Şimdi Ara

IŞIKTAN DAHA HIZLI BİRŞEYLER VAR.. (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
121
Cevap
1
Favori
3.728
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yetter yazdıklarına sevindim açıkcası sitenin tanrılarınada sesleniyorum burdan. Dini konular ve bilimsel konular iç içedir diyor arkadaş ,tamam öyle olduğunu kabul edelim, din ve bilim örtüştüğü zaman çok seviniyor bilimi yerlere göklere koyamıyorsunuz, din ile bilim çeliştiği noktada ise yorumlara dayanamıyor dini konudur tartışalamaz diyorsunuz, site yöneticileri tarafından bu noktaları bilimsel bakımdam açıklayan arkadaşların konuları siliniyor dine bilim karıştırmayalım deniyor o zaman açık açık tartışalım kimse kimsenin yorumuna dokunmasın aman dine laf söylüyorlar demesinler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yetter

    Takyon nedir peki?

    Melekler.

    bunu bilimsel bulmamı bekliyorsan daha çok beklersin. inanç ile bilimi birbirine karıştırmak saçma birşey. gereksiz.


    Peki melekleri aradan çıkaracak olsak takyon hakkında ne dıyeceksın.?

    Yardım edeyımmı?


    İNSAN 3 PARÇADAN OLUŞUR:

    1. Tardyon (Beden)
    2. Luxon (Nefs)
    3. Takyon yani soyut beden, BİLİNÇ...



    nerden buluyorsunuz bunları. bilimsel bir makaleden mi. hiç sanmıyorum.
  • Bilimden o kadar uzaksinizki yazdiklarimdan bi habersin dostum. Oylece sasa kaldin degilmi
  • hahaha buna bilim diyorsan bilim tanımını biraz değiştirmem lazım demektir. :D
  • yetterin bilimi ayetlerden oluşuyor dolayısıyla uzağız haklıdır kendisi
  • Bu konuyu şikayet etmek istedim ama daha önceden şikayet edilmiş, nedense hiç bir işlem yapılmamış. Arkadaşın yapmaya çalıştığı şey dini bilimin gerçekliği altına sokma çabasıdır. Nasıl ki dini konularda bilimsel yorumlar yapıldığı zaman ya da dinin bilimle ters düştüğü noktaları açıklayan konular kolayca siliniyorsa bu konu hakkında da aynı standart uygulanmalı
  • bilim ile dini iç içe geçirme isteği neden anlamıyorum. niye böyle birşeye ihtiyaç duyuyorlar. bilim özgür taassup tan arındırılmış bir düşünce gerektirir. din bunu sağlayamaz ki.
  • Ben sadece bu konuyu isiktan hizli biseylerin var oldugu iddasini savunuyorum ve savimi herturlude desteklemeye calisiyorum. Amacim dini bir konu tartismak degil konuyu bu hale getiren sizlersiniz ve konu kapanirsa cok mutlu olacaksiniz. Elbet yoneticilerde bunu okuyordur ben din ile alakali bir konu acmadim sadece fikirlerime ve inandigim bilimsel gerceklere kulturel ve dinsel katkilarda yaptim. eger bu suc ise diyecek soz yok.
  • bilimsel gerceklere dinsel yaklasimlarda bulunmak suc degil ama bunu bu sekilde tartisma konusu yapmak biraz sankincali cunku konu bilimden uzaklasir tartismanin icinden cikilamaz bir hal alir bilim tartisacaksak bunu yapalim ama bunu dinin icine sokmaya iksini bir araya getirmeye gerek yok benim takildigim nokta burasi ve yoneticilerin cifte standarti
  • Her şeye rağmen düzenlenirse iyi bir senaryo ortaya çıkar.
  • Rahatsız olanlar girmese keşke de arkadaş yazmaya devam etse.

    Rahatsız olanlar yetter'in bilimsel değil de bize kültürel bir hikaye yazdığını varsaysın..

    Benim ilgimi çekti ve yazıların devamını, olmazsa kaynağını istiyorum yetter'den..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kartalmutu -- 24 Haziran 2011; 9:59:14 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yetter

    40 gün öylece bekledi. Cennet takviminde (YEWM=Gün birimi bir günün ellibin yıla), yani ışık hızının 50000x365 bin katı olduğu TAKYON hızındaki bir takvime endeksli olduğundan bu bitmez tükenmez uzun yıllarda yeryüzü ateştop olmaktan çıkıp soğumaya, metan, amonyak, Karbonoksitleri ve subuharı bulutlarının şiddetli yağmurlarına, saniyede milyonlarca kez çakan yıldırımların yarattığı kimyasal reaksiyonların ikinci sonucu olan organik kimya (Levo sol elli moleküller) oluşumuna başladı. Bu İnsan'ın çamuruydu ve 40 gün beklemekteydi.



