Şimdi Ara

Kamu Yönetimi 3. ve 4. Sınıf ders notları (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
105
Cevap
12
Favori
85.958
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • 5
    Osmanlı Mirası: 19.yy İdeolojilerin Ortaya Çıkışı: Osmanl› ‹mparatorlu¤unun son döneminde ortaya ç›kan fikir ak›mlar› tarihsel ve co¤rafi koşullar›n ürünüdür. ortak noktalar›n›n ‹mparatorlu¤u içinde bulundu¤u durumdan kurtarmak ve görkemli günlerdeki durumuna getirmek için bir reçete sunmak oldu¤unu görürüz. Ortak ideal, Osmanl› birli¤ini korumakt›r.
    ‹deoloji
    1-Toplumsal gerçekliği açıklamak için neden-sonuç ilişkisi kurarlar
    2-Bir düşünce dizgesinden beslenir ve onunda ötesine geçerek, bir siyasal duruş, pozisyon, eylem plan›, hatta yol haritas› çizer
    3-İnançlar norm ve değerler dizgesidir
    4-Belirli dünya görüşünü yansıtırlar.
    Milliyetçilik: 19.yydan itibaren dünyada dalgalar hâlinde yay›lan bir ideoloji olarak Osmanl› Devletinin siyasetini etkilemiştir. ideolojisi Emperyal gelenekteki Teba Hükümdar ikili¤ini sarsm›şt›r. milliyetçilik dalgalar›yla imparatorluk vatanseverli¤i kavram› ortaya ç›km›ş dağılma döneminde az›nl›klar›n ba¤›ms›zl›k faaliyetlerine tepki olarak gelişmiştir. Bu tepki çeşitli ideolojilerde kendini aç›kça göstermektedir.
    Osmanl›c›l›k: milliyetçilik ideolojisiyle baş etmek ve imparatorluk vatanseverli¤inin sonucu olarak topraklar›n bütünlü¤ünü korumak ve da¤›lmas›n› önlemek için do¤muştur. amac› Osmanl› s›n›rlar› içinde yaflayan bütün milletleri dil, din, ›rk fark› gözetmeksizin ayn› hak ve yetkilere sahip k›larak birlik ve bütünlü¤ü sa¤lamakt›r. I.Meşrutiyet döneminde etkili olmuştur. halklar›n yaşad›klar› toprak üzerinde egemenlik kurmas›, vatandaşl›k haklar›, ulusal kimlik ve halklar›n kendi kaderlerini tayin hakk› gibi kavramlarla dünyay› etkilemifltir.
    Panislamizm: Osmanl› birli¤ini korumak için dini merkeze koyan bir ideoloji üretmifl, Panislamizm, Müslüman liderlerinin en çok tuttuklar› görüfl olmufltur.
    Türkçülük: Türkçülük ak›m› millî birlik düflüncesini dil ve kültür ba¤lam›nda ele alm›şt›r. 04te Osmanl›c›l›k ve ‹slamc›l›k ak›mlar›na karş› Türkçülü¤ü savunan Akçuran›n, Üç Tarzı Siyaset adl› kitap盤›, Türklük merkezli somut bir siyasi bütünlük projesi çizmiştir. 08de Türk diye an›lan bütün kavimlerin geçmişteki ve günümüzdeki durum, etkinlik ve eserlerini ö¤renmek ve ö¤retmek amac›yla ‹stanbulda Türk Derne¤i kurulmuştur. Gökalp, Akçuradan farkl› olarak Turan fikrini ideal veya ülkü anlam›nda kültürel ve siyasi ifade olarak kullan›r.
    Turanc›l›k: 12de kurulan Türk Oca¤›, Türkçü ve Turanc› hareketin a¤›rl›k noktas›d›r. 12-30 y›llar› aras›nda bu örgüt, Türkiyenin en etkili siyasi/ideolojik düşünce merkezi olarak hizmet vermiştir. ‹ttihat ve Terakki hareketinin ideolo¤u olan Gökalp, Turanc› düşüncenin sözcüsü olmuş, Gökalpin yan› s›ra, hikâyeci Seyfettinde Turan fikrinin popüler söylemde yer etmesine destek olmuştur. TBMM 20den itibaren Turanc› ak›ma karş› tav›r alm›şt›r. Gökalp 23te Türkçülü¤ün Esaslar› adl› eserinde Turanc›l›¤› uzak ideal/mefkûre ilan ederek, Türkiye devletinin kuruluşunu esas alan yeni bir milliyetçilik tan›m› getirmitir. Ahmet A¤ao¤lu, Halide Edip ve Akçura, 22-23te çeşitli şekillerde Turanc›l›k ideolojisini terk ettiklerini beyan etmişlerdir. 30larda yeniden güçlenen Türkçü-Turanc› düşüncenin radikal sözcüsü Hüseyin Nihal Ats›zdı. 30lardan sonra Ats›z, Orhun, Bozkurt, Kopuz adl› dergiler yayımlanmıştı.
    Cumhuriyet Dönemi: Resmi ideolojinin inşası: Osmanl› Türkçülü¤ünden cumhuriyete giden süreç; Millî Mücadele, Kurtulufl Savafl› ve cumhuriyetin ilan› aflamalar›ndan geçerken ulusal s›n›r kavram›n›n ortaya ç›k›fl›yla, “ulusal egemenli¤e” do¤ru ilerlemifltir.
    Kemalizm(30): Mustafa Kemalin temelini att›¤› bir ideolojik yaklaş›md›r, amac› ba¤›ms›z bir ulusal devlet ve yeni bir siyasi rejim kurmakt›r. Nutuktaki Milliyetçilik(CHPnin 2.Oku) kültürel ve mekânsal milliyetçiliktir, yani mevcut s›n›rlar içinde millî aidiyeti tan›mlar; fetihçi ve yay›lmac› de¤ildir. Kemalizm, bu yönü ile toplumun büyük bölümü taraf›ndan paylaş›lan, ulusal modernleflme ve ulus devleti idealize eden bir ideolojidir. Nutukta Laiklik(CHPnin 5.Oku), siyasal anlamda, toplumsal anlamda ve kültürel anlamda tan›mlam›şt›r; Kemalizm Türkiyede ad› aç›kça konan ideoloji olmuştur.
    Kemalist ideoloji: CHP ile özdeflleflen Cumhuriyetçilik, Halkç›l›k, Devletçilik, Milliyetçilik, ‹nk›lapç›l›k/Devrimcilik ve Laiklik ilkeleriyle kendini tan›mlam›flt›r. Cumhuriyet ile birlikte Osmanl› Devleti’nin dinsel meflruiyetinin yerini “laik”lik alm›flt›r. Bu pozisyon devrimcilik ilkesiyle tutarl›l›k içindedir Türkiye Cumhuriyeti Kemalist ideolojiyle beraber Osmanl› kurumsal yap›s›ndan(saltanat, hilafet, geleneksel meflruiyet) ve çok parçal›/çeflitli bünyeden kopmufl ve tek parça bir ulus kimli¤ine geçifl iradesi göstermifltir. Kemalizm sosyal ve siyasi alanda bir reform hareketine yol açm›flt›r.
    1. Hükümdar otoritesi üzerine kurulu meflruiyet anlay›fl› yerine, kanun ve yasalara ba¤l› meflruiyet anlay›fl›
    2. Ümmet toplumundan bir ulus devletine geçifl
    3. Teba/Halk-Kral/Sultan ikili¤inden oluflan siyaset yerine ulusun egemenlik kurdu¤u bir siyasal alan infla etmek
    4. Dünyay› analiz ederken dinî yaklafl›mdan, pozitif (olgusal) anlay›fla geçmek.
    Anadoluculuk: ilimcilik, kalk›nmac›l›k, ahlakç›l›k, maneviyatç›l›k ve felsefi anlamda Türk hümanizmas›n› gerçekleştirecek bir ideoloji ve toplumsal harekettir. milliyetçilik savunulmaktad›r. ‹lk Anadoluculuk hareketi 23-25 aras›nda Yinanç ve onun ç›kard›¤› Anadolu dergisi etraf›nda oluşmuştur.
    1-Mavi Anadoluculuk(40-50):Bat›l›laşma asl›nda öze dönmek demektir çünkü Bat› medeniyetinin kayna¤›da Bat› Anadoludaki ve Orta Asyadaki kültürdür. Eyübo¤lu, Halikarnas , Anday, Erhat gibi isimlerden oluşan Mavi Anadolucular için başta Antik Felsefenin do¤du¤u ‹yonya olmak üzere Anadolu tüm medeniyetlerin beşi¤idir ve tüm medeniyetler buradan do¤muş ve yükselmiştir. kimlik inşas›nda ‹slami ögelere de¤il, Anadolu sembollerine a¤›rl›k vermişlerdir.
    2-İslamc› Anadoluculuk(39): Hareket dergisi(39-49) etraf›nda geliflen fikirlere Ulaş, Topçu öncülük etmiştir.





    3-Türkçü(etnik) Anadoluculuk: Anadolu dünyaya de¤il öze ve yerel olana aç›lan bir kap›dır. Arıka göre milliyetçilik idealinin a¤›rl›k merkezi vatan kavram›dır ve oluşturanlar Türk ve Türkmen kütlesidir. memleketin dil, nüfus, toprak, s›n›r, siyaset, e¤itim, ekonomi ve sa¤l›k gibi devlet çal›şmalar›n›n belkemi¤ini meydana getirir. 2000li y›llarda sol ideolojiye daha yak›n tan›mlanan, kendini sa¤ milliyetçilikten ay›rt eden Ulusalc›l›k ak›m› ortaya ç›km›şt›r. Atatürkün öngördü¤ü tam ba¤›ms›zl›k, millî sanayinin gelişmesi, d›şa ba¤›ml›l›ktan kurtulma gibi hedefler terk edilmiş, devletin temel kuruluş ilkelerinden sap›lm›şt›r ve millî ç›karlar korunmamaktad›r. Ulusalc›l›k toplumsal kimliklerin birlikteli¤ini simgeleyen mozaike karş› ç›kmas› MHP söylemine yaklaş›r, tek devlet, tek bayrak ve tek dil fikrini desteklemesiyle Kemalist ideoloji ile örtüşür. laikliğin, sosyal hukuk devletini savunmas› ve ba¤›ms›zl›ktan yana olmas›yla sol söylemlede yak›nlaşmaktad›r.
    Batıcılık, Çağdaşlaşma ve Modernizm: Türkiyenin düşünsel/ideolojik haritas›nda nazik bir yer tutar. Bat› hem model al›nan hemde tehdit olarak görülen bir ideolojik imgedir. Gökalpin kültür/hars ve medeniyet ay›r›m›na göre hars, ulusal kültürdür. Medeniyet ise farkl› toplumlar›n bir arada geliştirdikleri bir bütündür. Bat› uygarl›¤›n›n kültürü al›namaz çünkü her ulusun kültürü kendine özgüdür. Gökalp’in fikriyat› durumu bir ikilik olarak görür. Cumhuriyet kesin bir kararla bu ikili¤e son vererek Bat› yoluna gider. Kemalist yaklaş›ma göre Ça¤daşlaşma, siyasal bilimler aç›s›ndan sanayileşmeye eşlik eden siyasal ve toplumsal de¤işikliklerdir. Atatürk, uygarl›¤› bir milletin devlet hayat›nda, fikir hayat›nda ve ekonomik hayatta gösterdi¤i ilerlemenin bileşkesi olarak tan›mlamaktad›r. Modernizmin temelde dayand›¤› iki anahtar kavram, yenilik ve de¤işimdir. geleneksel sanatlar, edebiyat, toplumsal kuruluşlar ve gündelik pratikler art›k vadesini doldurmuştur ve bu yüzden bunlar›n bir kenara b›rak›l›p yeni bir kültür inşa edilmesi gereklidir. Bat›c›lar›n program› olarakda bilinen ve 12 y›l›nda ‹çtihat dergisinde yay›nlanan Pek Uyan›k Bir Uyku adl› makalede, Cumhuriyet hayata geçirilmiştir: Fes kald›r›lacak ve başl›k kabul edilecek, tekkeler ve zaviyeler kald›r›larak gelirleri e¤itim bütçesine eklenecek, sar›k, cübbe vs. giymek hakk› yaln›z din adamlar›na verilecek, yaşl›lar için amelî okullar aç›lacak, arazi ve Evkaf kanunlar›ndan başlanarak bütün kanunlar ›slah edilecek.
    Muhafazarlık: Mevcut hukuki durumu(statüko) korumak, toplumdaki radikal de¤işimlere kuşkulu yaklaşma şeklinde tan›mlan›r. düzeni korumak, var olan› muhafaza etmek fikri üzerine oturur. De¤işime kuşkulu bakar, tercih edilmez ama e¤er de¤işim kaç›n›lmaz ise toplumda geçmişten gelen geleneksel kurumlar(aile-e¤itim- kültür) muhafaza edilerek de¤işmelidir. De¤işim sürecinde lider(otorite, baba) süreci yönetir, de¤işerek ayn› kalma ilkesine sahip ç›kar. De¤işerek ayn› kalma düşüncesi ideolojik olarak muhafazakârl›¤›n ilk savunucusu Burkea aittir. Muhafazakâr ideoloji için gelenek en önemli yap›taş›d›r. Türkiye muhafazakârl›¤›n›n gelişimi, Türkiye modernleşme tarihinde ortaya ç›kar. Muhafazakâr düşüncede modernleşmek, Bat›n›n teknolojisinden faydalanmakt›r. Türk muhafazakârl›¤› teknolojiyi, bilim ve maneviyat› bir arada tutabilmektir.


    1-Kültürel Muhafazakârl›k: düşüncelerini siyasal de¤il kültürel düzlemde ifade eder. şekip, Baltac›o¤lu, Safa, F›nd›ko¤lu, Kemal ve Tanp›nar. geçmiş kültürlerin yok oluşa terk edilmemesi, dinin ve kültürel kurumlar›n toplumsal yaşam için işlevsel oldu¤unu vurgular.
    2-İslamc› Muhafazakârl›k: düşüncelerinde dinî duygu ve anlay›şa yer verirler. Halim, Cevdet. Cevdet, entelektüel birikimi, olaylara yaklaş›m› ve düşünceleriyle önde gelir. Onun sistemleştirdi¤i bu düşünce Kemal, Suavî, Mithat başta olmak üzere birçok milliyetçi düşünürü etkilemiştir. Cevdet, M.Akif ve K›sakürek günümüze etki etmiştir. M.Ersoyun temsil etti¤i çizgi, ümmet kavram›n› kavim kavram›n›n önüne almaktan yanad›r; 50 sonras› a¤›rl›k kazanan muhafazakârl›k yorumlar›, yüksek bir antikomünizm dozu ile toplumu büyük ölçüde etkilemiş harekete geçirmiştir. 60lar›n sonunda K›sakürek, Serdengeçti ve Eygi örneklerinde gördü¤ümüz popüler muhafazakâr söylemin şekillendi¤ini görüyoruz.
    3-Milliyetçi Muhafazakârl›k: düşüncelerini siyasal ve kültürel düzlemde ifade etme yolunu tercih ederek, millî duygular› önemsemeleridir. Millî bünye, hissiyat, öz ve kavim anlam›nda Türklük ak›m›n temelidir. Topçu, Turhan, Güngör, Ayverdi. 70lerdeki milliyetçi siyasete 69da kurulan MHPsinin ideolojisi damgas›n› vurmuştur. MHP çizgisinin esas›n› ‹slam dininin şekillendirdi¤i Türk milliyetçili¤ini temel alan gelenekçi-muhafazakârl›¤› simgeleyen 9 Işık temsil etmektedir. Ülkücüler, idealizmin(ülkücülük) doruk noktalar›na ulaşt›¤› antikapitalist, antikomünist bir siyaseti savunmuştur. Dokuz Iş›k aras›nda milliyetçilik en önemli yere sahiptir. kendini ideolojilerüstü tan›mlama gibi bir tav›rda karş›m›za ç›kar. Türkeş, Biz ne sa¤c›y›z ne solcu biz milliyetçiyiz diyerek politik pozisyonunun merkez oldu¤unu ifade etmiş, milliyetçili¤i âdeta siyaset dışı bir kategori olarak tan›mlamışt›r. Bat› Muhafazakârl›¤› gibi muhafazakârlarda güçlü bir devletten yanad›rlar. Devlet Türk muhafazakârlar›nca kutsal bir kurum olarak alg›lanm›şt›r.
    Siyasal İslam: modern siyasal alan›n kuruluşu ile ortaya ç›kan ve söylemini konjonktüre göre güncelleyen, iktidar› toplumsal destek ile sa¤lamaya çal›şan modern bir ideolojidir. ak›m›n 1.nesli, ba¤›ms›z seçimler yoluyla siyasal iktidar›n meşruiyetini sa¤layan ve genel çerçevesiyle modern siyasal alan› kuran II.Meflrutiyet ile başlamakta ve Cumhuriyet döneminde çok partili hayata geçiş ile sonlanmaktad›r. II.Dünya Savafl› sonras›nda tek parti modelinden çok partilili¤e geçiş, DPnin ‹slam›n popülist söylem ile bütünleşmesini getirmiştir. DP döneminin 60 askerî darbesi ile sonlanmas› ayn› zamanda, Türkiyede sosyal s›n›flar›n ayr›şmas›na işaret eder. DP dönemi boyunca ve devam›nda sanayileşme, tar›mda makineleşme ve kentleşme sürecinde toplumsal s›n›flar netleşmiş ve belirli ideolojiler etraf›nda gruplaşmalar olmuştur. DPden sonra gelen APde yaşanan bölünmeler sonucu Türkiyede sa¤ ak›mda, sosyoekonomik s›n›flar kendi içinde ‹slamc› ve milliyetçi gruplara ayr›şm›şt›r. 2.nesli, MNPnin faaliyete geçmesi ile başlamaktad›r. MNP, DP dönemi ve sonraki on y›l içerisinde Türkiyenin toplum yap›s›ndaki dönüşümün ürünüdür. MNP, Türkiyede siyasal ‹slamc› söylemi parti program› olarak benimseyen ve belirli bir sosyopolitik, ekonomik ve kültürel taban etraf›nda seçmen kitlesini örgütleyebilen ilk partidir. 60-80 döneminde Türkiyede sa¤ siyasetin ideolojisi aş›r› milliyetçi ve ‹slami söylemlere kaym›şt›r. 80 darbesi sonras›nda siyasal ve toplumsal alanda belirli bir güç kazanan bir ideoloji vard›r: Türk-‹slam Sentezi. amac, İslamı üst kimlik olarak tan›mlama yoluyla, ulusal düzeyde ümmetçi, evrensel boyutta ise ‹slam olan milletlerin dayan›şmas›n› savunmakt›r. Türk-‹slam sentezi, 70 y›l›nda kurulan Ayd›nlar Oca¤› taraf›ndan kavramsallaşt›r›lm›ş ve programlaşt›r›lm›ş bir hâlde Türkiyenin siyasal gündemine girmiştir. ‹slam üst kimli¤inin millî bir boyutta ortaya at›lmas›n›n başl›ca 2 sebebi olabilir. 1. Cumhuriyet döneminden itibaren başlayan ve 60 sonras› dönemde kurumsallaşan modern vatandaşl›k kavram›na alternatif bir seçenek yaratmak; 2. ayn› dönemde a¤›rl›k kazanan radikal sol ak›mlara alternatif olmak.
    Sol ve Sosyalizm: Sol siyaset, iktidar ve üretim araçlar›n›n halk taraf›ndan kontrol edildi¤i toplum. Frans›z ‹htilali döneminde başlar. parlamentoda özgürlüklerin destekçisi olan halkç›lar genellikle başkan koltu¤unun solunda oturmaktayd›lar. De¤işimlere karşı zenginler ve burjuva sa¤da otururlard›. gelenek hâlâ devam etmektedir. Solculuk, mevcut sosyal hiyerarşiyi, eşitsizli¤i kald›rmak isteyen ve zenginli¤in ve imtiyazlar›n adaletli da¤›l›m›n› destekleyen bir politik harekettir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u döneminde sosyalist gruplar olmas›na ra¤men bunlar geniş kitle örgütlerine dönüşememişler. Selanik ve ‹stanbul merkezliydiler. Bir k›sm› TKPye kat›lm›şt›r. Özelliklede Hüsnünün liderlik etti¤i Türkiye işçi ve Çiftçi Sosyalist F›rkas›(T‹ÇSF) bunlardan biridir. Sol ideolojinin anahtar kavram› emek ve insandır. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren, Türkiye uzun bir süre ithal ikameci sanayileşme politikas› izlemiştir. 54 döviz bunal›m› y›llar›nda, ithal ikamesi sermaye birikiminin en önemli kayna¤› olmuştur. 60 sonras› ise ithal ikamesi, planlar ve di¤er yasal-kurumsal düzenlemelerle resmîleşmiştir. 70den itibaren ithal ikamesinin 2. aşamas› olan ara ve sermaye mallar› ikamesi aşamas›na geçmiştir. Dönem boyunca petrol krizinin yaratt›¤› olumsuz gelişmelere ra¤men stratejide herhangi bir de¤işiklik olmam›şt›r. Türkiyede sol ideoloji milliyetçi ve muhafazakâr ideolojiyle şu bak›mlardan ters düşer;
    1- sol ideoloji evrenselcidir ve seküler bir toplumsal yap›y› savunur
    2-sol yaklaş›m›n oda¤›nda din, ›rk, milliyet, cinsiyet vb. kavramlar yerine insan, eşitlik ve emek kavramlar› vard›r
    3-sol ideoloji kendi içinde çok fazla çeşit bar›nd›r›r
    4-sol görüşün milliyetçili¤e karşı olmayan çeşitleride vard›r. Ulusalc›-milliyetçi fikirlerin benimsendi¤i ve temelinde millet kavram›n›n bulundu¤u sol görüşler tarih boyunca görülmüştür ve günümüzdede bulunmaktad›r
    5-Türk Solu ve Ulusal Parti örnek verilebilir.
    Vatan Partisi(50): tek yasal sosyalist parti. K›v›lc›ml› tarafından kurulmuş adli kovuşturmaya u¤rat›larak kapat›lm›şt›r.
    Türkiye Kominist Partisi(20): 50lerin baş›nda bir ayr›şma yaşad›ktan sonra yeniden canlanm›ş ve Sovyetler Birli¤i Komünist Partisinin takipçisi olma yoluna girmiştir. 60l› y›llarda sol ideoloji, DPT programlar› do¤rultusunda başlayan İİS politikas›n›n neticesinde Türkiyede ekonomik s›n›flar›n ortaya ç›kmas› ve 61 Anayasas›n›n getirdi¤i ortamda örgütlenmeye başlam›şt›r. 50lerde başlayan göç ak›m› 60-70lerde devam etmiş ve şehrin çeperlerine eklemlenen varoşlar sol düşüncenin örgütlenme sahalar›ndan biri olmuştur.


    Türkiye ‹flçi Partisi(TİP): 60lar›n en önemli olaylar›ndan biri bir sosyalist partinin, kuruluşu ve ülke genelinde yaratt›¤› etkidir. 13 sendikac› taraf›ndan 61de yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla kurulmuştur. Ayn› dönemde kendi baş›na bir sosyalist parti kurma girişimleri bulunan Aybar ve arkadaşlar›, partiye kat›lm›şlard›r. T‹P 65 seçimlerinde TBMMye 15 milletvekili sokabilmiş ve Türk siyasal hayat›na kal›c› yenilikler getirmiş önemli bir siyasal oluşumdur. T‹P liderleri daha bar›şç›l ve ba¤›ms›z bir dış politika anlayışını benimsemiş ve Yurtta Sulh Cihanda Sulh anlayışı do¤rultusunda Türkiyenin komşular›yla olan ilişkilerini geliştirmesi gerekti¤ini ifade etmiştir.
    Türk Barışseverler Cemiyeti: 50de ‹stanbulda Behice Boran tarafından kurulmuştur. Devletin Koreye asker göndermesi ve NATOya girmek istemesini k›namas›yla dikkat çekmiştir.
    Yön Hareketi 60-80 aras› dönemde sosyalist ideolojinin yayg›nlaşmas›nda etkili olmuş ismini Yön Dergisinden al›r. 27 May›s coşkusuyla dönemin bütün entelektüellerinden destek görmüştür. Dergi sahibi Türkiye’nin Düzeni adl› eseriyle bilinen Avc›o¤ludur.
    Demokrat Parti: II.Dünya Savaşın›n hemen ertesinde 46da Bayar›n önderli¤inde kurulan ve 50de iktidara gelmesinden sonra Menderesin devrald›¤› DP, ana hatlar› bak›m›ndan liberal bir program önermiş, özellikle din özgürlü¤ü ile iktisadi özgürlük vaad etmiştir. ilk y›llardaki özgürlükçü tutumunu zamanla terk ederek, bask›c› bir yönetim kurmuştur.
    Adalet Partisi(61): DPnin kapat›lmas›ndan sonra onun siyasi miras›n› üstlenen AP, bürokratik merkeze karşı çevre güçlerini temsil eden özelli¤i dolay›s›yla sistem içindeki genel rolü bak›m›ndan zaman zaman liberal bir parti olarak alg›lanmış isede kendinden önceki DP gibi, oda daha ziyade kalk›nmac› popülist bir söylemle var olmuştur. millî iradeyi kutsayarak vurgular. Yaşanan gelişmeler;
    1-Tarımda makineleşme
    2-Belirli ideolojiler etrafında gruplaşma
    3-Toplumsal sınıfların netleşmesi
    4-Sanayileşme.
    Do¤ru Yol Partisi(80): DYP içinde DP AP politikası geçerlidir. Demirelin liderli¤i bu partileri herhangi bir doktriner çizgiden uzak tutmuştur.
    Anavatan Partisi(83): liberal temalardan etkilenmiştir. ANAP›n iktisadi liberalizm ve araçsal devlet tezleri üstündeki vurgusu daha belirgindir. tam bir liberal parti say›lmamaktad›r. ilk döneminde, bir koalisyon özelli¤i gösteren kurucu kadrolar› ve toplumsal taban› muhafazakâr-milliyetçidir; liberal ekonomi ve din özgürlü¤ü konusunda gösterdi¤i duyarl›l›¤› genel olarak sivil ve siyasi özgürlükler söz konusu oldu¤unda geri planda kalm›şt›r. Türk-‹slam Sentezi, Özal iktidar› dönemindede gündemde kalmay› sürdürmüştür. dönüm noktas›, 12 Eylül yönetiminin kurdu¤u Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulunun 86de toplanarak bir rapor benimsemesidir. Toplant›ya evren, Özal, Üru¤, Do¤ramac› ve Yüksel Kurul üyeleri kat›lm›ş ve burada kültür unsurlar›n›n ve kültür politikas›n›n tespitinde uygulanacak yöntem ve sorumluluklar başl›kl› rapor görüşülmüştür. Türklük ve ‹slam ö¤elerinin milli kültürün dayana¤› oldu¤u milli kültür politikas› belirlenmiştir. Kemalizm ile uyumlu hale getirilmeye çalışılmış ve Atatürkçülük yeniden tan›mlanmışt›r.
    Liberal Parti(94): Liberal s›fat›n› ilk (ve halen tek) kullanan parti LPdir; sonra ad›n› LDP olarak de¤iştirmiştir. liberalizmin bir entelektüel grubun genel siyasi doktrinini oluşturdu¤u ilk örnek Liberal Düşünce Toplulu¤u(LDT)dur. Berzeg ile akademisyenler Erdo¤an ve Yaylan›n öncülü¤ünde kurulan topluluk Türkiyede liberalizmi kapsay›c› bir fikir sistemi olarak benimseyen ve faaliyetlerini entelektüel alana taşıyan bir kuruluş olmuştur. Liberal kavram›n› ilk kullanan yazarlardan Smith, Uluslar›n Zenginli¤i adl› eserinde liberal ihracat ve ithalat sistemini anlat›r. Zamanla kullan›m› yayg›nlaşan kavram yy›n ortalar›na ve sonlar›na do¤ru siyaset sözlü¤üne iyice yerleşerek düşünce özgürlü¤ünü, ifade özgürlü¤ünü, bas›n özgürlü¤ünü ve serbest ticaret anlam›na gelmiştir
    L‹BERAL‹ZM: 17.yyda ortaya ç›kan liberalizm, bireycili¤i, bireysel hak ve özgürlükleri, özel mülkiyeti ve devlet müdahalecili¤inden uzak serbest piyasa sistemini temel al›r. liberal ideoloji, Bölücü ve parçalay›c› olarak yorumlanır. Ancak liberalizm, sadece entelektüel bir pozisyon de¤il, ayn› zamanda siyasal ve sosyal eylemlere ve devlet politikalar›na yön vererek, bir doktrin ve ideoloji hâline dönüşmüştür. Liberal düşüncenin oda¤›nda özerk birey yer al›r. Liberalizmin bu derece önem atfetti¤i özerk birey, Türk siyasal düşüncesinde genellikle olumsuz bir kategori olarak alg›lan›r. Birey; cemaati, toplumu yada partiyi bozan, bölen veya en az›ndan çözen bir öge olarak görülür. liberalizmin parolas› olarak kullan›lan
    b›rak›n›z yaps›nlar ça¤r›s›, hem solcular› hem de sa¤c›lar› rahats›z eden bir ça¤r›d›r.
    Toplumsal Cinsiyet ve Feminizm: kapitalist toplumlarda erkek egemen yap›lar› sorgulayan yaklaşımd›r; erkek egemenli¤ini sürekli k›lan toplumsal ve siyasal yap›lar› çözümlemeyi amaçlar. Ataerkil egemen toplumu eleştirir, kad›n›n toplumdaki yerinin iyileştirilmesini ve gerçek bir eşitlik durumunun sa¤lanmas›n› hedeflemiştir. eşitsizli¤in yeniden üretildi¤i toplumsal yap›lar› sorgular. kad›n›n karş›l›ks›z ev içi eme¤ine dayal› heteroseksüel tek eşli evlilik, erkek eme¤ini merkeze alan iş gücü piyasas›, askerlik ve vergi vermeye dayal› vatandaşl›k temelli ulusdevlet yap›lar›na ilişkin analizler yapmay› mümkün k›lar. 81-84 aras›nda, Ca¤alo¤lu Yazko dergisi bünyesinde küçük bir grup kad›n›n tartıştığı, Somut gazetesinde dile getirdi¤i bir kavram olarak popülerleşmiştir. 86da Daya¤a Karşı Yürüyüş gerçekleştirilir ve bu yürüyüş sonras›nda Daya¤a Karş› Kampanya başlat›l›r. kampanyan›n hedefi kad›n s›¤›na¤› açmaktır. Kampanya gerçektende somut kazan›mlara ulaşır. 87de Ayr›mc›l›¤a Karş› Kad›n Derne¤i kurulmuştur. Anayasan›n eşitlikten ne anlad›¤›n› tan›mlayan 10.m 2004 y›l›nda de¤iştirilmiş ve devlet kad›n erkek eşitli¤ini sa¤lamakla yükümlüdür ifadesi eklenerek daha önce geçerli olan cinsiyet körü eşitlik anlay›ş›n›n yerine kamuda cinsiyet eşitli¤i ilkesinin fiilen gerçekleştirilmesi gereklili¤ini kabul eden bir içerik benimsenmiştir. Türkiye, e¤itimde toplumsal cinsiyet duyarl›l›¤›n›n sa¤lanmas›n› öngören iki uluslararas› belgeye imza atm›ştır. Pekin Eylem plana göre e¤itimin her düzeyi için toplumsal cinsiyete duyarl› ö¤retim programlar› oluşturulacakt›r. Pekin Sonuç kararlar›n›n K›zlar ve E¤itim bölümünde, kal›plaşm›ş cinsiyet rollerinin ›srarla kullan›lmas›n›n, k›zlar›n okula erişimini ve okula devam›n› engelledi¤i vurgulanmaktad›r. imzas› olan ülkelere erkek çocuklar ve yetişkin erkeklerin de¤işen toplumsal cinsiyet rolleri ve sorumluluklar› çerçevesinde, e¤itim materyallerini ›srarla muhafaza edilen kal›plam›ş cinsiyet rollerinden ar›nd›rmak için politikalar geliştirmekle sorumlu tutmufltur.
    Türkiye’de kad›n erkek eflitli¤ini sa¤lamak konusunda tart›fl›lan konular
    1. Okul müfredat›n›n gözden geçirilmesi
    2. Pozitif ay›r›mc›l›k uygulamas›
    3. Kad›na karfl› fliddet ile ilgili sivil kampanyalar
    4. K›z çocuklar›n›n okula gönderilmesine yönelik kampanyalar
    -Türkiyede hem sa¤ hem sol ideolojiyi etkileyen akım, Milliyetçiliktir.
    -Genç Osmanlılar, türk kelimesini Milleti Osmaniye ve İslamiye ile birlikte kullanmaktaydılar.
    -Turancılık ideolojisi, milli mücadele döneminde yaygınlaşmamıştır.
    -Aydınlar Ocağı, Türk-islam kimliğini kavramlaştırmıştır.
    6
    Din, Devlet, Laiklik: Türkiye Cumhuriyeti fikri birdenbire ortaya ç›kmam›ş, 19.yyda gelişen Osmanl› modernleşmesinin yaratt›¤› düşünce ak›mlar›ndan beslenmişti. gerçekleşen reformlarla ilgili tartışmalar, 19.yyda Osmanl› ‹mparatorlu¤unun ayd›n çevrelerinde başlamıştı. Sekülerleşme, toplumsal ve kültürel alanlar›n, dinsel kurum ve sembollerin hâkimiyetinden uzaklaşmas› demektir. Sekülerleşme, dinîn etkisinin azald›¤› bir de¤işimi işaret eder. Sekülarizm ise e¤itim ve devlet alanlar›n›n dinî ilkelere dayand›r›lmamas›n› savunan siyasal doktrin olarakda tan›mlanabilir. Ülkemizde ise laik kelimesi ve ondan türetilen kavramlar çok daha s›kl›kla kullan›lmaktad›r. bu kavramlar›n Frans›z toplumuyla ilgili olmas› ve Osmanl› ayd›nlar›n›nda Frans›z modernleşme süreçlerinden etkilenmeleridir. Frans›zca laique, sözcü¤ü, halka ait anlam›na gelen ve kilise hiyerarşisi d›ş›nda kalan kesimleri ifade eder. Türkiyedeki laiklik anlay›ş›, devletin farkl› dinî yorumlar karş›s›nda tarafs›z olmas›n› de¤il bir dinî yorumu aktif biçimde öne ç›karmas›n› getirmiştir.
    OSMANLIDAN DEVREDEN M‹RAS: Osmanl› Devletinde din devlet ilişkilerinde iki temel unsur öne ç›k›yordu. 1-Ulema(Din adamlar› tabakas›) 2-şeyhülislam. Padişahlar, halife ünvan›na sahip olmak gibi kimi özelliklerinide kullanarak, kendi yönetimleri için do¤rudan dinsel meşruiyet üretebiliyorlard›. Osmanl› gelenekleri içerisinde, şeriat hukukunun d›ş›nda örfi hukuk veya kanunnameler ad› verilen devlete ait bir hukuk alan›da mevcuttu. Osmanl›daki bu özellikleri, Türkiyedeki laik devlet uygulamalar›na zemin haz›rlamıştır. uleman›n Osmanl› devlet bürokrasisi içerisinde konumlanmas›, Cumhuriyet devrinde DİBle devaml›l›k göstermiştir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u yöneticileri, 19.yyda, belli alanlarda modernleşmenin zorunlu oldu¤unu kabullenmişlerdi. Özellikle hukuk ve e¤itim alan›ndaki modernleşme hamleleri, bir sekülerleşme boyutuda içeriyordu. 1839da ilan edilen Tanzimat Ferman›, Osmanl› Tebas›na yaşam, onur ve mülkiyet garantisi vermişti. Ferman, daha önce Millet Sistemi içerisinde kendi dinsel hukuklar›na ba¤l› kesimlere, daha evrensel haklar tan›nmas› bak›m›ndan ilkti. Hukuk alan›n›n dinsellikten uzaklaşmas› veya sekülerleşmesi önemli bir dönüm noktas›yd›. 1856da kabul edilen Islahat Ferman›yla, Müslüman ve gayrimüslim vatandaşlar›n kamu istihdam›, vergi ve askerlik konular›ndaki eşitli¤ine yap›lan vurgudur. Böylece millet sistemine dayal› dinsel kaynakl› çok hukuktan, tek hukuklu vatandaşl›k rejimine do¤ru yol al›nmaktayd›. devlet adamlar› ve Genç Osmanl›lar, modernleşme ad›mlar›n› ‹slami söylem ve sembollerle meşrulaşt›rma yoluna gittiler. II.Abdülhamid, e¤itim ve idare alanlar›ndaki modernleşme hamlelerini ‹slami söylem içerisinden meşrulaşt›rmaya önem gösteriyordu. Osmanl›n›n son döneminde ortaya ç›kan ve daha sonra ‹slamc›l›k ak›m› içerisinden ilerleyen bu aray›şlar›n muhafazakâr modernleşme kavram›yla aç›klanabilece¤ini savunuyorlard›. Jön Türkler olarak bilinen ve İTCnin kuruluşunda önemli roller üstlenen isimlerde yayg›nd›. Bu isimler, gerçek, saf, akla uygun ve millî ‹slam gibi vurgularla, dinîn bireysel alana çekilmesini ve ilerlemeye ve toplumsal istikrara destek sa¤lamas›n› savunuyorlard›. N.Kemal: Genç Osmanl›lar›n önemli temsilcisi, do¤a yasas›n› Tanr› yasas› sayarak, insan›n Tanr› vergisi hürriyetleri oldu¤una ve bunlar›n dokunulmazl›¤›na vurgu yap›yor; ‹slami kaynaklardan hareketle hürriyetçi bir duruş oluşturmaya çalıştı. N.Kemalin liberalizmi ‹slami kaynaklardan yerlileştirmek istedi¤i görülmektedir.
    Tek Parti Döneminden DPye Din Devlet İlişkileri(23-50): Kurtuluş Savaşın›n kazan›lmas›, Türkiyede yeni bir cumhuriyet rejiminin kurulmas›na yol açm›şt›. Farkl› s›n›fsal, bölgesel ve etnik kesimlerden gelen unsurlar›n seferber edilebilmeleri için savaş›n, islamı ve özellikle hilafeti kurtarmak için verildi¤i vurgusu s›kl›kla yap›lacaktır. Güncel siyasal gerilimleri ustal›kla kullanan M.Kemalin saltanat›n kald›r›lmas› için yapt›¤› hamle, Mecliste temsil edilen çok farkl› kesimlerden destek alacakt›. Saltanat›n kald›r›larak Cumhuriyetin kurulmas›na destek veren isimler aras›nda din adamlar›da mevcuttu. I.Mecliste M.Kemal etraf›nda toplananlar için 1.Grup, onlara muhalif olan isimlere ise 2.Grup deniliyordu. Vahdettin yurt d›ş›na kaç›nca TBMM toplanarak Abdülmecidi halife seçti. 21 Anayasas›, halk egemenli¤ine vurgu yapan, cumhuriyet rejimine geçişi kolaylaşt›r›c› maddelere sahipti. Cumhuriyet ilan edildi¤inde, hilafet makam›n›n korunuyor olmas›, yeni rejime muhalefet edebilecek kesimleri zay›f durumda b›rakt›. tüm bu ad›mlar ayn› anda ve yanl›ş zamanda at›lsalard› daha sert bir muhalefetle karş›laşacaklard›. bu nedenle M.Kemal ve arkadaşlar›, hilafeti kald›rmay› sonraya b›rakt›lar. 24de yasa sadece hilafet kald›r›lm›yor, Osmanl› Hanedan›da ülke dışına ç›kar›l›yordu. Türkiyede din-devlet ilişkilerinin yeni dönemde alaca¤› şekil bak›m›ndan son derece belirleyiciydi. Hilafet makam›, dinî mahiyeti olan bir kurumdu ve kald›r›lmas› Cumhuriyet yönetiminin laiklik yönündeki ad›mlar›n›n en önemlilerindendi. Hilafetin kald›r›ld›¤› gün meclis iki önemli yasa daha kabul etti.
    1-Şeriye ve Evkaf Vekâleti(Din ve Vak›f işleri Bakanl›¤›) kald›r›l›p yerine Başbakanl›¤a ba¤l› Diyanet işleri Reisli¤i Baflkanl›¤›(D‹B) ile Vak›flar Umum Müdürlü¤ü kuruldu. şeriye ve Efkaf Vekaletinin kald›r›lmas›, din işleriyle ilgilenen ayr› bir bakanl›¤›n olmamas› anlam›nada geliyordu. Bu gelişmelere paralel olarak şeyhülislaml›k makam›da kald›r›ld›.
    2-Tevhid-i Tedrisat Kanunu. Ülkede e¤itim ve ö¤retim birli¤ini sa¤lamak amac›yla ç›kart›lan bu yasayla bütün okullar Maarif Vekâletine(E¤itim Bakanl›¤›na) ba¤land›. DİBin kurulmas›, din ve devlet işlerinin ayr›lmas›ndan ziyade, dinîn devlet taraf›ndan denetiminin amaçland›¤›n› gösteriyordu. Bu uygulama, Frans›z laiklik tecrübesinden izler taş›yordu. Cumhuriyeti kuran kadrolar, gerici bir ayaklanmayla, modernleşme yolundaki kazan›mlar›n tersine çevrilebilece¤i yönünde bir endişe vard›. irtica korkusunu anlamadan bu dönemde izlenen siyasetleri kavramak zordur. İnönü, 31 Mart(09) ayaklanmasına şahit olmuş, onu bast›ran askerler aras›nda yer almışt›. Laiklik ilkesinin anayasada yerini bulmas› hemen gerçekleşmedi. 24 Anayasas›n›n 2.maddesinde, Türkiye Devletinin dinî ‹slamd›r ifadesi yer al›yordu. Bu ifade 28de Anayasadan kald›r›ld› ama yerine laiklik ilkesinin konulmas› için 37 y›l›n› beklemek gerekecekti. Bu de¤işiklikleri devlet yap›s›n›n laikleştirilmesi olarak tan›mlayabiliriz. ‹slam dinînin, toplumun semboller dünyas›ndaki ve özellikle gündelik yaşam›ndaki a¤›rl›¤› an›msand›¤›nda, bu alanda yap›lan de¤işiklikler toplumsal yap›n›n laikleştirilmesi olarak tan›mlanabilirler. 25te başl›¤›n yasaklanmas› ve tarikatlar›n dinsel tören, toplant› ve e¤itim yerleri olan tekke, zaviye ve türbeler kapat›lması, 26da Medeni Kanunun kabulüdür. Medeni Kanun, cumhuriyetin ilk yıllarında hukuk alanında gerçekleştirilen en önemli yeniliktir. ‹sviçreden al›nan Medeni Kanunla kişiler, aile, miras ve eşya hukuku alanlar›nda geçerli olan dine dayal› hukuk kurallar›, yerini laik ve ça¤daş hukuk kurallar›na terk etti. Lozan Antlaşmas›(23) sonucunda Türkiyede yaşayan gayr›müslim az›nl›klara kimi haklar tan›nd›. Türk hükûmeti, söz konusu az›nl›klara ait kiliselere, havralara, mezarl›klara ve öteki din kurumlar›na tam bir koruma sa¤lamay› yükümlenir denilmiş, ayr›ca az›nl›k okullar›nada baz› güvenceler verilmişti. 34tede baz› kisvelerin giyilemeyece¤ine dair kanunla dinî giysilerin toplum içinde kullan›m› yasakland› ve din adamlar›n›n dinî giysilerini sadece görevleri s›ras›nda ve ibadet yerlerinde giyebilecekleri hükme ba¤land›. 35te Ulusal Bayram ve Tatiller Hakk›ndaki Kanun ile hafta sonu tatili cuma gününden, cumartesi günü ö¤leden sonra ve pazar gününe al›nd›. 25te saat ve takvim, 28de rakamlar de¤iştirildi. Arap harflerinin yerine Latin harflerine dayal› yeni alfabenin kabul edilmesi izledi ve gazete, dergi ve kitap dışındaki bütün yay›nlar Latin harfleriyle yay›mland›. Latin alfabesine geçişin önemli sonuçlar›ndan birisi, Osmanl› geçmişiyle olan tarihsel ba¤lar›n ciddi biçimde zay›flamas›yd›. Ceza Kanununda yap›lan bir de¤işiklikle Arapça ezan ve kamet okumak yasakland›. 25te şeyh Sait isyan›n› bast›rmak için, Takrir-i Sükûn Kanunu uygulamaya sokuldu. 30daki Menemen Olay›, Türkçe ezan uygulamas›na tepki olarak patlak veren Bursa Ulucami ve ‹skilip Olay›da bu dönemdeki tepkilere örnek olarak gösterilebilir. M.Kemalin, Gökalp’in açt›¤› yolda, ak›lc›, hoşgörülü, ilerlemeye karş› olmayan ve mümkün oldu¤unca Türkçeye dayal› bir dinî hayat arzulad›¤› ve bunu prati¤e geçirmeye çal›şt›¤› aç›kt›r. 47 CHP Kurultay›nda laikli¤in liberalleştirilmesi karar› al›nd›. hacca gideceklere döviz tahsis edildi. ilkokul 4. ve 5.s›n›flara iste¤e ba¤l› din dersleri konuldu. Din adam› ihtiyac›n›n karş›lanmas› için AÜye ba¤l› bir ‹lahiyat Fakültesi kurulmas›na karar verildi. MEBde h›zland›r›lm›ş imam hatip kurslar› açmaya başlad›. DP iktidar›ndan k›sa süre önce, Türk büyüklerine ait olan veya sanat de¤eri olan türbelerin yeniden aç›ldı. İTCnin ideolo¤u Gökalp, Cumhuriyeti kuran kadrolar›da etkilemişti. Gökalp, Halk islamının hurafelerle dolu oldu¤unu ve reforma tabi tutulmas› gerekti¤ini savunuyordu.








