Kıbrısta Üniversite Okumak (4. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: bismarckcht

2009 dan beri değişen birşey yok hatta daha da kötü. ama illakide kıbrısta okuyacam dersen yakın doğu üniversitesini yazmada nereyi yazarsan yaz. yakın doğuda doğulu öğrenci şiddeti her yıl dahada büyümektedir. zaten artık türk öğrenciler bu okulu yazmadığı için doğulular doldurmaya başladı bu okulu fazlaca.. doğululardan dayak yersin adamlar güvenlikleri bile rüşvete bağlamış okul güvenliği ben görmedim der yediğin dayaklan kalırsın. :D okulda ayyıldızlı birşey giyemezsin. hele atatürk le alakalı bir dövmen falan varsa hiç gelme bu okula :D gözümün önünde dövdüler çocuğu çocuk okulu bıraktı.. okul rektörü zaten kürtlerin yanında. ha adamlar seni döver içeri girer ama 2 gün sonra serbest kalır polislede rüşvet olayları var. çete başlarıyla rektör hergün kahve içer.. :D okulda atatürk büstü bile yok yani sen anla. yani kısacası yakın doğu hariç nereyi istersen yaz. ha bizede inanmazsan (ydu kavga) yaz google a artık yine inanmazsan geçmiş olsun sana insan görmeden inanmazmış derler. :D ha çok çok çok paran varsada bazı çete liderlerine okulda para yedirirsin öyle rahat okursun.. :D

quote:

Orijinalden alıntı: StopDream

Birader bu terör olayları sadece Yakın Doğu'da var. O zaman Türkiye'ninde mimli okulları var diye Türkiye'deki bütün üniversiteleride bir mi tutacağız? Evet, Yakın Doğu olaylı bir okul ama onun haricinde hiçbir Kıbrıs üniversitesinde böyle olaylar gözlemlenmemektedir.

quote:

Orijinalden alıntı: ustun08

lefke güzel yer arkadaşım var okuyan yanına gitmiştim ziyarete. sessiz sakin tam okul okunacak yer ve ayrıca yeşillik. adamlar ders çıkışı direk denize gidebiliyorlardı. diğer okullarda öyle terör olayları flan yok sadece yakın doğu ünisinde olan bişey bu. yakın doğu yüzünden bence diğer okullarda bir tutulmamalıdır. tamam yakın doğuda terör olayları oluyor ama diğer okullarda böyle bir problem söz konusu değil.

quote:

Orijinalden alıntı: ustun08

ortak arkadaşlar eve aylık 850 tl veriolarmış.. ama lk yıl yurtta kalsın diolar. kafasına göre adam bulsun ikinci yıl eve çıksın dediler. okulda hem okulun yurdu hemde KYK(devlet yurdu) mevcutmuş. okulun yurdu ise yıllık 7.000 tl imiş ama içinde yemekte varmış bunun 3 öğün hemde.. :D

quote:

Orijinalden alıntı: Never_Down

quote: Orijinalden alıntı: kanke Adaya okumaya gitmeye karar vermeden önce internette bayağı bir araştırma yaptım. Forumlarda yazan yazıları okuduktan sonra ilk başlarda biraz karamsar yaklaşsam da denemekte fayda var diye düşündüm ve tercihlerime Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk’u yazdım. Şu an burada okumaktayım. Geldiğim ilk zamanlarda beklentimi karşılamadığından dolayı pişmanlık duysam da aslında bunun tek sebebinin benden, ailemdem uzakta kalmamdan ve hayallerimde fakülteyi aslında Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan bir yer olarak hayal etmemden kaynaklandığını farkettim. Bu engelleri bir-iki ay gibi kısa bir sürede atlattığım için kendimi şimdi