Şimdi Ara

İsveç / Stockholm deneyimim

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
2
Favori
516
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Selam arkadaşlar;

    Merak edenler ve gitmeyi düşünenler için kendi tecrübemden kısa kısa bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.

    Uçaktan inip, hava alanına girdiğimde ilk şoku yaşadım (pozitif anlamda)."Arlanda" hava alanında 1 tane güvenlik görevlisi yok, şehirde öyle hiçbir yerde güvenlik ve dedektörler göremiyorsunuz tamamen güvene dayalı bir sistem var. Hava alanı içi ahşap temalı harika bir dizayna sahip. Hava alanı içinden metroya iniş var merkeze uzaklığı 20 dk sürüyor ve bu 20 dakikalık alan içinde yerleşim yok her yer orman doğa harikası.

    Toplu taşıma araçlarıda çok rahat genelde boş ve ucuz. Bilet noktasından geçiş kartı alıyorsunuz, kartlar süreli kullanım sınırsız. Sanıyorum 1 haftalık karta 150 kron civarı vermiştim. Dilerseniz bin kere kullanın muhteşem bir olay. Toplu taşıma araçlarının tamamını mobil app veya duraklardaki digital ekrandan an ve an görebiliyorsunuz. Kaç dakika sonra gelicekleri yazıyor, gecikme olursa hemen panoda görünüyor.

    Şehirde araba sayısı az, trafik yok ve hiç kimse 40-50 km hızı geçmiyor 1 hafta boyunca 1 kere korna sesi duymadım müthiş sakin ve huzurluydu. İnsanlar daha çok bisikleti tercih ediyor şehrin her noktasında, her ara yolda dahil 2 şerit bisiklet yolu var. Bisiklet profesyonel bir şekilde kullanılıyor bu yollarda. Kask ve akşam parlak yelek giymek zorunlu, dönüşlerde elinizle sinyal veriyorsunuz. Yani bisikletle şher yere gidip şehrin tadını çıkarabilirsiniz. Hiç kimse bisiklet yoluna girmiyor ve herkes kurallara uyuyor.

    İlk gün şaşırdığım bir başka konuda arabaların yol vermesi durumu. Ben istanbul'da karşıdan karşıya geçmek için 10 dk birinin yol vermesini beklerken orada daha yaya geçisine gelmeden adam 20 metre geriden seni görüp geçmeni bekliyor. 1 kere bile yol vermeyen birine denk gelmedim. Ülkede eğitim ve ahlak seviyesi inanılmaz boyutlarda tokat yemiş gibi medeniyeti hissediyorsun. Yukarıda bahsettiğim güven olayının işlemeside bununla alakalı. Eğitim ve ahlak seviyesinin yüksek olmasından dolayı insanların kuralları çiğnemiyeceğini biliyorlar ve önlem alma ihtiyacı duymuyorlar. Hiç kimsede bu güveni suistimal etmiyor.

    Stockholm'un şehir planlaması ve mimariler sanat eseri gibi. Şehir tamamen insanların huzuru ve mutluluğu düşünülerek dizayn edilmiş. Plansız, şekilsiz hiçbir nokta yok, her yeri en ince ayrıntısına kadar düşünüp öyle dizayn etmişler. Apartmanlar en fazla 5 katlı ve her 3 apartmanın etrafında çok geniş sosyal alanlar ve devasa yeşil parklar var. Ayrıca apartmanlara ait alanlarda var buralarda bina sakinleri için bisikletlikler konulmuş, yan yana 6-7 tane barbekü alanı yapılmış ve oturup güneşin tadını çıkartacağınız banklarda mevcut. Belli bir sayıda konut yapıp bırakmışlar, her yere apartman yapılmasına izin verilmiyormuş ve yeni apartman yapımları çok az dolayısı ile ev bulmak çok zormuş. Birde kapıları kilitlemiyorlar o kadar güvenli.

