Şimdi Ara

Hadis nedir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
25
Cevap
0
Favori
878
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • "Benden Kur’an haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kur'an'dan başka benden bir şey yazmış olan varsa onu derhal imha etsin. Benden bir hadis rivayet ediniz; bunun bir mahzuru yoktur; benim söylemediğim bir şeyi kim bile bile bana isnad ederse, cehennemdeki yerini hazırlasın."



    Hz. Muhammed'in sözleridir. «Hadis-i kudsi» ve «Hadis-i Şerif» olmak üzere iki türlüdür.

    Birincisi doğrudan doğruya peygamber tarafından nakledilen Tanrı sözleridir. İkincisi ise, Hz. Muhammed'in kendi sözleridir. Hz. Muhammed'in ölümünden sonra bazı kimseler çeşitli maksatlarla uydurma hadisler tertipledikleri için zamanla «Usul - i Hadis» denen bir bilgi dalı doğdu.


    Bu sayede rivayet edilen hadislerin gerçekten Hz. Muhammed'e ait olup olmadığı son derece titiz bir incelemeden geçirildi. Usul-i Hadis bilhassa 9. yüzyılda çok gelişti. En büyük hadis bilgini Buhari'dir. Hadis'in içerikleri, genel olarak, aslı içeriği olan 'Metin' ve Ravi (rivayet edenler)'nin adlarını sıralanan 'İsnad' olmak üzere iki bölümden ibarettir.

    Hadis alimleri Hadis kavramını "Peygamber'in söz, fiil ve takrirleri" şeklinde tarif ederler. Hadis, dini bilim olarak, bu çerçeve içinde, Hz. Muhammed'in sözleri ile davranışlarını, eylemlerini aktaran bilgileri derleyen, bu bilgileri yazılı bir biçimde düzenleyip sınıf­landırarak inceleme çabasına karşılık gelir.

    Kapsamı:
    Hz. Muhammed'in (Kur'an'da tesbit edilmiş olan vahyin dışında) söylemiş olduğu rivayet edilen sözleri, onun yazdırmış olduğu mektuplar ve evrak, Muhammed'in vasıflarını haber veren rivayetler, Hz. Muhammed'in bir olay karşısında izhar ettiği tutumunu ve tavrını anlatan rivayetler, Hz. Muhammed'in hal-i hayatında vuku bulmuş bir olaya şahid olanların rivayetleri hadis ilminin ve hadis'te kapsamını oluşturur.

    Hadis türleri:
    Hadis ilminde hadisler ravisine, senedine, doğruluğuna, geliş şekline göre sınıflara ayrılır. Esas olarak üç hadis türü vardır:
    1. Sahih hadis: Ravi ve senet itibariyle kesinlikle şüphesiz gelen hadisler.
    2. Hasen hadis: Yazılışında kusur bulunan hadisler.
    3. Zayıf hadis: Senedinde ve metninde bir illet bulunan hadisler.
    Uydurulmuş sözlere ise mevzu denilmektedir.

    Hadis, Kur'an'dan sonra ikinci kaynaktır. Kur'an'ın tefsirinde hadis başlıca kaynaktır. Hadis, sünnetin yaslandığı kaynaktır. İslam mezheplerinin doğuşunda hadisler farklılıklara yol açan birer fıkıh usulü kaynağı da sayılır.

    Hadis ilmi:
    İslam'da Kütüb-i sitte denilen temel hadis kitapları: İmam Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İmam Nesai, İbn Mace'nin yazdığı kitaplardır. Buhari ve Müslim'e sahihayn denilir, Sahihleri ile meşhur iki hadis yazarıdır. Diğer dört hadis yazarının kitapları Sünendir. Diğer hadis kitabı türleri: Cami, Müsned, Mucem, Müstedrek, Mustahrec, Cüz, Tabakat.
    Hadis ilimleri usul ve esastan meydana gelir: Usuli Hadis, hadislerin ravisini, senedini, metnini araştıran ilim dalıdır. Hadisi kimin rivayet ettiğini, hadisin kesintili olup olmadığını, metnin doğruluğunu araştırır. Alt ilim dalları vardır.Bunlar:

    Cerh ve Ta'dil: Raviyi redd (cerh) veya duzeltmeyi (tadil) ele alır.
    Rical: Ravilerin hayatını ele alır.
    Hadis ihtilafı: Birbiriyle çelişen hadisleri karşılaştırır.
    İlelilhadis: Hadisin doğruluğunu zedeleyen gizli noktaları aydınlatır.
    Garibulhadis: Hadislerde geçen terimleri araştırır.
    Nasih ve Mensuh: Hükmü kalkmış hadisleri araştırır.

