Şimdi Ara

İZMİR KENT REHBERİ | Gelenler, Gelecek Olanlar ve Gelmek İsteyenler İçin (12. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
246
Cevap
67
Favori
104.232
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
14 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sene 2017 , üniversite tercihi yapacaklar icin Izmir hala önerilecek bir sehir midir ?
  • Şu an izmir - çeşme'deyim. Dün öğleden sonra izmir'e indim, gece geç saate kadar konak, kordon taraflarındaydım. Arabayı bırakacak yer zor buldum. Bütün izmir'de otopark sorunu var. Alsancak'daki ibis otel'in önünde bir otopark var, baya geniş oraya bıraktım. Alsancak tarafı öğrenci mekanı. Mekanlar çok basit, öğrenci işi. Bugün çeşme'de babylon ya da kafe pi beach club'lardan birine gideceğim. Deneyimlerimi anlatırım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 2 günlüğüne İzmir'e gideceğim. Bilet 35'i nereden temin ediyoruz? Otogarda alabilir miyiz? Bu da izmir kent kart gibi otobüste vapurda metroda vs geçerli mi? Linkte verilen e shota baktım ama bulamadım gerekli bilgiyi.
  • MEGAKÖYdür izmir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kuroki

    2 günlüğüne İzmir'e gideceğim. Bilet 35'i nereden temin ediyoruz? Otogarda alabilir miyiz? Bu da izmir kent kart gibi otobüste vapurda metroda vs geçerli mi? Linkte verilen e shota baktım ama bulamadım gerekli bilgiyi.

    Kentkart bayilerinden alabilirsiniz, otogarda da bir tane olacaktı diye düşünüyorum.
    Vapur, metro hepsinde geçerli.
    Otogarda bayi yoksa, alamadıysanız, toplu taşımaya binip birinden basmasını rica edebilirsiniz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tiberius Caesar Augustus

    MEGAKÖYdür izmir.



    Bir daha gelmezsiniz olur biter.
  • Ekim'in ilk haftası hafta sonu için izmir'e geleceğiz. Ya izmir de kalacağız ya da Alaçatı'ya geçmeyi düşünüyoruz. O dönem de Alaçatı nasıl olur acaba fikrinizi alırsam ne güzel olur.
  • Bekleyelim biraz o zaman.Ekimde bakarım

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • dozdoz kullanıcısına yanıt
    Ekim'de Alaçatı boş, ıssız, terk edilmiş, inin cinin top oynadığı bir yer.
  • ekmek arası sakız kullanıcısına yanıt
    yaşayıpta beğenmeyenlere de terket dersin o zaman. düzeltmek adına eylemde bulunmak üzere.

    megaköy biraz kinaye içerse de şu söz daha doğru olacaktır, iklimi doğası, yüzey durumu, nüfusu, insanların eğitim düzeyi, ekonomik çeşitliliğine potansiyelini yansıtmayan şehirdir İzmir.

    Dahası çok fazla göç almaya başlaması ve buna önlem alınmaması ile evet bir çok yerleşim yeri şehir merkezinde olsa da şehre taşra görünümü kazandırmaktadır.

    Belediye, toplumun günlük ihtiyacını plansızlıktan, düzensizlikten, organizasyon eksikliğinden, saha personellerinin ilgisizliğinden ötürü düzenli olarak karşılamamaktadır. (Toplu taşımanın aksaması, çöplerin toplanması, çevre düzenlemelerinin yanlış yapılması sonucu İzmir'de sanki İstanbul'daki gibi trafik çilesinin baş göstermesi.)

    bence eğer sende izmir'de yaşıyorsan bu söylediklerimi inkar edeceğini sanmıyorum.

    Peki buna ne dersin?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: winwin35

    yaşayıpta beğenmeyenlere de terket dersin o zaman. düzeltmek adına eylemde bulunmak üzere.

    megaköy biraz kinaye içerse de şu söz daha doğru olacaktır, iklimi doğası, yüzey durumu, nüfusu, insanların eğitim düzeyi, ekonomik çeşitliliğine potansiyelini yansıtmayan şehirdir İzmir.

    Dahası çok fazla göç almaya başlaması ve buna önlem alınmaması ile evet bir çok yerleşim yeri şehir merkezinde olsa da şehre taşra görünümü kazandırmaktadır.

    Belediye, toplumun günlük ihtiyacını plansızlıktan, düzensizlikten, organizasyon eksikliğinden, saha personellerinin ilgisizliğinden ötürü düzenli olarak karşılamamaktadır. (Toplu taşımanın aksaması, çöplerin toplanması, çevre düzenlemelerinin yanlış yapılması sonucu İzmir'de sanki İstanbul'daki gibi trafik çilesinin baş göstermesi.)

    bence eğer sende izmir'de yaşıyorsan bu söylediklerimi inkar edeceğini sanmıyorum.

    Peki buna ne dersin?

    Başlık altında şu ana kadar kimseyle İzmir'i tartışmadım. Övmek ya da yermek gibi bir niyetim hiç olmadı.
    6 yıl önce İzmir'e geldiğimde ben bu şehri karış karış gezerim dedim. Gezdikçe de anlatasım, tanıtasım geldi ve bu başlığı açıp başkalarına da yardımcı olmaya çalıştım.
    İzmir'e megaköy gibi esasında tam olarak İstanbul'un hakkettiği bir yakıştırmanın yapılmasına karşı söyleyebileceğim en ciddi şey yukarıdaki mesajımdır.

    İzmirli olmadığım gibi İzmir fetişti de değilim. Forumdaki diğer postlarımı ya da sosyal medyamı takip ederseniz, kendi çapında bir gezgin olduğumu farkedersiniz. Dolayısıyla, Türkiye'yi ve bir süredir yurtdışını da az çok bilen biri olarak şehircilik nedir, belediye ne yapar, ne yapmalıdır sorularını gezdiğim yerlerde kendi kendime cevaplayabiliyor ve tam olarak yaşanılacak şehir, gezilecek şehir, kaçılacak şehir ayrımlarımı kendi kafamda kurabiliyorum. Bunu şimdiden söylüyorum ki, sonradan İzmir'in dışına çık da memleket gör gibi uber absürd ifadeler kullanmayasın.