    DP Dönemi ve 27 Mayıs 1960 Süresince Din Devlet İlişkileri(50-65):46da kurulan DPnin ‹slam dinîne yaklaş›m›, CHPye göre daha ›l›ml› ve hoşgörülüydü. Partinin dine hürmetkâr duruşu, 50-60 aras› yap›lan seçimlerde ald›¤› yüksek oylar›n en önemli nedenlerinden birisiydi. DP liderleri, s›kl›kla kendilerininde Atatürkçü ve laik olduklar›n› vurgulam›şlar, CHPden farklar›n›da millete mal olmuş ve olmamış devrimler ayr›m› üzerinden ortaya koymuşlard›. Türkçe ezan uygulamas› milletin kabul etmedi¤i bir uygulamayd›. DP, bu uygulamay› 50de kald›r›rken CHP grubuda destek vermişti. DP, modernleşmeye karş› bir parti de¤ildi. Menderes ve arkadaşlar›, dindar kesimlerin, gelişmesi ve kalk›nmasına karşı olmad›klar›n›; süreçe destek verebileceklerini savunuyorlard›. DP’nin ideolojik duruşuna muhafazakâr modernleşme diyebiliriz. Bu, modernleşmeye karşı olmamakla beraber, modernleşmenin muhafazakâr de¤erlerle harmanlanmas›n› savunan bir duruştu. CHP 45ten sonra din politikalar›nda belli bir yumuşama göstermişti. DP, CHPnin başlatt›¤› baz› uygulamalar› dahada geliştirme yoluna gitti. CHPnin seçmeli din dersleri uygulamas›na DP din dersi almas›n› istemeyen aileler, okul idaresine dilekçe vermek zorunda olacaklard›. 56da y›l›nda seçmeli din dersi uygulamas›, ortaokullarada taşınd›. DP, din adam› ihtiyac›na 51 y›l›nda, Ankara, ‹stanbul, Adana, Isparta, Maraş, Konya ve Kayseride imam hatip okulu aç›lmas›na karar verdi. 59dada ilahiyatç› yetiştirmek amac›yla Yüksek ‹slam Enstitüleri kurulmas› kararlaşt›r›ld›. DP, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, 53 y›l›nda, radyoda dinî konular›n ele al›nd›¤› bir Ahlak Saati program› başlatt› ve programa DİBten isimler davet edildi. DPnin dindar kesimlere hoşgörülü yaklaş›m›yla, örgütlü ‹slamc› gruplara karşı dikkatli ve mesafeli tavr› karışt›r›lmamal›d›r. DPyi yönetenler, CHPnin laiklik politikalar›n› sert bulmakla beraber, kendileride laiklik ilkesini benimsemişlerdi. Parti içerisinde ‹slamc› taleplerle ortaya ç›kan, gruplaşmaya çal›şan kadrolar› tasfiye etmekte tereddüt etmedikleri gibi d›şar›dada aşır› gördükleri davranışlar› bast›rma yoluna gittiler. DPnin kuruluş sürecinde partinin dindar kesimleri temsil etmedi¤ini düşünen bir gurubun 48de MPyi kurmas›da bununla ilişkilidir. MP daha dindar kadrolardan oluşuyordu ve CHPye karş› daha sert muhalefeti savunuyordu. Buna ra¤men milletin DPye destek verdi¤inide unutmamal›y›z. MP 54te, yani DP iktidar› döneminde, laiklik karş›t› politika izledi¤i gerekçesiyle, yarg› karar›yla kapat›lacakt›. 52 y›l›nda Malatyada, gazeteci Yalmana başar›s›z bir suikast girişiminde bulunuldu. Suikast› düzenleyen genç, K›sakürekin liderli¤inde ç›kar›lan Büyük Do¤u dergisindeki yaz›lardan etkilendi¤ini söyleyince, gericilik tart›şmalar› yeniden alevlendi. Menderes, Memlekette vicdan hürriyetine tecavüz kimsenin haddi de¤ildir. Malatya hadisesi dinî türlü maksatlara alet etmek, ve toplu hâlde çalışma karar›nda olduklar›n› göstermiştir diyerek tepkisini ortaya koymuştu. DP liderli¤i harekete geçme ihtiyac› hissetti ve ‹slamc› isim ve gruplara baz› operasyonlar gerçekleştirildi. Menderesle iyi ilişkileri olan K›sakürek, bir yaz›s›ndan dolay› 9 ay ceza ald›. dönemin en tartışmal› isimlerinden Said Nurside benzer bir soruşturmaya u¤rad›. Samsun milletvekili Ustao¤lu, Milletin Atatürk ink›lab›na medyun bulundu¤u iddias› asla do¤ru de¤ildir türünden bir yaz›s› üzerine DPden ihraç edildi. Atilhan liderli¤indeki ‹slam Demokrat Partiside laiklik karşıt› faaliyetleri gerekçesiyle 52de kapat›ld›. 53te Milliyetçiler Derne¤i kapat›ld› ve derne¤in önemli isimlerinden, DP milletvekilleri olan Tola ve Bilgiç ihraç edildiler. Ticaniler ad›yla bilinen bir gurubun Atatürk heykellerine yönelik sald›r›lar gerçekleştirmeleri nedeniyle DP, 51de Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakk›nda kanun ç›kararak Atatürke yönelik suçlara karşı a¤›r yapt›r›mlar tespit etti. DP liderlerinin laikli¤e ba¤l› isimler olmalar›na ra¤men, parti taban›nda dinî hassasiyetleri yüksek isimlerin olmas› baz› gerilimleri kaç›n›lmaz hâle getirmekteydi. DPde devlet dinînin ‹slam oldu¤unun anayasaya yeniden yaz›lmas›n› talep eden isimler başar›l› olamad›lar. Yinede çeşitli tarikat ve cemaatlere, özellikle Nurculu¤a yak›n isimlerin DP kadrolar›nda kendilerine yer bulabilmeleri, CHP liderli¤iyle devlet içinde etkileri devam eden sivil ve askerî bürokrasiyi ciddi ölçülerde rahats›z etmekteydi. 60da bir askerî darbe yoluyla DPnin devrilmesinde irtica tehdidi alg›s›n›n büyük pay› vard›. Darbenin, ordu ve yarg› bürokrasisi dışında, özellikle üniversiteler ve e¤itimli çevrelerdede ciddi deste¤i vard›. Yeni anayasa tartışmalar›nda din ve laiklik önemli gündem maddeleri olmay› sürdürdü. Bu tart›şmalarda iki rakip kanat söz konusuydu: 1-Tek Parti döneminde oluşturulan ve dinîn denetimini ve laiklik anlayışın›n tavizsiz sürdürülmesini savunanlar. 2-ABDde uygulanan, din ve devlet alanlar›n›n ayr›lmas›n› ve devletin dinî özgürlüklere müdahale etmemesini savunanlar. Sonuçta 1.kanatın istedi¤i oldu. Bu dönemde muhafazakâr kesimlerin laiklik karşıtl›¤›ndan ziyade, do¤ru laiklik vurgusuyla kendi alternatiflerini ortaya koyduklar› gözlendi. Bu tutum, daha sonraki on y›llardada özellikle merkez sa¤ çevrelerce sahiplendi. Bu dönemde bahsedilen laiklik anlay›ş›n›n savunucusu, hukuk profesörü Başgil olacakt›. Darbeden sonra MBK, dine karş› olmad›¤›n› vurgulama ihtiyac› hissetti. 60daki bildirisinde, Hürriyetin ve vicdan›n hazinesi olan kutsal dinîmizi, gerici siyasal eylemlerin aleti hâline sokmaks›z›n, saf ve lekesiz k›lmak, en büyük amac›d›r. MBKnin darbeden sonra çok partili siyasi hayat›n yeniden başlat›lmas›yla ilgili gizli aç›k kimi düzenlemeleride olacakt›. Çankaya Köşkünde 61de yap›lan bir toplant›da siyasi partilerden ‹slam› siyasal amaçlarla kullanmamalar› istenilmişti. Darbeden sonra kurulan merkez sa¤ AP genel başkan› Gümüşpala olacakt›. Gümüşpala, AP içinde kimi aşırı unsurlar› şeriat istemekle suçlamış, bunlar›n ateşle oynad›klar›n› söyleyerek gözda¤› verme ihtiyac› hissetmişti. dönemin Cumhurbaşkan› Gürsel, APnin 64 Kongresinde Demirelin parti genel başkanl›¤›na seçilmesi için a¤›rl›¤›n› koymuştu. Gürsele göre, Demirelin laik ve Atatürkçü olmas›yd›.
    İslami oluşumlarla ilgili bir sınıflandırma denemesi: Osmanl› ‹mparatorlu¤unda mevcut ‹slami oluşumlardan Cumhuriyete devredenler oldu¤u gibi Cumhuriyet döneminde ç›kan yeni ‹slam yorumlar›da söz konusuydu. 60 Anayasas›yla beraber siyasal ‹slamc› partilerin güçlenmesiyle tablo dahada karmaşıklaşt›. 80 sonras›nda ise başka ülkelerdeki ‹slamc› hareketlerden etkilenen kimi gruplar, Türkiyedede radikal ‹slamc›l›k kapsam›na girebilecek yap›lar oluşturdular. Osmanl› döneminde Halk ‹slam› ve Kent ‹slam› şeklinde bir ay›r›m vardı. Halk ‹slam›nda yaz›l› metinlerden çok, o dinî anlayışlı temsil eden seçkin kişilerin din yorumlar› belirleyiciydi. Ço¤unlu¤u okuma yazma bilmeyen bir toplumda, dinî metinlerden ziyade, dindar kişilerin dinî temsil etmeleriyle oluşan yorumlar daha önemliydi. Halk ‹slam› kapsam›na çok say›da ‹slami tarikat›n yerel motifler kazanarak serpilmiş yorumlar› sokulabilece¤i gibi sözlü aktar›mla ve dedelik kurumunun babadan o¤ula geçmesiyle kendisini var eden Alevilikde sokulabilir. Aleviler, 4.Halife Aliye büyük bir ba¤l›l›k gösterirler. Orta Asya kaynakl› din yorumlar›, Anadoluda mevcut dinler ve 12 ‹mam şiili¤inden etkilenerek zaman içinde şekillenen Alevilik, Orta Do¤udaki Nusayri Alevili¤i veya şiilik kollar›ndan ciddi farkl›l›klar göstermekteydi. Kad›n ve erkeklerin beraber ibadet ettikleri Alevilik, Orta Asyadan gelen göçmenler aras›nda yayg›n olan cinsiyet eşitli¤indende etkilenmişti. Orta Do¤uda şiilik, kendi yaz›l› kaynaklar› ve bunlar› yorumlayan ulemas›n› oluştururken Alevilik sözlü kültür üzerinden gelişti. Alevili¤in, zaman zaman devlet iktidar›na karş› meydan okumay› getiren itirazc› bir kültürüde oluşacakt›. Anadoluda patlak veren çok say›da isyan Alevili¤in adaletçi söylemlerinden etkilenmişti. Alevilerin büyük ço¤unlu¤u Türk kökenli olmakla beraber yaklafl›k %20sinin Kürtlerden oluştu¤u düşünülmektedir. Osmanl› döneminden devreden bir başka ak›mda modern koşullara bir tepki olarak do¤an ve dinde reform yap›lmas› gere¤ini savunan ‹slamc›l›k anlayışıd›r. Mehmet Akif gibi ayd›nlar›n temsil etti¤i bu ak›m, Cumhuriyet devrinde ciddi biçimde dışland›.
    Nakşibendilik, Kadirilik, Süleymanc›l›k, Nurculuk ve Kollar›: Osmanl› dönemindede hem siyaset hemde gündelik hayatta a¤›rl›¤›n› hissettirmekteydi. Nakşibendili¤in, pasif bir dindarl›ktan ziyade, aktif ve mücadeleci bir Müslümanl›¤› savunmas› ve modernleşme süreçlerindede varl›¤›n› sürdürebilmesi, devlet seçkinleri ve ayd›nlar aras›nda oldu¤u kadar, toplumun geleneksel kesimleri aras›ndada etkinlik kurabilmesini sa¤l›yordu. Nakşilik, 14.yyın ortalar›nda Buharal› Mehmed Bahaüddin Nakşibend taraf›ndan kurulmas›ndan bu yana, sadece farkl› tabaka ve s›n›flardan de¤il, çok farkl› co¤rafyalardan insanlar›da ortaklaşt›rabilen bir tarihsel birikim oluşturdu. Türkiyede Nakşiibendi tarikat› şemsiyesi alt›nda toplanabilecek irili ufakl› çok say›da cemaat vard›r. en etkili olan ‹skender Paşa Cemaatidir. Cemaat, Kotku etraf›nda gelişti. Kotkunun en önemli önceli¤i ‹slam›n temel bilgilerini yeni kuşaklara aktarmakt›. Müritleri aras›nda Türkiye siyasetinde etkili, Erbakan ve Özal gibi isimler vardı. Erbakan liderli¤inde siyasal hayata kat›lan MNP(70)de Kotkunun tavsiyesiyle kuruldu¤u bilinmektedir. Kotku 80 y›l›nda vefat etti¤i zaman yerine Coşan geçti. Özal liderli¤indeki ANAP iktidar›na denk gelen bu süreçte, cemaat ba¤l›lar›n›n say›s›n› art›rmakla kalmad› iş hayat›, siyaset ve bürokrasidede etkisini hissettirdi. 97de dönemin RPsini ve ‹slami oluşumlar› hedef alan süreçte ‹skender Paşa cemaati, yurt dışına aç›lmaya yöneldi. Nakşibendilikten ilham alan ve farkl› kesimlere hitap eden başka cemaatler; Erenköy Cemaati(50); Erenköye yerleşen Ramazano¤lu etraf›nda gelişti. Ramazano¤lunun ba¤l›lar› genelde üst gelir gurubuna mensup, e¤itimli tüccarlard›.
    Menzil Dergah›: Ad›n› Ad›yaman-Menzil Köyünden alan cemaat Hüseyni etraf›nda gelişti ve o¤lu olan, Erol zaman›ndada etkinli¤ini artt›rd›.
    ‹smail A¤a Cemaati: taşradan büyük şehirlere gelerek merkezi çevreleyen yerleşimlerde var olma çabas›na giren, nispeten yoksul yeni kentliler aras›nda etkili olmas›yla dikkat çekmektedir. Modern hayata karş› geleneksel k›yafet ve yaşam tarz›n›n savunulmas›n› önemseyen cemaat üyeleri, çarşaflı ve sar›kl›, cübbeli ba¤l›lar›yla en fazla göze çarpan ‹slami oluşumlardand›r. ustaosmano¤lunun şeyhli¤ini yapt›¤› cemaat, Fatihteki ‹smail A¤a Camii etraf›nda serpildi¤i için bu isimle an›lmaktad›r.



    Hazneviler: Türkiye Kürtleri aras›nda etkili bir başka Nakşibendi cemaatidir.
    Türkiyede etkili olan bir başka tarikatta Kadiriliktir. 12.yyda şeyh Geylani taraf›ndan kurulan ve ‹slam dünyas›ndaki en köklü tarikatlardan olan Kadirili¤in, Osmanl›dan bu yana çok say›da ve birbirlerinden ciddi ölçülerde farkl›laşan tekkeleri olmuştur. Yayg›n kanaat bugünün Türkiyesinde Kadiri tekkelerinin, özellikle Nakşibendi ve Nurcu gruplarla k›yasland›klar›nda, nispeten daha etkisiz olduklar›d›r. Kadirilik etkisinde olduklar› bilinen gruplar, H.Baş liderli¤indeki icmalciler, Kadiri Muhammediye, Galibiler ve Tillocular. Süleymanc›l›¤›, geleneksel tarikat yap›s›ndaki şeyh-mürid hiyerarflisi ve gelenekleri üzerinden tan›mlamak kolay de¤ildir. Süleymanc›l›k, çok fazla yaz›l› kayna¤› olmayan ve gücünü Kuran ö¤retme misyonundan alan bir ‹slami oluşumdur. E¤itimli kesimlerden ziyade taşradaki geleneksel dindar aileleri etkileyebilen Süleymanc›l›k, son derece muhafazakâr bir Sünni ‹slam yorumuna sahiptir. Faaliyetlerini Kurs ve Okul Talebelerine Yard›m Dernekleri ad› alt›nda yürütmeye çalışan Süleymanc›lar, daha çok Ege ve Akdeniz bölgelerinde taban buldu. Tunahandan sonra Süleymanc›lar›n lideri olan ve APden üç dönem milletvekilli¤ide yapan Kaçar ve di¤er etkili isimlerin, 12 Eylül rejiminden ciddi bir darbe görmedikleri söylenebilir. Günümüz Türkiyesinde Nurculuk şemsiyesi alt›nda irili ufakl› çok say›da ‹slami oluşum bulunmaktad›r. Tüm bu gruplar› ortaklaşt›ran yön, Said Nursinin düşünsel miras›ndan ve hayat tecrübesinden ilham almalar›d›r. 30lardan sonra Said Nursinin dönemin koşullar›n› dikkate alarak oluşturdu¤u ‹slam yorumunun, k›sa süre içerisinde Türkiyenin en etkili ‹slami cemaatlerini üretmesi, sosyolojik aç›dan izaha muhtaçt›r. Osmanl› dönemindeki siyasal mücadelelerde aktif olarak yer alan Said Nursi, bir dönem İTC ilede yak›n ilişkiler kurmuştu. Nursi, hem 31 Mart Ayaklanmas›na hemde 25deki şeyh Sait isyan›na karışmakla suçland›. Nursi, devrinin tarikat devri olmad›¤›, kendisinide şeyh olarak görmeyi reddetmişti. As›l mesaj›n›n Nur Risaleleri oldu¤unu ve otoritesinin oradan kaynakland›¤›n› ›srarla vurgulayarak, metin merkezli bir dinî yorum ortaya koydu.
    Nurculu¤un Kollar›: 70den itibaren yay›mlanmaya başlayan Yeni Asya gazetesi, AP yanl›s› ve komünizm karfl›t› çizgisiyle dikkat çekecekti. Genel olarak Nurculu¤un MNP-MSP-RP çizgisinde temsil edilen ‹slamc› partilere mesafeli durdu¤u ve DPAP-DYP-ANAP çizgisindeki merkez sa¤ gelene¤e destek vermeyi tercih ettikleri söylenebilir. Zamanla Yeni Asyac›lar ismi, Nurculu¤un ana gövdesi için kullan›l›r oldu. MSP kuruldu¤unda ciddi say›da Nurcu bu partiyi desteklemiflti. Parti, 73 seçimlerinden sonra CHPyle koalisyona gidince özelikle Yeni Asyac›lar›n başlatt›¤› bir karşı kampanya sonucunda Nurcular›n büyük bölümü MSPden koptular. Gülen Cemaati, 70lerin baş›nda, Nur Dersaneleri yerine Işık Evleri ad›yla yeni bir yap›lanmaya gitmiş, 78de S›z›nt› isimli bir dergi ç›karmaya başlamışt›. bilimsel kan›tlarla iman› kuvvetlendirmek yolunu izleyerek Nursinin miras›n› canland›rd›. 70li y›llarda geniş bir kesimi etkilemeye başlayarak, di¤er Nurcu çevrelerden ayrışt›. 80 sonras›nda giderek büyüyen bir e¤itim altyap›s› oluşturan Gülen cemaatinin, hem devlet içinde hem de iş dünyas›nda son derece etkili takipçileri oluşmaya bafllad›. 50den fazla kitab› olan Gülen, 99dan sonra ABDde yaşamaya başlad›.


    Klasik ‹slami tarikat s›n›flamas›
    1-Kadirilik
    2-Nakşbendilik
    3-Mevlevilik
    4-Rifailik
    65-80 Arası dönemde din devlet ilişkileri: ‹slami talepleri olan çevreler 60-65 aras› dönemde savunmaya çekilmişlerdi. Bir an önce çok partili yaşama geçilmesini istedikleri için orduyu k›zd›rmak istemiyorlard›. Bu kesimlerinde verdikleri oy deste¤iyle AP, 65 seçimlerinden %52,9 oy alarak büyük bir zaferle ç›kt›. AP iktidar›nda din devlet ilişkileri bak›m›ndan at›lan önemli ad›mlardan birisi, 67 y›l›nda liselerede seçmeli din dersinin konulmas› oldu. Bu ad›m, laik çevrelerin tepkisini çekti. Baz› bas›n organlar›, Demirelin Hac›bayram Camiine Cuma namaz›na gitmesini gericilik olarak eleştirmekteydi. CHP lideri inönü, APyi s›kl›kla irtica tehdidi konusunda uyar›yor; irtica komünizm kadar tehlikelidir şeklinde demeçler veriyordu. Demirelin bu türden uyar›lara karşı cevab›da genellikle ayn›yd›: Din ve vicdan hürriyetini irtica olarak göstermeye siyasi bask› denir. Fakat AP yönetimi, aşırı buldu¤u kimi ‹slamc› çevrelere karş› tedbir almak konusunda DPden geri kalmad›. 67 tarihinde yasa dışı Hizbüt Tahrir Örgütüne üye on kişi tutukland›. 68de AÜ ilahiyat Fakültesi ö¤rencisi Hatice Babacan, derslere başörtüsüyle girmeye kalk›nca, okuldan uzaklaşt›r›ld›. 70de Milli Görüş çizgisindeki ilk siyasal ‹slamc› parti olan MNP kuruldu ve k›sa sürede önemli bir oy deste¤i elde etti. Erbakan, milletvekili olmak için önce APye müracaat etmiş ama Demirelden veto yemişti. Konyadan ba¤›ms›z aday olarak 69 seçimlerine kat›lmış ve yüksek bir oy oran›yla seçilmeyi başarmıştı. MNP, 71 Muht›ras›n›n ard›ndan kapat›ld›. isviçreye giden Erbakan, bir görüşe göre, askerlerin davetiyle yeniden ülkeye döndü ve 72de kurulan MSP başına geçti. MSP, 73 seçimlerinde %11,8 oy alarak 48 sandalye kazanmay› başard›. MSP, en yüksek oylar›n› Elaz›¤, maraş, Sivas, Çorum, Yozgat, Malatya, Tokat gibi Orta ve Do¤u Anadolu illerinden almıştı. Seçimlerden birinci ç›kan CHP ve MSPnin 74de bir koalisyon hükümeti kurmalar›, baz› muhafazakar ve milliyetçi çevrelerin sert tepkilerine neden oldu. Adalet, içişleri, Ticaret ve Sanayi bakanl›klar›n›n yan›nda, Diyanet işleride MSP’nin yönetimine b›rak›lmıştı. MSP, bu dönemde çok say›da ‹mam Hatip okulunun aç›lmas› için çaba gösterdi. MSPnin Genel Af konusunda CHPyle anlaşmas›, MHP gibi milliyetçi çevrelerin ve Nurcu çevrelerin sert tepkisi ile karş›laşacakt›. Bu zor koalisyon 9 ay yaşadı. MSP ve Erbakan, art›k tüm Türkiyenin tan›d›¤› siyasi aktörler hâline gelmişlerdi. CHP-MSP koalisyonundan sonra 1. Milliyetçi Cephe olarak bilinen AP, MSP, MHP ve CGP oluflan yeni koalisyon hükûmeti, 75te kuruldu ve 77 genel seçimlerine kadar sürdü. 77de MSPnin oyu %8,6ya, sandalye sayısıda 24e düşmüştü. MSPnin kaybetti¤i oylar›, %6,4 oy alan MHPye kapt›rd›¤› görülecekti. Bu iki partide Orta ve Do¤u Anadolu illerinden ciddi oy al›yor; birinin kayb› di¤erinin kazanc› hâline gelebiliyordu. MSPnin bu seçimde Kürtlerin ço¤unlukta oldu¤u illerden yüksek oy almas›yla, Kürtlerin Milli Görüfl hareketi içerisinde artarak devam edecek etkileride belirginlik kazanmış oluyordu. Seçimlerden sonra AP, MHP ve MSP, 2.Milliyetçi Cephe koalisyon hükûmetini kurdular.
    Alevilerle ilgili Tartışmalar: Alevilerin büyük ço¤unlu¤u Kurtuluş Savaşına destek verdiler. laik cumhuriyet rejiminide benimsediler. M.Kemal, 19da Hac›bektaş postnişini Çelebiyi ziyaret ederek deste¤ini alacakt›. Çelebi, TBMMde Kırşehir milletvekili oldu. Ölümünden sonra kardeşi Ulusoy milletvekili seçildi. Bu dönemde baz› Kemalist ayd›nlar, gerçek Türk ‹slam›n›n Alevilik oldu¤unu savunan araşt›rmalar yürütmekteydi. Buna ra¤men 25te Bektaşi tekkelerininde kapat›ld›¤›n›, bunlara bir ayr›cal›k tan›nmad›¤›n› görüyoruz. Alevilerle ilgili bir başka sorun, DİB taraf›ndan tan›nmamalar› ve bu kurumda temsil edilmemeleriydi. DİB, asl›nda laiklik ilkesiyle çelişir biçimde, ‹slam›n SünniHanefi yorumunu temsil ediyordu. Alevilerin önemli bir k›sm›, 50 seçimlerinde DPye destek verdiler. Yine Alevilerle ilgili tartışmalar›n başlamas›da ayn› döneme rastl›yordu. Bu dönemde Alevileri tan›tan kitaplar yay›mlanmayada başland›. Bu kitaplar aras›nda en tartışma yaratanlardan birisi, Öztoprakın 51de yazd›¤›, Kuranda Hikmet, Tarihte Hakikat: Alevilerde Namaz kitab›yd›. Kitab›n tezleri DİB yöneticilerini k›zd›rd›. 57de 67 il Müftüsü kitaba karşı bir bildiri yay›mlayarak yak›lmas›n›, yazar›nda idamla yarg›lanmas›n› istediler. Yazar, yap›lan yarg›lama sonucunda beraat etti. 27 May›s Darbesinden sonra MBKnin lideri ve Cumhurbaşkan› Gürsel, Alevilerin DİBte temsiline s›cak bakt›¤›n› ifade etmişti. Gürselin bu yönde girişimlerde bulunulmas› talimatlar› bir sonuç getirmedi. Bu dönemde DiB yöneticileri, Alevili¤in bir inanç olmaktan ziyade siyasi bir yorum oldu¤unu ve art›k Alevi-Sünni meselesinin kalmad›¤› tezini işliyorlard›. Zamanla Alevili¤in Sünnilik içerisinde eriyece¤ine dair bir beklentileride vard›. Bu yaklafl›m›n tipik bir örne¤ini dönemin DİB Başkan› Elmal›, 66da gösterir. Elmal›, Alevi Sünni meselesi kalmad›. Alevilik, dinî de¤il siyasidir,” diyerek Alevili¤in DİB Teşkilat›nda temsiline niye karşı oldu¤unu ortaya koyuyordu. Bu yaklaşım, bas›nda ciddi tartışmalar yarat›yordu. Ayn› y›l yüzlerce Alevi, hükûmete bir dilekçe vererek, Alevilerin DİBde temsilini talep ettiler ve kendilerine karşı ayr›mc›l›k yap›ld›¤›n› savundular. Aleviler, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu türden bir girişimde bulunmuşlard›. 60lar›n 2.yar›s›ndan itibaren Aleviler ve Sosyalist hareket aras›nda s›cak ba¤lar geliflti. Alevi tarihi, Pir Sultan Abdal gibi önemli şahsiyetler, sosyalist tezler ışığında yeniden yorumlan›yordu. TiPde Alevilerden destek görmüştü. TİP, parti program›na Alevi mezhebinden olanlar›n ayr›m gördüklerini yazmışt›. 66da Aleviler Cem Dergisi ad›yla bir süreli yay›n ç›kararak, günümüze kadar varl›¤›n› sürdürecek önemli bir yay›n girişiminde bulundular. Ayn› y›l, Alevilere hitap eden Birlik Partisi kuruldu. Alevilerin, DİB ve Yüksek Din şuras›nda temsil edilmelerini savunan parti, mezhepçilik yapt›¤› suçlamalar›na maruz kald›. Seçimlerde %1,6 s›n›r›n› aşamayan parti k›sa süre sonra tarih oldu. Alevilerin büyük ço¤unlu¤u Ecevit liderli¤indeki CHPye ve de¤işik sosyalist gruplara destek vermeyi tercih ettiler. 70lerden itibaren Sünni ve Alevi gruplar›n beraber yaşad›¤› Orta ve Do¤u Anadolu illerinde siyasal kavgalarla mezhep çatışmalar› iç içe girecekti. Çorum ve maraşta Alevilere yönelik katliamlar yaşand›. 80 Askerî Darbesini yapanlar, Alevi Bektaşilerin bir inanç gurubu olarak sorunlar›n› görmezden geldiler. 90larla beraber, Alevi kimli¤iyle ilgili talepler yeniden ve bu sefer çok daha güçlü biçimde gündeme gelecekti.

    80-97 Arası dönemde din devlet ilişkileri: 80 Darbesini gerçekleştirenlerin en önemli gerekçelerinden biriside daha önceleri oldu¤u gibi irtica tehdidiydi. Darbecilerin sab›rlar›n› en fazla taşıran giriflim olarak gösterdikleri olay, 80de MSPnin düzenledi¤i Konya Mitingiydi. Darbeden sonra bütün çevrelerden on binlerce kişi tutukland›. Erbakan ve çok say›da MSPli, Ankara S›k›yönetim Mahkemesinde ana davalar kapsam›nda yarg›land›lar. 85de MSP davas›ndan delil yetersizli¤i gerekçesiyle beraat eden Erbakan ve dava arkadaşlar›, art›k enerjilerini siyasal hayata verebilirlerdi. Erbakan, 87 y›l›nda, 83 y›l›nda kurulan RP liderli¤ini üstlendi. Darbeyi gerçekleştiren askerler, kültür alan›nda birtak›m de¤işiklikler yaparak, özellikle gençli¤in sol ideolojilere yönelmesini önlemeye çalışt›lar. Darbecilerin, Ayd›nlar Oca¤› taraf›ndan geliştirilen Türk-‹slam Sentezini destekledikleri görülecekti. Türk ‹slam Sentezi, ‹slam› Türk milliyetçili¤iyle sentezleyen ona antikomünist ve devletçi bir içerik kazand›ran bir yorumdu. Darbeciler, özellikle e¤itim ve kültür kurumlar›nda bu sentezden yararlanma yoluna giderek, rejime itaat eden ve siyasete uzak bir gençlik yetiştirilebilece¤ine inand›lar. Bu yönde at›lan en önemli ad›m, din derslerinin zorunlu hâle getirilmesiydi. ANAP, 83 seçimlerinde iktidara geldi. Özal, MSP taban›n›n yak›ndan tan›d›¤› bir isimdi. Kardeşi Korkut Özal, MSPde bakanl›k yapmıştı. Özal›n, DPT Müsteşarl›¤› yapt›¤› dönemde teşkilata dindar kimlikleriyle bilinen isimleri alarak kadrolaşmaya gitti¤i, o dönemin laik çevrelerince s›kl›kla dile getirilen bir eleştiriydi. Bu isimler, laik bas›n taraf›ndan Takunyal›lar olarak adland›r›l›yorlard›. Özal, 77 seçimlerinde MSP ‹zmir milletvekili aday› olmuş, kazanamamışt›. Nakşibendili¤in ‹skender Paşa koluna ba¤l› oldu¤u söylenen Özal, MSPnin genç ve yetenekli kadrolar›ndan baz› isimleride ANAPa transfer etmifl, böylece partisinde Mukaddesatç›lar olarak bilinen dindar bir grubun oluşmas›na vesile olmuştu. Özal›n ‹slamc›l›¤a katk›s›, dolayl› yollardan olacakt›. Geleneksel tarikat ve cemaatlerin özellikle devlet bürokrasisi ve iktisadi hayat içerisinde önlerini açmas›, zamanla bu kesimlerin ciddi bir iktisadi ve siyasi güç oluşturmalar›n› getirdi. Bu güç, e¤itim alan›na ve özellikle yaz›l› ve görsel medyaya yönelince, ‹slamc› veya Muhafazakâr diye adland›r›lan ciddi bir entelektüel çevre oluşmuş, bunlar›n görüşleride kamuoyunda giderek daha fazla görünür olmaya başlamışt›. ‹ktisadi güç, e¤itim medya alanlar›nda güç birikimini getirince, son ad›mda siyasal alana yönelmekti. 90lar›n ortas›nda RP, daha sonrada AKP yelkenlerini şişiren bu gücün oluşmas›nda Özal›n dolayl› ve dolays›z etkileri olmuştur. Özal, ANAPa destek veren Gülen cemaatine mensup isimlerin iktisadi hayatta başar›l› olmalar› için kimi kolayl›klar sa¤lamıştı. başta ‹skender Paşa cemaati olmak üzere, çok say›da ‹slami grup, ANAP döneminde iş hayat›na yönelerek şirketleştiler. ANAP döneminde ‹slami oluşumlar›n özellikle Kuran kurslar›, dershaneler, ö¤renci yurtlar› gibi yap›lar üzerinden e¤itim alan›nda etkin olmalar› teşvik edildi.





    RPnin Yükselişi: 83de kurulan RPnin, 11 y›l sonra ‹stanbul Büyükşehir Belediye Başkanl›¤›n› kazanaca¤›n›, bir y›l sonra da Erbakan›n Cumhuriyet tarihinin ilk ‹slamc› Başbakan› olaca¤›n› hayal etmek zordu. RP, girdi¤i her seçimde istikrarl› biçimde oyunu art›rmay› bildi. ‹stanbulun RPli yeni başkan› Erdo¤anda kamuoyunun yak›ndan tan›d›¤› bir isim hâline geldi. Erdo¤an›n anketlerde önde görünmesiyle beraber irtica tartışmalar› yeniden gündeme oturdu. Erdo¤an başkan seçildikten sonraki ilk Belediye Meclisi toplant›s›nda açılışı Fatiha ile yapmak istedi. Erdo¤an›n uzun zamand›r savundu¤u Taksime cami projesi, isteyen k›z ö¤rencilere özel otobüs tahsis edebilecekleri, evlilik ça¤›ndaki gençlere maddi yard›mda bulunacaklar›, belediye kokteyllerinde alkole izin vermeyecekleri ve belediye çalışanlar›n›n k›yafetlerine karışmayacaklar› türünden mesajlar›, laik çevrelerde tedirginlikle karşıland›. Erdo¤an, zamanla yerel yönetimlerin somut meseleleriyle daha fazla ilgilendi ve kamuoyunda başar›l› bir belediye başkan› olarak alg›lanmaya başland›. RPnin yükselişinin 80lerin 2.yar›s›ndan itibaren görünürlükleri giderek artan radikal ‹slamc›l›kla ilişkiside önemlidir. Türkiyedeki ‹slamc›lar›n ‹ran ‹slam Devrimi, Filistindeki ‹ntifada hareketi ve Afganistandaki direnişi ilgiyle izledikleri bu dönem, çeviri, dergi ve gazete eksenli yayg›n bir canlanman›n ortaya ç›kmas›na yol açt›
    Başörtüsü Meselesi: 68de H.Babacan›n ‹lahiyat Fakültesine başörtüsüyle gelme girişimiydi. 90larla beraber, türban sorunu laik-‹slamc› çatışmas›n›n ciddi bir sembolü oldu ve dokunulmas› zor bir tabu hâline geldi. 28 şubat 97 sürecinden sonra kimi üniversitelerin ve YÖKün sert tutumlar›yla bu sorun dahada alevlendi. hukuki zeminde son çare olarak görülmeye başlanan AİHMe yap›lan başvurudan ç›kan ilk de¤erlendirmede türban›n serbest kalmas›n› savunanlar için hayal k›r›kl›¤› oluşturdu. AİHM 2004te, kamusal alanda türban yasa¤›yla ilgili Türkiye aleyhine aç›lan davada, Türkiyeyi oy birli¤iyle hakl› bularak yasa¤›n meşru temeli oldu¤una işaret etti. Milletvekili seçilen Merve Kavakç›n›n başörtüsü ile Meclise gelerek yemin etmesinin engellendi¤i 99 y›l›ndan sonra kamusal alan ve başörtüsü yasa¤› konusundaki tartışmalar devam etti. Erbakan›n 94de Parti Meclis Grubunda söyledi¤i Türkiyenin şu anda bir şeye karar vermesi laz›m. RP Adil Düzen getirecek. Bu kesin şart, geçiş dönemi yumuşakm› olacak, sertmi olacak, tatl›m› olacak, kanl›m› olacak. Altmış milyon buna karar verecek” sözleri gündeme damgas›n› vurdu. Bu arada MGKnin 95de yapt›rd›¤›, irtica ve aş›r› dinci ak›mlar konulu bir araşt›rman›n, RPnin bir sonraki seçimde iktidara gelme şans›n›n yüksek oldu¤unu göstermeside gerilimi artt›rd›. Bu koşullar alt›nda yap›lan 95 Genel Seçimlerinden RP, %21,3 oy ve 158 milletvekili ile 1.parti olarak ç›kt›. RPnin laiklik karşıtı rövanş arayışında oldu¤u yönündeki eleştiriler, 97de Başbakanl›kta çeşitli tarikat ve cemaat temsilcilerine verilen yemekle beraber doru¤a ç›kt›. Sincanın RPli Belediye Başkan› Y›ld›z›n düzenledi¤i Kudüs Gecesinde söyledi¤i; Laiklere zorla şeriat enjekte edece¤iz sözleri ilginç gelişmelere yol açt›. 3 şubatda 20 tank Sincan caddelerinden geçerek RPye aç›k bir mesaj vermiş oldu.



