Şimdi Ara

Inception (2010) (39. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2.852
Cevap
3
Favori
120.847
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3738394041
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Okuduğum bazı yorumlara göre filmde verilen bilgiler konusunda (Rüyada bir saat gerçek hayatta 5 dakika, rüyada ölünce uyanmak) bunlar gerçek bilgilerdir. Hatta benim bildiğim en uzun rüya 3 dakika filan sürüyor gibi birşeydi, nerden okumuştum hatırlamıyorum şimdi.


    Gelelim kendimce anormal düşünceye,


    Cobb ve karısı bir rüyadalardı 50 yıl sürdü filan, karısının birşey sakladığını düşündüğünü söyledi ve onu bulmak istediğini söyledi, sonrasında sözde karısının aklına bir fikir soktu ve gerçek hayata dönmek istedi. Herşeyin yalan olduğuna dair. Ben tam terside olma ihtimali var diyorum. Karısı ölmek istiyor ve öldürüyor kendini ama Cobb ölmek istemiyor, f ölürse uyanıp rüyadan çıkacak çünkü. Yani 1. etap rüya orası olabilir. Kısaca gerçeğe dönmek isteyen kadın, rüyada kalmak isteyen Cobb olabilir.
    Belki çok saçma ama filmin sonunda hala dönüyordu o aletimiz. Teorim o alet durana kadar devam edecek

    Şimdiye kadar bir çok film izledim ama hiçbirini anlamadığım için 2. kere izlemedim. Bundada çıktığımda herşey gayet anlamış şekilde çıktım ama bazı sahneleri aklıma gelince kafam karıştı, neyse teorim doğru ise en psikopat son olabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Commander -- 31 Temmuz 2010; 3:25:56 >




  • Bu gece rüya görürsem iyi olur
  • Sanırım son 2 yıl içerisinde izlediğim en güzel filmdi. Evet oyunculuk namına bir şey yoktu ama senaryo zaten büyük bir oyunculuk gösterisi yaptı. Yani senaryo oynadı, oyuncular tuzu oldu.

    Açıklayıcı bir film olduğu doğru, fakat çoğu insanın anlamamasının sebebi hızlı ve teknik konuşmanın bol olmasıydı.

    Bence bu film 100 kere daha izlenir, resmen 2.5 saat boyunca şölen yaşadığımı hissettim, hayatımda ilk defa bu kadar heyecan yaptım sinemada. Gariptir, genel olarak dram severim. Ama bu tarz bir zeka ürünü, bu tarz bir başyapıt gerçekten dünyaya kolay kolay gelmez.

    İzleyen her bir insan kendini şanslı hissetmeli :)
  • 10 numara film.Herkes gidip izlemeli kşmse birşey kaybetmez.Bilakis güzel bi film izlemenin verdiği mutlulukla salondan cıkacaklarına eminim gidenlerin.
  • Bu hafta vizyona giren, Leonardo DiCaprio’nun başrolünü oynadığı Inception (Başlangıç) adlı film Türk tekstili için ciddi bir dönüm noktası. Çünkü filmde giyilen takım elbiselerin hepsi Eskişehir’de üretildi. Çetintaş tekstilin iki markasına ait 100’den fazla takım elbise ve gömlek başta DiCaprio olmak üzere bütün erkek oyuncular tarafından giyildi.

    Çetintaş Tekstil’in üçüncü kuşak yöneticileri Bekir Çetintaş ve Faruk Çetintaş Inception filminde giyilen takım elbiseleri Okmeydanı’ndaki merkez binalarında gururla gösteriyor. Başlarına talih kuşu konmuş, piyangoda büyük ikramiyeyi kazanmış gibi mutlular. Kolay mı, belki de ilk defa ailenin 70 yıllık emeği böylesine gurur verici bir şekilde takdir ediliyor. Bundan sonra herkesin onları Leonardo DiCaprio’nun giydiği marka olarak hatırlayacağını bildikleri için keyiflerinden yanlarına varılmıyor.
    “Peki nasıl oldu da şansınız böyle döndü?” diye soruyoruz, anlatıyorlar: “Ünlü kostüm tasarımcı Jeffrey Kurland ve ekibi 2009 Nisan’ında Los Angeles’ta katıldığımız Globaltex Fuarı’ndaki standımızı ziyaret etti. Aradan bir hafta geçmeden West Los Angeles’taki ofislerinde toplantı yaptık. Takım elbiselerimizi, bilhassa kumaşları çok beğendiklerini söyleyerek sipariş verdiler.

