Şimdi Ara

Küresel Isınma İçin Evrimleşecek miyiz ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
369
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sa, evrimci değilim fakat günümüzdekj çoğu şeyin evrimle bağdaştırılarak açıklanması beni evrim hakkında düşünmeye itiyor. Acaba küresel ısınmadaki iklim koşullarına dayanabilmek için eveimleşecek miyiz ? Cevaplarınızı bekliyorum...
    Küresel Isınma İçin Evrimleşecek miyiz ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Zaten evrimlesiyoruz. Ingiltere yapilan bir arastirmada sanayi deriminden bu yana insanlarin cok belirgim bir sekilde uzadigi tespit edilmisti. Tabi ben de bir yerde okudum bunu ama suan kaynagi bulamiyorum. Uzamamizin sebebiyse vucut isimizi dengelemek icin daha fazla yuzey alanina ihtiyac duymamiz.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Küresel ısınma diye bir şey yok...
  • @Nemaho

    Katılmıyorum, eğer olmasa bilim insanları buna çözüm bulmak için çırpınmazdı.

    Fakat düşündüğümüz kadar hızlı gelişmiyor olabilir. Ama bu gerçeğin red edilebileceğini göstermez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Göz,kulak ve burun büyür ve daha da esmerleşiriz diye düşünüyorum. Bir evrim olmaz ama adaptasyon olur bence.
  • Yeterince zaman yok. 2-3 kuşakta evrim gözlenmez.



    100.000 yıl sonra? Neden olmasın? Ama o zamana zaten genetik olarak istediğimizi yapacak düzeyde oluruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lews Therin Telamon -- 6 Temmuz 2017; 2:37:6 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    Yeterince zaman yok. 2-3 kuşakta evrim gözlenmez.



    100.000 yıl sonra? Neden olmasın? Ama o zamana zaten genetik olarak istediğimizi yapacak düzeyde oluruz.

    Zeki Müren de bizi televizyondan görebilecek mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    Yeterince zaman yok. 2-3 kuşakta evrim gözlenmez.



    100.000 yıl sonra? Neden olmasın? Ama o zamana zaten genetik olarak istediğimizi yapacak düzeyde oluruz.

    Zeki Müren de bizi televizyondan görebilecek mi?

    Ay ikiye yarılıyor, deniz yarılıyor, millet yedi kuşak dedesini görüyor, kuşların kemikleri birleşiyorken Zeki Müren bizi neden televizyondan görmesin?
  • Evrim asla durmaz, ama akilli bir yonelimi yoktur. Hava isiniyor, ben de onlemimi alayim gibi bir sey yok. Bu tamamen hayatta kalan canlilarin kim olduguna gore belirlenecek fakat insanlar soz konusu oldugunda biyolojik olarak sicaga daha dayanikli insanlar degil muhtemelen daha "zengin" kimseler hayatta kalacagindan sanildigi gibi 45 dereceye adapte olabilen insanlara donusmeyecegiz. Ayrica canlinin kompleksitesi arttikca mutasyonlara duyarliligi azalir, yani her sene yeni grip virusu gorursun ama her sene yeni insan turu gormezsin, cunku insan cok daha sofistike bir canli. Cok daha uzun zaman gecip cok farkli jenerasyonlar aradan gecmeli ki gozle gorulebilir farkliliklar meydana gelsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar!

    Şu konuda bir gerçeği açıklamak istiyorum. Canlılığın ortama adapte olması EVRİME DELİL DEĞİLDİR. Canlı genlerinde çevresel ortamlara adapte olması için zaten gerekli şartlar MEVCUTTUR.

    Şöyle düşünebilirsiniz:

    Örneğin, Nötr değerde olan bir canlı, soğuk ortamda uzun süre kalmak için çabalasa, genlerinde o çabayı destekleyecek -10 noktasına kadar bir destek noktası bulunur. Aynı şeyi sıcak ortam için de düşünün. Bu zaten canlının genlerinde olan bir şeydir ve evrimsel gelişmeler ile eklenmemiştir.

    Zaten evrim, dna'da yeni bilgi oluşturmaz. Bilgi rastgele olaylarla ve mutasyonlar ile oluşmaz. Bilinçli mutasyon kavramı da komik olur.

    Ortamsa şartları referans alarak evrime delil göstermek isteyenler aslında çok rahat bu tuzağa düşebilirler.

    Teşekkürler okuduğunuz için

    Bilmem anlatabildim mi?




