Şimdi Ara

EVRENDEKİ DİĞER CANLILAR (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
40
Cevap
0
Favori
1.844
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Bu konuya fiziksel noktadan yaklaşıp öteki konulşardaki ışık hızı noktasına getirirsek ışık hızı ile seyahatimizde fiziksel formumuzun yapısı konusunda fikir sahibi değiliz. dolayısı ile öteki gezegenlere gitmemiz ve buradaki yaşam formlarını incelememiz gibi bir mevzu sanki insanoğluna kapalı gibi geliyor. Anlayamadığım bir nokta ise neden bu kadar uzağız içinde yaşadığımız evrene. Küçücüğüz ve bırakın galaksiyi kendi güneş sistemimizin içinde bile seyahat edememekteyiz. Bunların doğrultusunda düşündüğümüzde ise ben ulaşımın farklı bir noktadan ortaya çıkacağını düşünüyorum. Mesela zamana etkiyen bir olayla. Yani Zamanın etkisinden kurtularak.

    neyse konuyu dağıtmadan ben fikrimi belirteyim. Ben yaşamın dünyada olduğunu düşünüyorum. Tabiki bizimki gibi bir yaşam formunun. Ayrıca Madem yaratıldık, eğer kabul edersek, bizim gibi canlılar neden kainatın öteki tarafında olsunlarki veya neden kutsal kitaplarda bunlardan bahsedilmesin veya neden bunun hakkında peygamberler konuşmasın.

    diyelimki oluştuk yani birşekilde canlı türleri oluştu ki bu benim düşüncem değildir. neden kainatın yapısına uymuyoruz. Yani onun içinde küçücük bir canlı değilde gerektiğinde bazı noktalarda etkin olabilen varlıklar. dolayısı ile bu düşünceler beni sadece burada yaşam olduğu düşüncesine sevkediyor. Tabi yaşamdan kastım farklı anlaşılabilir. ama irade ve akıl noktasında ve yaratılış noktasında değerlendirilmesi daha mantıklı olacaktır




  • Ben de bu yüzden dini etkilerden sıyrılmak gerektiğine değiniyorum mümkün olduğunca. Çünkü insanlar amerikayı keşfettiler ve Aztekler ve Kızılderililer ile karşılaştılar. Değişik diller kültürler bahsedilmeyen topraklar kutsal kitaplara etki etmedi, herkes inancını yaşamaya devam etti. Benzer durum belki bir yüzyıl ya da iki yüzyıl sonra bilince ulaşmış kendi dinini yaşayan dünya dışı yaşam bulunduğunda da aynısı olacak. Uzaylının gelipte selam dünyalı kabe ne tarafta diyeceğini sanmıyorum, böyle şeyler karikatürlerde olur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    uzaylıların bir çoğu insana benzeyebilir çünkü evrimin bir üst noktası vardır. Fakat insan gibi ellerini kullanarak gelişme yerine beyin gücüyle işlerini gören canlılarda olabilir. Koca kafalı gri adamlar gibi.
    Yaşamın gelişmesi için illa su gerekmez farklı bir madde suyun yerini alabilir. Dünyadaki yaşam suya dayanır bu yüzden dünyada yaşam olması için su olması lazım ama bütün evren için aynı şey geçerli değil.
    Kanıt bulamıyoruz doğal olarak çünkü güneş sistemimizde su yerine başka bir maddeyle yaşayan canlı yok.şu anki teknolojiyle asla uzayda uzun mesafeli yolculuklar yapamayız


    benzeyebileceğini zannetmiyorum çünkü ordaki evrimleşme farklı bir yol izleyerek gidebilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Ben de bu yüzden dini etkilerden sıyrılmak gerektiğine değiniyorum mümkün olduğunca. Çünkü insanlar amerikayı keşfettiler ve Aztekler ve Kızılderililer ile karşılaştılar. Değişik diller kültürler bahsedilmeyen topraklar kutsal kitaplara etki etmedi, herkes inancını yaşamaya devam etti. Benzer durum belki bir yüzyıl ya da iki yüzyıl sonra bilince ulaşmış kendi dinini yaşayan dünya dışı yaşam bulunduğunda da aynısı olacak. Uzaylının gelipte selam dünyalı kabe ne tarafta diyeceğini sanmıyorum, böyle şeyler karikatürlerde olur.