    Leonardo Di Caprio’nun da yer aldığı ‘Oliver’s Arrow’ filmi için sipariş aldığımızı sanıyorduk. Oysaki yönetmen Christopher Nolan; nasıl ki ‘The Dark Knight’ filmi için ‘Rory’s First Kiss’ ismini kullandıysa, ‘Inception’ için de ‘Oliver’s Arrow’ ismini uydurarak bizi yanıltıyordu. Filmin çekimleri Haziran-Ekim arasında Londra ve Los Angeles’da yapıldı. Biz de bu sırada Los Angeles-İstanbul ve Eskişehir arasında yoğun ve zevkli bir çalışma yaptık. Hatta Jeffrey ve yardımcısı Bob’un çok beğendiği, benimse numune olarak sakladığım tek ceket ve takımları bile çekimlere yetiştirebilmek filmde kullandık. İlk Amerika deneyimimizde Jeffrey Kurland ve Bob Morgan gibi piyasadaki önemli insanlarla çalışmak ve beğenilerini kazanıp böyle önemli bir projede yer almak bir Türk firması olarak onur ve mutluluk verici.”

    GÜNDE 700 PANTOLON 700 CEKET ÜRETİYORLAR

    Çetintaş’ın kuruluş öyküsü Cumhuriyet’in kuruluşuyla aynı yıllara rastlıyor. Dede Hacı Bekir Çetintaş bu yıllarda iş hayatına hazır giyim imalatı ve alım-satımıyla başlamış. Vizyonu geniş olduğu için en büyük oğlu Yılmaz Çetintaş’ın ısmarlama terzilik konusunda eğitim almasını sağlamış. Ama marka asıl olarak 1953’ten sonra büyüyor. Yılmaz Çetintaş’ın öncülüğüyle 1984’te Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde 30 bin metrekare açık alan ve 12 bin metrekare kapalı alandan oluşan bir fabrika kuruyorlar. Fabrika, 500’e yakın uzman ve deneyimli personeliyle, günlük 700 adet ceket, 700 adet pantolon, 500 adet gömlek ve 400 adet palto/kaban kapasitesine sahip. Yılda 700 bin adet üretim gerçekleştiriyorlar. Üretim kapasitesinin yüzde 60’ını ihracat, yüzde 40’ını iç piyasaya ayıran Çetintaş, başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere, Rusya, Almanya, Irak, İran ve Fransa’ya kendi markası ve firma markalarıyla ihracat yapıyor. Bünyesinde dört markayı barındırıyor: Erkek hazır giyimde Tennessee,

    Marco Donati ve Gentash; bayan hazır giyimindeyse Cliee. Bu markaların Eskişehir, Ankara, İstanbul, Manisa ve Sincan’da dokuz mağazası, 200’ün üzerinde satış noktası var.

    YETENEKLİ HIRSIZIN MACERALARI

    Ünlü yönetmen Christopher Nolan; yeryüzünün her yerinde ve rüyaların sonsuz dünyasında gezinen bilimkurgu aksiyon filmi ‘Başlangıç/Inception’da uluslararası bir oyuncu kadrosunu yönetiyor: Leonardo DiCaprio, Ken Watanabe, Joseph Gordon-Levitt, Tom Hardy, Cillian Murphy, Tom Berenger, Dileep Rao ve Michael Caine. Nolan bu filmi yazıp yönetmekle kalmadı, Emma Thomas ile birlikte yapımcılığını da üstlendi. Filmin yönetici yapımcıları Chris Brigham ve Thomas Tull; ortak yapımcısıyla Jordan Goldberg. Öyküde, Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsız. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çıkarmak ve çalmak. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli dünyasında aranan bir oyuncu yapıyor. Ancak, bu durum onu uluslararası bir kaçak da yapmış ve sevdiği her şeye mal olmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Hayatını geri verebilecek son bir iş. Cobb ve takımındaki profesyoneller bu kez mükemmel bir soygun yerine, tam tersini yapmak zorunda. Görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmek. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu.




