Şimdi Ara

EVLİLİK ÜZERİNE SOHBETLER (571. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
16.185
Cevap
394
Favori
926.919
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
398 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 569570571572573
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • wesile kullanıcısına yanıt
  • birgarip2019 kullanıcısına yanıt
    Olayları anlattığım kuzenim söyleyince bu filmi izledim. Hayatımı anlatmışlar:
    https://m.sinemalar.com/mobileweb/movieInfo/45858

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carl_Sagan

    Anlaşmalı boşanma kararı çıktığı gün şahıs çocukları ve annesini kaçtığı dairede bıraktığı halde evime gelip benimle cinsel münasebet kurdu. Karar henüz kesinleşmemişti.
    Neden böyle davrandığını sorduğumda "Boşanana kadar helalimsin" dedi ama bu durumdan şüphe ettim.
    Aradan bir hafta geçti şahıs yine haftasonu benimle cinsel münasebet kurmak için geldi. Bu defa annem şahsın eve geldiğini görünce sordu bana. Ben de birşey anlamadığımı şahsın bana söylediklerini ona aktardım.
    Annem "Bu bir tuzak olabilir dikkatli davran" dedi. Ben de bunun üzerine "Anne sen evine gitme burada kal" dedim ve şahıs başka odada ben başka odada uyuduk. Ama buna rağmen şahıs bozulmadı bir tepki vermedi.
    Baktım bu şahıs boşandığı halde düzenli olarak benimle cinsel birliktelik kuruyor bir bahane ile kavga çıkardım ve şahsı kovdum.
    Bu davranışımdan sonra şahıs bana boşanma kararını kesinleştirmem için dilekçe vermem hususunda baskı yaptı. Sürekli mesajlar attı.
    Ben de nihayetinde kesinleştirilmesi için onunla beraber dilekçe verdim.

    Ancak kesinleşme için bu ısrarı benim daha da kuşkulanmama neden oldu. Durumu tanıdık bir mahkeme müdürünü en başından anlattım.
    Müdür bana: "Tarikatları bana anlatma, ne iğrenç olduklarını neler yapabildiklerini ben burada gördüm. Sen daha gerekçeli kararı tebliğ almadığından halen kararı istinaf edebilirsin. Bana anlattıklarını dilekçe haline getir ve sonuç kısmını beraber düzenleriz" dedi.
    Dediği gibi yaptım ve anlaşmalı boşanma kararını istinaf ettim.

    Bu arada tanıştığım başka bir hukukçu bana "Şahıs kesinleştirmen için ısrar ediyor çünkü nüfusta boşanmış yazarsa çocuklarını istediği gibi istediği yere kaçırır, derhal tedbir kararı iste" dedi.
    Ben de davanın görüldüğü mahkemeye dilekçe ile başvurdum "Şahıs ve çocuklarım yabancı ülke pasaportu taşımaktadır bu durumda şahıs çocuklarımı her an yurtdışına kaçırabilir" dedim.
    Mahkeme ertesi gün çocuklar için yurtdışı tedbir kararı aldı ve pasaport şubeye bildirdi.

    Ancak bu şahsın ne benim kararı istinaf ettiğimden nede bu yurtdışı yasağından haberi olmadı çünkü adresi değişmişti ben hiçbir şekilde irtibatta değildim.
    İşte şahsın benim kararı istinaf ettiğimi bilmediği 2 haftalık zaman zarfında herkesin "Bir detektif tutup takip ettirirsen çok delil elde edersin çünkü o şu an kendini boşanmış zannediyor" demesine rağmen bu şahıs delilleri kapımın önüne getirip adeta ifşa etti.
    Çocuğu alma bahanesi ile müşterilerine ait son model Audi A6 ile kapıma geldi. Çocukların annelerini başka erkeklerle uygunsuz bir şekilde gördüklerine dair beyanları.
    Bunları istinaf mahkemesine ibraz edince mahkeme beni haklı gördü ve yerel mahkemenin kararını davanın çekişmeli hale gelmedi için bozdu.