    Öncelikle merhabalar. İnanç tarafı çok başka bir boyut ancak. insanoğlu için sizin bahsettiğiniz zamandaki olaylar çok çok üstesinden gelinemeyecek olaylar değildi. Bunları bu zamandan yorumlamak kolay gibi gözükebilr ancak mesele küçücük bir dünyada küçücük bir mesafe gibi algılanmamalı, ayrıca kutsal kitaplar yine kainat kapısını kapatmış değil mesele şuki Bunu ben bu noktada inanç noktasına getirmek istemedim. Sadece varoluşu kutsal kitaplarda bulamadım. yani bizden başka varlıkları. Bundan kastım ruhaniler veya melekler değildir. Bizim gibi yaşam formları. Tamam bilimsel noktadan inancı işin dışında tutum varsayalım. Peki dışında tuttuğumda neden kainatı anlayan varlıklar değiliz. Anlıyoruz diyemeyiz zira kainat dünyamızdan ibaret değil. uzaylı hikayelerinin ne kadarını gerçekten gördük veya yaşadık. çoğu üfürme zira doğru olsaydı bu kadar çabuk unutulmazdı. İnsanların en çok merak ettikleri konulardan birisi olmasına rağmen hala varsayımlarla ilerleyen bir konudur. diyebilirsinizki sanki öteki hayvanlar kainatın dilinden anlıyormu veya akılsız varlıklar, ancak biz onlar gibi değiliz. geldiğimiz noktaya baktığımda küçümsemeyerekten diyorumki biz farklı olmalıyız çözümlemeler yapabilmeliyiz. kainatın sonsuzluğu karşısında boyun eğmemeliyim diyorum ama karşıma aklımın almayacağı bir sistem ve güç çıkıyor. Demiyorumki ulaşılamaz. ancak yine tekrarlıyorum bu noktada işleri karıştırıyorum ama, bu durumda bana zaman ve mekan kavramını açıklayın. binlerce ışıkyılı genişliğinde bir galaksiden çıkamazken ki sistemimizi bile çözemedik nasıl olacak başka canlıların varlığı. Bu noktaya getirmemin sebebi ise bu varlıklar birbirinden uzak olmamalı düşüncem bir etkileşim içerisinde olmalı nasıl bu bizim dünyamızda varsa gezegenler arasındada olabilmeli.


    arkadaşlar konuyu çok genişlettim ancak ben inanç noktasından bu noktaya gelmedim. zaman mekan yapısı içerisinde sanki sınırlandırılmışız gibi yani sanki olan herşey burada gibi. ışık hızında zamanın geçmediği bir durumda ki buna ulaşamadığımız için varsayım olarak söz ediyoruz, evet böyle bir durumda bize zaman farklı etkirken milyonlarca ışık yılı gidip geri döndüğümüzde farklı b,r durumda olacağımızı düşünürsek ve öteki tararflardada zamanın geçtiğini düşünürsek açıkçası bu ulaşılamaz olarak gözüküyor. insanoğlunun ömrü buna yetmeyeceği gibi düşünsenizze gittiğiniz yerden bilgi yollamak istiyorsunuz dünyaya ve ışık hızında seyahat ediyorsanız sizin attığınız mesajdan önce gelmenizde söz konusu bu durumda bir karışıklık var. gelmek istediğim nokta yine aynı neden bir kısıtlamanın içerisindeyiz. Fiziksel olarak ben bunun dışına çıkamadığım için herşeyin bu dünyada olduğunu düşünüyorum... çok karışık değilmi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84


    quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Ben de bu yüzden dini etkilerden sıyrılmak gerektiğine değiniyorum mümkün olduğunca. Çünkü insanlar amerikayı keşfettiler ve Aztekler ve Kızılderililer ile karşılaştılar. Değişik diller kültürler bahsedilmeyen topraklar kutsal kitaplara etki etmedi, herkes inancını yaşamaya devam etti. Benzer durum belki bir yüzyıl ya da iki yüzyıl sonra bilince ulaşmış kendi dinini yaşayan dünya dışı yaşam bulunduğunda da aynısı olacak. Uzaylının gelipte selam dünyalı kabe ne tarafta diyeceğini sanmıyorum, böyle şeyler karikatürlerde olur.



