Şimdi Ara

Günah ve suç kavramı olmasa neler yapmak isterdiniz? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
48
Cevap
0
Favori
445
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hatred oyununu bilen bilir. Oradaki herif olurdum heralde :D
  • quote:

    Orijinalden alıntı: baymühendis

    Çok şükür birini boğazlamamamın nedeni dinin zincirleri değil. Aksi acizlik olurdu.

    Bunu yaziyordum tam.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: baymühendis

    Çok şükür birini boğazlamamamın nedeni dinin zincirleri değil. Aksi acizlik olurdu.

    Peki sorayım , sizin için çok önemli konunun kendi lehinize sonuçlanması için kötülük yapmanız gerekecek,bu kötülüğü herhangi birinin fark etmesi imkansız yine de yapar mısınız?
  • vicdanımın elvermediği, empati kurarak doğru olmadığını düşündüğüm hiçbirşeyi yapmam. illa günah olması gerekmiyo



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi YuriBoyaka -- 10 Nisan 2016; 21:14:26 >
  • Escherich kullanıcısına yanıt
    Önüme bu tür fırsatlar çıktı. Dindarken de teptiğim oldu, değilken de. Objektif olursak, dindarlığın bazı konularda bana katkısı vardı: Küçük bir çocukken günah olduğu için küfür etmemeye özen gösterirdim. Bir süre sonra ise küfürün, ifade etmenin acziyet safhası olduğunu anladığım için mümkün mertebe kaçınmaya başladım. Bu daha tutarlı bir sebep ya!

    Din odaklı ahlak, ne yazık ki tatmin edici değil. Öyle olsa dünyada bu denli ahlaksızlık olur muydu? Bu sorudan istediğin cevabı alabilmen için, dindarların müthiş dürüst insanlar olmaları lazım ki bu çok büyük bir yanılgı.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Suç işlerdim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kefka Palazzo olurdum
  • Ha bu biraz fantastik bir dünya oluyor, cevap olarakta oradan birine gönderme yapayım, bakalım anlayan çıkacak mı.

    Dünya yı sadece iyi olduğunu düşündüğüm insanlarla doldururdum, mesela.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: baymühendis

    Önüme bu tür fırsatlar çıktı. Dindarken de teptiğim oldu, değilken de. Objektif olursak, dindarlığın bazı konularda bana katkısı vardı: Küçük bir çocukken günah olduğu için küfür etmemeye özen gösterirdim. Bir süre sonra ise küfürün, ifade etmenin acziyet safhası olduğunu anladığım için mümkün mertebe kaçınmaya başladım. Bu daha tutarlı bir sebep ya!

    Din odaklı ahlak, ne yazık ki tatmin edici değil. Öyle olsa dünyada bu denli ahlaksızlık olur muydu? Bu sorudan istediğin cevabı alabilmen için, dindarların müthiş dürüst insanlar olmaları lazım ki bu çok büyük bir yanılgı.

    Dindarların dindar olduğuna dair kanıtın nedir? "Dindar" olduklarını iddia etmeleri mi ?

    Neden "ahlak" gibi bazı dogmatik inanışların var ? Kimsenin fark edemeyeceği bir kötülüğü seni yapmaktan alıkoyan nedir? Ahlak eğer evrimsel süreçten geldiyse ( elbette bir kısmı) , diğer hayvanların yaptıklarının bizim için yanlış olma sebebi nedir ? Hayvanlarda tecavüzü normal karşılarken neden insanlar için kötü olduğunu düşünüyorsun?Veya çiftleşmek için birbirini öldüren hayvanlar normal geliyorken,insan için neden yanlış geliyor? Yani başka bir şekilde evrimleşseydik yine de aynı ahlaki değerlere sahip olur muydun ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Escherich -- 10 Nisan 2016; 21:30:12 >




  • o zaman çekici gelmezdi rutin olurdu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yeni_kullanıcı kullanıcısına yanıt
    mesela saati 200 tl ye iş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Escherich kullanıcısına yanıt
    Bir kere son sorunun garantisini veremem. Mümkün değil. Bilinen ilkel insanların böyle ahlaki çıkmazları var mıydı? Gayet sınırlıydı. Çiftleşmek için ailenin reisini öldürme hikayesini bilirsin.