    97 sonrası dönemde din devlet ilişkileri: 28 şubat 97 tarihinde yap›lan MGK toplant›s›nda, Erbakan Hükûmetinden bir dizi karar› uygulamas› istendi. 28 şubat müdahalesinden sonra Refahyol Hükûmeti devrildi. Türkiye 2002ye kadar koalisyon hükûmetleriyle yönetildi. Bu koalisyonlar, 28 şubat› gerçekleştirenlerin taleplerini büyük ölçüde yerine getirdiler. Kuran kurslar›na 12 yaş s›n›r› getirildi ve bu kurslar›n aç›lmalar› zorlaşt›r›ld›. 8 y›ll›k zorunlu e¤itim kapsam›nda imam hatip ortaokullar› kapat›ld›. Ayr›ca imam hatip mezunlar›n›n kendi alanlar› dışındaki bölümlere girmeleri zorlaşt›r›ld›. 28 fiubat müdahalesi, siyasal ‹slam›n yükselişini durdurmak için yap›lmış, irticayla savaşın gerekirse biny›l sürece¤i vurgulanmıştı. Milli Görüşün 3.partisi olan RPde laik cumhuriyet ilkesine ayk›r› eylemleri nedeniyle 98de Anayasa Mahkemesi taraf›ndan kapat›ld› ve Erbakan dahil baz› üyelerine beş y›l siyaset yasa¤› konuldu. Milli Görüşçüler, FP ile yollar›na devam karar› ald›lar. 99 Genel Seçimlerinde oylar›n %15ini alan FPyi TBMMde başörtüsü krizi bekliyordu. Başörtülü vekil Merve Kavakç›n›n yemin etmesi engellendi ve vekilli¤i düşürüldü. FPde yine laikli¤e karfl› eylemlerin oda¤› haline geldi¤i gerekçesiyle 2001de kapat›ld›. FPnin kapat›lmas›yla bu hareket içerisinde Yenilikçiler ve Aksaçl›lar diye bilinen iki grup aras›ndaki rekabet, ayrışmayla sonuçland›. Erbakan liderli¤indeki kanat, Kutan›n başkan› oldu¤u SPyi kurarken Yenilikçiler, 2001de AKPyi kurdular. Erdo¤an, 97de Siirtte düzenlenen mitingde okudu¤u şiir nedeniyle halk› s›n›f, ›rk, din, mezhep veya bölge farkl›l›¤› gözeterek kin ve düşmanl›¤a tahrik etti¤i gerekçesiyle 10 ay hapis cezas›na çarpt›r›ld›. 2002 Genel Seçimlerinde oylar›n %34ünü alan AKP, TBMMde 363 sandalyelik temsil oran›na erişti. Erdo¤an siyasi yasakl›yd› ve 58.Hükûmet, Gül taraf›ndan kuruldu. K›sa süre sonra TBMM, Erdo¤an›n siyasi yasa¤›n› kald›rd›. Erdo¤an 59. Hükûmetin Başbakan› oldu. Milli Görüş gömle¤ini ç›kard›k diyen Erdo¤an liderli¤indeki AKP, kendisini Muhafazakâr Demokrat olarak tan›mlad›. Türkiyenin ABye üyelik sürecini h›zland›ran AKP, özellikle ilk döneminde çatışmac› siyasetten uzak durdu. AKPnin iktidara gelişi, askerin siyasi hayata yapt›¤› demokrasi dışı müdahalelerin, toplum taraf›ndan kabul görmedi¤ini ve istenilenin tersi sonuçlar do¤urabildi¤ini bir kez daha gösterdi. AKP, laiklik tartışmalar›nda daha çok Anglo-Sakson modeli olarak bilinen, devletin dinî alana müdahale etmedi¤i ›l›ml› bir laiklik anlayışı savunuyordu. Parti program›nda, Partimiz, dinî insanl›¤›n en önemli kurumlar›ndan biri, laikli¤i ise demokrasinin vazgeçilmez şart›, din ve vicdan hürriyetinin teminat› olarak görür. Laikli¤in, din düşmanl›¤› şeklinde yorumlanmas›na ve örselenmesine karşıd›r diyerek bu bakışın işaretlerini veriyordu. Yine izleyen maddede, Esasen laiklik, her türlü din ve inanç mensuplar›n›n ibadetlerini rahatça icra etmelerini, dinî kanaatlerini aç›klay›p bu do¤rultuda yaşamalar›n› ancak inançs›z insanlar›nda hayatlar›n› bu do¤rultuda tanzim etmelerini sa¤lar. Bu bak›mdan laiklik, özgürlük ve toplumsal barış ilkesidir denilerek, bu bakış aç›s› destekleniyordu. Erdo¤an çeşitli konuşmalar›nda kendisinin laik olmad›¤›n› ama devletin laik olmas›n› destekledi¤ini vurgulayarak, kendi laiklik anlayışın› ortaya koydu. Bu ilkelere ra¤men AKP, iktidara geldikten sonra DİBde yukar›daki ilkeler do¤rultusunda de¤işiklikler yapmad›. Tam tersine DİBin toplumsal hayat içerisindeki etkisi dahada artt›. AB Bakanl›¤›, Dışişleri Bakanl›¤›, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤› ve Çevre ve şehircilik Bakanl›¤›n›n bütçelerinin toplam›, DİBe ayr›lan bütçe büyüklü¤ünün ancak bir miktar üzerine ç›kabildi. Alevilerin uzun süredir dillendirdikleri talepler konusunda DİB, statükocu bir tav›r benimsedi. Alevilerin DİB içerisinde temsilleri veya DİBin tamamen kald›r›lmas›, Cemevlerinin ibadethane olarak tan›nmalar› ve zorunlu din derslerinin kald›r›lmas› şeklinde özetlenebilecek bu talepler, AKPnin Alevileri temsil eden kimi kuruluşlarla yapt›¤› ortak buluşmalarda ele al›nmakla beraber, buradan somut sonuçlar ç›kmad›. I.Erdo¤an Hükûmeti döneminde Cumhurbaşkanl›¤› görevini sürdüren Sezerle ciddi gerilimler yaşanacakt›. 2007de yap›lan seçimleri AKP, %46 gibi yüksek bir oranla kazanacakt›. Meclis, Gülü cumhurbaşkan› seçerek bu süreci sonland›rd›. 2010a gelindi¤inde AKP, sivil ve askerî bürokrasi içerisinde kendisine karşı darbe arayışında olan kesimleri denetim alt›na almay› başard›. 2011 Genel Seçimlerinde oylar›n› %50ye taş›yan parti, yeni anayasa yap›m› sürecine h›z verdi. Bu yeni süreçte daha rahat hareket eden AKPnin 28 şubat süreci sonucu ortaya ç›kan düzenlemeleri tek tek ortadan kald›rd›¤› görülecekti.
    -DP, CHPden farklarını, Millete mal olmuş ve olmamış devrimler ayrımı üzerinde yapmıştır.
    -Osmanl› ‹mparatorlu¤unda 19.yyda laikli¤i savunan düflünce ak›m›, Bat›c›l›ktır.
    -Seçmeli din dersi uygulamas›n› bafllatan parti CHPdir.
    -Laiklik karfl›t› faaliyetleri gerekçe gösterilerek Saadet Partisi kapat›lmam›flt›r.
    -Temel e¤itimin 8 y›la ç›kar›lmas› 28 fiubat kararlar›ndand›r.
    -Cumhuriyeti kuranlar Osmanlı İmparatorluğunun gerilemesinin nedenini, dinsel tutuculuk olarak görmüşlerdir.
    -Türkiye Cumhuriyeti fikrinin alt yapısı, Kurtuluş Savaşında oluşmuştur.
    -Kilise hiyerarşisi dışında kalan kesimlere, laik denir.
    -Tazminat fermanı, hukuk alanının dinsellikten uzaklaşması veya sekülerleşmesi anlamında oldukça önemli bir dönüm noktasıdır.
    -MNPyi Necmettin Erbakan kurmuştur.
    -DP din adamı yetiştirmek üzere kayseride iho açmamıştır.
    -DPnin laiklik anlayışı anglo sakson laiklik anlayışıdır.
    7
    Türkiyede ordu-siyaset ilişkisi: Türk siyasal hayat›n›n en belirleyici unsurlar›ndan birisi ordunun siyasal hayatta oynad›¤› roldür. Aç›k askerî müdahaleler ve sonras›ndaki askerî rejimler, muht›ralar, askerî yetkililerin beyanlar› üzerinden siyasal gündeme müdahaleler, sivil rejimler alt›nda hâkimiyetini sürdüren Millî Güvenlik Devleti formu ve onun yasal, kurumsal, ideolojik her türlü düzenlemesi, s›k›yönetim ve ola¤anüstü hâl gibi istisna yönetim tarzlar›n›n ola¤anlaşmas›, OYAK, askerî sanayi, askerî harcamalar gibi sacayaklar› üzerinden iktisadi hayat›n içinde varoluşu.
    Tarihsel Arka Plan: ordunun oynad›¤› siyasal rol Osmanl›n›n son dönemlerine kadar geri gider. Modernleşme süreciyle birlikte, devlet yap›s›yla beraber ordunun örgütlenme, e¤itim, teknoloji vb. yap›lar›da de¤işime u¤rad›. uzun ve büyük savaşlar dönemi olmas›, orduyu siyasal, toplumsal, iktisadi hayat›n dahada merkezine yerleştirdi. Cumhuriyet dönemiyle birlikte, Bayramo¤lunun özerkleşme ve merkezîleşme süreci üzerinden tarif etti¤i hâliyle bir savaş yönetim modeli yerleşti. Ordu, sadece askerî işlerle de¤il, iç ve dış siyasetin tüm konular›yla ilgili bir aktör oldu. 23-27 aras› siyasi elitler aras› mücadele büyük oranda silahl› kuvvetlerin kontrolü üzerinden yürüdü.
    27 Mayıs 60 Darbesi: Cumhuriyet tarihinin ilk aç›k darbesi olan ve merkezinde ordunun yer ald›¤› otoriter siyasal rejim niteliksel bir s›çrama gösterdi. Hiyerarşi dışı bir askerî darbenin yap›ld›¤› 61 seçim sonuçlar›na göre oluşan meclisin aç›ld›¤› askerlerden oluşan MBK güdümünde bir askerî rejim dönemiydi. DPye 50lerdeki üç seçimi kazand›ran hegemonya projesi dört sacaya¤› üzerine oturuyordu: Ekonomik kalk›nma, patronaja dayal› yeniden da¤›t›m, muhafazakâr modernleşme ve millî iradenin gerçekleşmesi olarak demokrasi. DP, dünya ekonomisinin getirdi¤i s›n›rlamalar dâhilinde;
    1-CHPnin zaten 46-47den itibaren uygulamaya koydu¤u tar›m ve ticaret merkezli ekonomik kalk›nma stratejisini sahiplendi. CHPden farkl› olarak, DP patronaj ilişkileri yoluyla büyüyen ekonomik pastadan özellikle köylülere ve k›smen de kentlerdeki ücretli işçilere pay da¤›tt›. 2-Ekilebilir hazine arazilerinin da¤›t›m›, tar›m girdilerine yönelik sübvansiyonlar, görece ucuz krediler, tabiiki tar›m ürünlerine verilen görece yüksek fiyatlar, köylülü¤e yönelik yeniden da¤›t›m politikalar›, kentlerde 50ler boyunca say›s› h›zla artan işçilere yönelikde bireysel iş ilişkileri ve sosyal güvenlik alan›nda iyileştirmeler.
    3-tek parti döneminin h›zl› ve yukar›dan kültürel modernleşmecili¤i yerine dini, geleneksel de¤erlerin de¤işimini tedrici modernleşme sürecinin ola¤anl›¤›na b›rakan ve din temelli muhafazakârl›¤›da laikli¤in s›n›rlar›n› zorlamayacak şekilde politik olarak kullanan muhafazakâr modernleşmeci çizgi yer al›yordu. DPnin demokrasi vaadi, 50 seçimlerinin unutulmaz Yeter Söz Milletindir slogan›nda ifadesini bulan, seçimlerden ç›kacak ço¤unlu¤un iradesine eşitlenen bir millî irade söylemine dayal›yd›. Bu unsurlar› birbirine eklemleyen ise popülist siyaset tarz›yd›. DPde söylemlerinde, Türkiyede bugüne kadar iktidar blo¤unu hep askerî-sivil bürokrasinin ve onunla organik ilişki içindeki ayd›nlar›n oluşturdu¤unu, devlet gücünüde hep bu blokun kulland›¤› iddias›n› ileri sürüyor ve bunun karş›s›nda kendisinin geride kalan tüm millet blo¤unu temsil etti¤ini iddia ediyordu. 58de IMF, OECD gibi uluslararas› kurumlar›n bask›lar› alt›nda devalüasyona gidilmekle birlikte hem içeriden hem dışar›dan talep edilen planl› bir ithal ikamecili¤in kurumsallaşt›r›lmamas› DPye yönelik önemli eleştiriydi. ‹ktisadi kriz DPnin projesinin t›kanmas›nda önemli bir etkendi. 54 sonras› döneme bak›ld›¤›nda, DPnin, toplumsal ve siyasal muhalefet karş›s›nda otoriter e¤ilimlerini çok daha aç›kça sergiledi¤i görülür. Özellikle ayd›nlar, bas›n, üniversite ö¤retim üyeleri ve ö¤rencileri, sendikalar ve CHPye karşı otoriter bir siyaset izlendi. seçimleri millet iradesi= ço¤unlu¤un iradesi olarak gören DP kendisine her türlü muhalefetide millet iradesine muhalefet olarak kodlayarak bask›c› politikalar› meşrulaşt›rmaya çalışt›. Yarg›, üniversite mensuplar›n›n ve bürokratlar›n iş güvenli¤ine müdahale etti, üniversite profesörlerine siyaset yasa¤› getirildi. Bas›n özgürlü¤ü, düşünce ve ifade özgürlü¤ü hapis cezalar›nda içeren yollarla iyice k›s›tland›. 53te, Yerel sendikalar kapat›lmış, toplu sözleşme ve grev hakk› tan›nmamış, CHPnin mal varl›¤› Hazineye aktar›lmış, Atatürk devrimlerine karşı oldu¤u gerekçesiyle MPnin kapat›lmıştır. 55 yaz›nda Karadeniz gezisine ç›kan CHPli Gülek Sinopta tutuklanarak ‹stanbula getirilmiştir. DPnin ilk defa ciddi oy kayb›na u¤rad›¤› 57 seçim sürecinde bask›lar dahada artt›. adaylar›n›n bir sonraki seçimlerde parti de¤iştirmesinin engellenmesi, seçim dönemleri dışında siyasi partilerin aç›k hava mitinglerinin yasaklanmas›, antikomünizm retori¤inin CHPye yo¤un kullan›m›. 58de muhalefetin kin ve husumet cephesine karşı bir Vatan Cephesi kurulmas› ça¤r›s› siyasal kamplaşmay› arttırdı. DP Meclis grubu bir bildiri yay›mlayarak CHPyi silahl› ve tertipli ayaklanma haz›rlamakla, bir k›s›m bas›n›da bunu desteklemekle suçlad› ve bu suçlar› soruşturmak üzere Mecliste hepsi DPli olan 15 kişilik bir Tahkikat Komisyonu kuruldu. buna tepki olarak gelişen ö¤renci gösterilerinin ard›ndan s›k›yönetim ilan edildi. XIV.CHP Kurultay›nda yay›mlanan ‹lk Hedefler Beyannamesinde yeni hegemonya projesinin tüm unsurlar› ortaya serilir. Düşünce ve ifade özgürlü¤ü, din ve inanç özgürlü¤ü, bas›n hürriyeti, toplanma ve dernek kurma hürriyeti, grev hakk›, sendika ve mesleki teşekküller kurma hakk›, kanun önünde eşitlik, yarg› ba¤›ms›zl›¤› ve anayasa mahkemesinin kurulmas›, iki meclisli parlamenter yap›, nispi temsile dayal› seçim sistemi, planl› kalk›nma, fertleri maddi ihtiyaçlar›n ask›s›ndan kurtarmak, sosyal haklar›n tan›nmas›. Politik söylemdeki bu yenilenme CHPnin artan seçim başar›s›nda karş›l›¤›n› buldu. 57 seçimlerinde CHP oylar›n› % 6 kadar art›r›rken DP ise % 10 civar›nda oy kaybetti. ‹ktisadi ve siyasi kriz ortam›nda, 50lerde niceliksel ve niteliksel olarak gelişen kentli orta s›n›flar, işçi s›n›f› ve k›smende sanayi burjuvazisi yeni talepler üzerinden DP iktidar›ndan uzaklaşır. DPnin bu kesimlerin taleplerini içerememesi ve daha fazla otoritaryanizme sar›lmas› darbenin zeminini ve toplumsal destek taban›n› yaratmışt›r.
    Hegemonya: farkl› s›n›fsal veya s›n›f-ba¤lant›l› toplumsal güçlerin belirli bir s›n›f›n siyasi, entelektüel ve ahlaki önderli¤i alt›nda örgütlenmesidir.
    Hegemonya projesi: tabi s›n›flar ve do¤rudan s›n›fsal olmayan konular›n muhatab› toplumsal gruplar›n deste¤ini almaya çalışan ulusal-popüler eylem programlar›d›r. Popülizm: siyasetin çatışma eksenini iktidar blo¤u karşıs›nda halk blo¤unu kurup, bloklar alt›nda farkl› s›n›fsal ve toplumsal kesimleri dizen, ideolojik söylemler kadar patronaj ilişkilerine dayal› yeniden da¤›t›m mekanizmalar›yla gerçekleştiren bir siyaset tarz›.
    Darbenin Gerçekleme Süreci, Nedenleri ve MBKnin Yap›s›: Menderesin, iktidara geldikten sonra hep bir tehdit olarak gördü¤ü orduyu kontrol alt›nda tutma stratejisi, yüksek rütbeli subaylar› ve komuta heyetini kendine yak›n isimlerden oluşturmakt›. Ancak darbe hiyerarfli d›fl› bir darbe olarak örgütlendi, ve stratejisi başar›s›z oldu. enflasyonist bask›lar alt›nda sabit gelirli subaylar›n sosyoekonomik durumunun kötüleşmiş olmas›, ordunun modernleştirilmesi yönünde reform beklentisi içinde olan özellikle alt ve orta rütbeli subaylar›n bu konudaki hayal k›r›kl›¤›, ordunun siyasal yap› içindeki konumunun arka plana at›lm›ş olmas› DP karşıt› darbeci e¤ilimleri besleyen unsurlard›. MBK iktidar› memur ve subaylar›n maaşlar›nda iyileştirmeye gitti. Esaslar başl›kl› yay›mda 27 May›s ink›lap hareket nedeni şöyle s›ralanmaktad›r;
    1. Partizan bir idare kurulmas› ve hukuk devleti vasf›n›n ortadan kalkmas›
    2. Plans›z bir yat›r›m politikas› ve suistimaller
    3. Enflasyonist bir mali politika ve hayat pahal›l›¤›
    4. Fikir hayat› üzerine bask› ve bas›n hürriyetini tehdit
    5. Tek parti diktatoryas›n›n kurulmas› ve Büyük Millet Meclisinin meşrulu¤unu kaybetmesi.
    Askerî Rejimin Politikalar›: Sosyal-Millî Güvenlik Devletinin ‹nşas›: hükûmetin çal›flma program›na esas teşkil etmek üzere MBK’nin oy birli¤iyle kamuoyuna aç›klad›¤› Millî Birlik Komitesinin Direktifi ve Memleket Meseleleri Hakk›nda Temel Görüşleri adl› resmî yay›nlar şunlar› öngörmektedir:
    1-Özel teşebbüse müdahale etmeyecek dengeli bir devletçilik yoluyla sanayileşme, toprak ve tar›m reformu
    2-Adil vergi sistemi
    3-işçilerin sosyal haklar›n›n sa¤lanmas›
    4-istihdam›n art›r›lmas›
    5-sosyal adalet ilkesine uygun bir sa¤l›k politikas›
    6-demokratik hukuk nizam›
    7-yeni anayasa ve seçim kanunu
    8-ordunun yap›s›n›n modernleştirilmesi.
    27 May›s askerî rejiminin en temel iki icraat› DPT kurulmas› ve devlet yap›s›n› ve devlet-toplum iliflkilerini yeniden düzenleyen 61 Anayasas›n›n haz›rlanmas› oldu. Anayasa 27 May›s rejiminin en temel icraat›yd›. Kurucu Meclisin iki kanad› Temsilciler Meclisi ve MBKnin çal›şmalar›yla şekillenen anayasa hiç şüphe yokki yap›lış süreci aç›s›ndan demokratik meflruiyete sahip de¤ildi. Temsilciler Meclisi meslek odalar›, yarg›, bas›n, üniversite, sanayi ve ticaret odalar›, sendika, tar›m teşekkülleri temsilcilerinin ve aç›k olan iki parti (CHP ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) temsilcilerinin yan› s›ra MBK, Devlet Başkan› ve Hükûmet taraf›ndan atananlardan oluşuyordu. Temsilciler Meclisinde CHP çizgisi hakimdi ve Anayasa Komisyonunun haz›rlad›¤› taslak Meclisten tartışmal› geçsede MBK sürece kati müdahalelerde bulunma ihtiyac› hissetmedi. Anayasa hem görece demokratik hemde militarist tonlar içerdi. Ancak, Anayasa tartışmalar› s›ras›nda temel mant›¤›n radikal toplumsal çatışmalar› engellemek oldu¤u kendilerine aç›kça söylensede Türkiye burjuvazisi ve onun sa¤ siyasal temsilcileri bu formülasyona asla ikna olmayacakt›r. sosyal devlet, sosyal adalet, planlaman›n ne ifade etti¤i ve özgürlükler, grev ve toplu sözleşme hakk› gibi konularda muhalefet edildi. 60lar›n toplumsal ve siyasal dinami¤i ve 12 Mart askerî müdahalesinin niteli¤i bu gerilim üzerinden şekillenecekti. di¤er gerilim konusu ise DPlilerin yarg›lanmas› meselesi idi. Öncesindeki krizin niteli¤i itibar›yla, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle karşılaşt›r›ld›¤›nda 27 May›s›n şiddet dozu görece düşük kalsada gayrihukuki ve gayrimeşru Yass›ada mahkemelerinin verdi¤i kararlar ve infaz edilen üç idam toplumsal ve siyasal haf›zada derin yaralar açt›. Yass›adada toplanan ve Yüksek Adalet Divan› ad› verilen özel mahkeme 60-61 arası faaliyet gösterdi. Menderes, Zorlu ve Polatkan idam edildi.






    12 Mart 71 Muhtırası: Anayasan›n %61,7 oyla kabul edilmesi ve 61 seçim sonuçlar› 27 May›sç›lar›n umdu¤u gibi olmad›. CHP 1.parti ç›kmas›na ra¤men iktidar olamad› ve 61-65 aras› dört zay›f koalisyon hükûmeti ile geçti. darbeci e¤ilimleri bertaraf etme hamlelerinin yo¤unluğu darbeci ekibin imzalad›¤›, İnönü, Gürsel ve parti liderlerince kabul edilen Çankaya Protokolü ile aş›labildi. Zay›f koalisyon hükûmetlerinin ordu içindeki radikallerin beklentilerini tam olarak karş›lamaktan uzak kalmas› sürekli yeni darbe girişimlerini gündemde tutuyordu. Aydemir liderli¤inde önce 62 ve 63 darbe girişimleri inönü, parti liderleri ve yüksek komuta heyetinin karşı koymalar› ve darbecilerin iç anlaşmazl›klar› sayesinde başar›s›z oldu. Aydemir dâhil 7 idam cezas› infaz edildi ve tüm harp okulu ö¤rencileri, darbeci tüm subay ve askerler tutukland›. 65 seçimleri, Demirel liderli¤indeki APyi %52 oran›nda oyla tek baş›na iktidara getirdi. CHP %28 oy alabildi. APnin hegemonya projesi, DP ile başlayan merkez sa¤ siyasetin dönemin koşullar›na uyarlanmış hâliydi. APde sa¤ popülist bir siyaset tarz›n› izleyerek Türkiyede iktidar blokunu CHP, yüksek bürokratlar, ayd›nlar, üniversite, yarg› elemanlar› ve k›smende ordu mensupları olarak tarif ediyordu. kendisinin temsile soyundu¤u kesimler ise sanayi burjuvazisi, ticaret burjuvazisi, büyük toprak sahipleri, esnaf köylüler, işçi s›n›f›n›n uysal kesimleri, milliyetçi-dindar muhafazakâr kesimlerdi. DPden farkl› olarak AP sanayileşme merkezli bir kalk›nma stratejisi izliyor, ekonomide özel sektörü ön plana al›yor fakat İİSye uygun biçimde devletin ekonomiye müdahalesinide öngörüyordu. DP gibi devletin kendisini de¤il bugüne kadar devlet gücünü kullananlar› eleştiriyor ve devleti hem paternalist bir ilişki içinde millete hizmet götürecek bir ayg›t hemde DPden çok daha fazla bekas› korunacak bir ayg›t olarak görüyordu. Anti-komünizm dozu yüksek milliyetçilik ile laiklik s›n›rlar›n› zorlamayacak şekilde dinî kimli¤in yaşanmas›n› destekleyen bir muhafazakârl›¤› birleştiriyordu. AP, antikomünizm, asker cumhurbaşkan› seçimi, ordunun teçhizat, silah, lojman, kışla taleplerinin karşılanmas›, özlük haklar›n›n düzenlenmesi üzerinden orduyla yak›nlaşmaya çalışt›. ama, ordu içinde darbeci e¤ilimlerin oluşmas› engellenemedi.
    Muht›ra Öncesi Kriz Dinamikleri: Sivil-asker ilişkileri üzerine en tan›nmış yazarlardan olan muhafazakâr sosyal bilimci Huntington, 69da yay›mlanan De¤işen Toplumlarda Siyasal Düzen kitab›nda geniş toplumsal kitlelerin siyasallaşmas›n›n ve artan taleplerin devletin üzerine aşır› yük bindirdi¤ini, bununda yönetilemezlik krizine yol açt›¤›n›, düzeni korumak üzere ise ordular›n müdahalelerinin gerekti¤ini ileri sürer. Offeye göre bu tarz muhafazakâr kriz kuram›ndaki yönetilemezli¤in alt›nda yatan emek ve sermayenin politik-hegemonik talepleri üzerinden işleyen s›n›f mücadelesidir. 12 Mart› do¤uran kriz dinamikleri buna uymaktad›r. Türkiyede 60lar›n özellikle 2.yar›s› toplumsal ve siyasal hareketlerin ivme kazand›¤› bir dönemdi. işçiler, ö¤retmenler, ayd›nlar, üniversite gençli¤i bu dönemde daha çok siyasallaşt›, hak ve talep mücadelesi içine girdi. 69a gelindi¤inde TİP teorik ve pratik aç›dan yetersiz bulunarak Türkiye Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu(Dev-Genç) kuruldu ve özel sektörde örgütlenen ve güçlü bir mücadele prati¤i sergileyen DİSKle beraber grevler artt›. Avc›o¤lunun sol Kemalist Yön Dergisi(61-67) ve Devrim Gazetesi(69), Türkiyede kapitalizmin az gelişmişli¤i, dolay›s›yla köklü sosyoekonomik dönüşümün ancak ayd›nlar, ö¤renciler ve askerlerden oluşan zinde kuvvetler eliyle gerçekleşece¤ini söyler. 69 sonras›nda ordu içinde örgütlenmeye ve darbe yoluyla iktidar› ele geçirmeye yönelik bir strateji izler. TKP gelene¤inden gelen Millî Demokratik Devrim hareketi ise darbeci bir iktidar stratejisi izlemesede Sovyetler Birli¤i Komünist Partisinin aşamal› devrim stratejisini takiben kapitalizmin az gelişti¤i ülkelerde demokratik devrimin gerçekleşmesinde ilerici subaylar›nda bir rol oynayaca¤›n› kabul eder. 60lar›n sonuna do¤ru Türkiye toplumundaki bu siyasallaşma burjuvazisi, siyasi elitleri ve askerî elitleri ile tüm muktedirlerin gündemini bir tehdit olarak işgal etmekteydi. 69 seçimlerinde %6l›k bir oy kayb›na u¤rasada tek başına iktidar olan APnin bu siyasallaşma karşıs›nda stratejisi dikta veya faşizm yollar›na başvurmadan devleti otoriter devlet hâline getirmekti. APye göre 61 Anayasas›n›n devlet düzeni ile mevcut sosyal ve politik hareketlilik yönetilememekteydi. Yasa, düzen, asayiş ve devlet otoritesinin yeniden tesisi için yürütmeyi güçlendirecek, devlet düzeni ve rejimini koruyacak, demokratik hak ve özgürlükleri k›s›tlayacak anayasal düzenlemeler gerekmekteydi. yönetilemezlik tezi paradoksal biçimde kendisine zarar verdi. APnin hem burjuvazi içindeki bölünmelere hemde parti içindeki bölünmelere engel olamad›. ‹lk olarak, 69 seçimleri öncesinde Erbakan›n küçük ve orta boy Anadolu sermayesinin deste¤iyle TOBB başkanl›¤›n› kazanmas›na Demirel TOBB seçimlerini iptal ederek müdahale etmişti. Erbakan 69 seçimlerinde ba¤›ms›z milletvekili oldu ve 70te ‹slamc› sa¤›n ilk ba¤›ms›z partisi MNPyi kurdu. AP içi bir kanat sanayileşme merkezli ekonomik model ve 70 paketinin öngördü¤ü tar›m vergilerinden rahats›z oldu. Genelkurmay Başkan› Ta¤maç, solun ordu üzerinden devleti ele geçirmeye çal›şt›¤›n› ve orduyu otorite içinde tutmak gerekti¤ini söyler.
    Darbeci Klikler Aras› Mücadele ve Muht›ran›n ‹çeri¤i: Yükselen sol toplumsal ve siyasal hareketlerin ve sosyoekonomik gelişmenin yönetilemedi¤i konusunda neredeyse herkes hem fikirdir. Ancak yönetilemezli¤in nereden kaynakland›¤› ve çözümün ne olmas› gerekti¤i konusunda 12 Mart sürecine giderken ordu içinde her biri müdahaleyi öngören 3 farkl› ak›m›n oldu¤u söylenebilir.
    1-Orta Do¤uda yaşanmış Baas tipi bir darbe ile kapitalizm dışı bir yolu savunanlard›r. Bu Avc›o¤lunun ideolojik çizgisidir. Batur ve Gürlerinde irtibat içinde oldu¤u görülen ve 9 Martta yap›lmas› planlanan bir darbe, Batur ve Gürlerin geri çekilmeleriyle boşa ç›kar.
    2-Baturun 27 May›sç› modernist kalk›nmac› iyimserli¤i devam ettiren ve 27 May›s reformlar›n›n hayata geçirilmesini talep eden ak›md›r. Asayiş ve düzen temel derttir fakat bunun ekonomik ve sosyal reformlarla sa¤lanaca¤› düşünülür.
    3-Ta¤maç›n reformlar› de¤il yasa, asayiş, düzen söylemi üzerinden mutlak bir otoritaryanizmi savunan çizgisidir. Büyük ihtimalle ordu içindeki bu bölünmüşlük aç›k bir darbenin yap›lamamas›n›n ve tam bir askerî rejim kurulamamas›n›nda sebebidir.
    Bunun yerine 71de genelkurmay başkan› ve üç kuvvet komutan›n›n imzas›yla Cumhurbaşkan› Sunay, Meclis ve Senato başkanlar›na bir muht›ra metni verildi.




