Şimdi Ara

kuzey güney izlemiş olanlar gelsin

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
0
Favori
53
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ya bu cemreye sövdüğüm kadar kimseye sövmemiştim kuzey zeynep



  • Enes Batur 100 bin lira kazanıyomuş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Koala (Phascolarctos cinereus), Avustralya'ya özgü otçul ve ağaçta yaşayan bir keseli memeli hayvan türüdür. Phascolarctidae familyasının yaşayan tek temsilcisidir ve en yakın akrabaları vombatlardır. Koala, Avustralya'nın doğu ve güney kıyıları boyunca Queensland, Yeni Güney Galler, Victoria ve Güney Avustralya'da bulunur. Kalın ve kuyruksuz gövdesi, yuvarlak ve tüylü kulakları ile büyük ve kaşık şeklinde burnu ile kolayca tanınır. Koalanın vücut uzunluğu 60 ila 85 cm. ve ağırlığı da 4 ila 15 kg. arasında değişir. Kürkü, gümüşî gri ile çikolata rengi arasında farklı renklerdedir. Kuzey popülasyonlarındaki bireyler genellikle güneyde yaşayanlardan daha küçük ve daha açık renklidir. Bu iki popülasyonun alt türler olması muhtemeldir ancak bu konu tartışmalıdır.

    Koalalar genel olarak okaliptüs ağaçlarından oluşan alanlarda yaşar ve gıdalarının büyük bölümünü bu cins ağaçların yaprakları oluşturur. Bu yaprakların besin değeri ve kalori içeriği sınırlı olduğu için koalalar genellikle hareketsiz bir yaşam sürer ve günde 20 saat kadar uyurlar. Asosyaldirler, anne koalalar yalnızca bakıma ihtiyaç duyduğu sürece yavruları ile ilgilenirler. Erişkin erkekler rakiplerinin gözünü korkutmak ya da çiftleşmek amacıyla dişilerin dikkatini çekmek için yüksek sesli böğürtülerle iletişim kurarlar. Erkekler göğüslerinde yer alan koku bezlerinden salgıladıkları kokular ile bölgelerini belirlerler. Keseli hayvanlardan oldukları için koala yavruları gelişimini tamamlamamış olarak doğduktan sonra sürünerek annelerinin keselerine girer ve yaşamlarının ilk altı ila yedi ayını burada geçirirler. Yavrular bir yıl içinde sütten kesilir. Koalaların çok az doğal düşmanı ve etkilendiği parazit bulunur ancak Chlamydiaceae bakterisi ile koala retrovirüsü gibi bazı patojenler ile orman yangınları ve kuraklıklardan etkilenirler.

    Koalalar binlerce yıldır Avustralya Aborjinleri tarafından avlanmış, mitolojilerinde ve mağara sanatlarında tasvir edilmişlerdir. Avrupalılar ile koalaların karşılaşmalarının ilk kaydı 1798 yılına aittir ve hayvanın bir resmi 1810 yılında doğabilimci George Perry tarafından yayımlanmıştır. Botanikçi Robert Brown türün ilk detaylı bilimsel tanımlamasını 1814 yılında yapmıştır ancak bu çalışma 180 yıl boyunca yayımlanmamıştır. John Gould koalayı hem tanımlamış hem de resmini çizerek Britanya'da tanınmasını sağlamıştır. Hayvanın çok tipik bir görünüşü olması nedeniyle koala dünya çapında Avustralya'nın ulusal sembollerinden biri olarak kabul edilmektedir. Koalalar Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından asgari endişe altındaki türler arasında listelenmiştir. Avustralya Hükümeti Queensland ve Yeni Güney Galler'de bulunan popülasyonları hassas türler arasında sıralamaktadır. Koalalar 20. yüzyılda kürkleri için yaygın olarak avlanmışlardır. Queensland'da yaygın olarak itlaf edilmelerinin üzerine kamuoyunda oluşan tepkiler ile bu türün korunması için eylem grupları ortaya çıkmıştır. Hayvan barınakları kurulmuş, yaşam alanları parçalanmış ve azalmış olan koalalar yeni bölgelere nakledilmiştir. En önemli tehditler yaşam alanı yokolması ve kentleşmedir.