daha mutlu ve en azından pişmanlık duymayan biri olarak gördüğümü söyleyebilirim... Daha önce bir ada ülkesine gittiyseniz ve bu İngiltere ise ya da en azında Heybeliada, Gökçeada vs. bir yere gittiyseniz karşılaşacağınız manzarada büyük farklılıklar olacak. Adada yeşillik, ot, ağaç vb. İle çok az karşılaşacaksınız.Sorunun türü kişiden kişiye değişir tabi; ama ben burayı İngiltere gibi zannettiğimden daha uçaktayken yaşadığım ilk hayal kırıklığıydı. Neyse ki DAÜ Kampüsünde birkaç palmiye dikmişler, küçük çam korulukları bile var... Lefkoşa’da beni karşılayan DAÜ öğrencileri bana 533 ile başlayan Kıbrıs hattı verdiler. Bu hat ile sakın Türkiye’yi arayayım demeyin hem size hem de karşı tarafa yüklü bir fatura girecektir. Tabi bu hattı Kıbrıs içinde Genç Kafalılar arasında kullanırsanız Türkiye’den daha avantajlı olacağı kesin, kontör ucuz. Türkiye’yi internet üzerinden arayın... Teknolojik ürünler, akıllı telefon, bilgisayar vs. genel itibari ile Türkiye’den pahalı; ama öğrenciye özel kampanyalara denk gelirseniz Türkiye’den daha ucuza denk gelir en az 200-300 lira kar edersiniz... Kimlik kartıyla giriş yapma olanağı 1-2 haftalık tatil içinse bir avantaj; fakat okumada karşınıza muhaceret problemi olarak çıkacaktır. İlk girişte 90 gün izin veriliyor öğrenci olduğunuz için daha sonrasında oturmak, çalışmak ya da ehliyet isterseniz muhaceret gerekiyor, 140 liralık bir masrafı var; pulu, kaymakamlığı, öğrenci işleri, postanesi arası mekik dokumak zorunda kalacağanız bir eziyet kısacası... Onun için okulunuz muhaceret işlemlerini yapacağanı duyurursa sakın kaçırmayın. Eğer almazsanız farkedilmediğiniz sürece bir şey olmaz; ama farkedilirseniz para cezasından adaya girişinizin yasaklanmasına kadar yolu var, tercih sizin... Hangi mevsimde olursanız olun yakıcı güneşi, sıcağı canınızı çok sıkacak ve ilk başlarda sık sık hasta olacaksınız. Kışın kar yağmaz; ama yağmur yağdı mı yarım saatte canınızı okur... Ya soğuktur ya da çok sıcak; ılık bir havası olmaz ve aniden değişir... Yağmurlu bir günde aynı anda 10-15 tane yıldırımın düştüğünü görebileceğiniz bir yerdir. Alışmak zorunda kalacağınız sivrisineklerse cabası; bu sinekler hayatınızda görebileceğiniz en yapışkan sineklerdir. Kovduğunuzda kolay kolay gitmez; giderse saniyeler içinde döner, işaretlemiş gibi yine aynı yere konarlar... Birçok yerde de Türklerden nefret eden Kıbrıslılarla karşılaşacağınızı bilin. Adalarında mutlu, mesut yaşarlarken Mersin’den, Hatay’dan gelen Türklerin yanlarında kavgayı, hırsızlığı, huzursuzluğu da getirdiklerini iddia ederler. Turistik yerleri gezerken başınızda bir Kıbrıslı rehber varsa mutlaka Türk işgali altında kaldıkları dönemde hiçbir ilerlemenin olmadığını, diğer bir yanda Rum bölgelerinin gelişip ilerlediğini, İngilizlerin geldiği (!) dönemin Kıbrıslılar için bir şans olduğunu söylerler. Ne kadar acı olsa da bunların gerçek olması ve bunu bütün Türkiyelilere yıkmaları bir başka hayal kırıklığı... Onun haricinde herhangi bir Kıbrıslının, fazla ayrıntıya girmediğiniz sürece, ne dediğini