Şimdi Ara

İkitelli Radyasyon Kazası(08 Ocak 1999)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
1
Favori
6.870
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İkitelli Radyasyon Kazası(08 Ocak 1999)

    Radikal Gazetesi 10 Ocak 1999 tarihli haberi.

    İnanılmaz bir vurdumduymazlıkla İkitelli'deki bir hurdacı dükkânına kadar düşen radyasyonlu maddeler, masum insanları ölümle yüz yüze getirirken, Türkiye'yi de 'nükleer felaket'le tanıştırdı.

    Türkiye'yi ilk kez nükleer tehlikeyle yüz yüze getiren İkitelli'deki radyasyon sızıntısının altından 'korkunç bir ihmal' çıktı. Birçok kişiyi ölümle yüz yüze getiren radyasyonun, kanser tedavisinde kullanılan bir radyoterapi cihazının güç kaynağından sızdığı belirlendi. Büyük titizlikle korunması gereken bu cihazların hurdacılara kadar düşmesi, Türkiye'nin ne büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyarken, İkitelli'de parçalanan kurşun blokların içinde bulunması gereken çekirdeğin de kayıp olduğu ortaya çıktı.
    Söz konusu cihaz, merkezi Ankara'da bulunan PİKER adlı şirket tarafından ABD'den ithal edildi. Kurşun blokların kullanım süresi dolduğunda, durumun Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na (TAEK) bildirilmesi gerekiyordu. Ancak şirket bu prosedürü yerine getirmeyip blokları İstanbul'a gönderdi. Firmanın İstanbul'daki temsilcisi Bayram Çulha da bu blokları İkitelli'deki depolarına koydu. Daha sonra kendi depolarında yer kalmaması üzerine, bloklar, yan taraftaki Mustafa Söyleyici'ye ait depoya nakledildi. Aylar sonra Çulha'yı arayan Söyleyici depoyu boşaltacağını belirterek, malların geri alınmasını istedi. Ancak Çulha'nın yanıtı, "Sat gitsin" oldu. Bunun üzerine Söyleyici de kurşun blokları hurdacıya sattı.
    Türkiye'deki ilk nükleer felaket olarak da nitelendirilen olay hurdacı Naki ve İlyas Ilgaz kardeşlerin bir ay kadar önce İkitelli'deki bir işyerinden iki ayrı kurşun kaplı bloğu satın almasıyla başladı. İkişer ton ağırlığındaki blokları iş makinesiyle parçalayan iki kardeşin o günden itibaren sağlık şikayetleri hiç bitmedi. Defalarca doktora giden, ancak rahatsızlıklarına teşhis konulamayan iki kardeş, son olarak İkitelli'deki Özel Güneş Hastanesi'ne kusma ve bulantı şikayetiyle başvurdu. Kontrollerde iki hastanın radyoaktif madde temasına maruz kaldıkları belirlendi.

    Olayla ilgili olarak altı kişiyi gözaltına alan polis, PİKER firmasının İstanbul temsilcisi Bayram Çulha'nın arandığını açıkladı. Gözaltındaki Mustafa Söyleyici, Mustafa Seyhan, Burhan Eren, Semih Sonakın, Yaşar Işık ve Cevdet Salihoğlu'nun sorguları Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde sürüyor. Ilgaz kardeşlerin, İkitelli Keresteciler Sitesi'nin bitişiğinde bulunan hurda deposundaki kurşun bloklar dün TAEK yetkilileri tarafından özel kasalara konularak araştırma için TAEK'in Küçükçekmece'deki merkezine götürüldü. Ancak, kurşun blokun içinde olması gereken ve radyasyon yayan çekirdeğin, bloğun içinde bulunmadığı görüldü. TAEK uzmanları, mermi çekirdeği büyüklüğünde bir zırhın içinde bulunan çekirdeği, radyasyon dedektörleriyle akşam saatlerine kadar aramalarına karşın bulamadı. Arama çalışmaları bu sabah tekrar başlayacak.
    Habertürk Gazetesi 17 Mart 2011 tarihli haberi.

    Nükleer santralı olmayan Türkiye, İstanbul İkitelli’de 1999’da meydana gelen olayla “dünyanın en önemli 20 radyoaktif kazası” listesine girdi. Olayda 13 kişilik Ilgaz Ailesi, “hurda” diye atılan maddelerdeki radyasyona maruz kalmış, Hüseyin Ilgaz hayatını kaybetmişti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun da, AİHM aşamasında tüm aileye tazminat ödediği ortaya çıktı.