    Velhasıl, İzmir'in bir takım sıkıntıları mevcut. Nedir mesela yazalım:

    1. Türkiye'nin şehircilikte yeni rant alanı.

    Yeşil sermaye ile karadenizli ve doğulu müteahhitlerin akınında İzmir. İzmir'i İstanbul v.2 'ye dönüştürmek için yıllardır uğraşıyorlar. Mavişehir ve Menemen gibi yerlerdeki toplu konutlar ve kentsel dönüşüm çalışmaları her ne kadar mimari estetik noktasında sorun teşkil etmese de, İzmir'in geri kalanı -maalesef Güzelbahçe ve Narlıdere- mahvedilmek üzere masada bekliyor. Çeşme, Urla maalesef parsel parsel gidiyor. Yapılan binalarda bir şeye benzese yine neyse diyeceğim. Ancak ortaya çıkan çirkin abideleri İzmir'in diğer 80 vilayetten ayrı kılan aurasını bozuyor.

    Bu noktada çok şey yazılır da vaktim yok.
    Peki, her şeye rağmen İzmir neden hala rantın esiri olmadı, nasıl işler ağırdan gidiyor da hala şehirde nefes alabiliyoruz diye sorarsanız; pek çok konuda benim de eleştirdiğim ancak bu konuda takdire şayan Büyükşehir Belediyesi sayesindedir.

    Ha bu arada genel kanının aksine gökdelenlere karşı değilim. Bayraklı tarafına gökdelen yakışıyor. Ama oranında altyapısı buna müsait değil.

    2. Göç.

    Bir de bunların araç alıp da otoparktır, trafiktir ağlayan versiyonu var.
    Otopark sorunu malum, kabul.
    Trafik sorunu artmakta, kabul.
    Ancak evin ya da iş yerin çevre ilçelerde değilse, be güzel kardeşim İzmir'deyken işe git gel yaparken araca ihtiyacın olmaz ki.
    Toplu ulaşım ağı pekala yeterli.
    Şu şehrin eleştirmeyi, en çok takdir edilesi yanı toplu taşımadır. Açık ara Türkiye'nin en iyisi. Bak tekrardan yazıyorum, açık ara en iyisi. Dilersen, başka şehirle kıyas da yapabiliriz uzun uzun.

    3. Altyapı.

    Benim de İzmir'de en çok serzenişte bulunduğum nokta bu.
    Elektrik, su kesintisi bu şehre, bu insanlara yakışmayacak kadar yaygın. Geçen baharda Bornova'daki kesintileri sayamamıştım artık.
    Kanalizasyon konusunda da yetersiz. Yarım saat yağmur yağsın, sel kopuyor.

    Şimdi bu sorunlardan ilkini ve üçüncüsünü belediye tek başına çözemez. Rant ve imar noktasında belediye tek karar merci değil. Azılı imar haydutları orman yakıyor, yeni imar planı çıkartıyor ve dikeceğini dikiyor. O da olmadı, Ankara'daki beyler ağlıyorlar, arazi önce kamulaştırılıyor sonra peşkeş. Bu sorun demek ki, siyasi.
    Üçüncü sorun, ciddi sermaye gerektirdiğinden belediye devlet desteği olmadan altından kalkamaz. İstanbul'da kalkamazdı, oradaki kamu desteği malumunuz; kaldırılıyor işte.
    Otopark sorunu belediyeyi bağlıyor. Bol bol katlı, asansörlü otopark yapılmalı. Öyle ya da böyle bu sorun katlanarak büyüyecek ve artık yollara park eden araçlardan çevremizi göremez olacağız. Geleceği düşünerek hamle yapılmalı. Trafik konusunda yan yollar, geçitler vs. bakanlık destekli bir takım çalışmalar var ama yetersiz.

    Ben son olarak, ilk soruna yani ranta geri döneyim.
    Bakın bu ciddi bir sorun.
    Türkiye'nin pek çok yerini gezmeme rağmen, şahsi fikrim, İzmir'den daha yaşanılabilir şehir göremedim.
    Bu değerlendirmeyi yaparken pek çok noktayı göz önünde bulundurarak söylüyorum; insanı, ulaşımı, sosyal yaşamı, belediyeciliği, imkanları vs.
    Ancak İzmir'in bu kendisine özgü havası da bu rantçıların şehri talan etmesiyle bozulabilir. El de bir İzmir kaldı onu da kaybedebiliriz.

    Şehir vardır, ömür geçer. Şehir vardır, ömür tüketilir.

    Belediyeyi ve hükümeti eleştirelim, sorunların çözümü için yazalım, ses çıkaralım vs.
    Ama buraya gelip de hiçbir şehirle de kıyas etmeyelim.
    Bu evvela İzmir'e hakarettir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ekmek arası sakız -- 22 Eylül 2017; 23:0:27 >




  • ekmek arası sakız kullanıcısına yanıt
    Senin yazından çıkardığım özet uzaktan davulun sesi hoş gelir oldu.

    Öncelikle ben de kendimden bahsedeyim Türkiye'deki 81 vilayetin hemen hemen %90 nı, Avrupa'nın bir çok önemli şehrine gitme fırsatım oldu. Doğma büyüme İzmirliyim ve askerlikle (6 ay İstanbul) ve işim gereği seyahatlerim dışında eğitim hayatım, vs. hep İzmir'deydim.

    Şehirdeki sorunu rant demişsin sonra imar ve rant konusunda tek karar merci belediye değil demişsin. Yanıldığın nokta şu bir şehirde imar konusunda karar merci belediyedir, yapı ruhsatını belediye verir ve ruhsat izni çıkmazsa sen arsana çivi çakamazsın.

    Şimdi Karadenizli ve doğulu mütahitlerin özellikle AKP belediyelerinde parti, rant, rüşvet, oy, destek, teşvik gibi vıcık ilişkiler doğrultusunda istediği gibi at koşturduğu, istediği her yere bina yaptığı, şehrin alt yapısına, trafik sorununa uygunluğuna dair fizibilite bile yapmadan onay verdiği gerçeğinde, İzmir'de bu kadar gökdelen, AVM inşaatı, vs. durumu nasıl oluyor? Belediye neye göre verdi bu izinleri.

    Mesela; İzmir'in en büyük ilçelerinden Balçova'nın tam girişindeki Fahrettin Altay meydanı. O meydanda büyük bir açık pazar alanı var(dı) orası doğal afette toplanma alanı idi. alanın bir bölümünde ise Güzelbahçe, Urla, Çeşme Altı, Mordoğan, Karaburun, Çeşme ilçelerine ulaşımı sağlayan ilçe garajı yanında hava eğitim komutanlığı var.

    Bu meydandan Güzelbahçe istikametine doğru devam ettiğinde ise sağ tarafta 9 Eylül hastanesine kadar seni 4 tane AVM karşılar. Balçovalıların ve o bölgenin en büyük sorunu ise o AVM lerin yarattığı kalabalık ve trafik sorunudur.

    CHP, parti olarak her daim AVM yasası için muhalefet etti, küçük ve orta ölçekli esnafı düşünmek gerekir dedi, şehir yoğunluğunu artırmamak için bunların şehir dışına yapılması gerek dedi.