    Koala büyük kafalı, körelmiş kuyruğu olan ya da kuyruksuz, tıknaz bir hayvandır. Boyu 60 ila 85 cm., ağırlığı da 4 ila 15 kg. arasında değişir ve bu boyutlar ile ağaçlarda yaşayan en büyük keseli memeli türüdür.Victoria koalalarının ağırlığı Queensland koalalarının ağırlığının iki katıdır. Eşeysel dimorfik olan türün erkekleri dişilerine göre %50 daha büyüktür. Ayrıca erkeklerin burunları dişilere göre daha kıvrıktır ve göğüslerinde kılsız bölgeler şeklinde görülen koku bezleri bulunur. Keseli memelilerin çoğunda olduğu gibi erkek koalanın penisi de çatallıdır ve dişi koalalarda buna karşılık iki vajina ile iki ayrı rahim bulunur. Erkeğin prepüsünde doğal olarak bulunan bakteriler döllenmede önemli bir rol oynar. Dişinin kese ağzı yavruların keseden düşmesini engelleyen bir sfinkter kas ile sıkışır.

    Koalaların vücut yapıları bulundukları çevrede ihtiyaçlarını üst düzeyde karşılayacak niteliktedir. Koalanın kürkü sırtında kalın ve uzun, karnında ise kısa tüylüdür. Kulak kepçelerinin içi ve dışındaki tüyler kalındır. Sırt kürkünün rengi açık gri ile çikolata kahverengi arasında değişir. Karın kürkü beyazımsıdır, kalça kısmında benekli beyaz olan kürk sırta doğru koyulaşır. Koalanın sırt kürkü keseli memeliler arasında en etkili yalıtıma sahiptir ve rüzgâr ile yağmura çok dayanıklıdır; karın kürkü ise güneşin yaydığı radyasyonu yansıtır. Koalanın kıvrık ve keskin pençeleri ağaçlara tırmanmak için çok iyi adaptasyon geçirmiştir. Büyük ön pençelerinin ilk iki parmağı diğer üç parmağı ile karşı karşıya gelebilme yetisine sahiptir dolayısıyla küçük dalları bile rahatlıkla kavrayabilirler. Arka pençelerinin ikinci ve üçüncü parmakları, Diprotodontia üyelerinde tipik olarak görüldüğü üzere, birbirine yapışıktır ve bu parmakların ucundaki ayrık tırnaklar daha çok temizlenmek amaçlı kullanılır. Pençeleri ağaçların yumuşak ve düzgün gövdelerine çengel gibi saplanabilen koalaların dört ayağı da ağaç dallarını rahatlıkla kavrayabilir ve dallara sarılarak tırmanmalarını sağlar. İnsanlarda ve diğer primatlarda olduğu gibi koalaların pençelerinde de kabarık çizgiler bulunur. Hayvan dayanıklı bir iskelete sahiptir ve kısa, kaslı üst gövdesi ile birlikte görece uzun ön uzuvları tırmanma ve tutunma yeteneğine yardımcı olur. Kaval kemiğine diğer hayvanlardan daha aşağıda bağlanan kalça kasları da tırmanma için fazladan kuvvet sağlarlar. Koalanın belkemiğinin ucunda bulunan kıkırdaksı yapı da, ağaç dallarının oluşturduğu çatala tünediğinde rahat etmesini sağlar.