    Yani dava şu an yeniden ve çekişmeli olarak görülüyor.

    Alıntıları Göster
    Değişik bir evlilik sizinki.
    Anlayamadım.
    Bir an önce ayrilda yoluna bak bari

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: birgarip2019

    Değişik bir evlilik sizinki.
    Anlayamadım.
    Bir an önce ayrilda yoluna bak bari

    Alıntıları Göster
    Çocuklar olmasa çok kolay olurdu zaten.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu işin kadını erkeği yok. Her şey karakterle alakalı evlilikte. Ne kadınlar/erkekler var, eşleri kıymetini bilmiyor.

    Genelde evlilik mevzu olunca, akla ilk para konuları geliyor doğal olarak. Yukarıda birisi hemen türk kızı sömürgecilik demiş acaba türk erkeği ne? Karısı evde ütüsünü yapar, donunu yıkar, temizler, paklar, giydirir o da karısının yıkayıp ütülediği kıyafetlerle kadın peşine düşer, karısını aldatır. Kadın da hem çalışacak, eve geldiğinde yemek hazır olacak, hem çocukla ilgilenecek, hem de eşinin hizmetini yapacak, temizliğini yapacak.

    Asıl evlenmek kadınlar için daha zor bence.

    Şu an sevgilim askerde, dönünce evlilik düşünüyoruz. Ekşide açılan 160.000 tl’lik düğünlerde gözüm yok. Düğün yapmayı istemiyorum. Direkt nikah. Milleti doyurmak için para saçamam. Öyle pırlantaydı, tektaştı, altın, maltın işleri de boğuyor... Ailelerin karışması ayrı bi şey.

    Evlenecek olan kadın erkek, kazancına göre evlenmeli. Az para alıyorlarsa olduğu kadar, çoksa da olduğu kadar. Anne babadan yardım alınmasını da doğru bulmuyorum. Sonrasında anne babalar, ilişkiye karışmaya hakları varmış gibi düşünüyorlar. Beklentiler oluşuyor.

    Kimseyi karıştırmadan, çift olarak çıkacaksınız maddi durumunuzun yettiği kadarını yapacaksınız. Yağınızda kavrulacaksınız. Bu, budur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • herhangisey H kullanıcısına yanıt
    Ekşide açılan 160.000 tl’lik düğünlerde gözüm yok. Düğün yapmayı istemiyorum. Direkt nikah. Milleti doyurmak için para saçamam. Öyle pırlantaydı, tektaştı, altın, maltın işleri de boğuyor... Ailelerin karışması ayrı bi şey.

    Şu cümleler harika ve azınlıkta olduğunuzu bilmelisiniz :)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • gokhan68 G kullanıcısına yanıt
    Bahsettiğim şahısta düğün istemedi masraf yaptırmadı.
    Nihayetinde öyle bir şey yaptı ki cümle aleme rezil etti.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gokhan68

    Ekşide açılan 160.000 tl’lik düğünlerde gözüm yok. Düğün yapmayı istemiyorum. Direkt nikah. Milleti doyurmak için para saçamam. Öyle pırlantaydı, tektaştı, altın, maltın işleri de boğuyor... Ailelerin karışması ayrı bi şey.

    Şu cümleler harika ve azınlıkta olduğunuzu bilmelisiniz :)
    Aslında azınlıkta değilim. Benim gibi bir sürü kadın var. Bence eşinden memnun olmayan her erkek, kendini önce sorgulasın. Kendi seçimlerini.