    Peki bu partinin belediyesi, bu 3 avm nin ruhsatına izin verirken yukarıdaki söylediklerinden farklı olarak neyi göz etti? dahası hastane yolu üzerine AVM izni vermek nedir? Bahsedilen hastane de İzmir'in en akla gelen 2 hastanesinden biri bu arada.

    Haa laf arasında kaynamasın o Fahrettin Altay meydanındaki alana ne oldu biliyor musun. semt garajı kaldırıldı, pazar için Balçova'da Allah'ın unuttuğu bir alan yer gösterildi, oraya da şimdi belediyeden alınan ruhsat ve izinle İstinye Park İzmir şubesi dikiliyor.

    Ama Fahrettin Altay meydanı soluna al 10 dakika yürü sonra sağa dön Adnan Saygun sanat merkezine varırsın, onun yanı Göztepe kulübünün tesisleridir. Kulüp 1925'ten beri orada ve İzmir'in en köklü kulübü dahası İzmir'in en fazla taraftara sahip olan takımı. Bu kulüp dedi ki ben maçlarımı kendi semtimde kendi stadımda oynamak istiyorum, Belediye, yanına mimarlar odasını da alıp, stadın yapılmasını istediği alanın doğal afet toplanma merkezi olduğu, bölgede trafik yoğunluğunun artacağı, güvenlik zafiyeti ortaya çıkacağı gibi gerekçelerle ruhsat ve izin vermedi iyi mi?

    Peki sen doğal afette toplanma yeri olan, İzmir'in en kalabalık ilçelerinden birinin (Balçova) diğer ilçesine (Konak) bağlantı yeri olan ve trafiğin en yoğun aktığı meydanın olduğu yere, yanında Hava kuvvetlerinin aktif kullandığı bir askeri alana komşu olacak şekilde, yol üzerinde İzmir'in 2 üniversite hastanesinden birisi de var elin İstanbullu firmasına otel ve AVM için onay verirken, bu şehri temsil eden kulübe neden köstek olup ayak diretiyorsun? burada rant yokta ne var o zaman? CHP parti olarak, Kadir Topbaş'ı, ruhsat vermekle suçlarken Aziz ne yapıyor İzmir'de?


    Yol konusunda, hangi İzmirliye sorsan CHPlisi, AKPlisi herkes ortak noktada birleşir, CHP belediyesi çevre düzenlemesi yapacağım diye yol daraltıyor. Yolları bulvar haline getirip daraltarak trafik çilesini kendisi yapıyor zaten.

    Toplu taşıma yeterli demişsin. Ya bulunduğun zaman sabah saat 07:00 sularında yani İzmirlilerin okul ve işe gittiği saatlerde yola çıkmadın, veya İzmir'e en son geldiğinde sistem değişikti bilmem ama bu şehrin en büyük sorunu toplu taşıma ağı. Mevcut sistem 5 milyonluk nüfusu taşıyamıyor. İzmir'de toplu taşımada belediye sorumluluğunda 4 ana unsur var, otobüs, vapur, metro,İZBAN.

    halkaya en son eklenen İzban oldu. ama ne olduysa da ondan sonra oldu. İzban geldi diye belediye vatandaşı İzbana yönlendirmek adına, nede olsa elinde kitlesel bir taşıma aracı var herkes onu kullansın diye bir çok noktaya giden otobüs hatlarını iptal edip, aktarma sistemi getirdi.

    Özetle; Buca, Gaziemir, gibi İzmir'in uç ilçesi ile Bornova Karşıyaka gibi diğer ilçelere İzban gidiyor diye bu 2 ilçe arasındaki otobüs seferlerini kaldırdı. Kaldırmak yerine sefer sayısını azaltabilirdi ama o toptan kaldırmayı tercih etti, hal böyle olunca tek çare olan İzban sabah Gaziemir'den çığ gibi büyüyerek oluşan kalabalıkla birlikte Buca'ya(Şirinyer) ulaştığında trene binmek mümkün olmuyor. birde buna İzban'ın sefer saatlerinin aksaması, 6 vagonlu kısa set trenlerle sabah yoğunluğunu karşılaması gibi olumsuzluklar eklenince işe, okula geç kalmamak elde değil. zira dediğim gibi İzban doludur alternatife yöneleyim desen, eskiden var olan hatlar şimdi iptal olduğundan yönelemiyorsun. ama sen öyle çaresizce beklerken, birde trene bakıyorsun, içindeki manzara bana 2. dünya savaşı filmlerinde Yahudilerin toplama kampına götürüldükleri tren sahneleri geliyor. Çünkü insanlar tıpkı oradaki gibi trenin içinde kucak kucağa, üst üste istiflenmiş gibi. Yanındaki en son ne zaman duş almış, sabah kahvaltıda ne yemiş, hangi sigarayı içiyor, bunları analiz etmen zor değil. Sen demişsin ya İzmir'de işe gidip gelirken arabaya ihtiyacın olmaz diye işte İzmir'li bu yüzden aracıyla gidip gelmek zorunda kalıyor. Mesela ben. toplu taşıma ile iş yerimle evim arası 20 dakika ve yolculuk benim için gidiş dönüş 5,20 TL ama insan şartlarında gidemediğinden mecbur arabamla gitmek zorunda kalıyorum, park ücreti 7,5 TL yakacağın yakıt ta 5 TL olsun hadi düzleyelim günlük 15 TL masrafım var. ama toplu taşımayı iyi planlasa, ben aracımla çıkmam trafikten 1 araç eksilmiş olur, otoparkta yer işgal etmemiş olur, toplu taşıma sıkıntısız işlese eminim diğer İZmirliler de kalkıp arabasıyla gelmez zira dediğinde haklısın İzmir'de şehir içi ulaşımda araca pek gerek yok mesafeler yakın. ama gel gör ki İstanbul'da metrobüs ne ise İzmir'de de İZBAN o. kendine o kadar güvenerek yazmışsın ki bu şehrin en takdir edilesi yanının toplu taşıma olduğunu gerçekten merak ediyorum İzmir'in neresinde kullanıyorsun bu toplu taşımayı? haa şunu söyleyeyim sorunsuz işleyen noktası var mesela vapurlar, şiddetli lodos olmadığı sürece seferler düzenli yapılıyor.

