Şimdi Ara

lutfen turkceyi sevelim...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
0
Favori
1.016
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • türkçemizi lütfen yabancılaştırmayalım...



  • çok doğru söylüyosunda bu böle sölemekle olmaz.biz üniv en çok kullanılan trip kelimesiydi bi türlü arkadaşlara öğretemedik ya.bu konudada üniv.çok şey sölendi seminerler verildi yazılar yazıldı ama nafile.
  • Dil, öyle şunu yhapmayalım bunu söylemeyelim demekle olmaz.

    Dil amaç değil araçtır. Dolayısıyle ne kadar zengin olursa o kadar çok ifadelerimiz zenginleşir.

    Osmanlıda kullanılan kelime sayısı 500.000 civarındaydı.

    BUGÜN TÜRKÇE'DE KULLANILAN KELİME SAYISI 5 - 10 BİN...

    Türkçeleştirelim derken konuşamaz olucaz.

    Osmanlıda bir köy çobanı 10.000 civarında kelimeyi rahat kullanabiliyordu.

    Bugün en aydın yazarların kullandığı kelime sayısın 6.000 diyorlar...

    Normal vatandaş ise 2000 civarında....

    Yazık......

    Saygılar...
  • mustafa hoca

    zannedersem arkadaş yabancılardan gelen kelimeler için söylemiş, yıllardır kullandığımız kelimeler bence sadeleştirme kategorisine afedersiniz sınıfına girmez.
  • mustafa abi tamam iii demişsinde artık öz türkçe kullanmıyoruz. türkçesi varken hep ingilizcesini kullanıyoruz.gençlerde bi özenti başladı ağzından doğru dürüst türkçe kelime çıkmıyo. "bana trip yapma" gibi türkçeyle beraber kendi öz benliğimizide yitirmeye başladık.olmaz böle 2000 kelime kullanalım ama türkçe olsun.
  • Bak Seyran hala senin simanı hatırlayamadım ma neyse bu konu hariciydi....

    Dediğim gibi dil bir araçtır.

    Konuşurken amaç konuşmak, anlaşmak mı yoksa Türkçe kelimeler tekellüm etmek mi?

    Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkçeleştirelim diye kelimeleri öylesine kısıtlamışlar ki artık yazarlar kendi yazılarını anlamakta zorlanır olmuşlar...

    Arapçada deve için kullanılan 500 kelime bulunuyor. Bu dilin zenginliğinden kaynaklanır...

    Eğer üretebiliyorlarsa ki bence tamamen uydurmak oluyor, üretsinler televizyon, çetleşmek, gibi kelimelerin türkçesini kullanalım...

    Bi zaman Bye Bye Türkçe diye bi kitap çıkarılmıştı, Oktay SİNANOĞLU yazmış olmalı. O adam Osmanlıca kelimeler de kullanılmak üzere şu an kullanılan teknolojik terimlerin Türkçesini çıkarmıştı. Eğer niyetleri müsbet olsa bunu kullanmaya teşvik etmeleri gerekmez mi?

    Dil araçtır amaç olmamalı....

    Saygılar...




  • doğru bir konuya parmak bastın.
    evet bu konudawww.sinanoglu.net birebir..
    sizde katılın..
  •  lutfen turkceyi sevelim...
  • mustafa abi beni hala niye hatırlamıyosun halbuki senle çok konuşurduk ama neyse seninde dediğin gibi konu dışı.
    dilimiz ingilizce fransızca vs.vs ile dolmaya başladı bişz bunları kullanırken kendi dilimizi unutmaya başladık.benim sinirlendiğim nokta bu.yani bizim dilimizde bi çok şeyi karşılıyo zaten ne gerek var ingilizcesine.chat yerine sohbet desek ölürmüyüz.böle böle kendi kültürümüzden uzaklaşıyoruz. önce dil bozuluyo sonra başka şeyler.neyse bu konu uzar gider taaaaa nerelere gelir burda kesiyorum.illede türkçe kelime diyorum başka bişi demiyorum
  • Osmanlıca yazı dilidir, Okuma-yazma biliyor farzetsek bile 10.000 kelime kullanan bir çoban ( gerçek manada) olmamıştır. Karıştırmayaın.
  • Ya seyran ben hala tam olarak hatırlayamadım. Yani seyran diye birisi vardı ama nası biriydi hatırlamıyorum...Herneyse konuyla ilgisi yok ama ...

    Osmanlıca alfabesinden bahsetmiyorum ben. Karma dil olan Osmanlıcadan bahsediyorum...

    Ör:

    Bir dâne-i hakîkat, binler hayalâta müreccahtır...

    Bu bir Osmanlıca cümledir.

    İçinde Arapça kelime ve tamlama bulunur. Ama Türkçe ekler de almışlar...

    Ayrıca Serdengeçti arkadaşım, bundan çok fazla değil daha 60 sene önce normal sokaktaki birisinin yazdıklarını, hatta eğitimsiz bir insanın bile yazdığını okumakta zorlanıyoruz. Kaldı ki Cumhuriyet dönemindeki tahriften öncesini siz düşünün.

