Şimdi Ara

kurnaz avukat....Fıkralar (eklemeli...) (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
109
Cevap
1
Favori
4.060
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • DAH DUH



    ADAMIN BIRI BARA GIRMIS , MASAYA ÇIKARAK BAGIRMIS ; “ EY AHALI BEN ADAMIN CINSEL ORGANINI DAH DEYINCE KALDIRIR , DUH DEYINCE INDIRIRIM “. HERKES GÜLMÜS AMA ADAM IDDIALI , 18 YASINDA BIR ÇOCUK BULMUSLAR , ADAM DAH DEMIS ÇOCUGUN ALETI DIMDIK , DUH DEMIS HEMEN INIVERMIS . BU GENÇTIR HER ZAMAN ORGANI KALKABILIR DIYEREK 80 YASINDA BIR DEDEYI ILERI ITMISLER HADI SIKIYORSA BUNU KALDIR DEMISLER . ADAM DAH DEMIS , DEDENIN ALET DIMDIK , DEDE HISIMLA SILAHINI ÇEKEREK BAGIRMIS ; “ DUH DIYENI YAKARIIIIIM LAAAAAAAAAN “


  • quote:

    Orjinalden alıntı: çerez

    DAH DUH



    ADAMIN BIRI BARA GIRMIS , MASAYA ÇIKARAK BAGIRMIS ; “ EY AHALI BEN ADAMIN CINSEL ORGANINI DAH DEYINCE KALDIRIR , DUH DEYINCE INDIRIRIM “. HERKES GÜLMÜS AMA ADAM IDDIALI , 18 YASINDA BIR ÇOCUK BULMUSLAR , ADAM DAH DEMIS ÇOCUGUN ALETI DIMDIK , DUH DEMIS HEMEN INIVERMIS . BU GENÇTIR HER ZAMAN ORGANI KALKABILIR DIYEREK 80 YASINDA BIR DEDEYI ILERI ITMISLER HADI SIKIYORSA BUNU KALDIR DEMISLER . ADAM DAH DEMIS , DEDENIN ALET DIMDIK , DEDE HISIMLA SILAHINI ÇEKEREK BAGIRMIS ; “ DUH DIYENI YAKARIIIIIM LAAAAAAAAAN “




    Hojam güzel fıkra da duhu dede dedi zaten. Niye tek o adamı vurmuyor. Bu fırkada mantık hatası var




  • Evli bir çift cadılar partisine davetliydi.Dışarıya çıkmak için hazırlanırlarken kadının migreni tuttu, evde kalmak zorundaydı.Kocasına, partiye yalnız gitmesini, onun eğlencesini bozmak istemediğini söyledi.Biraz tartıştıktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti kadın da birkaç aspirin alıp yattı.

    Biraz uyuduktan sonra kendini daha iyi hissederek uyandı ve partiye giderek kocasına sürpriz yapmaya karar verdi. Tam hazırlanırken "acaba ben yanında değilken kocam neler yapıyor" diye düşündü ve kocasının kendisini tanımaması için değişik bir kostüm giyerek partiye gitti.

    Oraya vardığında bir kenarda onu izlemeye başladı. Kocası arka arkaya değişik kızlarla ve onlarla çok yakınlaşarak dansediyordu, nereye kadar gidebileceğini görmeye karar verdi.Kocasına yaklaştı ,Onunla çok samimi bir şekilde dansetmeye başladı,kulağına dışarıya çıkabileceklerini fısıldadı.

    Arabalardan birine girerek seviştiler ve gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan kadın eve gitti, kocasının dönüşünü beklemeye başladı. Adam sabaha karşı 01.00 sularında döndü ve doğru yatağa gitti. Kadin : "Parti nasıldı kocacığım" diye sordu, Adam da: "Sensiz hiç eğlenemedim tatlım" diye yanıtladı. Kadın, "inanmıyorum" diye cevapladı, "Bahse girerim çok eğlenmişsindir" Adam "Gerçekten hayatım. Partiye gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık, alt kata inip bütün gece poker oynadık. Fakat kostümümü ödünç verdiğim o Allah'ın cezası herif bir eğlenmiş, bir eğlenmiş, anlata anlata bitiremedi....




