Şimdi Ara

Ne düşünüyorsunuz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
150
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu yazı hakkında ki görüşleriniz nedir?




    Bir günlüğüne kanadını çırpan kelebekler gibiyiz,

    Oysa hayatı sonsuz sanıyoruz... -Carl Sagan





    Nereden başlayacağımı kestiremiyorum. Sıcak kahvem, üşümüş vücudumu ısıtırken, önümde yaydığı ışıkla gözümü alan bilgisayarım yavaşlığıyla beni deli ediyor. Gecenin bu saatinde hangi akıl ve fikirle bu laptopun başına oturduğumu, hangi nefret ve şefkatle bu satırları yazdığımı bilemeyecek kadar şaşkın ve yorgun haldeyim. Belki bir anlık öfke krizindeyim. Belki artık taşımaktan yorulduğum bir yükü üstümden fırlatıp atmak istiyorum. Belki de artık bu cehennemi andıran yerde bazı şeylerin köklü olarak değişmesini ya da bütün iyiliği ve kötülüğüyle tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gitmesini, unutulmasını istiyorum. Sonuç olarak kafam çok karışık. Ruh halim tarif edilemez. Çaresizim. Neye inanmam gerektiğini ya da neye inanacağımı, kime güvenip güvenemeyeceğimi bilmiyorum. Bazı konuları gereğinden fazla kafaya taktığımı görünce kaybettiğim zamana acıyorum. Bu evrende, bu gezegen üzerinde doğumumuzdan ölümümüze kadar geçen zaman ne yazık ki koca bir hiçten ibaret. Boşa harcadığım her saniye acı veriyor. Yapılanların, yaptıklarımızın veya yapacaklarımızın uçsuz bucaksız kozmos karşısında hiçbir önemi yok bunu düşünmek bile başlı başına yıpratıyor beni. Bazen biraz kafa dağıtmak ve temiz(!) hava almak için dışarıya çıktığımda yaşamaktan keyif almayan, acı çeken insanlar görüyorum. Bu insanlar gülümsemeyi unutmuş vaziyette. Hepsi birer saatli bomba gibi en ufak bir olayda bütün hiddetleriyle saldırıya geçiyorlar. Bu nefretin kime olduğunu ya da neden olduğunu az çok anlayabiliyorum sanırım. Belki ben de bu insanlardan farksızımdır ama bu bahsettiğim insanların arasında öyle bir grup var ki! Bilgin ve elit gözükmeye çalışırlar! Bu insanlarla en ufak bir tartışmaya dahi girmenizi tasvip etmem. Hele ki bir çoğunluğun önünde karşıt bir görüş belirtecekseniz vay halinize! Bunu yapacak cesaretiniz varsa üzerinize gelecek linç dalgasına hazırlıklı olun. Önce sizinle sözlü bir şekilde tartışmaya, görüşlerini anlatmaya çalışacaklar. Buraya kadar her şey normal olsa da işin rengi değişmek üzere. Açıkladığınız argümanlar karşısında verecek cevap bulamadıklarında asla ve asla geri çekilmeyecekler. Yanıldıklarını kabul etmeyecekler. Aksine, saldırganlaşacaklar. Tıpkı köşeye sıkışmış bir hayvan gibi. Doğru olduğuna inandıkları şeyi savunamadıklarında deliye dönecekler. Sizi farklı düşündüğünüz için dışlayacak ve suçlayacaklar. Peki ne yapmalı? Bu iki ayaklı yaratıklarla anlamsız laf dalaşına devam mı etmeli? Açıkçası eğer bir yere varacağına inansaydım “Evet, bu insanlarla münakaşa etmeye devam edin” derdim ama inanın bütün kalbimle bunun kaybedilecek anlamsız bir savaş olduğunu söylemek istiyorum. Cehaletin bilgiden üstün olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bu anlamsız savaşı hedef olarak seçmek yerine, içinde biraz olsun bu absürt ve saçma bir şekilde inşaat edilmiş dünyayı değiştirme isteği olan, içinde bir ekmek kırıntısı kadar da olsa vicdan ve öğrenme isteği bulunduran insanları kendimize hedef bellemeliyiz çünkü inanıyorum ki, bugün bu insanların içinde yakacağımız tek bir kıvılcım, yarın bütün dünyayı etkisi altına alan bir yangına dönüşecektir.





    Hiç, bildikleri hiçtir, bilmek istedikleri hiç,

    Bak da gör şu cahilleri, kurulmuşlar tepesine dünyanın,

    Onlardan değilsen şayet kafir derler adama

    Boş ver onları Hayyam, sen bak kendi yoluna

    -Ömer HAYYAM





    Anlayacağınız üzere bütün bu karmaşık duruma rağmen, bu cehennemde ufacıkta olsa bir şeyler değiştirmek, bir imza bırakmak, bir fark yaratıp umut olmak istiyorum ama bunun için önce bir devrim yapmalıyım. Kendi içimde bir devrim. Kendimi yeni biri haline getirmeliyim. Tarihsel ve dinsel inançlarım, dünyaya baktığım küçük mütevazi pencerem ve bugüne kadar bana acımasızca dayatılmış olan bütün bilgileri reddederek yeni kendi özgür fikirleri ve görüşleri olan bir insan haline gelmeliyim. İyi güzel ama bunu nasıl mümkün kılarım? Atacağım adımlar ne olacak, Nasıl olacak? Kime karşı, neye karşı ilerleyeceğim? Sanırım ilk hedefim kendimi ve cehaletimi yenmek olmalı.