    Koala beyni, memeliler arasında vücut ağırlığına oranla en küçük beyinlerden biridirve tipik iki ön dişliler takımı üyelerine göre %60 daha küçüktür. Beyinlerinin yüzeyi "ilkel" hayvanlarda görüldüğü üzere oldukça düz bir yapıya sahiptir. Kafatası boşluğunun yalnızca %61'ini doldurur ve iç yüzeye beyin-omurilik sıvısı ile basılı durur. Beyin-omurilik sıvısının görece yüksek miktarda olmasının sebebi bilinmemekle birlikte bunun nedenlerinden birinin hayvanın ağaçtan düşmesi durumunda beynini koruyacak şekilde amortisör görevi görmesi olduğu düşünülmektedir. Koalanın küçük beyin boyutu, daha büyük bir beyni idare edemeyecek kadar düşük enerji veren beslenme özelliklerine bir adaptasyon olabilir. Küçük beyninden ötürü koalanın karmaşık ve sıradışı davranışları gerçekleştirme yetenekleri kısıtlıdır. Örneğin koalaya, düz bir yüzey üstünde koparılmış yapraklar verildiğinde hayvan alışık olduğu beslenme rutininin dışına çıkamaz ve bu yaprakları yemez.Koalanın koku alma duyusu normaldir ve yenip yenemeyeceğini anlamak için dallarda bulunan yağları kokladığı bilinir. Burnu oldukça büyüktür ve sert deri ile kaplıdır. Yuvarlak kulakları iyi işitmesini sağlar ve orta kulağı iyi gelişmiştir.Koalanın görme duyusu ise iyi gelişmemiştir ve görece küçük gözleri keseli memeliler arasında pek görülmeyen şekilde dikey çizgili gözbebeklerine sahiptir. Koalalar pes sesler çıkarmak için tuhaf bir ses organına sahiptir. Memelilerde tipik olarak gırtlakta bulunan ses telleri yerine ses organları yumuşak damaklarında yerleşmiştir.


    Koalanın dişleri, soldan sağa: azı dişleri, ön azı dişleri (koyu renkli), diastema, köpek dişleri, kesici dişler.
    Koala, çok az besleyici değere sahip olan, yüksek oranda zehirli ve yüksek miktarda lif içeren okaliptüs diyetine uygun çeşitli adaptasyonlar geçirmiştir. Hayvanın dişleri önde kesiciler ve diastema adı verilen otobur hayvanların özelliği olan büyük bir boşlukla ayrılmış ve her çenede bir ön azı ve dört azı dişinden oluşur. Kesici dişler yaprakları tutup ön azı dişlerine aktarmaya, ön azı dişleri yaprakları yaprak sapından koparmaya ve azı dişlerine geçirmeye yarar. Yüksek tüberküllü azı dişleri de yaprakları küçük parçalara ayırır. Koalalar aynı zamanda çiğnemeden önce yaprakları yanak keselerinde saklayabilir.Orta yaşlı koalaların kısmen aşınmış azı dişleri yaprakları küçük parçalara ayırmak için optimal duruma gelmişlerdir ve böylece hayvanın enerjisinin çoğunu sağlayan okaliptüs yapraklarını sindiren ince bağırsaklarda besin emilimi ve midede sindirim daha etkili olabilmektedir. Koala bazen yuttuğu besini tekrar ağzına getirerek ikinci kez çiğneyebilir.

