Japon'lar silmiş süpürmüş, Alman'ların esamesi yok listede. (4. sayfa)

coğrafya biraz zayıf galiba? arap ülkesi dedim. somali hangi kıtada?

- Kompleks dizaynlar ve çözümler üretmeye çalışmaktan kaçınmamak. almanlar örneğin eğer bir direksiyon kutusundaki elektrik motorunu zor bir yere özel bir tasarım yapıp yerleştirince daha iyi bir sonuç alıyorsa, bunu denemekten çekinmiyor. erişim-tamir zorluğu, sistemin bakım/söküm için özel bir toolkit gerektirmesi veya daha sonra çıkabilecek beklenmeyen bir durum onları pek ırgalamıyor, kullanım klavuzuna veya servis bakım check prosedürüne 20binde bir kontrol yazıp, acayip karmaşık ve teknik ve ustalık gerektiren söküm-takım prosedürü hazırlayıp topu servislere ve dolayısı ile müşteriye atabiliyorlar.

Japonun ekseriyeti böyle yapmaz. mevcut kendini ıspatlamış dizaynı iyileştirmeye çalışır sürekli. çoğu yere el kol girer, parçalar tanıdıktır, bir lokma seti yüz parçayı açar, özel uzmanlık gerektirmez çoğu işlem.

- Yapılan işin tasarım mantalitesi. japon der ki, ben şu parçayı en uygun maliyetle ama en kötü kullanım, en pis kullanıcının, en zor koşulların gerektirdiği şekilde nasıl üretebilirim? bu mantık da seni çoğunlukla basitliğe ve yalınlığa götürür.

- Alman uğraşır didinir parayı saçar süper bişi icat eder ama o dizaynı tam olarak tasarladığı biçimde kullanılmasını ister. kullanım koşullarının dışına çıkılır da sorun olursa sorumluluk almazlar. bu durum da özellikle ileri yaşlara gelmiş alman araçlarında problem oluyor.

bu meseleler bu arada fabrikalardaki otomasyon teknolojileri için de geçerli. Almanlarda üretim teknolojisi çok üst düzey ama fail rate daha yüksek, japonlar ise sürekli mevcut üretim süreçlerini ufak ufak geliştiriyorlar ve hala emek yoğun, teknikler görece daha eski, makinalar daha eski hala daha lazer kaynaksız üretilen bir sürü japon arabası var ama iş görüyorlar işte. Alman otomobillerinin fabrikalarını o ultra modern robotları izleyince bile aklı çıkıyor insanın o teknolojiye.

Almanları bilmemde fransızlar mazotla uçabilen kapasiteye sahip motorlar üretmiş. Ve ben bunun tadını aldım. Atmosferik benzinli toyotaya binip bana bahşedilmiş ufacık bir ömrü o moktan motora sahip arabalarla harcayamam.

Ya kimse fark etmemiş ya da dile getirmeye çekinmiş. Ama şu kısmı da atlamayın arkadaşlar; listedeki araçların motor hacimleri ülkemizde kullanılanların çok üzerinde. Bir ara toyota camry getirmiyordu. Çünkü düşük hacimde motor yoktu.

Bu listede de şunu sorgulamak lazım, daha yüksek hacimli motorlar daha mı dayanıklı? Hani soruyorsunuz ya almanlar neden listede yok diye, almanların genelde kullandıkları motor hacimleri düşük. Bu biraz emisyon ile biraz da yakıt tasarrufu ile ilgili belki ama uzun ömürlü olan ve genel olarak masraf çıkarmayan araçlar yüksek hacimliler mi acaba?

buram buram önyargı, buram buram bilgisizlik. lexus ile acura'ya bindin mi diye soracağım da hayatında duymamışsındır böyle markaları  

%100 doğru :) hatta özellikle özel bir araca falan niyet yoksa -atıyorum bir Lexus modeli veya Mx5, GT86 vs- sıfırdan japon almak bizim gibi avrupa/almanya dibi, gümrük birliğine tabi ve düşük motor hacminin kıymetli olduğu bir ülke için pek anlamsız geliyor bana da. yerli montaj bir japon gerçekten ucuzsa ancak bir mantığı olabilir veya çok uzun dönem kullanım düşünülüyorsa.

ama konu bahis Amerika gibi ülkelerde iş tam tersi ve sorunsuzluk -reliability- çok çok önemli günlük araçlarda. arabaya sahip olmak ucuz, yürütmek pahalı, yıllık yapılan ortalama mil çok yüksek.. seyyah gibi durmadan yol gidiyor arabalar. bütün pazar bu doktrin çerçevesinde şekillenmiş. bu yüzden bu tip araştırmalar çok sık yapılıyor.

Daha önce 2011 Golf 6 1.6 TDi şimdilerde ise 2021 Civic HB VTEC Turbo sahibi olarak birkaç şey söylemek istiyorum.

Golf 10 yaş küçük olmasına rağmen kalite konfor bakımından Civic'in yanında Rolls Royce kalır. İnsanlar her zaman Golf 7 veya 7.5'u en iyi Golf olarak görse de kalite konfor konularında gelmiş geçmiş en iyi Golf, Golf 6'dır.

Civic bu konuda çok aşağılarda kalıyor. Hadi süspansiyonları geçiyorum çünkü hothatch tarzı yavru Type-R olarak nitelendirilen bir araba. Bundan mütevellit sert bir şasi ile süspansiyonlara sahip. Eğer bir Anadolu ilçesinde yaşıyorsanız bu süspansiyonlarla böbrek düşürürsünüz. Genel malzeme kalitesi Golf 6'nın arka yaşam alanına bile yaklaşamıyor.

İzolasyondan bahsetmiyorum. Civic ile yol gitmek işkence. Güzelim araca neden yalıtım yapmamışlar anlam veremiyorum. Civic'i geçtim benzer Japon grubu araçları da bu seviyede. Resmen yalıtımsız bırakılmış araçlar.

Kaporta kalitesine gelirsek evet Golf burada da bir adım önde lakin öyle çok abartılacak bir fark göremedim. Evet tok kapı sesi yok, kaput teneke sesli lakin kalan bölgelerde Golf ile hemen hemen aynılar. Aracım İngiliz üretimi HB Civic, diğer tüplü TC üretimi Civic'ler gibi göçme boya atma sorunu yaşamadım. Boya konusuna gelirsek Civic ne yazık ki burada da geride kalıyor. Taş izleri hemen kaputta kendini belli ediyor. Golf bu konuda bir tık daha iyi.

Geriye kalan her konuda Civic diyorum. Yaşam alanı, bagaj, yürüyen, donanım, cvt (eleştireceksiniz ama 182 hp fena değiller tabiki bir dsg edc tarzı değil ama iş görüyor) motor, yol tutuş, sürüş zevki...

C HB özelinde bir karşılaştırma yaptım gördüğüm bildiğim kadarıyla diğer sınıflarda da üç aşağı beş yukarı aynı durumlar var. Lakin listedeki Japonları kötüleyenlerde lütfen bir daha otomobil bölümüne girmesin. Accord ve CRV haricini Türkiye'yi geçtim Avrupa ve memleketleri Japonya yollarında zor görürsünüz.

Özetle şuan yeni bir araç almak istesem. Sanırım Alman tercih ederdim. 0 km Passat SW çok ilgimi çekiyor.