anlayabilirsiniz.Bu büyük bir avantaj; dilinize kısa bir süre sonra Kıbrıs ağzının yapışması ise dezavantaj... Sigara ve alkol severliğiniz varsa bu sizin için bir şans; çünkü Türkiye’ye göre ucuzlar... Sigarada fazla farkedilmese de alkolde bu farkı rahatlıkla görebilirsiniz. Diğer şeylerin fiyatı birçok yerde biraz fazla; fakat ucuz marketler bulursanız fark kapanıyor. Bu marketleri ise ne yazık ki çok az yerde bulabiliyorsunuz. Kıbrıs’ta da BİM gibi bir yerler bekliyorsanız benim için olduğu gibi sizin için de bir hayal kırıklığı olacaktır. Onun haricinde Kampüs dışında veya içinde yemek yemek isterseniz. Gazimağusa öğrenci şehri olduğundan fiyatlar öğrenci bütçesine göre düzenlenmiş, Türkiye ile aynı fiyatta; fakat Kıbrıs’ta diğer yerlere göre ucuz kalıyor tabi... Bunun yanısıra malesef birçok arkadaşımın kendini gitmek zorunda hissettikleri ve bu sebepten paralarından da eğitim hayatlarından da oldukları mekanlar da mevcut. Her köşe başında bir Casino(kumarhane), Bet Club(binevi iddia bayi) ve Night Club(genelev) mevcut. Buraların ucuzluğu ve meşruluğu birçok öğrencinin gözünü boyuyor ve farkına varmadan bağımlısı oluyorlar. Buralar aslında illegal... Mesela Night Clublar eğlence merkezi olarak görülüyor ve devletten de striptiz gösterisi için izin alıyorlar; ancak buraya kadar her şey normal gözükse de yukarısındaki odalarda saati 50 ile 200 lira arasında değişen fiyatlarla fuhuş yapılıyor. İşin bu kısmı yasal değil; ancak hazır olun ada ekonomisi seks turizmi ve deniz turizmine bağlı olduğundan devlet bunlara göz yumuyor ve hatta her Perşembe günleri devlet hastanesinde cinsel yolla bulaşan hastalıklar için fahişeleri kontrolden geçiriliyorlar. Her ne kadar meclislerinden bunları kapatmak istediklerini dile getirseler, bununla ilgili yasa tasarısını da her daim görüşseler de bir polisle fuhuş pazarlığı yapmanız gayet normal... Girne, Lefkoşa, Gazimağusa, Güzelyurt hariç adaya bir köy havası hakim. Genelinde pek bir şey yok; ancak hariç tuttuğum şehirlerde en azından bir ilçe havası hakim... Sakın İstanbul, Ankara gibi büyük şehir beklemeyin; çünkü yok. Adada balık yemek isterseniz başkent Lefkoşa dahil pek çok yerinde yiyemezsiniz(!). Girne ve Gazimağusa da tek tük bulabileceğiniz restorantlarda da ancak şoklanmış balık yiyebilirsiniz; ama bence Girne’de balığın tadı ne kadar şoklanmış bile olsa güzeldi... Gelelim DAÜ Kampüsüne... Benim gibi hem ucuza konaklarım hem de günde 3 öğün yemeğim olur derseniz fiyat olarak en uygun tercih paket program olur; ama ve lakin sabah 5 ile 11 arası akan sıcak ve çamurlu suda yıkanırsınız, odalar haftada bir kere, yerler ( görünen kısım) silinmek kaydı ile temizlenir. Toza alerjiniz varsa vay halinize ( Temizlikçi teyzelerle iyi geçinin)... Ayrıca oda içinde börtü böcekle çok samimi temaslarda bulunacağınızı belirtmek isterim. Hele bir de koridorunuzda bir hayvan evladı bulunuyorsa sabunluğunuzu kırar, tuvaletin kenarları ve hatta kapağının arkasına dahi işer, sifona asılmaktan kırar, sifonu çekilemeyen tuvalete tuvaletini yaparak tıkanmasına neden olur. Şimdi burada söyleyemeyeceğim aktivitelerle tuvalet ve banyonuzu kullanmaktan sizi soğutur. Yurt görevlilerine sorunlarınızı ilettiğinizde ise bir sonraki dönemin başlangıcına kadar bayağı geniş bir süre içerisinde sorunlarınız çözülmüş olur. Genelde ‘’Kim yaptı?’’ sorusuna verecek cevabınız yoksa onun cevabını bulana kadar size istemeyeceğiniz kadar süre tanırlar (!). Bu sorun yurtların ilk katında, kapıdan girildiğinde ilk sağda-soldaki koridorlarda yani kimin tuvaletini yapmaya çalıştığının belli olmadığı koridorlarda kalan 6(tek kişilik odalarda 3-4 kişi kalmaya çalışan Azeriler varsa bu sayı artacaktır...) kişinin sorunudur. Okul yurtlarının en güzel tarafı diğer yurtlarda bulamayacağınız bedava ve sınırsız ( sadece torrenti, steami kullanamazsınız )internettir. Paranız varsa özel yurtlardan birinde tek kişilik odaya geçersiniz, internet için para ödersiniz ama en azından insan gibi yaşarsınız... Gelelim Table D’Hote da size sağlanan günde 3 öğün yemeğe... Sabah kahvaltısı 07:30’dan 10:30’a kadardır ve önünüze göremeyeceğiniz, çatalla almakta zorluk çekeceğiniz kadar ince salam ve kaşarın haricinde 5 tane zeytin, yanına bir de reçel verirler. İmamın abdest suyu gibi çay ise bedavadır; ancak doymazsınız, önerim ekmeğe abanın... Öğle yemeği 11:30-14:30, akşam yemeği 17:30-20:30 arasıdır. Genelde ne idüğü belirsiz çorbalar, farklı kombinasyonlarla yapılmış kıyma yemeklerini hergün yersiniz; daha doğrusu yiyemezsiniz, yemek istemezsiniz. Merak etmeyin arada sırada çok güzel yemeklerin çıktığı da oluyor. İlla da yemem diye tutturursanız alternatiflerini bulma konusunda zorluk yaşamazsınız. Fiyatları da uygun, 7 ile 16 lira arasında içeceği, patatesi, salatası dahil karnınızı doyuracak her şeyi bulursunuz. Yurtta kalacağınız için yanınızda bir de oda arkadaşı (seçtiğiniz yurda göre oda arkadaşı sayısı üçe de çıkabilir...) olacağını unutmayın. Genelde kızların tabiri caizse azgınlığından dolayı odaya girme ihtiyacı hissetmeyen biri de olabilir ya da erkek tayfa ile ya maçta ya da yurt önünde anlamsız esprilere ani tepkilerle çatlayacak kadar gülenlerden biri de olabilir ya da kulaklığın icadından haberi yoktur bilgisayarını öyle kullanmaya çalışanlardan biri olabilir. Cemaatçi birini bulursanız kesinlikle kaçırmayın hem sessizdirler hem de beş vakit namaz kıldıklarından odayı temiz tutarlar hem de odadan çok nadiren çıktıklarından hırsızlığa karşı odada daima biri olmuş olur; ama merak etmeyin hırsızlık çok nadir olur onu da zenciler yaptığından ( utanmaları yoktur) göstere göstere yaparlar en azından kimin yaptığını bilirsiniz... Okula İngilizce öğrenirim diye gelenler ilk sene büyük hayal kırıklığı yaşayabilirler. Gelen Nijeryalıların, İranlıların, Kırgızların, Azerilerin (muhteşem dörtlü okulun hatta adanın her yerinde karşınıza çıkarlar) çoğu ‘’What is your name?’’ sorusunun anlamını bile bilmeden gelirler; bir-iki sene sonra tabi size bağlı olarak -artık kaç sene sonra öğrenirsiniz bilemem ama- illaki İngilizce öğrenirsiniz merak