    Öncelikle merhabalar. İnanç tarafı çok başka bir boyut ancak. insanoğlu için sizin bahsettiğiniz zamandaki olaylar çok çok üstesinden gelinemeyecek olaylar değildi. Bunları bu zamandan yorumlamak kolay gibi gözükebilr ancak mesele küçücük bir dünyada küçücük bir mesafe gibi algılanmamalı, ayrıca kutsal kitaplar yine kainat kapısını kapatmış değil mesele şuki Bunu ben bu noktada inanç noktasına getirmek istemedim. Sadece varoluşu kutsal kitaplarda bulamadım. yani bizden başka varlıkları. Bundan kastım ruhaniler veya melekler değildir. Bizim gibi yaşam formları. Tamam bilimsel noktadan inancı işin dışında tutum varsayalım. Peki dışında tuttuğumda neden kainatı anlayan varlıklar değiliz. Anlıyoruz diyemeyiz zira kainat dünyamızdan ibaret değil. uzaylı hikayelerinin ne kadarını gerçekten gördük veya yaşadık. çoğu üfürme zira doğru olsaydı bu kadar çabuk unutulmazdı. İnsanların en çok merak ettikleri konulardan birisi olmasına rağmen hala varsayımlarla ilerleyen bir konudur. diyebilirsinizki sanki öteki hayvanlar kainatın dilinden anlıyormu veya akılsız varlıklar, ancak biz onlar gibi değiliz. geldiğimiz noktaya baktığımda küçümsemeyerekten diyorumki biz farklı olmalıyız çözümlemeler yapabilmeliyiz. kainatın sonsuzluğu karşısında boyun eğmemeliyim diyorum ama karşıma aklımın almayacağı bir sistem ve güç çıkıyor. Demiyorumki ulaşılamaz. ancak yine tekrarlıyorum bu noktada işleri karıştırıyorum ama, bu durumda bana zaman ve mekan kavramını açıklayın. binlerce ışıkyılı genişliğinde bir galaksiden çıkamazken ki sistemimizi bile çözemedik nasıl olacak başka canlıların varlığı. Bu noktaya getirmemin sebebi ise bu varlıklar birbirinden uzak olmamalı düşüncem bir etkileşim içerisinde olmalı nasıl bu bizim dünyamızda varsa gezegenler arasındada olabilmeli.


    arkadaşlar konuyu çok genişlettim ancak ben inanç noktasından bu noktaya gelmedim. zaman mekan yapısı içerisinde sanki sınırlandırılmışız gibi yani sanki olan herşey burada gibi. ışık hızında zamanın geçmediği bir durumda ki buna ulaşamadığımız için varsayım olarak söz ediyoruz, evet böyle bir durumda bize zaman farklı etkirken milyonlarca ışık yılı gidip geri döndüğümüzde farklı b,r durumda olacağımızı düşünürsek ve öteki tararflardada zamanın geçtiğini düşünürsek açıkçası bu ulaşılamaz olarak gözüküyor. insanoğlunun ömrü buna yetmeyeceği gibi düşünsenizze gittiğiniz yerden bilgi yollamak istiyorsunuz dünyaya ve ışık hızında seyahat ediyorsanız sizin attığınız mesajdan önce gelmenizde söz konusu bu durumda bir karışıklık var. gelmek istediğim nokta yine aynı neden bir kısıtlamanın içerisindeyiz. Fiziksel olarak ben bunun dışına çıkamadığım için herşeyin bu dünyada olduğunu düşünüyorum... çok karışık değilmi


    Bu kısıtlamanın içerisinde kalmak çok doğal. Ben bu kısıtlanışı yadırgıyor da değilim, sadece inanç konusunda hassas olmak gerektiğini belirttim. Yani kısıtlamaları yok saysak ve o medeniyetlerin bize ulaşabildiğini düşünsek, ben din adamlarının dini sorgulamak yerine uzaylıları kendi saflarına çekeceklerine inancım yüksek. Tekrar belirtiyorum, kısıtlamalar konusu dışında bir felsefe yapmaya çalıştım o yazımda.