  • ya filmi bu kadar karışık hale bizler getiriyoruz. filmi izlerken ulan bu filmde bi bilinmezlik bir sır var (son sahne hariç) demedim. çoğunu bizler uyduruyoruz.
    her şey bir rüya olabilir fikrinin bence 2 mantıklı açıklaması var gerçeklik filimde totemlere indirgenmiş ilki dom gerçek hayata döndüğünde topaçını çeviriyor ve düşüyor filmde bunu görüyoruz eğer gerçeklik totemlerin hareketliliğiyse her şey rüya değil. diğeri herşeyin rüya olduğu kanıtlanamaz her şey rüyaysa zaten totemlerin hareketliliği sana bir bilgi vermez topaç düşse de düşmese de her şey bir rüya olur ki bu bence tartışma gerektirmeyen bir durum

  • ya filmde anlaşılmayacak bişi yok şimdi bana filmi anlattırmayın yaw.. tek sorunlu nokta vardı cobb çarpışmalar (minibüsün suya düşmesi, asansörün aşağı düşmesi gibi) sırasında içerdeydi bir arkadaşın dediği gibi 5. seviyeden nasıl direk real dünyaya geldi tek anlaşılmayan yer orasıydı..

    şimdi kadının intihar olayına gelirsek cobb üniversiteli kıza açıkladı gayet güzel bir biçimde.. cobb karısıyla birlikte 50 sene rüyadaydılar. cobb bunun gerçek olmadığını ve gerçek dünyaya dönmek istiyordu ama karısı istemiyordu bu yüzden karısının aklına düşünceyi (rüyada olduklarını ve bunun gerçek olmadığı düşüncesini) yerleştirdi. Daha sonra intihar ettiler 1 kez 2 side dünyaya döndüler ama karısının bilinçaltında hala aynı düşünce vardı (hatta filmde cobb şöyle birşey diyor ben yanetkisi olacağını bilememiştim gibi birşey dedi) bu dünyanın gerçek olmadığı düşüncesi bunun için gerçek dünyadada intihar etti....

    ve en son kısıma gelirsek o şey duracaktı fiziksel olarak seğirmeye başlarsa bu duracak anlamına gelir ama genede kafada soru işareti bırakmak istemiş nolan amca

    anlaşılmayacak birşey yok sadece filmi dikkatlimi izledin var ^^



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yûiji -- 31 Temmuz 2010; 8:53:40 >




  • Anlaşılan bir Nolan Klasiği daha beyazperdede... Fakat sinemada izlemek ya da izlememek arasında kararsızım. Zira Nolan filmleri tek izlerken tam bir dikkat ve olayları en ufak bir şekilde kaçırmamak gerekir. ve de birkaç kez izlemek zorunda kalmanız da konunun bir başka yönü :)
  • Müthiş,Harika bir film ve bu filmi izlemeyen film izledim demesin.

    1 kere daha izlenir bu film ama anlaşılmadıgı için değil farklı teoriler üretmek için.

  • Çocukların hala dom'un bıraktığı gibi ve o topaçın dönmesi dom'un ne olursa olsun rüyasında yaşamayı seçtiğini gösteriyor.(Nokta)
  • Arkadaşlar acayip bi beklenti içine soktunuz beni bu yorumlarla.
    Umarım hayal kırıklığı olmaz..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ultr@k@plan

    Phı ilk seferde bunları cıkardıgın ıcın tebrik ederim.Nasıl 1 konsantren varsa eline sağlık




    quote:

    Orijinalden alıntı: Uygurca

    Bu hafta vizyona giren, Leonardo DiCaprio’nun başrolünü oynadığı Inception (Başlangıç) adlı film Türk tekstili için ciddi bir dönüm noktası. Çünkü filmde giyilen takım elbiselerin hepsi Eskişehir’de üretildi. Çetintaş tekstilin iki markasına ait 100’den fazla takım elbise ve gömlek başta DiCaprio olmak üzere bütün erkek oyuncular tarafından giyildi.


    Bunu bilmiyordum. Gerçekten gurur verici bir şey.





