilir şekilde fakirleşiyorum.

bir yıl önce 100 bin liraya aldığım (iki yıl önce 60 bin liraydı) 8 yaşındaki araca bugün arabam/sahibinden/otoendeks ortalama 150 bin lira tahmini değer biçiyor

eğer başımızda reis gibi bir ekonomist olmasaydı, ciddi bir krizde olduğumuzu düşünürdüm  

90 lar da neymiş ben 70 leri gördüm babam 72 de 1/4 den emekli oldu emekli sandığı 175 bin lira ödedi, kalamış marinada 125 bine daire aldık (şimdiki rayiç fiyatı 4 milyondan başlıyor) ben de o sene üniversiteyi kazanmıştım bana da kalan para ile d sınıfı araç almışlardı (şimdiki rayiç fiyatı 500 binden başlıyor 1 milyona kadar gidiyor) şu anda hangi devlet memuru emekli olduğunda bunları alabiliyor, evi geç arabayı zor alır

İntiharlar olacak dediğimde bazı genco arkadaşlar abartıyorsun demişti, tesadüfen okuduğum bir haber 67 bin tl kredi borcu var diye evden kovulan 26 yaşında gencecik bir adam intihar etmiş. Biz bu filmi önceden gördük arkadaşlar. Bu halk öyle günler gördü ki bir daha o günleri yaşamamak için birçok konuda yanlış yaptığını bile bile sırf ekonomik stabilizasyon var diye bu hükümetin arkasında durdu.

sondakika.com

Koronaya yakalandı, babası evden kovdu, intihar etti - Son Dakika

https://www.sondakika.com/haber/haber-koronaya-yakalandi-babasi-evden-kovdu-intihar-14535823/

arkadaşlar dünyanın en fakir en leş en paçavra ülkesi brundi , ve brundi frankının kötü yönetilen TL karşısındaki 1 yıllık durumu.

Brundi frankı bile TL karşısında %20 artmış.

Dünyanın en hızlı ve en çok fakirleşen ülkesinden %20 daha fena daha hızlı fakirleşmişiz.

dipnot:  2018 Dünya Mutluluk Raporu'nda Burundi dünyanın en mutsuz ülkesi olmuştur.

Sokağa çıkıp baktığınızda bir farklılık görüyor musunuz? Her gün akaryakıta inanılmaz zamlar geliyor ama trafikte gram azalma yok. Caddeler sokaklar insandan geçilmiyor. Mekanlar desen gırla, anormal adisyonlar ödüyor millet. Yani pahalılık var mı var ama insanlarda da ciddi para var. Yerleşiklerde sadece 200 milyardan fazla dolar var. Yani sandığınız gibi batmış bitmiş bir durum yok. Gel gelelim ülkenin ekonomisi her geçen gün daralıyor o başka.

Konu sahibi biraz uçmuş. Yok sosyal bunalımlar, patlamalar falan Doğu kültüründe olmaz. Bu topraklarda insanlar şükrederek acısını içinde yaşamaya devam eder. Daha çalıştığı şirkette müdürüne kendi fikrinin izah edecek kadar büzük sahibi olamayanların gidip toplumsal anlamda tepki göstermesini beklemeyin.

Şu mantığı bırakın artık. Neymiş de sokakta farklılık yokmuş trafikte arabalar varmış vs.vs. Bunlar aktrol zırvalarıdır, ha aktrolüm diyorsan tamam.

Ekonomik krizler bir gecede olmaz, halk yavaş yavaş fakirleşecek. Şuan trafikteki arabalar kaç tanesi 2021 model onu söyle bakalım. 3-4 sene önce normal fiyattan aldığı arabayı kullanıyor insanlar.

Yerleşiklerdeki dolar zaten asıl sıkıntı. Dolarizasyon denir buna. Dolara talep arttıkça tl değersizleşir, kriz büyür.

2 ay sonra sıfırını da geçer demişim daha 15 gün olmuş yanlış bakmadiysam en düşük ilan 585 💪

2001'den önce bu ülkenin ekonomik durumu daha iyi değildi ama devletin elinde 80 yıllık birikimi olan çok değerli kuruluşlar, işletmeler, sanayi devleri, sayısız araziler, lojmanlar, daireler, enerji santralleri, Oteller, limanlar, bankalar, sigorta şirketleri vs..vs vardı.

