Konusu olsun, işleyişi olsun sade ve güzel bir filmdi gerçekten. 3D gereksizdi belki ama hoştu.
Şu an filmden yeni döndüm ve giderken buradaki yorumlara da kulak asmadım, çünkü Türk seyircisinin nelerden hoşlandığını iyi biliyorum. Çoğunuzun sıkılmasına da hak veriyorum. Ben anneme de böyle filmleri hayatta izletemem, bunu izlemek yerine Kutsal Damacana gibi filmleri izlemeyi tercih eder.
Ben bu filmi izlerken gerçekten çok büyük keyif aldım, bir saniyesinden bile sıkılmadım. İzlemeye değer bir filmdi. 9/10 alır benim oyumda. 3D konusunda da başarılı buldum, çok fazla abartılmadan tadında bir 3D olmuş.
quote:
Orijinalden alıntı: DonCorleone^^
Konusu olsun, işleyişi olsun sade ve güzel bir filmdi gerçekten. 3D gereksizdi belki ama hoştu.
Şu ana kadar kullanılan en iyi 3D seçildi
quote:
Orijinalden alıntı: Jokě
quote:
Orijinalden alıntı: DonCorleone^^
Konusu olsun, işleyişi olsun sade ve güzel bir filmdi gerçekten. 3D gereksizdi belki ama hoştu.
Şu ana kadar kullanılan en iyi 3D seçildi
Evet onu bende biliyorum. Ama bu konu hakkında şöyle bir düşüncem var, izlediğimiz 3D filmler genellikle aksiyon, macera ağırlıklı olduğu için o tarz filmlerdeki 3D sahneler çok etkileyici olabiliyor. Doğal olarak seyircide buna alışıyor ben alıştım yani en azından. Görüntüyü kötülemek için söylemiyorum sadece o tip maceralı aksiyonlu sahnelere alıştığımız için bu biraz sade kaçtı 3D konusunda.
quote:
Orijinalden alıntı: DonCorleone^^
quote:
Orijinalden alıntı: Jokě
quote:
Orijinalden alıntı: DonCorleone^^
Konusu olsun, işleyişi olsun sade ve güzel bir filmdi gerçekten. 3D gereksizdi belki ama hoştu.
Şu ana kadar kullanılan en iyi 3D seçildi
Evet onu bende biliyorum. Ama bu konu hakkında şöyle bir düşüncem var, izlediğimiz 3D filmler genellikle aksiyon, macera ağırlıklı olduğu için o tarz filmlerdeki 3D sahneler çok etkileyici olabiliyor. Doğal olarak seyircide buna alışıyor ben alıştım yani en azından. Görüntüyü kötülemek için söylemiyorum sadece o tip maceralı aksiyonlu sahnelere alıştığımız için bu biraz sade kaçtı 3D konusunda.
Doğrudur, filmden filme kullanım gerekliliği değişiyor. Mesela Tenten'de çok gereksizdi 3D. Ama 30'ların kış ayındaki Paris'ini görmek açısından gayet iyiydi diye düşünüyorum. Özellikle ilk defa bir 3D filmde bir nesne gözüme gözüme girdi
quote:
Orijinalden alıntı: Jokě
quote:
Orijinalden alıntı: DonCorleone^^
quote:
Orijinalden alıntı: Jokě
quote:
Orijinalden alıntı: DonCorleone^^
Konusu olsun, işleyişi olsun sade ve güzel bir filmdi gerçekten. 3D gereksizdi belki ama hoştu.
Şu ana kadar kullanılan en iyi 3D seçildi
Evet onu bende biliyorum. Ama bu konu hakkında şöyle bir düşüncem var, izlediğimiz 3D filmler genellikle aksiyon, macera ağırlıklı olduğu için o tarz filmlerdeki 3D sahneler çok etkileyici olabiliyor. Doğal olarak seyircide buna alışıyor ben alıştım yani en azından. Görüntüyü kötülemek için söylemiyorum sadece o tip maceralı aksiyonlu sahnelere alıştığımız için bu biraz sade kaçtı 3D konusunda.
Doğrudur, filmden filme kullanım gerekliliği değişiyor. Mesela Tenten'de çok gereksizdi 3D. Ama 30'ların kış ayındaki Paris'ini görmek açısından gayet iyiydi diye düşünüyorum. Özellikle ilk defa bir 3D filmde bir nesne gözüme gözüme girdi
Dediğim gibi görüntülerdeki o kalitenin bende farkındayım hoş gerçekten. Ama alışılmışdan daha doğal ve sade olduğu için beklentilerin altında kalabiliyor.
Martin Scorsese üstadın bu filmini izlemeye gidiyorum birazdan Xpand 3D'de. Farklı yorumlar var. Kimileri çok beğeniyor kimiler beğenmiyor yerden yere vuruyor. Bakalım.