  • İyileşmez
    Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken
    "Kolumun ağrısından ölüyorum" diye arkadaşına dert yanmış,
    "Doktora gitsem iyi olacak".
    Arkadaşı da "Yahu ne lüzum var" demiş, "İlerde köşedeki
    marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç dolara
    bir jeton alıyorsun kasadan, atıyorsun, yanında getirdigin idrar örneğini
    açılan kapaktan içeri veriyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için
    yapman gerekenleri öğreniyorsun",
    "Gördüğün gibi ucuz ve çabuk" diye eklemiş.
    Adam hemen bir kaba idrarini doldurup arkadaşının dediğini
    yapmış ve bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:
    "Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Teniselbo oluşmuş.
    Sıcak suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra
    düzelecektir"
    Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın
    dediğini uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu
    akıllı cihazı nasıl aldatılabileceğini düşünmeye başlamış.
    Ertesi gün olunca bir miktar çesme suyuna köpeğinden alınmış bir
    kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettigi karısının ve
    kızının idrar örneklerini eklemiş. Tüm bu karışımın üzerine bir de
    mastürbasyon yapıp doğru cihazin yanına varmış.
    Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan
    yazılı yanıt gelmiş.
    1. Çesme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazi almayı düşünün
    2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp
    köpeğinizi yıkayın.
    3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine yatırın.
    4. Karınız hamile. İkizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun.
    5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz
    iyileşmez.




  • Hişşt!
    Çiftçi tavuklari için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara
    gider. Pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar, diye azgin mi
    azgin bir horoz satar bizim çiftçiye. Adam çiftlige döner ve horozu
    kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gidaklama sesleri, feryat
    figan, çiftçi çok memnundur. Ama horoz cok azgindir, sadece kumesi
    degil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs. Adam
    memnundur ama bir yandan da endiselenir, horoz iki günde ölecek diye.
    Horozu tutmaya çalisir ama nafile. Neyse der eve girer. Ertesi gün
    bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili disarda kümesin önünde
    pestil vaziyette yatiyor ve hatta tepesinde bir akbaba
    uçusuyor.
    Çiftçi kendi kendine : Ehh iste sana dedim geberecen diye,
    seklinde söylenir.
    Horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kisik
    sesle homurdanir;
    -Hissst! Akbabayi kaçirican sus!




  • 8 Numaralı Kutu
    Doktorun biri yeni bir muayene açmış. Kapıya yazmış...
    "Vizite ücreti 100 Dolar. İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz..."
    Vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor...
    Her gelen hasta iyileşip gidiyor...
    Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş...
    Uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış...

    "Doktor! Ağzımın tadı hiç yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum..."
    Doktor... Adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş:"
    Hemşire hanım! Sekiz numaralı kutuyu getirin"
    Hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş...
    "Ama Bu bok!!!!!"

    Doktor sakin, "Evet! İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.."
    Adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde gitmiş...
    Aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun...

    "Doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... Herşeyi unutuyorum...!"
    Doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "Kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş.

    Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, o kutuda bok var!"...
    Doktor, "Doğru! Bakın, hafızanız da yerine geldi!...."

    Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı...
    Kurmuş da kurmuş intikam planlarını... Birkaç ay sonra.."
    Doktor! Ben de iktidarsızlık başladı... Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum..."

    Doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "Hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla,
    "S.kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış..

    Doktor gayet sakin, "Geçmiş olsun! Artık yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!"




  • Unutmayacağız
    İki komşu kadın hafta sonu kocaları olmadan yemeğe çıkmışlar.
    Yemekten sonra bara falan derken sabaha doğru iyice sarhoş eve yürümeye
    başlamışlar. İyice sıkıştıklarını farketmişler ama etrafta tuvalet falan
    bulamamışlar, mezarlığın yanından geçerken biri "hadi şurda yapalım kimse
    görmeden" demiş, başka çare de yok, korka korka girip bir kenarda işlerini
    bitirmişler. Temizlenmek için birşey bulamadıklarından biri kilotunu çıkarıp
    kullanmış, diğeri eve böyle dönemem diye oradaki
    çelenklerden düşmüş bir bandı alıp kullanmış. Sabah kocalardan biri uyanıp
    karısını donsuz olarak sızmış görünce telefona sarılıp öbürünü aramış
    - yau biz fena boynuzlandık galiba. karım eve sabaha karşı ve donsuz olarak
    dönmüş...
    - sen gene iyisin , bizimkinin kıçına "seni asla unutmayacağız" diye bir de
    kart yapıştırmışlar..




