"Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" lafı şakadan, gerçeğe dönüşüyor.. Bir gün herkes mecburen Fenerli olacak, çünkü etrafta başka takım kalmayacak, tutacak. Fenerbahçe Cumhuriyeti, pek de sessiz sedasız olmayan gelişmelerle, tüm Türk futbolunu kontrol eden bir imparatorluğa dönüşüyor.. Dönüşümü yürüten kişi, imparator olmaya hazırlanan Aziz Yıldırım.. Yıldırım, tek oy farkla güç bela geldiği F.Bahçe başkanlığında yerini sağlamlayarak işe başladı. Kısa zamanda öyle rakipsiz kaldı ki, "Bu F.Bahçe'yi yönetecek benden başka adam yok. Dönüp dolaşıp gene bana gelecekler" diye biraz naz için köşesine çekilen Ali Şen bile, ısıramadığı eli öpmek zorunda kaldı. Şimdi Aziz'in üstünde olduğu havaları veren şovlarla kendi kendini tatmin ediyor. Yıldırım, AKP döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve de Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın fevkalade fanatik Fenerli olmalarından yararlanıp ülke çapında güç gösterisi yaparak ikinci aşamaya geçti. Aziz Yıldırım'ın bu ülkenin hem sivil hem de asker 1 numaraları ile nerdeyse enseye tokat yakın olduğunu her hafta bir şekilde gören bürokrasi ve iş dünyası için bunun ne anlama geldiğini açıklamaya gerek yok..
Türk sporunu ele geçirmek Aziz Yıldırım'ın önlenemez yükselişi bu görüntülerle başladı ve esas aşamaya gelindi.. Türk sporunu ele geçirmek.. İşe en popüler federasyonlardan başlandı. Basketbol ele geçirildi. Baştaki güya Galatasaraylı.. Bakmayın.. Galatasaray'ın beceriksiz, yeteneksiz, dar görüşlü yöneticileri sayesinde bugün basketbolü Fenerliden beter Fener emrinden çıkmaz, Aziz'in bir dediğini iki etmez bir başkan yönetiyor. İkinci aşama futboldu ve burada işler çok zordu. Çünkü ortada yok edilmesi gereken bir Haluk Ulusoy vardı ki, bizzat Başbakan Erdoğan uğraştığı halde başaramamış, yenilmişti. Aziz Yıldırım, Galatasaraylı Haluk Ulusoy'u yıkmak ve futbolu ele geçirmek için, inanması güç Galatasaray'ı ve onun başkanını kullandı. Tarihinin gelmiş geçmiş en başarısız Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın, Aziz'in tuzaklarından kurtulmayı beceremeyince, Ali Şen gibi oldu. Gitti elini öptü. Önüne atılan Seyrantepe kemiği uğruna, Haluk Ulusoy'u yıkıp yerine Erdoğan/ Yıldırım ekibinin adamı Hasan Doğan'ı getirmek için yollara düştü. O Ulusoy ki, Denizli-Fener maçının zorla uzatılan son 16 dakikasında, kümede kalması kesinleşen Denizli'nin şike bir gol yemesini önleyen ve maçın namuslu devamını sağlayıp, Galatasaray'ın şampiyonluğuna yol açan adamdı. Aslında bu ihanet Canaydın'ın Onur Kurulu'na verilip ihraç edilmesine yol açardı, eğer ortada Galatasaray diye bir kulüp, bir kongre olsaydı.. Görünüşte Beşiktaşlı, ama aslında Fenerli Başbakanın has adamı, son zamanlarda sık sık dolaşan, her yerde fısıldanan iddialara göre de Aziz Yıldırım ve meşhur Makdum'un iş ortağı Hasan Doğan federasyon başkanlığına Erdoğan ve Yıldırım tarafından atandı. Bugün kime sorsanız, diyecektir ki, "Hasan Doğan başkan ama federasyonu ve onun kurullarını oluşturanlar, bizzat Erdoğan/ Yıldırım ikilisidir." Yeni federasyonla birlikte etkin çalışmalar başladı ve ilk gelişmeler hemen ortaya çıktı.