  • bentasdemir kullanıcısına yanıt
    Yanılıyorsun adaptasyonlar evrimsel çeşitliliğin dayanağıdır.Canlıların genlerinde ortama adapte olmak için gereken "genler" mevcuttur.Doğru.Peki ya o genleri içermeyenler?Neden içermiyorlar o gerekli "şartları".

    Çünkü bir populasyon içerisindeki bireylerde dahi varyasyonlar mevcuttur.Bu varsayonlar nasıl oluşur?Elbetteki mutasyonlar ile.Bilinçli mutasyon gibi bir kavram uydurup sonra komik diyorsun.Elbette komik.Çünkü olmayan bir şey.Canlılardaki mutasyonların çoğu nötrdür.Etkisi sonradan ortaya çıkar.Ortam şartları ile.

    Lütfen bilginin olmadığı konular hakkında yorum yapma.Komik oluyorsun.
  • AsterixOburix A kullanıcısına yanıt
    Evrimi savunan bireyler arasında daima karşıdaki kişiyi bilgisiz görme gibi bir anlayış var. Öncelikle bu ifadenizden dolayı sizi kınıyorum. Kaldı ki siz de doğa tarihi profesörü değilsiniz.

    Ayrıca mutasyonları çoğu nötr değil, zararlıdır. Bu konuda ABD'li genetik bilgini Hermann Joseph Muller, şu açıklamayı yapmıştır.

    “Mutasyonların yüzde 99’undan fazlası kesin olarak zararlıdır. Tesadüfi olaylardan da ancak böyle olması bek­lenir”
    (H. J. Muller).

    H.J. Müller, Canlı hücrelerin gen ve kromozomlarına gelen X ışınlarının değişimine yol açabileceğini göstermesi ve yapay değişim yaratmayı başarmasıyla 1946 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü almıştır.

    Gelelim "neden içermiyorlar o gerekli şartları" kısmına:

    Örnek vermek gerekirse mikro anlamda 2.8 milyar yıllık geçmişi ile en eski bakterilerden olan ve günümüzde de varlığını evrimleşmeden sürdüren Cyanobacteria'lar, bu 2.8 milyar yıllık süre içerisinde her türlü şartta bulunmasına rağmen sahip olduğu genetik bilgiye yeni bilgi eklenmemiştir. Farklı ortamlarda farklı adaptasyon koşullarını genetik bilgisindeki genişleme koruyan bu bakteri neden evrimsel bir ilerleme sağlamamıştır?

    Berkeley'de yer alan Cyanobacteria Fosili

    Yine Berkeley'de yer alan hakkında kısa bilgi

    Kentrilyonlarca yılda geçse bile genetik bilgi oluşumunda mutlaka bir bilinç gereklidir. Kentrilyonlarca sene boyunca genetik bilgideki kompleks yapıyı düşünürsek ve buna bir benzetme yaparsak, 100 bin veya 1 milyon yapboz parçasını yukardan aşağı döküp yapbozun tamamlanmasını düşünmek bile gayet gülünç bir durumdur.

    Bilgi, sadece herşeyi en güzel bir biçimde inşaa eden Allah'a aittir.




  • H. J. Muller çalışmalarını yürüttüğü sıralar genetikte Natural Kuram ortaya atılmamıştı.Bugün Motoo Kimura'nın ortaya attığı Natural Kuram'a göre canlılardaki mutasyonların büyük kısmı nötral mutasyonlardır.

    Nötral mutasyonlar canlının üremesine veya normal yaşayışına etki etmeyen mutasyonlardır.DNA'nın protein kodlamayan bölgelerinde gerçekleşen bu sesiz mutasyonlar etkilerini ortam şartları değiştiğinde gösterirler.Bunun bir örneğini HIV virüsüne dirençli insanlarda görebiliriz.HIV virüsü insanlarda enfekte olduğu hücrelerin reseptörlerine bağlanır.Ama bazı insan topluluklarında görülen bu mutasyon sayesinde virüs bu reseptöre bağlanamaz.Çünkü HIV virüsünün insanlara etkisinden önce gerçekleşen bu mutasyon insanları bu virüse karşı dirençli kılmıştır.

    Sürekli geçmişte yaşamış bilim adamlarının yazılarından bir kısım alıp bilgi kirliliği yaratıyorsunuz.Bilim sürekli kendini yeniler.Muller o sözleri söylediği vakit genetik bilimi emekleme çağındaydı.Bugün kabul edilen pek çok kuramda gelecekte değişecek.Ama bugün Nötral Kuram geçerliliğini korur.