    Ama benim söylediğim durum, metro geldi, Balçova, Bornova arasındaki ulaşım alternatiflerini kesti attı. İzban geldi Buca-Karşıyaka-Bornova alternatiflerini kaldırdı. geçen sene Ekim ayında İZban greve gitti, üzerine şehri lodos vurdu vapurlar iptal oldu. Ben Buca'dan Karşıyaka'ya 3 saat 22 dakika 47 sn de gittim. evet kronometre tutmuştum ve hala aklımdadır. bu olay. Bu durum tek seferlik bir şey olabilir ancak belirttiğim nokta farklı, toplu taşımayı alternatifleri ile sunman gerekir, elimde büyük bir şey var diye otobüs seferini kesmek cehallettir. Zira en çok güvendiği 2 kitlesel araç olan İZban ve metro elektrikle çalışıyor, kışın yağan yağmur, oluşan fırtına enerji hatlarına zarar verse sunacağın ne alternatifin var? YOK. sunacağın tek şey kaos.

    alt yapı sorununa değinmişsin ve demişsin ki belediye bu konuda özellikle kaynak konusunda tek başına çözüm bulamaz destek alması gerek. Aziz Kocaoğlu yıllarca ağladı, ANkara bize ödenek vermiyor, biz İzmir olarak verdiğimiz vergilerin karşılığını yatırım, kaynak olarak alamıyoruz diye. Sonra bunu siyasi gerekçelere dayatıyor, mazlumu oynuyor. Yazımın başında dediğim gibi mesleğim rehberlik, bir çok şehir gezdim içlerinde CHP belediyesi olanda vardı. ama yatırım, kaynak konusunda Ankara'dan pekala destek aldığı ortada. Mesela Eskişehir, Büyükerşen nasıl yaptı bunca gençlik merkezini, yaşam parkını. O çok afedersin ama boklu Porsuk'u yüzülebilen bir hale getirmesi, şehrin mordern bir stada kovuşması bunlar nasıl oldu. Tekirdağ belediyesi özellikle son 10 yılda, uzak sınır ili taşra kimliğini yırtıp atıp, nasıl bir atılımla şehir kavramına yakışır bir hale gelebildi? İzmir bundan neden mahrum. eğer o şehirler bu kaynağı alabiliyorsa biz neden alamıyoruz yada kaynak varda bize mi yok çekiliyor?


    Kısacası İZmir potansiyelini yaşayamayan, idare edilemeyen, tecrübesiz, gerçekten kopuk, gözlem yapılmadan, fizibilete edilmeden, ben yaptım oldu zihniyeti ile yönetilen bir şehir olduğundan köy kalmış bir şehirdir bunu inkar edemem. Kalkıp AKP gelse rant alacak başını gidecek, CHP ranta yedirmem ayağına direniyorum diyor ama sunduğu bir hizmette yok, bu 2 lemin içinde bir denklem arayan bizlere oluyor olan.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: winwin35

    Senin yazından çıkardığım özet uzaktan davulun sesi hoş gelir oldu.

    Öncelikle ben de kendimden bahsedeyim Türkiye'deki 81 vilayetin hemen hemen %90 nı, Avrupa'nın bir çok önemli şehrine gitme fırsatım oldu. Doğma büyüme İzmirliyim ve askerlikle (6 ay İstanbul) ve işim gereği seyahatlerim dışında eğitim hayatım, vs. hep İzmir'deydim.

    Şehirdeki sorunu rant demişsin sonra imar ve rant konusunda tek karar merci belediye değil demişsin. Yanıldığın nokta şu bir şehirde imar konusunda karar merci belediyedir, yapı ruhsatını belediye verir ve ruhsat izni çıkmazsa sen arsana çivi çakamazsın.

    Şimdi Karadenizli ve doğulu mütahitlerin özellikle AKP belediyelerinde parti, rant, rüşvet, oy, destek, teşvik gibi vıcık ilişkiler doğrultusunda istediği gibi at koşturduğu, istediği her yere bina yaptığı, şehrin alt yapısına, trafik sorununa uygunluğuna dair fizibilite bile yapmadan onay verdiği gerçeğinde, İzmir'de bu kadar gökdelen, AVM inşaatı, vs. durumu nasıl oluyor? Belediye neye göre verdi bu izinleri.

    Mesela; İzmir'in en büyük ilçelerinden Balçova'nın tam girişindeki Fahrettin Altay meydanı. O meydanda büyük bir açık pazar alanı var(dı) orası doğal afette toplanma alanı idi. alanın bir bölümünde ise Güzelbahçe, Urla, Çeşme Altı, Mordoğan, Karaburun, Çeşme ilçelerine ulaşımı sağlayan ilçe garajı yanında hava eğitim komutanlığı var.

    Bu meydandan Güzelbahçe istikametine doğru devam ettiğinde ise sağ tarafta 9 Eylül hastanesine kadar seni 4 tane AVM karşılar. Balçovalıların ve o bölgenin en büyük sorunu ise o AVM lerin yarattığı kalabalık ve trafik sorunudur.

    CHP, parti olarak her daim AVM yasası için muhalefet etti, küçük ve orta ölçekli esnafı düşünmek gerekir dedi, şehir yoğunluğunu artırmamak için bunların şehir dışına yapılması gerek dedi.

    Peki bu partinin belediyesi, bu 3 avm nin ruhsatına izin verirken yukarıdaki söylediklerinden farklı olarak neyi göz etti? dahası hastane yolu üzerine AVM izni vermek nedir? Bahsedilen hastane de İzmir'in en akla gelen 2 hastanesinden biri bu arada.

    Haa laf arasında kaynamasın o Fahrettin Altay meydanındaki alana ne oldu biliyor musun. semt garajı kaldırıldı, pazar için Balçova'da Allah'ın unuttuğu bir alan yer gösterildi, oraya da şimdi belediyeden alınan ruhsat ve izinle İstinye Park İzmir şubesi dikiliyor.

    Ama Fahrettin Altay meydanı soluna al 10 dakika yürü sonra sağa dön Adnan Saygun sanat merkezine varırsın, onun yanı Göztepe kulübünün tesisleridir. Kulüp 1925'ten beri orada ve İzmir'in en köklü kulübü dahası İzmir'in en fazla taraftara sahip olan takımı. Bu kulüp dedi ki ben maçlarımı kendi semtimde kendi stadımda oynamak istiyorum, Belediye, yanına mimarlar odasını da alıp, stadın yapılmasını istediği alanın doğal afet toplanma merkezi olduğu, bölgede trafik yoğunluğunun artacağı, güvenlik zafiyeti ortaya çıkacağı gibi gerekçelerle ruhsat ve izin vermedi iyi mi?