    Kutsi hadis: Manası Allah'tan sözü peygamberden olan hadisleri ele alır.

    Sahabilerin sahife denilen hadis mecmuaları vardır. halife Ömer bin Abdülaziz, 719 yılında hadislerin toplanmasını emretti. İmam Buhari (810-869) her yeri dolaşarak hadisleri topladı, meşhur Sahihini yazdı. Buhari bahsedilen hadisleri topladığında hadis nakledenlerin en az üç dört nesli ölmüştü. Bu durum da hadislere kuşkuyla bakılma nedenlerindendir. Son halife Ali zamanında hadis uydurmaları başladı. 12. yüzyıldan sonra ise hadis okulları açıldı.

    İslam bilim geleneğinde tefsirin hadise olan ihtiyacı, hadisin tefsire olan ihtiyacından fazladır denilmiştir. Bu nedenle hadis çok önemli bir dini kaynak olmuştur. Fıkıh ve tefsirin vazgeçilmez kaynağıdır. Fıkıh mezhepleri arasındaki görüş ayrılıkları hadislerin farklı yorumlanmalarındandır.


    Şeriatın dayandığı unsurlar; Kur'an, Hadis, İcma, Kıyas, Örf ve Maslahat. Zamanla inanç ve eylemde mezhepler belirince İslam, sünni ve şii olarak iki ana akıma ayrıldı. Esasında bunlar arasında uzlaşmaz çelişkiler yoktu, ayrılık siyasal yöndeydi. Halifelik Ali'ye verilmemişti, Ehli Beyte zulüm yapılmıştı. şiilik veya şia bu inançla doğdu. Şia'nın hadis kaynaklarının Sünni kaynaklarla zaman zaman uyuşmaması da bu sebepledir. Hukuki birçok meselede Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli mezhepleriyle olan görüş ayrılıkları esasta değil, teferruattadır.
    Hadis Ehli, peygamberin hadislerini toplayıp buna göre hayatını düzenleyenlerden oluşuyordu. 7. yüzyılda kelam bilimcileri ile Hadis Ehli arasında tartışmalar çıktı. Akıl ile nakil tartışmalarına izleyen dönemde felsefeciler de karıştı. Son dönem Osmanlı ulemasında dahi imparatorluğun çöküşü sırasında bu tartışmalar yeniden yaşandı.

    Hadis Terimleri:

    Sünnet: Hz. Muhammed'in hayat tarzı ve dini mirası, hüküm çıkarılan hadisler, peygamberin, sonra ashabının, sonra tabiinin, sonra ümmetin örnek aldığı usul
    Sünnetullah: Allah'ın hükmü ve yasaları
    Metluv vahiy: Kur'an
    Gayri metluv vahiy: Hadisler
    Siret: Hz. Muhammed'in hayatı, ahlakı, dış görünüşü (çoğulu siyer)
    Hadis: Hz. Muhammed'in söz, iş ve takrirleri, ayetlerin tefsiri, haber, Kuran'ın tatbikatı, vahyi gayri metluv
    Eser: Ashabın sözlerinin de içinde olduğu hadis
    Haber: Kuran, hadis, ashab ictihadı ve diğer bilgilerin tümü
    Ashab: Hz. Muhammed'in zamanında yaşayıp, onunla görüşmüş, müslüman ve aklı başında insanlar
    Tabiin: Ashab zamanında yaşayanlar
    Tebeut Tabiin: Tabiinden hadis nakledenler
    Mütevatir: Hz. Muhammed'in zamanına şahit olmuş kişilerin ittifakla bildirdikleri söz
    Meşhur: Hz. Muhammed'in zamanında değil, tabiin ve sonrakilerce tevatürle nakledilmiş söz
    Vahid Haber: Bir veya birkaç kişinin naklettiği söz (fıkıhta delil hükmüne geçmez)
    Gayri sahih: Karışık söz, neshe uğramış (zayıf ama uydurma değildir)
    Mevzu: Uydurma, gerçek dışı (nakli bile günahtır)
    İstinbat: Hüküm çıkarma
    Muhaddis: Hadis bilimci (hadislerin anlamından çok ifade ve sağlamlığına bakar)
    Fakih: Hadisin sebebi, siyakı, maksadı ve delaleti ile meşgul olan kişi
    İsrailiyat: Mevzu söz, uydurmalar
    Sıhhat: Hadiste aranan doğruluk şartı (akla aykırılık, Kurana aykırılık, İslam'ın ruhuna aykırılık, fıtrata ve tabiata aykırılık, tarihe aykırılık yönünden)
    Kezzabin: Yalancılar
    La tectemiu ümmeti aled dalale: Ümmetin, dalalet üzerinde birleşmeyeceğini ifade eden cümle (topyekün herkes hata yapamaz anlamında)
    Nesh: Bir hadisin diğerinin zorluğunu hafifletmesi
    Rivayet: Dedi, rivayet etti, haber verdi, bildirdi ifadeleriyle belirli kişilerin belirli şartlarla bir metni kaynağına götüren zincir
    Tedvin: Derleme
    Dirayet: Ebu Hanife'nin sıhhat için mana rivayetini kabul etmemesi, söz zincirinde ravinin şurasını hatırlamıyorum dediği durum, usul ve metin incelemesi, Ebu Hanife'nin 17 hadise tam intibakı.
    İmla: Söyleyerek yazdırma
    Tevsik: Doğruluğu kanıtlama
    Yemin: Hadis rivayet edene önce yemin ettirmek (Halife Ali'nin uyguladığı bir yöntemdir)
    Sika: Güvenilir
    Garib: Şaz, bir kişiden gelen nakil


