Şimdi Ara

Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak ve Disiplinler Arası İşbirliğine dair.

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
1
Favori
1.992
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak

    Kurumsal kimliğin (corporate identity) sözlük tanımı şöyle: “Bir kuruluşun görsel ve fiziksel özellikleriyle kurum kültürü, kurum felsefesi gibi soyut niteliklerinin oluşturduğu kimlik. Kurumun logosu, amblemi, diğer tanıtıcı işaretleri, binalarının tasarımı, iç ve dış düzeni, reklam ve diğer iletişim etkinlikleri, tabela ve pano gibi dış cephe işaretleri, flamaları, arabaları, çalışanlarının giysileri, tanıtım kitapçıklarında yer alan kurum felsefesi, kimliği oluşturan ögelerin yalnızca birkaçıdır.”

    Şirketler için, bu kadar kapsamlı bir çalışma yaptırmak, üzerinde iyi düşünülmesi gereken bir karardır. Çünkü, zaman ve maliyet gerektirir. Bu çalışmayı yapabilmek için, şirket felsefesinin oluşmuş ve beklentilerin belirlenmiş olması şarttır. Ancak var olan bu bilgiler ışığında, kurumsal kimliği hazırlayacak olan şirket, uzun soluklu çalışmasına başlayabilir.

    Bu şartlar hazır olmadan yapılacak bir çalışma, o firmanın kişiliğini yansıtmak bir yana, ısmarlama ve hazır bir şablonun uygulanmasından öteye gidemeyecektir.

    Kurum kimliği hazırlamak, ciddi bir uzmanlık gerektirir. Bu yüzden dünyada, sadece bu konuda uzmanlaşmış birçok şirket vardır. Ve bu şirketlerle çalışabilmek için, epey yüksek ücretler ödenir.

    Bu noktada, kurum kimliği hazırlamakla yükümlü olmayan tasarımcıları ilgilendiren kısım, kurumsal kimlik kılavuzudur (corporate identity manual).

    Tanses Gülsoy’un “Reklam Terimleri ve Kavramları Sözlüğü”nde, kurumsal kimlik kılavuzu şöyle açıklanıyor: “Kurum kimliğini oluşturan tüm tasarım ögelerinin nasıl kullanılması gerektiğini açıklayan kitapçıktır. Bu belgede, amblem ve logo gibi tanıtıcı işaretlerin tüm özellikleri (yazı karakteri, punto, renk, uzunluk ve genişlik ölçüleri, vb.) belirtilir; tasarım ögelerinin birbirine oranı gösterilir; logo ve amblemin, antetli kağıt, fatura, irsaliye gibi standart kağıtlar ile ürün etiketleri, flama, tabela, taşıt aracı gibi çeşitli yüzeylere uygulanış biçimi açıklanır. Bu ortamlarda kullanılması gereken başlıca yazı karakterleri ve renkler belirtilir. Basın reklamlarının sayfa düzeninde, başlık, resim ve gövde metninin birbirine göre konumu gösterilir; örneğin, başlığın, resmin üstüne ortalanması gerektiğine ilişkin bir talimat yer alabilir; imzanın altında her zaman slogan yer alması gerektiği belirtilir, vb. Kurumsal kimlik kılavuzunda ayrıca, kurumsal renk öğeleri ile logo ve amblemin çoğaltıma hazır asılları bulunur.”

    Reklam sektöründe çalışıyorsak, kurumsal kimlik kavramıyla çok sık karşılaşırız. Şirketlerin kurumsal kimliklerine saygı duymamız gerekir. Çünkü, o şirket, kendini böyle ifade etmektedir. Eğer buna saygı duymazsak, o şirket için yapılan çalışmaların iyi sonuç vermesi tamamen tesadüfi olacaktır.

    Eğer işin mutfağında çalışıyorsak, yani grafikerlik yapıyorsak, bize yeni bir müşteri verildiğinde, birşey yapmadan önce, varsa, o şirketin kurumsal kimlik kılavuzunu edinmemiz ve incelememiz lazım. Kurumsal kimlik kılavuzları, genellikle sıkıcı metinlerdir. İlaç prospektüsleri gibidirler. Tümünü okumaya üşenebilirsiniz. Ama inanın, sayfa sayısı çok olsa dahi en fazla bir saatte tümüne göz atabilirsiniz. Bu, ileriki aşamalarda sizi büyük yanlışlardan koruyacaktır.