Öncelikle sinema tarihi açısından çok önemli bir film.Scorsese nasıl bir adamdır ki ilk 3D denemesinde yeni nesli sıkmadan onlara sinemanın büyüsünü göstermeyi başarmış.3D’nin de fazlasıyla hakkını vermiş film.Ben Kingsley Pers Prensi gibi gişe filmlerinde boy göstermeye , unutulmaya , değerini kaybetmeye başlamışken bu büyülü film tekrardan kendisinin ne kadar değerli bir aktör olduğunu kanıtlamıştır benim gözümde.Bu film , benim gibi imdb puanı yüksek filmleri izleyipte kendini sinefil ilan eden kişilerede sinema hakkında mühtiş bir ders vermiştir kanımca.Şahsen sinemaya bakış açım değişti.Bir Scorsese filminde hata bulmak çok zordur ve kanımca tek hata başrolde iki tane sinir bozucu velet olmasıdır.Neyse ki benim için filmin kilit noktası olan son yarım saatte bu veletleri pek göremiyoruz.
Hugo çok özel bir film.Bu sezon ardı arkası kesilmeyen gişe filmlerinden sonra muhteşem bir deneyim oldu benim için.Sinemayı sadece zaman geçirme aracı olarak görmeyen herkesin Hugo’yu görmesi gerek.
quote:
Orijinalden alıntı: PHI
Martin Scorsese üstadın bu filmini izlemeye gidiyorum birazdan Xpand 3D'de. Farklı yorumlar var. Kimileri çok beğeniyor kimiler beğenmiyor yerden yere vuruyor. Bakalım.
biran önce fikirlerini benimle paylaş geçen hafta gidemedim bu hafta gitmek istiyorum
quote:
Orijinalden alıntı: PHI
Martin Scorsese üstadın bu filmini izlemeye gidiyorum birazdan Xpand 3D'de. Farklı yorumlar var. Kimileri çok beğeniyor kimiler beğenmiyor yerden yere vuruyor. Bakalım.
Bekliyoruz yorumunu
Öncelikle söylemek istediğim bir şey var. BU film bizim ülkemizde tutmaz. Neden mi? Aşk yok. Aksiyon yok. Duygu sömürüsü yok. Erotizm yok. Kısacası ilgi çekici bir şey yok filmde. Bu yüzden tutulmamasını ziyadesiyle normal buldum, buluyorum. Martin Scorsese gibi bir sinema üstadının sinemanın yaratıcısı sayılan birine olan vefa borcunu böylesine güzel bir şekilde ödemesi bana göre bir yönetmenin yapabileceği en iyi şeylerden biri. Bu filmde bir şeyler bulabilmek için öncelikle Georges Melies'in kim olduğunu bi az çok bilmek gerek. Modern sinemanın kurucusu, babası sayılır çoğu kişiye göre. Filmde de anlatıldı zaten bunlar.http://tr.wikipedia.org/wiki/Georges_Méliès O yüzden bu film bir vefa borcunun icra edilmesidir bana göre. Ve bunu da hakkıyla yapmıştır. Martin Scorsese'nin ilk 3D deneyimi öylesine güzel ve ayarlı olmuş ki. Ne abartmış ne az bırakmış. Her şey yerli yerindeydi 3D konusunda. Her ne kadar 3D'nin film sonrası baş ağrısı yine vukuu bulmuş olsa da o baş ağrısına değdi diyebilirim. Scorsese'yi hissediyorsunuz filmde bir şekilde. Ben özellikle kamera açılarıyla hissediyorum mesela artık bu adamı. Nasıl yapıyor nasıl ediyor bilmiyorum ama çok güzel yapıyor. Ve iyi ki de yapıyor bence.
Filmin konusuna gelirsek.
Hugo'nun çerçevesinde anlatılan Georges Melies hikayesi oldukça güzeldi bence. Ben Kingsley zaten çok iyiydi, denecek bir kelime bile yok. Ama çocuk oyuncular da çok iyiydi bence bu filmde. Hugo'yu oynayan Asa Butterfield ve daha iyi olan Isabelle rolündeki Kick-Ass'ten de tanıdığımız Chloë Grace Moretz oldukça iyilerdi bence. Filmi aldı götürdüler. Filmdeki otomaton oldukça ilgi çekici bir ögeydi bence. Dikkate değerdi. Sonradan sonraya Georges'in hikayesine girilmesi ayrıca güzeldi zaten.
Filmdeki -bana göre- tek yanlış nokta bir kaç noktada sıkıcılığa düşmesiydi. Öyle ki kimi sahneler olmasaydı da olabilirdi bence. Geri kalanıyla bence oldukça güzel bir film. Bir sinema filminden aksiyon, aşk, meşk vs beklentisi olanları elbette tatmin etmeyecektir. Herkesin zevki ve tercihi farklı nihayetinde.
Bugün izledim filmi.Güzeldi bence bir kaç yer dışında sıkmadı.3D'yi de beğendim.