    Peki sen doğal afette toplanma yeri olan, İzmir'in en kalabalık ilçelerinden birinin (Balçova) diğer ilçesine (Konak) bağlantı yeri olan ve trafiğin en yoğun aktığı meydanın olduğu yere, yanında Hava kuvvetlerinin aktif kullandığı bir askeri alana komşu olacak şekilde, yol üzerinde İzmir'in 2 üniversite hastanesinden birisi de var elin İstanbullu firmasına otel ve AVM için onay verirken, bu şehri temsil eden kulübe neden köstek olup ayak diretiyorsun? burada rant yokta ne var o zaman? CHP parti olarak, Kadir Topbaş'ı, ruhsat vermekle suçlarken Aziz ne yapıyor İzmir'de?


    Yol konusunda, hangi İzmirliye sorsan CHPlisi, AKPlisi herkes ortak noktada birleşir, CHP belediyesi çevre düzenlemesi yapacağım diye yol daraltıyor. Yolları bulvar haline getirip daraltarak trafik çilesini kendisi yapıyor zaten.

    Toplu taşıma yeterli demişsin. Ya bulunduğun zaman sabah saat 07:00 sularında yani İzmirlilerin okul ve işe gittiği saatlerde yola çıkmadın, veya İzmir'e en son geldiğinde sistem değişikti bilmem ama bu şehrin en büyük sorunu toplu taşıma ağı. Mevcut sistem 5 milyonluk nüfusu taşıyamıyor. İzmir'de toplu taşımada belediye sorumluluğunda 4 ana unsur var, otobüs, vapur, metro,İZBAN.

    halkaya en son eklenen İzban oldu. ama ne olduysa da ondan sonra oldu. İzban geldi diye belediye vatandaşı İzbana yönlendirmek adına, nede olsa elinde kitlesel bir taşıma aracı var herkes onu kullansın diye bir çok noktaya giden otobüs hatlarını iptal edip, aktarma sistemi getirdi.

    Özetle; Buca, Gaziemir, gibi İzmir'in uç ilçesi ile Bornova Karşıyaka gibi diğer ilçelere İzban gidiyor diye bu 2 ilçe arasındaki otobüs seferlerini kaldırdı. Kaldırmak yerine sefer sayısını azaltabilirdi ama o toptan kaldırmayı tercih etti, hal böyle olunca tek çare olan İzban sabah Gaziemir'den çığ gibi büyüyerek oluşan kalabalıkla birlikte Buca'ya(Şirinyer) ulaştığında trene binmek mümkün olmuyor. birde buna İzban'ın sefer saatlerinin aksaması, 6 vagonlu kısa set trenlerle sabah yoğunluğunu karşılaması gibi olumsuzluklar eklenince işe, okula geç kalmamak elde değil. zira dediğim gibi İzban doludur alternatife yöneleyim desen, eskiden var olan hatlar şimdi iptal olduğundan yönelemiyorsun. ama sen öyle çaresizce beklerken, birde trene bakıyorsun, içindeki manzara bana 2. dünya savaşı filmlerinde Yahudilerin toplama kampına götürüldükleri tren sahneleri geliyor. Çünkü insanlar tıpkı oradaki gibi trenin içinde kucak kucağa, üst üste istiflenmiş gibi. Yanındaki en son ne zaman duş almış, sabah kahvaltıda ne yemiş, hangi sigarayı içiyor, bunları analiz etmen zor değil. Sen demişsin ya İzmir'de işe gidip gelirken arabaya ihtiyacın olmaz diye işte İzmir'li bu yüzden aracıyla gidip gelmek zorunda kalıyor. Mesela ben. toplu taşıma ile iş yerimle evim arası 20 dakika ve yolculuk benim için gidiş dönüş 5,20 TL ama insan şartlarında gidemediğinden mecbur arabamla gitmek zorunda kalıyorum, park ücreti 7,5 TL yakacağın yakıt ta 5 TL olsun hadi düzleyelim günlük 15 TL masrafım var. ama toplu taşımayı iyi planlasa, ben aracımla çıkmam trafikten 1 araç eksilmiş olur, otoparkta yer işgal etmemiş olur, toplu taşıma sıkıntısız işlese eminim diğer İZmirliler de kalkıp arabasıyla gelmez zira dediğinde haklısın İzmir'de şehir içi ulaşımda araca pek gerek yok mesafeler yakın. ama gel gör ki İstanbul'da metrobüs ne ise İzmir'de de İZBAN o. kendine o kadar güvenerek yazmışsın ki bu şehrin en takdir edilesi yanının toplu taşıma olduğunu gerçekten merak ediyorum İzmir'in neresinde kullanıyorsun bu toplu taşımayı? haa şunu söyleyeyim sorunsuz işleyen noktası var mesela vapurlar, şiddetli lodos olmadığı sürece seferler düzenli yapılıyor.

    Ama benim söylediğim durum, metro geldi, Balçova, Bornova arasındaki ulaşım alternatiflerini kesti attı. İzban geldi Buca-Karşıyaka-Bornova alternatiflerini kaldırdı. geçen sene Ekim ayında İZban greve gitti, üzerine şehri lodos vurdu vapurlar iptal oldu. Ben Buca'dan Karşıyaka'ya 3 saat 22 dakika 47 sn de gittim. evet kronometre tutmuştum ve hala aklımdadır. bu olay. Bu durum tek seferlik bir şey olabilir ancak belirttiğim nokta farklı, toplu taşımayı alternatifleri ile sunman gerekir, elimde büyük bir şey var diye otobüs seferini kesmek cehallettir. Zira en çok güvendiği 2 kitlesel araç olan İZban ve metro elektrikle çalışıyor, kışın yağan yağmur, oluşan fırtına enerji hatlarına zarar verse sunacağın ne alternatifin var? YOK. sunacağın tek şey kaos.

    alt yapı sorununa değinmişsin ve demişsin ki belediye bu konuda özellikle kaynak konusunda tek başına çözüm bulamaz destek alması gerek. Aziz Kocaoğlu yıllarca ağladı, ANkara bize ödenek vermiyor, biz İzmir olarak verdiğimiz vergilerin karşılığını yatırım, kaynak olarak alamıyoruz diye. Sonra bunu siyasi gerekçelere dayatıyor, mazlumu oynuyor. Yazımın başında dediğim gibi mesleğim rehberlik, bir çok şehir gezdim içlerinde CHP belediyesi olanda vardı. ama yatırım, kaynak konusunda Ankara'dan pekala destek aldığı ortada. Mesela Eskişehir, Büyükerşen nasıl yaptı bunca gençlik merkezini, yaşam parkını. O çok afedersin ama boklu Porsuk'u yüzülebilen bir hale getirmesi, şehrin mordern bir stada kovuşması bunlar nasıl oldu. Tekirdağ belediyesi özellikle son 10 yılda, uzak sınır ili taşra kimliğini yırtıp atıp, nasıl bir atılımla şehir kavramına yakışır bir hale gelebildi? İzmir bundan neden mahrum. eğer o şehirler bu kaynağı alabiliyorsa biz neden alamıyoruz yada kaynak varda bize mi yok çekiliyor?