    12 Mart Ara Rejiminin ‹craatlar›: Muht›ran›n ard›ndan, Demirel, bunun anayasa ve hukuk devleti ile ba¤daşmad›¤›n› söyleyerek istifa etti. ara rejim s›ras›nda ilk yap›lan icraat, hiyerarşi dışı e¤ilimlere gözda¤› vermek oldu. 3 general 8 albay ordudan at›ld›. d›şar›daki sol harekete yönelik operasyon başlad›. 11 ilde s›k›yönetim ilan edildi. Bu, gündelik yönetimin fiilen askerlere geçmesi anlam›na geliyordu. S›k›yönetim alt›nda grevler yasakland›, bas›n özgürlü¤ü k›s›tland›, günlük gazetelere süreli kapatma cezalar› verildi. tutuklama ve işkencelerin hedefinde sosyalistler, devrimci gençlik örgütleri ve ayd›nlar vard›. s›k›yönetim mahkemesi karar›n› AP hâkimiyetindeki meclisin onaylamas› sonucunda Gezmiş, Aslan ve inan idam edildi. TİP Kürtçülükten, MNP ise ‹slamc›l›ktan kapat›ld›. AP hükûmetinin istifas›ndan sonra, Erim başbakanl›¤›nda a¤›rl›kla teknokratlardan oluflan I. Erim hükûmeti kuruldu. amaç, 27 May›sç› formülasyonun öngördü¤ü ekonomik ve sosyal reformlar› hayata geçirmekti. 71de kurulan II.Erim hükûmetininde 72ye kadar sürdü. öngörülen sosyal devlet ve sosyal adalet ilkelerine uygun reformlar› hayata geçiremedi. İİS politikalar›n›n ilk yap›sal krizi 71-73 aras›nda işçi ücretlerinin düşürülmesi, s›k›yönetim alt›nda işçi hareketlerinin bast›r›lmas› ve gurbetçi Türklerden gelen döviz ile k›sa süreli¤ine aş›ld›. rejiminin en büyük icraat›, 71 ve 73te gerçekleştirilen anayasa de¤işiklikleriyle 60 sonras›nda aç›lm›ş olan siyasal alan›n daha otoriter bir devlet yap›lanmas›yla kapat›lmas› oldu. Bu dönemdeki anayasa de¤işiklikleriyle temel hak ve özgürlükler, bas›n ve ifade özgürlü¤ü, dernek kurma hakk›, özel hayat›n gizlili¤i, kifli güvenli¤i s›n›rland› ve hakim önüne ç›kar›lma süresi uzat›ld›, do¤al yarg›ç ilkesi bozuldu, DGM kuruldu, yarg›n›n yürütme üzerindeki denetimi s›n›rland›; yarg› ba¤›ms›zl›¤› törpülendi, Anayasa Mahkemesinin anayasa yarg›s› yetkisi şekil şartlar›yla s›n›rland›; sendikalar›n ve siyasi partilerin faaliyet alanlar› daralt›ld›, kamu çalışanlar›n›n sendika hakk› engellendi; üniversitelerin ve Radyo ve Televizyonun özerkli¤i kald›r›ld› ve daha s›k› devlet denetimine tabi k›l›nd›. Bu s›n›rlamalarda devletin ülkesi ve milletiyle bütünlü¤ü, millî güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak gibi kavramlar devreye sokuldu. Bu anayasa de¤işiklikleri mecliste, zaten bu talepleri uzun zamand›r dile getiren APnin deste¤iyle ç›kt›. Sivillerin askerî olmayan suçlardan askerî mahkemelerde yarg›lanmas› mümkün k›l›nd›. AYİMin kurulmas›ylada askerî kişilerin kamu idaresiyle tüm ilişkileri do¤al yarg› sürecinin dışına ç›kar›ld› ve tasfiye, emeklilik, terfi ve atamalarda orduya ciddi bir özerklik sa¤land›. YAŞ kanunuyla şura âdeta bir Ordu Konseyi hâlini ald› ve komutan atama ve terfilerinde belirleyici güç askerlerin oldu. TSKnin elindeki mallar›n Sayıştay taraf›ndan denetlenmesi engellendi. rejiminin sonunda Türkiye kapitalizminin görece demokratik kalk›nmac› modernleşmeci hegemonyayla yönetilebilece¤ine dair iyimserlik yerini otoriter, militarist yöntemlerin daha yo¤un şekilde kullan›laca¤› bir döneme b›rakm›flt›r.
    80 Askeri Darbesi: 650 bin kişi gözalt›na alındı, 230 bin kişi yarg›land›, 50 kişi infaz edildi, 300ü kuşkulu bir şekilde 171 kişi işkenceden öldü. Cezaevlerinde, 299u normal 144 kişi kuşkulu şekilde öldü. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. darbe radikalli¤i sadece kulland›¤› bask› ve şiddetin dozundan de¤il sosyo-politik güç ilişkilerini, bunlar›n nakşedildi¤i devletin kurumsal mimarisini yeniden yap›land›rmas›ndan kaynaklan›r. yeni bir dönemin başlang›c›na işaret eder. Hem şiddet ve bask› dozu hemde sonras›nda inşa edilen otoriter-militarist devlet yap›lanmas› darbecilerin ve darbeyi destekleyenlerin 12 Eylül öncesi kriz ve tehdit alg›lar›ndan kaynaklan›r.
    12 Eylül Öncesi Organik Kriz: darbe, 70lerin 2.yar›s›ndan itibaren gitgide derinleşen sermaye birikim krizi(iktisadi) ve hegemonya krizi(siyasi) bileşiminin, yani bu organik krizin hem sonucuydu hemde ona cevapt›. Bu buzda¤›n›n görünen yüzü idiysede sermayedarlar aç›s›ndan kar oranlar›n›n düşmesi buz da¤›n›n esas k›sm›n› oluşturuyordu. 77 sonras› bütün sermaye örgütleri Türkiyede işçi ücretlerinin yüksekli¤ini, sendikal haklar›, toplu sözleşmeleri, işçi s›n›f›n›n hukuki kazan›mlar›n› krizin as›l sebebi olarak tarif ediyordu. Darbenin ve Askerî Rejimin Örgütlenmesi: 80 sabah› emir ve komuta zinciri içinde Bayrak Harekât› ad› verilen müdahale gerçekleşti. Darbeciler kendilerine MGK ad›n› verdiler. Konseyde Evren, Ersin, Şahinkaya, Tümer ve Celasun vardı. Konsey Genel Sekreterli¤inede Salt›k atand›. tehdit olarak görülen toplumsal ve siyasal hareketlere karşı devleti korumak mant›¤› üzerine inşa edilmiştir. Siyasi partilerin, birkaç› dışında bütün derneklerin, DİSK ve MİSKin faaliyetleri durduruldu, grev ve lokavtlar ertelendi. S›k›yönetim ilan edildi. MGK yasama yetkisini ve anayasada de¤ifliklik yapma yetkisini üzerine ald› ve 268 yasa ç›kard›.
    12 Eylül Rejiminin Devlet, Toplum, Ekonomi inşas›: 12 Eylül öncesi krizin sebebi olarak işçi s›n›f›n›n, gençli¤in, sol hareketlerin toplumsal ve siyasal mücadelesi görüldü¤ünden, rejiminin temel derdi s›n›f-temelli siyasete son vermek oldu. Bu, 24 Ocak kararlar›nda somutlanan yeni sermaye birikim rejimine geçişinde ön koşuluydu. 12 Eylül rejiminin en önemli icraatlar›ndan biri 24 Ocak kararlar›n›n mimar› Özal›n ekonomiden sorumlu devlet bakan› olarak atanmas› ve sonras›nda bu kararlar›n hayata geçirilmesi oldu. ‹hracata yönelik sanayileşmenin teşviki, dış ticaretin liberalizasyonu, kamu harcamalar› ve iç talebin k›s›lmas›, iş gücü piyasas›n›n disipline edilmesi(sendikal faaliyetlerin ask›ya al›nmas›, grev yasa¤›, ücret belirlenmesinde Yüksek Hakem Kuruluna yetki verilmesi), ücretler ve tar›m ürünleri taban fiyatlar›n›n maliyet olarak görülüp düşürülmesi devreye sokulan politikalard›. S›n›f siyasetine son vermek, burjuvazinin siyasal gücünü tahkim etmek üzere işçi s›n›f›n›n ve ba¤lant›l› demokratik toplumsal muhalefetin disipline edilmesi anlam›na geliyordu. hedefe işçi s›n›f›n›, sendikalar›, sol hareketleri, demokratik kitle örgütlerini, üniversiteleri, gençli¤i, Alevileri ve Kürtleri ald›. Darbeye ve rejime destek ise burjuvazinin tüm kesimlerinden kriz, kaos ve şiddet ortam› sonras›nda yasa ve düzen talebindeki orta s›n›flardan, bas›ndan ve Türkiye sa¤›ndan geldi. Bu do¤rultuda, devletin söz konusu toplumsal güçlere yönelik uygulad›¤› şiddet ve bask› k›sa vadedeki disiplin stratejisi idiyse devletin kurumsal mimarisinin yeniden yap›land›r›lmas›da 12 Eylülün esas uzun soluklu stratejisi oldu. Siyasal alan›n daralt›lmas›, siyasal demokrasi imkânlar›n›n k›s›tlanmas› ve buna uygun yeni bir devlet biçiminin kurumsallaşt›r›lmas› ne Türkiyeye has bir durumdu nede sadece ordunun darbeci gelene¤iyle ilgiliydi. Poulantzas daha 78 y›l›nda Avrupada kapitalizmin yeni girdi¤i evrede normal devlet formunun art›k otoriter devletçilik oldu¤unu söylüyordu. Bu yeni devlet formunu siyasal demokrasinin kurumlar›n›n radikal biçimde gerilemesi, formel özgürlüklerin ciddi biçimde daralt›lmas›, yasamadan yürütmeye ve kamu idaresinin üst katmanlar›na güç transferi, yasalarla de¤ilde hükûmet kararnameleriyle yönetim, hukuki düzende gerileme yaşanmas› ve devletin zor ayg›tlar›n›n daha fazla ön plana ç›kmas› üzerinden tan›ml›yordu. Daha sonra birçok araflt›rmac›da neoliberalizmin siyasetinin demokrasinin de¤ersizleştirilmesi oldu¤unu vurgulayacakt›.
    90lar ve Neoliberal Milli Güvenlik Devleti: 90lar tam bir siyasal hegemonya krizi dönemi oldu. Merkez sa¤ ve merkez solun krizi, siyasal partilerin toplumsall›klar›n› yitirerek devlet alan› içine çekilmesi, otoriter-militer devlet yap›s›n›n dahada güçlenmesi hegemonya krizinin dışa vurumuydu. 90l› y›llara damgas›n› vuran dört temel unsur birbirini giriş ilişkiler içinde beslemiştir. neoliberal politikalar›n tetikledi¤i siyasal hegemonya krizi, Kürt sorununun militarizasyonu, siyasal ‹slamc›l›¤›n yükselişi, Millî Güvenlik Devleti ve siyasetin güvenlikleştirilmesi oldu
    Siyasal Hegemonya Krizi: 90lar Türkiyesinde kimlik siyaseti sorunlar›, özellikle Kürt sorunu ve laiklik-dinî kimlik sorunu, merkezî öneme yer etmiştir. merkez sa¤ ve sol partiler, ordunun bu meseleleri militarize etme ve güvenlikleştirme hamleleri karş›s›nda durmamış, hatta bu politikalar›n aktif destekleyicisi hâline gelmişlerdir.
    Kürt Sorunu ve Millî Güvenlik Devleti: Tillynin veciz ifadesiyle savaş yapmak devleti yapmakt›r. 90lar Türkiyesinde Kürt sorununun militarizasyonu ordunun siyasal alan üzerindeki vesayetini yeniden üretebilmesinde belirleyici unsur olmuştur. 92-93 y›llar›nda Kürt sorununun militarizasyonunda bir eşik aş›lmış, düşük yo¤unluklu savaş stratejisi çerçevesinde bölgede 87den beri devam eden OHAL yönetiminin yan› s›ra, formel-enformel ve legal-illegal ba¤lant›lar›yla bir savaş ayg›t› inşa edilmiştir. Köylerin boşalt›lmas›, koruculuk sisteminin yayg›nlaşt›r›lmas›, JİTEM gibi yap›lar›n kurulmas›, faili meçhul cinayetler, insan haklar› ihlalleri özellikle ülkenin Kürtlerin yo¤un yaşad›¤› çeperinde hayat›n bir parças› hâline gelmifltir. ulusal güvenlik siyaseti dış tehditten iç tehdide kayd› ve askerî stratejiler bunun üzerinden belirlendi. sebep, PKK ile mücadelesi ba¤lam›nda Türk ordusunun öncelikli tehdit alg›s›n›n de¤işmesiydi. ilk yans›ma ordunun yap›s› ve mücadele stratejileri üzerinde oldu. Topyekûn savaş konseptini terk eden TSK 90l› y›llarda düşük yo¤unluklu savaş yap›lanmas›na göre yeniden örgütlenmeye başlad›. Malatyada üslenmiş olan 2.Ordu Komutanl›¤› güçlendirilmeye başland›. Özel Harp Dairesi la¤vedildi ve yerine Özel Kuvvetler Komutanl›¤› kuruldu. Ordunun gerilla mücadelesi karş›s›nda hareket yetene¤i kazanmas› için tümene dayal› yap› yerine kolordu tugay-tabur yap›s›na geçildi. Hem ordu hemde polis güçleri aras›nda özel komando birlikleri ve özel harekât timleri kuruldu. PKK ile savaşta bir di¤er önemli stratejik de¤işimde alan hâkimiyeti stratejisinin uygulanmaya konmas› oldu.
    Siyasal ‹slamc›l›k ve 28 şubat 1997 Askerî Müdahalesi: RPnin siyasal ‹slamc› hegemonya projesi tekelci kapitalizmin, Bat›c›l›¤›n (ABD ve AB karfl›tl›¤›) ve Kemalizmin kültüralist ve ahlaki eleştirisi üzerine oturuyordu. Kimlik sorunlar› çerçevesinde liberal demokrasi yerine dinî cemaatlerin kendi dinî hukuklar›yla yönetilece¤i çok hukukluluk projeside RP söylemleri aras›nda yer al›yordu. Ancak, RP’nin iktidara gelişi ve iktidardaki baz› icraatlar› yüzünden ordu MGK kararlar› yoluyla siyasete müdahalede bulundu. koalisyon hükûmeti 97de da¤›ld›, 98de RP, 99 seçimlerinden sonrada halefi FP kapat›ld›. bir aç›dan ‹slamc› partilerin ve sermayenin k›sa vadede disipline edilmesine ve kendilerini sisteme eklemleyecek yollar aramalar›na yol açsada asl›nda var olan siyasal hegemonya krizini derinleştirdi. 99 seçimleri sonras›nda oluşan DSP-MHP-ANAP bu hegemonya krizini aşamad›¤› gibi sürdürülen neoliberal politikalar 2001 y›l›nda ülke tarihinin en büyük iktisadi krizine yol açt›.
    AKP DÖNEM‹: 2002 seçimlerinde, siyasal ‹slamc› hareketin içinden ç›k›p merkez sa¤a do¤ru yönelen AKP, oylar›n %34’ünü al›rken yüzde onluk baraj›n etkisiyle meclise sadece iki partinin girmesi sonucunda milletvekilliklerinin %65’ini ald›.
    AKP’nin Hegemonya Projesi: AKP bu baflar›y› neoliberal, muhafazakâr ve otoriter bir popülist strateji sayesinde sa¤lad›. AKP’nin hegemonya projesi yak›n zamana kadar şu unsurlar› birbirine eklemlemişti;
    a)IMF ve Dünya Bankas› menşeli neoliberal sermaye birikim stratejileri ve düzenlemeleri
    b)Neoliberal kapitalizmin s›n›rlar› çerçevesinde yoksulluk yönetişimine dayal› sosyal politika program›
    c)bürokratik, özellikle askerî vesayete karş› s›n›rl› siyasal reformculuk ve bunun kald›rac› olarak AB üyelik projesi
    ç)millî irade=ço¤unluk iradesi=seçilmiş hükûmet=seçilmiş lider zincirlemesine dayal› ço¤unlukçu demokrasi anlay›ş›
    d)‹slami toplum ve devlet yaratmaya yönelik ‹slamc›l›k projesi yerine muhafazakâr modernleşme stratejisi üzerinden dinî muhafazakârlaşma ve Sünni-Müslüman muhafazakâr kesimleri siyasi-iktisadi-kamusal sisteme dahil etme
    e)ABD hegemonyas›na dayal› dünya siyasal sistemini ve bölge politikalar›n› sahiplenme ve bu çerçevede bölgede yeni bir rol oynama.
    AKP Döneminde Sivilleşme Reformlar›: 2002 sonras› döneme bak›ld›¤›nda ordunun siyasal alandan geri itilmesi yolundaki sivilleşme sürecinde 3 faktörün kritik oldu¤u söylenebilir;
    1-sivilleşme iradesine ve gücüne sahip güçlü bir siyasal aktörün(AKP) varl›¤›,
    2-Kürt sorununun seyri
    3-uluslararas› dinamikler(AB üyelik süreci).
    2002 sonras›na bakt›¤›m›zda 3 alt dönem ay›rt edilebilir.
    1-(2002-2005), ABye adayl›k sürecinin gerekleri üzerinden sivilleşme reformlar›n›n at›lması 2-(2005-2007), reform sürecinin yavaşlamas› ve Kürt sorunu üzerinden daha devletçi milliyetçi bir çizgide orduyla yak›nlaşma denemesi
    3-(2007 sonras›) orduyla do¤rudan ve aç›k bir politik mücadeleye girilerek ordunun fiilende siyaset dışı k›l›nmas› dönemidir.
    MGK Genel Sekreterinin sivil olabilmesinin önü aç›ld› ve atamada yetki Başbakana geçti. 2004de ilk defa sivil bir genel sekreter atand›. Kurulun toplant› aral›¤› ayda birden iki ayda bire çekildi. 7. Uyum paketiyle Say›ştay denetiminden muafiyet çekingen bir şekilde delindi ve TBMM talep etti¤inde ordu mal ve teçhizatlar›na yönelikde denetim yap›labilece¤inin önü aç›ld›. 2004te YÖK ve RTÜKteki asker üyeliklere son verildi. Bir di¤er düzenlemede 2006da sivillerin askerî mahkemelerde yarg›lanmas›na son verilmesi oldu. Kürt sorununun seyride bu dönemde sivilleşme reformlar›n› mümkün k›lan önemli bir unsurdur. PKKn›n 99 sonras›ndan 2005e kadar uzatt›¤› ateşkeslerle bu dönemde göreli şiddetsizlik ortam›, Kürt hareketinin sorunun çözümü çerçevesinde hem AKP iktidar› hemde AB sürecinden beklenti içine girmesi ordunun sivilleşme reformlar›na direnece¤i bir kart› kullanamamas›na yol açmışt›r. Türkiyenin de¤işen toplumsal yap›s›da dikkate al›nd›¤›nda, darbenin toplumsal taban› çok dard›. Ne burjuvazinin herhangi bir kesimi ne laiklik duyarl›l›¤› olan kentli orta s›n›flar›n d›ş›nda toplumun geniş kesimine ABD, AB gibi uluslararas› güçlerin Türkiyeyi küresel neoliberal iktisadi ve politik düzenden koparma ihtimali olan bir darbeye destekleri yoktu. 2005te Fransa ve Hollandada AB Anayasas›n›n referandumlarda reddedilmesi, siyasi olarak Türkiyenin adayl›¤›n›nda sorguland›¤› bir sürece denk gelmişti. Bu durum, Türkiye iç siyasetinde AB üyeli¤i kart›n› bundan böyle geçersiz akçe k›ld›. 2005 sonundan itibaren AKP iktidar›, Türkiye merkez sa¤›n›n klasik bir hatas›n› tekrarlayarak ortak düşman üzerinden, yani Kürt sorunu ba¤lam›nda devletçi-milliyetçi-militarist bir çizgi üzerinden orduyla yak›nlaşma stratejisini devreye soktu. 2007de genelkurmay›n web sayfas›na konan bir bildiri gündeme e-muht›ra olarak düştü. Bu hamle karş›s›nda AKP iktidar›n›n ertesi gün gösterdi¤i tav›r çok önemli bir k›r›lma an› oluşturdu. Hükûmet sözcüsü hukuk devletinin işledi¤i demokratik bir devlette başbakana ba¤l› genelkurmay başkan›n›n bu tarz aç›klamalar yapmas›n›n kabul edilemez oldu¤unu belirtti. Ard›ndan AKP seçimleri erkene çekerek sineyimillet kart›na yöneldi. AKP 2007 seçimlerinden aç›k bir zaferle ç›kt› ve 2008de Gül cumhurbaşkan› seçildi. 2008 baş›nda polis operasyonlar›yla başlayan süreç sonras›nda 2008dede Ergenekon davalar› olarak bilinen davalar başlad›. 2010da ise 2003teki bir darbe girişiminin ismine at›fla Balyoz davas› başlad›. AKP 2007 seçimlerine kadar ordu karş›s›nda mevzi kazanmak üzerinden yürüttü¤ü stratejinin yerine, 2007 seçimlerinin verdi¤i güvenle orduyla aç›ktan mücadele stratejisine geçti. Ergenekon soruşturmas› kapsam›nda içlerinde eski kuvvet komutanlar› dahil olmak üzere çeşitli rütbelerde çok say›da subay, gazeteci, siyasetçi, hukukçu, iş adam›, akademisyen tutukland› ve yarg›lanmaya başland›lar. Bu kişiler Ergenekon isimli terör örgütünün üyesi olmakla ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini devirmeye çalışmakla suçland›lar.
    - Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nin varl›¤›, 2012 y›l› itibariyle sivilleflme aç›s›ndan hala reform yap›lmam›fl konulardan birisidir.
    -23-27 yılları siyasi elitler arası mücadele, silahlı kuvvetlerin kontrolüne yürütülmüştür.
    8
    Meşrutiyet Liberalizmi: 08te yani ilkinden yaklaş›k 32 y›l sonra Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Meşrutiyet ikinci kez ilan edilir. Meşrutiyetin ilan›n› sa¤layan siyasal muhalefetin en önemli aktörlerinden olan Jön Türk hareketi, liberal dönüşümleri amaçlamaktad›r. Meşrutiyet ilan edildi¤inde Osmanl› ‹mparatorlu¤unda liberal düşünce 50 y›l› aşan bir süredir gündemdedir. Tanzimatla birlikte liberalizm siyasi ve iktisadi alanlarda birçok taraftar bulur. Ayd›nlanma Ça¤› Frans›z düşüncesi Osmanl› ‹mparatorlu¤unda siyasal seçkinler ve entelektüeller üzerinde etki yapar. Gelene¤e tav›r alan Jön Türklerin bu tavr› 1908de Meşrutiyetin ilan›ndan sonra iki ayr› yol izlemeye başlar. 1-Le Playden esinlenen, teşebbüsüşahsi ve ademimerkeziyet görüşünü benimsemiş olan P.Sabahaddinin izledi¤i yol. 2-Cavit ve arkadaşlar›n›n izledi¤i yol oluşturur. Benzer görüşleri savunan Cavite görede usulühimaye, amelenin en büyük düşman›d›r. Koruyucu gümrükler arkas›nda ülkede birkaç fabrika kurularak gözler boyanmakta iki üç sermayedar zengin edilirken binlerce vatandaş yoksullaşt›r›lmaktad›r. Osmanl› Devleti tar›ma, özellikle dış ticarete konu olan tar›msal ihraç ürünlerinin üretimine a¤›rl›k vermelidir. Cavit, Meclisi Mebusan kürsüsünden maliye naz›r› olarak sanayileşme taraftar› olmad›¤›n› duyurur. Uluslararas› iş bölümünde Osmanl› Devletinin pay›na tar›m sektörü düşmektedir. Cavit içinde yegâne amaç kapitalistleşmektir.
    Kapitülasyonlar: Osmanl› Devletinde yabanc›lara başta ekonomi alan›nda tan›nmış ayr›cal›klar olan kapitülasyonlar›n benzerlerini Osmanl›lardan önce Anadoluda, Selçuklu hükümdarlar› ve baz› Anadolu beylikleride yabanc›lara tan›m›şt›r. Osmanl› Devletinde yabanc›lara tan›nan ilk kapitülasyonun Süleyman döneminde Fransaya verildi¤i yönündeki yayg›n görüşe karş›n Osmanl› Devletinin bu tarihten önce daha Mehmet döneminde Venediklilere ticari ayr›cal›klar tan›d›¤› bilinmektedir. Kapitülasyonlar Osmanl› Devletinin y›k›lmas›na kadar XIX. ve XX. yy başlar›ndaki baz› tek tarafl› girişimlere karş›n kald›r›lmamış ancak Lozan Antlaşmas› ile geçerlili¤ini yitirmiştir. II.Meşrutiyet döneminde Osmanl› ‹mparatorlu¤unda liberalizmin önemli savunucusu Cavittir. 1.Dünya Savaşı, II. Meşrutiyet liberalizminin sars›lmas›na neden oldumuştur. 15 tarihli Memaliki Osmaniyede Bulunan Ecnebilerin Hukuk ve Vezaifi Hakk›nda Kanun Muvakkat yasas› ç›kar›l›r ve bu yasa ile iktisadi yaşama ilişkin önemli hükümler getirilir. Yap›lan bu yasal düzenleme ile art›k yabanc› uyruklular Osmanl› uyruklular ile ayn› vergi ve di¤er ödentilerle yükümlü k›l›n›r ve yabanc›lar›n Osmanl› topraklar›nda avukatl›k, hekimlik, eczac›l›k, mühendislik ve ö¤retmenlik yapabilmeleri; okul açma, dergi ve gazete yay›mlayabilme haklar›n›n Osmanl› mevzuat›na tabi olma şart› ile sakl› kalaca¤› ifade edilir.
    Meşrutiyet Liberalizminin Sonu: Osmanl› ‹mparatorlu¤unun h›zla kalk›nmas›n› amaçlayan ‹ttihatç›lar, bunun için ihtiyaç duyulan sermaye birikiminin ülkede bulunmamas› karş›s›nda, yabanc› sermayeden yararlanmak zorunda olduklar›n›n fark›ndad›rlar. Osmanl› ‹mparatorlu¤unda yabanc› sermayeye karşı muhalefet zay›f bir seyir izlerken aksine yabanc› sermayeyi özendirme politikas› başar›l› olur. Bunun somut yans›mas› şirketleşme alan›nda yaşan›r. II.Meşrutiyet liberalizminin beraberinde getirdi¤i serbest rekabet koşullar› alt›nda Müslüman zanaatkârlar yoksullaşarak mesleklerini yitirirler. II.Meşrutiyet liberalizmi bir süre sonra muhalefetle karşılaşır. Bu muhalefet odaklar›ndan biri Murattır. liberal bir dış ticaret politikas› ancak gelişmiş ekonomiler için söz konusudur. Geri kalmış ülkelerin ancak himayecilikle bir yerlere gelebileceklerini öne sürer. Mithat ise Ekonomi Politik ve Hallül Ukad adl› kitaplar›nda Smithin serbest iktisat fikrini eleştirir. Ona göre A.Smith’in teorisi sadece ‹ngilterenin gerçekleriyle ba¤daşabilir. Osmanl› iktisadi düşüncesinde serbest dış ticaret fikrine sistematik ilk eleştiriler bir Kazan göçmeni olan Akyi¤itzadeden gelir. Listten oldukça etkilenen Akyi¤itzade ulusal ç›karlar gerektirdi¤i takdirde korumac› bir politika izlenebilece¤ini vurgular. Akyi¤itzade mutlak bir korumac›l›ktan yana de¤ildir. Bebek endüstri ilkesini savunur. Pazar mekanizmas›n›n etkinli¤ini yitirmesi, liberalizmde arad›¤›n› bulamayan hükümeti ve ayd›n çevresini başka arayışlara iter. Bu yeni düşünce Alman kökenli millî iktisatt›r. Düşünsel anlamda liberalizmin baş savunucusu Cavitin karşıs›na dikilenler Osmanl› Ziraat ve Ticaret gazetesi yazarlar› olur. Zohrap serbest dış ticaret politikas›n›n ülke ç›karlar›yla ba¤daşmayaca¤›n›, iktisadi ba¤›ms›zl›¤›n ancak ›l›ml› bir himayecilikle gerçekleşece¤ini vurgular.
    Millî ‹ktisad›n Kapsam› ve Kavramsal Çerçevesi: Balkan Savaşlar›, İsyanlar ve Milliyetçilik Meşrutiyet liberalizmine a¤›r darbe vurur bu dönemde izlenen millî iktisat politikas›, ekonomide millî unsurlar› yani Müslüman-Türk unsuru egemen k›lmaya yönelik girişimleri içerir. başlang›çta yabanc› karş›t› görünümüne sahipken zamanla yabanc› kavram›, içine gayrimüslim unsurlar›da alarak genişler. Bu sürecin teorik çerçevesini Gökalp çizer. Gökalpe göre millî iktisat, etnik homojenlikle sa¤lanabilir. Müslüman-Türk unsur askerlik ve memurlu¤un yan› s›ra iktisadi yaşamada at›larak millî iktisad› kuracakt›r. 08-14 aras› dönemde ülkede ihtiyaç duyulan sermaye birikimi Müslüman-Türk unsur içinde tasarruf yoluyla elde edilemez ve bir Müslüman-Türk girişimci s›n›f yarat›lamaz. 1.Dünya Savaşı bu yöndeki çabalar›n istenen sonuçlar› vermesi aç›s›ndan uygun zemin haz›rlar. Savaş, devletin ekonomiye Müslüman-Türk unsur lehine sonuçlar verecek müdahalelerde bulunmas› için f›rsatlar yarat›r. ‹ttihatç› hükümet millî iktisat ve iktisadi uyan›ş ad› alt›nda bir Müslüman-Türk girişimci s›n›f yaratmaya yönelik politikalar izler ve sermaye birikimini h›zland›ran spekülatif kazançlara göz yumulur. Yabanc›lar›n Osmanl› ‹mparatorlu¤unda iktisadi güçlerine 1.Dünya Savaş› s›ras›nda ortaya ç›kan tepki, yasal düzenlemelerin yan› s›ra baz› somut uygulamalarlada gündeme gelir. Bu ba¤lamda yabanc› şirketlerin işletti¤i Ayd›n, Kasaba, Suriye, Mudanya demiryollar› ve ‹stinye Tersanesi sat›n al›narak millileştirilir. Zonguldak liman›n›n sat›n al›nmas›na karar verilir. Kabotaj ticaretinde tekel oluşturmuş olan Yunan bayrakl› gemilerin üstünlüklerine karşı, kabotaj ticaretinin Osmanl› gemileriyle gerçekleştirilmesi, yani kabotaj hakk›n›n Osmanl› bayrakl› gemilere verilmesi kararlaşt›r›l›r.
    ‹mparatorluktan Cumhuriyete Millî ‹ktisatta Süreklilik: ‹ttihatç›lar ile cumhuriyeti kuran ve bütün bir tek parti iktidar› süresince yani Kemalistler ile ve hatta ard›ndan gelen DP iktidar› devrinde Türkiyeyi yöneten kesimler aras›nda ideolojik, kadrolar, politika üretme ve uygulama gibi noktalarda benzerlikler ve süreklilik vard›r. Siyasal düşünce alan›nda var olan benzerlikler iktisat politikalar› alan›ndada görülür. Zürcher bu durumu cumhuriyetin sosyoekonomik politikalar›, ‹ttihatç›lar›n 13te uygulamaya koymuş olduklar› millî iktisat program›n›n bir devam›yd› sözü ile dile getirir. Bu süreklili¤e vurgu yapan bir di¤er araşt›rmac› Keyder, ulusal kalk›nma tema ve amaçlar›n›n bir ço¤unun ‹ttihatç›lardan devral›nd›¤›n› söyler. Boratav, 23-29 döneminin, iktisat politikalar› ve resmi iktisat görüşleri bak›m›ndan 08-22 dönemiyle şaş›lacak bir süreklilik içinde oldu¤unu belirtir.
    23 ‹zmir ‹ktisat Kongresi: Cumhuriyetin ilk y›llar›nda ekonomik ve toplumsal alandaki en önemli hedeflerin başında yerli girişimci s›n›f yaratmak gelir. Kemalistlerin savaş ve işgalin ard›ndan Cumhuriyet ile başlayan süreçte ‹ttihatç›lar›n b›rakt›¤› noktadan millî iktisat politikas›n› sürdürdüklerinide söylemek mümkündür. Lozan görüşmelerinin kesintiye u¤rad›¤› bir s›rada, ‹zmirde toplanan Türkiye ‹ktisat Kongresinin düzenlenmesi toplumun tüm tabakalar›n›n birli¤ini gösterme amac›n› taş›maktad›r. 1135 kişinin kat›ld›¤› kongrede her ilçeyi, korparatizmin bir yans›mas› olan mesleki temsil anlay›ş›na göre bir tüccar, sanayici, zanaatkâr, amele, şirket, banka ve 3 çiftçi temsilcisi olmak üzere toplam 8 kişiden oluşan heyetler temsil eder. Baz› dernek ve meslek örgütleride kongreye temsilci gönderirler. Bunlar›n baş›nda MTTBnin, ‹stanbul Esnaf Cemiyetleri, ‹stanbul Hamallar Cemiyeti, Umum Terziler Cemiyeti, Darülfünun Hukuk Mektebi, ‹stanbul Ticaret Mektebi Alisi, Çiftçiler Derne¤i, Fransa Darülfünun Mezunlar› Cemiyeti ile Macaristan Türk Mezunlar› Cemiyeti yer al›r. Meslek gruplar› ve kurumlar ad›na görüş ve beklentilerin dile getirildi¤i kongrenin sonunda 12 maddeden oluşan, üzerinde bütün kesimlerin mutab›k kald›¤› ve Misakı ‹ktisadi başl›¤› alt›nda yay›nlanan bir bildiri kamuoyuna duyurulur. 20ler boyunca izlenen iktisat politikalar›n›n kongre kararlar› ile paralellik gösterdi¤i söylenebilir. Bunlar›n başl›calar› iş Bankasın›n kurulmas›, Aşar Vergisinin kald›r›lmas›, sanayi alan›nda özel girişim ve yat›r›mlar›n› teşvik için Teşviki Sanayi Kanununun yeniden düzenlenerek yürürlü¤e girmesidir. Millî iktisat politikas›n›n temeli, sermaye birikiminin yetersiz oldu¤u ülkede devlet eli ile sermaye birikimini art›rmak ve böylece iktisadi gelişmeyi sa¤lamaya yönelik girişim ve oluşumlar› gerçekleştirmektir.
    30larda Devletçilik Tartışmalar›: 20ler boyunca Türkleştirme girişimleri ile birlikte izlenen millî iktisat politikas› ülkenin ihtiyaç duydu¤u iktisadi kalkış için yeterli olmaz. 20lerin sonunda iç ve dış konjonktür Türkiyede devletin önce himaye ve müdahale yolu ile ard›ndan do¤rudan işletmeci veya üretici olarak ekonomide etkin rol oynamas›n› gündeme getirir. 30larda devletçilik ve liberalizm üzerine tartışmalar bas›n yolu ile Kadrocular, A¤ao¤lu ve Başar aras›nda yaşan›r. 30larda devletçili¤in en belirgin niteliklerinden birisi planl› sanayileşmedir. Hem koşullar hemde çevresindeki örnekler Türkiyenin kapitalist sisteme s›rt›n› dönmeden, di¤er sistemin yani sosyalizmin bir arac› ile yani planlama ile sanayileme girişiminde bulunmas›nda etkili olur. Bu gelişme, Türkiyede devletçili¤in tan›mlanmas›nda önemli bir husustur. 30lar Türkiyenin tek parti taraf›ndan otoriter bir biçimde yönetildi¤i bir dönem olarak yak›n tarihe geçer. Kadro dergisi etraf›nda topland›klar› için Kadrocular olarak adland›r›lan Belge, Aydemir, Karaosmano¤lu, Tör, Tökin ve Yazman›n oluşturdu¤u harekettir. Kadrocular, Türk devrimine 30larda görece sol bakışı yans›t›rlar. Devletçili¤i bir amaç olarak gören kadrocular›n yan› s›ra, devletçili¤e muhalif olmayan ancak devletçili¤i amaç olarak de¤il araç olarak gören kişi ise Başard›r. iki kavram ileri sürer. biri klasik liberalizmin devlet türü olan idari devletçilik di¤eri ise iktisadi devletçiliktir. 30lar›n ortalar›na gelindi¤inde devletçilik-liberalizm tartışmalar› yo¤unlu¤unu kaybeder ve 34te Kadro hareketi tasfiye edilir. 30larda en yo¤un şekliyle ekonomide egemen olan devletçili¤e dair en somut tan›mlardan biri kuşkusuz Atatürke aittir. Devletçili¤in bizce mânas› şudur; Fertlerin hususi teşebbüslerini ve faaliyetlerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin bütün ihtiyaçlar›n› ve birçok işlerin yap›lmad›¤›n› göz önünde tutarak, memleket iktisadiyat›n› Devlet eline almak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk vatan›nda as›rlardan beri ferdî ve hususî teşebbüslerle yap›lamamış olan şeyleri bir an evvel yapmak istedi ve görüldü¤ü gibi, k›sa bir zamanda yapma¤a muvaffak oldu. Bizim takip etti¤imiz bu yol, görüldü¤ü gibi, liberalizmden başka bir sistemdir. diyen Atatürk’ün bu tan›m›na karş›n devletçilik Türkiyeye mahsus bir iktisadi politika de¤ildir.




    1.5 Y›ll›k Sanayi Plan›(34): Devletin özel sektör taraf›ndan kurulmas›na olanak bulunmayan sanayi dallar›nda girişimlerde bulunmas› ve yat›r›m yapmas› amac›na yönelik haz›rlanan BBYSP ile özel sektöründe devletin kuraca¤› ana sanayiler ile ortaya ç›kacak ve yararlanaca¤› dışsal ekonomiler yarat›laca¤› hedefi ortaya konur. Plan›n finansman› büyük ölçüde iç kaynaklarla gerçekleştirilir. Bir miktar ‹ngiliz ve Sovyet krediside kullan›l›r. BBYSP öngörülen süreden önce hayata geçirilir. 36da iBYSP gündeme gelir. Tüketim mallar›n›n ülke içinde üretimini hedefleyen 1.Plan’›n aksine, 2.Planda enerji ve madencilik gibi temel sanayi alanlar›na a¤›rl›k verilir. İBYSPde ana hedef ülkenin yer alt› kaynaklar›n› yani demir, kömür ve petrol kaynaklar›n› de¤erlendirmek olarak belirlenirken özel sektörün ve tar›m›nda geliştirilmesi gözden uzak tutulmaz.
    ‹kinci Dünya Savaşı Ertesi Devletçili¤in Tasfiyesi: Türkiye 2.Dünya Savaşın›n dışında kalmay› başar›r. Ancak yüksek savunma giderlerini, 30larda başlayan planl› sanayileşme girişimlerini yavaşlatarak karş›lamak zorunda kal›r. 2.Dünya Savaşı ertesinde ise Türkiye yönünü aç›kça ABD ve Bat›l› müttefiklerine do¤ru çevirir. Bu yeni yönelişte, kuzeyden beliren Sovyet tehdidide etkili olur. 46da ilk kez çok partinin kat›ld›¤›, tek dereceli milletvekili genel seçimleri yap›l›r. Sermaye birikiminin yetersizli¤i, savaş sonras› dönemde savaş nedeniyle aksayan kalk›nma sürecini tekrardan başlatmak için yeterli görünmemektedir. Bu durum, Türkiyenin dış ekonomik deste¤e ihtiyac›n› art›r›r. 2.Dünya Savaşında Avrupa büyük bir y›k›ma u¤rar. Savaş sona erdi¤inde bu y›k›m›n yan› s›ra Avrupay› tehdit eden bir di¤er unsur Sovyetler Birli¤idir. Bu ba¤lamda yeni bir uluslararas› para sisteminin kurulmas› gündeme gelir. Projenin temelleri daha savaş bitmeden 44te ABDnin Bretton Woods kentinde gerçekleşen ve bu nedenle bu kentin ad› ile an›lan konferansta ve konferans›n sonunda imzalanan anlaşma ile at›l›r. Bretton-Woodsu imzalayan ülkelerin başl›ca sorunu mübadele sistemindeki likiditenin elde bulunan alt›n›n fiziki hacmiyle s›n›rl› kalmas›n› önleyecek bir sistem bulmakt›r. Bu sorun Amerikan dolar›n›n alt›na çevrilebilirli¤i kural›n› getiren alt›n kambiyo standard›n›n yarat›lmas› ile çözülür. Başka bir deyişle Amerikan dolar›, alt›na eş düzeyde bir uluslararas› rezerv para olarak kabul edilir. Ayn› anlaşma ile kambiyo kurlar›n›n istikrar›n› sa¤lamak maksad›yla milletleraras› bir para fonunun ve üye memleketlerin imar ve kalk›nma işlerini kolaylaşt›rmak maksad›ylada milletleraras› bir imar ve kalk›nma bankas›n›n kurulmas›na karar› verilir. IMF 45te, DB 46da çalışmalar›na başlar. Bretton-Woods ile şekillenen yeni uluslararas› ekonomik sistem içinde Türkiyede yerini almak ister. Bu do¤rultuda ad›mlar at›l›r. Dış yard›m ve uluslararas› ekonomik kurumlar ile ilişki kurma gereksinimi Türkiyenin önemli ekonomik kararlar almas›n› beraberinde getirir. Buna göre 46da al›nan karar ile Türk paras› devalüe edilir. 47den itibaren Türkiye hem IMFnin hemde Uluslararas› ‹mar ve Kalk›nma Bankas›n›n üyesi olur. 2.Dünya Savaşı s›ras›nda Türkiyenin 30lar boyunca izledi¤i devletçi iktisadi politikalar ve özellikle planl› sanayileşme girişimleri sermaye yetersizli¤i nedeniyle aksar. Türkiye Marshall Yard›m›ndan yararlanabilmek amac›yla Vaner Plan› olarak bilinen 47 Türkiye Kalk›nma Plan›nda tam biçimini bulan yeni kalk›nma stratejisi, yani tar›m a¤›rl›kl› bir kalk›nma stratejisine yönelir ancak bu planda hayata geçmez. ABDnin ve onun nüfuzu alt›ndaki uluslararas› kurumlardan ekonomik yard›m görmeye başlayan Türkiye, bu çevrelerin telkin ve tavsiye etti¤i yeni kalk›nma projeleri ile tanışır. Bunlar›n en bilinenleri Hilts Heyeti Raporu, Thornburg Raporu ve Barker Misyonu Raporudur. Hilts Heyeti Raporu ile Türkiyeye karayolu öncelikli bir ulaşt›rma politikas› önerilir. 30larda iktisadî devletçilik modeli kapsam›nda yap›lanlar›n keskin bir dille eleştirildi¤i Thornburg Raporundaki önerilerin sat›r aralar›ndan Türkiyenin sanayileşmekten vazgeçmesi ve ithalata yönelmesi, dolay›s›yla Amerikan ba¤›ml›s› bir ekonomik yap›ya sahip olmas› okunmaktad›r. 2.Dünya Savaşı ertesi yeniden kurulan dünyada Türkiye aç›s›ndanda yeni bir dönemin habercisi olur.
    48 Türkiye ‹ktisat Kongresi(TİK): 2.Dünya Savaşı ertesi de¤işen ülke ve dünya koşullar›nda devletçili¤in tan›mı, niteli¤i yeni biçimler al›r. savaş ertesi dönemde devletçili¤in tart›ş›ld›¤› en önemli zeminlerden birisi 48 TİKtir. düzenlendi¤i dönemin koşullar› istikametinde de¤erlendirildi¤i zaman, 2.Dünya Savaşı sonras›, savaş öncesinde oldu¤u biçim ve niteli¤iyle varl›¤›n› sürdüremeyece¤ini göstermesi aç›s›ndan önemlidir.
    Karma ekonomi: Ekonomide Müslüman-Türk unsurunu egemen k›lmak. devletçi modele benzemekle birlikte ithal ikameci modelde devlet kesiminin özel sektöre deste¤inin ön plana ç›kmas›yla ondan ayr›lan yeni bir karma ekonomi modeli ortaya ç›kar.
    Devletçili¤in DP Liberalizmine Evrimi: 50de gerçekleşen genel seçimlerde DP iktidara gelir. ‹ktidar partisi CHP’ye karşı iktisadi devletçilik aleyhtar› bir söylem üreten DP, iktisadi devletçili¤i reddetmekle birlikte, ekonomide devletin yeri ve rolünü bir kenara b›rakmaz. 50lerde izlenen ekonomik politikalar›n, önceki dönemle karşılaşt›r›ld›¤›nda oluşumunda belirleyici olan unsurlardan biri yabanc› sermayedir. Türkiyede 30larda izlenen iktisadi devletçilik ve planl› sanayileşme politikalar›nda yabanc› sermayenin pay› ve belirleyicilik rolü yok denecek kadar azd›r. 50deki iktidar de¤işikli¤inden sonra süratle gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelere girişir. 51de Yabanc› Sermaye Yat›r›mlar›n› Teşvik Kanunu, 54te Yabanc› Sermayeyi Teşvik Kanunu ve Petrol Kanunu gündeme gelir. yabanc› sermaye ile birlikte yerli traktör üretimi yönünde ad›mlar at›l›r. Ancak traktör say›s› artarken onunla do¤ru orant›l› olarak di¤er tar›m aletlerinin say›s›n›n artmamas› zaman içinde tar›msal üretimde azalan verimler ile ekonomiyi yüz yüze b›rak›r. 50lerin 2.yar›s›nda uygulanan ithal ikameci sanayileşme politikas› ile 30larda uygulanan devletçi sanayileşme politikas› karşılaşt›r›ld›¤›nda aralar›nda temel farklar hemen göze çarpar. İİS politikas›n›n en önemli özelliklerinden biri özel sektörün sanayi içindeki a¤›rl›¤›n›n artmaya başlamas›d›r. kamu yat›r›mlar› ve devlet işletmecili¤inin olanaklar› özel sermaye birikimi lehine kullan›l›r. gerekli altyap› yat›r›mlar› ve özel sektörün alt›ndan kalkamayaca¤› baz› temel s›nai ve tar›msal maddeler ve ara mallar›n üretimi devlet taraf›ndan gerçeklefltirilir.
    Keynesyen Düşüncenin ‹lk ‹zleri: Tek partili siyasal sistemden çok partiye geçiş süreci ve DPnin iktidar› döneminde izlenen iktisat politikalar›n›n düşünsel arka plan›nda dünyada iktisat alan›nda yaşanan önemli bir gelişmenin etkileri vard›r. Bu gelişme k›saca Keynesyen iktisad›n yükselişi olarak ifade edilebilir. tam istihdam sorunu ve tasarruf ile yat›r›m aras›ndaki ilişki üzerine öneriler getirmektedir.
    Planlama Dönemi Türkiye ekonomisi 50-53 döneminde h›zl› bir büyüme gösterir. 54te ise tar›mda hasat›n kötü olmas› ve daralt›c› politikalar›n sonucu olarak ekonomi %3 küçülür. Ancak büyüme h›z› sonraki y›llardada dalgal› ve yüksek bir seyir izlemeye devam eder. 55de al›nan tedbirlerin etkisi ile fiyat artışlar›nda bir yavaşlama yaşanmış olsada 55-59 y›llar›nda fiyat artışlar› %15in alt›na düşürülemez. Ekonomide yaşanan dalgalanma döviz kurlar›nda ayarlama yapmay› zorunlu k›lar. 58 ‹stikrar Tedbirleri olarak bilinen tedbirler al›n›r. Buna göre TL devalüe edilir. Kur ayarlamas›na gidilir. 1 dolar›n de¤eri 2.80 Türk liras›ndan 9 Türk liras›na yükselir. Para arz›n› denetim alt›na almak için Merkez Bankas›n›n kaynak kullan›mlar›na s›n›rlama getirilir. K‹T ürünlerine büyük zamlar yap›l›r. Bütçe aç›klar›n›n kapat›lmas› için gelir vergisi oranlar›nda art›ş gündeme geldir. Türkiyenin 40lar›n sonlar›ndan beri kenara b›rakt›¤› bir kavramken daha geniş kapsaml› bir kavram olarak planlama 50lerin sonuna do¤ru gündeme gelir. Ülke için ekonomik planlamay› üstlenecek bir kuruma ilişkin öneriler 60tan önceki OECD raporlar›ndada yer al›r. Planlaman›n bir anlamda beyni olan DPT kuruluflu, 60ta DP hükûmetini devirerek yönetime gelen Millî Birlik Komitesince gerçeklefltirilir.
    BBYKP: 63-67 y›llar›n› kapsayan BBYKPin bir bunal›m döneminin ard›ndan gelmesi nedeni ile temelde kararl› ve dengeli bir gelişme yaklaş›m› benimsenir. İBYKPde ise ayn› temel hedefler korunurken büyüme h›z› üzerinde daha fazla durulur. Tar›m ve sanayi sektörlerinin dengeli gelişmesi yaklaş›m› terk edilerek sanayi sektörünün ekonominin sürükleyici sektörü olmas› öngörülür. Plan›n öngördü¤ü esaslardan biride iktisadi istikrard›r. ‹stikrar›n önemli şartlar›n›da mali istikrar ve d›ş ödemeler dengesi oluşturmaktad›r. Yat›r›mlar›n finansman›nda enflasyondan yararlan›lmamas›, para k›ymetinin ve fiyat istikrar›n›n sa¤lanmas› benimsenen plan ilkeleri aras›ndad›r. ‹hraç sanayinin geliştirilmesi ve ihracat gelirlerinin art›r›lmas›da plan hedefleri aras›nda yer al›r. Plan›n öncelik tan›d›¤› bir di¤er sektör yat›r›m mallar› üretimidir. Plan, adil gelir da¤›l›m› yan›nda vergi reformu, kamu iktisadi teşebbüslerinin yeniden örgütlenmesi, kamu kuruluşlar›n›n idari yap›lar›n›n iyileştirilmesi, kalk›nma bankac›l›¤›n›n kurulmas›, sermaye piyasas›n›n yeniden örgütlenmesi, kooperatifçili¤in geliştirilmesi ve iç pazar›n yeniden örgütlenmesi gibi konular›da kapsar. BBYSPde yer alan dokuma, maden, selüloz ve kimya sanayine ilişkin yat›r›mlar› Sümerbank yürütmüştür.
    Toplumsal Muhalefetin Yükselişi TİP ve Yön Hareketi: 60lar›n Türkiyesinde ekonomi tartışmalar›n›n merkezinde yine devlet ve devletçilik yer al›r. 60 öncesinin Türkiyesindekinden farkl› ve yeni baz› aktörlerinde kat›l›m› ile gerçekleşir. Bu yeni aktörlerin baş›nda özellikle iki oluşum dikkat çeker. Bunlardan biri TİP veYön hareketidir. TİP dış ticaret, bankac›l›k gibi sektörlerin devletleştirilmesini, toprak reformunun gerçekleştirilmesini savunur. 30larda öne ç›kan Kadro hareketinin devam› olarak nitelendirilen Yön hareketide ekonominin devletleştirilmesi ve toprak reformu gibi görüşleri savunur. TİP TBMMyede temsilci göndermiş bir siyasal hareket iken Yön hareketi daha entelektüel bir hareket olarak kal›r.
    Neoliberalimin Yükselişi: 60larda izlenen iktisat politikalar›n›n işlerli¤i, 70lerin baş›nda patlak veren kriz ile sorgulanmaya başlar. OECD Türkiyeye Yard›m Konsorsiyumu, uluslararas› mali kuruluşlar ise devalüasyon yapmas› önerisinde bulunurlar. Ancak hükûmet devalüasyon yerine gümrük resmini art›rmak, ihracata vergi iadesi ve prim vermek uygulamas›n› tercih eder. 70de Türkiye devalüasyona başvurur. Böylece Cumhuriyet tarihinin üçüncü devalüasyonu gerçekleştirilir. 1 dolar 14.85TLye yükselir. Devalüasyonun başl›ca nedeni, ihracat›n plan ve programlarda gösterilen hedeflerin alt›nda gerçekleşmesidir. Devalüasyona karş›n ihracatta umulan artış sa¤lanamaz. 73 y›l›ndan itibaren devalüasyonun ihracat üzerindeki olumlu etkisi, iç fiyatlardaki h›zl› artış nedeniyle ortadan kalkmaya başlar. 70lerin ortas›nda yaşanan petrol krizi, az gelişmiş ülkeler üzerinde iki olumsuz etki yapar. Biri ham petrole ödenen bedelin yükselmesi, di¤eri sanayileşmiş ülkelerin kendi aç›klar›n› kapatma çabas› içinde ihraç mallar›n›n fiyatlar›n› yükseltmeleridir. Bu nedenlerden dolay› az gelişmiş ülkeler, hem petrol giderlerini karş›lamak için hemde sanayileşmiş ülkelerden ihraç etmek zorunda olduklar› mallar›n fiyat art›şlar›n›da karfl›lamaya yönelik olarak borçlanmaya h›z verirler. 70lerin sonuna do¤ru Türkiye ekonomisini büyük bir krizin eşi¤ine getirir. Keynesyen iktisat düşüncesi ve buna dayanan iktisat politikalar› yerini Friedmanc› düşünceye b›rak›r. Ekonomik istikrars›zl›¤›n temel kayna¤› piyasaya dışar›dan yap›lan müdahalelerdir. devletin yegâne görevi dolaş›mdaki para miktar›n› s›n›rlamak için mücadele etmektir. Devletin sosyal yard›mda bulunmas›nada karş› ç›kar. gerçekten yard›ma ihtiyac› olan veya belirli bir gelire sahip olmayanlara devletin belirli bir parasal yard›mda bulunmas›n› önerir. Friedman›n görüşleri Bat›da ciddi oranda taraftar buldu. 80lerde Reagan ve Thatcher bu politikalar› izler. 80lerde Türkiye Friedman çizgisinde politikalarla tanışır. 24 Ocak Kararlar› olarak an›lan istikrar tedbirleri bu do¤rultuda de¤erlendirilebilir. Ancak Friedman’›n görüşleri masum ve demokratik yollarla Türkiyede egemen olmaz. T›pk› 73te şilide oldu¤u gibi 80dede Türkiyede bir askerî darbe gerçekleşir ve Friedmanc› reçeteler hayata geçmeye başlar. Demokrasinin ald›¤› bu derin yara ile sendikalar, sivil toplum kuruluşlar›, geniş halk kitleleri, neoliberal politikalara karş› toplumsal muhalefeti dile getiren hemen hemen her unsur bask› alt›na al›narak sindirilir. Böylece ekonomide “politikas›zlaşma” süreci h›z kazan›r.
    24 Ocak Liberalizmi ve Sonuçlar›: 79 seçimlerinden sonra kurulan hükûmet ise IMF ile anlaşarak 24 Ocak Kararlar›n› uygulamaya koyar. ithalat›n serbestleştirilmesi, TLnin aş›r› de¤erlendirilmesine son veren gerçekçi kur uygulamas›na geçilmesi, ihracata yabanc› sermayenin özendirilmesi, ihracata sigorta ve finansman ile kurumsal destek sa¤lanmas›, kademeli olarak sübvansiyonlar›n azalt›lmas› ve fiyat denetimlerinin kald›r›lmas› öngörülür. hemen bütün Cumhuriyet tarihi boyunca uygulanan korumac›-müdahaleci iktisat politikalar›n›n terk edilmesi ve daha liberal bir yap›n›n kurulmas› yönünde at›lmış ad›mlard›r. faiz hadleri serbest b›rak›l›r. döviz kurunun her gün Merkez Bankas›’nca aç›kland›¤› günlük kur sistemine geçilir. ekonomi masaya yat›r›l›r. 81de ‹zmirde 2.TİK toplan›r. 82de Türkiye banker kriziyle sars›l›r. 83te genel seçimler yap›l›r ve Özal›n önderli¤indeki ANAP seçimi kazanarak iktidara gelir. 89a kadar sürecek Özal ve 91e kadar sürecek ANAP dönemi başlar. ANAP iktidara geldikten k›sa bir süre sonra yeni ekonomik kararlar al›n›r. 29 Aral›k 1983te aç›klanan bu kararlara göre ithalat rejiminde yap›lan de¤işiklikler ile ithal mallar›, ithali yasak mallar, ithali serbest mallar ve ithali izne ba¤l› mallar olmak üzere üç türe ayr›l›r. Döviz işlemleri büyük ölçüde serbestlefltirilir. döviz al›m sat›m› serbest b›rak›l›r. Katma De¤er Vergisi uygulamas› ve ihdas edilen çeflitli fonlar gibi yeni kurum ve uygulamalar gündeme gelir. Bunlar›n yan›nda haberleflme, ulafl›m, Türkiye’nin elektrifikasyonu ve sulama alanlar›nda önemli yat›r›mlar gerçekleştirilir. Otoyollar, barajlar, telefon ve di¤er iletişim araç ve yöntemlerinin modernizasyonu ve yayg›nlaşt›r›lmas› tart›ş›l›r. KOB‹’ler di¤er yandan turizm gibi alanlarda yat›r›mlar yap›l›r. Türkiye bu dönemde yabanc› sermaye için cazip bir ülke görünümü kazanmaya başlar. Özal ile sembolize olan ekonomideki bütün bu gelişmelerin olumsuz faturas› iki kesime ç›kar. Biri izlenen politikalar sonucu gelir da¤›l›m›n›n bozulmas› ile s›k›nt› içine düşen ve yine Özal›n ifadesi ile orta dire¤e yani nüfusun büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli halka ve di¤eri ise uygulad›¤› politikalardan dolay› do¤rudan Özala. siyasal yasaklar›n kalkmas›, muhalefetin güç kazanmas›, Özala ve izledi¤i politikalara yönelik güveni sarsar. Özal 89da iktidar partisinin lideri ve dolay›s›yla başbakan iken cumhurbaşkan› seçilerek siyasetten çekilir. Türkiye 94te krizle karş› karş›ya kal›r. ekonomi önce 2000de ve ard›ndan 2001de yine krizle sars›l›r. ‹zleyen dönemde Türkiye tekrar IMF ve DB ile ekonomik dengeleri yeniden kurma sürecine girer. 2002 seçimleri ile Türkiye ciddi bir siyasal erozyon yaşar. Türkiye’de 80li ve 90l› y›llara damgas›n› vurmuş siyasal hareket ve liderler tasfiye olur. Bunlar›n yerini alan AKP tasfiye olanlar ile en temel benzerli¤i liberal ekonomik çizgisidir.
    Dervifl Program› ve Sonras›: 2002de gerçekleşen genel seçimin sonucunda yeni kurulmuş olan AKP, tek baş›na hükûmet kurarak Türkiyeyi yönetmeye başlar. Bu iktidar Kemal Derviş’in şahs›nda temsil edilen iktisat politikalar›n› tereddütsüz sürdürece¤ini kamuoyuna duyurur. Başka bir deyişle Derviş gider ancak yönetti¤i istikrar paketinin uygulanmas› yeni iktidar dönemindede sürer. Dervişin program› enflasyonun düşmesi yönünde beklentileri karşılar. Bu olumlu gelişmelerin yan› s›ra dış borç yükü ve bölüşümde yaşanan olumsuz tablo göz ard› edilemez bir hâl al›r. Sermaye hareketlerinin serbestleştirildi¤i 89da dış borç yükü 41 milyar dolar iken 2003 başlar›nda dış borç stoku 133 milyar dolar› bulur. 2004 y›l›nda cari a盤› 16 milyar dolara ulaş›r. Bu tutar, Türkiyeyi, ABD hariç dünyan›n en fazla cari a盤›na sahip ülkesi durumuna getirir. AKP iktidar›, her y›l cari a盤›n daha çok artt›¤› bir dönem olur. 2006da 31, 2010da 47, 2011de 77 milyar dolar olur. Borç stokunu döndürme sorunu yaşayan hükûmetler uluslararas› kuruluşlar›n ve sermaye kesimlerinin beklentileri do¤rultusunda politikalar üretirler. Bu politikalar›n şekillenmesinde IMF ve DBde üretilen önerilerde etkili olur. Bu politikalar›n bir sonucu olarak artan işsizlik, gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizlikle birlikte yoksulluk yayg›nlaş›r. Hükûmetler ise mali ve siyasi destek kayg›lar› ile uluslararas› finansörlerin istekleri do¤rultusunda sosyal güvenlik sisteminden ülkenin hemen nakde dönüşebilecek birçok iktisadi girişim ve taş›nmaz›n› satmaya uzanan çeşitli çarelere başvururlar. Bu tablo yoksulluk s›n›r›nda yaşayan 20 milyon ve açl›k s›n›r›nda yaşayan 1 milyon yurttaş yarat›r. 24 Ocak kararlar›ndan Derviş Program›na uzanan süreçte izlenen politikalar›n arka plan›nda neoliberalizm yatmaktad›r. Bu ideoloji kamu ç›kar›n› reddeder. Bu anlayışa dayanan iktisat politikalar› reel ekonominin daralmas›n› beraberinde getirir. Bu da işsizlik ve gelir da¤›l›m›nda adaletsizli¤e yol açar. Sosyal devlet anlayışı ciddi darbe al›r. neoliberal politikalar›n yaratt›¤› somut ekonomik sorun Cari aç›ktır.
    -ilk çok partili seçim, 46da yapılmıştır.
    -Türkiye, hem IMFnin hemde UİKBye 47de üye olmuştur.