    Hz. Muhammed'in hadisler konusundaki sözleri
    Peygamber, "Benden Kur’an haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kur'an'dan başka benden bir şey yazmış olan varsa onu derhal imha etsin. Benden bir hadis rivayet ediniz; bunun bir mahzuru yoktur; benim söylemediğim bir şeyi kim bile bile bana isnad ederse, cehennemdeki yerini hazırlasın." dediği rivayet edilmektedir.
    Ne zaman ki, Kur'an ayetlerinin çoğunluğu nazil oldu; birçok hafızlar tarafından ezberlendi ve artık başka bir şeyle karışması hususundaki endişe ortadan kalktı; işte o zaman İslam Peygamberi Muhammed'in, hadislerin yazılabileceğini ifade ederek, "İlmi (hadisi) yazı ile tespit ediniz." dediği de rivayet olunmaktadır.

    Hadis'in sözlükteki anlamı nedir?
    1. Hz. muhammed'in söz ve davranışlarının genel kural niteliğinde yorumu.
    1. Bu söz ve davranışları inceleyen bilim.


    "Benden Kur’an haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kur'an'dan başka benden bir şey yazmış olan varsa onu derhal imha etsin. Benden bir hadis rivayet ediniz; bunun bir mahzuru yoktur; benim söylemediğim bir şeyi kim bile bile bana isnad ederse, cehennemdeki yerini hazırlasın."







  • metluv ve gayri metluv konusundaki kaynakların aynı kaynak olması muhtemel değildir. metluv kaynak itibari ile ALLAHU tealadan alınmış olan ise gayri metluv ALLAHU tealadan gelip başka bir kaynağa uğrayan manasına gelir.

    harf olarak tam bir ayn düşünün bu ayn aslında gayri metluvdur. bu aynı ortada ve sonda yazdığınızda ise metluv hale gelir. biz buna kıtal diyoruz. nesh etmek manasına da gelmekte. bu açıdan nesh yazıcının yani katibin tavrına yöneliktir. ALLAHU tealanın sonradan değişen bir hale ıttılası ile ilgili değildir. ALLAHU tealanın her şeyi bildiği ve sözü insana göre değiştirmediği cehennemle sabittir.

    vahyin bireysel olanı mümkündür ancak bu hal metluv olup olmamayla ilgili değildir. bu hal tecvid denen hal değişimiyle sabittir. kitabullahtaki tilavet bakımından hafız olan onu kalbe indiren olursa hz. cibriyle aleyhisselamın insandaki değişime işarı tecvid kuralları olarak geçer.

    en basitinden okunuş bakımından elifle başlayan ALLAHU lafzı kişinin hıfziyetine göre ayn la da başlayabilir ve güzel he ile biten hu lafzı kalın ha ile de terennüm edilebilir. herkesin ilahi olandan anladığı ve beklentisi bu şekilde farklılaşır.

    kelimelerle ifade edilebilecek bir tasvirde bu tasvirin hatasını ayıklama işine yazım yani kiramen vasfı denmekte. mesela aynı ayetin ayn olan kısmı bir kitapta tam aynla diğerinde ortadaki aynla yazılsa metluv ve gayri metluv kısım devreye girer. ayetlerin özündeki değiştirilemezlik prensibi buradan ortaya çıkar.

    kısaca sözün özü değişmez ve bilinemez ancak nakil halindeki değişim bunu işaret eder ve inancın safahat olarak kesinliği buradan anlaşılır.

