Şimdi Ara

Asitle Kontamine (!?) olmuş, ekşi ETİ Kakaolu Bisküvi! (SS'li)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
36
Cevap
3
Favori
4.149
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
17 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba. Gece karnım kazınınca bir paket bisküvi açayım dedim. Yerken, birinde diğerinden daha yoğun olmak üzere iki bisküvi üzerinde, fotoğrafta da gösterdiğim gibi bir karalık gördüm. Dilim buna değer değmez aşırı ekşi bir tat hissettim. İkinci bisküvinin üzerindeki diğer küçük kara noktaya da dilimi değdirdim, aynı ekşi tadı aldım.

    Asitle Kontamine (!?) olmuş, ekşi ETİ Kakaolu Bisküvi! (SS'li)

    Benim bildiğim ekşi tat asittir, ama tatlı olması gereken bisküvide ekşi ne arıyor? Bu asit, ne asiti, nereden gelmiş? Üretim sürecinde kullanılan bir asit var mı? Çok korrosif, zararlı bir madde olabilir diye daha fazla tatmaya cesaret edemedim; gördüğünüz üzere özellikle ilk bisküvi bu asitten ötürü bir miktar delinerek korozyona uğramış, aynı korozyon ikinci bisküvide de bir miktar görünüyor. Her ikisinde de ışığı doğru açıdan alıp dikkatlice baktığınızda, tuz/şeker tanesinden daha küçük kristalimsi oluşumların parıldamalarını gözlemliyorsunuz. Aşağıdaki fotoğraflarda bu parıldayan kristalleri elimden geldiğince göstermeye çalıştım, ne yazık ki başka fotoğraf çekecek makinem olmadığı için webcam kullanmak zorunda kaldım.

    Asitle Kontamine (!?) olmuş, ekşi ETİ Kakaolu Bisküvi! (SS'li)

    Paranoya yapıyor olabilirim ama dilimde bisküviye değen nokta sanki çok sıcak çay ile dilimizi yakmışçasına hassaslaşmış gibi hissediyorum. Sonumuz hayır olsun.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Haplo -- 30 Mart 2018; 8:8:42 >







  • Zarangoz kullanıcısına yanıt
    Vardı hocam, olmaz mı? Bir kere ben doğdum doğalı etrafta binbir türlü abur cubur vardı; hadi otuzuna merdiven dayamış beni geçtim, babamın 60'lar 70'lerdeki çocukluğunda bile abur cubur varmış. Gerçi anlatırken sürekli kalitesizliğinden dem vurur; ağızda kum gibi dağılan çikolatadan bahseder, leblebi tozundan, şişe gazozdan, şemsiye çikolatan bahseder; ki bunlar zengin semt bebesi falan değil bildiğin sümüklü kenar mahalle çocukları. Şimdi 50 yılla bile eskiye gidemediysek, 70 yılı deneyelim; babannem de çocukken içtiği gazozdan, yediği pamuk şekerden, macundan, çeşitli helva, lokum, şeker ve pişmaniyeden bahseder. Bu da yetersiz geldiyse Cumhuriyet tarihinden önceye gidelim diyeceğim lâkin macun, helva, lokum, pişmaniye zaten Osmanlı'da mevcut.

    Yani evet; İstanbul'un fethi gibi orta çağ zamanlarından bahsetmiyorsak, eskiden de sağlığa zararlı abur cuburlar hep vardı. Bundan sonra da olmaya devam edecek.


    Edit: Osmanlı'da çikolatanın tarihi 17. yüzyıla kadar dayanıyormuş; 18. yüzyılda yayılmaya başlamış, 19. yüzyıl ortalarında kakao tozunu kakao yağından ayırabilmeye başlamışlar, 1900'lerin başında artık makine üretimine geçmiş ve kalori hesapları yapabilmeye başlamışlar.

    Kaynak:https://www.gazeteduvar.com.tr/hayat/2016/12/11/doyulur-mu-doyulur-mu-abur-cubura-doyulur-mu/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Haplo -- 30 Mart 2018; 11:13:58 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.