    Yazdıklarınızda birçok açık nokta var. Ben sadece birini söyleyeyim. Sol elli polimerler bahsettiğiniz gibi oluşamazlar.

    Not: Ayetleri tenzih ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Carmanja -- 24 Haziran 2011; 10:42:50 >
  • Nasil olustuklari konusunda aciklama yaparmisin peki
  • Kültür bilim yerine imam hatip ya da ışıkevi bölümü falan diyin buraya artık.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: buena
    Kültür bilim yerine imam hatip ya da ışıkevi bölümü falan diyin buraya artık.

    Varsa bir bilginiz yazın yoksa boş boş yorum yapmayın.
  • Bu varsayımları, her şeyden önce, çok çocukça ve gayretkeşlik olarak bulduğumu söylemeliyim. Bilimsel çıkarımları dinsel öğretilerle bağdaştırma çabaları yeni değil. Bilimin popülerleşmesiyle birlikte bu tür çabalar da gözle görülür biçimde arttı. Bazıları daha realistik temellere oturmuş görünürken, buradaki örnek gibi diğer bazıları da en kaba inandırıcılık öğelerini bile barındırmıyor içinde. Din ve bilim neden biririyle bağdaştırılmaya çalışılır? Bilimin ikna edici otoritesinden dinin de faydalanacğı düşünülür, bu çabaların ardında yatan saik temelde budur.

    Ancak dini bilimle bağdaştırma çabaları hem dini küçümsemek, hem de dini bilim karşısında zayıf düşürmekle sonuçlanır çoğu kez. Dinin (genel olarak monoteist veya semavi dinlerin) öğretileri ile bilimin gerçekleri çoğu kez uyuşmaz. Ancak bir inanç disiplini olarak din ve sadece bu dünyaya ait olduğu bilinen bilimin öğretileri arasında mutlaka bir uyuşma olması gerekmez, Din başka semalar, yani başka evrenler de öngörür ama bilim sadece bu evrenle sınırlıdır ve bu evren dışına asla çıkamayacağımız için diğer evrenleri, eğer varsa, saptamak yetisinden yoksundur.

    Şimdi bu veriler ışığında konu sahibi ne yapamaya çalışmış bir bakalım. Öncelikle hem bilimsel hem de dini verilere aykırı bir biçimde bir bağdaştırma çabası söz konusu bu yazıda. Dinen bu aleme ait olmadığı bilinen melekleri, hayali bile olsa, yaşadığımız fiziki evrene ait olması gereken takyonlarla özdeşleştirmek ve takyonların özniteliklerini çarpıtmak gibi…

    Önce takyonlara gelelim…

    Takyonlar Einstein’ın enerji-madde dönüşüm formülünün derivasyonlarından çıkarımsanan sanal parçacıklar. Yani kağıt üzerinde varlar, gerçekte gözlemlenmiş değiller. Üstelik fizikçiler, kurulan matematik denklemlerde ortaya çıktığı üzere, bu sanal (hayali) parçacıkların fiziken gerçek olamayacak kadar istikrarsız olduğunu söylüyorlar.

    Yukarıda bir mesajda bir arkadaşımız gayet güzel bir şekilde takyonları veren denklemi açmış ve anlatmış, bir daha tekrarlamaya gerek duymuyorum bu yüzden.

    Kısaca, konu sahibi, melekler = takyon eşitliği ile melekleri gerçekte fiziki dünyada olmayan sanal bir parçacıkla aynı düzeye indirgiyor, Başka bir deyişle, melekleri sadece bir matematik fonksiyonunun sonucu haline indirgediğinin farkında değil. Ya da farkında, bizi, bunu anlamayacak kadar cahil sanıyor maalesef.

    İkincisi, takyonların hızları arttıkça enerjileri de artar diyerek ya yalan söylüyor, ya da yanlış bilgilendirilmiş ve fizik bilgisi bunu anlayamayacak kadar yetersiz. Tam tersine, takyonların hızları arttıkça enerjileri azalır ve ışık hızında enerjileri sonsuza gider. Bu nedenle takyonlar matematiksel açıdan ışık hızında yol alamazlar, bu hızın en azından biraz üzerinde olmak zorundadırlar. En sağlam kaynak olmasa da herkesin kolaylıkla erişebileceği bir kaynak olduğu için Wikipedia’dan bir örnek:

    http://en.wikipedia.org/wiki/Tachion
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Takyon

    Burada “Speed” başlığı altında yazılanlara bakmanız, konu sahibinin gerçekleri çarpıttığını göstermesi için yeterlidir.