    Şehir merkezinde denizin etrafı yürüyüş alanı ve yine devasa yeşil alanla çevrili. Hemen denizin önünde çimlere uzanıp şehir manzarasının tadını çıkartabiliyorsunuz. En kalabalık noktalarda dahil ses kirliliği ve kaos ortamı yok. Her yer sakin, huzurlu, nereye giderseniz gidin kuş sesleri size eşlik ediyor.

    Muhteşem müzeler var fakat ben hepsini gezemedim. Vasa'ya girdim burada 17. yüzyıldan kalma batık bir savaş gemisi sergileniyor denizden çıkartılması ve restorasyonu 60 yıldan fazla sürmüş mutlaka görmelisiniz çok etkiliyici. Fotografiska'ya girdim fotoğraf müzesi fena değildi. Nobel müzesini gezdim burayı tavsiye ediyorum ama Nobel'e ilgisi olanlar için tabi içeride çok fazla bilgi var. Nordiska'ya mutlaka girmelisiniz isveç'in kültürel tarihi, burası çok iyidi. Skansen'e girdim burası hayvanat bahçesi ama bilindik olanlardan farklı hayvanları doğal ortamlarında görüyorsunuz. Müzeler türk parasına göre biraz pahalı. 100 liranın altında müze yoktu sanırım.

    Biraz yaşam standartlarından bahsedeyim. Avrupanın en yüksek standartlarına sahip ülkelerden biri. Alım güçleri çok yüksek, herkes çok iyi durumda. Arkadaşım burada yaşıyor ondan aldığım bilgiye göre mağzada çalışan birinin aylık maaşı 20 bin kron civarıymış. Türk parası ile 8-9 bin TL. Mühendislik ve ayarındaki işler ise çok değerliymiş ve azmış o konuda sanıyorum iş bulmak çok zor olmasa gerek ve maaşları uçuk seviyelerde. 1 haftalık dolu dolu market alışverişi en fazla 1200 kron. Ev kiralarıda maaş'a göre çok yüksek değil yani ay sonunda maaşınızın neredeyse yarısı cebinizde kalıyor. Ayda minimum 8-10 bin kron cebinde kalması demek istediğin hemen hemen herşeye sahip olabilceğin anlamına geliyor. Zaten sokakta insanlara baktığınızda zengin ve fakir ayrımını asla yapamassınız. Uçurum yok yaşam standartları neredeyse herkes için aynı. Anladığım kadarı ile yaşam felsefelerindede para çok fazla ön planda değil, yaşamın ve doğanın tadını çıkarıyor herkes. Suratı asık, mutsuz, sinirli insan görmedim. Ben çok fazla dışarda takılmayı sevmeyen biriydim ama burada eve girmeyi hiç istemedim yaşıyor olduğumu hissettim, abartmıyorum.

    Haga park diye bir yer var "hagaparken" diye geçiyor burayı mutlaka görmelisiniz. Burası devasa bir yer yeşillik,orman ve göl var. Gölde ördekler, yeşil alanlarda tavşanlara denk geliyorsunuz. Bu arazinin tamamı isveç prensesine aitmiş fakat kendine bir yazlık yapıp etrafını çevirmiş geri kalan alanı gölde dahil kamulaştırıp park olarak halka açmış. İçerde genelde koşu yapıyorlar, bisiklete biniyorlar veya pikniğe geliyorlar. Efsane bir yer ama ben hergünümü orada sıkılmadan geçirebilirim.