    Kangurular ve okaliptüs ile beslenen possumların aksine koalaların sindirim süreci arka bağırsak mayalanması ile olur ve sindirim süreleri doğal ortamlarında 100 saate, esaret altında ise 200 saate kadar çıkabilmektedir. Bu süreler orantısal olarak tüm hayvanlar içinde 200 cm uzunluğunda ve 10 cm çapında olan en büyük kör bağırsağa sahip olmaları ile açıklanabilmektedir. Koalalar hangi besinlerin sindirilirken daha uzun süre mayalanacağını, hangilerinin daha çabuk sindirileceğini seçebilirler. Büyük parçalar sindirilmek için daha çok zaman harcayacağından daha hızlı bir şekilde sindirim sistemlerinden geçer. Her ne kadar arka bağırsak koalalarda diğer otoburlara göre görece daha büyükse de hayvan enerjisinin yalnızca %10'unu mayalanma sonucu elde eder. Okaliptüs yapraklarında güçlü kokulu yağlar, fenolik bileşimler ve birçok memeli için yenilemez hatta zehirli olan siyanür niteliğinde maddeler de bulunur. Başka hayvanlar için zararlı olan bu maddeler koalanın vücudunda zehir etkisini kaybeder. Çünkü koala, çok özel anatomisi ve fizyolojisi olan bir sindirim sistemine sahiptir. Diğer otçul memeliler gibi koala da okaliptüslerin ana maddesi olan selülozu sindiremez. Ancak bu işlemi, onun için selülozu sindirebilen ve koalanın körbağırsağında yaşayan mikro organizmalar yapar. Yağlar ve zehirli niteliğe sahip kimyasallar (fenol bileşikleri) karaciğerde süzülmeye uğrayarak etkisiz hale gelir. Koalalar türlerinin bir gereği olarak belli vakitlerde beslenmezler. Bu vakitler genelde güneşin doğuşu ve batışı arasında geçen süredir. Vücutlarındaki fazla yağları bu vakitler arasında yakarlar. Aldığı besinlerle koala çok az enerji elde edebildiği için de bazal metabolizmaları tipik memelilerin yarısı kadardır, ancak bu, mevsimler ve cinsiyetler arasında farklılık gösterebilir. Koalanın tek besin kaynağı okaliptüs yapraklarıdır. Bu ise hayvanın karbonhidrat gereksinimini tümüyle mikroorganizmaların selülozu sindirmesiyle karşılaması demektir. Bu durum, mikroorganizmalar olmadan koalaların yaşamasının mümkün olamayacağını açıkça göstermektedir. Koala görece kuru ve yüksek oranda sindirilmemiş lif içeren dışkılama ve kör bağırsakta su saklama yolları ile suyu muhafaza ederler. Koalalar çok nadir de olsa su içerler. Koalaların ana besin maddesini oluşturan okaliptüs yaprakları temel düzeydeki su ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli miktarda su temin etmektedir. Genelde yapraklarda yeterli nemin bulunmadığı kuraklık dönemlerinde ve hastalandıklarında su içerler.




  • sonraki bölümlerde görürüm ben seni xd
  • quote:

    Orijinalden alıntı: -Dary

    Koala (Phascolarctos cinereus), Avustralya'ya özgü otçul ve ağaçta yaşayan bir keseli memeli hayvan türüdür. Phascolarctidae familyasının yaşayan tek temsilcisidir ve en yakın akrabaları vombatlardır. Koala, Avustralya'nın doğu ve güney kıyıları boyunca Queensland, Yeni Güney Galler, Victoria ve Güney Avustralya'da bulunur. Kalın ve kuyruksuz gövdesi, yuvarlak ve tüylü kulakları ile büyük ve kaşık şeklinde burnu ile kolayca tanınır. Koalanın vücut uzunluğu 60 ila 85 cm. ve ağırlığı da 4 ila 15 kg. arasında değişir. Kürkü, gümüşî gri ile çikolata rengi arasında farklı renklerdedir. Kuzey popülasyonlarındaki bireyler genellikle güneyde yaşayanlardan daha küçük ve daha açık renklidir. Bu iki popülasyonun alt türler olması muhtemeldir ancak bu konu tartışmalıdır.

    Koalalar genel olarak okaliptüs ağaçlarından oluşan alanlarda yaşar ve gıdalarının büyük bölümünü bu cins ağaçların yaprakları oluşturur. Bu yaprakların besin değeri ve kalori içeriği sınırlı olduğu için koalalar genellikle hareketsiz bir yaşam sürer ve günde 20 saat kadar uyurlar. Asosyaldirler, anne koalalar yalnızca bakıma ihtiyaç duyduğu sürece yavruları ile ilgilenirler. Erişkin erkekler rakiplerinin gözünü korkutmak ya da çiftleşmek amacıyla dişilerin dikkatini çekmek için yüksek sesli böğürtülerle iletişim kurarlar. Erkekler göğüslerinde yer alan koku bezlerinden salgıladıkları kokular ile bölgelerini belirlerler. Keseli hayvanlardan oldukları için koala yavruları gelişimini tamamlamamış olarak doğduktan sonra sürünerek annelerinin keselerine girer ve yaşamlarının ilk altı ila yedi ayını burada geçirirler. Yavrular bir yıl içinde sütten kesilir. Koalaların çok az doğal düşmanı ve etkilendiği parazit bulunur ancak Chlamydiaceae bakterisi ile koala retrovirüsü gibi bazı patojenler ile orman yangınları ve kuraklıklardan etkilenirler.