    İkitelli’de hurdacılık yaparak hayatını kazanan 13 kişilik Ilgaz Ailesi’nin hayatı, Ocak 1999’da hurda diye satın aldıkları konteynerin içinden radyoaktif madde çıkmasıyla karardı. Murat Ilgaz’ın parmakları eridi, Hüseyin Ilgaz, 2004 yılında kansere yakalandı ve iki yıl önce 57 yaşında hayatını kaybetti. Radyasyona maruz kalan ailenin erkekleri, ancak tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olabildi. Olay tarihinde 6 aylık bir kızı olan Naki Ilgaz ise artık çocuk sahibi olamıyor. Kadınlar ise erken menopoza girdi.

    16 yaşında olan Abdullah Ilgaz, amcası Hüseyin’i 2009 yılında kaybettikten sonra babası İlyas Ilgaz’ın İstanbul’u terk ettiğini ve bir köye yerleşerek hayvancılık yaptığını, ancak sıkıntılarının hiç bitmediğini anlattı. O dönemde aileden 5 kişinin yatarak tedavi gördüğünü söyleyen Abdullah Ilgaz, “Hurdayı eve getirip parçaladığımız dönemde 5 kişinin durumu ağırdı. Haseki Hastanesi tarafından kontrol altına alındık” diye konuştu. Babasını kaybeden Kenan Ilgaz ise şimdi tekstil işiyle uğraşıyor. Olay tarihinde 18 yaşında olduğunu söyleyen Kenan Ilgaz, “Babam Hüseyin Ilgaz’ı, 2009 yılı başında kaybettik. 2004’te kanser olmuştu. Çok acı çekti, aldığı maaş ve tazminatı tedavi masrafı olarak harcadı. Kişi başı 20, 80, 100 bin TL gibi rakamlarla tazminat aldık” dedi.

    İnanılmaz bir vurdumduymazlıkla İkitelli'deki bir hurdacı dükkânına kadar düşen radyasyonlu maddeler, masum insanları ölümle yüz yüze getirirken, Türkiye'yi de 'nükleer felaket'le tanıştırdı.

    Türkiye'yi ilk kez nükleer tehlikeyle yüz yüze getiren İkitelli'deki radyasyon sızıntısının altından 'korkunç bir ihmal' çıktı. Birçok kişiyi ölümle yüz yüze getiren radyasyonun, kanser tedavisinde kullanılan bir radyoterapi cihazının güç kaynağından sızdığı belirlendi. Büyük titizlikle korunması gereken bu cihazların hurdacılara kadar düşmesi, Türkiye'nin ne büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyarken, İkitelli'de parçalanan kurşun blokların içinde bulunması gereken çekirdeğin de kayıp olduğu ortaya çıktı.
    Söz konusu cihaz, merkezi Ankara'da bulunan PİKER adlı şirket tarafından ABD'den ithal edildi. Kurşun blokların kullanım süresi dolduğunda, durumun Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na (TAEK) bildirilmesi gerekiyordu. Ancak şirket bu prosedürü yerine getirmeyip blokları İstanbul'a gönderdi. Firmanın İstanbul'daki temsilcisi Bayram Çulha da bu blokları İkitelli'deki depolarına koydu. Daha sonra kendi depolarında yer kalmaması üzerine, bloklar, yan taraftaki Mustafa Söyleyici'ye ait depoya nakledildi. Aylar sonra Çulha'yı arayan Söyleyici depoyu boşaltacağını belirterek, malların geri alınmasını istedi. Ancak Çulha'nın yanıtı, "Sat gitsin" oldu. Bunun üzerine Söyleyici de kurşun blokları hurdacıya sattı.
    Türkiye'deki ilk nükleer felaket olarak da nitelendirilen olay hurdacı Naki ve İlyas Ilgaz kardeşlerin bir ay kadar önce İkitelli'deki bir işyerinden iki ayrı kurşun kaplı bloğu satın almasıyla başladı. İkişer ton ağırlığındaki blokları iş makinesiyle parçalayan iki kardeşin o günden itibaren sağlık şikayetleri hiç bitmedi. Defalarca doktora giden, ancak rahatsızlıklarına teşhis konulamayan iki kardeş, son olarak İkitelli'deki Özel Güneş Hastanesi'ne kusma ve bulantı şikayetiyle başvurdu. Kontrollerde iki hastanın radyoaktif madde temasına maruz kaldıkları belirlendi.

