Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Schwartzenius -- 11 Eylül 2017; 4:31:23 > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Hızlı 
Bildirim
Ölümden Sonra Yaşam ve Sonsuzluk Paradoksu
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
1 Misafir - 1 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Bizler hiçlikten beri varız sonsuza kadar varolacagiz.
Aradaki tek fark maddenin bize verdiği bilinçli dönem. Evrendeki madde miktarı değişmez, değişen maddenin durumu ve konumu bana göre. Benim için en mantıklı açıklama bu şuan.
Aksi takdirde sonsuz yaşam yada sonsuz cehennem paradoksal bir durum.
Evren sonsuzdan beri var idi. Yani bizde evren gibi sonsuzluktan beri varız. Beni oluşturan atomlar sonsuz zaman içinde bazen bir elmas, bazen bir kaya parçası, bazen bir yıldızin yakıtı idi. Kısa bir süre için o enerji beni oluşturan maddeye dönüştü o madde bilinci oluşturdu. Ölümden sonra Vücudumuz çürüyecek ve Evren Anasına geri dönmüş olacak. Bir kısmı Toprağa bir kısmı toprak yada hava yoluyla başka canlıları oluşturacak maddeye dönüşecek..
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hocam burada çelişkili bulduğum husus maddi varlığın sonsuzluğu değil, dinlerin insanlara sunduğu "sonsuz ruh" argümanı. Elbette natüralist ve materyalist bir düşünce dahilinde ölümden sonra maddi varlığımızın ben de doğanın birçok öğesinde barınacağını ve bunun sonsuza kadar devinim halinde olacağına inanıyorum ancak burada kastedilen ölümden sonraki metafizik sonsuz ruh inanışı... Hiçlikten tezahür eden ya da yaratılan bir ruhun sonsuza dek var olabilmesi için hiçlikten yaratılmamış olması gerekirdi. Sonsuz olarak nitelendirilebilecek birşeye sonsuz kavramını atfetmek için o şeyin yaratılmaması, hiçlikten doğmaması gerekirdi. Yani doğum öncesinde hiçlikte olan birşeyin ölümden sonra varlığını sonsuza dek devam ettireceği çelişkisini doğru bulmuyorum.
Ebedi olarak adlandırılan birşeyin daha doğumdan önce hiçten ibaretken hiçlikteyken doğup, sonsuza dek var olacağı inancı büyük bir spekülasyondur.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Schwartzenius -- 11 Eylül 2017; 4:55:23 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Schwartzenius
kullanıcısına yanıt
Ben herhangi bir aşkınlığı olası göremiyorum. Ama sağduyuyu bir kenara bırakıp öylesine bir varsayım yaparsak , Tanrının kendi ruhunu üflemesinden, yani insanın mayasına ezeli bir cevher katmasından yola çıkan açıklamalar getirilebilir herhalde. Ölümden sonra bu cevheri tekrardan mayalayıp eski şeklini ona geri vereceği gibi kurgular düzenlenebilir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 11 Eylül 2017; 15:58:16 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
kitapta hz. isa aleyhisselamın bi sözü hikaye edilmişti.
doğduğum, öldüğüm ve kabirlerden diri olarak kaldırıldığım gün selamet benim üzerimedir.
eğer ki insanın doğumu denen geri sayış aslında ölüme tanınan bir mühlet ise bu durumda ölüm bir başlangıç ise doğum ve kabirden diri kaldırılma denen hadise anlam yitimine ve sil baştan anlam kazanmaya uğrar.
öldüğüm gün doğduğum ve kabirlerden diri olarak kalkılacağı haberi ile baş başa kaldım ya da bırakıldım.
öldüğümde (dünyevi doğum) doğumun aslı ve bunun hayatiyet vermesine mukabil kabirden diri kalkış ruha bi bakış içeriyor olmalı idi.
öldüğümde doğduğumda ve kabirlerden diri olarak kalktığımda denmek sureti ile ölüm ve sonrası denen süreçte izlenen yol başlangıcının doğumun ölüm haline hasretmiş olmalı ki diyni veri bunu bi hazırlık olarak görüyor.
insan ölü doğmuşa benziyor. bu şey canlı yani ruh sahibi değil. bunun ölümü ve kabirden kalkışı önceki bi zamana aitse anlaşılabilir. ancak atiye dair bi işaret varsa bu husus şu an için doğum denen şeyin ne olduğu bilinmediğinden müphemdir, şüpheseldir. bu şüpheselliğin kaynağı ilahın varlığı değil bizim doğum nedir denen şeyi bilmezliğimizidir.
kendi bilgisizliğimizi (onlar bilmezler) şüpheye çevirip ilaha yöneltmek denen yolda bunun kendi varlığından duyulan şüphe olarak okunması zarurettir. şüphe etmek nedir ve nasıl yapılır konusu hala ortada bi konu.
bilinene manada sonsuzluk paradoksu doğum denen fiile devam etmek gibi. hiç ölmüyoruz. ben ve eşim hep bizi kopyalayıp evlat denen şeyi oluşturmuyoruz.
mülkün sahibi ilahı mabudu kim sorusuna ölümümüzle(dünyevi doğumla) biz diyerek cevap veriyoruz.
-
o mantıkla gidersen zaten hiçlikten var olamamamız gerekirdi ama varız.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
quote:
Orijinalden alıntı: gandalff
Ben herhangi bir aşkınlığı olası göremiyorum. Ama sağduyuyu bir kenara bırakıp öylesine bir varsayım yaparsak , Tanrının kendi ruhunu üflemesinden, yani insanın mayasına ezeli bir cevher katmasından yola çıkan açıklamalar getirilebilir herhalde. Ölümden sonra bu cevheri tekrardan mayalayıp eski şeklini ona geri vereceği gibi kurgular düzenlenebilir.
İnsan tanrisal bir varlikmidir?
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı > -
Mantıksızsın hocam. Hiçlikten gelmiş birşey sonsuza kadar var olabilir. Niye olmasın ki? Çelişki nerde?
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