  • NorFULL Payla?ym Mekany |www.norfulpaylasim.com Sayfa 1

    ULUSLARARASI YLY?KYLER
    ////////// 5. ÜNYTE //////////
    ***** BÖLGESEL ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER :
    AVRUPA KONSEYY, AVRUPA GÜVENLYK VE Y?BYRLY?Y TE?KYLATI
    *** Avrupa konseyi ve avrupa güvenlik ve i? birli?i te?kilaty ( AGYT ) Avrupa’nyn en geni? kapsamly iki örgütüdür..
    AVRUPA KONSEYY
    *** 5 Mayys 1949’da kurulan örgütün temel amacy Avrupa insan Haklan Sözle?mesi’ni ve bireylerin korunmasyna dair benzer belgeleri temel alarak Avrupa çapynda ortak demokratik ilkelerin geli?mesini sa?lamaktyr. Ylke olarak Avrupa Konseyine katylmayan hiçbir ülke ABye katylmamy?tyr.
    *** AVRUPA YNSAN HAKLARI MAHKEMESY
    Avrupa Ynsan Haklary Sözle?mesi (AYHS) 1950’de imzalandy , 1953’te yürürlü?e girdi. 1959’da Strazburg’da Avrupa Ynsan Haklan Mahkemesi (AYHM) kuruldu.
    AYHS ve AYHM Avrupa’da demokrasiyi ve hukukun üstünlü?ünü koruyan ve destekleyen en etkili araçlardan biridir.
    Avrupa Konseyine üye 47 devlette idam cezasy tamamen kaldyrylmy?tyr. 1985’ten bu yana, ölüm cezasyny kaldyrmy? olma, Avrupa Konseyine üyeli?in bir ?arty hâline gelmi?tir.
    Avrupa Konseyi Ynsan Haklary Komiseri: Temel amacy Avrupa Konseyi üyesi devletlerin insan haklaryna saygysyny ve insan haklaryna ili?kin farkyndaly?ym geli?tirmektir.
    Avrupa Konseyi’nin Faaliyetleri
    Avrupa Konseyi’nin en temel faaliyet alanlaryny insan haklarynyn korunmasy ve geli?tirilmesi, demokrasi ve hukukun üstünlü?ü misyonlary çerçevesinde gerçekle?tirdi?i planlar, projeler ve eylemler olu?turmaktadyr. Terörle mücadele, sosyal uyum, e?itim, kültür gibi konular da faaliyet alanlaryny biçimlendirir.
    Venedik Komisyonu
    Venedik Komisyonu Avrupa Konseyi’nin anayasal konularla ilgili dany?ma organydyr. Komisyon, ülkelerin Avrupa standartlaryna uygun anayasalar hazyrlamalarynda öncü bir rol üstlenmi?tir ve günümüzde ba?ymsyz bir dü?ünce kurulu?u olarak uluslararasy alanda kabul görmektedir.
    Avrupa Komisyonu Yzleme Mekanizmasy
    Bünyesinde 210 antla?manyn imzaya açyldy?y Avrupa Konseyi, bu antla?malaryn konusunu olu?turan alanlarda hem faaliyetlerini devam ettirmekte hem de antla?malaryn yükümlülüklerinin onaylayan devletler tarafyndan ihlal edilip edilmedi?ini izlemektedir.
    AVRUPA GÜVENLYK VE Y?BYRLY?Y TE?KYLATI
    2010 itibaryyla 56 üye ülkenin yer aldy?y örgüt, 1973te yola Avrupa Güvenlik ve i?birli?i Konferansy (AGYK) olarak çykmy?, So?uk Sava?’yn ardyndan bölgesinde do?an yeni ihtiyaçlarla birlikte yeni bir kurumsalla?maya giderek 19951e Avrupa Güvenlik ve Y?birli?i Te?kilaty (AGYT) (Organization for Security and Co- operation in Europe: OSCE) adyny almy?tyr. AGYTi di?er uluslararasy örgütlerden ayyran en önemli özelli?i, bir örgütün devletlerden ayry varolu?unu temellendiren en önemli belge olan kurucu bir antla?maya sahip olmamasy, dolayysyyla klasik bir uluslararasy örgüt portresi çizmemesidir.
    1975-Helsinki Nihai Senedi
    Helsinki Nihai Senediyle II. Dünya Sava?y sonrasynda Avrupa’da olu?an synyrlaryn ihlal edilmezli?i kabul edilmi? ve bu synyrlaryn me?ruiyeti tanynmy?tyr. Siyasi/askerî, insani ve ekonomik/çevresel olmak üzere üç boyutu kapsayan Helsinki Nihai Senedi’nin en önemli yönü, devletlerarasy ili?kilere rehberlik etmek üzere kabul edilen ve AGYlCin anayasasyny olu?turan ilkelerdir.
    AGYTin Yapysy ve Faaliyetleri
    Zirveler: Bu toplantylarda AGYT’in öncelikleri en yüksek siyasi düzlemde belirlenir.
    Bakanlar Konseyi: Bakanlar Konseyinin görevi zirvelerde alynan karar ile Örgütün faaliyetleri arasyndaki ili?kiyi sa?lamak ve takip etmektir.
    Daimi Konsey: Siyasi dany?ma organydyr. Ayny zamanda karar alma yetkisine de sahiptir.
    Güvenlik Y?birli?i Forumu: Silahlaryn kontrolü, silahsyzlanma ve güvenlik artyrycy önlemlerle ilgilenir. NorFULL Payla?ym Mekany |www.norfulpaylasim.com Sayfa 2

    Ekonomi ve Çevre Forumu: Ekonomi ve Çevre Forumu’nda güvenli?in ekonomik ve çevresel boyutlary ele alynyr.
    Operasyonel Yapy ve Kurumlar
    Dönem Ba?kanly?y: Örgütün çaty?malaryn önlenmesi, kriz yönetimi ve çaty?ma sonrasy rehabilitasyon eylemlerini denetler.
    AGYT Genel Sekreteri ve AGYT Sekretaryasy: Sekretarya’nyn görevi Örgüt’e operasyonel destek sa?lamaktyr.
    AGYT Troykasy: Dönem ba?kany, bir önceki dönem ba?kany ve bir sonraki dönem ba?kanyndan olu?ur. Troyka’nyn i?levi dönem ba?kanly?yna tavsiyelerde bulunmakla synyrlydyr.
    AGYT Parlamenter Asamblesi: Amaçlary arasynda bu sorumluluklary gözeterek çaty?malar ve çözümleri için geli?en mekanizmalary desteklemek, katylymcy devletlerdeki demokratik kurumlan desteklemek ve AGYT’in kendi kurumlarynyn geli?mesine katky sa?lamak sayylmaktadyr.
    Demokratik Kurumlar ve Ynsan Haklary Ofisi (ODIHR): Terörle Mücadele Eylem Plany uyarynca uluslararasy terörle mücadele antla?malarynyn ve protokollerinin uygulanmasynda katylymcy devletlere teknik destek ve dany?manlyk hizmeti verir.
    Ulusal Azynlyklar Yüksek Komiserli?i: AGYT, So?uk Sava? sonrasynda azynlyk sorunlarynyn çözümü ve azynlyk haklarynyn geli?imi için önemli bir referans noktasydyr.
    Medya Özgürlü?ü Temsilci: Ylk görevi katylymcy devletlerde medyada ya?anan geli?meleri takip etmek ve ifade özgürlü?ünün ihlaline ili?kin durumlarda erken uyaryda bulunmaktyr. Ykinci göreviyse katylymcy devletlerin AGYT’in ifade özgürlü?ü ve özgür medyaya ili?kin ilke ve taahhütlerine tam uyum sa?lamasy için bu devletlere yardymcy olmaktyr.
    AGYT Misyonlary farkly büyüklüklerde farkly yetkilerle ve farkly sürelerle ve ba?lyklarla faaliyet göstermektedir. Genellikle misyonun büyüklü?ü ve yetkileri orantylydyr. Ayny zamanda süresi de yetkilerine ba?lydyr. Fakat hangi amaçla kurulmu? olursa olsun bütün misyonlar için Ynsani Boyut önceliklidir. Hepsinin temel görevi demokrasinin ve hukukun üstünlü?ünün in?asyny sa?lamaktyr. AGYT, 2010 itibaryyla yakla?yk 3000 ki?inin çaly?ty?y toplam 18 misyon yürütmektedir.
    ////////// 6. ünite //////////
    ***** LATYN AMERYKAN ENTEGRASYON BYRLY?Y
    *** 1980’de imzalanyp, 1981 yylynda yürürlü?e giren Montevideo Anla?masy ile kuruldu. Kurulu? amacy bu on bir üye arasynda ekonomik i?birli?inin sa?lanmasydyr. Aslynda ALADI, Latin Amerika’da bir ortak Pazar olu?turulmasyny amaçlayan ve 1960 yylynda kurulan Latin Amerika Serbest Ticaret Alany’nyn (Latin American Free Trade Area: LAFTA) yerini alan bir örgüttür.
    Bütünle?menin geli?mi? ülkeleri olan Brezilya, Arjantin ve Meksika’nyn dy?ynda kalan ve daha az geli?mi? ülkeler olan And Ülkeleri’nin, LAFTA’dan çekilmelerine gerek kalmamy? ve genel olarak Latin Amerika’da bütünle?menin hyzlanmasyny sa?layacak bir “bölge-alty” bütünle?me olu?turulmu?tur. ALADI’yi kuran antla?ma, oldukça esnek bir biçimde, katylmak isteyen ülkelere katy kurallar koymadan örgüte üyelik olana?y sa?lamy?tyr.
    *** GÜNEY ORTAK PAZARI
    26 Mart 1991 tarihli Asuncion Antla?masy ile kuruldu. Temel amacy bölge içi gümrük tarifelerinin kaldyrylmasy ve mal, hizmet ve sermayenin serbestçe dola?ymynyn sa?lanmasydyr. Ticaretin giderek serbestle?mesi ile üyeler arasynda di?er ekonomi politikalarynyn da uyumlula?tyrylmasy hedeflenmi?tir. Latin Amerika’nyn uzun ve ba?arysyzlyklarla dolu ekonomik bütünle?me tarihinde MERCOSUR bir istisnadyr. Örgütün kurulmasynda, genel olarak kytanyn bütününde 80’lerin ikinci yarysyndan itibaren ba?layan bary? ve siyasal istikrar süreci önemlidir
    * KUZEY AMERYKA SERBEST TYCARET ANLA?MASI
    1992 yylynda Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anla?masy (The North American Free Trade Agreement: NAFTA) ortaya çykmy?tyr. NAFTA belirli mal ve hizmet alanlarynda bir serbest ticaret alany yaratan kysytly bir ekonomik entegrasyondur. Üstelik, NAFTA bir gümrük birli?i düzenlemesi de getirmemektedir. Taraf ülkeler üçüncü ülkelere kar?y kendi belirledikleri gümrük tarifelerini uygulamakta serbesttir. Ayryca, AB örne?inde oldu?u gibi sermaye ve mallaryn tamamen serbest dola?ymy da söz konusu de?ildir.
    ** AVRUPA SERBEST TYCARET BYRLY?Y NorFULL Payla?ym Mekany |www.norfulpaylasim.com Sayfa 3

    4 Ocak 1960’da EFTA Konvansiyonu Stockholm’de imzalandy ve 3 Mayys 1960’da yürürlü?e girdi. EFTA’nyn temel fonksiyonu, üye ülkeler arasyndaki ticareti serbestle?tirerek rekabeti sa?lamaktyr. AET’den farkly olarak serbestle?tirme hizmet ve sermaye alanlaryny içermedi?i gibi tarymsal mallar da kapsamda yer almamaktadyr. 1980’lerde EFTA ile AET arasynda ba?layan ortak bir Avrupa ekonomik alany yaratma yönündeki görü?melerin, 1 Temmuz 1994’te imzalanan Avrupa Ekonomik Alany Antla?masy’yla sonuçlandyrylmy?tyr. Avrupa Ekonomik Alany, EFTA üyelerinin AB üyesi olmadan AB Tek Pazary’ndan yararlanmalaryny sa?lamaktadyr.
    *** ASYA-PASYFYK EKONOMYK Y?BYRLY?Y ÖRGÜTÜ
    Kasym 1989’da Avustralya’nyn Canberra kentinde yapylan dy?i?leri bakanlary düzeyindeki toplanty sonucunda 12 Asya-Pasifik ülkesi APEC’in kurulmasyny kararla?tyrdylar.
    APEC’in temel hedefleri (Bogor Hedefleri) :
    • Ticaretin ve yatyrymyn serbestle?tirilmesi,
    • Yktisadi ve ticari faaliyetlerin kolayla?tyrylmasy,
    • Ekonomik ve teknik i?birli?i.
    *** AVRASYA EKONOMYK TOPLULU?U
    Avrasya Ekonomik Toplulu?u’nun kurulma süreci, 6 Ocak 1995’te Rusya ile Belarus arasynda imzalanan Gümrük Birli?i Anla?masy’yla ba?lamaktadyr. 5 ülke (Belarus, Kazakistan, Kyrgyzistan, Rusya, Tacikistan) 10 Ekim 2000’de yeni bir anla?ma imzalayarak, Avrasya Ekonomik Toplulu?u’nu resmen kurdular. Taraflar bu yeni örgüt çerçevesinde aralaryndaki i?birli?inin etkisini arttyrmak amacyyla entegrasyon sürecini daha da geli?tirmeyi hede?emekteydiler.
    KÖRFEZ Y?BYRLY?Y KONSEYY
    25 Mayys 1981 ’de Abu Dabi’de kuruldu. Örgütün amacyny, alty üye devlet arasynda, tüm alanlarda koordinasyon ve bütünle?menin sa?lanmasy olarak tanymlamy?tyr. KYK’in en önemli ticaret ortaklary syrasyyla AB, Japonya ve ABD’dir. En çok ihracat yaptyklary ülkeler Japonya, Kore, Çin, Singapur ve Tayland iken ithalat ortaklarynyn ba?ynda AB ve ABD gelmektedir.
    AFRYKA BYRLY?Y ÖRGÜTÜ
    Afrika Birli?i Örgütü ilk olarak 25 Mayys 1963’de, otuz iki ba?ymsyz Afrika devletinin devlet ve hükümet ba?kanlary tarafyndan Addis Ababa’da kurulmu?tur. 2002 Durban Zirvesi’nde, Afrika Birli?i’nin 1. Devlet ve Hükümet Ba?kanlary Zirvesi toplanarak 53 ülkenin katylymyyla Afrika Birli?i resmen kurulmu? oldu. Afrika Birli?i, 1963’te kurulan Afrika Birli?i Örgütü ve 1994’te kurulmu? olan Afrika Ekonomik Toplulu?u’nu da içine alan uluslararasy bir örgüt olarak ortaya çykmy?tyr. Birli?in vizyonu, Afrika’yy, bütünle?mi?, zenginle?mi? ve bary? içinde ya?ayan, kendi toplumlary tarafyndan yönetilen ve küresel alanda dinamik bir güç olarak kendi kendini temsil eden bir seviyeye çykarmaktyr.
    ////////// 7. ÜNYTE //////////
    ***** SUY GENERYS ÖRGÜTLER
    *** BA?IMSIZ DEVLETLER TOPLULU?U
    8 Aralyk 1991 tarihinde RUSYA FEDERASYONU, UKRAYNA be BALERUS’ UN Ba?ymsyz Devletler Toplulu?unu kuran anla?mayy imzalayarak Sovyetler Birli?i’ ne son verilmesiye kurulmu?tur.
    BDT’nin kurulmasy ekonomik, siyasi, toplumsal ve askeri açydan bir zorunluluktu. Sovyet co?ra’ syndaki yeni devletler BDT çatysy altynda bir arada olmaya ne denli zorunluysa aralarynda zaman zam çaty?maya varan bir o kadar önemli çykar farklylyklary söz konusuydu. Zaten BDT’nin ilk 20 yylyna damgasyh vuran üye devletleri bir araya getirmesi beklenen çykarlardaki bu farklylyk oldu. NorFULL Payla?ym Mekany |www.norfulpaylasim.com Sayfa 4

    Ba?ymsyz Devletler Toplulu?u’nun Yapysy ve Yönetimi
    BDT amaçlary;
    *** Siyasal, ekonomik, ekolojik, insani, kültürel ve di?er alanlarda i?birli?i,
    *** Ortak ekonomik alan, devletlerarasynda i?birli?i ve bütünle?me çerçevesinde üye devletlerin dengetf ekonomik ve toplumsal kalkynmasyny sa?lamak,
    *** Uluslararasy hukukça benimsenmi? evrensel ilke ve normlarla AGYK belgeleriyle uyumlu biçimde insan haklary ve özgürlüklerinin sa?lanmasy,
    *** Uluslararasy bary? ve güvenli?in sa?lanmasynda üye devletler arasynda i?birli?i,
    *** Silahlanma ve askerî harcamalaryn azaltylmasy, nükleer ve di?er kitle imha silahlarynyn ortadan kaldyrylmasy ve evrensel/kapsamly bir silahsyzlanma için etkin önlemlerin alynmasy,
    *** Üye devlet vatanda?larynyn ileti?im ve dola?ym özgürlüklerinin sa?lanmasy,
    *** Di?er hukuksal alanlarda kar?ylykly hukuki yardym ve i?birli?inin sa?lanmasy,
    *** Üye devletler arasynda anla?mazlyk ve çaty?malaryn bary?çyl yöntemlerle çözümüdür.
    Toplulu?un temel organlary ?unlardyr:
    Devlet Ba?kanlary Konseyi (DBK),
    Hükümet Ba?kanlary Konseyi,
    Dy?i?leri Bakanlary Konseyi (DYBK),
    Savunma Bakanlary Konseyi,
    Synyr Birlikleri Komutanlary Konseyi,
    Parlamentolararasy Asamble,
    Ekonomi Mahkemesi,
    Yürütme Komitesi
    ?ANGAY Y?BYRLY?Y ÖRGÜTÜ
    *** 15 Haziran 2001 ’de alty üyeli ?angay i?birli?i Örgütü (Shanghai Cooperation Organisation: SCO) resmen kurulmu?tur.
    ?YÖ’nün kurucu ülkeleri RF ve Çin, Örgüt’ün kurulu?undan bir ay sonra Temmuz 2001 ’de iyi Kom?uluk, Dostluk ve i?birli?i Antla?masy da imzalamy?tyr.
    ?angay Y?birli?i Örgütünün Amaç ve Ylkeleri
    Ana amaçlar
    “kar?ylykly güveni ve üyeler arasy iyi ili?kileri güçlendirmek; siyaset, ticaret, ekonomi, bilim ve teknoloji, kültür, e?itim, eneyji, ula?ym, turizm, çevre koruma vb. alanlarda etkin i?birli?ini artyrmak; bölgede bary?, güvenlik ve istikrary sa?lamak, NorFULL Payla?ym Mekany |www.norfulpaylasim.com Sayfa 5

    korumak ve sürdürmek için ortak çaba göstermek ve yeni demokratik, adil ve makul bir siyasi ve ekonomik uluslararasy düzen kurmaya yönelmek” olarak ifade edilmi?tir.
    ?YÖ de BM Genel Kurulu, Avrupa Birli?i, ASEAN, Ba?ymsyz Devletler Toplulu?u ve Yslam Konferansy Örgütü gibi uluslararasy platformlarda gözlemci statüsü elde etmi? durumdadyr.
    *** YSLAM Y?BYRLY?Y ORGUTU
    1. Yslam Zirvesi’nde alynan karar gere?i, Mart 1970’de Cidde’de, 1. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy toplanmy?tyr. Bu Konferansla YKÖ Genel Sekreterli?i’nin faaliyete geçirilmesi kararla?tyrylmy?tyr. Aralyk 1971’de Karaçi’de toplanan 2. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy’nda ise YKÖ Sözle?mesi hazyrlanmy?tyr. Sözle?me, ?ubat-Mart 1972’de Cidde’de toplanan 3. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy’nda onaylanarak yürürlü?e girmi?tir. YKÖ Sözle?mesi, 1 ?ubat 1974’te Birle?mi? Milletler’e tescil ettirilerek uluslararasy hukukun bir parçasy hâline gelmi?tir.
    Bölgesel ve küresel geli?meler YKÖ’nün daha fazla inisiyatif almasyny gerektirse de mevcut örgüt yapysy ve entegrasyon (bütünle?me) ?ekli, buna imkân tanymamy?tyr. 28-30 Haziran 2011 tarihlerinde Astana’da toplanan 38. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy’nda, Yslam Konferansy Örgütü’nün ady Yslam Y?birli?i Örgütü (YYÖ) olarak de?i?tirilmi?tir.
    Örgütün temel ilkeleri üyelerin ülkelerin e?itli?i, üyelerin birbirilerinin içi?lerine kary?mama, her ulusun kendi gelece?ini belirleme hakkynyn kabul edilmesi, üyeler arasynda çykabilecek anla?mazlyklaryn bary?çy yollardan çözümlenmesi, üyelerin birbirilerinin toprak bütünlü?üne ve siyasi ba?ymsyzly?yna saygy göstermesi ve bu konuda kuvvete ba?vurulmamasy ?eklinde belirlenmi?tir.
    *** Yslam Kalkynma Bankasy
    Banka faaliyetlerine resmî olarak Ekim 1975’te ba?lamy?tyr. Banka’nyn amacy, üye ülkelerin yany syra üye olmayan ülkelerdeki Müslüman topluluklaryn ekonomik ve sosyal açydan kalkynmalaryna katkyda bulunmaktyr. 56 üyeli Banka faaliyetlerini sermayeye en fazla katkyyy sa?layan S.Arabistan’nyn Cidde ?ehrinde yürütmektedir. Yslam Kalkynma Bankasy, Dünya Bankasy modelinde örgütlenmi?, gruba ba?ly olarak 8 uluslar arasy kurulu? faaliyet göstermektedir.
    Banka’nyn amacy, üye ülkelerin ve üye olmayan ülkelerdeki Müslüman topluluklaryn ekonomik ve sosyal açydan geli?me (kalkynmalaryna) katkyda bulunmaktyr.Yslam Kalkynma Bankasy’nyn (YKB’nin) sermayesi Yslam Dinary (YD) üzerinden kaydedilmekte, bir Yslam Dinary ise bir SDR’ye e?ittir.
    *** ARAP LYGY
    Di?er ady Arap Birli?i olan kurulu?un temeli, 1944’teki Yskenderiye Protokolü ile atylmy?tyr. Örgüt, 1945’te Kahire’de 6 ülkenin imzalady?y anla?ma ile kurulmu?tur. Günümüzde 22 üyesi bulunan Örgütün amacy, üye “Ikeler arasynda i?birli?ini geli?tirmek, üyelerin politikalaryny koordine etmek, üye ülkelerin ba?ymsyzlyk ve sgemenliklerini korumaktyr. Arap Birli?i’nin amacy, üye ülkeler arasynda yakyn bir i?birli?i gerçekle?tirmek, u do?rultuda siyasi (politik) faaliyetleri koordine etmek, üye ülkelerin ba?ymsyzlyk ve egemenliklerini koru- aktyr. Bary? ve güvenli?in sa?lanmasynda uluslararasy kurulu?larla i?birli?i yapmak, ekonomik ve sosyal ili?kileri düzenlemek, Arap Birli?i’nin temel ilkeleri arasyndadyr.
    HÜKÜMET DI?! ÖRGÜTLER
    BM’ye göre devletlerarasy anla?malarla kurulmamy?, bütün uluslararasy örgütler “hükümet dy?y örgüt” olarak kabul edilir. Hükümet dy?y örgütleri tanymlamak için en syk ba?vurulan ölçütler arasynda, “kâr amacy gütmeme/gönüllülük” ve “uluslararasy (toplumsal) yarar gütme” bulunmaktadyr.
    Kâr amacy gütmeme/gönüllülük ölçütüne göre, bir olu?umun hükümet dy?y örgüt olabilmesi için özel/ ticari ?irketlerden farkly olarak faaliyetlerini herhangi bir maddi beklenti olmadan yürütmesi gerekmektedir.
    Uluslararasy (toplumsal) yarar gütme ölçütü: Tüm “uluslararasy toplum”un ve özellikle de geleneksel olarak devletler arasy ili?kiler alanynyn birçok açydan dy?aryda byrakty?y toplumlar arasy ve ötesi örgütlenmeleri ve insanlaryn genel yararyny gütme ?eklinde tanymlanabilir. NorFULL Payla?ym Mekany |www.norfulpaylasim.com Sayfa 6

    Hükümet dy?y örgütlerin temel faaliyet alanlary arasynda sayylabilecek çevre, insan haklary, kültürel de?erlerin korunmasy gibi konularyn küresel nitelikte olmasy bu örgütlerin de küreselle?mesi sonucunu do?urmu?tur.
    ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ
    Uluslararasy Af Örgütü, insan haklaryna saygy gösterilmesi ve bu haklaryn korunmasy konusunda çaly?an insanlaryn olu?turdu?u uluslar arasy alanda tanynan küresel bir harekettir. Vizyonu, her insanyn insan Haklary Evrensel Beyannamesi tarafyndan kabul edilen insan haklaryna ve di?er tüm uluslararasy insan haklan standartlaryna eri?ebilmesini sa?lamaktyr. Dikenli telle çevrilmi? bir mum ?eklinde bir amblem benimseyen UAÖ misyonunu ?öyledir:
    *** Kadynlaryn, çocuklaryn, azynlyklaryn ve yerel halklaryn haklary,
    *** i?kenceye son verme,
    *** Ydam cezasynyn kaldyrylmasy,
    *** ?kir mahkûmlarynyn, sy?ynmacylaryn ve göçmenlerin sorunlary ve haklary,
    *** Siyasi suçlularyn haklary,
    *** Ynsan onurunun korunmasy.
    Uluslararasy Af Örgütü “karanly?a küfredece?ine bir mum da sen yak” anlayy?yndan esinlenerek ve fakat mevcut sorunlara, engellere ve mahkûmiyetlere de dikkat çekerek dikenli telle çevrilmi? bir mum ?eklinde bir amblem benimsemi?tir.
    UAÖ’nün kendisini benzer birçok hükümet dy?y örgütten de ayyran en önemli çaly?ma ilkesi, “ülke kuralfdyr (Work on Own Country Rule – WOOC). Bu kurala göre, örgüt temsilcilikleri bulunduklary ülkede hak ihlaline u?rayanlarla ilgili raporlama yapamamaktadyr. Ynsan haklary mücadelesinin “millî” de?il “uluslararasy” bir sorumluluk oldu?undan hareketle getirilen ve idam cezasy ve göçmenlerin durumu konusunda istisnasy olan bu kuralyn iki temel amacy oldu?u söylenmektedir: Yürütülen faaliyetlerin tarafsyzly?yny teminat altyna almak ya da bu manada örgüt içine ve/veya dy?yna teminat vermek ve üyelerle gönüllü-profesyonel tüm çaly?anlaryn herhangi bir basky olmadan çaly?masyny garanti altyna almak.
    YNSAN HAKLARI YZLEME ÖRGÜTÜ
    Helsinki Nihai Senedi’nin 1975’te yayynlanmasyny takiben özellikle Do?u Bloku devletlerindeki insan haklary ihlallerini gündeme getirmek, bu devletlerin Helsinki’de uzla?ylan ilke ve kurallara ne ölçüde uydu?unu izlemek ve bu çerçevede onlar üzerinde siyasi basky olu?turmak amacyyla 1978’de kurulan Helsinki Watch, örgütün ilk nüvesini olu?turmaktadyr. Bölgelerindeki insan haklary uygulamalaryny izlemek için 1981’de kurulan Americas Watch, 1985’te kurulan Asia Watch, 1988’de kurulan Africa Watch ve 1989’da kurulan Middle East VVatch, örgütün temel bile?enlerini olu?turmaktadyr

    AVRUPA KONSEYY: 5 Mayys 1949’da kurulan örgütün temel amacy Avrupa insan Haklan Sözle?mesi’ni ve bireylerin korunmasyna dair benzer belgeleri temel alarak Avrupa çapynda ortak demokratik ilkelerin geli?mesini sa?lamaktyr. Ylke olarak Avrupa Konseyine katylmayan hiçbir ülke ABye katylmamy?tyr.
    AVRUPA YNSAN HAKLARI MAHKEMESY : Avrupa Ynsan Haklary Sözle?mesi (AYHS) 1950’de imzalandy , 1953’te yürürlü?e girdi. 1959’da Strazburg’da Avrupa Ynsan Haklan Mahkemesi (AYHM) kuruldu. AYHS ve AYHM Avrupa’da demokrasiyi ve hukukun üstünlü?ünü koruyan ve destekleyen en etkili araçlardan biridir. Avrupa Konseyine üye 47 devlette idam cezasy tamamen kaldyrylmy?tyr. 1985’ten bu yana, ölüm cezasyny kaldyrmy? olma, Avrupa Konseyine üyeli?in bir ?arty hâline gelmi?tir.
    Avrupa Konseyi Ynsan Haklary Komiseri: Temel amacy Avrupa Konseyi üyesi devletlerin insan haklaryna saygysyny ve insan haklaryna ili?kin farkyndaly?ym geli?tirmektir.
    Avrupa Konseyi’nin Faaliyetleri : Avrupa Konseyi’nin en temel faaliyet alanlaryny insan haklarynyn korunmasy ve geli?tirilmesi, demokrasi ve hukukun üstünlü?ü misyonlary çerçevesinde gerçekle?tirdi?i planlar, projeler ve eylemler olu?turmaktadyr. Terörle mücadele, sosyal uyum, e?itim, kültür gibi konular da faaliyet alanlaryny biçimlendirir.
    Venedik Komisyonu : Venedik Komisyonu Avrupa Konseyi’nin anayasal konularla ilgili dany?ma organydyr. Komisyon, ülkelerin Avrupa standartlaryna uygun anayasalar hazyrlamalarynda öncü bir rol üstlenmi?tir ve günümüzde ba?ymsyz bir dü?ünce kurulu?u olarak uluslararasy alanda kabul görmektedir.
    Avrupa Komisyonu Yzleme Mekanizmasy : Bünyesinde 210 antla?manyn imzaya açyldy?y Avrupa Konseyi, bu antla?malaryn konusunu olu?turan alanlarda hem faaliyetlerini devam ettirmekte hem de antla?malaryn yükümlülüklerinin onaylayan devletler tarafyndan ihlal edilip edilmedi?ini izlemektedir.
    AVRUPA GÜVENLYK VE Y?BYRLY?Y TE?KYLATI : 2010 itibaryyla 56 üye ülkenin yer aldy?y örgüt, 1973te yola Avrupa Güvenlik ve i?birli?i Konferansy (AGYK) olarak çykmy?, So?uk Sava?’yn ardyndan bölgesinde do?an yeni ihtiyaçlarla birlikte yeni bir kurumsalla?maya giderek 19951e Avrupa Güvenlik ve Y?birli?i Te?kilaty (AGYT) (Organization for Security and Co- operation in Europe: OSCE) adyny almy?tyr. AGYTi di?er uluslararasy örgütlerden ayyran en önemli özelli?i, bir örgütün devletlerden ayry varolu?unu temellendiren en önemli belge olan kurucu bir antla?maya sahip olmamasy, dolayysyyla klasik bir uluslararasy örgüt portresi çizmemesidir.
    1975-Helsinki Nihai Senedi : Helsinki Nihai Senediyle II. Dünya Sava?y sonrasynda Avrupa’da olu?an synyrlaryn ihlal edilmezli?i kabul edilmi? ve bu synyrlaryn me?ruiyeti tanynmy?tyr. Siyasi/askerî, insani ve ekonomik/çevresel olmak üzere üç boyutu kapsayan Helsinki Nihai Senedi’nin en önemli yönü, devletlerarasy ili?kilere rehberlik etmek üzere kabul edilen ve AGYlCin anayasasyny olu?turan ilkelerdir.
    AGYTin Yapysy ve Faaliyetleri
    1-Zirveler: Bu toplantylarda AGYT’in öncelikleri en yüksek siyasi düzlemde belirlenir.
    2-Bakanlar Konseyi: Bakanlar Konseyinin görevi zirvelerde alynan karar ile Örgütün faaliyetleri arasyndaki ili?kiyi sa?lamak ve takip etmektir.
    3-Daimi Konsey: Siyasi dany?ma organydyr. Ayny zamanda karar alma yetkisine de sahiptir.
    4-Güvenlik Y?birli?i Forumu: Silahlaryn kontrolü, silahsyzlanma ve güvenlik artyrycy önlemlerle ilgilenir.
    5-Ekonomi ve Çevre Forumu: Ekonomi ve Çevre Forumu’nda güvenli?in ekonomik ve çevresel boyutlary ele alynyr.
    6-Operasyonel Yapy ve Kurumlar : Dönem Ba?kanly?y: Örgütün çaty?malaryn önlenmesi, kriz yönetimi ve çaty?ma sonrasy rehabilitasyon eylemlerini denetler.
    AGYT Genel Sekreteri ve AGYT Sekretaryasy: Sekretarya’nyn görevi Örgüt’e operasyonel destek sa?lamaktyr.
    AGYT Troykasy: Dönem ba?kany, bir önceki dönem ba?kany ve bir sonraki dönem ba?kanyndan olu?ur. Troyka’nyn i?levi dönem ba?kanly?yna tavsiyelerde bulunmakla synyrlydyr.
    AGYT Parlamenter Asamblesi: Amaçlary arasynda bu sorumluluklary gözeterek çaty?malar ve çözümleri için geli?en mekanizmalary desteklemek, katylymcy devletlerdeki demokratik kurumlan desteklemek ve AGYT’in kendi kurumlarynyn geli?mesine katky sa?lamak sayylmaktadyr.
    Demokratik Kurumlar ve Ynsan Haklary Ofisi (ODIHR): Terörle Mücadele Eylem Plany uyarynca uluslararasy terörle mücadele antla?malarynyn ve protokollerinin uygulanmasynda katylymcy devletlere teknik destek ve dany?manlyk hizmeti verir.
    Ulusal Azynlyklar Yüksek Komiserli?i: AGYT, So?uk Sava? sonrasynda azynlyk sorunlarynyn çözümü ve azynlyk haklarynyn geli?imi için önemli bir referans noktasydyr.
    Medya Özgürlü?ü Temsilci: Ylk görevi katylymcy devletlerde medyada ya?anan geli?meleri takip etmek ve ifade özgürlü?ünün ihlaline ili?kin durumlarda erken uyaryda bulunmaktyr. Ykinci göreviyse katylymcy devletlerin AGYT’in ifade özgürlü?ü ve özgür medyaya ili?kin ilke ve taahhütlerine tam uyum sa?lamasy için bu devletlere yardymcy olmaktyr. AGYT Misyonlary farkly büyüklüklerde farkly yetkilerle ve farkly sürelerle ve ba?lyklarla faaliyet göstermektedir. Genellikle misyonun büyüklü?ü ve yetkileri orantylydyr. Ayny zamanda süresi de yetkilerine ba?lydyr. Fakat hangi amaçla kurulmu? olursa olsun bütün misyonlar için Ynsani Boyut önceliklidir. Hepsinin temel görevi demokrasinin ve hukukun üstünlü?ünün in?asyny sa?lamaktyr. AGYT, 2010 itibaryyla yakla?yk 3000 ki?inin çaly?ty?y toplam 18 misyon yürütmektedir.
    LATYN AMERYKAN ENTEGRASYON BYRLY?Y : 1980’de imzalanyp, 1981 yylynda yürürlü?e giren Montevideo Anla?masy ile kuruldu. Kurulu? amacy bu on bir üye arasynda ekonomik i?birli?inin sa?lanmasydyr. Aslynda ALADI, Latin Amerika’da bir ortak Pazar olu?turulmasyny amaçlayan ve 1960 yylynda kurulan Latin Amerika Serbest Ticaret Alany’nyn (Latin American Free Trade Area: LAFTA) yerini alan bir örgüttür. Bütünle?menin geli?mi? ülkeleri olan Brezilya, Arjantin ve Meksika’nyn dy?ynda kalan ve daha az geli?mi? ülkeler olan And Ülkeleri’nin, LAFTA’dan çekilmelerine gerek kalmamy? ve genel olarak Latin Amerika’da bütünle?menin hyzlanmasyny sa?layacak bir “bölge-alty” bütünle?me olu?turulmu?tur. ALADI’yi kuran antla?ma, oldukça esnek bir biçimde, katylmak isteyen ülkelere katy kurallar koymadan örgüte üyelik olana?y sa?lamy?tyr.
    GÜNEY ORTAK PAZARI : 26 Mart 1991 tarihli Asuncion Antla?masy ile kuruldu. Temel amacy bölge içi gümrük tarifelerinin kaldyrylmasy ve mal, hizmet ve sermayenin serbestçe dola?ymynyn sa?lanmasydyr. Ticaretin giderek serbestle?mesi ile üyeler arasynda di?er ekonomi politikalarynyn da uyumlula?tyrylmasy hedeflenmi?tir. Latin Amerika’nyn uzun ve ba?arysyzlyklarla dolu ekonomik bütünle?me tarihinde MERCOSUR bir istisnadyr. Örgütün kurulmasynda, genel olarak kytanyn bütününde 80’lerin ikinci yarysyndan itibaren ba?layan bary? ve siyasal istikrar süreci önemlidir
    KUZEY AMERYKA SERBEST TYCARET ANLA?MASI : 1992 yylynda Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anla?masy (The North American Free Trade Agreement: NAFTA) ortaya çykmy?tyr. NAFTA belirli mal ve hizmet alanlarynda bir serbest ticaret alany yaratan kysytly bir ekonomik entegrasyondur. Üstelik, NAFTA bir gümrük birli?i düzenlemesi de getirmemektedir. Taraf ülkeler üçüncü ülkelere kar?y kendi belirledikleri gümrük tarifelerini uygulamakta serbesttir. Ayryca, AB örne?inde oldu?u gibi sermaye ve mallaryn tamamen serbest dola?ymy da söz konusu de?ildir.
    AVRUPA SERBEST TYCARET BYRLY?Y :4 Ocak 1960’da EFTA Konvansiyonu Stockholm’de imzalandy ve 3 Mayys 1960’da yürürlü?e girdi. EFTA’nyn temel fonksiyonu, üye ülkeler arasyndaki ticareti serbestle?tirerek rekabeti sa?lamaktyr. AET’den farkly olarak serbestle?tirme hizmet ve sermaye alanlaryny içermedi?i gibi tarymsal mallar da kapsamda yer almamaktadyr. 1980’lerde EFTA ile AET arasynda ba?layan ortak bir Avrupa ekonomik alany yaratma yönündeki görü?melerin, 1 Temmuz 1994’te imzalanan Avrupa Ekonomik Alany Antla?masy’yla sonuçlandyrylmy?tyr. Avrupa Ekonomik Alany, EFTA üyelerinin AB üyesi olmadan AB Tek Pazary’ndan yararlanmalaryny sa?lamaktadyr.
    ASYA-PASYFYK EKONOMYK Y?BYRLY?Y ÖRGÜTÜ : Kasym 1989’da Avustralya’nyn Canberra kentinde yapylan dy?i?leri bakanlary düzeyindeki toplanty sonucunda 12 Asya-Pasifik ülkesi APEC’in kurulmasyny kararla?tyrdylar.
    APEC’in temel hedefleri (Bogor Hedefleri) :
    • Ticaretin ve yatyrymyn serbestle?tirilmesi,
    • Yktisadi ve ticari faaliyetlerin kolayla?tyrylmasy,
    • Ekonomik ve teknik i?birli?i.
    AVRASYA EKONOMYK TOPLULU?U : Avrasya Ekonomik Toplulu?u’nun kurulma süreci, 6 Ocak 1995’te Rusya ile Belarus arasynda imzalanan Gümrük Birli?i Anla?masy’yla ba?lamaktadyr. 5 ülke (Belarus, Kazakistan, Kyrgyzistan, Rusya, Tacikistan) 10 Ekim 2000’de yeni bir anla?ma imzalayarak, Avrasya Ekonomik Toplulu?u’nu resmen kurdular. Taraflar bu yeni örgüt çerçevesinde aralaryndaki i?birli?inin etkisini arttyrmak amacyyla entegrasyon sürecini daha da geli?tirmeyi hede?emekteydiler.