    Şuna da inanıyorum, kim nasılsa karşısına da öyle insan çıkıyor bence. Benim karşıma da altın gibi bir erkek çıktı.(kendimi de övdüm yalnız Şu an askerde dediğim gibi daha iş meseleleri var. Ona da dedim, kötü zamanlarımız olur işsiz belki beş parasız kalırız ama her zaman yanındayım diye.
    Para dediğiniz şey, bir araçtır. Hayatta amaç olamaz. Beni de etkilemeye çalışanlar olmadı mı? Oldu. “Daha iyisini bulursun”, “daha zenginini bulursun”, şöylesini bulursun vs vs... Hiçbirine kulak asmadım. Asmam da.
    Bu zamanda bence en önemli şey karakter ve efendilik. Yakışıklılık, güzellik, para, pul bir zaman sonra önemini yitirecek.
    Kaldı ki karısını çok seven bir erkek zaten çabalar, çok para kazanmasına gerek yok, az kazanır ama çabalar, çalışır, uğraşır. Kocasını da seven bir kadın, kocası için çabalar, uğraşır, çalışır, kocasına laf ettirmez.
    Benim ilişkiye dair evliliğe dair düşüncelerim böyle.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: herhangisey

    Bu işin kadını erkeği yok. Her şey karakterle alakalı evlilikte. Ne kadınlar/erkekler var, eşleri kıymetini bilmiyor.

    Genelde evlilik mevzu olunca, akla ilk para konuları geliyor doğal olarak. Yukarıda birisi hemen türk kızı sömürgecilik demiş acaba türk erkeği ne? Karısı evde ütüsünü yapar, donunu yıkar, temizler, paklar, giydirir o da karısının yıkayıp ütülediği kıyafetlerle kadın peşine düşer, karısını aldatır. Kadın da hem çalışacak, eve geldiğinde yemek hazır olacak, hem çocukla ilgilenecek, hem de eşinin hizmetini yapacak, temizliğini yapacak.

    Asıl evlenmek kadınlar için daha zor bence.

    Şu an sevgilim askerde, dönünce evlilik düşünüyoruz. Ekşide açılan 160.000 tl’lik düğünlerde gözüm yok. Düğün yapmayı istemiyorum. Direkt nikah. Milleti doyurmak için para saçamam. Öyle pırlantaydı, tektaştı, altın, maltın işleri de boğuyor... Ailelerin karışması ayrı bi şey.

    Evlenecek olan kadın erkek, kazancına göre evlenmeli. Az para alıyorlarsa olduğu kadar, çoksa da olduğu kadar. Anne babadan yardım alınmasını da doğru bulmuyorum. Sonrasında anne babalar, ilişkiye karışmaya hakları varmış gibi düşünüyorlar. Beklentiler oluşuyor.

    Kimseyi karıştırmadan, çift olarak çıkacaksınız maddi durumunuzun yettiği kadarını yapacaksınız. Yağınızda kavrulacaksınız. Bu, budur.
    Sukulari basın bu yazıya.
    Bizde öyle düğün falan yoktu. Ben 50 bin TL harcadim. Onda da gerekli olan şeyleri yaptım. Gereksiz gelebilir ama ben yapmak istedim. Ne ailem ne ailesinden yardım almadim. Nikah tarihini aldıktan sonra haber verdik. Hanimin babasi o zaman bir miktar para verdi ama zaten herşeyi yapmıştık. 5 aydır evdeyiz 4 kez gittik evlerine. 12 km olmasına rağmen. Kaynana ile aramiz bozuktu kendisi bir kac konuda yardımci olalım dedi ama ben gene kabul etmedim. Etmem de. Etmeyi düşünmüyorum da. İleride yaptık ettik demelerini istemiyorum. Onlara bu fırsati vermeyeceğim.


    Diğer konu ise, nafaka kadınlar şöyle böyle diyen tipler var burada.