    Saygılar...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mustafa_ogr -- 18 Mayıs 2005, 14:07:50 >




  • Öğrenmek hiç zor değil Osmanlıca' yı hele de biraz da Arapça göz aşinalığı varsa çok daha kolay.

    Bitirme tezim 1600 yılına ait mahkeme kayırlarının çevirisi idi. İlk önce gözümde büyümüştü ama 2 sayfa okuduktan sonra çok basit olduğu ortaya çıkıyor. Siz düşünün diyecek kadar zor birşey değil emin ol. Biraz merak ve istek yeterli. Gözünüze büyütmeyin.
  • Evet Osmanlıca çok kolay. Bildiğim kadarıyla en hızlı yazı Osmanlıcada yazılabiliyormuş.

    Ben de seçmeli ders almıştım Üniversitedeyken. Çok kolay. Arapça okuyabilmek de bayağı hızlandırıyor öğrenmeyi...
  • abi senin bilgisayar öğretmenliğinde okuduğunu sanıyodum demek türk dili ve edebiyatında okudun

    bizde üniverstedeyken arapça alıyoduk seçmeli ders olarak




  • Bunları biliyor musunuz ?

    "Biliyormusunuz" yazarken,-mu soru ekinin ayrı yazılması gerektiğini,
    "Dilde ki" derken, -ki ekinin bitişik yazılması gerektiğini,biliyor musunuz?

     lutfen turkceyi sevelim...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Jerry Seinfeld -- 20 Mayıs 2005, 11:45:08 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Serdengeçti

     lutfen turkceyi sevelim...





  • Alıntı bir yazı hoşuma gitti kaynağını bulamadım.



    Pörfekt valla!


    Amerikan emperyalizmi bütün dünyayi, Amerikan kültürü Türk kültürünü bastirip bunaltinca, Türkçe ufak ufak elden gitmeye basladi.

    Altmisli yillarda Fransa da bu panige kapilmis, ünlü düsünür Etiemble’in yazdigi ‘Parlez-vous Franglais?’ (‘Frangilizce bilir misiniz?’) adli kitap Fransiz kamuoyunda bomba gibi patlamisti... Etiemble, simdi artik klasik olmus bu ünlü eserinde, örnekler vererek, yeni yeni üretilen Fransizca-Ingilizce kirmasi o piç dili yerden yere vuruyordu (‘le marketing’, ‘le parking’, ‘le job’ gibi birtakim zirtapozluklar)...

    Simdi ayni sey bizim de basimiza geliyor. Bizde de kitaplar yaziliyor, Türkçe-Ingilizce piçligi elestiriliyor, ama bu daha ziyade ‘medya dilinin elestirisi’ düzeyinde. Oysa bütün bir yeni kusak anadilini yitirmek üzere. Fazil Hüsnü’nün ‘ses bayragi’ artik piyrim piyrim...
    Sözlerinin arasina yerli yersiz Ingilizce kelimeler sikistirmak, eskiden yalnizca Robert College (ya da Arnavutköy Kiz Koleji) mezunlarinda hosgörülür bir züppelikti: Simdi bile okul arkadaslarim birbirleriyle ‘senin cash flow’un kaç’ falan diye konusuyorlar da, fesüphanallah çekip geçiyorum...

    Derken, ortaya ‘The Marmara’ gibi oteller çikti. Güya ‘gavurun anlayacagi sekilde’ ve o amaçla yapilan bu kelime oyunlari, isimleri de yozlastirdi.
    Arkadan elektronik devrimi ve bilgisayar kültürü geldi bastirdi.
    Öyle ki, çat pat bile olsa Ingilizce çakmayana artik ‘ileri isyerlerinde’, sik ve seçkin kuruluslarda ekmek yoktu.

    Ve oralarda insanlar, ‘nikneymini’ tiklayip ‘pesvördünü’ girmeye ve ‘çet’ yapmaya koyuldular...

    Bunda, bir yandan Ingilizce temel terimleri bilmek zorunlulugu, bir yandan bilgisayar yazim programlarinin Türkçe’ye özgü harfleri, yani ö, ü, ç, s, g gibi özellikleri tanimamasi etkili oldu. Elli yillik Ardiç, elektronik postada ‘ardic’e dönüsüverdi!

    (Programlari Türkçe’ye çevirmeye kalktik, bu kez de bilgisayarci oglanlarin killiklari ve yarim aydinliklari nedeniyle, ortaya ‘entel’ ve buram buram yapaylik kokan yeni bir piç dil çikti: ‘Mektup yaz’ diyemiyorlar da ‘ileti olustur’ diyorlar, ‘oturum’ bitirilmiyor, ‘sonlandiriliyor’, bakim sihirbazi da ‘basarim yürütüyor’ basariyla masallah!)