    Koalalar binlerce yıldır Avustralya Aborjinleri tarafından avlanmış, mitolojilerinde ve mağara sanatlarında tasvir edilmişlerdir. Avrupalılar ile koalaların karşılaşmalarının ilk kaydı 1798 yılına aittir ve hayvanın bir resmi 1810 yılında doğabilimci George Perry tarafından yayımlanmıştır. Botanikçi Robert Brown türün ilk detaylı bilimsel tanımlamasını 1814 yılında yapmıştır ancak bu çalışma 180 yıl boyunca yayımlanmamıştır. John Gould koalayı hem tanımlamış hem de resmini çizerek Britanya'da tanınmasını sağlamıştır. Hayvanın çok tipik bir görünüşü olması nedeniyle koala dünya çapında Avustralya'nın ulusal sembollerinden biri olarak kabul edilmektedir. Koalalar Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından asgari endişe altındaki türler arasında listelenmiştir. Avustralya Hükümeti Queensland ve Yeni Güney Galler'de bulunan popülasyonları hassas türler arasında sıralamaktadır. Koalalar 20. yüzyılda kürkleri için yaygın olarak avlanmışlardır. Queensland'da yaygın olarak itlaf edilmelerinin üzerine kamuoyunda oluşan tepkiler ile bu türün korunması için eylem grupları ortaya çıkmıştır. Hayvan barınakları kurulmuş, yaşam alanları parçalanmış ve azalmış olan koalalar yeni bölgelere nakledilmiştir. En önemli tehditler yaşam alanı yokolması ve kentleşmedir.

    Koala büyük kafalı, körelmiş kuyruğu olan ya da kuyruksuz, tıknaz bir hayvandır. Boyu 60 ila 85 cm., ağırlığı da 4 ila 15 kg. arasında değişir ve bu boyutlar ile ağaçlarda yaşayan en büyük keseli memeli türüdür.Victoria koalalarının ağırlığı Queensland koalalarının ağırlığının iki katıdır. Eşeysel dimorfik olan türün erkekleri dişilerine göre %50 daha büyüktür. Ayrıca erkeklerin burunları dişilere göre daha kıvrıktır ve göğüslerinde kılsız bölgeler şeklinde görülen koku bezleri bulunur. Keseli memelilerin çoğunda olduğu gibi erkek koalanın penisi de çatallıdır ve dişi koalalarda buna karşılık iki vajina ile iki ayrı rahim bulunur. Erkeğin prepüsünde doğal olarak bulunan bakteriler döllenmede önemli bir rol oynar. Dişinin kese ağzı yavruların keseden düşmesini engelleyen bir sfinkter kas ile sıkışır.