    Olayla ilgili olarak altı kişiyi gözaltına alan polis, PİKER firmasının İstanbul temsilcisi Bayram Çulha'nın arandığını açıkladı. Gözaltındaki Mustafa Söyleyici, Mustafa Seyhan, Burhan Eren, Semih Sonakın, Yaşar Işık ve Cevdet Salihoğlu'nun sorguları Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde sürüyor. Ilgaz kardeşlerin, İkitelli Keresteciler Sitesi'nin bitişiğinde bulunan hurda deposundaki kurşun bloklar dün TAEK yetkilileri tarafından özel kasalara konularak araştırma için TAEK'in Küçükçekmece'deki merkezine götürüldü. Ancak, kurşun blokun içinde olması gereken ve radyasyon yayan çekirdeğin, bloğun içinde bulunmadığı görüldü. TAEK uzmanları, mermi çekirdeği büyüklüğünde bir zırhın içinde bulunan çekirdeği, radyasyon dedektörleriyle akşam saatlerine kadar aramalarına karşın bulamadı. Arama çalışmaları bu sabah tekrar başlayacak.
    Habertürk Gazetesi 17 Mart 2011 tarihli haberi.

    Nükleer santralı olmayan Türkiye, İstanbul İkitelli’de 1999’da meydana gelen olayla “dünyanın en önemli 20 radyoaktif kazası” listesine girdi. Olayda 13 kişilik Ilgaz Ailesi, “hurda” diye atılan maddelerdeki radyasyona maruz kalmış, Hüseyin Ilgaz hayatını kaybetmişti. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun da, AİHM aşamasında tüm aileye tazminat ödediği ortaya çıktı.

    İkitelli’de hurdacılık yaparak hayatını kazanan 13 kişilik Ilgaz Ailesi’nin hayatı, Ocak 1999’da hurda diye satın aldıkları konteynerin içinden radyoaktif madde çıkmasıyla karardı. Murat Ilgaz’ın parmakları eridi, Hüseyin Ilgaz, 2004 yılında kansere yakalandı ve iki yıl önce 57 yaşında hayatını kaybetti. Radyasyona maruz kalan ailenin erkekleri, ancak tüp bebek yoluyla çocuk sahibi olabildi. Olay tarihinde 6 aylık bir kızı olan Naki Ilgaz ise artık çocuk sahibi olamıyor. Kadınlar ise erken menopoza girdi.

    16 yaşında olan Abdullah Ilgaz, amcası Hüseyin’i 2009 yılında kaybettikten sonra babası İlyas Ilgaz’ın İstanbul’u terk ettiğini ve bir köye yerleşerek hayvancılık yaptığını, ancak sıkıntılarının hiç bitmediğini anlattı. O dönemde aileden 5 kişinin yatarak tedavi gördüğünü söyleyen Abdullah Ilgaz, “Hurdayı eve getirip parçaladığımız dönemde 5 kişinin durumu ağırdı. Haseki Hastanesi tarafından kontrol altına alındık” diye konuştu. Babasını kaybeden Kenan Ilgaz ise şimdi tekstil işiyle uğraşıyor. Olay tarihinde 18 yaşında olduğunu söyleyen Kenan Ilgaz, “Babam Hüseyin Ilgaz’ı, 2009 yılı başında kaybettik. 2004’te kanser olmuştu. Çok acı çekti, aldığı maaş ve tazminatı tedavi masrafı olarak harcadı. Kişi başı 20, 80, 100 bin TL gibi rakamlarla tazminat aldık” dedi.

    (Resimler Kaynak: International Atomic Energy Agency "The Radiological Accident in Istanbul", IAEA Publication No:1102, September 2000, Austria)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Chet7 -- 7 Şubat 2015; 11:16:28 >







  • Belki bir gün okurum..


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ariana Grande

    Belki bir gün okurum..



    off ağzını burnunu şey ettiğim çok tatlı kedi yaf.
  • Vay be

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sahinkp54

    Vay be

    Aman tanrım biri okumuş
  • şimdi istanbul 2000 li ergenlerin anormallikleri anlaşıldı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yamyam34

    şimdi istanbul 2000 li ergenlerin anormallikleri anlaşıldı

    komple istanbulu kapsıyacağını sanmam
  • Chet7 kullanıcısına yanıt
    ama haklısın ama istanbul bir numara
  • durumumuz yoktu kardeş okuyamadım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yamyam34

    ama haklısın ama istanbul bir numara

    Bu yüzden bir nebze nükleer enerjiye karşıyım

    tabi bu nükleer enerji çok kötü anlamına gelmez aslında en temiz kaynaktır bacadan çıkan sadece su buharıdır.
  • Bu memlekete hiçbir şey yapılmaz lan

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Biz de o aralar İkitelli'deydik lan.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • OKUMADIM+BUNU BURDA KİMSE OKUMAZ😎

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Oluruna Bırak! kullanıcısına yanıt
    şey ettigin
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Oluruna Bırak!

    quote:

    Orijinalden alıntı: Ariana Grande

    Belki bir gün okurum..



    off ağzını burnunu şey ettiğim çok tatlı kedi yaf.