  • Düşünce Tarzı

    Sınıfta öğretmen sormuş: Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır? Çocuk cevaplamış: Hiç kalmaz örtmenim. "Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, "siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar..." Öğretmen şaşırmış ve " Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim." demiş. Sonra çocuk, "Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum: Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir? " Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş, "Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk, "Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir ama düşünce tarzınızı beğendim." Demiş.




  • Tekrar!

    18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler. Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider. Sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir. Anne çıldırmıştır, bağırır çağırır ve “bunu yapan hangi domuz, bilmek istiyorum” der. Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir Ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı bi adam iner ve kapıdan içeri girer. Anne baba ve kızla beraber otururlar. Herif, “kızınız durumu anlattı” der , “kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem”, “ancak tüm sorumluluğu üzerime alıyorum.” “Eğer bir kız çocuğu doğarsa annesine bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir banka hesabı, eğer bir erkek çocuk olursa birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap, eğer ikiz doğarsa her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim”, der.

    “Ancak düşük olursa....”

    O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın

    Omuzuna koyar ve “o zaman tekrar s......sin evladım” der.




  • Mantıklı olmak gerek

    İki rahibe varmış, biri matematikçi, biri mantıklı... Bunlar bir akşam karanlıkta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe, mantıklı olanına dönerek, “yaklaşık 20 dakikadır bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklaşıyor şu anda aradaki mesafe 50 metre” der. Bunun üzerine mantıklı rahibe bunun tek mantıklı açıklaması olabileceğini ve adamın kendilerine tecavüz edeceğini ve daha hızlı yürümeleri gerektiğini belirtir. Rahibeler daha hızlı yürümeye başlarlar. 2 dakika sonra matematikçi rahibe:

    “Adam da hızlandı ve aradaki mesafeyi kapatıyor, şu anda 30 metre arkamızda... O zaman mantık olarak koşmamız gerekir.”

    Rahibeler koşmaya başlar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe:

    “O da koşuyor ve arayı kapatıyor. Şu anda mesafe 10 metre... O zaman mantık olarak bizi yakalayacak. Birimiz sağa, diğerimiz sola saparak kiliseye ulaşmaya çalışalım. En az birimiz kurtulur.”

    Ve matematikçi sağa doğru, mantıklı sola doğru koşmaya başlar. Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulaşır ve telaş içinde beklemeye başlar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantıklı rahibe gelir.

    “Matematikçi sorar; Ne oldu ne yaptın?”

    “Adam beni takip etti. Artık mesafe üç-beş adıma kadar azalmıştı, mantık olarak daha fazla koşmanın anlamı yoktu...”

    “Eeee?”

    “Mantık olarak ben durdum, adam da durdu.”

    “Sonra...”

    “Mantık olarak ben eteğimi kaldırdım, o da pantolonunu indirdi.”

    “Peki daha sonra?”

    “Daha sonra ne olacak. Eteğini kaldırmış bir rahibe, pantolonunu indirmiş bir

    adamdan DAHA HIZLI KOŞAR!”




  • İngiliz Alman ve Temel
    Bir İngiliz, bir Alman bir de Temel sahilde güneşleniyorlarmış. Alman birden ayağa kalkmış, deniz kenarına gitmiş, şortunu indirip aletini denize sokmuş. Biraz bekledikten sonra:
    - Mm, suyun sıcaklığı 32 derece Celsius, demiş.
    Diğer ikisi şaşırmışlar. Beş dakika sonra İngiliz ayağa kalkmış, deniz kenarına gitmiş, o da şortunu indirip aletini denize sokmuş. Biraz bekleyip:
    - Daha ayrıntılı konuşmak gerekirse suyun sıcaklığı tam olarak 32,3 derece Celsius, demiş ve gelip yerine oturmuş.
    Temel altta kalır mı? Hemen o da ayağa kalkmış, deniz kenarına gitmiş, şortunu indirip aletini denize sokmuş. Aradan beş dakika geçtikten sonra geri gelip yerine oturmuş. Diğer ikisi sormuşlar:
    - Ee ,sen ne ölçtün?
    - Valla suyun sıcaklığını bilmem de, derinliği 70 cm!
  • Yolunacak Kaz
    Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş. Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş. Padişah, ihtiyarı selamlamış:
    "Selamunaleykum ey pir'i fani..."
    "Aleykumselam ey serdar'i cihan..."