    Kısıtlama konusunda ise umudumuz Stephen Hawking gibi bilim adamlarının buluşlarının kanıtlanabilmesi, süpersimetri, süpersicim, kuantum fiziğinin geliştirilmesi, bu tür yeni fizik kitaplarının anlaşılabilir olması için dahi önümüzde bir yüzyıllık zaman dilimi olduğunu söylüyorlar. Mevcut fiziğe göre düşündüğümüz zaman ışığın neden 300 bin km ile sınırlı olduğunu dahi açıklayamıyoruz, sadece diyoruz ki hiçbir cisim ışık hızına çıkamaz, çünkü şu kadar kuvvet gerekir ki o da reel değil. Diğer taraftan 4 temel kuvvetin varlıklarını da klasik fizik ile açıklayamıyoruz. Bugün kuantum fiziği dahi çıkmazlara giriyor. İtalya 'daki Gran Sasso tüneli yerin bilmem kaç yüz metre altında ve heryeri yekpare kayalarla kaplı bir gözlem evi, odağında ise kendisinden 730 km uzaklıkta bulunan Cern LHC labaratuvarı var. Bu labaratuvardan İtalya'daki gran sasso tüneline nötrino fırlatılıyor ve geçtiğimiz ay bu müon nötrinolarının bir kısmının tau nötrinosuna dönüştüğü gözlemlenmiş, kuantum fiziğine göre nötrinoların yüksüz olması gerekiyormuş, bu durum ise yüklü parçacıklar olduğunu gösteriyor. Yani günümüzde kuantum fiziğinin bile yenilenmeye ihtiyacı var.

    Kısaca demek istediğim, henüz elimizdeki fizik gerçekleri ne kadar anlatıyor bilmiyoruz, fakat bu deneyler gerçekleştirildikçe elimizdeki fiziğin gerçeğin ancak kıyısında yüzdüğünü söyleyebiliyoruz. O yüzden mevcut hali ile dengede kalan bilimsel fanteziler üretmenin dahi zararı yok, bilakis yararı var; çünkü fanteziler kuramları doğurur ve günümüz fizikçilerinde en çok ihtiyaç duyulan konu da kuram oluşturabilen fizikçi sayısı. Tabi yine yazıyorum, fantezi derken, büyücülük vs. algılanmasın, ben bilimkurguya karşı değilim. Çünkü burada hiçbir arkadaşın forumlarda tartışarak bir fizik problemini çözebileceğini sanmıyorum, takip etmek dışında elimizden gelen birşey yok. Dünya dışı bilinçli yaşam olmadığını iddia etmek günümüz biliminde olduğunu iddia etmekten daha cesur açıklamalar gerektiriyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Ben de bu yüzden dini etkilerden sıyrılmak gerektiğine değiniyorum mümkün olduğunca. Çünkü insanlar amerikayı keşfettiler ve Aztekler ve Kızılderililer ile karşılaştılar. Değişik diller kültürler bahsedilmeyen topraklar kutsal kitaplara etki etmedi, herkes inancını yaşamaya devam etti. Benzer durum belki bir yüzyıl ya da iki yüzyıl sonra bilince ulaşmış kendi dinini yaşayan dünya dışı yaşam bulunduğunda da aynısı olacak. Uzaylının gelipte selam dünyalı kabe ne tarafta diyeceğini sanmıyorum, böyle şeyler karikatürlerde olur.