    Ülkemizde şirketler (büyük holdingler dışında), kurumsal kimlik çalışmasına gereken önemi, daha yeni yeni vermeye başladılar. Bu noktada katedilecek çok yol var.

    Yakın zamana kadar, kurumsal kimlikten algılanan, bir şirketin logosuyla sınırlıydı. Bu logonun yansıtmak istediği şey nedir, sayfada nasıl durması gerekir, pantone numarası kaçtır, siyah zeminde kullanıldığında hangi kurallar geçerlidir, müşteri dahil, pek kimsenin umrunda olmazdı.

    Örneğin, son yıllarda yaygınlaşan şirket araçlarının çoğunda, şirket logoları, tabelacının inisiyatifinde uygulanmıştır. Halbuki, bazı şirket araçlarının üzerine uygulanan tasarımlar göz kamaştırıcıdır ve trafik içinde hemen algılanır. Bu da o şirketin sürekli bir tanıtımı demektir. Şirketiniz, dinamik, girişken, cesur bir tarzı benimsemişse, araçlarının tasarımından şirket dekorasyonuna kadar bir bütün oluşturmalıdır. Şirketinizi klasik tarzda döşeyip, araçlarınızı gri resmi araç mantığıyla tasarlayıp, çalışanlara da rengarenk kıyafetler giymelerini öğütleyerek, tutarlı bir çizgi oluşturamazsınız. “Etki=tepki” formülünü unutmamak lazım. Nasıl bir etki uyandırıyorsanız, öyle bir tepki alırsınız. Bu, toplum değerleriyle ilgili bir gerçektir. Bunları iyi bilirseniz, lehinize kullanabilirsiniz.

    Elimize bir kurumsal kimlik kılavuzu geldiğinde, bizi sınırlayan kurallar yoksa, tasarımımızı kreatif fikir doğrultusunda gerçekleştirebiliriz. Ama, önceden belirlenmiş kurallar varsa, örneğin, kullanılacak fotoğraflar hayatın içinden olmalı, günlük yaşamın doğal akışını yansıtmalı, deniyorsa, görsel seçimimiz bu yönde olmalıdır. Böyle bir kuraldan sonra, o tasarımda, bol Photoshop efektli, teknolojik çağrışımlar yapan kurmaca görseller kullanamayız. Kılavuzda ifade edildiği gibi, hayatın doğal akışı içinden kareler bulmalı veya hazırlatmalıyız.

    Çok önemli bir konu da logo kullanımıdır. Genellikle, bu kılavuzlarda, logo kullanımında verilmesi gereken minimum boşluklar ve minimum-maksimum kullanım boyutları belirtilmiştir. Ayrıca, logonun yanlış kullanımına ait örneklemeler de yapılmıştır. Genel bir uygulama da logodan alınan parçaların, tasarım malzemesi olarak kullanımının yasaklanmasıdır. Logo, bir bütündür; parçalanamaz; hiçbir şekilde, başlıkta kullanılamaz. Metin içinde logo yer alamaz.

    Sık karşılaşılan problemlerden biri de logo rengidir. Parlak kuşe kağıt ve mat birinci hamur kağıtta, aynı pantone numarası farklı sonuçlar verir. Bu yüzden, kurumsal kimlik kılavuzlarında, logoların parlak ve mat materyaller için kullanılması önerilen değerlerine de yer verilir.

    Kurumsal kimlik kılavuzunda, metinlerde kullanılması önerilen bir font ailesi varsa, bu kullanılmalıdır. Bizim zevkimize uymasa da söz konusu kurumsal kimlik geçerli olduğu sürece başka şansımız yoktur; çünkü bu, bizim o şirketle oluşturduğumuz tasarım ilişkisinin anayasasıdır.