    Dün gece biraz TV izleyeyim dedim. Kanalları dolaşıyordum saat 2 falan. TRT Türk'te bi baktım DiCaprio konuşuyor. Film hakkındaki röportajını Türkçe dublajlamışlar gösteriyorlar falan. Filmin oyuncularının ve Nolan'ın röportajı falan vardı.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • Ben hayatımda böyle bir film izlemedim.Gerçekten büyülendim resmen.
    Kesinlikle bir kere daha gideceğim izlemeye.
    Sonu zaten insanı müthiş derecede meraklandıran bişey.Zaten herkes yazmış gereken şeyleri bir daha tekrar etmeme gerek yok

    Ama kesinlikle tekrar izleyeceğim
  • Önceki sayfalardaki yazılarımı toplayayım dedim. Soran arkadaşlar olursa tekrar tekrar yazmak zor geliyor.



    Filmi biraz önce izledim geldim. Sinematik değeri olan bir yazı yazamayacağım. Şunu diyebilirim ki film kesinlikle izlenilmeli. Christopher Nolan bence yine klasını konuşturmuş.


    Önce efektlere değineceğim.
    Film için yeterliydi, abartılmadan yapılmış görüntüler, aşırı kaçmadan kullanılan efektler bence filme tam olması gerektiği kada olmuş. Ne eksik ne fazla. Çatışma sahneleri, atlamalar, düşmeler, patlamalar her şey yerli yerindeydi.
    Ama bir sahne vardı ki eminim hepiniz beğeneceksiniz. Ariadne’nin yolu ters katlayıp yukarıya kapatması ve yollar arasında geçişi falan çok etkileyiciydi.

    Oyunculuklara gelirsek.
    Öyle ahım şahım oyunculuğun konuşturulacağı sahneler yoktu filmde. DiCaprio’ya birkaç yerde gerçekten iş düşüyordu ki hepsinin de hakkını vermiş. Bu bi kaç duygusal sahnede oyunculuklar hep yeterli seviyedeydi. Diğer bir sürü sahnede zaten ahım şahım mükemmel oyunculuklar gerekmiyordu. Hiçbir oyuncu göze batmıyordu bence. “Yakışmamış” dediğim kimseyi göremedim ya da “oynayamamış” dediğim. Benim kriterlerime hepsi uyuyordu şahsen. Eames ve Arthur karakterlerine bayıldım yalnız. Hele Eames tam benim kafadan biri gibiydi. Onda kendimi buldum nerdeyse.
    DiCaprio’ya duygusal bazı sahnelerde eşlik eden Mal yani Marion Cotillard ise bence diğer oyuncular gibi gayet yerinde bir seçim olmuş. Son kısımda Cobb ile olan diyaloglarında hem Dicaprio hem Cotillard çok iyilerdi.
    Bir tek acaba mı dediğim nokta Ariadne oldu. Acaba daha büyük biri seçilseydi nasıl olurdu? 30’lu yaşlarda bir bayan oyuncu seçilseydi mesela? Ellen Page ufak kalmış sanki?

    Gelelim senaryoya.
    Diyecek laf yok. Nolan yine yeni yeniden döktürmüş. Hem yazıp hem yönetmek kolay değil böyle bir filmi. Üstesinden bu kadar da iyi gelmek ise ayrı bir başarı. Kesinlikle mükemmelsin Nolan. Daha çok şey bekliyoruz senden.
    Rüyalara girme, rüyalardan bilgi çalma belki biraz klişeymiş gibi gelebilir. İnsana “haa bu mu yani?” dedirtebilir belki ama Inception fikri yani fikir ekme/yerleştirme filmde çok iyi işlenmiş. Rüya içinde rüya ve onun içinde yine rüya yapısı ise filmde mükemmel ve mükemmeldi gerçekten.
    Rüyada 1 saat gerçek hayatta 5 dakika mantığını rüyada beynin daha hızlı çalışmasına bağlamaları olsun, rüyadan uyanmak için rüyada ölmek gerektiği olsun, fazla yatıştırıcı aldığı için rüyada ölünce Limbo yani Araf’ta kalmak olsun süper fikirlerdi bence.
    Inception’a başlamadan 3 rüya katmanı yaratacaklarını duymamla birlikte katları saymam bir oldu zaten. Her rüya 1er kat daha derine gidiyordu. Sonda 4. kata kadar girdik rüyaya. 1. kat panelvan içinde, 2. kat otel, 3. kat karlı dağlar, 4. kat ise Cobb, Ariadne ve Fischer’ın gittiği Cobb’un hayal dünyası. Bunları takip edince film karmaşıklıktan kurtuluyor neredeyse. Bu kısımlara ufak ufak dikkat ettikten sonra filmin kafa karıştırıcı bi tarafı kalmıyor diyebilirim.
    2. kez izlediğimde eminim daha fazla zevk alacağım ve dikkat etmediğim yerleri göreceğim ama bu hali bile yetti diyebilirim.