etmeyin... Benim bölümüm Türkçe ama ben de yabancı dil olarak Kürt çoğunluğundan dolayı Kürtçe öğreniyorum. Türkçe olan bölümlerden çoğu Şanlıurfalı olmak üzere Türkiye’nin doğu kesiminden gelen Kürtlerden oluştuğundan farklı bir ülkede olduğunuzun farkına varamayacaksınız; ama merak etmeyin Türkiye’deki gibi siyaset çekişmeleri burada kimsenin umrunda değil; o yüzden AKP imiş, CHP imiş, BDP imiş kimsenin umrunda değil... Buraya kadar saydıklarımla içiniz kararmış, Kıbrıs’a gelmemek için yeterli sebep toplamış olabilirsiniz ve hatta birçok kişi üstte okuduklarından dolayı okumaya buraya kadar bile devam etmemiş olabilirler; ama eğitim ve sosyal imkanlar olarak Kıbrıs’taki üniversitelere denk (en azından DAÜ) üniversite sayısı Türkiye’de bir elin beş parmağını bile geçmez. Fakültelerde ders veren hocalar sizin puanını tutturamadığınız ve tutturmayı hayal bile edemeyeceğiniz üniversitelerde de derslere giriyorlar ve hergün uçakla gelip burada ders veriyorlar. Bunlara ‘’Uçan Hocalar’’ denir ve Türkiye’nin en iyi özel-devlet okullarından seçme olarak buraya gelirler. Mesela ben İstanbul Hukuku, Ankara Hukuku tutturamadığım için geldiğim DAÜ Hukukta bütün hocalarım ya İstanbul Hukuktan ya Ankara Hukuktan ya da Marmara Hukuktan ayrıca arada sırada Galatasaray Hukuktan, Koç Hukuktan konferans vermeye gelen hocalar da oluyor. Bunların ÖSYM Kılavuzundaki sıralamalarına bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Yani Türkiye’de bu kadar kaliteli eğitim alamazsınız; bir diğer yandan Ankara’da olduğu gibi bir amfiye 800 kişi sığmaya çalışmanız gibi bir şey yok ( hukuk için söylüyorum ), bir dönem 180 kişi alıyor, ileriki dönemlerde kalanlarla birlikte 30 kişi bile derse girebiliyorsunuz. Sosyal imkanları olarak da Türkiye’de birçok üniversite Kıbrıs’taki üniversitelerin uzağından yakınından hiçbir şekilde geçemez. DAÜ’den bahsetmek gerekirse bu yazı gereğinden fazla uzar; ama şu kadarını söyleyebilirim, canınız burada asla sıkılmaz ve mutlaka yapacak bir şeyler bulursunuz. Neticede burası bir ada en azından canınız sıkıldı mı kendinizi akdenizin tuzlu da olsa sıcacık suyuna bırakıverirsiniz. Bu kadar temiz, doğa harikası plajları, denizi dünyada nadir yerlerde bulabilirsiniz. Ayrıca burada yapılan etkinliklerin, konferansların bir kısmı sertifikalıdır; ileride işinize mutlaka yarayacaktır... Kıbrıs’ta ev kiraları yerine göre çok ucuz da, çok pahalı da olabilir. Seneliği 6000 liraya Gazimağusa içinde, Gülseren Kışlası’na yakın( kantini Allah için çok ucuz...), dayalı döşeli 2+1 ev; 150 liralık alışveriş sizi 2 hafta idare eder. Kafa dengi birini bulup eve çıkmak, sorumluluklarını göğüsleyebilecek bir insansanız paket programdan sonraki en mantıklı konaklama yöntemi... Araba, benzin de ucuz; trafiğin Türkiye’dekinin tersine akmasını dert etmezseniz hiçbir zorluk çekmezsiniz. Ulaşım çok mu kötü niye araba tavsiye ediyor diye sorabilirsiniz. Burada İtimat denen firma sizi Gazimağusa’dan Lefkoşa’ya 7 liraya, Girne’ye 10 liraya; Lefkoşa’dan Girne’ye 5 liraya