    Ben de boşanmış ve boşanmakta olan çok hanım tanıdım.
    Bayan ortmendi. Eşi ise düz memur. Adamın maaşı zaten 2.300 maaş almış.bunun da tamamı olduğu gibi krediye gidiyormustu. Bu krediler evlenmeden önce yapılan bir borçlar. bir önceki bedelli, araba kredisi. 1900 TL kredi oduyormustu. Kalan 400 TL ise ev kirasimi, benzin mi ev ihtiyacimi alırsın?! O zaman kendisi 2500 civarı maaşı varmıştı. Ev geçimini araba benzinini o koymuş.
    Üstüne üstlük, arabayı bile vermemiş. Bir ve ya iki kez vermiş.
    Bununla da kalsa iyi, hanımın adına olan kredi kartının ek hesabından para çekmiş. Habersiz.
    Kredi kartını kullanmış habersiz.
    Sonra Facebook ve instgram dan kızlara yürümüş.
    Evlenmeden önce 20. Bin TL kredi çekmiş onu da kızın adına çekmiş. Çünkü adamın sicil patlamış. Ben buna zamanında yurt dışında Türkiye'de çok pahalı olan bir içki göndermistim onu bile satmaya kalkmış.
    Sonra burada diyorlar ya nafaka da nafaka da nafaka diye, adam evde ki tüm eşyaları alıp gitmesine rağmen bastı dilekçesini ve boşandı. 5 kuruş almadı. Oysa ki herşeyi kendisi yapmış.
    Bir diğeri gene aynı, kadın adına çekilen kredi, alınan araba sonra başka kadınlarla gezmeler, darp, sonra satılan araba ve yok olan para. Boşanma davasında arkasına bile bakmadan boşanan kadın.
    Dirisinde faydası olmayanın ölüsunu şey edeyim demişti.
    Ama buraya göre tüm kadınlar nafaka için evleniyor. He he.
    Biri de bana Meriç diyor.
    Sizin hayattan haberiniz yok. Tecrübeniz yok. Hayatınıza kız bile yok. Hayal dünyasinda yaşayan tipler işte.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carl_Sagan

    Bahsettiğim şahısta düğün istemedi masraf yaptırmadı.
    Nihayetinde öyle bir şey yaptı ki cümle aleme rezil etti.
    Hocam senin ihmal var. Senin anne falan.
    Sen salmissin. Ben düşünmüyorum halen, son olan şeylere kadar seni aldattığını.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: birgarip2019

    Sukulari basın bu yazıya.
    Bizde öyle düğün falan yoktu. Ben 50 bin TL harcadim. Onda da gerekli olan şeyleri yaptım. Gereksiz gelebilir ama ben yapmak istedim. Ne ailem ne ailesinden yardım almadim. Nikah tarihini aldıktan sonra haber verdik. Hanimin babasi o zaman bir miktar para verdi ama zaten herşeyi yapmıştık. 5 aydır evdeyiz 4 kez gittik evlerine. 12 km olmasına rağmen. Kaynana ile aramiz bozuktu kendisi bir kac konuda yardımci olalım dedi ama ben gene kabul etmedim. Etmem de. Etmeyi düşünmüyorum da. İleride yaptık ettik demelerini istemiyorum. Onlara bu fırsati vermeyeceğim.


    Diğer konu ise, nafaka kadınlar şöyle böyle diyen tipler var burada.