    Kısacası İZmir potansiyelini yaşayamayan, idare edilemeyen, tecrübesiz, gerçekten kopuk, gözlem yapılmadan, fizibilete edilmeden, ben yaptım oldu zihniyeti ile yönetilen bir şehir olduğundan köy kalmış bir şehirdir bunu inkar edemem. Kalkıp AKP gelse rant alacak başını gidecek, CHP ranta yedirmem ayağına direniyorum diyor ama sunduğu bir hizmette yok, bu 2 lemin içinde bir denklem arayan bizlere oluyor olan.


    6 yıldır İzmirdeyim. Bornova'da oturuyorum.
    Öncelikle belirteyim, bazı ESHOT hatlarının kaldırılıp vatandaşın İZBAN-Metro aktarmalarına yönlendirilmesini başından beri mantıklı buluyorum.
    Olması gereken, toplu taşımayı olabildiğince raylı sisteme yönlendirmektir. Şuan bu konuda tek sorun, yönlendirmeyle birlikte raylı sistemi daha fazla kişi kullanmasına rağmen sefer sayılarında arttırmaya gidilmedi. En azından İZBAN için bu gerekli.
    Yol daraltmadan kastın tramvay ise, o da gerekli. Karşıyaka'daki nefis olmuş. Diğer hattın yapımı ne durumda bilmiyorum. Bu yaz hiç geçemedim oraya. Uzun vadeli düşündüğümüzde raylı sisteme yapılan her yatırım büyük getiriyle bize geri dönecek.

    Ben Karşıyaka'ya geçerken bir sorun yaşamıyorum. ESHOT-İZBAN ya da Metro-İZBAN aktarması rahat oluyor. Başka ilçelerden de Karşıyaka ya da Bornova'ya geçişte bir güçlük yaşanmıyor.
    Buca ise, hep böyleydi. Daracık yollarıyla ta zulüm. Bu dünde böyleydi, bugünde böyle. 3 saat 22 dakikada gelmişsin, hesaplamışsın. Muhtemelen bunun 2 saati sadece Buca'da geçmiştir. Buca'ya nasıl gelmek istersen iste, hep zahmet oluyor. Maalesef, ilçe yapısı gereği gözümde İzmir'deki istisnadır. Buca'daki sorun topyekun bir kentsel dönüşüm harici nasıl çözülür onu da bilmiyorum. Tramvay, teleferik ile olacak iş değil.

    AVM meselesine gelirsek, İzmir'de toplasan kaç tane AVM var? Nüfusuna oranla çok fazla AVM'ye sahip değil İzmir.
    Point Bornova, Park Bornova, Forum Bornova, Optimum... Bunların hepsi şehir dışına kuruldu. Belediye bu konuda hassas değil demek haksızlık olur.
    Balçova'daki yeni imar izinlerinden haberim yok. İstinye Parkı yeni duydum. Hata etmişler. Balçova'daki sorunun tek kaynağı da AVM'ler değil. Zira onlar o denli etki edecek kadar büyük avmler değil. Sorunun bir sebebi, en azından ilçe merkezi için, Buca'dakiyle aynı; dar sokaklar. 6 yıl öncede aynıydı orası, bugünde aynı. Daha beter değil; ama daha iyi de değil.
    Balçova'daki pazar için katlı, kapalı pazar yeri yapılacaktı. Henüz yapılmadıysa, geçici süreliğine taşınmış olabilir o dediğin yere.

    Bir önceki mesajımda da söyledim; İzmir'in eksiklikleri var mı, var. Potansiyelini tam olarak kullanabiliyor mu, hayır. Daha kaliteli, daha yaşanılabilir bir şehir olabilir mi, tabii ki evet. Ancak genel değerlendirmeye tabii tuttuğunda, Türkiye standartlarında düşünüldüğünde, hala en yaşanılabilir şehir.




  • ekmek arası sakız kullanıcısına yanıt
    Sanırım ya ben anlatamıyorum ya sen anlamak istemiyorsun.

    ben AĞırlığın İzbana verilmesine karşı değilim, ama diğer ulaşım alternatiflerini tamamen kapatmak yerine en azından daha seyrekte olsa devam ettirmeliydi ki tek seçenek olan İzban'a bir şey olduğunda bir ihtimal daha olabilsin. Mesela Sen Karşıyaka'dan Bornova'ya rahat geçiyorum diyorsun, ee geçersin tabi 2 komşu ilçe, belediyenin toplu taşıma ağını bırak dolmuş var 2 ilçe arasında.

    Sen Bornova'dan Gaziemir'e gelmeyi, Buca'ya ulaşmayı, Yeşilyurt'a gitmeyi denesene toplu taşıma ağı ile belediyenin.

    AVM meselesine gelirsek, İzmir'de toplam 22 AVM var bunların %80 i şehir merkezi konumunda

    Kipa AVM Balçova

    Agora AVM Balçova

    Palmiye AVM Balçova

    Koçtaş AVM Balçova

    MaviBahçe AVM Mavişehir

    Optimum AVM Gaziemir

    Konak Pier AVM KOnak

    İzmir Park AVM Eşrefpaşa

    İzmir'in trafik sorunlarına bakarsan aynı ilçeleri görürsün ki tekrar söylüyorum trafik yoğunluğunun %40 kını bu AVM ler oluşturmakta. özellikle AVM'nin bulunduğu bölgedeki ana arterler.

    Tramvaya değinmişsin ki ben hiç değinmemiştim zira daha tam açılmayan bir durumla konuşmak olmaz. ama Karşıyaka'dakine de bindim ilk duraktan son durağa kadar. Saydım tam 6 nokta da trafikle kesişiyor ki 3 noktası çok kritik (Mavişehir çevre yolu bitişi bir otoban çıkışı üzerine ray döşemek nedir? - Bostanlı vapur iskelesi önü- Karşıyaka sahil bağlantısı) Raylı sistemin amacı, trafiği rahatlatmak, ve raylı sistem ile trafik arasını keserek 2 ulaşım ağının 1 hat üzerinde bir birine olumsuz etkisini kesmek. Tramvay ise trafiği 3 defa kesiyor.