    Peki, bir müşteri, olması gerektiği konusunda ikna olduğu kurumsal kimlik çalışmasını kime yaptırabilir? Tabii ki ilk danışması gereken birim, çalıştığı ajanstır. Ajansının bünyesinde, böyle kapsamlı bir çalışma yapacak yetkin kişiler varsa, iş ajans içinde çözülecek; yoksa, ajansı onu ilgili firmalara yönlendirecektir. Burada müşterinin bilmesi gereken, kurumsal kimlik çalışmasının, sadece ajansın değil, aynı şekilde müşterinin de ödevi olduğudur. Yani, bu çalışma içinde, şirket yetkilileri de üzerlerine düşen görevleri yerine getirmek durumundadırlar. Öncelikle, şirketlerinin felsefesini net bir şekilde aktarmaları gerekir. Bu noktada danışmanlardan da faydalanabilirler. Ardından, bunun uzun soluklu bir iş olduğunu, öyle iki ay içinde çözülebilecek bir çalışma olmadığını bilmeliler. Ve doğal olarak, böyle bir emeğin maddi karşılığı da olacaktır. Bu yüzden müşteri, bu tür bir çalışma yaptırmanın şirketi için gerekliliğine, mutlak surette inanmalıdır. Aksi takdirde, yapılan her iş, ona gereksiz bir külfet gibi gelecektir. Özellikle, işlerini, şirketindeki satın almacının tavsiye ettiği tabelacılarla çözmeye alışmışsa...
    http://www.marjinal.com.tr/

    Biz de müşteriye, her şeyin birlikte tasarlanması gerektiğini anlatmaya çalışırız. Ürünün kendisi, tasarımı, satılacağı yerler, fiyatı, grafik tasarımı bir bütündür. Birlikte düşünülüp, birlikte tasarlanmalıdır. Bir çalışmayı bitirip ikincisine başlarsanız, her aşamada pek çok fırsatı heba edersiniz. Bir önceki çalışma, bir sonra bulunabilecek fikirlerin çoğunu devre dışı bırakır.

    Genelde de yapılan, budur. Ve hepimiz, bizden önce işe yanlış başlandığından, bizden sonrakilerin de bizim yaptıklarımızı bozduğundan şikâyet ederiz.

    Eski bir müşterim, kuracağı restoran zinciri için benden çalışma istediğinde, içmimarıyla tanışmak istedim. “Birkaç kişiyle görüşüyoruz, kimle çalışacağımıza henüz karar vermedik; sen logoyu düşünmeye başla” dediler. İşe ancak içmimarla birlikte başlayabileceğimi söyledim ve bekledim.

    Düşünün; mekânın tarzı, atmosferi, renkleri, kullanılacak aksesuarlar henüz belli değildi ve ben belli olmayan bir mekânda kullanılacak panoları, mönüleri, standları tasarlayacaktım. Benden sonra işe başlayacak içmimar ya benimkilerden çok farklı şeyler yapacak, markanın en önemli unsuru, bütünlüğü ve tutarlılığı, daha ilk günden yok olacaktı ya da benim yaptıklarıma uymak için, pek çok iyi fikri çöpe atacaktı. Daha da önemlisi, içmimarlık ve grafik tasarımın güçlerinin bir araya gelmesinin yaratacağı sinerjiden yoksun kalacaktık.

    Marka kimliği, ilk günden itibaren, onun için çalışacak herkesin katkısıyla ortaya çıkmalı. Bu, yorucu bir çalışmadır ve çok zaman alabilir. Ama markayı diğerlerinden bir adım öteye götürebilecek o temel fikrin tam ve tutarlı olması, harcanan tüm çabalara değer.

    Herkesin kafasında aynı resim oluştuktan sonra, artık birbirinizi çok sık görmeseniz bile bir ‘ekip’ olmuşsunuzdur. Ekibin her üyesi, neyi, niçin, nasıl yapacağını daha iyi bilir ve daha hızlı yapar. Hem tasarım için harcayacağınız zaman azalır, hem de uzun tartışmalardan, çatışmalardan, düzeltmelerden ve yeniden tasarlamalardan kurtulursunuz.