Kutsal İttifak medyası Bir Fener maçında ilk kez eyyam yapmayan, gördüğü her şeyi çalan hakem Cüneyt Çakır, Aziz Yıldırım'ın Büyük Kulüp toplantılarında yola getirdiği Kutsal İttifak medyası tarafından linç edilip tüm hakemlere gözdağı verildi. Böylece Vestel maçında Fenerbahçe'ye üç şaibeli, üç olmaması gereken gol kazandıran ve maçın 4-1 bitmesini sağlayan hakem triosu ortaya çıktı. Tabii, bu iş sadece medyayla yapılmadı. Aziz Yıldırım'ın maaşlı menecerliğini yaparken, sahaya atılan bıçağı saklamasıyla ünlü Kemal Dinçer'in başına getirildiği "Gözlemciler"in en ilginci, hakemlik yaşamı boyunca adı etrafında en çok dedikodu yapılan Murat Ilgaz, Cüneyt Çakır'ın arkasında duracağına ipini çekti. Çakır'a 6.9 not verip ağır eleştirerek sezonu kapatmasını sağladı. Buna karşılık kırmızı karttan sonra saha içinde hakeme azgın boğalar gibi saldırı üstüne saldırı düzenlediği ekranlarda dakikalarca ve ibretle izlenen Lugano hakkında raporuna tek kelime yazmadı. Fener yöneticisi, Hasan Doğan'ın yakın arkadaşı Şekip Mosturoğlu tarafından şekillendirildiği her kapı arkasında söylenen Profesyonel Ceza Kurulu da Lugano'ya ceza verilmesine gerek olmadığını açıkladı, tüm görüntüler elindeyken üstelik. Çünkü kurul, medyanın üstüne gelmeyeceğini biliyordu. Nitekim kimse de gelmedi. Elinde bütün görüntüler olan Lig TV dahil.. Çakır'ı asıp, Lugano'yu bağışlayan Gözlemci Murat Ilgaz da Kemal Dinçer tarafından hemen ertesi hafta tüm teamüllere aykırı olarak, bu defa Beşiktaş maçında görevlendirilerek ödüllendirildi. Aziz Yıldırım'ın gücünün, hakemi yok edip, Fenerli futbolcuyu böylesine bağışlamaya yettiği daha ilk haftada kanıtlanınca, bundan böyle Fener'in ve rakiplerinin kritik maçlarında düdük çalıp bayrak sallayacak hakemin yerine koyun kendinizi..
Yıldırım ne istiyor? Galatasaray, Beşiktaş ve Sivas'tan birinin şampiyon olmak için sadece Fener'i değil, bu kurulu düzeni de yenmeleri gerek. Yani en az 8-9 puan fark atacak güçte olmalılar.. Var mı?.. Yok!.. Bu başa baş giden görüntü içinde şampiyonu bir yanlış düdük, bayrak, kart belirlemeye yeter.. O zaman bilin bakalım, bu yanlış, bu ortamda kimin lehine olur, bundan böyle.. Lig bitmiş, Fener şampiyon olmuştur. Kutlarım.. Tabii, şampiyonluk bir ayrıntı.. Bir güç gösterisi sadece.. Aziz Yıldırım imparatorluğunun gelişmesi şimdi başka yönde.. Futbol Federasyonu da ele geçirildikten sonra, sıra yeni hedefe geldi. Kulüpler.. Yani Futbol Birliği.. Aziz Yıldırım boykot ettiği, temsilci bile göndermez olduğu Futbol Birliği Vakfı'nın başına geçmek üzere kolları sıvadı. İşbirlikçisi gene Özhan Canaydın. Bugünkü başkan.. Belli, Seyrantepe pazarlığının içinde bu da var.. Aziz, vakfı niye istiyor.. Delege yollamaya tenezzül etmediği vakıftan ne bekliyor?.. Çok şeyler.. Başa geçince, vakfı Kulüpler Birliği'ne çevirecek.. Bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ligleri ve kulüplerin en büyük gelir kaynağı naklen yayınları bu birlik yönetecek. Kritik nokta burası.. Yayınlar şimdi Akşam gurubunun DigiTurk'unde.. Ama Hürriyet gurubunun D Smart'ı da fena halde işin peşinde.. Zamanında benzeri çekişme Federasyon Kongresi kapılarını Alaattin Çakıcı'nın adamlarının tutmasına kadar varmış, mafyanın müdahalesini önleyen, anında Korkut Eken'i kongre kulislerine yollayan Mehmet Ağar olmuştu. Hasan Doğan yeni bir medya kavgasının hedefinde yıpranmak istemediği için bir, kendisini oraya getiren Erdoğan/ Yıldırım ikilisi öyle istediği için iki, yayın ihalesi yapma hakkını kolaylıkla Aziz Yıldırım'ın başında olduğu birliğe bırakacaktır. Peki Yıldırım, Birliği ne yapacaktır?. Anadolu kulüplerinin aldıkları payı arttırarak, onların