    örneğin tam bir ayn hayra hamile bir kadını, edebi, gözü, ridayı işaret etse ortadaki ayn ise bir kadın hayra hamile olamaz zira onun rahmi kesiktir ve o sanki bir kocakarı gibidir manasına gelir.

    ayetin harf bazlı olarak tam bir halden eksiltilmesi suretiyle hakkın tam anlamıyla ortaya çıktığı düşünülmekte. bu şekilde nesh ve kıtalın ayetle değil onun anlayıcısı bakımından kişiyle alakalı bir durum olduğu anlaşılmaktadır.

    cehennem en büyük kıtal olmalıydı. zira cehennem kendisine isyan edilebilebileceğini kabul eden bir kudretin nakısiyetidir. halbuki ALLAHU teala noksan kusurlardan münezzehtir.




  • Hadis din adamlarinin kendi cikarlari dogrultusunda uydurduklari, birbirleri ile celisen, muslumanlarin kurandan daha cok ozen gosterdikleri metinlerdir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • cok yakinda C kullanıcısına yanıt
    Bu sekilde davranan hata yapar.

    "Benden Kur’an haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kur'an'dan başka benden bir şey yazmış olan varsa onu derhal imha etsin. Benden bir hadis rivayet ediniz; bunun bir mahzuru yoktur; benim söylemediğim bir şeyi kim bile bile bana isnad ederse, cehennemdeki yerini hazırlasın."
  • kuran:
    '' ... o'nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.'' 42- şura suresi 11
    hadis: ''allah ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.''

    kuran:
    ''dinde zorlama yoktur.''2-bakara suresi 256
    hadis: ''dinini değiştireni öldürün.''

    kuran:
    ''ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. hepiniz birbirinizdensiniz.'' 3- ali imran suresi 195
    hadis: kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir. buhari 9/1391

    "hadis: cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır. "

    ya bırak hadismiş... zaten bildiğim kadarıyla 200 yıl sonra yazılmış hadisler...
    gerçek bir müslüman bu saçmalıklara kulak asmamalı bence




  • Hadis; Sünnete dahil bir konudur ve sunnette Islamda bir delildir.

    Zira peygamberin kendiliğinden biseyler urettigi dusunulemez, bu yüzden söyledikleri Allahin ona vahyettikleridir, mana Allahtandir, lafiz Resulullahtandir. Kuranda ise manada lafizda Allahtandir.

    "O heva ve hevesinden konusmaz, onun konuştukları ancak vahyedilen bir vahiydir" ayrtindeki "onun konuştukları vahiydir" ne anlama gelmektedir?

    Peygamber zaten Kuran icin kendi sozu demedigine göre bu onun sozleridir.

    Sünnet ; Allah resulunun sozleri uygulamalari ve sukut ettigi seylerdir.

    Sunnet inkarciligi Turkiyeden baska hiçbir islami beldede tutmadi, bizim burda çıktı ortaya ki biz herseyin en iyisini biliyoruz ondan.

    Eger hadis kitaplari sonradan ortaya cikti teziyle bunu savunuyorsan, Kuranda sonradan kitap haline getirildi derim bende.

    Deliller ortada durum ortada ama inkar ediliyor. Akıl tutulması yaşanıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hadislerin hepsi yanlistir veya carpitilmistir demek hata olur. Pek cok hadis dogrudur.
    Surekli dedigim gibi; Kuran la celisenler hakkinda yorum yapilir. Ama Kuran la celismeyen butun hadisler gecerlidir.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Ayet ve Hadisleri Biz Anlayamayız
    2 hafta önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • MetalurjistTR M kullanıcısına yanıt
    Kuran la celismeyen butun hadisler gecerlidir.
  • mahmudhudavendi kullanıcısına yanıt
    Sadece böyle bir şart yokki.

    Bu her akliselim bir insanin varacagi bir sonuctur zaten.

    Bunun arkasina saklanarak sunnet inkarciligi hos değil.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • MetalurjistTR M kullanıcısına yanıt
    Beni kastederek sunnet inkarciligindan bahsediyorsan, ben sunneti inkar etmiyorum..