     EVRENDEKİ DİĞER CANLILAR




  • quote:

    Orijinalden alıntı: XeNoPhob1c


    quote:

    Orijinalden alıntı: _fisico_

    Ben de bu yüzden dini etkilerden sıyrılmak gerektiğine değiniyorum mümkün olduğunca. Çünkü insanlar amerikayı keşfettiler ve Aztekler ve Kızılderililer ile karşılaştılar. Değişik diller kültürler bahsedilmeyen topraklar kutsal kitaplara etki etmedi, herkes inancını yaşamaya devam etti. Benzer durum belki bir yüzyıl ya da iki yüzyıl sonra bilince ulaşmış kendi dinini yaşayan dünya dışı yaşam bulunduğunda da aynısı olacak. Uzaylının gelipte selam dünyalı kabe ne tarafta diyeceğini sanmıyorum, böyle şeyler karikatürlerde olur.

     EVRENDEKİ DİĞER CANLILAR



    Tam olarak bunu kastettim. Eğer böyle birşey gerçek olsaydı, karikatürde gösterilen ego devam ederdi.




  • @_fisico_

    İyi güzel söylüyorsunuzda bu kainatın bir anahtarı olmalı daha kolay açan insanları bu kadar pasif bırakmayan. Pasiflikten kastım acziyete karşı çıkmak değildir, sadece bazı şeylere bazı araç gereçler olmadan etkiyebilmeliyiz. Mesela şu acı hissetmeyen, suyun üstünde yürüyebilen, odaklanarak camı kırabilen insanlar. tabi bunları bu konuya getirmiyorum ancak insan birşeyler yapabilmeli ancak dediğim gibi bunun sırrı, bir anahtarı olmalı ve ben bunun inandığım şeyde salı olduğuna inanıyorum sıyrılmak değil bizzat içinde aramamız gerektiğini düşünüyorum. tabi bilimi saçma taraflara götürmeden. tabiki orta çağın skolastik inanç yapısından bahsetmiyorum...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 17 Ocak 2011; 10:59:19 >
  • @abdullahors84: kısmen katılıyorum, yine de insanlığın 2000 yıl gibi Dünya 'ya bakınca çok kısa bir sürede nereden nereye geldiğine bakabiliriz. İnsanlar 2000 yıl önce de ateş üzerinde yürüyordu, su üzerinde koşabiliyorlardı vs. İnsanlık için önemli olan, teknolojik ve bilimsel olarak ilerlemek için medeniyetin de yükselmesi gerektiği bilincine ulaşabilmesi. (Şimdi kimse Mehmet Akif Ersoy 'un belirttiği ifadeye kapılmasın) Bugün Dünya 7 milyar insan nüfusuna sahip ise, bu insanlık medeniyetinin gelişmesi yüzündendir. Daha da gelişmesi gerekiyor, bu forumda dahi egoları tatmin olmak bilmeyen site üyeleri mevcut, sürekli laf altında kalmamak adına saçmalayan mesajlar atılıyor. Bir de bunu meclislerde ve ülkeler arası ilişkilerde düşünün, milliyetçilik ruhu insanları nerelere götürüyor, kavram olarak şuan 100 yıl öncesinden çok daha ileri seviyede anlayabiliyoruz milliyetçiliği. Ama bilim ve kültür yolunda insanların oluşturacağı en güçlü medeniyet, çekişmelerin yaşanmadığı, egonun kontrol edildiği, milletlerin ayrı ayrı olmadığı, paranın kullanılmadığı zamanlar olacak ki, şuan için bunların hayal olduğunu benden iyi biliyorsunuzdur zaten. (şimdi milletlerin ayrı ayrı olmadığı derken ne kastediyorum ben acaba diyerek olayı kavramayan site üyeleri soru soracak olabilir, şunu demek istedim, tek dünya - tek insan. Hiçbir insanın diğerinden üstün tarafı yok, rusların amerikalılara karşı, türklerin japonlara karşı ya da korelilerin afrikalılara karşı hiçbir beden ve zihin üstünlüğü yok. Dünya üzerindeki otomobil sayısı insan sayısından fazla ise, her gün 12 milyar insana yetecek kadar gıda üretildiği halde 3.5 milyar insan açlık ile karşı karşıya olduğuna göre, daha kimsenin milliyetçilik ruhunu savunmaması gerekirken, demekki medeniyet olarak daha alınacak da çok yol var.)