    Marka tutkusu da gençligi esir alinca, bilir bilmez her zibidi oglanda ve hoppa kizda cennet sandigi bir Amerika hayranligi baslayinca, ipin ucu kaçti. Öylesine kaçti ki, simdi artik ‘agiz kokusunu delete edin, yani yokedin’ gibi reklamlar yapilabiliyor ve reklamcilar bundan utanmiyorlar da, sikilmiyorlar da...

    Bu firtinaya hazirliksiz yakalandik. Yani, Amerikan teknoloji diline (ve pazarlama saldirisina) karsi koyacak saglam bir temel olusturamamistik. Nasil olusturalim ki? Bizde daha hala ‘milli’ deyince sagci, ‘ulusal’ deyince solcu sayiliyordun! Eh, artik ‘neysinil’ der, anlasirsiniz!

    Öyle bir çorbaya döndük ki, gazetelerimizin ve televizyon kanallarimizin adlarina bakin, yarisi Osmanlica (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet), yarisi gavurca (Star, Show)... HBB ‘eyç bi bi’, NTV ‘en ti vi’ seklinde okunuyor.

    Yalniz kelime hazinesi açisindan degil, telaffuzda da ciddi sorunlarimiz var.
    Genç kusaklara örnek olarak gösterilen bazi sabalak mankenler, cahil ve aptal olduklari için peltek peltek konusunca, bütün genç kizlarimiz da onlari taklit ettiler ve ortaya, Azerice’de olan ama Bati Türkçesi’nde olmayan bir ‘kalin e’ sesi çikti.

    Simdi bütün genç kizlarimiz ‘taencere, paencere’ diyorlar, tipki köylü agziyla komünistlik yapmaya çalisan bizim eski ‘daevrimci arkadaslar’ gibi! (Geçenlerde Okan Bayülgen’in Zaga programini seyrediyordum, Cem Yilmaz konuk... Telefonla arayan bir hanim kizimiz ‘Caem Baey’ diyecek oldu, çocuklar hemen cevabi yapistirdilar: Cem, ‘o benim agabeyim, benim adim Cem’ dedi, Okan da ‘lutfen sesleri agzimizdan çikaralim’ deyiverdi kiza!... Eminim hiç anlamamistir sabalak...)

    Isin kötüsü, bu ‘geri zekali izlenimi veren’ peltek e sesini yalniz kizlar degil, erkekler de kullaniyorlar ve o zaman da ‘yumusak’ izlenimi doguyor (pardon, piç dil kurallari uyarinca ‘gay’ diyecektim)!

    Çok çok merak ettigim bir sey var, yasayip görmek ne mümkün ya, acaba yirmi ikinci yüzyilin baslarinda, ilelebet payidar kalacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nde nasil bir dil konusulur olacak? Sirf bunu duymak için yüz yil daha yasamak isterdim...
    Herhalde biz dedelerinin yazilarini bile anlayamayacaklar, ‘ne write etmis, ne mean ediyor bu fellow’ diye soracaklar... Bizim dilimiz, sanirim Osmanlica gibi, ‘ensint Törkis’ kalacak.

    Pörfekt valla!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: qoobe

    Bunları biliyor musunuz ?

    "Biliyormusunuz" yazarken,-mu soru ekinin ayrı yazılması gerektiğini,
    "Dilde ki" derken, -ki ekinin bitişik yazılması gerektiğini,biliyor musunuz?

     lutfen turkceyi sevelim...



    +1

    ...Ayrıca "Türkçe" kelimesine gelen eklerin kesme işaretiyle ayrılmadığını biliyor musunuz?

    Bu aptal adamdan öğreneceksek Türkçeyi, yandık...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ilker.d -- 22 Mayıs 2005, 11:33:13 >




  • SİZE İKİ TANE KİTAP ÖNERİYİM OKUYUN LÜTFEN
    1-KELİMELER ARMONİSİ
    2-KÜLTÜR VE DİL(BABAM OKUDU GÜZELMİŞ)
  • BENCE BUNLARIN HEPSİ EYTİM SİSTEMİMİZİN KALİTESİZLİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR NEDEN DERSENİZ BİZE HİÇBİR ZAMAN DİLİN GEREKEN ÖNEMİ TAM OLARAK HİÇ ANLATILMADI OYSA Kİ DİL BİR ULUSUN,ULUS OLABİLMEDEKİ EN ÖNEMLİ UNSURUDUR.
    BİR ULUSU AYAKTA TUTAN EN ÖNEMLİ UNSUR DİLİ VE DİNİDİR.
    BUNLARI KAYBETMİŞ BİR TOPLUM ÇARESİZCE KAYBOLMAK ZORUNDADIR.

    GALİBA BİZ DE BUNLARI BİRAZ HAKEDİYORUZ HERALDE;BUKADAR DA ÖZENTİLİK OLMAZ Kİ...
    EN BASİTİ SOKAĞA Bİ ÇIKIN VE ETRAFINIZA BAKIN ETRAFTAKİ TABELALARI Bİ İNCELEYİN ACABA KAÇTANE TÜRKÇE TABELA OKUYABİLECEKSİNİZ ?..
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.