    Oturup, saglikli dusunursen sen de anlarsin... Hz.Ali doneminde bile kasten sahte hadisler yazanlar cikmis. Ayetleri egip bukemeyenler, islami carpitmak isteyenler hep sahte hadislerle, rivayetlerle islama saldirmislar.. Hadislere iman diye birsey yoktur zaten.. Acarsin Kuran i bakarsin.. Hadisin bahsettigi olay Kuran da baska turluyse, o zaman hadisi yok sayarsin.
  • mahmudhudavendi kullanıcısına yanıt
    Kuranla celismeyen butun hadisler gecerli görüşürnde yanlış.

    Bi kere hangi hadis?

    Ve konu Akâidlemi yoksa Ahkamlami ilgili buna bakılır?

    Mütevatir hadisler herseyde delil teskil eder şüphe yoktur.

    Sahih hadisler ise, Akaid ile ilgili konularda delil olamaz zira şüphe vardır, iman ise net ve kesindir bu yüzden delil olmaz.

    Fakat amelle ilgili konularda kesinlikle delildir, çünkü burada şüphenin olmasi etkili olmaz. Resullah zamanında bunun ornekleri vardır verilebilir.

    Kutsi hadis vs onlara hic girmiyorum.

    Su soru sorulmasi lazım, peki hangi hadis Mütevatir hangisi sahih bu ayrimi nasil yapacaz ve neden sahih ler şüphelidir?

    Burada geliş yoluna ve zincirine bakılır ki bunuda sen kendin araştır. Istersen ben yine yazarim ama sen bunu kendin ogrenirsen sana bi faydası olur vedogruyu bulmbulmuş olursun bu konuda.

    Maksat bilgi alisverisi yanlis Anlama.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • MetalurjistTR M kullanıcısına yanıt
    cok basit birsey soyluyorum ama anlasilmiyor herhalde..

    Diyelim ki bir hadis felanca sey icin Kirmizi renktir diyor.. Ve bu hadiside felanca kisinin rivayet ettigine, naklettigine dayandirsinlar yani iddia etsinler... Fakat Kuran da bahsi gecen sey icin Beyaz renktir diyor.. Simdi sen, Kuran imi inkar edeceksin yoksa hadisi mi?

    Kirmizimidir yoksa beyazmidir?

    Allah in sozumu suphesiz dogrudur yoksa felanca kisinin rivayet ettigi iddia edilen sozmu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mahmudhudavendi -- 11 Aralık 2015; 0:51:59 >
  • mahmudhudavendi kullanıcısına yanıt
    Mutevatir hadislerde oyle bişey söz konusu olamaz zaten.

    Sahihlerde olabilir çünkü orada azda olsa şüphe vardır ve ancak bu hadislerde senin dedigin yöntem uygulanabilir.

    Tabikide Kurandir.

    Ama sünnet inkarciligi dediğin sey zaten böyle masumane soylemlerle başlar bunuda unutma.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • MetalurjistTR M kullanıcısına yanıt
    Kuran ve Kuran ile uyum icinde olan hadisler varken, hicbirsey olmaz korkma..
  • mahmudhudavendi kullanıcısına yanıt
    Ben fikrimi belirttim üstad, yukarılarda ve diğer konularda yazıyor. Durum budur.

    Senin düşüncende budur.

    Bu hadis konusu kapanabilir, maksat burda biseyleri yaristirmak degil zaten.

    Islam nasıl yayılmıştır bu konudaki düşüncelerin neler?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • MetalurjistTR M kullanıcısına yanıt
    Izlemeni tavsiye ederim..




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mahmudhudavendi -- 11 Aralık 2015; 1:09:56 >
  • Nisa 22 ve 23.ayetlerinde evlenilmesi haram olan kişiler tek tek yazılmışken mesela bir dede ile bir kız torunu evlenebilir mi? Sonuçta bu ayette yok.Hadislere baktığımız da ise evet bir bilgi elde ediyoruz ama bunu Kur'an ile nasıl kıyaslayacağız? Sonuçta Kur'an'da birebir ifade yok.Bakın Kur'an'da böyle bir sonuca ulaşılmaz demiyorum birebir yani "kız torunlarınız ile evlenilmesi haramdır" şeklinde ifade yokken hadiste evlenilmesi yasak sonucu çıkıyorsa bu işin içinden nasıl çıkarız?
    Bunun yanında Caner Taslaman videoları da geldiyse tamamdır daha

    Ek olarak adamın biri yukarıda hadis-ayet yorumunu yanlış yapmışken neden düzeltmiyorsun? Hadis bilgin ne düzeydedir bilgi verir misin? Bu konu da okuduğun kitapların,incelemelerin nedir bunları da paylaşırsan mutlu olurum.Mesela Mişkat okumuşluğun var mıdır?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Lucky -- 11 Aralık 2015; 2:36:13 >




  • Mr.Lucky kullanıcısına yanıt
    Caner Taslaman hocaya guluyorsun ama kendi verdigin ornekten haberin yok..

