Şimdi Ara

Ferfecir (30. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2.630
Cevap
4
Favori
142.466
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2829303132
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  Ferfecir


    Bir yanan kalp vardı senin için, gittiğin gün o durdu...
  •  Ferfecir


    Çok mu zor sanıyorsun...
  •  Ferfecir


    Ben çay derken sen kahve derdin inatla...
  •  Ferfecir


    Seni sevdiğimi nasıl anlatamıyorsam...
    seni sevmekte ne kadar cesursam
    işte öyle çaresiz... işte böyle mutlu...
    ben seni öyle seviyorumki anlatılmaz yaşanır.
  • DOSTUMA...








    [font="Monotype Corsiva"]

    Unutmuş olsa da,
    Vur durma yüreğim vur.
    Olan olmuş ne olur
    Hayata . . .
    HAYATA . . . Bir daha VUR . . . !


     Ferfecir


  • KALBİN GİBİ

     Ferfecir
  • =)


     Ferfecir


    Çile hanemde bir başına çürümeyi beceremediğim için
    bir topluluk arıyorum kendime.
    Kederleri ve kaderleri bana benzeyen.
    kelimelere gereksinim duymadan anlaşabileceğim birileri olmalı.
    Yüreğinden,benimkine benzer trenlerin geçtiği
    beyninde benim aktığım denize dökülen
    Aynı derinliklerden geçtiğimiz dostlarımı arıyorum...




  • Burdayım Dost , alnım ak ve dimdik...




     Ferfecir

  •  Ferfecir


    Gel buraya gidelim...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ferfecir




    ve
    Her akşamüstü oyuncakçı
    Camekanından
    Çocuk ellerinin
    İzlerini
    Siler



     Ferfecir













  • Susmak bir gidişi kabullenmek

    (:





     Ferfecir
  •  Ferfecir


    Hüzün sarmış dört bir yanı…. Semadan yağan yağmur değil benim için; sırf hüzün, saf hüzün.
    Gitmediğim herhangi bir yer kalmamış bu şehirde lakin yönleri tayin edemiyorum hala.
    Bir de üzerine bastırınca “bu yağmur” hepten kayboluyorum.

    Üzerime yorganı çekip, görmesin istiyorken kimseler beni..şairin şiiri düşüyor dilime “…yorgan: Allahsıza kadar sığınak..” neler örter bir örtü..sığınak işte..güzel sığınak.

    Sel basıyor şehri..her yağan yağmurda olduğu gibi. Sığınakları basıyor önce hem de..hep olduğu gibi. Yerin altı da rahat değil demekki..şair peşimden ayrılmıyor nedense “güneşe göç var da habersiz miyiz?” yanmaya da razı değil ki gönlüm, boğulmak ehven. Biri hüzün yağmurunda boğulmak! Bu karşı konulmaz bir cazibenin eseri. Bir hüzün yağmuru ki onda boğulmak!

    Çocuklardan müteşekkil bir koro, çocukluk hülyalarımla dışarıdan çağırıyor beni. “..pabucu yarım çık dışarıya oynayalım” “bu yağmurda mı?” bile demiyor çocuk ben..arap kızı camdan ne diye bakar dururki zaten?

    Ah bu yağmur…hayır hüzün!
    Ah bu hüzün!
    Hep bu hüzün!
    Sarsa ya beni baştan ayağa..
    Islatsa ya iliklerime dek…
    Hüzün!
    Ne güzel, ne sevimli bir yüzün var senin…
    Kahhar fırtınaların ardından gelen tebessümün ne güzel…

    Düşen yaprağın, eylülün, mevsim-i hazanın,
    Doyurduğun yağmurun,
    Babasız bıraktığın evladın,
    Bir şehidin tabutunun…
    Ardından akan gözyaşının,
    Sele dönüşen bir öfkenin,
    Acıyla bakan bir çift gözün,
    Merhametle okşanan bir başın,
    Bayramda kucaklaşan iki dostun,
    vakit gelip çattığında ayrılan iki elin,
    Batınında varlığın zahir.

    Öyle çoğalki içimde bendini öyle aşki…
    Aşikar olki.
    Terk etme beni ey hüzün!




  •  Ferfecir

    Hüzün sarmış dört bir yanı…. Semadan yağan yağmur değil benim için; sırf hüzün, saf hüzün.
    Gitmediğim herhangi bir yer kalmamış bu şehirde lakin yönleri tayin edemiyorum hala.
    Bir de üzerine bastırınca “bu yağmur” hepten kayboluyorum.

    Üzerime yorganı çekip, görmesin istiyorken kimseler beni..şairin şiiri düşüyor dilime “…yorgan: Allahsıza kadar sığınak..” neler örter bir örtü..sığınak işte..güzel sığınak.

    Sel basıyor şehri..her yağan yağmurda olduğu gibi. Sığınakları basıyor önce hem de..hep olduğu gibi. Yerin altı da rahat değil demekki..şair peşimden ayrılmıyor nedense “güneşe göç var da habersiz miyiz?” yanmaya da razı değil ki gönlüm, boğulmak ehven. Biri hüzün yağmurunda boğulmak! Bu karşı konulmaz bir cazibenin eseri. Bir hüzün yağmuru ki onda boğulmak!

    Çocuklardan müteşekkil bir koro, çocukluk hülyalarımla dışarıdan çağırıyor beni. “..pabucu yarım çık dışarıya oynayalım” “bu yağmurda mı?” bile demiyor çocuk ben..arap kızı camdan ne diye bakar dururki zaten?

    Ah bu yağmur…hayır hüzün!
    Ah bu hüzün!
    Hep bu hüzün!
    Sarsa ya beni baştan ayağa..
    Islatsa ya iliklerime dek…
    Hüzün!
    Ne güzel, ne sevimli bir yüzün var senin…
    Kahhar fırtınaların ardından gelen tebessümün ne güzel…

    Düşen yaprağın, eylülün, mevsim-i hazanın,
    Doyurduğun yağmurun,
    Babasız bıraktığın evladın,
    Bir şehidin tabutunun…
    Ardından akan gözyaşının,
    Sele dönüşen bir öfkenin,
    Acıyla bakan bir çift gözün,
    Merhametle okşanan bir başın,
    Bayramda kucaklaşan iki dostun,
    vakit gelip çattığında ayrılan iki elin,
    Batınında varlığın zahir.

    Öyle çoğalki içimde bendini öyle aşki…
    Aşikar olki.
    Terk etme beni ey hüzün!




  • [font="Monotype Corsiva"]

    Birgün bitti içimde,
    Gecenin tam ÜÇünde . . .


     Ferfecir







     Ferfecir




  • Geleceğim emmoğlu...




     Ferfecir
  •  Ferfecir
  • [font="Monotype Corsiva"]

    Her sene bir düğümken
    Vasiyetiyle kapatmış perdeyi
    Vuslatını zamansız yazmış sulara
    Her şeyi hiçliğe gömüp avuntusuz
    Güz tenine çizmiş silüetini ölümün
    Kırmış kemiğini zehirli dilinin
    Sıyırmış tenini yekpare. . .


     Ferfecir







     Ferfecir




  • O AN


     Ferfecir



     Ferfecir



     Ferfecir



     Ferfecir



     Ferfecir




  • Bana aşkı veren sendin sonra alıp giden sendin...




     Ferfecir
  • Gözlerim bitti, Gözlerim bitti...


     Ferfecir
  • 
Sayfa: önceki 2829303132
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.