    Ben de boşanmış ve boşanmakta olan çok hanım tanıdım.
    Bayan ortmendi. Eşi ise düz memur. Adamın maaşı zaten 2.300 maaş almış.bunun da tamamı olduğu gibi krediye gidiyormustu. Bu krediler evlenmeden önce yapılan bir borçlar. bir önceki bedelli, araba kredisi. 1900 TL kredi oduyormustu. Kalan 400 TL ise ev kirasimi, benzin mi ev ihtiyacimi alırsın?! O zaman kendisi 2500 civarı maaşı varmıştı. Ev geçimini araba benzinini o koymuş.
    Üstüne üstlük, arabayı bile vermemiş. Bir ve ya iki kez vermiş.
    Bununla da kalsa iyi, hanımın adına olan kredi kartının ek hesabından para çekmiş. Habersiz.
    Kredi kartını kullanmış habersiz.
    Sonra Facebook ve instgram dan kızlara yürümüş.
    Evlenmeden önce 20. Bin TL kredi çekmiş onu da kızın adına çekmiş. Çünkü adamın sicil patlamış. Ben buna zamanında yurt dışında Türkiye'de çok pahalı olan bir içki göndermistim onu bile satmaya kalkmış.
    Sonra burada diyorlar ya nafaka da nafaka da nafaka diye, adam evde ki tüm eşyaları alıp gitmesine rağmen bastı dilekçesini ve boşandı. 5 kuruş almadı. Oysa ki herşeyi kendisi yapmış.
    Bir diğeri gene aynı, kadın adına çekilen kredi, alınan araba sonra başka kadınlarla gezmeler, darp, sonra satılan araba ve yok olan para. Boşanma davasında arkasına bile bakmadan boşanan kadın.
    Dirisinde faydası olmayanın ölüsunu şey edeyim demişti.
    Ama buraya göre tüm kadınlar nafaka için evleniyor. He he.
    Biri de bana Meriç diyor.
    Sizin hayattan haberiniz yok. Tecrübeniz yok. Hayatınıza kız bile yok. Hayal dünyasinda yaşayan tipler işte.

    Alıntıları Göster
    Kesinlikle katılıyorum size. Nafaka kalkmamalı.
    Ona da düzenleme gelmeli, sınırlandırma. Annesinin, babasının zoruyla evlenmek zorunda kalan kadınlar var hala bu ülkede. Okuması gereken yaşta 20-21 yaşında istemediği adamla evlendirilip, çocuğu olan, şiddet gören kadınlar var.
    Bu kadınların arkasında ne anaları babaları duruyor ne de gidebilecek başka bi yerleri var.
    Zaten çalışmamışlar, korkuyorlar hayatın rüzgarından. Boşanmaktan bile korkanlar var. Böyle kadınların eşinden nafaka alması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk doğduktan sonra, kendi keyfine bakan, evine bir kuruş para getirmeyen erkekler var. Nafaka böyle kadınlar için şart.

    Ayrıca evlenmeden daha nafaka diye sayıklayan erkek de kadın da sağlıklı değildir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • birgarip2019 kullanıcısına yanıt
    Hiçbir ihmal kocaya “Sen Alevisin bizim nikah caiz mi?” deyip başka heriflerin karısı olmayı mazur göstermez.
    Zaten ailecek tanıyanlar bunları anlattığımda “Sen aslında senelerce bu derdi çekmişsin ama bize hep mutlu mesut gösterdin kendini” diyorlar.

    Sokaktaki vatandaş “Bunu alacağına mektepli alsan daha hayırlı olurmuş” dedi.

    Bu arada evden kaçmadan 1 ay kadar önce anneme “Gelme artık bu eve ben başkasının gelini oldum” demiş.
    Son 6 ay benim aileme ve bir aleviyle evlendi diye enişteme tavır aldı misafirliğe geldiğinde yanlarına gidip selam bile vermedi.
    Çünkü ona göre aleviyle sohbet abdest bozar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Carl_Sagan -- 14 Haziran 2019; 23:54:52 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: herhangisey

    Kesinlikle katılıyorum size. Nafaka kalkmamalı.
    Ona da düzenleme gelmeli, sınırlandırma. Annesinin, babasının zoruyla evlenmek zorunda kalan kadınlar var hala bu ülkede. Okuması gereken yaşta 20-21 yaşında istemediği adamla evlendirilip, çocuğu olan, şiddet gören kadınlar var.
    Bu kadınların arkasında ne anaları babaları duruyor ne de gidebilecek başka bi yerleri var.
    Zaten çalışmamışlar, korkuyorlar hayatın rüzgarından. Boşanmaktan bile korkanlar var. Böyle kadınların eşinden nafaka alması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk doğduktan sonra, kendi keyfine bakan, evine bir kuruş para getirmeyen erkekler var. Nafaka böyle kadınlar için şart.