ağzına bir parmak bal sürmek ve oylarını toplamak tabii.. Daha şimdiden en azılı Yıldırım muhalifi İlhan Cavcav'ı izleyebilirsiniz. Yıldırım bunları Anadolu aşkından, ya da eşitlik, hak hukuk duyusundan mı yapacak?. Hayır.. Zaten boğazlarına kadar borca batmış, can çekişen rakipleri GalatasarayBeşiktaş ve Trabzon'u iyice bitirmek için.. Yayın hakları dengeli(!) dağıtıldığında, dört büyükler büyük kayıplara uğrayacaklar. Fevkalade iyi yönetilen (Burada Aziz Yıldırım'ı ve ona yeni eklenen Ali Koç'u yürekten alkışlamak gerek. Gerek tesisleşme, gerekse kulübü her türlü enflasyona ve ekonomik krize dayanıklı gayrimenkul zengini yapmakta müthiş bir başarı sağladılar) Fenerbahçe için, bu kayıp önemli değil. Gişe hasılatı ve Fenerium satışlarıyla rakiplerine fark atan Fener, yayın gelirlerinde bir düşüşü fark etmez bile.. Oysa Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon çökerler.. O zaman da geriye bir tek Fenerbahçe kalır!.. Şimdilik manzara bu!.. Bunları bir tek ben mi biliyorum?. Hayır.. Tüm Kutsal İttifak medyası biliyor, cin gibi.. Ama yazmazlar. Aldıkları talimat böyle.. Bazılarının yazmaya yürekleri yetmez. Bazılarına da "Aman Aziz'i kızdırmayalım yoksa işimizden oluruz" diyen müdürleri yazdırmaz. Bazılarına da patronları zinhar izin vermez.. Ama Hıncal'a atış serbesttir. Bunları yazdım ya.. Şimdi seyreyleyin gümbürtüyü.. .......
KAYNAK:SABAH
paranoya böyle bi şey.
quote:
Orjinalden alıntı: X@ndeR
paranoya böyle bi şey.
Keşke onunla yetinse
Adam kuduruyor oturduğu yerde
Fenerli başbakan ya, Tokiyle hemen halledildi Stad projesi, Hasan Doğan Aslında Fenerli sayılır ya BJK nin STad projesi jet hızıyla ortaya çıktı. Hıncal Uluç gibi rakipler fenerin ekmeğine yağ sürüyor, sağolsunlar
Gelirin eşit dağıtılması iyi bir şey olacaktır bence. Böylelikle anadolu klüpleri belini doğrultur. Gs ve Bjk de akıllarını başına toplayıp ekonomiyi düzeltme adına bir takım girişimlere başvurur. En başta parası yokken sapır supur oyuncular almaz, tesisleşir vs... 3 sene sıkar dişini 4. sene günçü ekonomiyle lig ve avrupada mücadele eder.
ya bu adam ne zaman ahirete tecelli eder acaba
Hıncal Uluç ve Teori Üzerine;
1 - Hıncal Uluç'tan Lost teorileri bekliyoruz. 2 - Hıncal Uluç evrim teorisinin yaşayan en büyük delilidir.
Gelirin eşit dağıtılması iyi bir şey olacaktır bence. Böylelikle anadolu klüpleri belini doğrultur. Gs ve Bjk de akıllarını başına toplayıp ekonomiyi düzeltme adına bir takım girişimlere başvurur. En başta parası yokken sapır supur oyuncular almaz, tesisleşir vs... 3 sene sıkar dişini 4. sene günçü ekonomiyle lig ve avrupada mücadele eder.
+1
Allah bu adamı, dünyada boş bi yer var git orayı doldur diye yaratmış
Bu adam bunamanın da ötesine geçmiş.
Ah rahmetli Kenan Onuk. Hıncal Uluç'un hızını bi sen kesiyordun. Senden sorna dağıttı gitti adam.
Ulem Hıncal Uluç bir sürü zırvalamışsın. Ama şu sözlerine iki kelam edeceğim.
quote:
O Ulusoy ki, Denizli-Fener maçının zorla uzatılan son 16 dakikasında, kümede kalması kesinleşen Denizli'nin şike bir gol yemesini önleyen ve maçın namuslu devamını sağlayıp, Galatasaray'ın şampiyonluğuna yol açan adamdı
-Zorla uzatılan 16 dakikaymış. . Bu adam maçların kaç dakika oynandığınıda unutmuş. Topun oyunda olmadığı zamanı maçın sonuna eklersin. Haa sana göre içerideki konfetilerin ve onları toplamaya çalışan görevlilerin. Maçın oynanmasına zararı yoktur. O zaman dediğin gibi 16 dakika fazla oynanmıştır. Ayrıca o maçın sahaya atılan konfetiler nedeniyle belkide tatil edilmesi gerekirken Hıncal efendi konfetileri yok sayıyor ve üstelik maşın uzamasında da şaibe arıyor. Senin beynin bu kadar çalışır işte Hıncal efendi.