    KÖRFEZ Y?BYRLY?Y KONSEYY: 25 Mayys 1981 ’de Abu Dabi’de kuruldu. Örgütün amacyny, alty üye devlet arasynda, tüm alanlarda koordinasyon ve bütünle?menin sa?lanmasy olarak tanymlamy?tyr. KYK’in en önemli ticaret ortaklary syrasyyla AB, Japonya ve ABD’dir. En çok ihracat yaptyklary ülkeler Japonya, Kore, Çin, Singapur ve Tayland iken ithalat ortaklarynyn ba?ynda AB ve ABD gelmektedir.
    AFRYKA BYRLY?Y ÖRGÜTÜ : Afrika Birli?i Örgütü ilk olarak 25 Mayys 1963’de, otuz iki ba?ymsyz Afrika devletinin devlet ve hükümet ba?kanlary tarafyndan Addis Ababa’da kurulmu?tur. 2002 Durban Zirvesi’nde, Afrika Birli?i’nin 1. Devlet ve Hükümet Ba?kanlary Zirvesi toplanarak 53 ülkenin katylymyyla Afrika Birli?i resmen kurulmu? oldu. Afrika Birli?i, 1963’te kurulan Afrika Birli?i Örgütü ve 1994’te kurulmu? olan Afrika Ekonomik Toplulu?u’nu da içine alan uluslararasy bir örgüt olarak ortaya çykmy?tyr. Birli?in vizyonu, Afrika’yy, bütünle?mi?, zenginle?mi? ve bary? içinde ya?ayan, kendi toplumlary tarafyndan yönetilen ve küresel alanda dinamik bir güç olarak kendi kendini temsil eden bir seviyeye çykarmaktyr.
    BA?IMSIZ DEVLETLER TOPLULU?U : 8 Aralyk 1991 tarihinde RUSYA FEDERASYONU, UKRAYNA be BALERUS’ UN Ba?ymsyz Devletler Toplulu?unu kuran anla?mayy imzalayarak Sovyetler Birli?i’ ne son verilmesiye kurulmu?tur. BDT’nin kurulmasy ekonomik, siyasi, toplumsal ve askeri açydan bir zorunluluktu. Sovyet co?ra’ syndaki yeni devletler BDT çatysy altynda bir arada olmaya ne denli zorunluysa aralarynda zaman zam çaty?maya varan bir o kadar önemli çykar farklylyklary söz konusuydu. Zaten BDT’nin ilk 20 yylyna damgasyh vuran üye devletleri bir araya getirmesi beklenen çykarlardaki bu farklylyk oldu.
    BDT amaçlary;
    * Siyasal, ekonomik, ekolojik, insani, kültürel ve di?er alanlarda i?birli?i,
    * Ortak ekonomik alan, devletlerarasynda i?birli?i ve bütünle?me çerçevesinde üye devletlerin dengetf ekonomik ve toplumsal kalkynmasyny sa?lamak,
    * Uluslararasy hukukça benimsenmi? evrensel ilke ve normlarla AGYK belgeleriyle uyumlu biçimde insan haklary ve özgürlüklerinin sa?lanmasy,
    * Uluslararasy bary? ve güvenli?in sa?lanmasynda üye devletler arasynda i?birli?i,
    * Silahlanma ve askerî harcamalaryn azaltylmasy, nükleer ve di?er kitle imha silahlarynyn ortadan kaldyrylmasy ve evrensel/kapsamly bir silahsyzlanma için etkin önlemlerin alynmasy,
    * Üye devlet vatanda?larynyn ileti?im ve dola?ym özgürlüklerinin sa?lanmasy,
    * Di?er hukuksal alanlarda kar?ylykly hukuki yardym ve i?birli?inin sa?lanmasy,
    * Üye devletler arasynda anla?mazlyk ve çaty?malaryn bary?çyl yöntemlerle çözümüdür.
    Toplulu?un temel organlary ?unlardyr:
    Devlet Ba?kanlary Konseyi (DBK),
    Hükümet Ba?kanlary Konseyi,
    Dy?i?leri Bakanlary Konseyi (DYBK),
    Savunma Bakanlary Konseyi,
    Synyr Birlikleri Komutanlary Konseyi,
    Parlamentolararasy Asamble,
    Ekonomi Mahkemesi,
    Yürütme Komitesi
    ?ANGAY Y?BYRLY?Y ÖRGÜTÜ : 15 Haziran 2001 ’de alty üyeli ?angay i?birli?i Örgütü (Shanghai Cooperation Organisation: SCO) resmen kurulmu?tur. ?YÖ’nün kurucu ülkeleri RF ve Çin, Örgüt’ün kurulu?undan bir ay sonra Temmuz 2001 ’de iyi Kom?uluk, Dostluk ve i?birli?i Antla?masy da imzalamy?tyr.
    ?angay Y?birli?i Örgütünün Amaç ve Ylkeleri : “kar?ylykly güveni ve üyeler arasy iyi ili?kileri güçlendirmek; siyaset, ticaret, ekonomi, bilim ve teknoloji, kültür, e?itim, eneyji, ula?ym, turizm, çevre koruma vb. alanlarda etkin i?birli?ini artyrmak; bölgede bary?, güvenlik ve istikrary sa?lamak, korumak ve sürdürmek için ortak çaba göstermek ve yeni demokratik, adil ve makul bir siyasi ve ekonomik uluslararasy düzen kurmaya yönelmek” olarak ifade edilmi?tir. ?YÖ de BM Genel Kurulu, Avrupa Birli?i, ASEAN, Ba?ymsyz Devletler Toplulu?u ve Yslam Konferansy Örgütü gibi uluslararasy platformlarda gözlemci statüsü elde etmi? durumdadyr.
    YSLAM Y?BYRLY?Y ORGUTU : 1. Yslam Zirvesi’nde alynan karar gere?i, Mart 1970’de Cidde’de, 1. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy toplanmy?tyr. Bu Konferansla YKÖ Genel Sekreterli?i’nin faaliyete geçirilmesi kararla?tyrylmy?tyr. Aralyk 1971’de Karaçi’de toplanan 2. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy’nda ise YKÖ Sözle?mesi hazyrlanmy?tyr. Sözle?me, ?ubat-Mart 1972’de Cidde’de toplanan 3. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy’nda onaylanarak yürürlü?e girmi?tir. YKÖ Sözle?mesi, 1 ?ubat 1974’te Birle?mi? Milletler’e tescil ettirilerek uluslararasy hukukun bir parçasy hâline gelmi?tir. Bölgesel ve küresel geli?meler YKÖ’nün daha fazla inisiyatif almasyny gerektirse de mevcut örgüt yapysy ve entegrasyon (bütünle?me) ?ekli, buna imkân tanymamy?tyr. 28-30 Haziran 2011 tarihlerinde Astana’da toplanan 38. Yslam Dy?i?leri Bakanlary Konferansy’nda, Yslam Konferansy Örgütü’nün ady Yslam Y?birli?i Örgütü (YYÖ) olarak de?i?tirilmi?tir. Örgütün temel ilkeleri üyelerin ülkelerin e?itli?i, üyelerin birbirilerinin içi?lerine kary?mama, her ulusun kendi gelece?ini belirleme hakkynyn kabul edilmesi, üyeler arasynda çykabilecek anla?mazlyklaryn bary?çy yollardan çözümlenmesi, üyelerin birbirilerinin toprak bütünlü?üne ve siyasi ba?ymsyzly?yna saygy göstermesi ve bu konuda kuvvete ba?vurulmamasy ?eklinde belirlenmi?tir.
    Yslam Kalkynma Bankasy : Banka faaliyetlerine resmî olarak Ekim 1975’te ba?lamy?tyr. Banka’nyn amacy, üye ülkelerin yany syra üye olmayan ülkelerdeki Müslüman topluluklaryn ekonomik ve sosyal açydan kalkynmalaryna katkyda bulunmaktyr. 56 üyeli Banka faaliyetlerini sermayeye en fazla katkyyy sa?layan S.Arabistan’nyn Cidde ?ehrinde yürütmektedir. Yslam Kalkynma Bankasy, Dünya Bankasy modelinde örgütlenmi?, gruba ba?ly olarak 8 uluslar arasy kurulu? faaliyet göstermektedir. Banka’nyn amacy, üye ülkelerin ve üye olmayan ülkelerdeki Müslüman topluluklaryn ekonomik ve sosyal açydan geli?me (kalkynmalaryna) katkyda bulunmaktyr.Yslam Kalkynma Bankasy’nyn (YKB’nin) sermayesi Yslam Dinary (YD) üzerinden kaydedilmekte, bir Yslam Dinary ise bir SDR’ye e?ittir.
    ARAP LYGY :Di?er ady Arap Birli?i olan kurulu?un temeli, 1944’teki Yskenderiye Protokolü ile atylmy?tyr. Örgüt, 1945’te Kahire’de 6 ülkenin imzalady?y anla?ma ile kurulmu?tur. Günümüzde 22 üyesi bulunan Örgütün amacy, üye “Ikeler arasynda i?birli?ini geli?tirmek, üyelerin politikalaryny koordine etmek, üye ülkelerin ba?ymsyzlyk ve sgemenliklerini korumaktyr. Arap Birli?i’nin amacy, üye ülkeler arasynda yakyn bir i?birli?i gerçekle?tirmek, u do?rultuda siyasi (politik) faaliyetleri koordine etmek, üye ülkelerin ba?ymsyzlyk ve egemenliklerini koru- aktyr. Bary? ve güvenli?in sa?lanmasynda uluslararasy kurulu?larla i?birli?i yapmak, ekonomik ve sosyal ili?kileri düzenlemek, Arap Birli?i’nin temel ilkeleri arasyndadyr.
    HÜKÜMET DI?! ÖRGÜTLER : BM’ye göre devletlerarasy anla?malarla kurulmamy?, bütün uluslararasy örgütler “hükümet dy?y örgüt” olarak kabul edilir. Hükümet dy?y örgütleri tanymlamak için en syk ba?vurulan ölçütler arasynda, “kâr amacy gütmeme/gönüllülük” ve “uluslararasy (toplumsal) yarar gütme” bulunmaktadyr. Kâr amacy gütmeme/gönüllülük ölçütüne göre, bir olu?umun hükümet dy?y örgüt olabilmesi için özel/ ticari ?irketlerden farkly olarak faaliyetlerini herhangi bir maddi beklenti olmadan yürütmesi gerekmektedir.
    Uluslararasy (toplumsal) yarar gütme ölçütü: Tüm “uluslararasy toplum”un ve özellikle de geleneksel olarak devletler arasy ili?kiler alanynyn birçok açydan dy?aryda byrakty?y toplumlar arasy ve ötesi örgütlenmeleri ve insanlaryn genel yararyny gütme ?eklinde tanymlanabilir. Hükümet dy?y örgütlerin temel faaliyet alanlary arasynda sayylabilecek çevre, insan haklary, kültürel de?erlerin korunmasy gibi konularyn küresel nitelikte olmasy bu örgütlerin de küreselle?mesi sonucunu do?urmu?tur.
    ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ : Uluslararasy Af Örgütü, insan haklaryna saygy gösterilmesi ve bu haklaryn korunmasy konusunda çaly?an insanlaryn olu?turdu?u uluslar arasy alanda tanynan küresel bir harekettir. Vizyonu, her insanyn insan Haklary Evrensel Beyannamesi tarafyndan kabul edilen insan haklaryna ve di?er tüm uluslararasy insan haklan standartlaryna eri?ebilmesini sa?lamaktyr. Dikenli telle çevrilmi? bir mum ?eklinde bir amblem benimseyen UAÖ misyonunu ?öyledir:
    * Kadynlaryn, çocuklaryn, azynlyklaryn ve yerel halklaryn haklary,
    * i?kenceye son verme,
    * Ydam cezasynyn kaldyrylmasy,
    * ?kir mahkûmlarynyn, sy?ynmacylaryn ve göçmenlerin sorunlary ve haklary,
    * Siyasi suçlularyn haklary,
    * Ynsan onurunun korunmasy.
    Uluslararasy Af Örgütü “karanly?a küfredece?ine bir mum da sen yak” anlayy?yndan esinlenerek ve fakat mevcut sorunlara, engellere ve mahkûmiyetlere de dikkat çekerek dikenli telle çevrilmi? bir mum ?eklinde bir amblem benimsemi?tir.
    UAÖ’nün kendisini benzer birçok hükümet dy?y örgütten de ayyran en önemli çaly?ma ilkesi, “ülke kuralfdyr (Work on Own Country Rule – WOOC). Bu kurala göre, örgüt temsilcilikleri bulunduklary ülkede hak ihlaline u?rayanlarla ilgili raporlama yapamamaktadyr. Ynsan haklary mücadelesinin “millî” de?il “uluslararasy” bir sorumluluk oldu?undan hareketle getirilen ve idam cezasy ve göçmenlerin durumu konusunda istisnasy olan bu kuralyn iki temel amacy oldu?u söylenmektedir: Yürütülen faaliyetlerin tarafsyzly?yny teminat altyna almak ya da bu manada örgüt içine ve/veya dy?yna teminat vermek ve üyelerle gönüllü-profesyonel tüm çaly?anlaryn herhangi bir basky olmadan çaly?masyny garanti altyna almak.
    YNSAN HAKLARI YZLEME ÖRGÜTÜ : Helsinki Nihai Senedi’nin 1975’te yayynlanmasyny takiben özellikle Do?u Bloku devletlerindeki insan haklary ihlallerini gündeme getirmek, bu devletlerin Helsinki’de uzla?ylan ilke ve kurallara ne ölçüde uydu?unu izlemek ve bu çerçevede onlar üzerinde siyasi basky olu?turmak amacyyla 1978’de kurulan Helsinki Watch, örgütün ilk nüvesini olu?turmaktadyr. Bölgelerindeki insan haklary uygulamalaryny izlemek için 1981’de kurulan Americas Watch, 1985’te kurulan Asia Watch, 1988’de kurulan Africa Watch ve 1989’da kurulan Middle East VVatch, örgütün temel bile?enlerini olu?1
    ULUSLARARASI ORGUTLER(UÖ): UÖe daha cok 19.yyda rastl.yoruz. guvenlik alan.nda ve evrensel bar.fl.n korunmas.yla ilgili kuresel orgutlerin MC ve BM gibi ortaya c.kmas.yla UÖ alan.nda devrimci bir geliflme yaflanm.flt.r.
    Westphalia Antlaflmas(1648)
    1-Uluslar arasy sistemi de?i?tiren bir egemenlik anlayy?yny dünya sistemine hakim kylmy?tyr
    2-Evrensel imparatorluklara kar?y ülkesel ulus-devletin zaferini simgelemektedir
    3-Uluslar arasy alanda devletlerin egemenli?ini ve e?itli?ini ilkesel bir temel kural haline getirmi?tir
    4-Dünyada egemen ve e?it devletlerden kurulmu? bir dünya sistemine do?ru bir siyasi yolculuk ba?lamy?tyr
    5-Çok sayyda ulusal devlet ortaya çykmy?tyr.
    Westphalia sistemi
    1-Uluslararas. sistemin, egemen ve eflit oldu.u kabul edilen ulus-devletlerden oluflan bir sistem olma anlay.fl.na dayanmaktad.r
    2-Westphalia sisteminin bar.fl icinde iflleyifli icin uluslararas. orgutler vazgecilmez bir nitelik kazanm.flt.r
    3-Egemenlik ve eflitlik, uluslararas. sistem icinde devletlerin rekabetini yo.unlaflt.rm.fl ve bu rekabet icinde iflbirli.ini mumkun k.lan orgutsel cerceveler olarak yaflamsal bir iflleve sahip olmufltur.
    Wilson:Uluslararas› hukukun kurumlar›n hâkimiyeti alt›nda, evrensel ilkelerin uluslararas› sisteme yön vermeye ba?lamas› durumunda bar›?›n kal›c› olabilece¤ini savunmu?tur.
    Zollverein: 1818de teknik bir i?birli?i anla?masy olarak ortaya çykmy? ve 1835de alman siyasi birli?inin temelini atmy?tyr.
    UYde gözlenen en temel olgu: De?i?en ko?ullaryn ve bunun yaratty?y yeni ihtiyaçlaryn devletler arasy ili?kileri derinden etkilemesi.
    Teritoryal devlet: Evrensel imparatorluklara karfl› s›n›rl› bir toprak(ülke yada vatan) üzerinde kurulmufl ve kendi siyasi varl›¤›n› bu ülkeden alan bir devlettir.
    Liberalizm: Bir yandan bireyin hak ve özgürlüklerini savunurken öte yandan devlet d›fl›, ulusötesi aktörlerin güç kazand›¤› ve bireyin hak ve ç›karlar›n› esas alan bir siyasal yap›n›n uluslararas› ölçekte yayg›nlaflt›¤› bir düzeni tasarlar.
    Realizm: Liberalizmin uluslar arasy ili?kiler içindeki kar?yt yakla?ymydyr. Devlet merkezli çykar, sava? ve güç esasly bir anlayy?y benimser.
    Siyasal toplum: Hukuki bir kavram olan devlet çatysy altynda birle?mi? insanlar toplulu?udur.
    Keohane: Art.k dunyan.n kuresel bir kasabayadonufltu.unu, uluslararas. aktorler aras.ndaki sosyal ekonomik al.flveriflin ulusal s.n.rlar. coktan aflt...n. ve ulusal s.n.rlar.n gittikce ortadan kalkt...n. belirtmektedir. uluslararas. aktorler ceflitlenmekte ve bunlar aras.nda artan etkileflim, KB yaratmakta ve dunya soz konusu KB a.. icinde butunleflmektedir.
    Caporaso: Öncekine göre daha kapsay›c› (co¤rafi veya ifllevsel olarak) yeni yap›lar›n ve ifllevlerin uluslararas› iliflkilerde ortaya ç›kmakta oldu¤unu ve bunun uluslararas› politikan›n do¤as›n› de¤ifltirdi¤ini belirtmektedir.
    Deutsch: Hareket noktas.n. siyasal toplum kavram. olu?turmaktad.r. Deutscha gore siyasi toplum, siyasi ileti?im kanallar.na, belli bir zorlama mekanizmas.na ve ortak de.er yarg.lar.na sahip bir sosyal gruptur. GTnun varl... icin uc onemli ko?ul saym.?t.r.
    1. GTnin parcas. olan toplumlar.n ortak de.er yarg.lar.na sahip olmas. ve ozelliklede hukumetlerinin olaylar karfl.s.nda tutumunu belirleyen de.erlerin birbiriyle uyumlu olmas.,
    2. GT uyelerinin birbirlerinin bir konu karfl.s.ndaki olas. tav.rlar. n. ongorme kapasitesine sahip olmas.,
    3. GTnin parcas. olan hukumetlerin birbirlerinin ihtiyaclar.na cevap verebilme kapasitesine sahip olmalar.d.r.
    Duverger: Siyasal toplumu icinde toplumsal donuflumleri bar.nd.ran bir toplumsal kategori olarak gormekte ve sosyolojik bir varl.k olarak siyasal toplumun d.flsal bir sureklili.i korumakla birlikte, surekli bir yap.sal de.iflim icinde oldu.unu vurgulamaktad.r. Duverger, siyasal toplum tiplerine, kabile, .lk Ca. kenti, feodal beylikler ve ulus devleti ornek olarak gostermifltir.
    Haas: Uluslarustuluk anlay.fl. neofonksiyonalizm(Yenii?levselcilik) olarak adland.r.lan bir teori icinde ve ozelde ABnin geli?imini ac.klayacak ?ekilde ortaya konmu?tur. Haas teoriyi, Avrupada 2.Dunya Savafl. sonras. ortaya c.kan komur-celik sektorlerindeki butunle?me hareketinden tum ekonomiyi kapsayan global ekonomik bir butunle?me modeline geci? orne.ini gozlemleyerek olu?turmu?tur. öngördü?ü bütünle?me örgütü, siyaset alanlar.n. ikiye ay.rm.flt.r.
    1-Birincil siyaset alanlar.: Guvenlik, savunma, d.fl politika gibi konular
    2-Ykincil siyaset alanlar.: Ekonomik ve teknik alanlard.r.
    Mitrany: Y?levselcili.in en onemli yazar.. iflaret etti.i ilk ifllevsel orgut, BMdir. Ulusotesi ba.lar.n, uluslararas. butunle?me uzerindeki etkisini ve UÖi bu cercevede incelemifltir.
    Rothwell: soz konusu ihtiyaclar.n ister hava tafl.macyl...n. kolaylaflt.r.c. onlemler, ister uluslararas. sa.l.k onlemleri, isterse bar.fl.n korunmas. olsun, teknolojik geliflmelerle dunyada oluflan de.iflim ve insanlar aras. etkileflimin artmas. sonucu oluflan yeni istekler, olanaklar ve tehlikeler sonucunda do.du.unu belirtmektedir. Rothhwellde UÖ konusunda Mitranynin bu tespitine benzer bir de.erlendirme yapmaktad.r. Rothwelle gore, birden fazla devletin karfl.l.kl., cok yonlu iflbirli.i ile karfl.lanabilecek ihtiyaclar.n giderilmesi icin UÖ ortaya c.km.flt.r.
    Uluslarustulu.un sirayet etkisi (spill-over)(Haas): Ekonominin bir alan.nda faaliyet gosteren c.kar gruplar., kendi sektorlerindeki uluslarustu butunleflmenin sa.lad... yararlar. daha da art.rmak icin, ekonominin sektorel ba..ml.l... olgusundan hareketle di.er sektorlerdede uluslarustu butunleflmeye gidilmesini teflvik edecektir.
    Uluslararas. Rejimler: Devletlerin tek bafllar.na cozemeyecekleri sorunlu alanlar. duzenlemek icin egemenlik devri yoluyla oluflturduklar. Hukuki kurallar ve mekanizmalard.r.
    Ulusotesicilik(transnasyonalizm): Uluslararas. Yli?kilerde tabiiyet, vatandafll.k, milli kimlik esas.ndan ba..ms.z olarak hareket eden c.kar gruplar.n.n, ulusal s.n.rlar. aflarak kurdu.u toplumsal ve ekonomik ba.lar.n uluslararas. sistemi ve devletin yap.s.n. de.ifltirmekte oldu.una iliflkin bir goruflu ifade eder.
    GUVENL.K TOPLUMU(GT): Güçlü siyasal ileti?im kanallary ve ortak siyasal de?erlerin üzerine i?leyen sorun çözme mekanizmalary yaratylarak uluslar arasy sistemde bary?yn ve güvenli?in kalycy kylynabilece?ini savunan yakla?ym. Farkly devletlerin hukuki ba?ymsyzlyklaryny devam ettirirken bir siyasal toplum ruhuyla bütünle?tirdikleri bütün.
    GTyakla?.m.: Ortak de.erlerin olu?turulmas.na hizmet edecek bicimde toplumsal kesimler aras.nda ileti?im ve ula?.m olanaklar.n.n art.r.lmas.n. ongormektedir.
    ULUSLARUSTULUK: Devletlerin kesin ve geri donulmez flekilde ulusal egemenliklerinin onemli bir k.sm.n. devrederek kurduklar. bir orgutle, AB deneyimiyle ortaya c.km.?t.r. AB ve onu var eden uluslarustuluk anlay.fl. uluslararas. butunleflme surecinde ulus-devleti aflan yeni bir tip siyasal varl...n do.uflunu iflaret etmektedir.
    Yeni ifllevselciler: Bir alanda oluflturulan uluslarustu kurumlar.n avantajlar.ndan yararlananlar di.er alanlarda da benzer oluflumlar. destekleyeceklerdir.
    Schuman Deklarasyonu: Schuman Deklarasyonu, 2. Dunya Sava?. sonras. siyasi ve ekonomik ko?ullar.n haz.rlad... bir ortamda ortaya at.lm.?t.r. Soz konusu teklif, Alman ?ansolyesi Adenauerin 50de Fransa ve Almanya aras.nda ekonomik birlikoluflturulmas. teklifine karfl.l.k olarak Frans.z hukumeti taraf.ndan ortaya at.lm.flt.r. Amac., Avrupada bir daha sava? c.kmas.n. engellemek boylece dunya bar.fl.na katk.da bulunmak olarak ortaya konmufltur. Deklarasyon, Avrupa Federasyonunun infla edilmesi icin aflamal. bir yontemi benimsemifltir. Avrupa ulkelerinin komur ve celik uretiminin ortak yonetim alt.na al.nmas., Avrupa Federasyonunun inflas. yolunda ilk aflama olarak gorulmufltur. Avrupa bütünle?mesinin ilk somut adymydyr.
    Neofonsiyonalizm: Uluslarustu siyasi bir toplulu.a aflama a?ama ula?may. hedefleyen bir butunleyi teorisidir. Neofonksiyonalizmin temel varsay.m., teknik sektorlerde ba?layacak bir uluslarustu entegrasyonun sirayet etkisisonucunda oncelikle ekonomiye sonras.nda siyasi alanlara yay.laca..d.r.
    Avrupa Tek Senedi: Roma Antlaflmalar.nda onemli de.ifliklikler yapan bir antlaflmad.r. 85de kabul edilmi? 87de yururlu.e girmifltir. Avrupa tek Senedinin AB yonunde ortaya c.kard... kazan.mlar, Maastricht Antla?mas. ile cok daha ileriye ta?.nm.?t.r. Maastricht Antla?mas.(93) ATden ABye gecifli sa.lam.flt.r. akçtden sonra ortaya çykmy?tyr.
    AKÇTnin kurulmasyna kadar ortaya çykan örgütler
    1-OEEC
    2-Briand Plany
    3-Avrupa hareketi
    4-Bürüksel pakty.
    Merkezi Komisyon: Ylk uluslar arasy örgüt, ça?da? uluslar arasy örgütlerin öncüsü ve bugune kadar varl...n. korumufltur.
    Karfl.l.kl. ba..ml.l.kkavram.(KB): Uluslararas. iflbirli.inin geliflti.i durumlarda devletlerin bu iflbirli.i surecinde birbirlerine ba..ml. hale gelmeye bafllamalar. durumudur ve Askeri guc onemini yitirmektedir.
    -AB Antlaflmas.Maastrichtte 92de on iki uye devlet taraf.ndan imzalanm.flt.r.
    -Lizbon Antlaflmas. 2009da yururlu.e girmesiyle AB koklu bir yap.sal de.iflime u.ram.flt.r.
    -AETyi Kuran Antlaflma ve Avrupa Atom Enerjisi Toplulu.unu Kuran Antlaflma 57de Romada, imzalanm.flt.r.
    -NATO, kolektif güvenlik örgütüdür
    -Y?levselcili.in ortaya c.kard... bir kavram, Uluslarustuluktür.
    -MCnin temeli idealizmdir.
    -ABnin UÖ alan.na getirdi.i yenilik, Uluslarustuluk olgusu esas.nda kurulmufl olmas.
    -GT Teorisinin onemle uzerinde durdu.u yaklafl.m, ortak de.erlere ve sorunlar. bar.flc.l yontemlerle cozme mekanizmalar.na sahip olmak esast.r
    -Westphalia Antlaflmas. ile kurulan uluslararas. sistem, Somurgecili.in h.z kazanmas.ny sa?lamy?tyr.
    -Young, Bir uluslar arasy rejimler dünyasynda ya?yyoruz.
    2
    Birleflmifl Milletler(BM)
    42de imzalanmy? 45te San Francisco Konferans.nda yururlu.e girmifltir. ilk toplant.s. 46da Londrada yapm.flt.r. MCde BMde savafl. kazanan devletler taraf.ndan kurulmufltur. Bar.fl. korumak ikisindede temel amact.r. Yap. ve ana organlar ac.s.ndanda benzemektedirler. BM kurulurken MCnin baflar.s.z oldu.u noktalarda daha iyiye ulaflmak icin caba harcanm.fl, BMnin sadece iflbirli.ini sa.lamakla yetinmeyip otoriteyle hareket edebilmesi istenmifltir. BMnin ekonomik ve toplumsal sorunlarda daha fazla iflbirli.ine yer vermesi, orta ve kucuk devletler taraf.ndan talep edilmifltir. Organlar.n gorev ve yetkileri MCye gore daha ac.k bir flekilde tan.mlanm.flt.r. MC tum uyelere belirli yukumlulukler getiren hukuksal bir yaklafl.m sergilerken, BM Guvenlik Konseyi icin getirdi.i duzenleme, buyuk guclerden birinin karfl. c.kmas. durumunda karar al.namamas. sonucunu do.uran siyasi bir yaklafl.m ortaya koymaktad.r. BM hem uyelik hem de cal.flma alan. ac.s.ndan surekli geniflleyen bir ozellik gostermektedir. BM çatysy altynda uluslar arasy ekonomik sistemi kurma ve istikrara kavu?turma çabalary ba?latmy?tyr. 51 uyeyle kurulan orgutun 2012 y.l.nda 193 uyesi vard.r. 45te BMnin 6 tane uzmanl.k kuruluflu varken 92de bu say. 33tur.
    B.RLEfiM.fi M.LLETLERf.N TEMEL AMACLARI
    1-uluslararas. bar.fl ve guvenli.i korumak
    2-uluslar.n hak e?itli.i ve self-determinasyon hakk.na sayg. uzerine kurulmufl dostca ili?kileri geli?tirmek ve dunya bary?ynyn sa?lamla?tyrylmasy icin elveri?li her turlu onlemi almak
    3-ekonomik, toplumsal, duflunsel ve insanc.l nitelikteki uluslararas. sorunlar. cozerek .rk, cins, dil veya din fark. gozetmeksizin herkesin insan haklar.na ve temel ozgurluklerine karfl. sayg.y. gelifltirerek ve teflvik ederek uluslararas. iflbirli.ini gelifltirmek
    4-uluslar.n ortak amaclara do.ru harcad.klar. cabalar.n uyumla?ty?y bir merkez olmak.
    Kurucu devletlerden ayr. bir iradesi olup olamayaca.. cok tarty?ylmy?tyr. uye devletlerin uyaca?y ilkeleri belirleyen 7 temel ilke ortaya koymaktad.r
    1. Uyelerin egemen eflitli.?e sahip çykmasy
    2. Uyeler BM Antlaflmas.ndan do.an yukumluluklerini iyi niyetle yerine getirmesi
    3. Uyelerin uluslararas. uyuflmazl.klar.n. bar.flc. yollarla cozmesi
    4. Kuvvet kullanman.n yasaklanmasy
    5.Üyeler orgutun giriflimlerine her turlu yard.m. yapacak, aleyhine yapt.r.m yada zorlama onlemi al.nan devlete yard.m etmekten kac.nylmasy
    6. Uye olmayan devletlerinde uluslararas. bar.? ve guvenli.in korunmas.n.n gerektirdi.i olcude bu ilkelere uygun hareket etmesinin sa.lanmasy
    7. Antlaflman.n hicbir hukmunun, ozu bak.m.ndan bir devletin ulusal yetkisinde bulunan ifllere orgutun kar.flmas.na izin vermemesi.
    Self-Determinasyon(Kendi kaderini kendi belirleme): Halklaryn özgürce kendi siyasal statülerini belirlemeleri ve ekonomik, toplumsal ve kültürel geli?meleri için çaly?malary hakkyny içerir.
    B.RLEfiM.fi M.LLETLERf.N YAPISI VE YONET.M.
    1-Genel Kurul(GEK)
    GEK, BM uyesi olan tum devletlerin kat.ld..., en genifl kapsaml. ana organd.r. Her uye devleti temsilen 5 ki?i GEK cal.?malar.na kat.l.r ve her devlet bir oya sahiptir. BM sisteminde, Asya, Afrika, Do.u Avrupa, Latin Amerika ve Karayipler ile Bat. Avrupa ve di.erleri olmak uzere 5 co.rafi grup vard.r. GEKde .ngilizce, Frans.zca, .spanyolca(ABD), Rusca ve Cince kullan.labilir. GEK, Örgütün bütçesini ve Katky paylaryny ödemeyen üyelere yönelik ba?layycy karar verebilir. 2/3 ço?unlukla karar aldy?y konular;
    1-Uluslar arasy bary? ve güvenli?in sa?lanmasy
    2-Yeni üye kabulu
    3-Üyelikten çykarma
    4-Güvenlik konseyine, ekonomik ve sosyal konsey ve vesayet konseyine üye seçme.
    2-Guvenlik Konseyi(GUK)
    15 uyeden oluflmaktad.r. Bu 15 uyeden befli surekli uyelerdir(ABD, Rusya, Cin, .ngiltere Fransa). GUK uluslararas. bar.fl ve guvenli.in korunmas.ndan birincil sorumlu organd.r.
    Cifte Veto: GUKda usule iliflkin konularda veto hakk. yoktur. Ancak bir konunun usule mi yoksa oze mi iliflkin oldu.u konusunda anlaflmazl.k do.arsa, bu sorun yine bir oylamayla cozulur. Bu oylamada veto hakk. vard.r. Surekli uyelerden birinin once konuyu usule iliflkin olmaktan c.kararak vetoya tabi bir karar haline getirmesine, sonrada oze iliflkin kararda veto kullanmas.na cifte veto denmektedir.
    3-Ekonomik ve Sosyal Konsey(ESK)
    ESK orgutu ekonomik, toplumsal ve kulturel konulardaki cal.flmas.n. yurutmek uzere duflunulmufl ve kucuk devletlerin iste.i uzerine kurulmufl bir organd.r. Halen 3 y.l icin secilen 54 uye devletten oluflmaktad.r. gorevleri;
    1-uzmanl.k kurulu?lar. denilen orgutlerle anlaflmalar yapmak ve iliflkileri surdurmektir.
    2-sivil toplum orgutleriyle iletiflim kurmak, iflbirli.i yapmak, BMnin amaclar. icin bu orgutlerden gelecek bilgi ve verileri kullanmak.ESKin alt organlary;
    1-Genel dan.flma statusu
    2-Ozel dan.flma statusu
    3-Listedeki orgutler.


    4-Vesayet Konseyi(VK)
    1-Eski manda rejimi alt.ndaki ulkeler
    2-II.Dunya Savafl.n. kaybeden devletlerin somurgeleri
    3-Rejime ba.lanmak isteyen ulkeler VK kapsam.na al.nmaktad.r.
    94de geriye kalan son BM vesayeti Palaununda ba?ymsyzly?yny almasyyla askyya alynmy?tyr.
    5-Uluslar arasy adalet divany(UAD)
    1-Her biri farkly uyruktan 15 yargyçtan olu?ur
    2-Görev süresi 9 yyldyr ve süresi dolan tekrar seçilebilir
    3-Divan üyeleri kendi üyelerini temsil edemez
    4-Diplomatik ba?y?yklyk ve ayrycalyktan yararlanabilirler.
    Görevleri;
    1-Devletler tarafyndan kendisini sunulan hukuksal uyu?mazlyklary uluslar arasy hukuka göre çözüme ula?tyrmak
    2-Yetkili BM organlaryna gerekli durumlarda dany?ma görü?ü vermek.
    Uyu?mazlyklary çözerken kullandy?y kaynaklar
    1-Uluslar arasy antla?malar
    2-Uluslar arasy teamül
    3-Hukukun genel ilkeleri
    4-Di?er mahkeme ve hakemlik kararlary.
    6-Sekreterlik ve Genel Sekreter(SGS)
    SGS orgutun yonetsel organ.d.r. Bafl.nda Genel Sekreter bulunur. Genel Sekreter, BM GEKin geçici gündemini hazyrlar. GUKun tavsiyesi uzerine GEK taraf.ndan secilir. Genel Sekreter secimi zamanla oluflan kural ve geleneklere gore yap.l.r.
    ECOSOC: bary?yn tesis edilebilmesi amacy çerçevesinde çaty?ma çykmasyna neden olabilecek ekonomik ve sosyal sorunlaryn ortadan kaldyrylmasy için faaliyet göstermektedir. Sivil toplum örgüt kategorileri arasynda, Genel dany?ma statüsü, Özel dany?ma statüsü ve listedeki örgütler arasynda yer alyr.
    Bar.fl Gucleri
    1-Yerlefltirilece.i devletten izin al.narak yerlefltirilir.
    2-Konseyin bütün uyelerinden asker al.nmaz.
    3-Meflru savunma d.fl.nda kuvvet kullanmaz.
    4-Taraflar. belli bir cozumu kabul etmeye zorlamaz.
    5-Misyonun gorev tan.m.n. yapmak, sure dolunca gozden gecirmek, de.ifltirmek veya misyona son vermek, kurucu organ.n yetkisindedir.
    Bar.fl gucu 1988 y.l.nda Nobel Bar.fl Odulunu alm.flt.r.
    Bar.fl guclerinin amaclar.
    1-Cat.flan taraflar.n aras.na girerek daha fazla cat.flma olmas.n. onlemek
    2-Uzlafl.lm.fl olan bir ateflkesin uygulanmas.n. gozetmek
    3-D.fl mudahaleleri onlemek
    4-Askerden ar.nd.r.lm.fl bir bolgeyi tutmak

    Ynsan Haklar.n.n Korunmas.
    BMde bu hukumlere ifllerlik kazand.rmak icin iki tur denetim veya izleme mekanizmas. bulunmaktad.r. Birinci ve daha fazla bilinen tür, belirli konularda haz.rlanan sozleflmeler ve guvence mekanizmalar.d.r. .kincisi ise BM antlaflmas.n.n kendisine dayal. olarak kurulan ve tum dunyada temel insan haklar. ve temel ozgurluklerin sa.lanmas.n. izleyen sozleflme d.fl.yontemlerdir;
    1-BM uyesi tum devletler bu yontemler cercevesinde incelenebilirler
    2-Ustu kapal. yetkiyle oluflturulmufllard.r
    3-2006 y.l.na kadar .nsan Haklar. Komisyonu taraf.ndan yurutulmufltur
    4-Bir konu ya da ulke icin bafllat.labilir.
    BM sisteminde insan haklar›na iliflkin toplam 16, “çekirdek” insan haklar› sözleflmeleri denilen 8 sözleflme vard›r. Bunlar›n ikisi 1966 sözleflmeleridir. Di¤erleri ise flunlard›r;
    1-Irk Ayr.m.n.n Ortadan Kald.r.lmas. Sozleflmesi
    2-Kad.nlara Karfl. Ayr.mc.l...n Ortadan Kald.r.lmas. Sozleflmesi
    3-Y?kence ve di.er .nsanl.k d.fl. Muamelenin Ortadan Kald.r.lmas. Sozleflmesi
    4-Cocuk Haklar. Sozleflmesi
    5-Gocmen .flciler ve Ailelerinin Haklar.n.n Korunmas. Sozleflmesi
    6-Engellilerin Haklar. Sozleflmesi.
    BM bölgesel ekonomik komisyonunun bulundu?u kentler
    1-Ba?dat
    2-Bangkok
    3-Addis ababa
    4-Santiago.
    -Ynsan haklary evrensel bildirisi, 48de kabul edildi.
    -Japonya, BM GUKun sürekli üyesi de?ildir.
    -Uluslar arasy adadet divany, BMnin ana yargy organydyr.
    -Sanfrancisco konferansyna Polonya ça?yrylmamy?tyr.
    -Özel ekonomik komite, BM GEKde bulunmaz.
    -BMnin ilk bary? gücü, BM ate?kes gözetim örgütüdür.
    -ESKda, bütçe hazyrlamak görevleri arasynda yer almaz.
    -GUK, zorlama önlemi niteli?indeki ilk operasyonunu korede gerçekle?tirmi?tir.
    -BM bary? gücüne çin asker katkysynda bulunmaz.
    -UÖnün ilk örneklerinin rastlady?y dönem, 1815 viyana kongresi sonrasyna rastlar.
    -MCnin temelinde idealizm yer alyr.
    -IMF ve NATOnun merkezi washingtondadyr.
    3
    Kuzey Atlantik Anla?masy Örgütü(NATO): Bir so?uk sava? ittifaky olarak do?mu?, 40 yyl boyunca ABD ve SSCB arasyndaki ideolojik bölünmelerinin ve bu çerçevede ortaya çykan deh?et dengesi sembollerinden biri olmu?tur. Do?u bloku ülkeleri ile baty ittifaky arasynda 47-91 arasynda devam etmi? olan uluslar arasy siyasi ve askeri gerginlik So?uk Sava?tyr. So?uk sava?yn ba?lamasy açysyndan en önemli örne?i, Müttefiklerin sava? sonrasynda uluslar arasy sistemini ?ekillendirdikleri uluslar arasy konferanslarda ve özellikle Yalta ve potsdam konferanslaryndaki görü? ayrylyklaryydy.
    Yalta Konferansy(45):Stalin, Roosevelt ve Churchill’in kat›l›m›yla gerçekle?en konferansta görü?ülen konular;
    1-Daha önce yap›lan Dumbarton Oaks Konferans›’nda ele al›nan BM örgütü konusu görüflülerek, büyük devletlere Güvenlik Konseyi’nde sürekli üyelik ve veto yetkisi verilmesi kararlaflt›r›lm›flt›r.
    2- Almanya’n›n 4 iflgal bölgesine ayr›lmas› kararlaflt›r›lm›flt›r. SSCB’nin Almanya’dan savafl sonras›nda almak istedi¤i savafl tazminat›n›n ABD ve ‹ngiltere taraf›ndan çok a¤›r bulunmas› nedeniyle bu konuda çal›flma yapacak ortak bir komisyonun kurulmas› fikri benimsendi.
    3- Polonya konusu içinde yer alan bir ba?ka hususda Polonya topraklar›n›n kesinlefltirilmesi ve Polonya-SSCB s›n›r›n›n Curzon Hatt› olarak belirlenirken Polonyaya baz› Alman topraklar›n›n verilmesi oldu.
    Yalta Konferans› bitiminde yay›nlanan Kurtar›lm›fl Avrupa Demeciyle iflgal edilen Avrupa ülkelerinde “demokratik rejimlerin” kurulaca¤› ilan edilmifltir. Bu husus demokratik rejim kavram›n› kendine göre yorumlayan SSCB ile Bat›l› güçlerin karfl› karfl›ya kalacaklar› anlaflmazl›klar aç›s›ndan büyük bir öneme sahiptir. Her iki tarafda Savafl sonras›nda kendi kontrol alanlar›ndaki tasarruflar›n› bu karara dayand›rmaya çal›flacaklard›r.
    Potsdam Konferans›(45): savafl›n Avrupa’da sona ermesinin ertesinde yap›ld›. savafl›n getirdi¤i zorunlu iflbirli¤inin yerine savafl sonras› hesaplar›n ve bu yüzden SSCB ile Bat›l› güçler aras›ndaki anlaflmazl›klar›n belirginleflmeye bafllad›¤› bir konjonktürde gerçeklefltirildi. Ölen Roosevelt’in yerine yeni baflkan Truman’›n, seçimleri kaybeden Churchill’in yerine Atlee’nin ve Stalin’in kat›l›m›yla gerçeklefltirilen bu konferansta ele al›nan en önemli konu Almanya’n›n gelece¤iydi. ABD, SSCB ve ‹ngiltere’nin Almanya’n›n parçalanmas› yolundaki görüfllerini de¤ifltirdikleri, bu konferansta aç›k bir biçimde görüldü. ABD ve ‹ngiltere birleflik Almanya’n›n korunmas›n›n SSCB’ye karfl› bir teminat olaca¤›n› düflünürken, SSCB ise birleflik Almanya’da etki kurabilece¤ini hesaplamaktayd›. Görüflmeler sonucunda taraflar birleflik Almanya’da demokratik bir rejim kurma yolunda anlaflt›lar, ancak bu rejimin nas›l kurulaca¤› ve niteli¤i üzerindeki anlaflmazl›k hem Almanya’n›n ikiye ayr›lmas›n›n hem de So¤uk Savafl’›n nedenlerinden biri oldu. Buna ek olarak savafl tazminat› konusunda SSCB ile Bat›l› güçler aras›ndaki anlaflmazl›¤›n su yüzüne ç›kmas› karfl›l›kl› güvensizli¤i daha da artt›rd›.
    Berlin Bunalymy: SSCB ile ABDnin çok açyk ?ekilde kar?y kar?yya geldikleri so?uk sava?yn ba?langycyny te?kil etmi?tir.
    Truman Doktrini: 47de ABD B?kany Truman tarafyndan Sovyet tehdidine kar?y hazyrlanmy?tyr.
    Plan, kominizm tehdidi altyndaki devletlere mali ve askeri yardym yapylmasydyr.
    CENTO(Merkezi Antlaflma Teflkilat›): Türkiye, ‹ran, Irak, Pakistan ve ‹ngiltere aras›nda 55 y›l›nda kurulan güvenlik ve savunma örgütüdür. 79 y›l›nda varl›¤› sona ermifltir.