    Padişah sormuş:
    "Altılarda ne yaptın?"
    "Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..."

    Padişah gene sormuş:
    "Geceleri kalkmadın mı?"
    "Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."

    Padişah gülmüş:
    "Bir kaz göndersem yolar mısın?"
    "Hem de ciyaklatmadan..."

    Padişahla başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah başvezire dönmüş:
    "Ne konuştuğumuzu anladın mı?"
    "Hayır padişahım..."

    Padişah sinirlenmiş:
    "Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."

    Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
    "Ne konuştunuz siz padişahla..."

    Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
    "Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."

    Başvezir, yüz altın vermiş.
    "Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu."
    "Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."

    Vezir kafasını kaşımış.
    "Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."

    Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
    "Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."

    Vezir bir soru daha sormuş...
    "Geceleri kalkmadın mı ne demek?"

    Adam bir yüz altın daha almış.

    "Çocukların yok mu diye sordu… Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim..."

    Vezir gene kafasını sallamış.
    "Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek..."

    Adam gülmüş.
    "Onu da sen bul..."




  • Maç tüm heyecanıyla devam etmektedir...
    Hakemin kararlarından memnun olmayan bir seyirci var gücüyle bağırır;
    - Hakeeeem!!! Kızgın demirin soğuk tarafı dötüne girsiiiin...!!!!
    Adamın hemen yanında oturan diğer bir seyirci merakla sorar ;
    - Neden soğuk tarafı? Adam pis pis gülerek yanıtlar ;
    - Kimse tutup çıkaramasın diye......!

  • İki horoz mutfağa girerler. Etrafa meraklı gözlerle bakarlarken tezgahın üzerinde bir yemek kitabı görürler. Kitabın üzerinde : "Yumurta yapmanın 100 yolu" yazmaktadır. Biri digerini dürter ve der ki :
    -Olum bak lan seks kitabı bulduk ala ...



    Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."



    Bir gun kasabaya rus natasalar gelır.Dursun temele derki olm sakın bunlarla bırlıkte olma aıds war onlarda onlardan sana bulasır,senden karına bulasır,karından bana bulasır,benden anana bulasır,anandan butun koye bulasır.



    Ördek bara girer ve barmen'e:
    - Ekmek var mı?
    - Yok!
    - Ekmek var mı?
    - Yok!
    - Ekmek var mı?
    - Yok!!!
    - Ekmek var mı?
    - Yok dedik ya!!!
    - Ekmek var mı?
    - Eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim!
    - Çivi var mı?
    - Yok!
    - Ekmek var mı?



    Hitler savaş sırasında 3 tane esir yakalamış. Bir İngiliz, bir Fransız ve bir Yahudi.
    İngilize "Titanic kaç yılında battı?" diye sormuş. İngiliz "1915" demiş ve serbest kalmış.
    Fransıza "Kaç kişi öldü ?" diye sormuş. Fransızda "1500" demiş ve o da kurtulmuş. Hitler
    yahudiye dönmüş ve "Say len isimlerini !" demiş



    adam doktora gitmiş..
    -benim kalbim atmıyor
    doctor: alla allah atmaması lazım
    adam hemen ordan çıkmış petshop a gitmiş ve atmama sı almış .etesi gün tekrar doktora gitmiş
    -atmaması bitti
    doctor: alla allah bitmemesi lazım



    Temel amerikaya gelir ucaktan iner passaport olayi filan falan
    immigration office alirlar bunu memur sorar :
    -what's your name sir?
    -temel
    -surname?
    -kaya
    -sex?
    temel gayet sakin cevaplar
    - 3 times a week
    memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir...
    - sir you understood me wrong..i mean male? or female?
    temel yine hic beklemeden cevaplar
    - doesn't matter





    adama sormuşlar:

    Doktor mu olmak istersin ib.e mi diye:
    adam hemen tabiiki ib.e diye cevaplamış.digeri atılmıs niye ole diyosun doktorluk şöle iyi böle kutsal diye. adam devam etmiş:

    bilmediğim o kadar seyi kafama sokucağıma,bildiğim tek şeyi g.tüme *ım daha iyi!