-Peki Hıncal efendi sen Denizlispor son 3-4 maçını kazanıp kümede kalma iddası FB maçına kadar devam ederken nerdeydin. O 4 maçta şike şaibe aramıyacaksın. Ama Denizlispor golü yeseydi şaibe arıyacaksın.
-Hıncal Efendi Eminim uzaydayken Denizli başkanının ligde pislikler dönüyor lig bitsin hepsini açıklarım dediğini ve bu açıklamadan sonra Denizli'nin maçlarını kazanmaya başladığını ve lig bitince Denizli başkanının dut yemiş bülbüle döndüğünü de ne duymuşsundur nede görmüşsündür.
-Haaa bak birde ben sana senaryo kurayım bakalım hangimizin ki daha uygun olacak.
Denizlispor küme düşme hattında son maçı FB ile ve Denizli başkanı muhbirlik yapacağını söylüyor. Haluk Ulusoy'da düşünüyor ki. Yahu ben bu adamların son 3-4 maçını ayarlıyayım. Küme düşmeme iddaaları son FB maçına kadar sürsünki o maçta daha diri daha canlı oynasınlar. Böylelikle son maçta FB'den alacakları puan/puanlarla FB'nin şampiyonluğunu da belki önlemiş olurum. Hem Denizli küme düşmez. Denizli başkanını sustururum hemde belkide FB'nin olası şampiyonluğunu engellemiş olurum. Bak bakalım Hıncal efendi hangisi akla daha yakın.. Senin zırvaların mı benimkiler mi????
Kırmızı fular pek yakışmış maşallah
yaw cdemir hocam böyle bir konuya o kadar çok yazı yazman, sadece harf ziyanı olur başka birşey değil.
Allah, herşeyi biliyorum deyip de hiçbirşeyi bilmeyen adamlardan bu milleti korusun.
Hobaaaa...
Ocağım söndü nevrudun kızııı
quote:
Orjinalden alıntı: Piêr Dé Sans
Hobaaaa...
Ocağım söndü nevrudun kızııı
Kazancı Heihachi nasıl ama:)
valla arkadaş her ne kadar haz etmesemde bu adam gazeteci hepimizden daha yakın bu konulara. bizim hadi lan olurmu öyle şey dememiz de en az bu adamın bu böyle böyle demesi kadar saçma bence.belki de daha fazla kimbilir... zaman gösterir herşeyi bakalım sallıyormu haklımı.Aziz başkan klüpler birliği başkanı oldu bu arada...
Madde 4. Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.
Madde 6. Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.
Madde 12. Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.
Yukarıda yer alan 3 madde Basın Konseyi tarafından belirlenen Basın Meslek İlkeleri'nin maddelerindendir. Söz konusu ilkeler, gazetecilik mesleğinin saygın ve olması gerektiği gibi icra edilmesi ve gazeteciliğin saygınlığının korunması amacıyla hazırlanan toplam 16 maddelik bir bildiriden ibarettir. Gazetecilik yapan ve bu işi onuru ile yapmaya çalışan her muhabir, köşe yazarı, editör, yayın yönetmeni kısacası tüm basın çalışanları bu ilkeleri uygulayarak mesleğin gereklerini yerine getirmeye çalışır.
Bu ilkeleri alıp yanına Hıncal Uluç'un yazılarını koyduğunuzda hemen her yazısının bu ilkeler ile sürekli çelişen ve ters düşen unsurlar içerdiğini görmek zor değildir. Hıncal Uluç yazılarını kaleme aldığı köşesinde kural tanımaz ( ya da sadece kendince bilinen ve kabul gören yakışıksız kuralları içinde) etik ve meslek ilkelerinden uzak yazıları ile adeta kendi nefret imparatorluğunu kurmuştur.
Kendi hayal dünyasında çirkin senaryolar yazan insanlara ve kurumlara saldıran, okuyucularını adam olanlar ve olmayanlar diye tasnif eden Hıncal Uluç'u bu noktada okuruna saygılı gazeteci ya da köşe yazarı olarak nitelemek de mümkün değildir.