    İnsan, memelilerin tür davranışı gereği toplu halde yaşama ve avlanma ihtiyacı hisseder. Bu toplulukların niteliği elli bin yıl önceye göre müthiş farklı ve detaylıdır. Bugünün problemleri devletleri yarattı. Devletlerin kimi zaman ilkel döneme benzer diktatör reisleri oldu. Derken işin içine eşitlik, hukuk, adalet gibi kavramlar girdi. İnsan bu andan itibaren ait olduğu topluluğu mümkün mertebe kapsayıcı bir takım kurallarla yönetmeye başladı. Ahlak da bunlardan biri ve önemli bir tanesi.

    Ahlağımız dogmatik/değişmez değildir. Pekala tarih boyu değişmiş ve toplumun ihtiyaç duyduğu biçime evrilmeye çalışmıştır.Tüm bunlara rağmen, eli bıçaklı bir adamın kanepede oturan kadının boğazını kesmeyeceği garantisini kimse veremiyor. Bunu engelleyemeyen insan sonradan cezalandırma işlemine başvuruyor. N'apsın, elindekinin en iyisi bu.

    Dindarların dindar olduğuna dair nesnel bir kanıtım yok. Bu öznel bir konu esasında. Nasıl olsun? Bildiğim tek şey, dindar olduğumdu. Ne ilginç ki "yahu şu dindardır ve yaptığı dindarlıktır" denerek, herkesin kefil olabildiği kimseler de yok. Böyle bir ortamda sözde herkesin anlaması planlanan, sözde hak dininin de düştüğü durum acıdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi baymühendis -- 10 Nisan 2016; 21:55:09 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • yani görüyoruz ki dinler ister gerçek olsun ister yalan,insanları daha iyi biri yaptığı kaçınılmaz bir gerçek.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: baymühendis

    Bir kere son sorunun garantisini veremem. Mümkün değil. Bilinen ilkel insanların böyle ahlaki çıkmazları var mıydı? Gayet sınırlıydı. Çiftleşmek için ailenin reisini öldürme hikayesini bilirsin.

    İnsan memeliler tür davranışı gereği toplu halde yaşama ve avlanma ihtiyacı hisseder. Bu toplulukların niteliği elli bin yıl önceye göre müthiş farklı ve detaylıdır. Bugünün problemleri devletleri yarattı. Devletlerin kimi zaman ilkel döneme benzer diktatör reisleri oldu. Derken işin içine eşitlik, hukuk, adalet gibi kavramlar girdi. İnsan bu andan itibaren ait olduğu topluluğu bir takım kurallarla yönetmeye başladı. Ahlak da bunlardan biri ve önemli bir tanesi.

    Ahlağımız dogmatik/değişmez değildir. Pekala tarih boyu değişmiş ve toplumun ihtiyaç duyduğu biçime evrilmeye çalışmıştır.Tüm bunlara rağmen, eli bıçaklı bir adamın kanepede oturan kadının boğazını kesmeyeceği garantisini kimse veremiyor. Bunu engelleyemeyen insan sonradan cezalandırma işlemine başvruuruyor. N'apsın, elindekinin en iyisi bu,

    Dindarların dindar olduğuna dair nesnel bir kanıtım yok. Bu öznel bir konu esasında. Nasıl olsun? Bildiğim tek şey, dindar olduğumdu. Ne ilginç ki "yahu şu dindardır ve yaptığı dindarlıktır" denerek, herkesin kefil olabildiği kimseler de yok. Böyle bir ortamda sözde herkesin anlaması planlanan, sözde hak dininin de düştüğü durum acıdır.

    İslam adına konuşursam Kuran'ın herkesin ahlaklı ve dindar olacağına dair hiçbir ifadesi yoktur.Hatta çoğu ayette insanların çoğunun kötü olduğunu söyler.Allah yine Kuran'ı herkesin anlayacağını söylemez.

    Hak dinin sahibi "dini yaşadıklarını iddia" edenler değildir.İnsanlar ne temsilcileri ne de elçileridir.Bu yüzden hak dinin düştüğü durum değil onu yaşadığını iddia edenlerin düştüğü durum acıdır.