    Verdiğiniz canlı siyanobakterilerdir.Bugün binlerce türleri olan ve milyarlarca yıl önce ökaryotik hücreler ile simbiyotik yaşam oluşturarak kloroplastlara evrilen siyanobakteriler.(Endosimbiyoz Teorisi).Bugün yaşamını devam ettiriyor diye evrimleşmediğini mi sanıyorsun?Yaşayan binlerce siyanobakteri türüne söyle bunu.Bir çoğunu midene indiriyorsun.Verdiğin siteye dahi doğru düzgün bakmamışsın çünkü "The cyanobacteria have also been tremendously important in shaping the course of evolution and ecological change throughout earth's history. The oxygen atmosphere that we depend on was generated by numerous cyanobacteria photosynthesizing during the Archaean and Proterozoic Era. Before that time, the atmosphere had a very different chemistry, unsuitable for life as we know it today." yazısını görseydin veya hiç değilse translate ile çevirseydin yazmaktan vazgeçerdin herhalde.

    Genetik bilginde bir ilahi müdahaleye gerek kalmadan her saniye hata oluyor.Bu hataların bir kısmı düzeltilirken bir kısmı gözden kaçıyor.İşte bu gözden kaçan kısımlar canlılardaki varyasyonu sağlıyor.

    Madem bilimsel argümanlar sunuyorsun konuşmalarında bilimsel olsun.Burada Allah'ın varlığını değil senin söylediğin saçma bir görüşü konuşuyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AsterixOburix -- 12 Temmuz 2017; 20:17:44 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: AsterixOburix

    Yanılıyorsun adaptasyonlar evrimsel çeşitliliğin dayanağıdır.Canlıların genlerinde ortama adapte olmak için gereken "genler" mevcuttur.Doğru.Peki ya o genleri içermeyenler?Neden içermiyorlar o gerekli "şartları".

    Çünkü bir populasyon içerisindeki bireylerde dahi varyasyonlar mevcuttur.Bu varsayonlar nasıl oluşur?Elbetteki mutasyonlar ile.Bilinçli mutasyon gibi bir kavram uydurup sonra komik diyorsun.Elbette komik.Çünkü olmayan bir şey.Canlılardaki mutasyonların çoğu nötrdür.Etkisi sonradan ortaya çıkar.Ortam şartları ile.

    Lütfen bilginin olmadığı konular hakkında yorum yapma.Komik oluyorsun.

    Şimdi benim elimde, 10 yıllık, 1 GB boyutunda bir harddisk var. İçine 500 tane mp3 şarkı atmışım, ama 10 yıldır harddiski takıp kullanmamışım. Dosyalar harddisk 1'ler ve 0'lar olarak kaydedilir. Uzun çizgi 1,kısa çizgi 0 demektir. Bu da 1 bit'e karşılık gelir. 8 bit bir byte, 8 bin byte 1 kilobyte'a, 8 milyon bit 1 megabyte'a, 8 milyar bit 1 gigabyte'a denk gelir. İnsan Dna'sının bit'i de 4'lüktür. Adenin, timin, guanin , sitozin'den oluşur. Bilgisayar biti 2 farklı değer alırken, Dna biti 4 farklı değer alır ve 3 milyar bazdan oluşur. Harddisk te 1'ler ve 0'lar bir araya gelerek, 1.5 megabyte'lık mp3 şarkısını meydana getirir. Bunlardan 500 tanesini barındırır. İnsan Dna'sı da, göz kulak, burun, kan hücresi, hücre zarı, hücre organelleri gibi birçok canlılık bilgisini barındırır.



    Şimdi ben 10 yıldır kullanmadığım harddiski bilgisayarıma takıyorum ve bir de bakıyorum içinde geçen sene Mtv ödülü almış şarkı çıkıyo. Allah Allah diyorum, bu şarkı buraya nasıl gelmiş, hem de diğer şarkılarda hiçbir bozukluk yok, ama ekstradan yeni bir şarkı oluşmuş. Sen diyorsun ki, harddiskin içindeki 1'ler ve 0'lar, hiçkimsenin müdahalesi olmadan, tamamen kendiliğinden değişmiş ve yeni şarkı oluşturmuş.



    Evrimciler soruyoruz göz nasıl oluştu, en popüler evrim misyoneri Neil De Grease Tyson ne diyecek acaba diye belgeselini açıyorum, adam diyor ki suda yüzen solucanın kafasında iki tane çukur oluştu, sonra göze dönüştü. Yahu kardeşim, Dna'daki bu kadar harften hiçbirine bişey olmayacak, gidecek gözü oluşturacak harfler değişecek, kol, bacak, kulak, burnunun Kodlarına bişey olmayacak, ama ortaya gözün kodları çıkacak.