    Koalaların vücut yapıları bulundukları çevrede ihtiyaçlarını üst düzeyde karşılayacak niteliktedir. Koalanın kürkü sırtında kalın ve uzun, karnında ise kısa tüylüdür. Kulak kepçelerinin içi ve dışındaki tüyler kalındır. Sırt kürkünün rengi açık gri ile çikolata kahverengi arasında değişir. Karın kürkü beyazımsıdır, kalça kısmında benekli beyaz olan kürk sırta doğru koyulaşır. Koalanın sırt kürkü keseli memeliler arasında en etkili yalıtıma sahiptir ve rüzgâr ile yağmura çok dayanıklıdır; karın kürkü ise güneşin yaydığı radyasyonu yansıtır. Koalanın kıvrık ve keskin pençeleri ağaçlara tırmanmak için çok iyi adaptasyon geçirmiştir. Büyük ön pençelerinin ilk iki parmağı diğer üç parmağı ile karşı karşıya gelebilme yetisine sahiptir dolayısıyla küçük dalları bile rahatlıkla kavrayabilirler. Arka pençelerinin ikinci ve üçüncü parmakları, Diprotodontia üyelerinde tipik olarak görüldüğü üzere, birbirine yapışıktır ve bu parmakların ucundaki ayrık tırnaklar daha çok temizlenmek amaçlı kullanılır. Pençeleri ağaçların yumuşak ve düzgün gövdelerine çengel gibi saplanabilen koalaların dört ayağı da ağaç dallarını rahatlıkla kavrayabilir ve dallara sarılarak tırmanmalarını sağlar. İnsanlarda ve diğer primatlarda olduğu gibi koalaların pençelerinde de kabarık çizgiler bulunur. Hayvan dayanıklı bir iskelete sahiptir ve kısa, kaslı üst gövdesi ile birlikte görece uzun ön uzuvları tırmanma ve tutunma yeteneğine yardımcı olur. Kaval kemiğine diğer hayvanlardan daha aşağıda bağlanan kalça kasları da tırmanma için fazladan kuvvet sağlarlar. Koalanın belkemiğinin ucunda bulunan kıkırdaksı yapı da, ağaç dallarının oluşturduğu çatala tünediğinde rahat etmesini sağlar.


    Koala beyni, memeliler arasında vücut ağırlığına oranla en küçük beyinlerden biridirve tipik iki ön dişliler takımı üyelerine göre %60 daha küçüktür. Beyinlerinin yüzeyi "ilkel" hayvanlarda görüldüğü üzere oldukça düz bir yapıya sahiptir. Kafatası boşluğunun yalnızca %61'ini doldurur ve iç yüzeye beyin-omurilik sıvısı ile basılı durur. Beyin-omurilik sıvısının görece yüksek miktarda olmasının sebebi bilinmemekle birlikte bunun nedenlerinden birinin hayvanın ağaçtan düşmesi durumunda beynini koruyacak şekilde amortisör görevi görmesi olduğu düşünülmektedir. Koalanın küçük beyin boyutu, daha büyük bir beyni idare edemeyecek kadar düşük enerji veren beslenme özelliklerine bir adaptasyon olabilir. Küçük beyninden ötürü koalanın karmaşık ve sıradışı davranışları gerçekleştirme yetenekleri kısıtlıdır. Örneğin koalaya, düz bir yüzey üstünde koparılmış yapraklar verildiğinde hayvan alışık olduğu beslenme rutininin dışına çıkamaz ve bu yaprakları yemez.Koalanın koku alma duyusu normaldir ve yenip yenemeyeceğini anlamak için dallarda bulunan yağları kokladığı bilinir. Burnu oldukça büyüktür ve sert deri ile kaplıdır. Yuvarlak kulakları iyi işitmesini sağlar ve orta kulağı iyi gelişmiştir.Koalanın görme duyusu ise iyi gelişmemiştir ve görece küçük gözleri keseli memeliler arasında pek görülmeyen şekilde dikey çizgili gözbebeklerine sahiptir. Koalalar pes sesler çıkarmak için tuhaf bir ses organına sahiptir. Memelilerde tipik olarak gırtlakta bulunan ses telleri yerine ses organları yumuşak damaklarında yerleşmiştir.


    Koalanın dişleri, soldan sağa: azı dişleri, ön azı dişleri (koyu renkli), diastema, köpek dişleri, kesici dişler.
    Koala, çok az besleyici değere sahip olan, yüksek oranda zehirli ve yüksek miktarda lif içeren okaliptüs diyetine uygun çeşitli adaptasyonlar geçirmiştir. Hayvanın dişleri önde kesiciler ve diastema adı verilen otobur hayvanların özelliği olan büyük bir boşlukla ayrılmış ve her çenede bir ön azı ve dört azı dişinden oluşur. Kesici dişler yaprakları tutup ön azı dişlerine aktarmaya, ön azı dişleri yaprakları yaprak sapından koparmaya ve azı dişlerine geçirmeye yarar. Yüksek tüberküllü azı dişleri de yaprakları küçük parçalara ayırır. Koalalar aynı zamanda çiğnemeden önce yaprakları yanak keselerinde saklayabilir.Orta yaşlı koalaların kısmen aşınmış azı dişleri yaprakları küçük parçalara ayırmak için optimal duruma gelmişlerdir ve böylece hayvanın enerjisinin çoğunu sağlayan okaliptüs yapraklarını sindiren ince bağırsaklarda besin emilimi ve midede sindirim daha etkili olabilmektedir. Koala bazen yuttuğu besini tekrar ağzına getirerek ikinci kez çiğneyebilir.