    Ben konuyu sosyal tarafa aldım, çünkü insanlığın telekınezi vs ile yapabileceği şeylerin medeniyet ile doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Karnı aç bir baba evdeki yavrusunu nasıl doyuracağını endişe ederek geçirdiği günlerin, yılların, yüzyılların sonunda da hala hiçbirşey yapamayan aciz ve litaratürlerde sadece "düşünen hayvan" lıktan öte geçemeyen 80 yıllık bir yaşam formu olmaktan öte gidemez. İnsanlar düşünebildikleri için kendilerini hayvanlardan üstün görebilirler ama tüm hayvanlar sevgi aşk üzüntü gibi duygulara sahip iken insanlar cezalandırma hırs ve açgözlülük gibi hayvanca yaşamaktan beter hislere sahip. Ömür konusunda dahi birçok canlı bizlerin amaç edindiği uzun yaşam yolunda sollamış aradaki mesafeyi kat kat aşmış durumdalar. Ben bu yüzden bedensel üstünlüğün akıl ile alakalı olduğuna inanmıyorum. Bazı parodi hikayeler okuruz filmler izleriz, uzaylılar dünyaya gizlice gelirler ve ineklerle temas sağlarlar, burada insanlık adına gönderilen mesajı görmedikçe hala güler geçeriz. Şair burada insanlığa sesleniyor :)




  • Ben suyun üstünde durmakla koşan sonra batan adamlardan bahsetmiyorum. Bu istidraçla başarılan bazı olaylar var. Bunlardan bahsediyorum. Aslında İnsanlık için kapı açık ama sanki biraz zor yolu tercih etmiş gibiyiz veya gün geçtikçe teknolojinin getirdiği tembelliğe kendimizi kaptırıp gidiyoruz gibi.
  • Ben istidraç kelimesine anlamı kadar uzakta birisiyim, o yüzden ne demek istediğinizi anlamadım.
  • Şöyle ifade edeyim arkadaşım, nasılki islamda tasavvuf aileminde bazı zatlar bazı olayların sırlarına varırlar. Tabi buda bazı şeyleri anlayabilmelerine yarar. Bunu şöyle düşünürüm ben. yerçekimi vardır ancak bunun almaması nasıl olur veya bunun olmadığını kabul edip hareket etmek nasıldır. işte bu fizik kuralına aykırı bir durum. Buna keramette denilebilir. Ancak; İSTİDRAÇ ise, aynı olayı gerçekleştiren ancak bunu az önce bahsettiğim şekilde değilde bazı yetilerini zorlayarak ve düşünerek başarmalarıdır. Mesela; bana inanılmaz gelmişti ancak çok azda olsa bildiğiniz yürür gibi suyun üstünde yürümek veya yerçekimine karşı durabilmek. Bu insanlar Yaratıcı bir varlığa inanarak gerçekleştirmiyor bunları ancak insan için açık bırakılmış bir kapı ancak sonu nedir bilemem. Bana hala bu insanlar fantastik gelir. Bir yaratıcının arkasına sığınarak bunları yapmak mümkün gibi gözüküyor. Ancak nasıl oluyorda bize olmayıp onlarda olan bazı yetiler ortaya çıkıyor. Bu akıl içinde böyledir. Biz aklımızı kullanmaya kullanmaya hatta zorrlamaya zorlamaya birşeyleri yapamaz olmuşuz. Tabiki insanlar ilerleme kaydedecek ancak. geçmişe baktığımızda sanki insanlar daha bir birşeyler için meraklıdı bizim zamanımızda ise insanların çok büyük bölümü azınlığın başarıp yaptığı şeylerden geçinmekte.