    En önemlisi; marka için yapılan her şey, kim tarafından yapılırsa yapılsın, aynı marka kimliğini, aynı marka vaadini anlatır. Ki bu da markanın ‘olmazsa olmaz’ıdır.
    (İlhan Bilge)
    http://www.gennaration.com.tr/

    Tekrar ortak tasarım konusuna dönecek olursak, burada, tasarımın aktörleri arasında bir hiyerarşik pozisyonun söz konusu olduğunu/olacağını söylemeliyiz. Bir mimari eser tasavvuru, mimarın zihninde bütüncül bir yapı arz eder. Bu bütüncül yapı, elbette organik diyebileceğimiz bileşenlerden oluşur. Bu noktada peyzaj mimarı veya iç mimar, kendi tasavvurunu, mimarın genel tasavvuruyla birleştirmek ve bu genel tasavvura hizmet etmek zorundadır. Mimarın, farklı disiplinlerden, örneğin grafik tasarımdan alacağı hizmette grafik tasarımcının pozisyonu da aynıdır. Grafik tasarımcı da mimarın genel tasavvuruna hizmet eder.

    Ünlü Hollandalı tasarımcı Gert Dumbar, kendisiyle yapılan bir söyleşide (Grafik Tasarım, Temmuz 2007, Sayı: 10) tam da bu ilişki ve işbirliğine işaret ediyor: “Mimar yıkılmayacak bir bina yapar. Grafik tasarımcı ise binanın sinyalizasyon sisteminden sorumludur. Bu durumda, mimarla çalışmak durumundadır. Bazen bina için görsel kimlik önerir. Bu birlikte uyum içerisinde çalışma meselesi. Bu tip bir işbirliğinin herhangi bir kuralı yok; tamamen mimarın ve grafik tasarımcının entelektüel kalitesi ile ilgili bir durum; eğer bu kalite yüksekse, mimar ve tasarımcı bir arada çok güzel işler ortaya çıkarabilirler. Mimarlar, her şeyi yapabileceklerini iddia etseler de, bu olanaksız, her şeyi yapamazlar. Ben öğrencilerimi de farklı disiplinlerle çalışmaya teşvik ediyorum. Onları moda tasarımı bölümüne, kuram bölümüne, hatta konservatuara yönlendiriyorum. Çünkü grafik tasarım diğer disiplinlerle çalışmaya çok açık bir disiplin. ‘Dutch Post’ için yaptığımız kurumsal kimlik çalışması buna iyi bir örnek. Logo ve logoda kullanılan grafik elemanları hem posta binasının cephesinde hem de postanenin porselen fincan takımları üzerinde uyguladık. Bu grafik elemanlar Hollanda’da tanınıyor ve posta binasını da tanımlıyor. Grafik tasarım, kurum ile bina ve nesneleri ilişkilendirme konusunda çok güçlü bir araç, binanın ya da nesnenin üzerine isim yazmaktan çok daha güçlü.”

    Ortak tasarımın ortak bir dile sahip olması da kaçınılmazdır. Mimari eserin dilini kurgulayan mimardır. Bu noktada, grafik tasarımcının bu dile uyması, hatta daha doğru ifadeyle bu dilin örülmesine katılması gerekir.

    Dil, üzerinde epeyce konuşulması gereken geniş bir konudur. Bu genişliği daraltmamasını dileyerek, John D. Berry’nin Kamusal Mekanda Okunaklılık (Yazılar, Ekim 2008, Sayı: 73, Çev. Aslı Martan) başlıklı yazısından bir paragrafa göz atmak yararlı olacak: “Antik Roma harfleri birer rastlantı eseri olarak yaratılmamışlardı. Roma İmparatorluğu’nun yürüttüğü marka çalışmasının bir parçasıydılar. Romalılar şehirler kurdular, gittikleri her yerde anıtsal binalar inşa ettiler ve böylece fethettikleri topraklar üzerine kendi kimliklerini damgalamış oldular. Bu kimliğin bir parçasını Latin dili ve bu dili vücuda getiren etkileyici kitabeler oluşturmaktaydı. Bu kitabeler bütün şehirlerde forumların ve kamusal mekânların üzerinde tüm heybetleriyle yükselirlerdi. Bugün bir kamu binasının (ya da kamu binası görünümünde olmaya çalışan özel bir binanın) üstüne klasik kitabe harflerinin taklitlerini koyduğumuzda, onlardan bu ‘marka dilini’ ödünç almış oluyoruz.”