    Kangurular ve okaliptüs ile beslenen possumların aksine koalaların sindirim süreci arka bağırsak mayalanması ile olur ve sindirim süreleri doğal ortamlarında 100 saate, esaret altında ise 200 saate kadar çıkabilmektedir. Bu süreler orantısal olarak tüm hayvanlar içinde 200 cm uzunluğunda ve 10 cm çapında olan en büyük kör bağırsağa sahip olmaları ile açıklanabilmektedir. Koalalar hangi besinlerin sindirilirken daha uzun süre mayalanacağını, hangilerinin daha çabuk sindirileceğini seçebilirler. Büyük parçalar sindirilmek için daha çok zaman harcayacağından daha hızlı bir şekilde sindirim sistemlerinden geçer. Her ne kadar arka bağırsak koalalarda diğer otoburlara göre görece daha büyükse de hayvan enerjisinin yalnızca %10'unu mayalanma sonucu elde eder. Okaliptüs yapraklarında güçlü kokulu yağlar, fenolik bileşimler ve birçok memeli için yenilemez hatta zehirli olan siyanür niteliğinde maddeler de bulunur. Başka hayvanlar için zararlı olan bu maddeler koalanın vücudunda zehir etkisini kaybeder. Çünkü koala, çok özel anatomisi ve fizyolojisi olan bir sindirim sistemine sahiptir. Diğer otçul memeliler gibi koala da okaliptüslerin ana maddesi olan selülozu sindiremez. Ancak bu işlemi, onun için selülozu sindirebilen ve koalanın körbağırsağında yaşayan mikro organizmalar yapar. Yağlar ve zehirli niteliğe sahip kimyasallar (fenol bileşikleri) karaciğerde süzülmeye uğrayarak etkisiz hale gelir. Koalalar türlerinin bir gereği olarak belli vakitlerde beslenmezler. Bu vakitler genelde güneşin doğuşu ve batışı arasında geçen süredir. Vücutlarındaki fazla yağları bu vakitler arasında yakarlar. Aldığı besinlerle koala çok az enerji elde edebildiği için de bazal metabolizmaları tipik memelilerin yarısı kadardır, ancak bu, mevsimler ve cinsiyetler arasında farklılık gösterebilir. Koalanın tek besin kaynağı okaliptüs yapraklarıdır. Bu ise hayvanın karbonhidrat gereksinimini tümüyle mikroorganizmaların selülozu sindirmesiyle karşılaması demektir. Bu durum, mikroorganizmalar olmadan koalaların yaşamasının mümkün olamayacağını açıkça göstermektedir. Koala görece kuru ve yüksek oranda sindirilmemiş lif içeren dışkılama ve kör bağırsakta su saklama yolları ile suyu muhafaza ederler. Koalalar çok nadir de olsa su içerler. Koalaların ana besin maddesini oluşturan okaliptüs yaprakları temel düzeydeki su ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli miktarda su temin etmektedir. Genelde yapraklarda yeterli nemin bulunmadığı kuraklık dönemlerinde ve hastalandıklarında su içerler.


    Tsk guzel bilgi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Clinkz Eastwood

    sonraki bölümlerde görürüm ben seni xd

    bitirdim lan o cemreyle evlenince kuzey benim gözümde bitmiştir
  • Ezel der giderim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Bir güzel bilgi de benden


    Rammusun ultisi kulelere de vurur

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.