    Bu paragrafta Shutter Island hakkında da spoiler vardır.
    Mal’un Cobb’un ilk Inception’undan dolayı ölmesi yani karısını kocanın öldürmesi bana biraz Shutter Island’ı anımsattı. Yine DiCaprio yine benzer senaryo. Nedenini bilmiyorum ama çok benzedi.
    Cobb’un ilk Inception’ının Mal’a olması ve ölümünün onun yüzünden olması, Mal’ın Cobb’u ölüme zorlamak için yaptığı plan gerçekten iyiydi. Mal’ı temelde öldürenin Cobb olma sahnesinde iyi afalladım diyebilirim.


    Ve tabii ki Nolan klasiği olan sonun şaşırtıcılığı.
    Son sahnede fırıldağın düşmemesini bekliyordum keza öyle de oldu. Bi ara yalpaladı düşecek gibiydi. Bunun amacı elbette sonu seyirciye bırakmak. “Siz hangisine inanmak isterseniz ona inanın” denmek istenmiş filmde. Fırıldağın düşmeyip seyirciye bırakılacağını tahmin etmiştim ama bence fırıldak düştü ve her şey gerçek. Yani tüm bunların da aslında Mal’ın dediği gibi gerçek olmamasını benim bilinçaltım istemiyor buna eminim. Bi Truman Show vakası daha kaldıramam :)
    Truman Show demişken, son sahnesini izleyince direkt aklıma Jim Carrey’in son sahnesi geldi. Sahte bir hayattan gerçekliğe ilk adım. Acaba Cobb gerçekliğe adımını uçakta uyandığında mı atmıştı yoksa halen bir rüyada mı? Bunu bilmiyoruz ama dediğim gibi bence hepsi gerçek. Bir rüya daha yok ortada. Öyle olmasını istiyorum en azından :D
    Fırıldak düşmedi evet, dönüyor ama düşüp düşmediğini bilmiyoruz. O yüzden burası fazla sorgulanmamalı bence. Seyirci hangisini istiyorsa onu almalı.

    Ve tabii yine Nolan’ın her zaman yaptığı gibi aslında sonda olan bir sahneyi başta gösterip filmi daha da güzel kılması. Nolan’ın bu karakterini bildiğim için o ilk sahne hep aklımdaydı izlerken. “Acaba nerden, acaba kim” diye düşünüp dururken Araf meselesine girmeleri ve Saito’nun da vurulmasıyla çözdüm o sahneyi. Saito rüyada yıllarca ve yıllarca arafta kalmış. Çünkü rüyada öldü. Aşırı yatıştırıcının etkisinden dolayı arafta kaldı. Cobb ise buna izin vermedi. Rüya’nın 4. katmanından ayrılmadı ve arafta Saito’yu buldu. Ve Saito’yu araftan kurtardı, Saito’nun bağlantıları sayesinde evine dönebildi.
    Gayet mantıklı.


    Vel hasılı.
    Filmi beğendim, birkaç kez daha izleyince belki çok daha güzel gelecektir. Nolan’ın izlediğim filmleri arasında sıralama yapmak istesem acaba nasıl bir durum ortaya çıkar?
    Bir kere en başta bence Memento olmalıdır. Memento sinema dünyasında hiç kullanılmayan yepyeni bir teknik. Ardından The Prestige gelir. İşte tam burada Inception devreye giriyor. Acaba The Prestige’den daha iyi mi? Birkaç kez daha izlemem lazım net bir karar vermem için ama Inception 2 numarada sanırım. Evet evet. Memento’dan sonra Inception. Sonra The Prestige. Sonra ise Batman The Dark Knight ve Batman Begins tabii ki. Batman serileri süper kahraman filmi olduğu için sona koymak zorundayım. Ne Begins ne de TDK Memento, Prestige ve Inception ile kapışamaz bence. Kendi kulvarlarında şahane filmler ama hepsini bir arada değerlendirirsek yerleri Nolan sıralamasında sondadır bence.
    9/10 sayın seyirciler bu filme puanım. 10 verseydim Memento’ya haksızlık olurdu.