    Ülkemizdeki kamu binaları ve kamusal mekanlarla grafik tasarım ilişkisini hiç irdelemeyelim bile! Çünkü öncelikle tartışılması gereken şey, kamu binaları ve kamusal mekanların bizzat mimari varlıkları... Hatta “İş, bu mimari yozlaşmanın grafik tasarımla ilişkisine mi kaldı?” diye soranlar bile olacaktır.
    http://selimtuncer.blogspot.com/2009/02/tasarm-el-birligiyle-yuceltilebilir.html

    3.Görsel kimlik tasarlamanın kahredici streslerinden biri şudur; kategorinin teamüllerine sadık kalarak özgün ve farklı olmayı başarabilmek... Eliniz kolunuz zincirlerle bağlıyken enfes fırça darbeleriyle muhteşem tablonuzu tamamlayabilmelisiniz. Yani yaratacağınız görsel kimlik bir yandan “Ben bir havayolu markasıyım, köfteci zinciri değilim.” derken, bir yandan da “Gördüğünüz gibi diğer havayolu markalarının hepsinden farklıyım.” mesajı verebilmelidir. Bu ilkeyi, margarinden gazoza, bankadan market zincirine, bilgisayardan cep telefonuna kadar her kategoriye uygulayabilirsiniz/uygulamalısınız.

    4.Ülkemizde amblem-logo, marka kimliği (brand identity), kurum kimliği (corporate identity), ambalaj tasarımı (package design) ve diğer konularında yeterli ve arzu edilen evsafta arzın olmadığı söylenir. Bu doğrudur. Ancak, arzın gelişmemesinin sorumlusu da talep noksanlığıdır. Hatta mevcut talebe göre arz fazlasının olduğunu bile söyleyebiliriz belki.

    5.Mevcut arzın yeterli olgunluğa ve bilimsel ciddiyete kavuşmadığını da kabul etmeliyiz. Ancak bu da mevcut talebin niteliği ve görgüsüyle ilgili bir durumdur. Meslek hayatımda, dışarıda bu işlere milyon dolarlar veren kalburüstü firmaların, karşılarına Türk firması çıktığında Bayrampaşa’daki bir baharatçıdan daha fazla cimri davrandığını çok gördüm. Arz kendini nasıl geliştirsin ki?

    6.Şunu hemen söylemeliyim ki, grafik dizayn başarısı konusunda İstanbul, dünyanın çeşitli merkezlerinden kesinlikle daha geri değildir. Grafik dizayn arzının iki temel sorunu vardır, biri kendini ispat edeceği bir talep ve pazar derinliği yoktur, diğeri ise grafik tasarımcılarımızın ticari grafik üretirken yabancı pazarlarda üretilmiş örneklerle beslenmeleri ve özellikle pazarlama iletişimi konusundaki eğitimsizlikleridir. Bunu, mevcut koşullarda okullarımızın yapamadığı belli, ama bir okul işlevi görecek kurumların oluşmaması da sorunu derinleştirmektedir. “Hevesli bir matbaacı çırağı” veya Ogilvy’nin ajansındaki “genç çocuklardan biri” ise sadece ironik yaklaşımlardır. İş, son derece ciddidir.
    http://selimtuncer.blogspot.com.tr/2006/07/bonne-pour-lorient.html

    Bir vaka anlatmama daha izin verin. Doksanlı yılların sonu... Uydu telefonu ve uydu takip teknolojileri konusunda faaliyet gösteren, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya’da pazarı olan bir Türk şirketi müşterimiz olmuştu. Şirket, yurt dışına pazarlamak üzere sabit uydu telefonları üretimiyle ilgileniyordu ve bu telefonların endüstriyel tasarımları da Türkiye’de yapılıyordu. Tasarımlar yapılıyor, biz de üzerindeki yazıları, işte o bildiğiniz rakamları falan dizayn ediyorduk. Belki bana inanmakta güçlük çekeceksiniz, ama iki vaka birbirinin neredeyse aynısıydı, yani telefona markanın logosunu yerleştirilecek bir alan düşünülmemişti. Ciddi maliyetleri olan enjeksiyon kalıpları yapılmış, epeyce mesafe alınmış bir iş, gelip grafik tasarımcının bir mucize yaratması beklentisine takılıp kalmıştı.
    http://selimtuncer.blogspot.com.tr/2008/02/mimari-endstriyel-tasarm-basn-sinema-ve.html