Bluray çıktı.
bu filme çok istememe ragmen gidemedim yaa
süper ya
quote:
Orijinalden alıntı: PHI
Öncelikle söylemek istediğim bir şey var. BU film bizim ülkemizde tutmaz. Neden mi? Aşk yok. Aksiyon yok. Duygu sömürüsü yok. Erotizm yok. Kısacası ilgi çekici bir şey yok filmde. Bu yüzden tutulmamasını ziyadesiyle normal buldum, buluyorum. Martin Scorsese gibi bir sinema üstadının sinemanın yaratıcısı sayılan birine olan vefa borcunu böylesine güzel bir şekilde ödemesi bana göre bir yönetmenin yapabileceği en iyi şeylerden biri. Bu filmde bir şeyler bulabilmek için öncelikle Georges Melies'in kim olduğunu bi az çok bilmek gerek. Modern sinemanın kurucusu, babası sayılır çoğu kişiye göre. Filmde de anlatıldı zaten bunlar.http://tr.wikipedia.org/wiki/Georges_Méliès O yüzden bu film bir vefa borcunun icra edilmesidir bana göre. Ve bunu da hakkıyla yapmıştır. Martin Scorsese'nin ilk 3D deneyimi öylesine güzel ve ayarlı olmuş ki. Ne abartmış ne az bırakmış. Her şey yerli yerindeydi 3D konusunda. Her ne kadar 3D'nin film sonrası baş ağrısı yine vukuu bulmuş olsa da o baş ağrısına değdi diyebilirim. Scorsese'yi hissediyorsunuz filmde bir şekilde. Ben özellikle kamera açılarıyla hissediyorum mesela artık bu adamı. Nasıl yapıyor nasıl ediyor bilmiyorum ama çok güzel yapıyor. Ve iyi ki de yapıyor bence.
Filmin konusuna gelirsek.
Hugo'nun çerçevesinde anlatılan Georges Melies hikayesi oldukça güzeldi bence. Ben Kingsley zaten çok iyiydi, denecek bir kelime bile yok. Ama çocuk oyuncular da çok iyiydi bence bu filmde. Hugo'yu oynayan Asa Butterfield ve daha iyi olan Isabelle rolündeki Kick-Ass'ten de tanıdığımız Chloë Grace Moretz oldukça iyilerdi bence. Filmi aldı götürdüler. Filmdeki otomaton oldukça ilgi çekici bir ögeydi bence. Dikkate değerdi. Sonradan sonraya Georges'in hikayesine girilmesi ayrıca güzeldi zaten.
Filmdeki -bana göre- tek yanlış nokta bir kaç noktada sıkıcılığa düşmesiydi. Öyle ki kimi sahneler olmasaydı da olabilirdi bence. Geri kalanıyla bence oldukça güzel bir film. Bir sinema filminden aksiyon, aşk, meşk vs beklentisi olanları elbette tatmin etmeyecektir. Herkesin zevki ve tercihi farklı nihayetinde.
Yorum yapmama gerek kalmamış . Ellerine sağlık diyeceklerimi demişsin sağol . Eklemek istediğim; Hugo'nun Oscar'ı hakettiğidir. The Artist de var ama Hugo'nun başarısı daha üstün bence.
filmdeki gizemli hava, merak duygusunu devamlı canlı tutması bunlar güzel ama cevabını bulamadığım bir eksiklik var. sanırım şahsi beklentim fantastik bir film olmamasından tatmin olmadı.
tavsiye ederim...
Kesin birşey varsa oda; Oscar'ı The Help filminin alacağıdır.
Bu film bence bütçesiyle ,afişleriyle yarattığı fantastik macera havasıyla kitleleri sinemalara yığmak, bu kitlelere , Sinemanın doğayeni Georges Melies'i anlatmak için hazırlanmıştır.
İzlenecek tek bölümü son yarım saatidir.Çünkü Georges Melies'i anlattığı sahneler son yarım saat içindedir. Açıkçası sinemada izlesem ilk 1 saatinden sonra çıkar giderdim.
Puanını ,oscar adaylığını hakedermi tartışılır.. ancak benden alacağı puan 10 üzerinden 6'dır.
Ayrıca filmde bikaç bariz çekim hatası ile karşılaştım,yılların yönetmenine yakıştıramadım.
quote:
Orijinalden alıntı: OneReason
Kesin birşey varsa oda; Oscar'ı The Help filminin alacağıdır.
Bu film bence bütçesiyle ,afişleriyle yarattığı fantastik macera havasıyla kitleleri sinemalara yığmak, bu kitlelere , Sinemanın doğayeni Georges Melies'i anlatmak için hazırlanmıştır.
İzlenecek tek bölümü son yarım saatidir.Çünkü Georges Melies'i anlattığı sahneler son yarım saat içindedir. Açıkçası sinemada izlesem ilk 1 saatinden sonra çıkar giderdim.
Puanını ,oscar adaylığını hakedermi tartışılır.. ancak benden alacağı puan 10 üzerinden 6'dır.
Geroges Melies'i bir çocuğun hayatı üzerinden anlatıyor. Bu kadar dar görüşlü bakarsan beğenmemen normal. Hepsini izledim bence Oscar'ı en çok hakeden film Hugo.