    Ulan harddisk'teki o kadar şarkıya hiçbişey olmamış, hiçbir tanesinin harfine bile dokunulmamış, ama ortaya yeni bir şarkı çıkmış. Siz kimi kandırıyorsunuz kardeşim. Ne biçim bir palavradır bu? Mutasyonlar nötrmüş. Sen git onu benim külahıma anlat. Senin Dna'daki tek bir harfin değişirse, hemoglobin proteinin in harfine denk gelirse, senin kanın hücrelerine oksijen taşıyamaz ve ölürsün. İşte bu yüzden Dna mutasyona karşı korumalı tasarlanmıştır. Eğer arıza yaparsa, kanser olursun, başka bişey değil.



    Evrim, inançsız insanları kandırmak için uydurulmuş kocaman bir palavradır. Öyle mutasyon gidecek, senin 3 milyar harften oluşan Dna kodunda faydalı hiçbir Koda dokunmayacak, seni süpermen yapacak yeni kodlar ekleyecek. Böyle bir masala inanmak, akıl alır iş değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • kingman29 K kullanıcısına yanıt
    Bu dediklerin harddisk bitleri crossing over yapsa, mutasyona ugrasa ve iki harddisk mitoz ve mayoz bolunmelerle yeni harddiskler olustursa, harddiskteki bazi bilgiler hic bir zaman gorunemese ( gene expression ) , bazilarindaki bilgiler degisse de yeni harddisklere aktarilmasa, bazilari degisince aktarilsa, tum harddisklerin benzer bir hayatta kalma amaci guttugu ve en zayif olanlarinin yok oldugu bir secilim mekanizmasindan gectigi bir ortamda var olmasi durumunda anlamli olurdu. Su haliyle hic harddiskimde yeni sarki olusmuyor, o halde evrim yok gibi abidik bir arguman gibi duruyor.
    Ayrica yillardir anti evrim argumani sunuyorsun, bir turlu kümülatif seçilimi oğretemedik sana.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • kingman29 K kullanıcısına yanıt
    Evrim karşıtlarınında yanılgısı bu işte. Canlıda gözün oluşumunu anlık bir olay olarak görüp mutasyon oldu şak göz oluştu olarak algılıyorsunuz. Oysaki bu tarihsel bir süreç.



    Bir genin birden fazla ifadesi olabilir. Ekstremitelerin oluşumunu hox genleri kontrol eder. Bu genlerdeki bir mutasyon canlının kafasından bacak çıkmasına yol açabilir. Yani vücudun diğer kısımlarını etkilemezken hedef kısmını etkiler.



    Mutasyonların letal olanları zaten canlıyı eler. Yaralı olanları ise çok nadir görülür. Büyük çoğunluğu nötrdür ve etkisini zamanla gösterir.



    Dna daki her kod protein kodlamaz. Protein kodlamayan bu intron bölgelerdeki mutasyonlar genlerin işleyişinden sorumludur. Etkileri vardır ama sessizdir. Bunu anlamak çokta zor değil.

    Evrimi yalnız mutasyon üzerinden konuşmakta yanlış. Bugün canlılığın bu çeşitliliğini evrim teorisinden daha iyi açıklayan bir teori gösterin de tamam diyeyim. Neden bir canlının binlerce türü var? Madem canlılar ayrı ayrı yaratıldı(ki bu hristiyan görüşdür) bir canlı ın bir tane türü olurdu. Yani öyle ya bir akrep türü olurdu ama iki bin civarı akrep türü var. Neden?

    Doğadaki hep güzellikleri örnek verirsiniz. Neden çiftleştikten sonra erkeğini yiyen örümcekler örnek verilmez? Hayvanlardaki kanibaizmi nasıl açıklayacaksınız? Yer katmanlarımdaki fosillerin dünyanın her yerinde balık-amfibi-sürüngen-kuş ve memeli şeklinde çıkmasını nasıl açıklayacaksınız? Bunlar ancak evrimsel biyoloji ile açıklanır. Hatta öyle ki bugün yeni sınıflandırmaya göre kuş sınıfı yani aves sürüngenler içerisine alınmıştır. Genetik bulgular ve fosiller kuşların sürüngenlerinsoyundan geldiğini ve timsahlar ile yakın akraba olduğunu söyler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AsterixOburix -- 13 Temmuz 2017; 3:29:40 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.