Bir evladın babadan kalan çok büyük bir serveti hovardaca harcaması gibi ne var ne yok hemen her şeyi sattı AKP

Deniz bitti ekonomik kriz başladı. Artık doları serbest salınıma bıraktılar çünkü ellerinde müdahale edecek dövizleri kalmadı. Damat bakanken doları 6.85'te tututacağım diye halkın 128 milyar dolarını heba etti.

Peki bu 20 yılda neler, nereler satıldı. Liste çok uzun olduğu için ancak bir bölümünü yazacağım.

Türkiye Denizcilik işletmeleri, Seka kağıt fabrikası, Tekel içki ve sigara fabrikaları, Eti bakır, krom, gümüş,alüminyum işletmeleri,Birçok ildeki şeker fabrikası, Sümerbank, THY'nin bir bölümünün borsada satışı, Şu anda Türkiyenin en büyük kuruluşu olan Tüpraşın satışı, Petkimin bir bölümünün borsada satışı daha sonra geri kalanının azerilere satışı, Tümosan traktör motor fabrikası Türk telekomun %55'inin Lübnanlılara satışı, Emekli sandığına ait olan yat ve marinalar-turizm tesisleri ve birçok ildeki otelin satışı, Bir başka sanayi devi olan Erdemir'in elden çıkarılması, Karayollarına ait olan sayısız arazi (Örneğin Zorlu Center'a ait boğaza nazır arazi), Mersin Limanı, Halkbank'ın % 25'i nin satışı, Başkent-Sakarya-Meram elektrik, İskenderun demir çelik, Paşabahçe cam sanayi, Bursagaz, Esgaz, Ünye çimento, Türkiye Gübre Sanayi, Merinos halı, Seydişehir alüminyum, Mazıdağı fosfat tesisleri, Hekimhan demir işletmelri, Güney Ege linyit işletmesi, Ayvalık tuz işletmesi, Et balık kurumu, Çankırı kaya tuzlası, Beykoz deri kundura, Manisa et-tavuk işletmesi, Oyakbank, T: Sınai Kalkınma bankası, Yapı Kredi bankası, T. İş Bankası C hisseleri,Sabiha Gökçen Havaalanı,Aycell hisseleri,Araç muayene istasyonları,Ray sigorta, başak sigorta, İskenderun Limanı, Büyük Efes oteli, Arçelik ve Tofaş'ın devlete ait olan kısımları, Nobel kimya sanayi, Yatağan Termik santrali, Afşin Elbistan termik santrali, Akdeniz elektrik dağıtım, Boğaziçi elektrik dağıtım,Çoruh-Dicle-Fırat-Gediz elektrik dağıtım, Birçok elektrik üretim ve sulama tesisi (Akyazı-Anamur-Ahlat-Bayburt-Bozüyük-Bünyan-Besni-Bayburt-Değirmendere-Erciş-Erkenek-Ermenek-Finike-Göksu-Hamitabat-Malazgirt-Pınarbaşı-Uludere-Zeyne.......), Oymapınar barajı, Trakya cam, Anadolu cam, Soda sanayi, Sütaş, Hektaş, Aselsan hisseleri, Büyük Ankara Oteli, Büyük Tarabya Oteli, İstanbul Hilton Oteli, Kızılay Emek İşhanı,Kuşadası Tatil Köyü,Çelik Palas Oteli,Ataköy otelcilik, Ataköy marina ve yat işletmesi, Havelsan, Aspilsan Meybuz A.Ş, Sakarya Tank Palet fabrikası, Seyitömer-Soma-Tunçbilek termik santralleri, Yibitaş Torba İşletmesi,Çeşme limanı, Trabzon Limanı,Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı, Ankara feribotu, Samsun Feribotu,Karadeniz Gemisi, Turan Emeksiz Gemisi, SSK Eczaneleri, Köy Hizmetleri...........

.......