    En pratiğini söyleyeyim; Bostanlı'ya arabalı vapur ile geldim iskeleyi terk edeceğim, iskelenin çıkışında lambalarda bekliyorum bana kırmızı yandığında ana yola yeşil yanıyor, ana yola kırmızı yandığında iskele çıkışındaki adama yeşil yanmadan önce tramvay için trafik akışı komple duruyor. Peki benim çakal vatandaşım ne yapıyor, nede olsa ben tramvaydan hızlıyım diye dalıyor yola, onu görenler arkadan. Olan tramvaya oluyor, beklemek zorunda kalıyor, bu neye sebep oluyor, tramvay seferlerinin aksamasına.

    Tramvaya karşı değilim ama trafiğin içerisinden geçmesi büyük saçmalık, yarın bir gün Çankaya tarafındaki açılsın oda büyük sıkıntı oluşturacak, Mesela en büyük saçmalık şurada, Alsancak yönünden Güzelyalı istikametine giderken, Konak tünelleri için sağa dönüş var (best western otelin karşısı) Tramvay oradan geçiyor, Bu ne demek biliyormusun, 3 şeritli sahil yolunda en sağ şerit Konak tünellerini kullanmak isteyen birisi açısından o esnada kırmızı ışık yandığında sağ şeritte bekleme olacak. orada bekleme yapmak istemeyen adam sol sinyali verecek, 2. şeride geçmeye çalışacak, sonra orta şeritten yardırıp, tekrar sağ sapağa dönmek için sinyal verecek, eğer sağ şeritteki araç ona yol vermez ise bu sefer de 2. şeriteki adam sağa geçmek için duracak 2. şeritte bekleme olacak, 2. şeritte bekleme yapan aracın arkasındaki araç sol şeride geçmek için hamle yapacak. al sana desteklediğin tramvayın oluşturduğu çile, trafiği rahatlatmak için yapılan tramvay, trafiğin içine etti.

    Mesela Ben en şu an inşaatta olan Şair Eşref Bulvarı ile Gazi Bulvarı arasındaki bağlantıyı çok merak ediyorum. İzmir'in trafik olarak en ölü noktasına birde, havadan veya yerden değil tam da araç yolu üzerinden geçecek tramvayı çok merak ediyorum gerçekten.

    Yapısı gereği sadece Buca'yı öyle görmüşsün ama anladığım kadarıyla 6 senelik İZmir yaşantında çok fazla yere gitmemişsin, yolları dar olan ve İZmir'in de göbeğinde olan başka yerler de söyleyebilirim sana. Mesela İnönü caddesi. Hatay, Güzelyalı, En basitinden Bornova bile büyük/küçük parktan itibaren, hükümet konağı Libas mağazasının olduğu yer ve Bornova stadının bulunduğu muhit buralar hep dar yollu ve sağa sola park edilen araçlarla daha da sıkışan trafiğin sorunu




  • quote:

    Orijinalden alıntı: winwin35

    Sanırım ya ben anlatamıyorum ya sen anlamak istemiyorsun.

    ben AĞırlığın İzbana verilmesine karşı değilim, ama diğer ulaşım alternatiflerini tamamen kapatmak yerine en azından daha seyrekte olsa devam ettirmeliydi ki tek seçenek olan İzban'a bir şey olduğunda bir ihtimal daha olabilsin. Mesela Sen Karşıyaka'dan Bornova'ya rahat geçiyorum diyorsun, ee geçersin tabi 2 komşu ilçe, belediyenin toplu taşıma ağını bırak dolmuş var 2 ilçe arasında.

    Sen Bornova'dan Gaziemir'e gelmeyi, Buca'ya ulaşmayı, Yeşilyurt'a gitmeyi denesene toplu taşıma ağı ile belediyenin.

    AVM meselesine gelirsek, İzmir'de toplam 22 AVM var bunların %80 i şehir merkezi konumunda

    Kipa AVM Balçova

    Agora AVM Balçova

    Palmiye AVM Balçova

    Koçtaş AVM Balçova

    MaviBahçe AVM Mavişehir

    Optimum AVM Gaziemir

    Konak Pier AVM KOnak

    İzmir Park AVM Eşrefpaşa

    İzmir'in trafik sorunlarına bakarsan aynı ilçeleri görürsün ki tekrar söylüyorum trafik yoğunluğunun %40 kını bu AVM ler oluşturmakta. özellikle AVM'nin bulunduğu bölgedeki ana arterler.

    Tramvaya değinmişsin ki ben hiç değinmemiştim zira daha tam açılmayan bir durumla konuşmak olmaz. ama Karşıyaka'dakine de bindim ilk duraktan son durağa kadar. Saydım tam 6 nokta da trafikle kesişiyor ki 3 noktası çok kritik (Mavişehir çevre yolu bitişi bir otoban çıkışı üzerine ray döşemek nedir? - Bostanlı vapur iskelesi önü- Karşıyaka sahil bağlantısı) Raylı sistemin amacı, trafiği rahatlatmak, ve raylı sistem ile trafik arasını keserek 2 ulaşım ağının 1 hat üzerinde bir birine olumsuz etkisini kesmek. Tramvay ise trafiği 3 defa kesiyor.

    En pratiğini söyleyeyim; Bostanlı'ya arabalı vapur ile geldim iskeleyi terk edeceğim, iskelenin çıkışında lambalarda bekliyorum bana kırmızı yandığında ana yola yeşil yanıyor, ana yola kırmızı yandığında iskele çıkışındaki adama yeşil yanmadan önce tramvay için trafik akışı komple duruyor. Peki benim çakal vatandaşım ne yapıyor, nede olsa ben tramvaydan hızlıyım diye dalıyor yola, onu görenler arkadan. Olan tramvaya oluyor, beklemek zorunda kalıyor, bu neye sebep oluyor, tramvay seferlerinin aksamasına.

    Tramvaya karşı değilim ama trafiğin içerisinden geçmesi büyük saçmalık, yarın bir gün Çankaya tarafındaki açılsın oda büyük sıkıntı oluşturacak, Mesela en büyük saçmalık şurada, Alsancak yönünden Güzelyalı istikametine giderken, Konak tünelleri için sağa dönüş var (best western otelin karşısı) Tramvay oradan geçiyor, Bu ne demek biliyormusun, 3 şeritli sahil yolunda en sağ şerit Konak tünellerini kullanmak isteyen birisi açısından o esnada kırmızı ışık yandığında sağ şeritte bekleme olacak. orada bekleme yapmak istemeyen adam sol sinyali verecek, 2. şeride geçmeye çalışacak, sonra orta şeritten yardırıp, tekrar sağ sapağa dönmek için sinyal verecek, eğer sağ şeritteki araç ona yol vermez ise bu sefer de 2. şeriteki adam sağa geçmek için duracak 2. şeritte bekleme olacak, 2. şeritte bekleme yapan aracın arkasındaki araç sol şeride geçmek için hamle yapacak. al sana desteklediğin tramvayın oluşturduğu çile, trafiği rahatlatmak için yapılan tramvay, trafiğin içine etti.