  • Anladım yani konu ilişkileri dahilinde dini mertebelere kayacak, benim anlatmak istediğim kesinlikle bu değil tabiki de.
  • Ney asıl meseleye dönmemiz gerekiyor. Ben kainatta birşeylerin gizeminin olduğunu inanıyorum. Ancak farklı bir canlı türünü ise aklım almıyor. Mesela hepimiz çocukluğumuzda hatırlarız, uzaylılardan bahsedilirdi. ancak itekleme bir kukla gibi birşey gösterilirdi gerçekte ise kimse bunları elle dokunup görmez. sadece haberlerde çıkar veya bir şekilde kameralar çekerdi. ayrıca insandan çok çok farklı yapıları vardı. Yani düşünsenizze insan gibi meraklı bir varlıkki değişk birşeyin gizemini merak eder ve görmek ister. değişik bir varlığı gördüğünde tabiki tepkisiz kalmayacakki. bu uzaylılar madem dünyaya gelebiliyorlar ki yine insanoğlundan daha gelişmiş bir teknolojiye veya yetilere sahip olmaları gerekir eğer buraya kadar geldilerse. Peki böyle varlıklar neden insanlarla görüşmüyor. Ben görüştüm diyen insanlara Allah aşkına bir bakın. ardı astarı olmayan hikayeler...




  • Benim için ufo söylentileri ile istidraç efsaneleri aynı kefededir @abdullahors84, bunu söylemek zorunda kaldığım için özür dilerim fakat ben meddahlara inanmam, benim ilgi alanım bilim :)
  • Yok bende aynı düşüncedeyim açıklayamadığım için zaten buraya taşıdım konuyu farklı birşeyler var ama ne, Yalnız ben biri ile karşılaşanadek inanmak saçma geliyordu bana ama kabul etmek gerekirki bilim bazı noktalarda yetmiyor. Bunları anlayabilmek için sanırım bilimin dışında birşeyler olmalı. Aslında ikimizde aynı noktaya belli kabullenilmişlerimizin dışında bakmaya çalışıyoruz. Bende bilimsel açıdan bakmak istiyorum ancak tıkanıyorum. Tabiki yetersiz olduğumu kabulleniyorum. Ancak bu konudaki gibi bazı konulardada insanlık neden yetersiz...
  • Eleme yapmanızı tavsiye ederim, yalnız sonunda "bu çok basit bir cevap" şeklinde takılıp kalmamak kaydıyla. Ben tüm eleme işleminin sonunda "bilgi eksikliği" cevabına gidileceğine eminim. O zaman tutarsızlık, hala bildiğimizi varsaymakta ve mantığımızı havaya oturtmaya çalıştığımızı görememekte diye düşünüyorum.

    "Basit" bir örnek; ölülerin tırnakları uzar miti, bunu bilim adamı şöyle açıklıyor: ölen kişinin tüm vücut işlevleri durur, tırnak ve saç uzaması gibi sürekli büyüyen organlarımızda buna dahil. Ölen kişinin tırnağının uzaması aslında bir yanılsamadır, tırnak uzamaz, beden fonksiyonlarını yitirdiği ve doğaya karışmak üzere olduğu zaman büzüşmeye başlar, parmaklarınız tırnak altında kalır ve mezarı açıp cesedi görenler tırnakların belli bir süre daha uzamaya devam ettiğini sanır.
  • Şöyle ifade edeyim ama öncelikle verdiğiniz örenek gibi düşünürsek açıklaması vardır. Mutlaka herşeyin açıklaması var. Tabi insanın iradesinin yettiği noktalarda. Peki geçmişte insanların yaptıkları yapılar veya bazı nadir insanlar veya devrim niteliğindeki bilimsel çalışmalar. tabi bunları uzun uzun örneklendirebilirsiniz.Ayrıca El-cezerinin böyle bir açtığı konu bile var. Bunlara baktığımızda açıklayamadığımız şeyler var yani bilim herşeye ışık tutuyormu veya yalnızca bilim yeterlimidir...
  • Bilimin bilemediği derken, ne tür konuları bilemeyebilir? Mesela istidracı örnek gösterdiniz, bilim ile ne kadar ilişkili ve ne kadar gerçek ? Onun yerine, bilimin bilemediği şuan karanlık madde, karanlık enerji, kara delik, kuvvetlerin varlığının sebebi gibi gerçekten açıklanması gereken konular var. İnsanları küçük gördüğüm yok fakat, Dünya ve Evren 'in kendisini yaşayan bir canlı olarak görmemek için bir gerekçe de yok. Bu canlılık kavramını ruhani metafiziksel bir mana ile birleştirmek adına söylemiyorum. Bu yaşama saygı duyulması gerektiğine inandığım için Evren ve Dünya'yı bir canlı olarak görüyorum. Yer üzerindeki okyanusların en derininde en sıcak lavların püskürdüğü yerde halinden memnun yaşayan canlılar var. Bu bağlamda mesela, evren içinde tek canlı olduğumuzu kesin yargılarla ifade etmeyi, evrene yapılan bir saygısızlık olarak niteliyorum. Aynısı Dünya içindeki yaşamın getirdiği rutinlere kapılmış, gündelik hayatına devam eden insanlar için de geçerli; örneğin bazı inanışlar her şeyin insanlar için "yaratıldığı" nı savunurken, bazı inanışlarda ise insanların bir fareden dahi üstün olmadığına inanılır. Hangisi kibir ve güruh içinde bir yaklaşım? Evet, İslamiyet mantık dini ise bu sorgulanabilir bir din olduğunu gösterir, çünkü mantık bilgi ve tecrübe ile doğru orantılı değişir. Kısaca varmak istediğim şey, evrenin ucu bucağında yaşam olmaması için bir sebep yok. Biz varsak, başkaları da olabilir.