götüreceklerdir. Gazimağusa’da şehir içi nereye giderseniz gidin taksiler sabit fiyat 7 lira alacaklardır; ama çoğu taksici Suriçi’ni ve DAÜ’nün yüzme tesislerini şehir dışı saydıklarından 10 liraya götüreceklerdir. Kazıklandığınızı düşünmemeniz için aslında 15 lira olduğunu ama öğrenci olduğunuz için taksimetreyi açmadıklarını , indirim yaptıklarını da söyleyeceklerdir. Ayrıca DAÜ’nün belirli saatlerde çıkardığı otobüsler ise bedavadır. Üniversite içinden Lefkoşa Havalimanına kadar veya Maraş’a kadar ücretsiz götürürler. Fakültenize, yurdunuza, şehir içine bedava gitmeniz güzel bir şey olsa da önemli olan otobüsün saatini tutturup binebilmenizdir. Ben şu ana kadar yakalayamadım, duyduğuma göre yakalayanlar varmış... Zaten yurda yerleştiyseniz fakülteniz yürüme mesafesindedir, ben yürüyemem taksi ile giderim derseniz okul içi 5 liraya götürürler. Zaten adanın bir ucundan diğer ucuna en fazla 1.5-2 saatte gidilir. Onun için bir arabanız olması sizin için büyük bir avantaj olacaktır özellikle alışveriş bakımından... Kıbrıs’a geldiğiniz zaman neyi kastettiğimi anlayacaksınız ama ben yine de anlatmaya çalışayım. Kıbrıs’ta neyi nereden alacağınızı bilmezseniz Türkiye’deki fiyatların abartısız en az iki katını her ne alacaksanız alın (içki, sigara hariç) ödeyeceğinizden şüpheniz olmasın... Ucuz yerler genelde şehirlerin dışında olur ve oralara otobüs ya da minibüs bulamazsınız, ancak taksi tutarsınız; onda da fırsatçı taksicilere size 30 - 50 lira takmak için bir fırsat vermiş olursunuz. 7 liraya gidebileceğiniz Lefkoşa’ya, içine girmemenize rağmen 80 lira bile isteyebilirler. Araba bir lüks ihtiyaç olsa da zorunlu ihtiyaç olduğunu hissedeceğiniz çok yer ve zaman olacaktır. Kıbrıs-Türkiye arası ulaşım da çok ucuzdur. Tabi son 1-2 hafta kala bilet almaya alışık bir millet olduğumuz için 300-400 liraya uçak bileti alırız; ama üniversitelerin akademik takvimleri bellidir. Bu takvime göre 3-4 ay önceden bilet alırsanız karlı çıkarsınız. İstanbul Sabiha Gökçen-Lefkoşa Ercan arası Pegasus ile 61 liraya gidip geldim. Kampanyaları kaçırmamanızı tavsiye ederim; şu aralar Adana, Mersin, Şanlıurfa’ya 29 liralık biletler bulmanız (Haziran ayı için aktarmalı da olsa) mümkün...Bunun haricinde Onur Air, Atlas Jet, THY Kıbrıs’a sefer düzenlemektedir; ama genellikle en ucuz Pegasus, daha sonra Onur Air’dir. Vapurla giderim, memleketim yakın derseniz öğrenci 50 lira; Gazimağusa-Mersin 12 saatte, Girne-Mersin ya da Taşucu 2.5 saatte, Girne-Antalya da var ama ne kadar sürede gittiğini bilmiyorum. Yolcu feribotu ya da ekspres olmasına göre de değişiyor, günde tek sefer, saatleri değişebilir; fiyat sabittir... Karşınıza çıkacak sorunlara Kıbrıs’a geldiğiniz zaman mutlaka bir çözüm bulacaksınız; ama çözüm bulamayacağınız tek sorun Türkiye’deki insanların Kıbrıs’a bakış açısıdır. Burada kaç sene kalırsanız kalın okuduğunuz sürece karşılaşacağınız küçümseme çabalarını aşıp aşmamak size kalmış. ÖSYS sonuçları açıklandığında Doğu Akdeniz’i kazandığımı söylediğimde ‘’Yazık ! Türkiye’de hiç mi bir yer kazanamadın?’’ diye soruyorlardı, size de mutlaka soracaklardır ki bunu bana soran birçok arkadaşımın tercihine yardımcı olmuş bir rehberlik hocasıydı. ‘’Neyse, en azından parayı basıp yata yata diploma alacaksın vallahi...’’ diye kendinden emin söylemlere girişebilecek cesareti gösterebilmeleri de cabası... Tam burslu gelen birisi olarak Türkiye’de gerçekten hiçbir şey kazanamamış insanları sadece para veriyorlar diye benimle aynı sıraya oturtmaları ilk başlarda aşağılayıcı bir şey olsa da her şey sizde bitiyor. Netice de üniversite derslerinde size kimya, fizik, matematik sorulmuyor (hukuk için)... Sizin yarı puanınızı alamamış birisinin vizelerde, finallerde sizden daha yüksek bir puan alması bile mümkün... Gerçekten hiçbir baltaya sap olamayacak tiplerle de karşılaşacaksınız ve işte onlarda yukarıda bahsettiğim durum geçerli olmayacaktır; çünkü onlar zaten 1-2 dönem sonra altta ders bırakacak ya da sınıfta kalarak sizle aynı sıraya oturmayacaklardır. Ayrıca öyle yatarak diploma almak gibi bir şey de yok. ‘’Özel okuldur neticede, para almak için sınıfta bırakırlar...’’ denir; ama yalandır. Türkiye’de özel ya da devlet üniversitelerinde yaz okuluna para ödemeniz için sizi kasıtlı bırakan hocalarla karşılaşırsınız; ama DAÜ’de böyle bir şey mümkün değil. Bu okul öğrenciye 9 sayfa anlatıp sınavda 27 sayfadan sorumlu tuttuğu için hocaya soruşturma açılmış bir okuldur. 4 profesör de öğrencilerin şikayeti üzerine gönderilmiştir. DAÜ, rektörün karşısına çıkıp profesörünüzü şikayet edebileceğiniz bir okuldur ve bu imkanı size her üniversite tanımaz. Dersinize adam akıllı çalışıp sınavlarınızı verdiğiniz zaman 4 senelik okulu 3.5 senede de bitirebilirsiniz ya da burada çok görebileceğiniz o yüzden olumsuz şeyler düşünmeye başlayacağınız 4 senelik okulda 7. Senesinde ve hala ilk sınıfın dersini vermeye çalışıyor da olabilirsiniz. Emin olun ki bu durumun tek sebebi ders dışında ilgisini çekebilecek bir sürü şey olduğundan kendini bunlara kaptırmış olmasıdır ve bunu ailesine böyle anlatamadığından çuvaldızı başkalarına batırmaya çalışmasıdır. Eğer ki siz buraya okumaya gelmiyorsanız; sigaraya, alkole, kumara, karıya, kıza, eğlenceye düşkünlüğünüz varsa ya da ayıracak bayağı vaktiniz varsa ( yani farkında olmadan düşkünleşmişseniz) Kıbrıs sizin için çok pahalıdır, yaşanacak bir yer değildir ve bunu yaşanacak bir yer yapmak için biraz daha paraya ihtiyacınız vardır. Aileden demagoji yöntemi ile para isteme metodudur bunların hepsi... Kendinizi idare etmek için 300-500 lira yeter de artarken siz White House’a, aman aids kapmayayım diye gider saatine 200 lira öderseniz; düzenli aralıklarla sigara-alkol alırsanız, daha dün 50 bastım 200 kazandım diye kendinize güvenerek 50 50 kumarda para batırmaya başladıysanız sizi değil 1000 lira 2000 lira zor kurtarır. İnanın şu kadarını da söyleyebilirim, ucuza yaşamak bir yetenektir... Nedense ben ayda 500 liraya krallar gibi yaşarken ve hatta para biriktirebilirken benim oda arkadaşım yani paket ücrete benimle aynı fiyatı ödeyen arkadaşım 1000 lira ile