    Tanrı inancından yoksun bir ahlak anlayışının rasyonel olmadığını anlayabiliyorum.Peki dediğin gibi yarın değişecek bir anlayış için neden davranışlarını değiştiriyorsun? Yani desen ki toplumdan dışlanmak istemiyorum,bulunduğum mevkiyi seviyorum vs. diye o zaman anlayışla karşılıyabilirim.

    Sana göre herhangi birini kimse fark etmeden öldürmeyle , öldürmemenin arasında hiçbir fark olmaması gerek,eğer bir yöne daha yakın isen bir şeylere inanıyorsun demektir.Çünkü her iki durumdan birine yakın olman tanrısız bir evrende mantıksızdır.

    Yaptığın açıklama insanın sosyal yaşaması için gereken evrimsel süreçler ama yine de bu süreç sosyal,insan ilişkileri dışındaki ahlaklı davranmanı açıklayamaz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Escherich

    quote:

    Orijinalden alıntı: baymühendis

    Bir kere son sorunun garantisini veremem. Mümkün değil. Bilinen ilkel insanların böyle ahlaki çıkmazları var mıydı? Gayet sınırlıydı. Çiftleşmek için ailenin reisini öldürme hikayesini bilirsin.

    İnsan memeliler tür davranışı gereği toplu halde yaşama ve avlanma ihtiyacı hisseder. Bu toplulukların niteliği elli bin yıl önceye göre müthiş farklı ve detaylıdır. Bugünün problemleri devletleri yarattı. Devletlerin kimi zaman ilkel döneme benzer diktatör reisleri oldu. Derken işin içine eşitlik, hukuk, adalet gibi kavramlar girdi. İnsan bu andan itibaren ait olduğu topluluğu bir takım kurallarla yönetmeye başladı. Ahlak da bunlardan biri ve önemli bir tanesi.

    Ahlağımız dogmatik/değişmez değildir. Pekala tarih boyu değişmiş ve toplumun ihtiyaç duyduğu biçime evrilmeye çalışmıştır.Tüm bunlara rağmen, eli bıçaklı bir adamın kanepede oturan kadının boğazını kesmeyeceği garantisini kimse veremiyor. Bunu engelleyemeyen insan sonradan cezalandırma işlemine başvruuruyor. N'apsın, elindekinin en iyisi bu,

    Dindarların dindar olduğuna dair nesnel bir kanıtım yok. Bu öznel bir konu esasında. Nasıl olsun? Bildiğim tek şey, dindar olduğumdu. Ne ilginç ki "yahu şu dindardır ve yaptığı dindarlıktır" denerek, herkesin kefil olabildiği kimseler de yok. Böyle bir ortamda sözde herkesin anlaması planlanan, sözde hak dininin de düştüğü durum acıdır.

    İslam adına konuşursam Kuran'ın herkesin ahlaklı ve dindar olacağına dair hiçbir ifadesi yoktur.Hatta çoğu ayette insanların çoğunun kötü olduğunu söyler.Allah yine Kuran'ı herkesin anlayacağını söylemez.

    Hak dinin sahibi "dini yaşadıklarını iddia" edenler değildir.İnsanlar ne temsilcileri ne de elçileridir.Bu yüzden hak dinin düştüğü durum değil onu yaşadığını iddia edenlerin düştüğü durum acıdır.

    Tanrı inancından yoksun bir ahlak anlayışının rasyonel olmadığını anlayabiliyorum.Peki dediğin gibi yarın değişecek bir anlayış için neden davranışlarını değiştiriyorsun? Yani desen ki toplumdan dışlanmak istemiyorum,bulunduğum mevkiyi seviyorum vs. diye o zaman anlayışla karşılıyabilirim.

    Sana göre herhangi birini kimse fark etmeden öldürmeyle , öldürmemenin arasında hiçbir fark olmaması gerek,eğer bir yöne daha yakın isen bir şeylere inanıyorsun demektir.Çünkü her iki durumdan birine yakın olman tanrısız bir evrende mantıksızdır.