    Ayrıca evlenmeden daha nafaka diye sayıklayan erkek de kadın da sağlıklı değildir.

    Alıntıları Göster
    Onlar azınlık. Onları çok kale alan yok. Açıkçası ben almıyorum. Siz alıyor musunuz?!

    Gerçekte böyle şeyler 3-5 i geçmiyor.
    Onlar kendini böyle avutmayi seviyorlar.

    Onlara göre tüm evliler bir gün boşanacak. tüm evliler mutsuz. Mutlu diyen varsa da rakı masasında ağlarmis.

    Onlra bol şans dileyelim.
    Konunun tekrar ana amacına ulaşması dileğiyle.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Carl_Sagan

    Hiçbir ihmal kocaya “Sen Alevisin bizim nikah caiz mi?” deyip başka heriflerin karısı olmayı mazur göstermez.
    Zaten ailecek tanıyanlar bunları anlattığımda “Sen aslında senelerce bu derdi çekmişsin ama bize hep mutlu mesut gösterdin kendini” diyorlar.

    Sokaktaki vatandaş “Bunu alacağına mektepli alsan daha hayırlı olurmuş” dedi.

    Bu arada evden kaçmadan 1 ay kadar önce anneme “Gelme artık bu eve ben başkasının gelini oldum” demiş.
    Son 6 ay benim aileme ve bir aleviyle evlendi diye enişteme tavır aldı misafirliğe geldiğinde yanlarına gidip selam bile vermedi.
    Çünkü ona göre aleviyle sohbet abdest bozar.
    Hocam senin ilk attığın whatsap konuşmalari vsvs bana pek aldattıği yönünde değil. Sonra evden gittikten sonrasını bilemem. Ondan önce aldatmadi seni.
    Sen o zamanlar biraz daha dusseydin böyle olmazdı evliliğiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Davalı vekili: "Davacı dosyaya sunduğu beyanlarında özetle davalı müvekkilin yabancı uyruklu olmasında hareketle fuhuş yaptırdığı iddiası ile karalayamaya çalışmaktadır. Bunun sebebi ise bize göre dilekçelerinde beyan ettiği hususlar değildir. Taraflar arasındaki geçimsizlik esasında davalı müvekkilimin evlendikten sonra yaşam tarzının değişmiş olmasıdır. Davacı ile evliliklerinin ilk yıllarında evlilik birliğin temelinden sarsacak hiç bir problem yaşanmamıştır."

    Avukatın son cümlesinde bahsettiği olay şu:
    Evliliğin ilk yılı yeni bitmişti. Bir tartışm
    a sonrası ki bizim tartışmalarımız kavga gürültü şeklinde değil karşılıklı laf sokma şeklinde olurdu, onun en nefret ettiği şeyi yapıp bir şişe votkayı kafaya dikip sızmıştım.
    Gece yarısı beni uyandırdı, güzelce giyinmiş bir halde "Ben gidiyorum" dedi, ben de o kafayla "He, he" deyip sızdım tekrar.
    15 dakika sonra kendime geldim. Kalktım baktım şahıs evde yoktu. Sonra ben gidiyorum dediğini hatırladım ve evi terk ettiğini anladım.
    Şahsın kullandığı telefona sms gönderip "Eve gelme, ben boşanmak istiyorum" dedim ve bu sms' i mahkemeye ibraz ettim.
    Bu olayı mahkemeye "Daha evliliğin ilk yılında evi terketmiş ben de bunu boşanma sebebi görüp ertesi gün eve dönen davalıya anlaşmalı boşanma dilekçesini imzalatmıştım. Davalı hiçbir şey talep etmiyordu. Ancak bu dilekçeyi Aile Mahkemesine vermekten arkadaşımın bu bir oryantasyon problemi acele ediyorsun demesi üzerine vazgeçtim" şeklinde beyan ettim.