zor geçiniyor... Kıbrıs’a geldiğiniz zaman bu durumda birçok kişi göreceksiniz. Forumlara okula gelmek zorunlu mu diye yazanlara da söyleyeyim, formaliteden de olsa gelmek zorunlu 70 saati geçerse devamsızlığınız sınıf tekrarı yaparsınız; ama çoğu bölümde yoklama gibi bir şey olmadığı için büyük bir kesim gelmiyor derse... Daha sonra kırtasiyelerden gidip o dersle ilgili jet copy’leri alıyorlar. Bu kişiler de okulu bitirir; ama ancak kendini sınava 1 hafta kala odaya kapatır sabahlara kadar çalışır ise ancak geçer not alabilir ki o da ona yeter zaten. Hukukta okuduğum için ondan bahsedebilirim ki hoca derste 2-3 olay örneği verir, o örneğin aynısını kişileri ve gidişatı değiştirerek sınavda sorar. Derslere kaçırmadan gelip not tutan adamın sınıfta kalması gibi bir şey söz konusu değil yani; ama eğer dersten sonra tuttuğu notları okumak kaydıyla... Günde yarım saat-bir saat ayırmaya vakit bulamazsanız bu iş olmaz. 4 senelik okulda 4. Senesinde 4. Sınıfta adam da gösterebilirim size, 2002 kayıtlı 7 sene aynı dersi almış yıl olmuş 2012 hala dersi verememiş hoca zor soruyor diye rektörlüğe dayanan adam da gösterebilirim. Ama gerçekten kendi hariç diğer herkesin o dersi geçmiş olmasını hesaba katıyor mu bu kişi diye merak etmiyor değilim. Ada, eğitim adası olma yönünde büyük adımlar atıyor; öğrenciye müşteri gözüyle bakılması çoğu zaman sizin lehinize bir durum aksi de mümkün ama benim için bu zamana kadar bir problem çıkmadı... Hukuk açısından Kıbrıs’ın sistemi farklı olsa da Ankara Üniversitesi’nin müfredatı aynen uygulandığından tamamen Türk Hukuk Sistemi ve diplomanız Türkiye’de de geçerli; diğer bölümlerde, mühendislikte alacağınız diploma uluslararası geçerlilikte... Yok asker çocuğu, yok öğretmen çocuğu, yok sporcu derken mutlaka bir bursla gelirsiniz burssuz fiyatlar da o kadar ucuk değil Türkiye’deki özel okullarla eşdeğer ya da kimi bölümler daha ucuz; DAÜ’nün sitesinden fiyatlara bakabilirsiniz... Yazım uzun olduğu için kusura bakmayın, buraya kadar okuma zahmeti içine girdiğiniz için teşekkür ederim. Tercihlerinizde yardımcı olabildiysem ne mutlu bana; ama şunu da belirtmeliyim ki ben Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin Hukuk Bölümünde okuyorum. Ada hakkında da bilgiye yer versemde genellikle DAÜ ve Gazimağusa hakkında bahsettim. Diğer şehirlerdeki Yakın Doğu, ODTÜ, Uluslararası Kıbrıs, Lefke Avrupa, Girne Amerikan Üniversitesi’ndeki durum farklı olabilir. Bu durumu da dikkate almanızı tavsiye ederim. Kıbrıs ve DAÜ hakkında sormak istediğiniz bir şey varsa yazın cevaplamaya çalışırım.

Öncelikle merhaba. Yazdıklarınızı baştan sona okudum ve kafamdaki bir çok soruya cevap vermişsiniz zaten. bilgilendirme için size teşekkür ederim..Ben geçen sene sınava girmiştim. Puanımın iyi olmasına rağmen hukuk bölümünü kazanamadım. Şimdi tekrar hazırlanıyorum. Kıbrısta okumak istiyorum. Araştırma yaptım ama size bi küçük sorum olucak. Diyelim ilk sene paralı okuyorum. İlk sene derslerim iyi olursa ikinci sene burs alabilir miyim? Şimdiden teşekkür ederim...