    Bir devrime ilk adımı atmak cesaret ister. Peki devrim ne ister? Bütün zorluklarla karşı gelebilecek pratik bir zeka, iyi ve kötüyü ayırt edebilecek gözler, bazen merhamet, bazen canilik, radikallik ister ama en çok yenilik ister. Yaratacağınız hareket yerinde saymamalı, her gün dünün üstüne yeni bir şeyler katmalı. Zaten devrimin anlamı da hızlı yenilikler değil midir? Bundan ötürü kendi içimde ilk bakıp ilgilenmem gereken şey yarın uyandığımda kim olarak uyanacağımdır. Dünün üstüne ne kattığım, bu kısa yaşantımda kendime veya çevreme ne aşıladığım, bu küçük küre şeklinde (ya da geoit) hapishanede tuzağa yakalanan bir fare gibi acı içinde can çekişerek ölmeden önce bir iz bırakıp bırakamayacağım olmalıdır. Belki bu satırları gecenin köründe yazıyor olmamın bir sebebi de bu olabilir.



    Sıcak kahvem soğumuş bile. Düşünmek gerçekten insana zaman kaybettiriyor ama aynı zamanda çok şey kazandırıyor. Tabii eğer ne düşüneceğinizi biliyorsanız. Örneğin güzel bir yaz gecesi yeni taşındığınız müstakil evin bahçenizde çimlerin üzerine uzanıp yıldızları seyrettiğinizi hayal etmek, düşünmek sizi rahatlatır. Psikolojik anlamda huzur bulursunuz. Hatta bu düş, yaşantınızda sizin için bir hedefe dönüşebilir. Hatta ve hatta eğer bu düşü gerçeğe dönüştürebilirseniz yaşayacağınız hazzı ve gururu burada anlatmak ahmaklık olacaktır. Sahi sözü açılmışken, siz ne düşünüyorsunuz? İnsanların barış ve mutluluk içinde özgürce yaşadıkları, mükemmel, bir şeylerin değişmeye gerek olmadığı tozpembe bir dünya mı, yoksa realist bir bakış açısıyla, acıların savaşların, yıkımların, kaosun olduğu değişmeye muhtaç bir dünya mı? Ya da siz de düşünmeyenlerden yahut düşünmek istemeyenlerden misiniz? Biz insanlar olarak en büyük sorunlarımızdan biri hatta belki de en büyük sorunumuz düşünmeden, yetiştirilme şeklimize göre birilerinin arkasından, ucu bucağı belli olmayan bir tünele, körü körüne, sorgulamadan girmemiz değil midir? Bu durum, geçmişte ve günümüzde savaşlara, yıkımlara, ırkçılığa ve insanların ölümlerine yol açmamış mıdır?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi WhatIsThis -- 5 Mart 2020; 18:15:26 >







  • Yazan insan kendi cehaletini fazlasıyla yenmiş sanırım, bu kadar şeyin farkında olmak cahil bir insanın yapabileceği bir şey değildir. Fakat yazının içinde çelişkiler de yok değil. Örneğin, uçsuz bucaksız evren, kozmosun içinde insanların ne kadar değersiz olduğunu belirttikten sonra, bu dünyaya iz bırakmak için çabalamamız gerektiğini, cahilliğimizi yenmemiz gerektiğini, artık dünyanın değişikliklere aç olduğunu anlatıyor. Madem kozmosta değersiz varlıklar isek, neden bu kadar ciddiye alıyoruz hayatı? Neden iz bırakma amacımız olsun? Dünyada geçen asırlar evren için bir hiç değil mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • cetinsangu kullanıcısına yanıt
    Güzel noktaya değinmişsiniz hocam.

    Ancak bu çelişki şu kısımla açıklanabilir gibi.

    quote:

    Belki de artık bu cehennemi andıran yerde bazı şeylerin köklü olarak değişmesini ya da bütün iyiliği ve kötülüğüyle tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gitmesini, unutulmasını istiyorum. Sonuç olarak kafam çok karışık.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WhatIsThis

    Güzel noktaya değinmişsiniz hocam.

    Ancak bu çelişki şu kısımla açıklanabilir gibi.

    quote:

    Belki de artık bu cehennemi andıran yerde bazı şeylerin köklü olarak değişmesini ya da bütün iyiliği ve kötülüğüyle tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gitmesini, unutulmasını istiyorum. Sonuç olarak kafam çok karışık.
    Kendisinin de kafası bayağı karışık. Kim bu acaba tanıyor musunuz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • cetinsangu kullanıcısına yanıt
    Yaklaşık 6 yıl önce kadar benim yazdığım bir yazı :) Onedriveı kurcalarken fark ettim. Meğer bunu da internete upload etmişim. Görünce biraz duygulandım heves etmiştim bu işlere Öyle paylaşmak istedim. İnsanlar ne düşünüyor diye. Teşekkürler yorumunuz için :)
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.