    Net anlasilmasi icin birebir alintilayacagim. Benim gorusum veya eklemelerim konuyu dagitabilir..

    Kur’an’da geçen “âbâ” yani “babalar” kelimesi ile kişinin hem babası hem de babasının babası, onun babası vs. yani yukarıya doğru bütün üst soyu (fıkıh diliyle, usulü) kast edilir.


    Nisâ suresinin 22. ayetinde de “Babalarınızın nikahladığı kadınları nikahlamayın” buyurulmuştur. Bu, kişinin kendi babasının nikahladığı kadınları kapsadığı gibi dedesinin nikahladığı kadınları da kapsar. Buna göre dedesinin nikahladığı babaannesi de kendisiyle evlenilmesi haram olan kadınlar sınıfına girmektedir.


    “Geçmişte olanlar bir tarafa babalarınızın nikahladığı kadınları nikahlamayın.”

    Ayete dikkat edersek, babanizin demiyor... Babalarinizin diyor. Tipki Hz.Ibrahim den dedeniz yerine babaniz diye bahsetmesi gibi..

    Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.

    Bu ayetde de yine: Ey ademogullari deniliyor. Hz.Adem ve hz.Havva icin de ananiz babaniz tabiri yapiliyor. Dede veya nine tabiri kullanmaya gerek kalmamistir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi

    Caner Taslaman hocaya guluyorsun ama kendi verdigin ornekten haberin yok..

    Net anlasilmasi icin birebir alintilayacagim. Benim gorusum veya eklemelerim konuyu dagitabilir..

    Kur’an’da geçen “âbâ” yani “babalar” kelimesi ile kişinin hem babası hem de babasının babası, onun babası vs. yani yukarıya doğru bütün üst soyu (fıkıh diliyle, usulü) kast edilir.


    Nisâ suresinin 22. ayetinde de “Babalarınızın nikahladığı kadınları nikahlamayın” buyurulmuştur. Bu, kişinin kendi babasının nikahladığı kadınları kapsadığı gibi dedesinin nikahladığı kadınları da kapsar. Buna göre dedesinin nikahladığı babaannesi de kendisiyle evlenilmesi haram olan kadınlar sınıfına girmektedir.


    “Geçmişte olanlar bir tarafa babalarınızın nikahladığı kadınları nikahlamayın.”

    Ayete dikkat edersek, babanizin demiyor... Babalarinizin diyor. Tipki Hz.Ibrahim den dedeniz yerine babaniz diye bahsetmesi gibi..

    Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.

    Bu ayetde de yine: Ey ademogullari deniliyor. Hz.Adem ve hz.Havva icin de ananiz babaniz tabiri yapiliyor. Dede veya nine tabiri kullanmaya gerek kalmamistir.




    Yazdigin yorum ile ilgili aciklamayi sonra yapayim da hadi durust olalim bu metni nerden aldin? Ben o metni de bir okuyayim.
    Bunlarin yaninda incelemelerin,okudugun kitaplar ve miskat ile ilgili de bir cevap alabilir miyim? Toplu cevap vereyim bari
    Caner Hoca(¡¡¡) meselesine gelince ya da gelmeyelim bosver bir seyde de eksik kalsin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mahmudhudavendi

    Hadislerin hepsi yanlistir veya carpitilmistir demek hata olur. Pek cok hadis dogrudur.
    Surekli dedigim gibi; Kuran la celisenler hakkinda yorum yapilir. Ama Kuran la celismeyen butun hadisler gecerlidir.

    kuran ile çelişen hadis var diyorsun peki diğer hadislerin doğruluğundan nasıl bu kadar eminsin ? 200 yıl boyunca yazılı olmayan bu hadislerin değişmemesi mümkün mü?
    hadislerin doğru olduğunu kurana bakarak anlıyorum diyorsan o zaman sadece kuran oku hadisleri bırak
    hadis ve mezhep kadar saçma bir şey yok islamda...
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.