    Öpen daha tatlı kedi canlarınızı yidiğim oyş(gerçek kedi hariç)




  • Bunu daha önce okumuştum oradan biliyorum. Nükleer kazalar hep ilgimi çekmiştir. Daha önce de Güney Maerika'da bir yerde olmuştu, Brezilya'ydı galiba. Şehrin ismini unutuum ama bütün şehri etkilemişti.
  • Baksana burada ki insanlar bile işin dalgasında.Anlatamazsın bizim milletimize radyasyonmuş nükleermiş zararlıymış vs. Hastahanelere gelen insanlar film çektirmedikleri zaman doktor bizle ilgilenmedi diye şikayet ediyorlar.Halkımız radyasyonu vitamin sanıyor.En basitinden ben diş hastahanesinde radyoloji biriminde çalışıyorum.Panaromik röntgen çekiyorum ve diş tabipleri dahil 100 kişiye sorsan 98 i diş filminde az radyasyon var der.Ama kazın ayağı öyle değil her çekim 11 saniye sürüyor ve ben hastaya 11 saniye boyunca kesintisiz radyasyon veriyorum.Verdiğim doz 73-70 KV ye 10 MA yani sizin anlayacağınız dilde 1 akciğer filmi dozu tabi bu saniyede verdiğim 11 saniye olarak düşün 11 tane akciğer filmi kadar radyasyon demek tek seferde.Hayatı boyunca 11 tane akciğer filmi çektirmeyen insan var sorsan diş röntgeninde rasyasyon az bir şey olmaz diyorlar.Geçen bir hasta var toplamda 11 Röntgen çekmişiz 6 aylık süreçte 120-140 tane akciğer filmi kadar radyasyon almış adama diyorum ben ömrü hayatımca bu kadar radyasyon almamışımdır son 7 senedir röntgen çektiğim halde.Adamın verdiği cevap en fazla kafa yapar yada doktor istedi napayım oluyor.Sen radyasyonun ne demek olduğunu bilmez bilinçlenmezsen doktor tabi ister performans için umrundamı sanki.Radyasyon görünür bir şey değil ya herkes zarar vermez sanıyor ne olacak ya diyor.Akıllanmadılar Çernobil den karadenizden ülkeye yayılan kanserden.Uzun lafın kısası sen eşşek olursan semer vuran çok olur.Neyi neden yaptırdığınızı bilin bilinçlenin vücudunuza yazık radyasyon vitamin değildir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • aynı şeyi sürekli tekrarlamış bu ne ya kim yazmış bunu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mhcd

    aynı şeyi sürekli tekrarlamış bu ne ya kim yazmış bunu

    En başta yazıyor gazeteden alıntı yaptım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Chet7 -- 7 Şubat 2015; 12:15:11 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: UsainBolt

    Baksana burada ki insanlar bile işin dalgasında.Anlatamazsın bizim milletimize radyasyonmuş nükleermiş zararlıymış vs. Hastahanelere gelen insanlar film çektirmedikleri zaman doktor bizle ilgilenmedi diye şikayet ediyorlar.Halkımız radyasyonu vitamin sanıyor.En basitinden ben diş hastahanesinde radyoloji biriminde çalışıyorum.Panaromik röntgen çekiyorum ve diş tabipleri dahil 100 kişiye sorsan 98 i diş filminde az radyasyon var der.Ama kazın ayağı öyle değil her çekim 11 saniye sürüyor ve ben hastaya 11 saniye boyunca kesintisiz radyasyon veriyorum.Verdiğim doz 73-70 KV ye 10 MA yani sizin anlayacağınız dilde 1 akciğer filmi dozu tabi bu saniyede verdiğim 11 saniye olarak düşün 11 tane akciğer filmi kadar radyasyon demek tek seferde.Hayatı boyunca 11 tane akciğer filmi çektirmeyen insan var sorsan diş röntgeninde rasyasyon az bir şey olmaz diyorlar.Geçen bir hasta var toplamda 11 Röntgen çekmişiz 6 aylık süreçte 120-140 tane akciğer filmi kadar radyasyon almış adama diyorum ben ömrü hayatımca bu kadar radyasyon almamışımdır son 7 senedir röntgen çektiğim halde.Adamın verdiği cevap en fazla kafa yapar yada doktor istedi napayım oluyor.Sen radyasyonun ne demek olduğunu bilmez bilinçlenmezsen doktor tabi ister performans için umrundamı sanki.Radyasyon görünür bir şey değil ya herkes zarar vermez sanıyor ne olacak ya diyor.Akıllanmadılar Çernobil den karadenizden ülkeye yayılan kanserden.Uzun lafın kısası sen eşşek olursan semer vuran çok olur.Neyi neden yaptırdığınızı bilin bilinçlenin vücudunuza yazık radyasyon vitamin değildir.

    Dostum hesapladım 3 Diş 5 de normal röntgen çekilmiş hayatım boyunca zararı ne tam olarak ?




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.