    Temel in 3 tane sevgilisi vardir.Biri ögretmen, biri doktor, biri de santralcidir.
    Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadasi sorar "Niye
    ögretmen de digerleri degil?" diye. Temel de ona döner:
    -Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der, santralci de "su an
    mesgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
    tekrarliyalim...




    Adamın biri lokantaya gitmiş, garsona:
    - "Barmen bana bir soda ama içine limon koyma." demiş.
    Garson bi sure sonra geri dönmüş ve:
    - "Kusura bakmayın, limon kalmadı, portakal koymasak olur mu?" diye sormuş



    Karadeniz de gezerken Rize ye ugrayan bir turist :
    - Allah Allah, burada herkesin biyigi var, demis.
    Temel, burnuna dikkat çekerek :
    - Piz önemli ve degerli seylerin altini çizeruz...



    adam doktora gitmiş..
    -benim kalbim atmıyor
    doctor: alla allah atmaması lazım
    adam hemen ordan çıkmış petshop a gitmiş ve atmama sı almış .etesi gün tekrar doktora gitmiş
    -atmaması bitti
    doctor: alla allah bitmemesi lazım






  • Bir bayan tv muhabiri bir ciftci ile deli dana hastaliginin asil sebebini arastirmak uzere roportaja gitti.

    Bayan: "iyi aksamlar bayim, biz burada deli dana hastaliginin sebebi hakkinda bilgi toplamak icin bulunuyoruz.
    Hastaliga neyin sebep olacagina dair bir fikriniz var mi?"

    Ciftci gozlerini muhabire dikip dedi ki; "okuzun inegi her sene bir kere ..........gini biliyor musunuz?"

    Bayan (utanarak) ; "tamam bayim, bu haberin yeni bir parcasi ama bu olayla deli dana hastaligi arasindaki iliski nedir?"

    Ciftci ; "Bayan bilir misiniz biz inegi gunde 4 kere sagariz?"

    Bayan: "bayim, bu kabul edilebilir bir bilgi ama nereye varmak istiyorsunuz?"

    Ciftci ; "suraya varmak istiyorum Bayan!
    Dusunun ki gunde 4 kez meme uclarinizla oynuyorum ve sizi yilda sadece 1 kez ...................yorum! Delirmez misiniz?"
  • FT_Roy muhteşem ötesi ve deha ürünü bir fıkra çok sağol.
    Duygu Asena sabahtan yola çıkmış, bakmış bir erkek çocuk çamurla uğraşıyor çocuk sevgisi namına yanına yaklaşmış:
    -Oğlum ne yapıyorsun
    -Feminist yapıyorum teyze
    Duygu çok mutlu
    - peki nasıl yapıyorsun
    -Şimcik teyze çamurdan kol yapıyorum daha sonra bacaklar gövde derken çubukla şekil veriyorum
    - e peki sonra?
    -Sonrası teyze sıçıyorum üstüne feminist oluyor
    Çok kızan Asena eğitim namına okkalı bir tokat patlatır.Ertesi gün bakar çocuk gene orada bakalım eğitim yaramış mı deye yanına yaklaşır tekrar sorar neyapıyorsun diye gene aynı cevabı verince çocuğu gene tokatlar.
    Bu eğitim süreci böyle birkaç gün sürer.Bir gün gene sorar ne yapıyorsun diye çocuğa
    -Erkek yapıyorum teyze
    İçinden ulan bak veledi eğittim der ve ağzı tavan vurmuş vaziyette sorar
    -Peki nasıl yapıyorsun çocuğum anlat bakayım teyzeye
    _Şimcik teyze çamur gövde üzerine çamurdan kol ve bacaklar ekliyorum çubuk ile şekil veriyorum
    -Sonrada sıçıyorsun değil mi?
    -Yok teyze sıçarsam feminist olur