    Mesela Ben en şu an inşaatta olan Şair Eşref Bulvarı ile Gazi Bulvarı arasındaki bağlantıyı çok merak ediyorum. İzmir'in trafik olarak en ölü noktasına birde, havadan veya yerden değil tam da araç yolu üzerinden geçecek tramvayı çok merak ediyorum gerçekten.

    Yapısı gereği sadece Buca'yı öyle görmüşsün ama anladığım kadarıyla 6 senelik İZmir yaşantında çok fazla yere gitmemişsin, yolları dar olan ve İZmir'in de göbeğinde olan başka yerler de söyleyebilirim sana. Mesela İnönü caddesi. Hatay, Güzelyalı, En basitinden Bornova bile büyük/küçük parktan itibaren, hükümet konağı Libas mağazasının olduğu yer ve Bornova stadının bulunduğu muhit buralar hep dar yollu ve sağa sola park edilen araçlarla daha da sıkışan trafiğin sorunu




    Gaziemir'e de Yeşilyurt'a da rahatlıkla gelebiliyorum. Elbette aktarma kullanarak.
    Buca'yı yukarıda zaten yazmıştım, yinelemeye gerek yok.

    Yazdığın AVM'lere bakalım:

    Kipa AVM Balçova
    Palmiye AVM Balçova
    İzmir Park AVM Eşrefpaşa

    Şu üçünün kapasitesi ne ki, trafiğe etkisi olsun.

    Agora AVM Balçova
    Koçtaş AVM Balçova

    Şu ikisi gibi örnekler ver, tamam haklısın diyeyim.

    MaviBahçe AVM Mavişehir
    Optimum AVM Gaziemir

    Bu ikisi şehir merkezinde değil ki. Bunların kurulduğu yerlere AVM kurulmasın da nereye kurulsun. İl sınırlarına mı taşıyalım.
    Her ikisinin de konumu şehir trafiği açısından sakıncasız.

    Konak Pier AVM Konak

    Bu da aynı şekilde, şehir trafiğinde etkisiz.

    Balçova'daki AVM'ler haricinde şehir merkezinde kalan ve trafiği olumsuz etkileyen bir AVM bilmiyorum.
    Trafiğin %40'ı bu AVM'lerden falan demek absürd.

    Tramvay trafiği kesiyor demişsin. Yahu bu metro değil ki, kendine ait yolu olsun. Bilakis tramvay trafiğin içinden akar. İstanbul ve Antalya örneklerini iyi incele.
    3 defa karayoluyla kesişmesi hiçbir şey.

    Zamanında da bisiklet yolunu eleştiriyorlardı; kaldırımı daraltıyor diye. Bugün herkes gıptayla bakıyor, severek kullanıyorlar.

    İzmir'i Dikili'den Selçuk'a kadar pekala gezdim de burada sidik yarışına girişecek değilim.

    Buca'daki trafik sorununu istisna kılan, sorunun derinliği. Ben İzmir'in başka hiçbir yerinde -o saydığın yerlerde bile- bu denli dar şerit görmedim. Geri kalan yerlerdeki trafik sorunu, otopark sorunu. Yer bulamayan araçların sağ şeride park etmesiyle daralan yollar. Otopark inşasıyla buralardaki trafik rahatlar. Buca için ise, otopark ile beraber üstyapı dönüşümü şart.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ekmek arası sakız -- 29 Eylül 2017; 0:31:0 >




  • Ben de öğrenciyken ilk günler sevmemiştim özellikle İstanbul ve Ankara'dan gelen kişilere göre gelişmemiş, 1980'lerde kalmış, kokan körfeziyle mide bulandıran bir yer gibi gelir izmir. Bide insanı yalan söylemeyi atıp tutmayı çok sever.
    Ben Trafik ışıkları altına park edenleri dünyada ilk defa izmirde gördüm, semt isimlerinin çoğu, cadde ve sokakların yapısı istanbul ve ankaradan çalıntıdır.
    Aynen asırlık Karaköy poğaçasını çalıp - seferadlardan geldi yalanını uydurarak adına boyoz demeleri;
    İtalyan sandviçine türk işi salam sosis katıp kumru demeleri,
    Yunanların Anthotyros peynirini çalıp izmir tulumu demeleri,
    Hatta Kafkas Marşı'ndan çalıntı olduğu iddia edilen izmir marşı gibi.

    Denizdeki dalgıca köpek balığı falan demişler acayip bir halkı var. Uzaylı diye taşlayanlar olmuş
    Kaynak:
    http://www.hurriyet.com.tr/denizden-dev-balik-beklerken-dalgic-cikti-40415198




  • izmir li arkadaslar yardımınıza ihtiyacım var...
    haftasonu kafa dinlemek için yeşiller içinde bır butik otel arastırıyorum...

    izmir çevresi olabilir şehir merkezine yakınlığı önemli değil, yeterki sakın doğa içinde olsun.

    Tavsiyelerinizi bekliyorum...
  • Sakın bayramda alaçatıya gitmeyin kalabalık berbat bir yer keza izmir içi de aynı megakoy istanbulun diğer versiyonu izmir

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • sem1023 S kullanıcısına yanıt
    Foça, Sığacık, Urla, Mordoğan, Karaburun, bakacağınız bölgeler olsun.
  • İzmirli arkadaşların yardımına ihtiyacım var, yeni konu açmak istemedim. Havaalanından Çiğli taraflarında Let's Marry diye bir düğün salonuna gideceğim. Google maps'ten ve Havaş'ın sitesinden yaptığım araştırma sonucu, Havaşa binip Ege Park durağında inip taksiyle 10 km gitmek gibi bir planlama yaptım.

    Ancak yaklaşık 1-1,5 saatlik bir vaktim var ve İzmire çok nadiren gittiğim için bu vakte güzel bir İzmir kumrusu (bildiğimiz sandviç, yanlış anlaşılmasın ) sıkıştırmayı çok istiyorum. Bu konuda bana tavsiye verebilir misiniz? Yani Ege Park civarında bildiğiniz iyi bir kumrucu olabilir ya da Bostanlı veya Karşıyaka iskele civarında (diğer Havaş durakları onlar çünkü) bir kumrucu ve ardından düğün salonuna nasıl ulaşım sağlayacağım şeklinde olabilir... Aslında saat de tam mesai çıkışı olduğu için (yarın yani Cuma 17:20 uçak inişi) biraz da kafam karışık ama bilemiyorum.

    Şimdiden çok teşekkür ederim.




  • 
Sayfa: önceki 910111213
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.