.......

konuyu açalı 2 hafta olmuş, çok şaşırarak yazdığım ilk mesajımdaki fiyatları güncelliyorum,

sıfırı 560 olmuş demiştim şuan 616 bin olmuş

ikinci elde 530 dan aşağıya yok demiştim şuan 585 bin

Valla doğru bilmişsiniz şuan 2. elde 630 dan uygun St Line Kuga yok yani sıfırını geçmiş durumda...

Yemin ederim gram sevinmiyorum bu işe, keşke bütün arabaların fiyatı aynı kalsa  

Siyasilerin bazı kitleri arpalık olarak kullandığı doğru.

Bu kitlerin Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren çok önemli görevleri vardı.

Bulundukları ilde insanlara adam gibi şartlarda çalışıp, sosyal güvencesi tam olan ve iyi de maaş verebilen dolayısıyla işsizliği önemli oranda azaltmasının yanında sizin de belirttiğiniz gibi üretime dönük faaliyet yürüten kuruluşlardı.

Örneğin benim yaşadığım şehirde Sümerbank'ın tekstil fabrikası, Tekelin sigara fabrikası ve Şeker fabrikası vardı.

Bunlardan Sümerbank arazisi ve fabrikadaki teçhizatlarıyla birlikte çok ucuza yandaşlara peşkeş çekildi. Şu anda bir avm ve otel var o fabrikanın yerinde.

Tam da sizin dediğiniz gibi üretim ekonomisinden tüketim ekonomisine geçildi. Cebine bir tomar para koy ve git AVM'de harca ki egemenler varlığına varlık katsın.

Bu kitler Turgut Özal'lı dönemlerde bilinçli bir politikanın sonucu olarak bilançoya zarar yazılarak özelleştirildi ve yok pahasına elden çıkarıldı.

Bütün bunlar Amerikan icadı ne idüğü belirsiz liberalleşme adına yapıldı. Bunu bu ülkeyi yöneten sözde milliyetçi ve dinci ama aslında Amerikancı iktidarlara yaptırdılar.

Sümerbank'ın ürettiği ayakkabılar, basmalar, kumaşlar son derece kaliteli ucuz bir fiyata halka sunuluyordu. Bu fabrikalar yerli pamuğu kullanarak Türk üreticisini ve dolayısıyla Türk tarımını da destekliyorlardı. Yani şimdilerde olduğu gibi gidip afrikadan pamuk getirmiyorlardı Aynı zamanda birçok ilde sümerbank satış mağazaları vardı ve özel sektörün fahiş fiyattan ürün satmasına engel oluyorlardı.

Bu kitlerin hepsi son derece karlı kuruluşlardı bulundukları yerde sosyal yaşama, işsizliğe karşı önemli görevleri vardı. Bulunduğum ildeki esnaf bu üç fabrikada çalışan işçilerin aldıkları maaşlar sayesinde ekmek yiyordyu. O fabrikalarda çalışan bir işçinin çocuğuyum ben. Onun sayesinde üniversite okudum ve iş sahibi oldum. Çünkü o yıllarda köyden şehre geldiğimizde yiyecek ekmeğimiz yoktu.

Aradan 25 yıl geçmiş bugün ülkeyi yönetenler 1000 tane tarım kredi kooperatifi açacağını söylüyor.

Sebep ne? Fahiş fiyatla yani enflasyonla mücadele için.

Günaydın demek lazım. Herşeyi yok pahasına satıp betona bağlayıp, üretim adına hiçbirşey yapmayıp, ülke ekonomisini tamamen dışarıya bağımlı hale getirdikten sonra mı hatırladınız bu kuruluşların önemini.

Halen devletin elinde bulunan az sayıdaki şeker fabrikalarından biri benim yaşadığım şehirde.

İyiki de bu şeker fabrikaların bir bölümü halen devletin elinde bulunuyor.

Hiç kuşkunuz olmasın Türk Şeker olmasaydı bugün şekerin 5 kilosunu değil 1 kilosunu 25 TL'ye yiyor olacaktık. Geçen haftalarda bazı marketlerin şeker stoklayarak fahiş zam talebinde bulunmasını önledi Türk Şeker.

Tam da bu kitler bunun için bugünler için lazım bu ülkeye.