    Doğru örnekler ve yapılmaması gereken hatalar:
    http://www.celebritygolfphotos.com/logos/nbc2012/2012_NBCSPORTS_LOGO_GUIDELINES.pdf
    http://www.dccomics.com/galleries/dc-new-brand-identityhttps://youtu.be/tTw4hNcPoWI?t=31
    http://www.logodesignlove.com/brand-identity-style-guides



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 27 Aralık 2015; 1:54:18 >







  • Peki web tasarımcı arayan bu kurumlar verdikleri ilanlarda hangi nitelikte elemanları kadrolarına katmak istiyorlar bir göz atalım.

    Çok iyi derecede Dreamweaver, Photoshop, Fireworks, Flash, AfterEffects, Freehand bilgisi.
    Tercihen 3D programlardan 3DMax v.b. programları kullanıyor olmak.
    ASP, PHP veya .NET bilen.
    HTML, dHTML, CSS, XML, ActionScript , JavaScript bilgisine ve deneyimine sahip.
    İleri derecede HTML bilen ve asp kodlayabilen.
    SQL, MySql, Access konularında deneyime sahip ve uygulama yapabilen.
    Internet portal altyapısı ve yazılımı konusunda deneyimli, Oracle bilen.
    Reklam, poster, katalog, buroşür gibi basılı materyal tasarımı konusunda tecrübeli.
    Advergame tasarımı yapabilen, yaratıcı.
    Esnek çalışma saatleri konusunda problem yaşamayacak.
    Homesite, Notepad ve benzeri uygulamalar ile kod yazabilen .

    Genel olarak bu aralar yayında olan ilanlardan ortak olarak toparlanan başlıklar bunlar, bu 11 maddeden en az 6 yada 7 maddenin bu ilanlarda birarada istenenen özellikler olduğu dikkate alınırsa, gerçektende web ajansları aslında yaratıcı birer arayüz tasarımcısından ziyade, bir İsviçre Çakısı’na sahip olmak istedikleri açık.Ya da düşük bir ihtimalde olsa gerçekten ne istediklerini bilmiyorlar yada bu ilanlarda “O firma öyle vermiş bizde böyle verelim” zihniyeti hakim..

    http://www.hasanyalcin.com/web-tasarimcisinin-kariyerinde-yeni-donem-all-in-one/

    Web yazılım üzerinde deneyimli PHP,ASP dillerinin herhangi birinde uzman tasarım yeteğine sahip büro içi personeli şeklinde ilan veren firma ise bir medya ajansı? Çay demleyebilen maddesini eklemeyi unutmuşlar sanırım?

    Bir yayın kuruluşu olayı toptan çözmüş;

    Corel, Photoshop, İndesign gibi tasarım programlarına hakim
    Web sitesi tasarımı, kurulumu, güncellemesi, içerik yönetimi yapabilecek
    Tercihen E-ticaret konusunda donanımlı

    Bu kadar bilgiye eksiksiz sahip olan biri kendi girişimini çoktan kurmuştur bile herhalde ? Web tasarım uzmanı olup, e-ticaret konusunda bilgi sahibi, site kurulumu ve içerik yönetimi de yapacak. Yani diğer maddeler bir yana editörlük veya içerik geliştirme kendi başına zaten bambaşka bir uzmanlık dalı…