    Yaptığın açıklama insanın sosyal yaşaması için gereken evrimsel süreçler ama yine de bu süreç sosyal,insan ilişkileri dışındaki ahlaklı davranmanı açıklayamaz.

    Ben, "herkesin anlaması planlanan" demişim. Bunu da "Hepiniz anlayasınız diye indirdik." ifadesine bağlıyorum.

    İkinci söylediğinde haklısın. Haklısın da, İslam'ın ortaya çıkış nedeni, bu özünden uzaklaşma ve dindar olduğunu iddia edenlerin aykırılığıdır. Yoksa o zamanın algılanan Hristiyanlığı ile şimdinin algılanan Müslümanlığı dinen pek de farklı değil. Hz. Muhammed ölür ölmez kavgaya tutuşup, kendi halifelerini birer birer öldüren adamlardan bahsediyoruz. Hani nerede İslam'ın insanlığa getireceği müthiş aydınlanma? Tamam dini bunlardan bağımsız tutalım da, din bertaraf oldu bu hengamede, lüzumsuzlaştı. Onu nasıl yapalım?

    Bir kere benim kendimi yargıladığım ahlak anlayışını birileri değil, bizzat ben değiştiriyorum. Orada toplumlar açısından genel konuştum. Beni, içinde yaşadığım toplumun çirkin adetleri kendi muhakemem açısından alakadar etmiyor.

    İnanç doğal bir olay. Ateist adam hiçbir şeye inanmaz diye bir kaide yok. En Ateistim diyen bilim adamı bile bir hipotez ortaya koyarken, deney yapmadan önce bir ihtimale olan inancından hareket ediyor. Bizim inançtan anladığımız, test edilebilirliğe giden varsayımlara taraf olmaktır. Tanrı varsayımı ise günümüz bilimsel imkanlarıyla test edilebilir değildir. Bir gün olursa, neden olmasın?

    Masada elma görürsem, soruyorum kendime: Almalı mıyım? Bazen alıyorum, bazen almıyorum. Olay bundan ibaret. :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi baymühendis -- 10 Nisan 2016; 22:29:09 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • İnsan din emrediyor diye değil kendi vicdanı ile karar verip yapmak istemediği için günah işlemezse gerçek erdeme ulaşmış olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: iso227

    yani görüyoruz ki dinler ister gerçek olsun ister yalan,insanları daha iyi biri yaptığı kaçınılmaz bir gerçek.

    Ortak ne alaka, hangi insan diyecek "seni öldürürdüm ama günah" diye. Diyecek varsa zaten bir ara cinnet geçirir öldürür.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M4A1-S























































    şaqa lan














































    çok tipsizim yardım edin

    Usta güzel calmissin avatari

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • ölü kadınların bedenlerinden evime müze yapardım, uyumadan önce her birini öpmeyi adet edinirdim. tamamen çürüyünce yeni kadınlar getirirdim

    bilmiyorum ama sahiden ölü kadınlar bana sanat mucizesi olarak geliyor

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: baymühendis

    quote:

    Orijinalden alıntı: Escherich

    quote:

    Orijinalden alıntı: baymühendis

    Bir kere son sorunun garantisini veremem. Mümkün değil. Bilinen ilkel insanların böyle ahlaki çıkmazları var mıydı? Gayet sınırlıydı. Çiftleşmek için ailenin reisini öldürme hikayesini bilirsin.

    İnsan memeliler tür davranışı gereği toplu halde yaşama ve avlanma ihtiyacı hisseder. Bu toplulukların niteliği elli bin yıl önceye göre müthiş farklı ve detaylıdır. Bugünün problemleri devletleri yarattı. Devletlerin kimi zaman ilkel döneme benzer diktatör reisleri oldu. Derken işin içine eşitlik, hukuk, adalet gibi kavramlar girdi. İnsan bu andan itibaren ait olduğu topluluğu bir takım kurallarla yönetmeye başladı. Ahlak da bunlardan biri ve önemli bir tanesi.