    NATONUN YAPISI VE YONET.M.: NATOnun en yetkili karar organ. Kuzey Atlantik Konseyidir. Konseyde her uye, buyukelci duzeyinde bir Daimi Temsilci taraf.ndan temsil edilir. Daimi Temsilciler, kendilerine ba.l. siyasi ve askeri kurmay heyeti ile birlikte cal.flmalar.n. yuruturler. Konsey, D.fliflleri Bakanlar. duzeyinde toplanmaktad.r. .ttifak.n gelece.ine ili?kin yeni strateji yada politika de.i?iklikleri soz konusuysa uye ulkelerin devlet yada hukumet ba?kanlar.da kat.lyr. Konseyde kararlar oybirli.i ile al.nd...ndan, her uyenin veto yetkisi vard.r. Konseyin toplant.lar.na NATO Genel Sekreteri baflkanl.k etmekte, ele al.nan konular.n ön haz.rl... ise kurmay grubu taraf.ndan yap.lmaktad.r. NATOnun en ust duzeydeki memuru olan Genel Sekreter, NATOda dan.flma ve karar alma surecleri ile kendisine ba.l. olarak cal.flan Uluslararas. Personelin genel idaresinden sorumludur ve orgutun sozcusudur. NATOnun ilgi alan.ndaki konularda karar mercilerine sekretarya hizmeti veren Uluslararas. Personel ise birer Genel Sekreter Yard.mc.s.n.n baflkanl...ndaki 5 ana birim ile ceflitli idari burolardan oluflur. Karar mekanizmasynyn ilk a?amasy Dany?ma faaliyetleridir.
    Sivil Yap.: Savunma Planlama Komitesi, Daimi Temsilcilerden oluflur. NATO Genel Sekreteri, bu toplant.lara da baflkanl.k eder. Ancak y.lda iki kez Savunma Bakanlar. duzeyinde toplanarak ortak savunmayla ilgili en onemli konular. goruflur. Nukleer Planlama Grubu, Savunma Planlama Komitesinde yer alan NATO uyelerinin Savunma Bakanlar.ndan oluflmakta olup, nukleer silahlar ve maddelerle ilgili konular. ele almaktad.r. Nükleer planlama, Kurmay grubu, Savunma Planlama ve Ynceleme Komitesi ba?ly alt birimleridir.
    Askeri Yap.: Askeri yap.n.n en ustunde Askeri Komite yer almaktad.r. Özel statüsü bulunmakla birlikte Askeri Komite, Konsey ve Savunma Planlama Komitesine ba.l. cal.flmaktad.r. Her turlu askeri konuda yard.m ve tavsiyelerde bulunmakt.r. Burada, uye ulkelerin ust duzey askeri temsilcileri gorev al.r. Komiteye, kendi icinden secilen bir temsilci baflkanl.k eder. Askeri konularla ilgili cal.flan bircok alt komitede Askeri Komiteye kurmay hizmeti vermektedir. Komiteye ba.l. olan Uluslararas. Askeri Personel ise Haberalma, Harekat, Plan ve Politika, .flbirli.i ve Bolgesel Guvenlik ile Lojistik gibi alt birimlerden oluflmaktad.r.
    TURK.YEN.N NATO UYEL...: 23te kurulu?undan itibaren bat.l.la?ma yolunda ad.mlar atan Turkiye, d.? politikada Bat.l. guclerle ili?kilerini guclendirme konusunda ise daha cekingen bir tutum benimsemi?tir. .cte bat.l.la?ma yolundaki cabalar ve .ngiltere ile Fransa baflta olmak uzere Bat.l. ulkelerle iliflkilerde hala imparatorlu.un cokuflunun ve Kurtulufl Savafl.n.n olumsuz izlerinin etkisi 30lar.n ortalar.na kadar d.fl politikan.n belirlenmesinde onemli bir rol oynam.flt.r. Bu durum 30lar.n bafllar.ndan itibaren uluslararas. konjonkturde yaflanan de.iflim ve Lozan sonras.na sarkan sorunlar.n buyuk oranda ortadan kalkmas. sonucu de.iflmifltir. Ozellikle Almanya ve .talya taraf.ndan liderli.i yap.lan revizyonist devletlerin statukoyu tehdit etmesi Turkiyenin .ngiltere ve Fransa ile yak.nla?mas.nda buyuk rol oynam.?t.r. 2.Dunya Sava?ynda ya?anan geli?meler Turkiyenin Bat. .ttifak. icinde yer alma tercihinin cok daha somut bir bicimde ortaya c.kmas.na neden olmufltur. 49dan uyeli.in sa.land... 53e kadar gecen donem Turkiyenin bu yondeki bitmez tukenmez cabalar.na sahne olmufltur. Turkiyenin NATO uyesi olma cabas.n.n temel nedenleri ise flu flekilde ozetlenebilir: .
    1. Turk egemen elitinin NATO uyeli.ini cumhuriyetin ilan.ndan beri benimsenen Bat.c. d.fl politikan.n do.al bir sonucu olarak gormesi.
    2. Turkiyenin Truman Doktrini ve Marshall Plan. cercevesinde ABDden almaya bafllad... ekonomik ve askeri yard.mlar.n NATOya uye olunmas. halinde devam edece.i hatta daha da artaca.. inanc..
    3. 2.Dunya Savafl. sonras.nda liberal fikirlerin Turk ayd.nlar. aras.nda kok salmas. sonucunda kamuoyunda NATO uyeli.inin bu ideolojik de.iflimin do.al bir uzant.s. olarak gorulmesi.
    4. Turkiyenin sosyo-ekonomik geliflimine paralel bir bicimde oluflan ulusal burjuvazinin Bat. ile butunleflmeyi ve bu ba.lamda NATO uyeli.ini desteklemesi.
    5. Avrupan.n Sovyet tehdidinekarfl. savunulabilmesi ac.s.ndan uluslararas. bir ittifak.n zorunlu oldu.unu ve Turkiyeninde bu ittifak.n do.al uyesi oldu.unu duflunmekteydi.
    48 y.l.nda Bruksel Antlaflmas.n.n imzalanmas. gerek Turk kamuoyunun buyuk co.unlu.u gerekse Turk siyasetcileri aras.nda buyuk bir memnuniyetle kar?.lanm.?t.r. Turk hukumeti ve ayd.nlar. ittifak.n kurulmas.ndan sonra beklenen davetin gelmemesi Turkiyede buyuk hayal k.r.kl... ve memnuniyetsizlik yaratm.flt.r. Avrupa ulkelerinin kurdu.u ittifak.n ABD ve Kanadan.n kat.l.m.yla cok daha reel bir niteli.e burunece.inin anlafl.lmas. uzerine Turkiye bu uluslararas. orgutlenmede yer alma iste.ini ac.k bir flekilde dile getirmeye bafllam.flt.r. Bu tutum ozellikle Kuzey Atlantik Antlaflmas.n.n haz.rl.k cal.flmalar. s.ras.nda daha da yo.unlaflm.flt.r. Butun bu cabalara ra.men Turkiye 49 y.l.nda kurulan NATOnun kurucu uyeleri aras.nda yer almay. baflaramam.fl, bu durum hem kamuoyunda hem de hukumette buyuk bir tepki yaratm.flt.r. NATOnun kurulmas.ndan ve kendisinin uye olamamas.ndan sonra Turk hukumeti nihai hedefi olan NATO uyeli.ini hem sa.layabilmek hem de belirli olcude ikame edebilmek icin baflka bir alternatifi dile getirmeye bafllam.flt.r. Donemin D.fliflleri Bakan. Necmettin Sadak taraf.ndan ortaya at.lan alternatif bir Akdeniz Pakt.n.n kurulmas.yd.. Turkiye NATO uyeli.i ile sa.layamad... ABD deste.ini ve garantisini bu pakt.n kurulmas.yla sa.layabilece.ini duflunmekteydi. Turkiyenin bu giriflimi ABDden gerekli deste.i sa.layamamas. nedeniyle k.sa surede gundemden duflmufltur. NATO uyeli.ini sa.lamak icin yeniden giriflimde bulunmak isteyen Menderes hukumeti Kore Savafl.n. Turkiyenin Hür Dunyaile birlikte yer alarak NATO uyeli.inin sa.lanmas. ac.s.ndan kac.r.lmamas. gereken bir f.rsat olarak gormufltur. Bu karar.n al.nmas.ndan bir hafta gecmeden Turkiye ikinci baflvurusunu yapmt.. Turkiyenin baflvurusu Eylul ay.nda toplanan NATO Bakanlar Konseyi taraf.ndan reddedilmifltir. Bu ret karar.nda ABD Genelkurmay.n.n olumsuz tavr.n.n buyuk etkisi bulunmufltur. ABD Genelkurmay. taraf.ndan haz.rlanan raporda Turkiye ve Yunanistan.n orgute al.nmas.n.n orgutun geliflimini olumsuz etkileyece.i iddia edilmekteydi. Turkiye ve Yunanistana uyelik yerine Akdeniz savunmas.na kat.lmak icin orgutle do.rudan ba.lar kurulmas. onerilmeliydi. Bu goruflleri benimseyen ABD Turkiyeye Akdenize iliflkin NATO askeri planlamalar.na kat.lma teklifini goturmufltur.Bu teklif Turk hukumetini tatmin etmekten uzak olsa da bu durum NATO uyeli.i yolunda at.lm.fl bir ileri ad.m olarak yorumlanarak kabul edilmifltir. Bu aflamada NATOnun iki buyuk gucu olan .ngiltere ve ABD aras.nda gorufl ayr.l.klar. bulunmaktayd.. Turkiyenin uyeli.ine di.er Avrupal. gucler gibi so.uk bakan .ngiltere, Turkiyenin NATO ile do.rudan ba. kurmas.na karfl. c.kmakta, ABDnin Turkiyeye tek tarafl. garanti vermesini istemekteydi. .ngiltereye gore Turkiye Atlantik Pakt. yerine .ngiltere onculu.unde Orta Do.uda kurulacak savunma orgutlerine dahil olmal.yd.. Turkiye NATO uyeli.inin yerini alacak bir Akdeniz Pakt. onerisine so.uk baksada bu projeye tamamen s.rt.n. da cevirmemi?tir. Nitekim Turk Hukumeti ABD D.fliflleri Bakan. Achesonun 50de Washington buyukelcisi ferudun cemal Erkine sundu.u, Turkiyenin Akdeniz savunma planlamas.na kat.l.m.n. iceren notay. kabul etti.ini bildirmifltir. Ancak bu durum k.sa bir sure sonra de.iflmifltir. ABD Genelkurmay Baflkan. Bradleyin ReaderDigest dergisinde yay.nlanan ABDnin 50lerdeki Askeri Politikas.makalesi Turk hukumetinin gorufllerinin de.iflmesinde etkili olmufltur. Bradley, Turkiyenin ABD c.karlar. ac.s.ndan hicbir oneme sahip olmad...n. ileri surmekteydi. Turk kamuoyundada buyuk tepki ceken bu makale Turk hukumeti ve burokrasisinde NATO uyeli.i d.fl.nda hicbir secene.e baflvurulmamas. yolundaki goruflun yayg.nl.k kazanmas.na neden olmufltur. Birkac ay suren bu bekleme donemi 51de ABDnin muttefiklerine Turkiye ve Yunanistan.n NATOya onermesiyle sona ermifltir. ABD politikas.ndaki bu de.iflimin bir kac nedeni bulunmaktayd.:
    1-SSCBnin artan nukleer kapasitesi nedeniyle cok k.sa bir sure icinde ABDye kitlesel bir k.y.ma ve buyuk bir y.k.ma neden olabilecek sald.r.lar yapabilece.i endiflesiydi. ABDnin caydyrycylyk ve an.nda kar?yly.k icin Sovyet topraklar.na yak.n ulkelerde hava uslerine sahip olmas. gerekmekteydi. ABD bu cercevede Turkiyeden askeri usler istemifl, ancak Turkiye NATO uyesi olmadan buna izin veremeyece.ini bildirmiflti.
    2-Kore Savafl. ve 3.Dunya geli?melerinin gosterdi.i gibi uluslararas. komunizmguc kazanmaktayd.. Sovyet etkinli.inin Orta Do.uya yay.lmamas. icin Turkiyenin bariyerolarak guclendirilmesi ve Bat. askeri sistemine tam olarak dahil edilmesi gerekiyordu.
    3-48 y.l.nda SSCB ile iliflkilerini koparan ve kominformdan çykarylan ilk sosyalist ulke olan Yugoslavyan.n korunmas. ABD ac.s.ndan buyuk onem tafl.maktayd.. Bunu sa.lamada Turkiye ve Yunanistan.n onemli bir rolu bulunmaktayd.. Bu iki ulkenin NATOya kat.l.m.yla ittifak.n Balkanlar uzerindeki etkisi artacakt.. Ayr.ca petrol kaynaklar. nedeniyle Orta Do.unun artan onemi Turkiye ve Yunanistan.n uyeli.ini gerekli k.lmaktayd..
    4- Turk birli.inin Kore Savafl.nda gosterdi.i ustun performans ve Amerikan birliklerini imha edilmekten kurtarmas. ozellikle ABD kamuoyunda Turkiyeye yonelik sempatiyi artt.rm.flt.. ABDnin Turkiye ve Yunanistan.n NATO uyeli.i konusundaki teklifi NATO ulkeleri aras.nda farkl. tepkiler ald.. Fransa, Hollanda, .talya ve Luksemburg ABD teklifini benimserken, .ngiltere, Norvec ve Danimarka daha olumsuz yaklaflt.lar. Norvec ve Danimarka ittifak.n geniflletilmesi halinde kendi c.kar alanlar.ndan uzak olan Akdeniz bolgesi u.runa savafla girmekten korkmaktayd.lar. Bu ulkeler ayr.ca NATOyu salt bir askeri orgut olarak de.il, ayn. zamanda bir siyasal, ekonomik ve kulturel bir yap.lanma olarakda gorduklerinden kendileriyle ayn. Geleneklere ve c.karlara sahip olmayan Turkiye ve Yunanistan.n uyeli.ine so.uk bakmaktayd.lar. .ngiltere ise Turkiyeyi kendi etki alan. olan Orta Do.uda kendi c.karlar.n. savunacak bir guc olarak kullanmak istiyordu. Turkiye, Kuzey Atlantik alan.nda de.il Orta Do.u alan.nda kurulacak kolektif guvenlik orgutleri icinde yer almal.yd.. .ngiltere, Norvec ve Danimarkan.n muhalefetlerine ra.men ozellikle ABDnin a..rl...n. koymas.yla birlikte 51de yap.lan NATO Bakanlar Konseyi toplant.s.nda Turkiye ile Yunanistan.n .ttifaka davet edilmeleri kararlaflt.r.ld.. Bu tarihten itibaren yap.lan goruflmelerde .ngilterenin giriflimleriyle gundeme gelen yeni uyelerin hangi NATO komutanl...na ba.lanaca.. konusu sorun yaratsa da sonucta 52de Turkiye ve Yunanistan NATO uyesi oldular.
    NATOnun Gorev Alany: üye devletlerin ulkeleri (topraklar., karasular., hava sahalar.) ve bunlar.n Yengec Donencesinin kuzeyinde kalan adalar.n., ucak ve gemilerini kapsamaktad.r. Hukuksal durum bu olmakla birlikte, So.uk Savafl ve sonras.nda, ceflitli vesilelerle NATOnun, antlaflmada tarif edilen bu alan d.fl.nda ceflitli eylemleri yada giri?imleri olmu?tur. Bu alan dy?lyly.k sorunu olarak bilinmektedir. Ylki 58 Lubnan mudahalesidir.
    Bar.fl .cin Ortakl.k(BO): B.O projesi, 94 Bruksel Zirvesinde ac.klanm.flt.r. 22 ortaktan olu?maktadyr. Projenin genel amac., So.uk Savafl.n ard.ndan Avrupada ortaya c.kan guc bofllu.unu NATO temelinde gidermektir. ortak Ulke ordular.n.n NATO ile uyumlu hale getirilerek ve bu ulke ordular.n.n demokratik kontrolunu sa.layarak, Avrupan.n tumunde guvenlik ve istikrar yarat.lmas. ongorulmektedir. Avrupa guvenlik mimarisinin onemli bir parcas. olan projenin, bat.l. demokratik kulturun Ortak ulkelerde yayg.nlaflt.r.lmas. gibi siyasal bir iceri.i de bulunmaktad.r. Ortak Ulke olmak isteyen ulkelerin imzalamak zorunda oldu.u Cerceve Belgesinde BM fiart.na ve demokratik toplum ilkelerine uyma koflulu yer almaktad.r. Ayr.ca, BM yetkisinde veya AGiT sorumlulu.unda yurutulecek operasyonlara katk.da bulunmaya haz.r olmakda bir di.er kofluldur. Belgede, Ortakl..a faal kat.l.m.n NATOya yeni uye al.m.nda onemli rol oynayaca?yda belirtilmektedir. Program.n baflar.s. uzerine NATO 97 y.l.nda, B.Oyu daha guclu ve operasyonel hale getirme karar. alm.flt.r. Bu cercevede ceflitli NATO karargahlar.nda B.O Karargah Unsurlar. kurulmufltur. Ayn. y.l oluflturulan Avrupa-Atlantik .flbirli.i Konseyi cercevesinde, terorle mucadeleden, may.n temizlemeye kadar cok genifl bir alanda .ttifak uyeleri ile B.O ulkeleri aras.nda yo.un iflbirli.i programlar. yurutulmektedir.
    NATO-Akdeniz Diyalo.u Giriflimi(AGYT): So.uk Savafl.n sona ermesinden sonra Akdenizdeki guvenlik ve iflbirli.i konular.nada a..rl.k vermeye bafllayan NATO 94te Akdeniz Diyalo.ugiri?imini ba?latm.?t.r. 7 uyesi bulunan bu giriflimin temel amaclar., bolgesel guvenlik ve istikrara katk. sa.lamak; karfl.l.kl. anlay.fl ortam. yaratmak; uye ulkelerde NATOya iliflkin onyarg.lar. ortadan kald.rmakt.r.
    NATOnun Lizbon Zirvesi ve Yeni Stratejik Konsept
    1-Guvenlik Cevresi: NATO s.n.rlar. otesinde ortaya c.kabilecek cat.flma ve istikrars.zl.klar ile iletiflim, ulafl.m ve enerji hatlar.nda meydana gelebilecek sorunlar orgutun guvenlik kayg.lar. aras.nda say.lm.flt.r.
    2-Savunma ve Cayd.r.c.l.k: NATOnun, hem konvansiyonel hem de nukleer guc bak.m.ndan cayd.r.c.l... sa.layacak kapasitenin korunmas. hedeflenmifltir.
    3-Kriz Yonetimi: NATO s.n.rlar. otesindeki kriz ve cat.flmalar.n NATO uyeleri icin do.rudan bir tehdit olabilece.inden hareketle krizleri mumkunse olmadan engelleme, konusunda kararlyly?yny vurgulanmy?tyr.
    4-Yflbirli.i Yoluyla Guvenlik: guvenlik sorunlar.n. ortaya c.kmadan once ve di.er uluslararas. aktorlerle iflbirli.i yapmak yoluyla gidererek daha guvenli ve istikrarl. bir dunya yarat.lmas. hedeflenmifltir.
    5-Reform ve Donuflum: NATOnun, 21.yydaki yeni tehditler karfl.s.nda daha etkin ve cayd.r.c. olabilmesi icin ve daha esnek ve hareketli bir yap.ya kavuflturulmas. gere.i. belirtilmi?tir.
    Kominform(47)
    1-SSCB
    2-Bulgaristan
    3-Macaristan
    4-Çekoslavakya
    5-Polonya
    6-Romanya
    7-Yugoslavya
    8-Fransa
    9-Ytalya
    Petesberg görevleri: Baty Avrupa birli?inin bary? gücü kriz önleme ve insani yardym operasyonlarynda yer almasy kabul edilmi?tir.
    NATO-Rusya Konseyi: 2002de Romada gercekleflen NATO-Rusya Zirvesinde ikili iliflkilerde yeni bir ad.m at.lm.fl, DOKun yerine Avrupa-Atlantik guvenli.iyle ilgili dan.flma, konsensus oluflturma, iflbirli.i, ortak karar ve eylem icin bafll.ca mekanizma olarak kurulmufltur.
    Brüksel pakty(48 Baty Avrupa birli?i)
    1-Belçika
    2-Fransa
    3-Hollanda
    4-Yngiltere
    5-Lüksemburg
    KOLEKT.F GUVENL.K ANLAfiMASI ORGUTU(KGAÖ)
    SSCBnin da..lmas.n.n ard.ndan, eski Sovyet co.rafyas.nda guvenli.in sa.lanmas. konusunda en onemli rolu ard.l devlets.fat.yla Rusya Federasyonu(RF) oynam.flt.r. RF, ilk olarak 92de kendi ordusunu kurmaya giriflmifltir. 92de BDT Devlet Baflkanlar. taraf.ndan Taflkentte KGAÖ imzalanm.flt.r. Üye ülkeler;
    1-Beyaz Rusya
    2-Ermenistan
    3-Kazakistan
    4-Kyrgyzistan
    5-Özbekistan
    6-RF
    7-Tacikistan.
    Karar alynyrken oyda?ma yöntemine ba?vurulur.Üye devletler arasynda çykacak olasy yorum farklylyklarynyn kar?ylykly bilgi aly?veri?i ve görü?meleri yoluyla giderilemedi?i durumlarda buna son verecek tek ve en üst düzey organ Kolektif güvenlik konseyi(KGK)dyr. Askeri ve güvenli?e özgü organlary;
    1-Ortak karargah
    2-Devletlerarasy askeri ekonomik i?birli?i komisyonu
    3-Yasady?y göçle mücadele e? güdüm konseyi.
    90larda bolgede ortak bir guvenlik yap.lanmas.n.n gercekletirilememesinin pek cok nedeni vard.r;
    1-RFnin belirleyici ve denetleyici etkisi di.er devletlerin c.karlar.yla ortu?memi?tir.
    2-Moldova, Turkmenistan, Ukraynanyn en ba?yndan bu giri?imi reddetmesi ba?arysyzly?yn onunu açmy?tyr.
    3-Gönülsüzcede olsa giriflimin icinde yer alan Azerbaycan, Gurcistan ve Ozbekistan beklentilerini karfl.layamam.flt.r.
    90lar.n sonunda bir yandan RF hem ekonomik(98 bunal.m.) hemde askeri(Cecenya) ac.lardan en gucsuz donemini yaflarken, ABD once Rusyapolitikas.n. terk ederek, eski Sovyet co.rafyas.n. yaflamsal c.kar alan.ilan etmifltir. BDT yap.lanmas.n.n 90larda eski Sovyet co.rafyas.nda guvenli.in sa.lanmas.nda onemli katk.lar yapt... teslim edilmelidir: .lk on y.l icerisinde,
    1-Nukleer silahlar.n Kazakistan ve Ukraynadan RFye tafl.narak Orta Asya/Kafkaslarda nukleer/kimyasal silahlardan ar.nd.r.lm.fl bir bolge oluflturulmas.,
    2-RF ile Ukrayna aras.ndaki Karadeniz Donanmas.n.n payla?.m.na iliflkin sorunun cozulmesi,
    3-bar.fl gucu operasyonlar.yla bolgede suren etnik cat.flmalar cozume kavuflturulamasada daha fazla kan dokulmesinin onlenmesi, BDTnin katk.lar.yla sa.lanm.flt.r.
    ?anghay i?birli?i örgütü üye ülkeler
    1-Kazakistan
    2-Kyrgyzistan
    3-Özbekistan
    4-RF
    5-Tacikistan
    Once Rusya: RFnin yak.n cevre politikas.na ABD 90lar.n ba?.nda tepki gostermemifl ve Yeltsin Yonetimini desteklemifltir. RFnun istikrar.n. oncelikli olarak gozeten bu politikaya once Rusyaad. verilir. ABD bu politikas.n. Yeltsinin 96da yeniden secilmesinin ard.ndan aflamal. olarak terk etmifltir.
    Yak.n cevre: SSCBnin y.k.lmas.n.n ard.ndan RF(Balt.k devletleri d.?.ndaki) eski Sovyet co.rafyas.n. ya?amsal c.kar alan. Ylan etmifltir. Zira, bu co.rafyadaki geli?meler RFyi ekonomik, askeri ve toplumsal ac.lardan do.rudan etkilemektedir. Soz konusu geli?meleri denetlemek amac.n. guden d.? politika.
    -2009da Yunanistanyn itirazyyla Makedonya NATOya katylamamy?tyr.
    -Merkezi Asya, Do?u Avrupa ve Kafkaslar bölgesi KGAÖ içerisindeki askeri bölgelerdir.
    -Türkiye, 50de NATOya uyelik baflvurusu yapylmy?t.r. Ard.ndan uyeli.ini sa.lama yolunda atty?y ilk ad.m Koreye asker gondermek olmufltur.
    -49da Kuzey Atlantik anla?masynyn imzalanmasyyla brüksel antla?masy örgütü veya baty birli?inin yükümlülükleri yürütme görevi NATOya devredilmi?tir.
    -NATO bary? zamanynda ABDnin Avrupa ile kurdu?u ilk askeri ittifak olmasy açysyndan önem ta?ymaktadyr.
    -NATOnun kurulmas.nda, BM Antlaflmas.ndaki dayanak, Muflterek meflru savunmadyr.
    -BM Güvenlik Konseyi yetkisi olmadan NATO, Kosovaya askeri harekat gercekle?tirilmi?tir.
    -2.dünya sava?ynyn avrupada sona ermesinin hemen ardyndan potsdam konferansy yapyldy.
    -SSCB ile ili?kileri koparan ilk sosyalist ülke yugoslavyadyr.
    -BDT yapysy içerisinde bary?y koruma amaçly ilk müdahale tacikistana yapylmy?tyr.
    -KGK tarafyndan onaylanacak örgütün bütçesinin tasla?yny sekretarya hazyrlar.
    -Rogers plany, Yunanistanyn NATOnun askeri kanadyna dönü?mesi.
    -Türkiyenin 2006ya kadar ikiz sözle?meleri imzalamamasynyn nedeni, self determinasyon hakkynyn sözle?melere konulmasyna kar?y olmasy.
    4
    Kuresel Ekonomik Orgutler: Ekonomi boyutuyla bak.ld...nda kureselleflme surecinde teknolojik geliflmeler, bilgi ekonomisinin yayg.nlaflmas., sanayi urunleri ticaretinin ve sermaye hareketleri engellerin kald.r.ld... liberal politikalar belirleyici olmufltur.
    Komfluyu zarara sok politikasy(Yeni Merkantilizm): Ulkelerin kendi uretim ve istihdam seviyesini korumak veya art.rmak icin ithalat. k.s.tlay.c. onlemler ve devaluasyon uygulamalar.yla bir yandan toplam talebi ithal mallardan yurt ici uretime do.ru kayd.rmas. ve ihracat. art.rmas. sonucu d.? ticaret ac...na ve i?sizli.e yol acan politikad.r.
    ULUSLARARASI PARA FONU(IMF): 2.Dunya Savafl.ndan sonra kurulacak, uluslararas. Ekonomik sistemin temelini oluflturan Bretton Woods Anlaflmas.n.n 44 tarihinde imzalanyp 45 tarihinde IMF faaliyetlerine ba?lam.?t.r. Gercekle?tirdi.i ilk mali yard.mda 47de Fransaya 25 milyon dolar kredi sa.lam.flt.r. Gozetim, ulkelere teknik yard.m ve e.itim ile borc verme IMFnin elindeki uc ana aract.r.uluslararas. Ekonomik sistemle entegre olan ulkelerde;
    . Mali disiplin sa.lanmal.
    . Ozel mulkiyet korunmal.
    . Kamu harcamalar. azalt.lmal.
    . Kamu teflebbusleri ozellefltirilmeli
    . Vergi reformu gerceklefltirilmeli
    . Ticaret serbestlefltirilmeli
    . Finansal reform gerceklefltirmeli
    . Uluslararas. ticaretin onundeki engeller kald.r.lmal.
    . Sermaye hareketleri serbest b.rak.lmal.
    . Yoksul ulkelere yard.mc. olmal.d.r.
    Amaclar.: IMFnin temel amac., uluslararas. parasal ve finansal sistemin istikrar.n. sa.lamakt.r. Dolay.s.yla uluslararas. finansal sistemi etkileyecek krizlerin etkilerini azaltabilmek icin uye ulkeler ile birlikte cal.fl.r, onlara yard.mc. olur. Fonun amaclar.;
    1.Uluslararas. parasal iflbirli.ini teflvik etmek
    2.Uluslararas. ticaretin dengeli buyumesini ve yayg.nlaflmas.n. kolaylaflt.rmak
    3.Kur istikrar.n. desteklemek
    4.Cok tarafl. bir odemeler sistemi kurulmas.na yard.m etmek
    5.Odemeler dengesi guclukleri ya?ayan uyelere yeterli koruma onlemleriyle beraber kaynaklar sunmak olarak belirtilmifltir.
    IMF, ozellikle dort alanda teknik yard.m ve e.itim sa.lar;
    6.Para ve maliye politikalar., para politikas. araclar., bankac.l.k sisteminin denetim ve yeniden yap.land.r.lmas. ve merkez bankalar.n.n yap.sal geliflimi
    7.Maliye politikas. ve yonetimi (vergi ve gumruk politikalar. ve yonetimi, butce haz.rlama, harcama yonetimi, sosyal guvenlik a.lar.n.n tasar.m., ic ve d.fl borc yonetimi vb.)
    8.Ystatistiksel verilerin gerce.i yans.tmas.
    9.Ekonomik ve mali mevzuat.
    Yap.s. ve Yonetimi: 2012 y.l.nda 187 ulke IMF uyesidir. BMlerin uzmanl.k kurulufllar.ndan birisidir. idari ve mali ac.dan ba..ms.z bir orgut olarak faaliyet gostermektedir. A?yrlykly oy yönetimini kullanyr. IMF bir Fon oldu.u icin her uye bu fona katk.da bulunur. Buda Fonun sermayesini oluflturur. Uyelerin sermayeye kat.l.m paylar.na kota denir. Kota hem IMFnin yonetimine kat.l.mlar.n. hem de uyelerin Fon kaynaklar.ndan yararlanmas.nda temel kriter olarak kullan.lmaktad.r. Uyelerin Fon sermayesine katk.lar., ulusal gelirleri, d.fl ticaret hacimleri, doviz rezervleri, ihracat ceflitlili.i ile d.fl odemeleri goz onunde bulundurularak belirlenir. BM uyesi ulkelerin 2015e kadar ulaflmay. taahhut ettikleri hedefler Biny.l Kalk.nma Hedefleri olarak an.lyr;
    . Afl.r. yoksullu.un ve acl...n yok edilmesi
    . Evrensel ilko.retimin sa.lanmas.
    . Cinsiyet eflitli.inin teflvik edilmesi ve kad.nlar.n guclendirilmesi
    . Bebek olum oran.n.n azalt.lmas.
    . Anne sa.l...n.n iyilefltirilmesi
    . HIV/AIDS, s.tma ve di.er hastal.klarla mucadele edilmesi
    . Cevresel surdurulebilirli.in sa.lanmas.
    . Kalk.nmaya yonelik kuresel iflbirli.inin gelifltirilmesidir.
    Yonetim Kurulu (Guvernorler Konseyi): IMFnin en ust karar alma organ.d.r. Her ulke bir guvernor ve alternatifini secerek konseye gonderir. uye ulkelerin maliye bakanlar. ve merkez bankas. baflkanlar. bu gorevi yuklenirler. IMFnin Kurucu Anlaflmas.n.n yorumlanmas. ile ilgili konularda nihai hakemdir. .cra Direktorleri Kurulu uyelerini atma yetkisine sahiptir. Uluslar arasy para ve finans komitesi, küresel ekonomiyi etkileyen konularda Guvernorler Konseyine tavsiyelerde bulunur. Kalkynma komitesi, IMF, Dünya bankasy ve Guvernorler Konseyine yükselen ve geli?mekte olan ülkelerde ekonomik kalkynma ile ilgili konularda dany?manlyk yapmakla görevlidir.
    Bakanlar Komitesi: IMF Yonetim Kuruluna tavsiyelerde bulunan iki bakanlar komitesi bulunmaktad.r. Uluslararas. Para ve Finans Komitesi (IMFC) ve Kalk.nma Komitesi. IMFC 187 guvernor aras.ndan secilen 24 uyeden oluflur.
    .cra Direktorleri Kurulu: .cra Kurulu IMFnin gunluk ifllerini yurutur.
    IMF Kaynaklar.ndan Yararlanma: IMF kaynaklar., kalk.nma bankalar.n.n yapt... gibi proje finansman kredileri de.ildir. IMF kredileri, uye ulkelerin odemeler dengesi sorunlar.n.n cozumune yard.mc. olmak ve ekonomilerin istikrara ve surdurulebilir bir ekonomik buyume seviyesine kavuflabilmesi amac.yla verilir. Burada amac ulkenin uluslararas. Odemelerini gerceklefltirebilmesidir. IMF, uyelerine sundu.u kaynaklar,
    . IMF uyelerinin kota odemelerinden
    . Alt.n varl.klar.n.n sat.fl.ndan
    . Verilen kredilerden elde edilen faiz gelirlerinden oluflmaktad.r.
    IMF kaynaklar.na baflvuran ulkenin izleyece?i süreç;
    1-niyet mektubunun sunulmasy
    2-Üye ülke uygulamalarynyn gözden geçirilmesi
    3-Kullanylacak imkan kadar taahhüt senedi verilmesi.
    4-ulkeye verilecek kredi dilimleri bir takvime ba.lanmasy
    5-Dilimlerin s.rayla serbest b.rak.lmas.
    Turkiye, .cra Direktorleri Kurulunda 2012de .cra Direktor Vekili, 2014de ise .cra Direktoru olarak yer almy?tyr.
    Özel Çekme Haklary(SDR): Bretton Woods sabit kur sistemi desteklemek için 99da IMF taraf›ndan oluflturulmufltur. Dünya ticaretinin ve ekonomik geliflmenin desteklenmesi için Fonun temel rezervleri olan ABD dolar› ve alt›n rezervlerinin yetersiz kalmas› üzerine üye ülkeler aras›nda ödeme sistemini sa¤layacak SDR, her ülkenin kotas› karfl›l›¤›nda SDR tahsis edilmesiyle oluflturulur. Böylece SDR, ülkenin uluslararas› rezervlerinin güçlenmesini sa¤lar.
    Bu nedenle kaydi bir paradan çok alacak hakk› olarak tan›mlamak gerekir. Karfl›l›kl› ödemelerde SDR kotas› yetmeyen ülke belirli bir faiz ödemektedir.
    ?artl.l.k politikas.: IMF kaynaklar.n. kulland.r.rken uyelerine vermifl oldu.u fonlar.n kuruma geri donmesini sa.layacak politikalar.n izlenmesini zorunlu bir flart olarak ileri surer.
    Geçi? Ekonomileri: Sosyalizm uygulamalaryndan vazgeçerek piyasa ekonomisi ko?ullaryna göre yapylanmaya çaly?an eski do?u bloku ülkelerini tanymlamak için kullanylmaktadyr.
    Ana Kredi .mkanlar.
    1.Geniflletilmifl Fon Kolayly?y: ekonomilerinde yap.sal sorunlar nedeniyle odemeler dengesi guclukleri yaflayan ulkeler yararland.r.l.r. uzun sureli finansman modelidir.
    2.Esnek veya .htiyati Kredi Hatlar.: sa.lam ekonomik yap.ya sahip ulkelere kulland.r.lyr.
    3.Yoksullu.u Azaltma ve Buyume Kolayl...: en az geliflmifl ve borclu ulkelere imkan sa.lamaktad.r. Elbette bu imkanlar cok dufluk faizli ve uzun vadelidir.
    DUNYA BANKASI GRUBU: 188 uye ulkeden oluflan bir kooperatif gibi yap.lanm.flt.r.
    1-Uluslararas. Yeniden Yap.lanma ve Kalk.nma Bankas.(IBRD): 44 y.l.nda kurulan IBRD, Dunya Bankas. Grubunu oluflturan befl kurulufltan biridir. IBRD, orta gelirli ulkelere surdurulebilir bir buyume h.z. yakalamak, yoksullukla mucadele etmek gibi amaclarla kredi sa.lar. IBRDnin temel faaliyet alanlar.;
    . Ozel yat.r.mc.lar.n karl. bulmad.klar. uzun vadeli insani ve sosyal kalk.nma ihtiyaclar.n. destekleyen alanlara kredi sa.lamak
    . Kriz donemlerinde, krizden en cok etkilenen yoksul kesimlere destek sa.lamak
    . Yap.sal uyum politikalar. ve kurumsal reformlar. (sosyal guvenlik, yolsuzlukla mucadele vb.) desteklemek
    . Ozel sermaye yat.r.mlar. icin elveriflli ortam oluflturmak
    . Yoksul ulkelere hibe sa.lamakt.r.
    IMF ve IBRD yonetiminde a..rl.kl. oy sistemi mevcuttur. Banka yonetiminde her ulkenin 250 sabit oyuna ilave olarak sermayeye kat.l.m. olcusunde oy gucu vard.r. Bu nedenle ayn. IMFde oldu.u gibi ba?ta ABD olmak uzere 5 ulkenin oy gucu toplam oylar.n yakla?.k %40.n. oluflturmaktad.r. IMFninde destekledi.i Yap.sal uyum politikalar.;
    . Ulusal paran.n devaluasyonu
    . Kamu harcamalar.n.n azalt.lmas.n.
    . Kamunun ekonomideki a..rl...n.n azalt.lmas.n.
    . D.fl ticaretin liberallefltirilmesini
    . Piyasalar.n serbestlefltirilmesi ve yeniden duzenlenmesini
    . Ozellefltirme ve kamu harcamalar.n.n yeniden yap.land.r.lmas.n. kapsamaktad.r.
    IBRD Finansmanlar.
    IBRD, genel butceli kurulufllara do.rudan, di.er kamu kurum ve kurulufllar. ile belediyelere
    hukumet garantisi alt.nda kredi vermektedir. kredi ve destek ihtiyac. duyan uye ulkelere;
    1-finansman sa.larken uye ulkelerin kat.l.m sermayeleri
    2-sermaye piyasalar.ndan yap.lan borclanmalar yoluyla temin edilen fonlar
    3-ac.lan kredilerin geri odenmesinden
    4-menkul k.ymet sat.fllar.ndan ve di.er faiz geliri
    5-di.er gelirleri kullanarak kredi verir.
    2-Uluslararas. Kalk.nma Birli.i(IDA): Dunya Bankas. Grubunun 60 y.l.nda ABD Baflkan. Eisenhower.n onerisiyle kurulan, dunyan.n en yoksul ulkelerine faizsiz kredi ve hibe programlar. sa.layan kurulufludur. IDAn.n kaynaklar. ba?y?ta bulunan geli?mi? ekonomilerdir(donor ulkeler).
    3-Uluslararas. Finans Kurumu(IFC): 56da kurulmu? olup halen 184 üyesi vardyr. di.er kurumlar ile birlikte Dunya Bankas. Grubunun faaliyetlerini destekler ancak yasal ve mali ac.dan ba..ms.zd.r. Dunya Bankas. Grubu Baflkan. ayn. zamanda IFC Ba?kanyd.r. IFC geliflmekte olan ulkelerde ozel sektore destek vermeyi amaclamaktad.r. hukumet garantisi aranmaks.z.n, geliflmekte olan ulkelerdeki ozel sektor kurulufllar.na kredi sa.layarak veya sermayelerine kat.larak, piyasalardan sa.lamakta gucluk cektikleri finansman. sa.lamaktad.r. 4-Cok Tarafl. Yat.r.m Garanti Ajans.(MIGA): yat.r.mlar.n karfl.laflabilece.i ekonomik politik risklere karfl. Sigorta gorevi gormektedir. MIGA yat›r›mc›lar›n karfl›laflabilece¤i riskler;
    a-Dövize çevrim ve sermaye transferlerinin k›s›tlanmas›
    b-Kamulaflt.rma
    c-Savafl, terorizm ve sivil duzensizli.in yaratt... riskler
    d-Sozleflmenin ihlali.
    5-Yat.r.m Anlaflmazl.klar.n.n Cozumu .cin Uluslararas. Merkez(ICSID): ICSID.n merkezide Dunya Bankas.n.nki gibi Washingtondad.r. ICSIDnin 4 onemli organ. vard.r;





    1-Yonetim Kurulu(.dari Konsey)
    a-Merkezin idari ve mali tuzuklerini onaylamak
    b-ara buluculuk ve hakemlik davalar.n.n kurallar.n. belirlemek
    c-Dunya Bankas. ile olan iliflkileri duzenlemek
    d-Merkezin butcesini kabul etmek ve y.ll.k faaliyet raporunu goruflmektir.
    2-Sekretarya
    3-Arabulucular Paneli
    4-Hakemler Paneli.
    Üçlü Anla?ma(ABD, Yngiltere ve Fransa): 36da ulusal paralarynyn de?erini de?i?tirmeme konusunda uzla?an ülkeler.
    DUNYA T.CARET ORGUTU(WTO): Dünya ekonomisinde mal ve hizmetler ticaretinin daha fazla serbestle?mesine yönelik olarak üye ülkeler arasynda sürekli müzakereler yapylmasyny amaçlamaktadyr.
    Gumruk Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaflmas.(GATT): Dunya Ticaret Orgutunun temelini oluflturan GATT 47 tarihinde imzalanm.fl ve 48de yururlu.e girmi?tir. 48 y.l.ndan 95e kadar gecen surede GATT, uluslararas. ticareti duzenleyen ve uzerinde anlafl.lan tek uluslararas. cok tarafl. sozleflme olmufltur. genel ve özel nitelikteki amaçlara ulaflabilmek için bafll›ca dört temel ilkeden (kuraldan) hareket etmifltir;
    1-En Cok Kayr.lan Ulke .lkesi
    2-Tarifeler Yoluyla Koruma .lkesi
    3-Ulusal .fllem .lkesi
    4-Gumruk Vergilerinin .ndirilerek Konsolide Edilmesi .lkesi.
    GATT Doneminde Yap.lan Tarife .ndirim Goruflmeleri: GATT kapsam.nda yap.lan tarife indirim turlar.na Cok Tarafl. Ticaret Goruflmeleri di.er bir deyiflle Ticaret Turu denir.GATT.n kuruluflundan bu yana ticaret turlar. onemli geliflme gostermifltir. Bu turlarda GATT hükümlerine ayk›r› k›s›tlama önlemlerinin al›nmas›n›n durdurulmas› standstill, bu önlemlerin kald›r›lmas› ise rollback olarak isimlendirilir. GATTla taraf ulkeler aras.nda yap.lan gumruk tarife indirim turlar.;
    1-Cenevre Turu
    2-Annecy Turu
    3-Torquay Turu
    4-Cenevre Turu
    5-Dillion Turu
    6-Kennedy Turu
    7-Tokyo Turu
    8-Uruguay Turu.



    WTO ve GATT aras.ndaki farkl.l.klar: GATT, herhangi bir kurumsal yap.s. olmayan ve kuruluflundaki amac. 40.y.l.nda WTOyu kurmak olan ve bu amacla ceflitli kurallar. iceren cok tarafl. bir anlaflmad.r.
    . GATT gecici olarak oluflturulmufltur. 50 y.la yak.n bir faaliyetten sonra Genel Anlaflmaya taraf olan ulkeler GATTy surekli bir anlaflmaya cevirmek istemi?lerdir. GATT kurallar. sadece mal ticaretini, WTO mal ticaretinin yan.nda, hizmetler ticareti ile ticari nitelikteki fikri mulkiyet haklar.n. da kapsamaktad.r.
    . GATT anlaflmas. cok tarafl. iken 80lerde yeni anlaflmalarla selektif bir yap.ya donmufltur. . . WTOyu oluflturan anlaflmalar.n tamam. cok tarafl.d.r ve taahhutler uyeleri ba.lamaktad.r.
    . WTO, GATTyn anla?mazl.k cozumunden h.zl. cal.?an, otomatik mekanizmalara sahiptir.
    Hizmet Ticareti Genel Anlaflmas.(GATS): 86-94 y.llar.nda yap.lan Uruguay Goruflme Turunda GATTa dahil edilmifl ve 95 tarihinde resmi olarak faaliyete gecirilen WTO bunyesine aktar.lm.fl olan hizmet ticaretini duzenleyen ilk cok tarafl. anlaflmad.r. Yürürlükte kaldy?y dönemde ticari ili?kilerde rekabeti bozan ve ticareti kysytlayan engellerin görü?ülerek kaldyryldy?y tek uluslararasy örgüttür. GATS kapsam.nda hizmetler sektoru;
    1. Mesleki hizmetleri
    2. .letiflim hizmetleri
    3. .nflaat ve ilgili muhendislik hizmetleri
    4. Da..t.m hizmetleri
    5. E.itim hizmetleri
    6. Cevre hizmetleri
    7. Finansal hizmetler
    8. Sa.l.kla ilgili ve sosyal hizmetler
    9. Turizm ve seyahatle ilgili hizmetleri
    10. E.lence, kultur ve spor hizmetleri
    11. Tafl.mac.l.k hizmetleri
    12. Baflka yere dahil olmayan di.er hizmetler.
    Buna gore WTO uyesi ulkeler taahhut listelerini bildirerek GATS kapsam.nda cok tarafl. ticaret muzakereleri yurutmektedir.
    Ticaretle Ba.lant.l. Fikri Mulkiyet Haklar. Anlaflmas.(TRIPS): Uruguay Turu Nihai Senedinin kabul edilmesiyle birlikte 95 tarihinde o zamana kadar uluslararas.nda duzenlenmeyen fikri ve s.nai mulkiyet haklar.n. koruyan TRIBS yururlu.e girmifltir. TRIPS Anlaflmas., ulkeler aras.ndaki ic duzenleme farkl.l.klar.n. gidermeyi, kapsam, koruma suresi, tan.nan haklar ve flekil yonunden hakk.n kazan.lmas.nda ortak normlar. ve asgari standartlar. sa.lamay. amaclam.flt.r. TRIPS, ne tur markalar.n korunaca..n. bunun yan. s.ra ticari tasar.mlar.nda hizmet markalar. oldu.unu ve bu markalar.n sahiplerine verilecek haklar.n ne olaca..n. tan.mlam.flt.r. TRIPS Anlaflmas., GATT ve GATS ile birlikte WTO hukuk sistemi icinde (uc sutunlu bir mekanizma) sacaya.. oluflturmaktad.r.
    Doha Kalk.nma Gundemi: BM Biny.l Hedefleri ile uyumlu olarak ozellikle En Az Geliflmifl Ulkelerin ve Geliflme Yolundaki Ulkelerin kalk.nma cabalar.na destek olabilecek bir surec olarak bafllam.flt.r. 2001 y.l.nda Dohada duzenlenen 4.Bakanlar Konferans. ile bafllat.lan cok tarafl. Ticaret muzakereleridir. Dunya ticaretinin liberallefltirilmesine ivme kazand.rmas. umulan Doha Turu goruflmeleri umulan. verememifltir.
    Marshall Yard.m. ve Avrupa Ekonomik .flbirli.i Orgutu(OEEC)nün Kuruluflu: 2.Dunya Sava?.n.n sona ermesiyle birlikte, Sava?tan tahrip olarak c.km.? Avrupan.n yeniden imar. konusunda ABD, rusya, .ngiltere ve Fransa aras.nda 47 y.l.nda Moskovada bir dizi goruflmeler yap.lm.flt.r. 48de Baflkan Truman, Ekonomik .flbirli.i Yasas.n. onaylanm.flt.r. Marshall, 47-49 y.llar.nda Sovyet yay.lmac.l...n. durdurmay. amaclayan diplomatik stratejisini haz.rlam.flt.r. 53 Nobel Bar.fl Odulu sahibidir.
    Avrupa Ekonomik .flbirli.i Orgutun(OEEC)den Ekonomik .flbirli.i ve Kalk.nma Orgutune(OECD): OECD, 61 y.l.nda OEECnin yerine gecerek tum bat.l. sanayileflmifl ulkeleri bir cat. alt.nda toplayan uluslararas. iflbirli.i kurulufluna donuflmufltur. Ekonomik forumdur. En yüksek karar organy Konseydir. 58 y.l.nda OEECnin bir k.s.m uyelerinin Avrupada AETyi kurmalar., OEEC uyeleri aras.nda ayr.cal.kl. bir durumun ortaya c.kmas.na yol acm.flt.r. 50li y.llar. n sonlar.na do.ru dunya ekonomisi yeni sorunlar ile yuz yuze gelmifl, geliflme yolunda olan ulkelerin ekonomik kalk.nma sorunlar. dunya cap.nda onem kazanmaya bafllam.flt.r. Gelecekteki iflbirli.inin belirlenmesi amac.yla 13 ulke ve AT Komisyonunun kat.lmas.yla 59da Ozel Ekonomik Komite toplanm.flt.r. Komite icinde Dortler Grubu ad.yla bilinen bir cal.flma grubu kurulmufl OECDyi kuran Anlaflma, 60 tarihinde Pariste imzalanm.fl, 61de yururlu.e girmifltir. OECDnin kurulmas.yla birlikte, OEECnin isminde yer alan Avrupa kelimesi c.kar.lm.fl, bunun yerine kalk.nma kelimesi eklenmifltir. Paris Anlaflmas.n.n ilk maddesi, ekonomik kalk.nman.n sadece uyeleri ac.s.ndan de.il, dunya ekonomisi ve uye olmayan ulkeler bak.m.ndan da gerceklefltirilmesinin zorunlulu.una de.inmifltir. OECDnin kurucu uyeleri, OEECnin 18 Avrupal. uyesi ile Kanada ve ABDdir. OECD Amaçlary;
    1-ekonomik buyume, mali istikrar, ticaret ve yat.r.m, teknoloji, yenilik, giriflimcilik ve kalk.nma alanlar.nda iflbirli.i yoluyla refah.n sa.lanmasy
    2-yoksullukla mucadele konular.nda hukumetlere yard.mc. olmaktad.r
    3-Ekonomik ve sosyal geliflme ile cevrenin korunmas. aras.ndaki denge gozetilmektedir
    4-Herkes icin ifl imkan. yarat.lmas. ve sosyal eflitlik ile etkin ve sa.l.kl. bir yonetiminin gerceklefltirilmesi.
    34 OECD uyesinden 31i 2010 y.l. Dunya Bankas. s.n.fland.rmas.na gore yuksek gelir grubundand.r. Bu gruba dahil olmayan uye ulkeler Turkiye, Meksika ve ?ilidir.
    -IMF ve Dünya bankasy bretton woods ikizleridir.
    -BM para ve finans konferansy 44de gerçekle?mi?tir.
    -Türkiye IMFye 47de katylmy?tyr.
    -GATT 47de imzalanmy? sonra yerine Dünya ticaret örgütü kurulmu?tur.
    -Ylk çok tarafly ticaret görü?meleri cenevrede yapylmy?tyr.
    -ABD OEECnin kurucu üyesi de?ildir.
    -IMF ve Dünya bankasynyn merkezi Washingtondur.
    -IMFnin günlük i?lerini Ycra Direktörleri Kurulu yürütür.
    -IDA ve Dunya Bankas.n.n kredi kaynaklar. farkl.d.r.
    turmaktadyr5
    Avrupa Konseyi(AK), Avrupa Guvenlik ve i?birli?i Te?kilaty(AGYT): AK ve AGYT Avrupan.n en geni? kat.l.ml. iki orgutudur. Avrupada demokrasinin geli?mesinden insan ve az.nl.k haklar.n.n korunmas.na kadar geni? kapsaml. bir faaliyet alan.na sahiptir.
    Avrupa Konseyi(49): 47 uye ulkesiyle Avrupan.n en geni? kat.l.ml. orgutlerinden biridir. Merkezi Strazburgda olan orgutun temel amac. Avrupa .nsan Haklar. Sozleflmesini ve bireylerin korunmas.na dair benzer belgeleri temel alarak Avrupa cap.nda ortak demokratik ilkelerin geli?mesini sa.lamakt.r. AK antla?malar.; Avrupa Sosyal ?art., Avrupa .nsan Haklar. Sozle?mesi, i?kencenin ve .nsanl.k Dy?y veya Onur K.r.c. Muamele ve Cezan.n Onlenmesi Sozleflmesi Yolsuzlu.a Karfl. Ceza Hukuku Sozleflmesi
    AKnyn Tarihcesi: Belcika, Danimarka, Fransa, .rlanda, .talya, Luksemburg, Hollanda, Norvec, .svec ve Britanya Londra Antlaflmas.na imza atarak AK kurdular. 50de Turkiye, Yunanistan ve .zlanda uye olmufllard.r.
    Avrupa Konseyi Kurumlar.
    1-Bakanlar Komitesi: karar organ.d.r. uye ulkelerin Dy?i?leri Bakanlar.ndan veya onlar.n Strazburgdaki temsilcilerinden olu?ur. A.HM kararlar.n.n icras.n. takipten sorumludur. yeni uyelerin kabulune karar verir. üye ulkelere yonelik tavsiye kararlar. alma yetkiside Bakanlar Komitesine aittir. AK GSnin haz.rlad... taslak butceyi onaylayan Bakanlar Komitesidir. AKde gozlemci 5 ulke Vatikan, ABD, Kanada, Japonya, Meksika. AK, 27 uyeye sahip ABden ayr. bir orguttur. .lke olarak Akya kat.lmayan hicbir ulke ABye kat.lmam.flt.r.
    2-Parlamenter Asamble(PA): 5 siyasi grup bulunmaktad.r. Sosyalist Grup, Avrupa Halklar.n.n Partisi, Avrupa .cin Liberallerin ve Demokratlar.n .ttifak., Avrupal. Demokrat Grubu ve Birleflik Avrupa Soludur. yasama yetkisi yoktur. Bir dany?ma meclisi niteli.i gosterir. A.HM yarg.clar.n. ve .nsan Haklar. Komiserini secme yetkisi PAdadyr. AK GS ve Yard.mc.s. ile PA GSni secme yetkisinede sahiptir. surekli olarak yukumluluklerini aksatan devletin ulusal delegasyonunu onaylamama ve geri cevirme yetkisine sahiptir
    3-Yerel ve Bolgesel Yonetimler Kongresi
    AiHM(59): Strazburgda kurulmu?tur. A.HSnin imzac. devletleri, bu uluslararas. antlaflmayla birlikte sadece kendi vatandafllar.n.n de.il, kendi yarg. alan. icindeki herkesin siyasi ve medeni haklar.n. korumakla yukumludur. yaflama hakk., ozgurluk ve guvenlik hakk., adil yarg.lanma hakk., cezalar.n yasall..., ozel hayat.n ve aile hayat.n.n korunmas., duflunce, vicdan ve din ozgurlu.u, ifade ozgurlu.u, dernek kurma ve toplanma ozgurlu.u, evlenme hakk.. A.HMye bireyler ve devletler ba?vurusunda bulunabilir. AK uyesi ve A.HSyi onaylamy? devlete karfl. yap.labilir. A.HMye ancak, uluslararas. hukukun genel olarak kabul edilen ilkeleri uyar. nca ic hukuk yollar.n.n tuketilmesinden sonra ve ic hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren alt. ayl.k bir sure icinde baflvurulabilir. Baflvurunun konu bak.m.ndan Sozleflme veya Protokollerinin hukumleriyle ba?daflmamas., dayanaktan ac.kca yoksun veya bireysel baflvuru hakk.n.n kotuye kullan.lmas. niteli.inde olmas. Halinde baflvuru kabul edilmeyecektir. Uyelik kriteri olarak A.HSfnin imzalan.p onaylanmas.n. AB belirlemi?tir.