Zaten bu tarz nefret dolu ve gerçeklikten uzak yazıları kaleme alan bir kişi kendi kafasındaki gizli gündemi şahsi çıkarları doğrultusunda takip ettiğinden gazetecilik gibi bir kamu görevini yerine getirmesi mümkün değildir. Hıncal Uluç şunu bilmelidir ki gazete köşeleri kendini tatmin etme ve kişisel nefret kusma yeri değildir.
Hıncal Uluç bir gazetecinin olması gerektiği şekilde objektif ve tarafsız değildir. Bu mesleğe yıllarını vermiş olsa da son yıllarda gözünü bürüyen Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe nefreti artık bu mesleği yapabilmesine olanak bırakmayacak noktalara varmıştır. Hıncal Uluç yıllardan beri Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım düşmanlığı ile bölücülük yapmakta toplumu kamplara bölerek takım taraftarları arasında düşmanlık tohumları ekmektedir.
Hıncal Uluç'un yazdıklarına bakacak olursanız Fenerbahçe adeta bölücü ve derhal kapatılması gereken bir yasadışı kurumdur. Bir köşe yazarı milyonların gönül verdiği desteklediği bir spor kulübüne karşı nasıl bu şekilde yakıştırmalar yapabilmektedir?. Dürüstçe Hıncal Uluç kendine şu soruların cevabını verebilmekte midir?;
Fenerbahçe Kulübünün gelişmesinde marka değerinin büyümesinde Aziz Yıldırım'ın nasıl bir şahsi çıkarı olabilir?
Fenerbahçe'nin her alanda büyümesi nasıl bir tehdit oluşturmaktadır?.Neden Fenerbahçeliler potansiyel suçlu olarak gösterilir?
Neden Fenerbahçe'nin tüm başarıları ardında şüphe, rakiplerin başarıları ardında özellikle Fenerbahçe'ye karşı mücadele ile elde edilen zafer arayışı vardır?
Sporu düzenleyen üst kuruluşlarda görev alan Fenerbahçeliler neden Hıncal Uluç'a göre hep taraflı sadece rakipler objektiftir? Fenerbahçeli yöneticilerin bu kuruluşlarda görev alması neden hep komplo senaryoları ile izah edilir?
Fenerbahçe Spor Kulübü illegal bir örgüt müdür? Üyeleri illegal bir örgütün üyesi midir?
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün büyümesinde Hıncal Uluç nasıl bir tehdit görmektedir?
Başarılı olanı ve başarıyı yazmak yayınlamak neden Hıncal Uluç tarafından kutsal ittifak(medya) gibi son derece yakışıksız ve çirkin bir kavramla izah edilir? Neden Fenerbahçe ile ilgili olumlu yayınlar taraflı görülür? Bu yayına izin veren spor müdürleri neden yönlendirilmiş olmakla suçlanır?
Aslında tüm bu soruların doğru ve tarafsız yanıtları Hıncal Uluç tarafından da bilinmektedir. Ama Hıncal Uluç'un gözünü kör eden düşmanlık ve nefret bunları görmesine engel olmaktadır. Hıncal Uluç'a tavsiyemiz; bu mesleği artık bırakması ve yerini basın meslek ilkelerine bağlı objektif kişiler devretmesidir.
Bundan sonra eminiz ki aklıselim herkes Hıncal Uluç'un, yazılarını okumayacak ve yorumlarını takip etmeyecektir. Adının gereği olarak neden olduğunu anlayamadığımız bir şekilde yıllardır başta kulübümüz olmak üzere tüm spor dünyasından hınç almaya çalışmaktadır ama artık bunu bırakma zamanı gelmiştir.
Başta taraftarlarımız olmak üzere tüm sporseverleri Hıncal Uluç'un köşe yazarlığı yapmaya devam etmesi halinde kendisinin yazdıklarını okumamaya, yaptığı TV yorumlarını dinlememeye davet ediyoruz. Bu Türk sporunda nefretin, yerini sağduyu ve fair play ruhuna bırakması için önemli bir adım ve başlangıç olacaktır.
Fenerbahçe Spor Kulübü
quote:
Orjinalden alıntı: dekonline
yaw cdemir hocam böyle bir konuya o kadar çok yazı yazman, sadece harf ziyanı olur başka birşey değil.
Allah, herşeyi biliyorum deyip de hiçbirşeyi bilmeyen adamlardan bu milleti korusun.
Amin..
Hocam yazıp biraz stres attım.
ya beyler bunları eline kalemi alıp yazarsın. boyle sallamak belge varsa göstericen bizde helal diyelim
Aziz Yıldırımı karalama kampanyalarının tohumlarını atmakta Hınçal kişsine düşücekti elbette.