    Ahlağımız dogmatik/değişmez değildir. Pekala tarih boyu değişmiş ve toplumun ihtiyaç duyduğu biçime evrilmeye çalışmıştır.Tüm bunlara rağmen, eli bıçaklı bir adamın kanepede oturan kadının boğazını kesmeyeceği garantisini kimse veremiyor. Bunu engelleyemeyen insan sonradan cezalandırma işlemine başvruuruyor. N'apsın, elindekinin en iyisi bu,

    Dindarların dindar olduğuna dair nesnel bir kanıtım yok. Bu öznel bir konu esasında. Nasıl olsun? Bildiğim tek şey, dindar olduğumdu. Ne ilginç ki "yahu şu dindardır ve yaptığı dindarlıktır" denerek, herkesin kefil olabildiği kimseler de yok. Böyle bir ortamda sözde herkesin anlaması planlanan, sözde hak dininin de düştüğü durum acıdır.

    İslam adına konuşursam Kuran'ın herkesin ahlaklı ve dindar olacağına dair hiçbir ifadesi yoktur.Hatta çoğu ayette insanların çoğunun kötü olduğunu söyler.Allah yine Kuran'ı herkesin anlayacağını söylemez.

    Hak dinin sahibi "dini yaşadıklarını iddia" edenler değildir.İnsanlar ne temsilcileri ne de elçileridir.Bu yüzden hak dinin düştüğü durum değil onu yaşadığını iddia edenlerin düştüğü durum acıdır.

    Tanrı inancından yoksun bir ahlak anlayışının rasyonel olmadığını anlayabiliyorum.Peki dediğin gibi yarın değişecek bir anlayış için neden davranışlarını değiştiriyorsun? Yani desen ki toplumdan dışlanmak istemiyorum,bulunduğum mevkiyi seviyorum vs. diye o zaman anlayışla karşılıyabilirim.

    Sana göre herhangi birini kimse fark etmeden öldürmeyle , öldürmemenin arasında hiçbir fark olmaması gerek,eğer bir yöne daha yakın isen bir şeylere inanıyorsun demektir.Çünkü her iki durumdan birine yakın olman tanrısız bir evrende mantıksızdır.

    Yaptığın açıklama insanın sosyal yaşaması için gereken evrimsel süreçler ama yine de bu süreç sosyal,insan ilişkileri dışındaki ahlaklı davranmanı açıklayamaz.

    Ben, "herkesin anlaması planlanan" demişim. Bunu da "Hepiniz anlayasınız diye indirdik." ifadesine bağlıyorum.

    İkinci söylediğinde haklısın. Haklısın da, İslam'ın ortaya çıkış nedeni, bu özünden uzaklaşma ve dindar olduğunu iddia edenlerin aykırılığıdır. Yoksa o zamanın algılanan Hristiyanlığı ile şimdinin algılanan Müslümanlığı dinen pek de farklı değil. Hz. Muhammed ölür ölmez kavgaya tutuşup, kendi halifelerini birer birer öldüren adamlardan bahsediyoruz. Hani nerede İslam'ın insanlığa getireceği müthiş aydınlanma? Tamam dini bunlardan bağımsız tutalım da, din bertaraf oldu bu hengamede, lüzumsuzlaştı. Onu nasıl yapalım?

    Bir kere benim kendimi yargıladığım ahlak anlayışını birileri değil, bizzat ben değiştiriyorum. Orada toplumlar açısından genel konuştum. Beni, içinde yaşadığım toplumun çirkin adetleri kendi muhakemem açısından alakadar etmiyor.

    İnanç doğal bir olay. Ateist adam hiçbir şeye inanmaz diye bir kaide yok. En Ateistim diyen bilim adamı bile bir hipotez ortaya koyarken, deney yapmadan önce bir ihtimale olan inancından hareket ediyor. Bizim inançtan anladığımız, test edilebilirliğe giden varsayımlara taraf olmaktır. Tanrı varsayımı ise günümüz bilimsel imkanlarıyla test edilebilir değildir. Bir gün olursa, neden olmasın?

    Masada elma görürsem, soruyorum kendime: Almalı mıyım? Bazen alıyorum, bazen almıyorum. Olay bundan ibaret. :)

    Hocam sen toplumun ahlakından etkilenmiyorsan ve diğerleri seni alakadar etmiyorsa kendi ahlakını nereden alıyorsun?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.