    Ekleme:



    Filmden önce bu resmi görünce "yok olmaz" demiştim ama gerçekten de böyleymiş. Her filmden bir şeyler buluyorsunuz filmde.
    Bi Juno'yu bilmiyorum izlemedim. Onunla nasıl bir bağlantısı var emin değilim.






    Kendimce çözümüm

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ultr@k@plan
    kafam allak bullak oldu
    Mesela mal niye kendini öldürdü ? onu geçtim bızım cobb o ihtiyar çinliyi kurtarcam diye 3.carpışmaya yetişemedi direk 4den real dunyayamı geçti ? Bide o mala fikir yerleştirme olayı oalrak ne yaptı ?


    Yahu ben mi çok basitçe çözdüm, yoksa çözdüm sandım dediğim şeyler aslında çok mu saçma?


    Mal ile Cobb bir süre önce rüya paylaşımı yaptılar.(çocuklar Cobb'un son gördüğünden sonra çok fazla büyümediğinden dolayı fazla bir süre değil bence. Eğer öyle ise bir mantık hatası olabilir, çocuklarda hiç bir büyüme yok çünkü. Kaldı ki o yaştaki çocuklar gün be gün gelişirler. Gerçi çocuk telefonda annesini soruyordu Cobb'a. Annesi öleli fazla olmamış demek ki) Bir kaç kat rüyaya girerek rüyalarında 50 yıl yaşadılar ve rüyada yaşlandılar. Bu gerçekte belki 1 gün falan ediyor, hesaplamadım atmasyon bir rakam.
    50 yıl içinde Mal rüyayı artık kendi gerçekliği sanmaya başladı. Rüyadan çıkmak istemiyordu.
    Cobb baktı olacağı yok. Inception yaptı. Yani hiç bir şeyin gerçek olmadığı fikrini Mal'a enjekte etti. Mal böylece rüyadan kurtuldu ve gerçek yaşama döndü. Yani filmdeki yerde yatan Mal ve Cobb'un uyanma sahnesi.
    Fakat ters giden bir şeyler vardı. Mal rüyadan uyandı ama gerçek dünyayı da rüya sanıyordu. Bir kat daha uyanması gerektiğini düşünüyordu. Bunu sağlamak için ölmesi ya da filmde kick denilen olayın yani düşmenin gerçekleşmesi gerekiyordu. Böylelikle Mal gerçekliğe uyanacaktı, halbuki aslında gerçek hayattaydı. Cobb bunu biliyor, karısının durumunun farkında. 3 hastaneden kadın akli dengesi yerindedir raporu alıyor aklında bir sorun yok. Ama inandığı şey dünyanın da bir rüyadan ibaret olduğu.
    Mal bunlara inanarak intihar etti ve intiharından da kocasının sorumlu olacağı bir plan yaptı.
    Binadan atladı, Mal öldü, Cobb ölüşünü izledi. Bunlar gerçek dünyada olan hadiseler.
    Cobb karısının ölümünden kendisini sorumlu tuttuğu için bilinçaltında sürekli karısıyla savaşıyor, karısı kendisini sürekli engellemeye çalışıyor. İntihar ettiği odaya kilitlemek istiyor karısını ama yapamıyor.
    Cobb'un ilk fikir yerleştirmesi Mal'a böylelikle olmuştu. Durum bu.

    Mal'ın limbo yani arafta olması gibi bir durum yok. Arafta olmak için rüyada ölüp gerçek hayatta uyanamamak gerekiyor. Mal rüyada ölmüyor ki. Tam tersine Cobb ile birlikte rüyada 50 sene yaşıyor.


    Cobb Saito için Limbo yani arafa gitti. Çünkü Saito 3. kat rüyada öldü ve bedeni çok uyuşturucu aldığı için uyanamadı, arafta kaldı. Arafta yıllarca yaşadı uyanamadı bir türlü. Cobb ise 4. kat rüyada bunun farkındaydı. Ve onu bulmaya gitti. Gitti, buldu, kurtardı.