    Avrupa Konseyi .nsan Haklar. Komiseri(99): AKye ba.l. ba..ms.z kurulmufltur. Temel amac. AK uyesi devletlerin insan haklar.na sayg.s.n. ve insan haklar.na fark.ndal...n. gelifltirmektir.
    Avrupa Konseyi Uluslararas. Sivil Toplum Orgutleri Konferans.: Bu Konferans arac.l...yla Avrupa Konseyi sivil toplumu hukumetler aras. eylemlere dahil edebilmekte parlamento uyeleri ile yerel ve bolgesel iktidarlar.n sivil toplumla iliflkilerini desteklemektedir.
    Venedik Komisyonu: AKnyn anayasal konularla ilgili dany?ma organ.d.r. uyelerin anayasa haz.rlama sureclerine, secimler ve referandumlar duzenlemesine yard.m eder; anayasa mahkemeleri ve ombudsmanlarla iflbirli.ine gider ve kendi alan.na dair uluslararas. cal.flmalar yapar, seminerler duzenler ve raporlar yay.mlar.
    Ak .zleme Mekanizmas.: i?kencenin Onlenmesi, Sosyal Haklar Komitesi, AK Yolsuzlu.a Kar?y Devletler Grubu, Ulusal Az.nl.klar.n Korunmas., Irkçyly?a ve Ho?gorusuzlu.e Kar?y AK, .nsan Ticaretine Kar?y Uzmanlar Grubu, Terorizmin Finansmas. ve Kara Para Aklanmas.yla Mucadele Tedbirlerinin De.erlendirilmesi Komitesi
    AK ve Turkiye: AKya 50de kat.lm.flt.r. AK PAda 12 asil, 12 yedek uyeyle temsil edilmektedir. A.HMye bireysel ba?vuru hakk. 87de tan.nm.?t.r. antla?malar aras.nda Ulusal Az.nl.klar.n Korunmas. Cerceve Sozle?mesi ile Avrupa Bolgesel veya Az.nl.k Dilleri ?art.da vard.r. Turkiyenin ABye adayl.k sureciyle birlikte yapt... mevzuat de?i?ikliklerinin yaratt... olumlu havaya ra.men insan ve az.nl.k haklar.n.n hala Turkiye ile AK aras.ndaki en gergin konuyu oluflturdu.unu soylemek mumkundur.
    AGIT(94): Avrupa-Atlantik bolgesinin Vancouverdan Vladivostoka kadar uzanan geni? co.rafyas.n.n en genifl kat.l.ml. uluslararas. orgutu AGiTtir. 2010 itibar.yla 56 uye ulkenin yer ald... orgut, 73te yola AGiK olarak c.kmy?tyr. uluslararas. orgutlerden ay.ran en onemli ozelli.i, bir orgutun devletlerden ayr. varolu?unu temellendiren en onemli belge olan kurucu bir antla?maya sahip olmamas., dolay.s.yla klasik bir uluslararas. orgut portresi cizmemesidir. Paris ?arty, AGYKin soguk savas sonrasy yönünü çizen temel belgedir.
    Helsinki Nihai Senedi(HNS)(75)
    35 devletin aras.ndaki iliflkilere rehberlik edecek bir .lkeler Bildirisi icermektedir:
    1. Egemen eflitlik ve egemenli.e sayg.
    2. Kuvvet kullanmaktan veya kuvvet kullanma tehdidinden kac.nma
    3. S.n.rlar.n ihlal edilmezli.i
    4. Ulke butunlu.unun korunmas.
    5. Anlaflmazl.klar.n bar.flc.l yollardan cozumu
    6. .cifllerine kar.flmama
    7. Du?unce, din, ve vicdan ozgurluklerinide kapsamak uzere insan haklar. ve temel ozgurluklere sayg.
    8. Halklar.n eflitli.i ve kendi kaderlerini tayin hakk.ndan yararlanmas.
    9. Devletler aras.nda iflbirli.i
    10. Uluslararas. hukuktan do.an yukumluluklerin iyi niyetle yerine getirilmesi





    Bu 10 ilke dy?ynda Helsinki Nihai Senedi 3 Sepet ad. verilen uc ayr. Boyuta sahiptir.
    1-Siyasi ve Askeri Boyut
    2-Ekonomi, Bilim, Teknoloji ve Cevre Alanlar.nda .flbirli.i Boyutu: Kat.l.mc. devletler aras.ndaki ticaretin gelifltirilmesi, sanayide iflbirli.ine gidilmesi ve ortak c.kara yonelik projeler uretilmesi, bilim ve teknolojide iflbirli.i ile ortak cevre sorunlar.na e.ilinmesi
    3-.nsani Boyut: Halklar aras.ndaki temas.n geli?tirilmesi, s.n.r de?i?likleri nedeniyle bolunen ailelerin birle?tirilmesi, farkl. devletlerin vatanda?lar.n.n evliliklerinin kolayla?tyrylmas., devletler aras.ndaki seyahatlere dair onlemlerin esnekle?tirilmesi, Devletlerin ve vatanda?lar.n.n kar?ylykly olarak birbirlerinin kulturlerinden haberdar olmalar.n.n sa.lanmas. ve E.itim alan.nda de?i?im ve i?birli.i de bu sepetin one c.kan konular.ndan biridir.
    AGYKten AGYTe: HNSile II.Dunya Sava?y sonras.nda Avrupada olu?an s.n.rlar.n ihlal edilmezli.i kabul edilmi? ve bu s.n.rlar.n me?ruiyeti tan.nm.?t.r. 94te gerceklefltirilen Budape?te Zirvesinde orgutun ad.n.n de?i?mesine yonelik al.nan kararla birlikte bu yeni kurumsalla?ma sureci tamamlanacaktyr.
    AG.Tin Yap.s. ve Faaliyetleri: AG.T bolgesine olan yak.nl.klar. ve kulturel, ekonomik, tarihi ve siyasi iliflkileri nedeniyle baz. Akdeniz Ulkeleri (M.s.r, Fas, Tunus, Urdun, Cezayir ve .srail) ile Japonya, Kore Cumhuriyeti ve Tayland orgute uye olmamakla beraber, .flbirli.i Ortaklar. ad. alt.nda AG.T icinde ozel bir statuye sahiptirler.
    Muzakere ve Karar-Alma Organlar.:
    1-Zirveler: Kat.lan devletlerin devlet ve hukumet baflkanlar.n.n periyodik toplant.lar.d.r. Helsinki, Paris, Helsinki, Budape?te, Lizbon, ‹stanbul ve Astana.
    2-Bakanlar Konseyi: Kat.lan devletlerin D.fliflleri Bakanlar.ndan oluflur.
    3-Daimi Konsey: Siyasi dan.flma organ.d.r.
    4-Guvenlik .flbirli.i Forumu: Silahlar.n kontrolu, silahs.zlanma ve guvenlik art.r.c. onlemler.
    Operasyonel Yap. ve Kurumlar
    1-Donem Baflkanl...
    2-AG.T Genel Sekreteri ve AG.T Sekretaryas.: AG.Tfin en yuksek idari sorumlusudur.
    3-Troykas.: ifllevi donem baflkanl...na tavsiyelerde bulunmakla s.n.rl.d.r. AG.Tfin gecmiflini, bugununu ve gelece.ini temsil eder.
    4-Parlamenter Asamblesi: amac. kat.l.mc. devletlerin parlamentolar. aras.ndaki diyalogu etkin hale getirmektir.
    5-Demokratik Kurumlar ve .nsan Haklar. Ofisi: AG.Tin insani boyuta yonelik ilgisinin en ac.k temsilcisidir. Faaliyet alanlary Ulusal insan haklar. kurumlar.n.n geli?tirilmesi, Ayr.mc.l...n onlenmesine yonelik cal.?malar yap.lmas., Sivil toplumun geli?iminin desteklenmesi, Secim gozlemcili.i yap.lmas.
    6-Ulusal Az.nl.klar Yuksek Komiserli.i(92): merkez Laheydedir. Yuksek Komiserin ac.k caty?maya donu?mu? gerilimlere mudahalesi soz konusu de.ildir.
    7-Medya Ozgurlu.u Temsilcisi(96): Ylk Temsilcisi 97de atanmy?t.r. Merkezi Viyanadad.r.

    6
    Bölgesel Ekonomik bütünle?meler: Co.rafi yak.nl.k, ekonomik, siyasal ve hatta askeri konularda yak.n iflbirli.i icinde olmak, ekonomik ve siyasal sistemlerin benzer olmas., yak.n tarihsel, sosyal ve kulturel ba.lar.n bulunmas., benzer ve ayn. zamanda rekabet edebilecek ekonomilere sahip olmak,
    Latin Amerikan Entegrasyon Birli?i(ALADY)(81): Arjantin, Bolivya, Brezilya, ?ili, Kolombiya, Ekvator, Meksika, Paraguay, Peru, Uruguay ve Venezueladan olu?an 11 uyeli ALADI Montevideo Anla?mas. ile kuruldu. Kurulu? amac. 11 uye aras.nda ekonomik i?birli.inin sa.lanmas.d.r. ALADI, Latin Amerikada bir ortak pazar olu?turulmas.n. amaclayan ve 60da kurulan LAFTAnyn yerini almy?tyr. ALADI, uye ulkelere ticaret, tarifeler ve teknolojik i?birli.i alanlar.nda hareket serbestisi tanymy? aralar.nda k.smi anla?malar imzalayabilmelerine olanak sa?lamy?tyr. MERCOSUR, ALADInin baz. uyeleri aras.nda bu olanaktan yararlan.larak kurulmu? ayr. bir butunle?me giri?imidir. uye ulkelerle, uye olmayan ulkeler aras.nda, orgutun di.er ulkelerine imtiyazlar verilmeksizin antla?malar yap.labilmesinide mumkun kylmy?tyr. ALADInin LAFTAdan bir di.er farky, uye ulkelerin geli?mi?lik duzeylerine gore, a?amal. olarak butunle?meye kat.lmalar.na olanak tan.mas.d.r ALADIyi kuran antla?ma, oldukca esnek bir bicimde, kat.lmak isteyen ulkelere kat. kurallar koymadan orgute uyelik olana.. sa.lam.flt.r. Kurumsal yap.s. da LAFTAdan farkl.d.r. ALADInin dort temel organ., D.fliflleri Bakanlar. Konseyi, De.erlendirme ve Uyum Konferans., Temsilciler Komitesi ve GS. Bolgesel Tarife Tercihi üye ulkelerin birbirlerine uye olmayanlara uygulad.klar. gumruk indirimlerini uygulamaktad.rlar. indirim, ayn. kategorideki ulkeler icin %20dir. Brezilya, Arjantin ve Meksika cok geli?mi?; ?ili, Kolombiya, Peru, Uruguay ve Venezuella orta geli?mi?; Bolivya, Ekvator ve Paraguay ise az geli?mi? synyflandyrylmy?tyr. And Ulkeleri; Venezuela, Kolombiya, Ekvator, Peru, Bolivya, Arjantin ve ?ili ulkelerinden olu?ur.
    Güney Ortak Pazary(MERCOSUR): AB ve NAFTAdan sonra dunyan.n 3. buyuk ortak pazar. olarak kabul edilen MERCOSUR, ABden etkilenilerek tasarlandy?yny gosteren hedefleri; Butunle?me icinde ortak bir kimlik kart. kullan.lmas., vize ayr.cal.klar., cat.?ma cozumu mekanizmalar. ve orgut icinde mal, sermaye ve insan hareketlili.inin tam bir serbestliye ula?tyrylmasy. belli ba?ly kurumlary, politikalar. saptayan Ortak Pazar Konseyi ve uygulama- uye ulkelerin politikalara uyup uymad...n. izleyen Ortak Pazar Grubu.
    Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anla?masy(NAFTA)(94): 57de imzalanan Roma anla?masy ile dunyan.n en buyuk ekonomik i?birli.i alanlar.ndan biridir. NAFTA, taraf 3 ulke ABD, Kanada ve Meksika aras.nda belirli mallar.n ve hizmetlerin serbest dola?.m.n.n sa.lanmas. amac.yla tarife ve tarife d.?y duzenlemelerin 15 y.l icerisinde ortadan kald.r.lmas.na dayanan bir anla?mad.r NAFTA bir gumruk birli.i duzenlemeside getirmemektedir. Taraf ulkeler 3. ulkelere kar?. kendi belirledikleri gumruk tarifelerini uygulamakta serbesttir. AB orne.inde oldu.u gibi sermaye ve mallar.n tamamen serbest dola?.m.da soz konusu de.ildir. Anla?ma cok gev?ek bir ekonomik entegrasyon modeline dayand...ndan, do.al olarak uluslarustu hicbir kurum yada mekanizmada olu?turulmam.?t.r. kurumsal organlary;

    1-Serbest Ticaret Komisyonu: temel gorevleri antla?man.n uygulanmas.n. denetlemek, taraf devletler aras.nda c.kabilecek anla?mazl.klar. cozmek, kurulabilecek komiteleri ve cal.?ma gruplar.n. idare etmek ve anla?man.n uygulanmas.yla ilgili etkide bulunabilecek di.er hususlar. gozden gecirmektir.
    2-Sekreterya
    Avrupa Serbest Ticaret Birli?i(EFTA)(60): Stockholmde imzaland.. AETyi kuran Roma Antla?mas.nda kurucu ulkeler di.er Avrupa ulkelerinede ça?ryda bulunarak toplulu?a kat.lmalaryny istediler. Kurucu üyeleri .ngiltere , Avusturya, Danimarka, Finlandiya, .svec, .svicre, Norvec ve Portekizdir. amaclary; tam istihdam.n sa.lanmas., hayat seviyesinin yukseltilmesi, ekonomik istikrar.n korunmas., dunya ticaretinin geli?mesine katk.da bulunmak ve ulkeler aras. ticarette adil rekabetin sa.lanmas. ve uye ulkelerde uretilen ham madde arz.n.n dengelenmesi. Avrupa ekonomik alan. yaratma yonundeki goru?melerin, 94te imzalanan Avrupa Ekonomik Alan. Antla?mas.yla EFTA uyelerinin AB uyesi olmadan AB Tek Pazaryndan yararlanmalar.n. sa.lamaktad.r. .ngiltere ve Danimarka EFTAdan ayr.larak, 73te AET uyesi olmu?tur. temel hedefleri;
    1-Eme.in serbest dolafl.m.
    2- Avrupa Merkez Bankas.n.n kurulmas.
    3- Hizmet ve sermaye hareketlili.inin sa.lanmas.
    4- 3.ulkelere tek bir politika izlenmesi
    temel organlar.;
    1-Konsey: Stockholm Konvansiyonunun uygulanmas.n. gozetmek, sorunlar.n cozumunu sa.lamak ve di.er ulkeler ve uluslararas. kurulu?larla ili?kilerin yurutulmesidir.
    2-Parlamenterler Komitesi uye ulke halklar.n.n orgutle do.rudan ba? kurabilmesini sa.lamak.
    3-Dany?ma Komitesi: Uye ulkelerin i?çi ve i?veren sendikalar.n.n temsil edildi.i sosyal bir forum i?levini gormektedir.
    4-Sekreterya: aktivitelerini koordine etmek ve orgutun tum kaynaklar.n.n kullan.m.ndan sorumludur.
    5-Gozetim Otoritesi: ki?ilerin ve piyasada yer alan tum kesimlerin haklar.n. kullan.rken kar?y kar?yya kalabilecekleri ihlalleri engellemeyi amaclamaktad.r.
    6-Mahkeme
    Güneydo¤u Asya Uluslar Birli¤i (ASEAN)(67): Vietnam Sava?yla komünist geni?lemeye kar?› Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur taraf›ndan kurulan örgüttür.









    Asya-Pasifik Ekonomik Y?birli?i Örgütü(APEC): kurucu uyeleri; Avustralya, Brunei, Kanada, Endonezya, Japonya, Guney Kore, Malezya, Yeni Zelanda, Filipinler, Singapur, Tayland ve ABD idi. Orgutun kurulu?u 89a kadar gitsede, temel hedeflerinin ne olaca..n.n belirlenmesi 94ü bulmu?tur. Bu durum orgutun esnek, oyda?maya dayal., ulusal yetkilerin devrinden cok uluslararas. anla?malar sistemine dayal. i?birli.i fikrini esas alan, burokratikle?meden kac.nan yap.s.yla ilgilidir. Bogor kentinde yapylan toplantyda temel hedefler ?unlard.r;
    1-Ticaretin ve yat.r.m.n serbestle?tirilmesi,
    2-ktisadi ve ticari faaliyetlerin kolayla?t.r.lmas.,
    3-Ekonomik ve teknik iflbirli.i.
    Orgutun ust duzey komiteleri flunlard.r;
    1-Ticaret ve Yat.r.m Komitesi
    2-Ekonomik Komite: uye ulkeler aras.ndaki serbest ticareti ve yat.r.mlar. engelleyen olgular.n kald.r.lmas..
    3-Ust Duzey Yetkililer Ekonomik ve Teknik .flbirli.i .cra Komitesi:
    4-Butce ve Yonetim Komitesi:
    Osaka Eylem Ajandasy: Gumrukler, gumruk dy?y k.s.tlamalar, hizmetler, yat.r.m, standartlary, uyum, gumruk mevzuatlar., fikri haklar, rekabet politikas., kamu al.mlar., piyasa duzenleme ve duzenleyici kurallar.n.n gozden gecirilmesi, Dunya Ticaret Orgutu yukumlulukleri, anla?mazl.klar.n uyu?turulmas., i? adamlar.n.n hareketlili.i, bilgi toplama ve analiz.
    Avrasya Ekonomik Toplulu?u(EurASEC): Kazakistan, K.rg.zistan, Tacikistan ve Belarus, Rusya ve Özbekistan kurucu ülkelerdir. Moldova, Ukrayna ve Ermenistan orgute gozlemci statusunde uyedirler. orgutsel yap.s.;
    1-Devletleraras. Konsul: devlet ve hukumet baflkanlar.nca oluflturulan Konsul, orgutun en yuksek karar organ.d.r. temel fonksiyonlar.;
    . Uye devletlerin genel c.karlar.yla ve toplulukla ilgili temel konularda karar almak,
    . Strateji belirlemek, entegrasyonla ilgili konular. de.erlendirmek ve toplulu.un hedefleri ve amaclar.n. gerceklefltirmek icin karar vermek.
    2-Entegrasyon Komitesi: orgutun idari organ.d.r. Komitenin en onemli gorevleri;
    . Orgut organlar. aras.nda iflbirli.ini sa.lamak,
    . toplant. gundemiyle ilgili oneriler, karar taslaklar. ve belgeleri haz.rlamak,
    . Orgut butcesini haz.rlanmas., ilgili oneriler yapmak ve butcenin icras.n. takip etmek,
    . Konsul taraf.ndan al.nan kararlar.n uygulanmas.n. takip etmek,
    . Orgutun sektorel iflbirli.i kurumlar.n.n aktivitelerine dan.flmanl.k yapmak.
    . Orgutun duzenli ve etkili bir bicimde cal.flmas.n. sa.lamak,
    . Uye ulkeler aras.nda iflbirli.ini guclendirmek ve entegrasyonu derinlefltirmek icin taraflar aras.nda uyumu sa.lamak,
    . Orgut ile uye devletlerin ilgili kurumlar. ve orgutleri aras.nda karfl.l.kl. etkileflimi sa.lamak.
    3-Sekreterya: Genel Sekreter Orgutun en yuksek dereceli yoneticisidir
    4-Parlamentolararas. Asamble:
    5-Topluluk Mahkemesi: hayatiyet bulamayan bir organ. durumundad.r.
    Körfez Y?birli?i Konseyi(KYK)(81): Abu Dabide kuruldu. Uyeleri BAE, Bahreyn, Suudi Arabistan Krall..., Umman Sultanl..., Katar ve Kuveytdir. Amaclary;
    1-uye devlet aras.nda, tum alanlarda koordinasyon ve butunleflmenin sa.lanmas.
    2-uye devletlerin vatandafllar. aras.nda iflbirli.i, iliflki ve ba.lar.n guclendirilmesi
    3-ekonomi, finans, ticaret, gumruk uygulamalar.
    4-turizm, yonetim gibi alanlarda benzer ve uyumlu duzenlemeler oluflturulmas.
    5-endustri, madencilik, tar.m, su ve hayvan kaynaklar. gibi alanlarda bilimsel ve teknolojik ilerlemenin desteklenmesi
    6-bilimsel araflt.rma merkezlerinin, ortak giriflimlerin kurulmas. ve ozel sektordede iflbirli.inin sa.lanmas.
    temel organlary;
    1-Yüksek Konsey: karar alma organ›d›r. üye ülkelerin devlet ba?kanlar›ndan olu?ur. ba?kanl›¤› her y›l, alfabetik s›raya göre dönü?ümlü olarak yürütülür. Y›lda bir kez düzenli olarak toplan›r. GCC’nin temel politikalar›n› belirler, alt birimlerce haz›rlanan raporlar› ve önerileri inceleyerek kararlar al›r, Genel Sekreteri atar.
    2-Dany?ma Konseyi: her üye ülkeden seçilen be? uzmandan olu?ur ve amaçlara uygun olarak Konsey taraf›ndan belirlenen konularda çal›flmalar yapar.
    3-Bakanlar Konseyi: Üye ülkelerin d›fliflleri bakanlar›ndan oluflan Bakanlar Konseyi, örgütün amaçlar› do¤rultusunda projeler ve öneriler haz›rlar.
    4-Genel Sekreterlik: Yüksek Konsey taraf›ndan atan›r ve örgütün yürütme organ›d›r.
    5-Anlaflmazl›klar›n Çözümü Komisyonu: Örgütün üyeler aras›ndaki anlaflmazl›klar› çözmek.
    En cok ihracat yapt.klar. ulkeler Japonya, Kore, Cin, Singapur ve Tayland iken ithalat ortaklar.n.n bafl.nda AB ve ABD gelmektedir.
    Afrika Birli?i Örgütü: amaclar;
    1-somurgelefltirme ve .rk ayr.mc.l...n.n kalan izlerinin silinmesi
    2-Afrika devletleri aras.nda birlik ve dayan.flman.n desteklenmesi
    3-kalk.nma icin iflbirli.inin koordine edilmesi ve yo.unlaflt.r.lmas.
    4-uye ulkelerin ulkesel butunluk ve egemenliklerinin korunmas.
    5-Birleflmifl Milletler cercevesinde uluslararas. iflbirli.inin gelifltirilmesi.
    Organlary;
    1-Genel Kurul(en yüksek)
    2-Bakanlar Konseyi
    3-Komisyon,
    4-Surekli Temsilciler Komitesi
    5-Bar.fl ve Guvenlik Konseyi
    6-Pan-Afrika Parlamentosu,
    7-Ekonomik, Sosyal ve Kulturel Konsey,
    8-Adalet Divan.
    9-Ozel Teknik Komite.


    7
    Sui Generis Örgütler
    1-Ba..ms.z Devletler Toplulu.u
    2-fiangay .flbirli.i Orgutu
    3-islam .flbirli.i Orgutu
    4-Arap Ligi
    BA.IMSIZ DEVLETLER TOPLULU.U: amaclary;
    . Siyasal, ekonomik, ekolojik, insani, kulturel ve di.er alanlarda iflbirli.i,
    . Ortak ekonomik alan, devletleraras.nda iflbirli.i ve butunleflme cercevesinde uye devletlerin dengeli ekonomik ve toplumsal kalk.nmas.n. sa.lamak,
    . Uluslararas. hukukca benimsenmifl evrensel ilke ve normlarla AG.K belgeleriyle uyumlu bicimde insan haklar. ve ozgurluklerinin sa.lanmas.,
    . Uluslararas. bar.fl ve guvenli.in sa.lanmas.nda uye devletler aras.nda iflbirli.i,
    . Silahlanma ve askeri harcamalar.n azalt.lmas., nukleer ve di.er kitle imha silahlar.n.n ortadan kald.r.lmas. ve evrensel/kapsaml. bir silahs.zlanma icin etkin onlemlerin al.nmas.,
    . Uye devlet vatandafllar.n.n iletiflim ve dolafl.m ozgurluklerinin sa.lanmas.,
    . Di.er hukuksal alanlarda karfl.l.kl. hukuki yard.m ve iflbirli.inin sa.lanmas.,
    . Uye devletler aras.nda anlaflmazl.k ve cat.flmalar.n bar.flc.l yontemlerle cozumu.
    Toplulu.un temel organlar.;
    1-Devlet Baflkanlar. Konseyi
    2-Hukumet Baflkanlar. Konseyi
    3-D.fliflleri Bakanlar. Konseyi
    4-Savunma Bakanlar. Konseyi
    5-S.n.r Birlikleri Komutanlar. Konseyi
    ,6-Parlamentolararas. Asamble
    7-Ekonomi Mahkemesi
    8-Yurutme Komitesi
    BDT uyesi olup ulkesinde cat.?ma ya?ayan devletler Azerbaycan, Gurcistan, Moldova ve Tacikistandyr. BDTyi di.er uluslararas. orgutlerden ay.ran ozellik üye devletlerin baz. organ ve kararlara kat.lmayabilmesidir. BDT uyesiyken ayr.lan devlet Gurcistandyr.
    ?angay Y?birli?i Örgütü: Üye ülkeler;
    1-Çin
    2-Rusya
    3-Kazakistan
    4-Kyrgizistan
    5-Tacikistan
    ?angay be?lisi olarak tanymlanan yapy Özbekistanyn katylymyyla ?angay i? birli?i örgütüne dönü?mü?tür. ilkelerini, karfl.l.kl. guven, karfl.l.kl. fayda, dayan.flma, kulturel farkl.l..a sayg. ve ortak bir gelece.e yonelme Ana amaclarsa karfl.l.kl. guveni ve uyeler aras. iyi iliflkileri guclendirmek; siyaset, ticaret, ekonomi, bilim ve teknoloji, kultur, e.itim, enerji, ulafl.m, turizm, cevre koruma vb. alanlarda etkin iflbirli.ini art.rmak; bolgede bar.fl, guvenlik ve istikrar. sa.lamak, korumak ve surdurmek icin ortak caba gostermek ve yeni demokratik, adil ve makul bir siyasi ve ekonomik uluslararas. duzen kurmaya yonelmek olarak ifade edilmifltir. Orgutun organlary;
    1-Devlet Baflkanlar. Konseyi: en üst karar organy.
    2-Hukumet Baflkanlar. Konseyi
    3-D.fliflleri Bakanlar. Konseyi
    4-Ulusal Koordinatorler Konseyi
    5-Sekretarya
    6-Bolgesel Anti-Teror Yap.s..
    Mo.olistan, Hindistan, Pakistan ve iranda gozlemci statusune sahiptir. orgutun amac ve ilkelerini paylaflan ve karfl.l.kl. yarar ilkesine dayal. iliflkiler tesis etmek isteyen devlet ya da orgutolarak tan.mlanan diyalog partnerleridurumundad.r. ABDnin fiangay .flbirli.i Orgutune gozlemci uye olma baflvurusu 2005te reddedilmifltir.
    Diyalog partneri: örgütün amaç ve ilkelerini paylaflan ve karfl›l›kl› yarar ilkesine dayal› iliflkiler tesis etmek isteyen devlet ya da örgüt olarak tan›mlanan. diyalog partneriolarak iliflki kurdu.u ulkeler Belarus, Sri Lanka ve Turkiyedir.
    Yslam Y?birli?i Örgütü: Gozlemci uyeler Bosna Hersek, KKTC, Orta Afrika, Tayland ve Rusyad.r. islam i?birli.i Orgutunun 2012 y.l.nda 57 uyesi bulunmaktad.r. BMden sonra en fazla uyeye sahip uluslararas. kurulu?tur. 2011de Astanada toplanan Zirvede islam Konferans. Orgutu .slam i?birli.i Orgutune donu?mu?tur. amaclar.;
    . Uye ulkeler aras.nda .slami dayan.flmay. gelifltirmek ve teflvik etmek,
    . Ekonomik, sosyal, kulturel, bilimsel ve di.er faaliyet alanlar.nda uye ulkeler aras.nda i?birli.ini guclendirmek, uluslararas. kurulu?larda uye ulkeler aras.nda dayan.?may. sa.lamak,
    . Irk ay.r.m.n.n ve somurgecili.in her fleklini ortadan kald.rmaya gayret etmek,
    . Uluslararas.nda bar.fl ve guvenli.i desteklemek icin gerekli her turlu tedbiri almak,
    . .slam dunyas.n.n kutsal mekanlar.n.n korunmas. amac.yla uye ulkeler aras.nda gerekli iflbirli.ini sa.lamak, Filistin halk.n.n iflgalci guclere karfl. verdi.i mucadeleye sa.lanan deste.i koordine ederek Filistin halk.n.n haklar.n.(self-determinasyon da dahil) tekrar kazanmas., topraklar.n. kurtarmas. Ve egemenli.ini tesis etmesi icin yard.mda bulunmak,
    . Butun Musluman toplumlar.n onur, ba..ms.zl.k ve milli haklar.n. korumak amac.yla verdikleri mucadelelerini desteklemek,
    . Cocuklara ve genclere .slam de.erlerinin o.retilmesinin yan. s.ra e.itim yoluyla kulturel, sosyal, moral ve ahlaki de.erleri guclendirmek,
    . Uye ulkeler ile di.er ulkeler aras.nda iflbirli.i ve karfl.l.kl. anlay.fl. gelifltirmeye yonelik elveriflli ortam. yaratmakt.r.
    temel ilkeleri; uyelerin ulkelerin eflitli.i, uyelerin birbirilerinin icifllerine kar.flmama, her ulusun kendi gelece.ini belirleme hakk.n.n kabul edilmesi, uyeler aras.nda c.kabilecek anlaflmazl.klar.n bar.flc. yollardan cozumlenmesi, uyelerin birbirilerinin toprak butunlu.une ve siyasi ba..ms.zl...na sayg. Gostermesi ve bu konuda kuvvete baflvurulmamas.


    Temel Organlary;
    1-.slam Zirvesi
    2-D.fliflleri Bakanlar. Konferans.
    3-Genel Sekreterlik
    daimi komiteler;
    1-Kudus Komitesi
    2-Enformasyon ve Kulturel .fller Daimi Komitesi
    3-Ekonomik ve Ticari .flbirli.i Daimi Komitesi(Türkiye tarafyndan yürütülmektedir)
    4-Bilim ve Teknolojik .flbirli.i Daimi Komitesi
    .slam Kalk.nma Bankas.: amaclar.;
    . Uye ulkelerdeki kurulufllara veya verimli projelere sermaye ifltirakinde bulunmak,
    . Uye ulkelerdeki kamu ve ozel sektor projelerine kredi sa.lamak,
    . Uye ulkeler aras.ndaki ticaretin gelifltirilmesine yard.mc. olmak ve bu do.rultuda cal.flmalar yapmak,
    . Uye ulkeler aras.nda teknik iflbirli.ini gelifltirmek ve teknik yard.m sa.lamak,
    . E.itim faaliyetlerinin yan. s.ra ekonomik konularda araflt.rma yapmak ozetlenebilir.
    Bankan.n uc temel organ. vard.r;
    1-Guvernorler Kurulu: En yetkili organ.
    2-.cra Direktorleri Kurulu: Yönetim kurulu.
    3-Baflkan.
    Banka Odunc Finansman., Teknik Yard.m, Leasing, Taksitli Sat.fl, Eflit Kat.l.m Kar Ortakl..., .stisna, Murabaha ve Finansman Hatt. finansman araclar.n. kullanmaktad.r.
    Arap Ligi: 44te 5 Arap ulkesi .skenderiye Protokolu ile Arap Birli.ifnin temeli atm.flt.r.
    temel ilkeleri;
    1-uyeler ulkeler aras.ndaki sorunlar.n bar.flc. yollardan cozulmesi
    2-ulkelerin egemenlik ve toprak butunlu.une sayg. gosterilmesi
    3-uyeler aras.ndaki sorunlar.n cozumunde Konseye onemli gorevler verilmesi ve uye ulkelerden birine sald.r. veya sald.r. tehdidi olmas. Durumunda Konseyin karar. ile di.er uyelerin mudahalesi taahhut edilmifltir.
    amaclar.;
    1-Uye ulkeler aras.nda iflbirli.ini gelifltirmek
    2-Uye ulkelerin ba..ms.zl.klar.n. korumak
    3-Uye ulkelerin egemenliklerini korumak
    4-Uye ulkelerin politikalar.n. koordine etmek







    8
    Hukumet D.fl. Uluslararas. Orgutler: Hukumet d.fl. uluslararas. orgutler, devletlerin/kamu gucunun kurdu.u, yuruttu.u kurumlar.n d.fl.nda ortaya c.kan uluslararas. sivil yap.lard.r.
    Hükümet Dy?y Uluslararasy Örgütlerin Tanymy: BM amac ve ilkelerine uygun hareket etmesi, faaliyet alan.nda genel kabul gormufl ve temsil niteli.ini haiz olmas., merkezi ve temsilcisi bulunmas. Yani kurumsal varl.k ve sureklilik arz etmesi, devletler/hukumetler aras. bir anlaflmayla kurulmam.fl olmas. AK platformunda gecerli olacak flekilde s.ralanan olcutlere gore, kar amac. gutmeme/gonulluluk, uluslararas. yarar gutme, taraf bir devlet ic hukukuna uygun kurulma, en az iki devlette faaliyet gosterme ve taraf devletlerden birinde merkezi olma olcutlerinin karfl.lanmas. gerekmektedir. AK, bunun d.fl.nda, 2001-2002 doneminde de ceflitli resmi cal.flmalar yapm.fl ve ceflitli temel ilkelerbelirlemifltir. Bu cercevede orne.in, siyasi partilerin kapsam d.fl. oldu.u belirtilmifl, tuzel kiflili.in flart olmad... vurgulanm.fl ve faaliyetlerden elde edilen kazanc.n yine faaliyetlerde kullan.labilece.i ama uyelere da..t.lamayaca.. not edilmifltir. Hükümet dy?y örgütlerde en syk ölçütler; gonulluluk/kar amac. gutmeme ilkesi, Uluslararas.(toplumsal) yarar gutme olcutü.
    Uluslararasy Af örgütü: Ynsan haklaryna saygy gösterilmesi ve bu haklaryn korunmasy konusunda çaly?an insanlaryn olu?turdu?u uluslar arasy alanda tanynan küresel hareket.
    UAO, gunumuzde kendi temel misyonunu floyle s.ralamaktad.r:
    . Kad.nlar.n, cocuklar.n, az.nl.klar.n ve yerel halklar.n haklar.,
    . .flkenceye son verme,
    . .dam cezas.n.n kald.r.lmas.,
    . Fikir mahkumlar.n.n, s...nmac.lar.n ve gocmenlerin sorunlar. ve haklar.,
    . Siyasi suclular.n haklar.,
    . .nsan onurunun korunmas..
    Orgutlenme:
    1-Uluslararas. Konsey: en ust duzey yonetim organ..
    2-Uluslararas. Yurutme Komitesi
    3-Sekretarya: sureklili.ini ve devaml.l...n.. sa.layan kilit organ.
    UAO karanl..a kufredece.ine bir mumda sen yakanlayy?yndan esinlenerek ve mevcut sorunlara, engellere ve mahkumiyetlerede dikkat cekerek dikenli telle cevrilmi? bir mum ?eklinde bir amblem benimsemi?tir.
    Ulke Kural.: UAOnun kendisini benzer bircok hukumet dy?y orguttende ay.ran en onemli cal.flma ilkesi. orgut temsilcilikleri bulunduklar. ulkede hak ihlaline u.rayanlarla ilgili raporlama yapamamaktad.r.
    UAOya Yonelik Ele?tiriler: Küresel yerel de?erlere dikkat edilmedi?i, batyly devletlerin müttefiklerine daha anlayy?la yakla?ty?y, ba?y?çylaryn bir kysmynyn batyly oldu?u, batyly devletlerin insan haklary ihlallerine yo?unla?masy, seçici, önyargyly, anlayy?syz oldu?u.
    Ynsan Haklary Yzleme örgütü(78): Orgutunun 88de tek bir ?emsiye alt.nda toplanmas.yla olu?turulmu?tur. Her y.l .nsan Haklar. Savunucusu Odulu verir.

    Ye?il Bary?(71): kuresel duzeyde cevre sorunlar.na kar?y mucadele veren en onemli hukumet dy?y uluslararas. orguttur. 72de BM .nsan ve Cevre Konferans. neticesinde imzalanmy? olan Stockholm Deklarasyonu, cevre hakk.konusunda uluslararas. duzeydeki ilk ve en onemli belgedir. Greenpeacein, cal.flmalar yuruttu.u temel konular flunlard.r:
    . Okyanuslar ve yafll. ormanlar.n korunmas.,
    . .klim de.iflikli.ini durdurabilmek icin fosil yak.tlar.n kademeli olarak sonland.r.lmas. ve
    yenilenebilir enerjilerin teflvik edilmesi,
    . Nukleer silahlanma ve nukleer kirlili.e son verilmesi,
    . Zehirli kimyasallar.n ortadan kald.r.lmas.,
    . Genleri ile oynanm.fl organizmalar.n do.aya b.rak.lmas.n.n onlenmesi.
    Uluslararasy Kyzylhaç(1863): .talyan birli.inin sa.lanmas.yla sonuclanacak surecteki sava?lardan 1859 Solferino Muharebesine tan.k olan .svicreli i? adam. Hanry Dunantyn sava? alan.nda yaral.lar.n ve sivillerin durumu kar?.s.ndaki insanirahats.zl...yla ba?lam.?t.r. uluslararas. iliflkilerin aktorleri
    I. Hukumetleraras. orgutler
    II. Hukumet d.fl. orgutler
    III. Devletler
    IV. Bireyler
    BMde dan.flmanl.k statusu elde etmek isteyen hukumet d.fl. orgutlerin sahip olmas. gereken ozellikler
    1- BM amac ve ilkelerine uygun hareket etmesi
    2-Faaliyet alan.nda genel kabul gormufl ve temsil niteli.ine sahip olmas.
    3-Kurumsal varl.k ve sureklilik arz etmesi
    4-Devletler/hukumetler aras. bir anlaflmayla kurulmam. fl olmas.




  • İyi günlür hocam adalet notlarına ihtiyacım var sitede bulamadım yardımcı olurmusunuz ?
  • Helal olsun güzel çalışma olmuş..
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.