  • Yazdığınızın büyük bölümüne katılıyorum farklı şeyler düşünmüyoruz. Hatta cevaplayamadığım şeyleri kapatmıyorum ancak. Sanırım olayların içindeki gizemli taraflara bakış açımız farklı, ben bilim olduğu kadar bilinmeyeni yanlış taraflarda gördüğümüzü düşünerekten bazı şeyleri ifade ettim. Mesela Kuran çocuğun ana rahmine düşmesine değinmiş ve orada onu geliştirenin Allah olduğundan bahsedilir. Ben buradan anlarımki bu kapı insana anlaması çözmesi için açılmıştır. Mesela Kur an derki "Biz dağları yeryüzüne sağlam direkler olarak diktik." arkadaşlar yanlış anlaşılmasın ayetleri birebir yazmadım saygısızlığımdan değil. ayetlerin geçtiği yerleride yazarım istenilddiği taktirde. Bu yukarıdaki örneklere gelirsek. Zaten Kur an asırlar ötesinden insana kapıyı açmış ve bir çok şey, tabiki içinden anlayamadığımız noktalar çıkacak, buralarda zamanın içerisinde anlamlanacak. Belki karadelik veya Esir maddesi (sanırım sizin ifade ettiğiniz karanlık madde) bunlar hakkındada birşeyler var. tabi zamanı gelince bulunabilir. tabiki bunları düşündüğümüzde bulmak için çabalamalıyız.

    Ama şu noktaya geldiğimde; Kur an da başka varlıklar hakkında bizim gibi irade sahibi varlıklar hakkında birşeyler bulamadım. Ayrıca ifadelerde Ruhanilerden bahsediliyor, Tabi ben ilim denizinde zerre kadar yer teşkil etmeyecek bir akla sahip olabilirim ve bunu kabullenirim. Ancak Kur an tefsirlerindede bu gibi ifadelere rastlayamadım. Ama tabiki bu doğrudur demiyorum. Ancak ben rastlayamadım. Yanlış anlaşılmasın orta okuldan sonra astronomi ile çok ilgilendim merak işte. Bunun yanında karadelikler, oluşumları ve gezegenlerin yapıları hakkında. Ancak bu bilim dalında bile bahsedilmiyor bu konulardan.

    O zaman şöyle düşünelim. Peki varlığını kabullenebileceğimiz canlılar yani irade sahibi canlılar olduğuna nasıl inanalım yani ispatına giderken örneklemeler olmalı ben bunları göz ardı edip kabullenemiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 19 Ocak 2011; 22:22:49 >




  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.