    Biraz yemeklerden bahsediyim, yemek konusunda sıkıntı çekeceğinizi sanmıyorum güzel restoranlar var. Mesela mall of scandinavia'nın içinde bir restorana girdim ilk gün. Restoranın çok değişik bir dizaynı vardı fantastik "ikea" tasarımları gibi. Sistem değişik, girişte size bir kart veriyorlar, farklı yemek türlerinin piştiği yan yana bölmeler var, sıra bekliyorsunuz sıranız gelince siparişi aşçıya söylüyorsunuz hemen önünüzde pişirip veriyor. Aldığın yemeğide karta okutuyor. İçerde ne yiyip, içersen hepsini karta okutuluyor çıkıştada ödeme noktasında kartı veriyorsunuz içine ne kayıt edildiyse onu ödeyip çıkıyorsunuz. Bu sistem her yerde böyle değil ama diğer girdiklerim klasikti. Stockholm'e giderseniz mutlaka hamburger yemeniz gereken bir yer var burayı sakın es geçmeyin çünkü hayatımda yediğim en iyi hamburgerdi. Mekan zaten şehrin kült mekanı haline gelmiş "Flippin Burger" Biraz sıra bekliyorsunuz, girişte isminizi alıyorlar ama buna değiyor. Ayakta bir masa ve "L" şeklinde uzun bir bekleme koltuğu var. Oturma sıranız gelene kadar burada takılıyorsunuz bardan içkinizi alıp yudumlayabilirsiniz. Sıra gelince isminiz söyleniyor, masaya oturuyorsunuz.

    İsveç'te çok ilginç olan bir şeyde havanın 22:30'da kararıyor olması. Tamamen geceye dönmesi 23:00'da falan gerçekleşiyor. Gece 03 civarıda aydınlanmaya başlıyor. Güneşten çok uzun süre faydalanabiliyorsunuz.

    Alışveriş için çok fazla kaynak var fakat dediğim gibi türk parası ve fiyatların, aşırı yüksek maaşlara göre orantılı olmasından dolayı bize pahalıya patlıyor. Hediyelikçilerin olduğu sokakta ufak tefek şeyler aldım bardak,çanta,anahtarlık,magnet vs... Fİyatlar 20-30 TL civarı.

    Merak edenler varsa oyun fiyatlarına baktım. mall of scandinavia'da gamestop mağzası var. Son çıkan ps4 oyunları 500 kron yani 1 aylık maaşın 22'de 1. Bizde ne yazikki 4'te 1. Birkaç senelik oyunlar 300 kron. Onlara göre bedava bize göre pahalı.

    Ben özellikle plak arşivi yapıyordum bunuda yazayım belki ilgisi olanlar vardır. Şehirde 10'a yakın mağza adresi yazmıştım hepsini gezemedim ama aradığım şeylerin hepsini tek bir mağzada buldum "Nostalgipalatset" . Bengans,plugged,snickars ve birkaç mağzaya daha girmiştim oralarda arşiv çok zayıftı sadece popüler olanlar var. Bahsettiğim mağzada inanılmaz bir arşiv var hiç diğperleri ile zaman kaybetmeyin. Fiyatlar uygundu 30-100 kron arası genelde çoğu 60 kron ama ben 80'ler synthpop dinlediğim için fazla bilinmeyen plaklar aldım. Bir pink floyd almak isteseniz o 60 kron değil 125-150 civarıydı yanlış hatırlamıyorsam.

    Dil ve anlaşma konusu zor değil çünkü halkın neredeyse tamamı ana dili gibi ingilizce biliyor. Yukarıda bahsetmiştim eğitim seviyeleri çok yüksek ve özel okul kavramı yok tek tip okul ve olabilcek en üst seviyede eğitim alıyorlar.

    Ben aşık oldum şehre, şu anda orada iş bulma konusunu araştırmaya başladım. Burada yaşamıyormuşum, orayı canlı tecrübe edince anladım. Daha uçaktan ineli 1 saat olmadı pasaport kontrol sırasında güvenlik iplerini söküp atlayanlar, itiraz edenin üstüne yürümeler, küfürler falan... Böyle bir düzende daha fazla yaşayamiyacağımı anladım.

    Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Daha sonra birkaç fotoğraf ve videoda eklicem.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ekostros -- 16 Mayıs 2017; 21:23:39 >







  • Dostum oaylasimun icin tesekkur ederim. Fakat toplu tasima konusunda bilgi eksik



    ""Toplu taşıma araçlarıda çok rahat genelde boş ve ucuz. Bilet noktasından geçiş kartı alıyorsunuz, kartlar süreli kullanım sınırsız. Sanıyorum 1 haftalık karta 150 kron civarı vermiştim. Dilerseniz bin kere kullanın muhteşem bir olay. Toplu taşıma araçlarının tamamını mobil app veya duraklardaki digital ekrandan an ve an görebiliyorsunuz. Kaç dakika sonra gelicekleri yazıyor, gecikme olursa hemen panoda görünüyor.""



    Yazmisin.



    1 haftalik 150 krom? Emin misin?

    Cunku ben gecen kis daha 3 gunlik pass icin 240 kron cuk odedim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Selam;

    şimdi arkadaşıma sordum evet fiyatı yanlış hatırlamışım 1 haftalık kart için 340 kron ödemişiz
  • quote:

    Muhteşem müzeler var fakat ben hepsini gezemedim.


    Kesinlikle bu konuda Stockholm'u herkese tavsiye ederim. Gittiğim yerler arasında Roma'dan sonra en geniş yelpaze Stockholm'de. Ben daha çok tarihi müzelerden hoşlandığım için bu karşılaştırmayı ona göre yapıyorum. Sanat müzeleri hakkında bilgim yok. Bazı müzeler ücretsiz bu arada ne kadarı ücretsiz bilmiyorum ama 3 günde 4 tane ücretsiz 2 tane ücretli müze gezme şansım oldu. Ücretli olanlarda öğrenci indirimi oluyor öğrenci kartınız varsa bundan yararlanabilirsiniz.
  • @ekostros

    Yazıyı okurken resmen oralara uçup gittim diyebilirim kardeşim. O kadar akıcı ve güzel anlatmışsınız ki. Stockholm'a karşı hep bir sevgi duymuştum ki anlattıklarınıza göre orası dünyadaki cennet.

    Neden biz böyle değiliz anlamıyorum. Sadece yarım saat önce baktığım haberlerde ;

    -Yolda sigara içen kadınları görünce üzerlerinde sigara söndürdü
    - Doktorlara satırla saldırı
    - Genç kadının boğazını kesip yola attı
    - Dikkatsiz sürücü onlarca cana mal oldu
    -Trafikte yol verme kavgası
    - İstanbul'a bonzai tehlikesi o tehlikesi şu tehlikesi.

    İnanın artık gerçekten millet olarak psikolojimiz bozuldu. Siz diyorsunuz oradakiler insanı 20 metreden görür görmez dururlar. Ben bügün işe gelirken yolun ortasında kırmızı yandı tam karşıdan karşıya geçiyorum yolun ortasında kaldım adamlar 1 saniye bile beklemeden gaza köklendiler ya. O kadar özlem duyuyorum ki öyle bir yaşama ve ülkeye anlatamam. Ülkemi seviyorum elbette ama şu anlattıklarını düşününce diyorum ki bir öyle hayat var bir böyle hayat. Ne kadar garip.

    60-70 yıl ömrümüz var ve biz bunu sinirle,kaosla,üzüntü ile geçiriyoruz yaşadığımız yerlerde. Oyun fiyatları üzerine değinmişsin. Biz oyun alacak olsak o da en sevdiğimiz oyunları önceden maaşımıza bakıyoruz ölçüyoruz tartıyoruz acaba alabilir miyiz diye. Adamların 22'de 1'i fiyatına oyun alıyorlar.
    İnternet desek yok Adil kullanım kotaları ile uğraşıyoruz. Hız değerleri yerlerde.

    Benzin konusunda en pahalı ülkedeyiz. 25 yaşına gireceğim daha araba alamadım. Ay sonunun zor görüyüorum. Gerçekten o kadar derin üzülüyorum ki bu konuya anlatamam kardeşim. Senin adına mutlu oldum ki gittin oraları gördün. Acaba nasıl gittiğini ve ne kadara mal olduğunu anlatabilir misin.
    En azından hayatımızda bir kez olsun oraları görmek için çabalayalım.




