Şimdi Ara

Hep uykusuz, bitkin ve halsiz misiniz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
1
Favori
180
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bahar yorgunluğu, vücudun, mevsim değişimlerine gösterdiği fiziksel ve psikolojik tepkiler olarak tanımlanıyor.



     Hep uykusuz, bitkin ve halsiz misiniz?


    Bu yorgunluğun etkilerini artıran sebeplere örnek olarak; yetersiz ve dengesiz beslenme, özelikle B, C vitaminleri ve bazı minerallerin yetersiz alınması ya da yetersiz tiroid bezi salgısı, yine bu dönemde yakalandığımız enfeksiyon hastalıkları, sigara, çay ve kahvenin aşırı tüketilmesi verilebiliyor. Uzmanlar, bu mevsimsel ve geçici depresyon durumunun fark edilip gerekli önlemlerin alınmaması durumunda ciddi rahatsızlıkların ortaya çıkabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

    ÇEVRESEL STRES DE BAHAR YORGUNU YAPIYOR

    Diyetisyen Atilla Zeyrek “Daha çok bitkinlik, halsizlik ve çöküntü hissi oluşabilmekte. Ayrıca bu yorgunlukta etkili olan çevresel etkenler de söz konusu. Örneğin ekonomik kriz, hava kirliliği ya da yoğun çalışma temposu gibi çevresel stres nedeniyle de vücudumuz etkilenmekte ve bahar aylarının gelmesiyle birlikte bu etkiler daha da ağırlaşabilmektedir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

    GENEL BİTKİNLİK, İSTEKSİZLİK VE YORGUNLUK

    Bahar yorgunluğunun kapsadığı ‘bahar’ döneminin hazirana kadar geçen süre olduğunu belirten Zeyrek “Bu yorgunluğun direk bir teşhisi yok. Kişi, genel bir bitkinlik, isteksizlik, güçsüzlük ve yeterli enerjiye sahip olamama, uykusuzluk problemleri yaşayabilir.” şeklinde konuştu. Bir kan tahlili ile ortaya çıkabilen bulguları olmadığını kaydeden Zeyrek, “Enfeksiyon, yetersiz beslenme ya da yetersiz tiroid bezi salgısı gibi durumlar sebebiyle oluşabilecek sıkıntılarla, bu durumun ayrılması gerekiyor. İnsan, tiroid bezi salgısı azaldıysa, ya da bir enfeksiyondan kaynaklanan halsizliği ve bitkinliği varsa, bu belirtilerin bahar yorgunluğu yüzünden oluşan belirtilerden ayrılması gerekiyor.” açıklamalarında bulundu.

    DOĞRU DAVRANIŞLA DAHA KOLAY ATLATILABİLİR

    Atilla Zeyrek, bahar yorgunluğunu kısa sürede atlatmanın mümkün olup olmadığı konusunda, “Özellikle beslenme davranışında düzenleme, kişinin hayatına egzersiz ve fiziksel aktiviteyi yerleştirmesi, uykunun düzenlenmesi ya da su tüketiminin artırılması gibi, vücudun ihtiyacı olan maddelerin ya da davranışların yerine getirildiğinde çok uzun bir sürmeyebiliyor. Ama kişi, zayıflamayı da içine alan bir tempo içindeyse, etki aylar hatta yıllar sürebiliyor. Hatta bitkinlik sendromuna kadar değişebiliyor.” ifadelerini kullandı.

    VÜCUT, BAHARA ADAPTASYONDA ZORLANIYOR

    “Burada tabi bazı hormonlar da önemli, ani hava durumu değişiklikleri ya da ısının artmasıyla vücudumuz bu duruma adapte olmaya çalışarak adrenalin ve kortizon hormonları salgılıyor. Bahar aylarının bol güneş ortamından kaynaklanan rahatlama duygusuna bu hormonlardan kaynaklanan stres ve gerginlik duygusu eklenince, insanda mevcut olan pek çok hastalık tetiklenebiliyor.” diyen diyetisyen Zeyrek “Mesela kış boyunca kapalı mekanlarda oluşumuzdan ya da yoğun iş temposundan, vücut tarafından üretimi azalan, aslında çok iyi bir antioksidan olan melatonin hormonu, kış aylarında hareket kısıtlayıcı bir haldeyken, daha sonra birden, güneşten almış olduğumuz d vitamini ile beraber bu hormonun artmasıyla, bahara adapte olmaya çalışan vücudumuz bundan da olumsuz etkileniyor.” şeklinde konuştu.

    BÜYÜKŞEHİRDE YAŞAYANLAR DAHA YOĞUN ETKİLENİYOR

    Baharla birlikte havadaki elektrik yükü artıyor ve artan bu negatif yüklü iyonlar, bu yükün taşınması esnasında oluşacak aksaklıklar, özellikle mevsim değişikliği dönemlerinde sıkça karşımıza çıkarak bitkinlik belirtilerine ve hatta psikolojik sıkıntılara neden olabiliyor. Yani esas problem, baharla birlikte havadaki elektrik yükünün artmasından kaynaklanıyor. Tabi büyükşehirlerde çok daha fazla karşımıza çıkan bir durum.

    “ÜÇ BEYAZDAN UZAK DURUN, SEBZE MEYVE TÜKETİN”

    Bahar yorgunluğunun etkilerini azaltmak için uygulanabilecek beslenme yöntemi olarak, erkeklerde sebze ve meyve tüketimini 9 porsiyona kadar artırılması verilebilir. Kadınlarda kas kütlesinin az olmasına bağlı 5 porsiyon olabilir. Haftada en az iki kez balık yenmesi, omega 3 alımı artırılmalı. Kuru baklagiller, badem ve ceviz gibi sert kabuklu meyvelerin içerisinde bulunan posadan ve liften yararlanmak daha rahatlatıcı özelliği var. Kayısı, erik ve incir gibi kurutulmuş meyveler, sindirimimizi güçlendiriyor, rahatlatıyor ve toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı oluyor. Meyvelerin içerisindeki C vitamini unutulmamalı. C vitamininin hem doku düzenleyici hem de hareket kabiliyetimizi artırıcı özelliği var. Kendimizi daha sıkı ve kuvvetli hissediyoruz C vitamini aldığımızda. Her zaman söylediğimiz üç beyaz un, şeker ve özellikle işlenmiş pirinçten uzak durulmalı.

    “GÜNDE 15 DAKİKA GÜNEŞE ÇIKIN”

    Demir miktarı önemli özellikle hayvansal besinlerden alınmalı. Balık tavuk çok sık olmamak şartıyla kırmızı et olabilir. Ispanak maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzelerden alınabilir. Kızartmadan ziyade haşlama, ızgara yöntemi kullanmak midenin yorulmasının önüne geçecektir.

    Günde en az iki kez 15-20 dakika kadar gün ışığına çıkmak gerekiyor. Çünkü d vitamini kaynağı balık ve yumurta olabilir ama besinlerle elde ettiğimiz d vitamini yüzde 20 oranındadır. D vitamini yetersizliği de aynı şekilde kaslarda yorgunluk ve kramplara sebep olabilir. O yüzden bahar yorgunluğu ile karıştırılmamalı. Ayrıca, günde en az iki iki buçuk litre kadar sıvı tüketilmeli. Çay ve kahveyi azaltıp yerine su tüketmeliyiz.

    http://www.ajanshaber.com/hep-uykusuz-bitkin-ve-halsiz-misiniz-haberi/51921



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi adinnedirsenin -- 9 Nisan 2014; 11:26:06 >







  • özet
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    HASTA OLUP DURUYORUM
    2 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.