    Fakat şu var ki kafam biraz karışık. Arafta kişinin beyni bomboş oluyordu? Boşlukta kalıyordu. Saito arafta kaldığına göre ve arafta yaşlandığına göre nasıl oluyor da deniz kenarında bir kalenin içinde kralvari bir şekilde yaşlanıyor?
    Bir kez daha izlemek lazım tam çözmek için.


    Ve daha da önemlisi. Acaba Cobb gerçekten hala rüya mı görüyor? Çocuklarda hiç bir değişiklik olmaması ve karısının da gerçek hayat olarak bildiğimiz şeye rüya demesi bu ihtimalleri de düşünmeme sebep oluyor. Burada bir kesinlik yok.






    quote:

    Orijinalden alıntı: crazytrex

    ben bu filmi kesinlikle 1 daha izleyeceğim :) ancak bir sorum var

    şimdi çoğu şeyi anladım da anlamadığım bir taraf var


    rüyadayken ölünce uyanıyorlar ama filmin belirli bi yerinde eğer rüyada ölürse rüyadan uyanınca bitkisel bir yaşam yaşar gibisinden bir şeyler oluyor ben bunu anlayamadım



    Normal rüya paylaşımlarında kişi rüyada ölünce gerçek hayatta da hemen uyanıyor. İlk başta Cobb Arthur'u vurmuştu rüyada, hatırlarsanız. Uyanması için.
    Ama iç içe geçmiş bir kaç katlı rüyaları paylaşmak için vücuda özel kimyasallar veriliyor ki rüya paylaşımı gerçekleşsin. Burada devreye Yusuf giriyor. Vücuda verdiği kimyasallarla vücut baygın gibi kalıyor uzun bi süre. Rüyada ölse bile bu kimyasalların etkisiyle gerçek hayatta uyanamadığından dolayı arafta kalıyorlar.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • ben de bi daha gitmeyi düşünüyorum böyle filmleri hem daha iyi anlamak hem de gişesine katkı da bulunup nolanın bi dahaki filmlerine daha iyi bir zemin hazırlamak iiçin.
  • Sorun çıkmazsa yarın bende izleyecem.
  • Bluray'i için 4 ay beklemek çok zor olacak
  • Tek kelime ile mükemmeldi. İzlediğim en iyi film diyebilirim.


    Filmde detaylar var doğru, fakat abartıldığı kadar karışık olduğu söylenemez. Farklı farklı teoriler üreterek kafamızı karıştırıyoruz.

    Filmin sonunda totem dönerken "düş düş" demeye başladık. Baktık bütün salondan sesler yükseliyor. Perde karardıktan sonra zaten herkes gülmeye başladı. Güzel oyun yaptı Nolan.

    Gel gelelim totem düştü mü düşmedi mi... Aslına bakılırsa o kadar da önemli değil. Cobb da totemini takip etmeyi bırakıyor ve çocuklarının yanına gidiyor. Çocuklarını gördükten sonra rüya veya gerçek olduğunu önemsemiyor. Ama yine de bir açıklama yapmak gerekirse, totem yalpalamaya başlıyor hafiften ve bu da bir süre sonra duracağı anlamına gelir. Daha fazla irdeleyip kafa karıştırmaya gerek yok. Yine de tartışmalara açık olsun diye izleyicinin yorumuna bırakılmış filmin sonu.

    Bugünlerde bir kez daha gitmeyi düşünüyorum. Belki üçüncü kez bile gidebilirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Pseudonym -- 31 Temmuz 2010; 12:38:49 >




  • Film gerçekten çok iyiydi. Ama bir Memento'da ki gibi bir karışıklık yoktu. Birkaç komik sahne vardı. Ayrıca aksiyon sahneleri bence uzun tutulmuş. Belki de o kesimin ilgisini çekebilmek için yapılmıştır. O kadar aksiyon sahnesi olacağına bence rüyalarla ilgili daha ilginç ayrıntılar alabilirdik. Herneyse işin özü film çok iyiydi.

    Bence totem düştü. Arkadaşımın dediğine göre ki belki önceki sayfalarda yazılmıştır. Eğer Cobb hala rüyada ise ve karısı kendini öldürüp bir üst bölüme geçtiyse karısı Cobb'u uyandırabilirdi. O yüzden totem kesinlikle düştü. Ama yinede binbir çeşit sona bağlayabiliriz.

    Puanıma gelecek olursak 9/10.




  • 
Sayfa: önceki 3738394041
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.