  • Bir Amerikalı, bir Ingiliz ve bir Iraklı barda oturmuş içki içiyorlarmış. Amerikalı içkisini bitirince bardağı havaya fırlatmış, silahını çıkarıp bardağa ateş edip parçalamış: "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş. Ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve ateş ederek bardağı parçalamış: "Bizim Ingiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş. Bunun üzerine Irakli da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüş: Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı adamlarla iki kere içki içmeyiz" demiş.
  • :) OKULDA NE ÖĞRENDİK
    Bir iktisat seminerinde kahve ve ihtiyac molasi verilmis.
    konferans sirasinda arkadas olan uc uzman birlikte tuvalete
    girerek ihtiyac gidermisler.
    Isini ilk bitiren ellerini yikadiktan sonra makineden
    pespese kurulama kagitlari alip ellerini kurulamis tam 16 tane
    kagit havlu harcamis ve arkadaslarina donmus.
    Ben bilkent mezunuyum, demis, bizim okulda once temizlik
    ogretilir.
    Isini ikinci bitiren tek bir kagit havlu cekmis ellerini o
    tek havluya dikkatle kurulamis.
    Diger iki kisiye donmus ben odtü mezunuyum, demis, bize okulda
    cevreciligi ogrettiler cok kagit harcamak cevreye zararlidir.
    Ucuncu kisi ne ellerini yikamis, ne kagit almis kendisine saskin
    saskin bakan arkadaslarina donmus.
    Ben gazi mezunuyum, demis, bize okulda elimize isemeden
    cis yapmayi ogrettiler...




  • Çok karizmatik ve yakışıklı bir adam yanında bir devekuşuyla bara girmiş, herkes
    şaşkın falan öööle adama bakıyolar, adam bara yanaşmış:
    - "Barmen bana bi viski, onada büyük bi bardak su."
    Barmen talepleri yerine getirmiş, bi tek, iki tek, saatler ilerlemiş, adam:
    - "Hesap lütfen!" demiş.
    Barmen hesap pusulasını uzatmış, adam elini cebine atmış, parayı çıkartmış, tam
    hesapla aynı. Ertesi gece adamımız geri gelmiş, yanında tabii devekuşuda var;
    - "Barmen bana bi viski, onada büyük bi bardak su."
    Barmen istediklerini vermiş, bi tek iki tek, saat geç olmuş, adam hesabı istemiş,
    barmen hesabı göstermiş. Adamımız elini cebine atmış, çıkartmış, tam hesap miktarı.
    Barmen şaşkın ama nafile. Bikaç gece sonra adamımız devekuşuyla beraber geri gelmiş.
    Barmenin içi içini yiyo. Adam:
    - "Bana bi viski, ona da su ver."
    Barmen emre amade, yerine getirmiş, gece ilerlemiş, adamımız hesabı istemiş, barmen
    bol küsüratlı saçmasapan bi miktarı hesap olarak adama vermiş. Adam elini cebine
    atmış, çıkartmış, yine tam hesap. Barmen oynatmak üzere. Dayanamamış:
    - "Beyfendi bi süredir barımıza gelip gidiyorsunuz, kusura bakmayın ama bişey sormak
    istiyorum, yoksa kafayı yiycem. Her gece cebinizden çıkan para hesapla kuruşu
    kuruşuna aynı oluyo. Bunu nasıl başarıyorsunuz?" Adamımız gülümsemiş:
    - "Bi gün karşıma bi cin çıktı, üç dileğimi sordu. İlk olarak; karizmatik ve
    yakışıklı bi tipim olmasını istedim.İkinci dileğimde, ne almak istersem isteyim,
    elimi cebime attığımda parası aynen cebimden çıksın istedim."
    Barmen:
    - "Peki kızmayın ama bu kuş ne iş?"
    Adamımız:
    - "Onu hiç sorma, son dileğim; beni hiç bırakmıycak uzun bacaklı bi piliçti. Yanlış
    anladı şereffsizz.."




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.