  • Ne yazmışsın be insan yeter be deyip gidesi geliyor. :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teşekkürler. Gece hayatı nasıl bu arada bu kadar kısa gece olan bir yerde?
  • Ellerine sağlık yazıyı bir çırpıda okudum



    Peki sağlık sektörü olarak nasıl ? İthal hemşire kabul edilir mi acaba

    Aklıma gelmişken boy ortalaması olarak çok mu uzunlar?
    İskandinav ülkelerinde yaşayan insanların. Boyu min 1.80 gibi algı var. Bu ne kadar doğru?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Şehitkamil -- 2 Haziran 2017; 10:3:20 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Harika yazmışsın. Kuzey ülkelerinin bana kalırsa tek kötü yanı iklimdir. İklimleri cidden insanı bunaltan bir yapıya sahip özellikle Finlandiya'nın iklimi... Bizim ülkenin iklimi de olmasa nasıl yaşarız burada bilmiyorum.
  • @Mark Valley
    Gece hayatını fazla bilmiyorum orada bulunduğum 1 haftanın 3 günü kar yağıdı zaten hava buz gibiydi Mayıs 6-13 arası. Sanıyorum havanın iyi olduğu dönemlerde geceleride insanlar dışarda takılıyordur gerçi gece 12-03 arasından ibaret gece yok gibi bişey.

    @Şehitkamil
    Sağlık sektörü hakkında şöyle bişey öğrendim sadece, hastaneye gittiğinde kolay kolay doktor yanına giremiyormuşsun öyle başım ağrıyor, midem bulanıyor vs... gibi basit şeylere doktorlar bakmıyormuş. Bizde mesela artık grip olanlar bile hemen gidip serum falan taktırır orada öyle şeyler yok. Hasta kontrollerinde farklı bir sistemleri var. Mesela hamile olan bir kadını doktor sadece 1 kere kontrol ediyormuş onun dışında doğumda dahil herşey doğum ebelerinin kontrolündeymiş. Hemşire sistemleride değişik sanıyorum bir nevi doktorluk görevide görüyorlar.

    Boylar çok uzun evet. Kızlar minimum 1.75 ortalama 1.80 ben 1.84'üm benden uzun kızlarda vardı her yerde. Hepsi sarışın mavi gözlü bu arada suratlar kemikli ülkedeki en çirkin kızın güzelliğinde bir kız bizde olmayabilir. Kızlar gerçekten etkiliyici bir sanat eserine bakıyormuşsun gibi oluyo.

    @Tunakka
    Kesinlikle öyle tek kusuru soğuk olması ki bizim gibi akdeniz insanı için çok zorlayıcı bir faktör yinede belli bir noktadan sonra elbet alışırsın. Tabi bir başkası için akdeniz iklimi olmassa olmaz bir faktörse o zaman iş değişir. Ben mesela orada "ne giysem hava nasıl" diye camdan bakıyorum ince hırka ve baharlık mont ile geziyorlar çokta soğuk değil herhalde diyerek bende montla çıkıyordum ve dışarda donma tehlikesi geçiriyordum. Onların bünyesi artık alışmış soğuktan etkilenmiyorlar.


    Şuda hagaparken'de çektiğim kısa bir video daha sonra birkaç tane daha atacağım. Burası devasa bir park göl ve etrafı sadece bir kısmı.





  • ekostros kullanıcısına yanıt
    Teşekkürler hocam bilgileriniz için

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben de Torontodayim,cidden ulkemiz ile cok fark var.Ya kirmizi isik yanmasina ragmen adamlar gazi kokluyordu ben tam karsiya gecerken.Ama burada oyle bir sey yok,burada arabalar,motorlar bisikletler ayni yolda gidiyor.Bisiklet bir ulasim araci,oyle hiz yapilacak bir ortam yok sehir icinde herkes normal hizda gidiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.