    İşin kötüsü gezindiğim ilanlarda PHP uzmanları, frontend geliştiriciler ve benzeri ilanlar içinde aynı maddelerden bir çoğu geçerliydi. İyi bir PHP yazılımcısının çok iyi derecede grafik bilgisine sahip olması gerekliliği yakında yazacağım yazının asıl konusunu oluşturuyor aslında: Kendini Tasarımcı Sanan Yazılımcılar

    http://www.hasanyalcin.com/is-ilanlarindaki-tutarsizliklar/

    Emin olun ki profesyonel işletmelerin yöneticileri gerizekâlı falan değildir; eğer on farklı kişinin işini, aynı sürat ve kalitede yapabilecek birini bulabilselerdi muhakkak istihdam ederlerdi. Yani şu zırcahil işverenlerin tüm beklentilerine, “vasat bir kalitede” cevap verebilen bir eleman bulunacak olsa bile, hem işleri tek başına kotarmaya 7/24 çalışsa bile asla yetişemeyecek, hem de bedavacılar ve üçkağıtçılar panayırı olan bu memlekette hak ettiği ücreti verebilecek bir işyerini asla bulamayacaktır. Tabii bunun yanında, üç beş ay oyalanıp da dikiş tutturamayınca derhal başka bir sahaya atlayan, “birçok şey hakkında pek de bir şey bilmediği halde”, kendi kendine yakıştırdığı etiketlerin ardı arkası kesilmeyen ve müşterileri haksız/anlamsız beklentiler içine sokarak kafalamaya çalışan kerameti kendinden menkul düzenbazların ciddiye alınacak bir tarafları elbette yoktur.

    Birçok farklı işte uzmanlaşabilmek eşyanın tabiatına aykırıdır ve imkânsızdır. Bu yüzden bir grafik tasarımcı; mesleğiyle alâkası olmayan işlerle cebelleşmeye, onbeş tane farklı yazılımı öğrenmeye çalışmaya veya yüz tane imajı dekupe etmek gibi angaryaları yüklenmeye asla mecbur değildir. Böyle birbirinden farklı işçilikler için operatör ve ara elemanlardan yardım alınmalı veya istihdam edilmelidir. Yeri gelir, bir logo veya kaligrafik çalışmanın taşa işlenmesi bile gerekebilir (Bkz: Mezar taşlarındaki tipografik problemler!). Bu durumda, tasarımcının çekici ve keskiyi alıp taşın başına geçmesi beklenemez ya!

    http://www.ieuanreeslettering.co.uk

     Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak ve Disiplinler Arası İşbirliğine dair.


     Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak ve Disiplinler Arası İşbirliğine dair.


    Uzun lafın kısası; bu işler ekip işidir:
    https://www.facebook.com/seagullsfly/photos/a.295008610569512.63464.148543478549360/380629672007405/?type=1&theater




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 22 Nisan 2016; 14:02:57 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: okuryazarcizer

    Tabii bunun yanında, üç beş ay oyalanıp da dikiş tutturamayınca derhal başka bir sahaya atlayan, “birçok şey hakkında pek de bir şey bilmediği halde”, kendi kendine yakıştırdığı etiketlerin ardı arkası kesilmeyen ve müşterileri haksız/anlamsız beklentiler içine sokarak kafalamaya çalışan kerameti kendinden menkul düzenbazların ciddiye alınacak bir tarafları elbette yoktur.

    Yok, söz kâr etmez...

    İlla bir sürü "kerameti kendinden menkûl düzenbaz", logo tasarımı niyetine bunları,

     Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak ve Disiplinler Arası İşbirliğine dair.


     Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak ve Disiplinler Arası İşbirliğine dair.


    illüstrasyon niyetine bunları,

     Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak ve Disiplinler Arası İşbirliğine dair.


     Kurumsal Kimlik Kılavuzuna Uymak ve Disiplinler Arası İşbirliğine dair.


    animasyon niyetine de bunları





    kakalayacak, ancak o zaman "haaa, on parmağında on marifetliler meğer bunlar mıymışşş!.." diyecekler,

    tabii gram görme yetenekleri varsa...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 19 Ocak 2015; 21:08:09 >




  • http://www.vkv.org.tr/uploads/basingorselleri/kockurumsalkimlik.pdf



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 24 Kasım 2015; 15:39:31 >
  • http://i-amonline.com/case-study/post-office/




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi okuryazarcizer -- 20 Eylül 2016; 3:56:53 >
  • ...




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.