    Gelelim Big Bang’e…

    Esasen yaradılışçılar big Bang’e karşı çıkarlar çünkü Tevrat’ta anlatılan 7 günde yaratılan evren şablonuna uymaz big Bang kuramı. Bu kuram, daha çok evrimsel bakış açısına yatkındır. Burda yazarın bir rakam hatası var. Evrenin yaşı 16 küsur değil, 13,7 milyar yıldır. Esasen bu çok önemli, değil, 16 veya 13,7 nicelik açısından bile pek farketmiyor. Ama yazarın bu konulara hakim olmadığının açık bir kanıtı. Üfürdüğünü (kusura bakmasın daha uygun başka sözcük bulamadım) sadece burdan bile anlayabiliriz.

    http://www.big-bang-theory.com/

    Şimdi de konu sahibinin Big Bang’e dayandırdığı tezlerini, çok da sağlam olmayan bir kurama dayandırdığını gösterelim:

    Herşeyden önce tüm fizikçi ve kozmologlar Big Bang’e inanmazlar, inananlar çoğunluktadır ancak, azımsanmayacak sayıda fizikçi de Big Bang’e inanmamaktadır. Big Bang kanıtlanmış değildir, sadece 3 güçlü delile dayanmaktadır ama aynı delillere dayanan başka kuramlar da mevcuttur. Nedir bu 3 güçlü delil:
    1. Gökadaların ışığının tayfta kırmızıya kayması, yani evrenin genişliyor oluşu. Onun bir zamanlar bugün olduğundan daha küçük olduğuna delalet eder ama kesin kanıt değildir.
    2. Evrendeki ölçülen hidrojen ve helyum miktarının kuramın öngördüğü miktarlarla uyumlu olması.
    3. Kozmik mikrodalga arkaplan radyasyonu. Bir zamanlar evrenin çok sıcak olduğuna, dolayısıyla çok küçük bir hacime sıkışmış olduğuna işaret eder.

    Evet, bunlar Big Bang kuramını destekleyen gözlemsel deliller. Ama aynı deliller bazı başka kuramları da destekliyor. (bu kuramlardan bir tanesi (Fizikçi R. Gentry’ye ait olup yukarıdaki linkte kabaca açıklanmıştır). Üstelik Big Bang, şişme kozmolojisinin yardımı olmadan evrendeki ufuk ve düzlük problemlerini açıklayamıyor.

    Yani Big Bang sadece bir kuram, kanıtlanmış fiziksel gerçeklik değil. Yarın daha başarılı bir kuram evrenin başlangıcını açıklayabilir. Ama bugün elimizde evrenin başlangıcı açıklayan en başarılı kuram olarak Big Bang var. Aksi kanıtlanmadığı sürece ona inanmayı sürdüreceğimiz bir kuram.


    İşte konu sahibi garip savlarını fizikte henüz sağlam temellere oturmamış kuram ve aksiyomlara dayandırmış. Bu durum onun (veya alıntı yaptığı her kimse) fiziğe hakim olmadığını, fiziğe hakim olmadan onu kullanmaya kalkıştığını gösteriyor.

    Sonuç olarak, takyonlar hayali parçacıklardır, melekleri takyonlarla özdeşleştirmek, melekleri de hayali ve sadece matematiksel denklemlerin ürünü kılar.

    Big Bang henüz kanıtlanmış bir teori değildir, sadece bilim dünyasında inananı çoktur. Ama unutmayın, Hubble 1927’de evrenin genişlediğini gösterinceye kadar herkes Einstein’in kozmolojik sabitine de inanıyordu…
    Buradan çıkarılacak sonuç, konu yazının bilimde yerini henüz sağlamlaştırmamış bir kuram ve aksiyoma dayandırdığını ve bu nedenle gayretkeşlik sıfatını hakettiğini gösterir.

    Edit: İmla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 24 Haziran 2011; 14:30:35 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: alikuşcu


    quote:

    Orijinalden alıntı: buena
    Kültür bilim yerine imam hatip ya da ışıkevi bölümü falan diyin buraya artık.

    Varsa bir bilginiz yazın yoksa boş boş yorum yapmayın.


    Ayetler, melekler, nurlar ve boş boş yorum yapmak..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: buena


    quote:

    Orijinalden alıntı: alikuşcu


    quote:

    Orijinalden alıntı: buena
    Kültür bilim yerine imam hatip ya da ışıkevi bölümü falan diyin buraya artık.

    Varsa bir bilginiz yazın yoksa boş boş yorum yapmayın.


    Ayetler, melekler, nurlar ve boş boş yorum yapmak..


    Bak tralles ne güzel yazmış. Sende bilgilerin varsa yazarsın. Referansı ne olursa olsun. Fikir eksersizi yapılıyor sonuçta.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: buena


    quote:

    Orijinalden alıntı: alikuşcu


    quote:

    Orijinalden alıntı: buena
    Kültür bilim yerine imam hatip ya da ışıkevi bölümü falan diyin buraya artık.

    Varsa bir bilginiz yazın yoksa boş boş yorum yapmayın.


    Ayetler, melekler, nurlar ve boş boş yorum yapmak..


    Ayetlere taktınız değilmi?

    İlk mesajda alıntı yaptığım ayetler sadece hız ve zaman ile alakalı fikirlerimi desteklemek açısından yazıldı. orda bu ayet te bu yazıyor dolayısı ile hız ve zaman hakıında bu denebılır demıyorum. Tam tersıne ben hız ve zaman ile alakalı savlarımı anlattıktan sonra benım dedıkelrımdede bu ayetlerde işaret var dedım.

    neden ve sonuç çok önemlı.

    BİRDE
    ŞU ABİLER-IŞIK-NUR CEMAATİ GÖNDERMELERİNİ BIRAKIN ARTIK. BENIM,FIKIRLERIMIN KESINLIKLE BIR CEMAATLA ALAKALI VE ESINLENMESI YOK.




  • E=hv ışık ile ilgili planck formülü, sıradan fotonu anlatır. Dev bir posterden bir parça keserseniz, o bütününü göstermez.

    e=2hv ise Cohorent bir formüldür. Laser ışınını anlatır. Laser ışınından ise bildiğiniz üzere HOLOGRAM denen çok boyutlu dijital görüntü üretilir. Küçücük bir parçasını alsanız bile, o size TÜMÜNÜ bir hologram olarak gösterecektir.

    Evrendeki bir quant içinde, evrenin tüm HOLOGRAMI saklıdır, bütünü izlenebilir. HOLO=HALAU=HAYAL ve HÜLYA kökenlidir. (Ortak dile göre) Bunun ötesinde gerçek olan ise RÜYA kökenli RÜYET'tir.

    Evren bir hayaldir . Gerçek olan ise RÜYET'tir. Ancak kim hangi taraftaysa orası gerçek karşı taraf ise "Hayal ve Rüyet"tir. Bütün bunların üstünde ise "HU" diye bir yaratıcı.

    Bizim üç boyutumuz reel idi, x,y,z (Uzay boyutları) Karşıda imajiner üç boyut vardı Xi, Yi, Zi (Soyut uzay boyutları) Yani bizim taraftaysak, burası reeldir, öteki taraf HAYALDİR. Eğer antimadede isek, bu taraf HAYAL orası gerçekti. Ama evrenimiz dört boyutluydu: Üçü mekan biri zaman. Zaman olan ise örneğin Xi adını alıyordu ve aslında (Elsewhere) örneği bir uzunluğun ta kendisiydi ama o soyut olduğu için biz onu metre değil de saat gibi algılıyorduk. Öteki tarafa bizden eklenen metre de öte tarafın SAATİ oluyordu, ama tersine çalışarak. (Bilim için , zamanın ileri ya da geri akması özdeştir.)

    Planck'a göre hem kuant hem zaman noktasaldır. Kozirev'e göre zaman noktasal değil World Line=Evren hattı bir uzunluktur. O halde, ZAMANIN bir boyut enerjisi vardır.

    Bir de konuya E=2hv olarak bakınız. Bu evrenin bir hologram (Virtüel bir serap) olduğu anlamına gelir. Bunu bize e=hv göstermezken E=2hv gösterir. Ama iki E birbirine eşit değildir. Biri 2E olabir (Negatif enerjileri, ışıktan hızlı giden takyonik enerjileri de düşünürseniz) E=E diye eşitlememeliyiz. Her ikisini de dışarlayarak, hv=mc2 olunca, bundan yalnız bırakma yoluyla h(Planck sabiti) v(dalga boyu) m (özkütlesi sıfır madde) c=Işık hızı ve üssü de kilometre kare/saniye kare olursa yalnız bırakma yöntemiyle bu dört elemanın denklemlerini oluştururuz. Bunun içinde ayrıntılar da cabası. Örneğin dalgaboyu denklemleri, açısal momentumlar vb.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yetter -- 24 Haziran 2011; 15:48:56 >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.