    O sıralarda başka gelişmeler bu şahıs hakkında derin şüphelerimin oluşmasına neden oldu ama bu şüphelerimi mahkemeye aleyhime olabilir düşüncesiyle ibraz etmedim:
    1-) Şahıs evliliğin ilk günlerinde tasvip etmediğim bir arkadaşlık içindeydi. Kurstan tanıdığı olan Özbek kadının evine haftanın bir veya iki günü sabah 11:00 den akşam 18:00 -19:00' a kadar giderdi yada en azından ben öyle biliyordum.
    Bu Özbek kadın kendi ülksinde evli ve 3 çocuğu olmasına rağmen ailesini terkedip burada bir erkekle gayr-i meşru ilişki yaşıyordu hatta burada gebe kalmıştı. Bu yüzden bu kadınla arkadaş olmaması için tartışırdık. Bana daima "Anadilimi konuştuğum tek arkadaşımdan mahrum edemezsin" deyip karşı çıkardı.

    2-) Evliliğin ilk yılı sonunda çocuk olmayınca anne ve baba torun isteriz diye baskı yapmaya başladılar. Her ikimiz de bu baskıyı somut olarak görüyorduk. Nihayetinde kontrollere gittik. Şahısta sorun çıkmadı. Doktor bana "Sende grade 2 varikosel var, şu an çocuk yapma ihtimalin %40 ama benim yapacağım varikosel ameliyatı sonrası bu oran %60' a çıkar, 2 saatte taburcu olursun" dedi.
    Doktora pek güvenemedim ameliyatı istemedim. Ancak anne ve babam "Ameliyatı ol, gerekirse parasını biz veririz" diyerek baskı yapmaya devam ediyorlardı ve şahıs bu baskıyı benimle beraber yaşıyordu.

    İşte bu evi terketme olayı sırasında bunları da yaşadık.
    Bu şahıs evi terkettikten tam 17 gün sonra bu şahsın gebe kaldığını öğreniyorum ve şüphe o zaman başlıyor.
    Çünkü şahıs o geceyi "Bayan arkadaşım evimize kadar arabayla gelip beni aldı ve evine gittik, sabaha kadar kahve içip sohbet ettik" şeklinde açıkladı ama bu bayan arkadaşın sadece kendi ülkesinden gelip burada yaşayan biri olduğunu söyledi.

    Bana kısırlık teşhisi konması, aile büyüklerinin torun baskısı, kimsesiz olan şahsın az çok örf ve adetlerimizi öğrenip "Çocuk doğurmazsam bunlar beni kovar" diye düşünmesine ve kendince bir önlem almasına sebep olmuş olabilirdi.
    İçimi kemiren bu şüphelerimi arkadaşlara anlattığımda "Paranoya yapıyorsun, git tedavi ol" dediler ben de öyle yaptım.




  • Davalı vekilinin beyanına karşı yazdığım cevap dilekçesinden bir bölüm:
    Davalı vekilinin beyan dilekçesinde hakkında "dini inançlarına bağlı" ifadesi kullandığı davalının aslında bu inançlarında yer ve zamana göre nasıl taviz verebildiğini ekte ibraz ettiğim 04/02/2018 tarihinde gönderdiği (Ek-10) fotoğraflarından görebilirsiniz. Cevap dilekçesinde davalı vekili tarafından tesettür ve inanç konusunda baskı yaptığım iddia edilmektedir ancak davalının ülkesinde çekilen ve şahsıma davalı tarafından gönderilen bu fotoğraflarda ben davalıyı toplum içinde tesettürlü göremedim. Ancak davalı aynı zamanda ülkesindeki bir Müslüman bir kadının evinde bulunduğu halde tesettürlü fotoğraf vermiştir. Bu fotoğrafın Müslüman arkadaşı tarafından sosyal medyada paylaşacağını bilen davalı tesettürlü olmayı tercih ederken bana özel gönderdiği fotoğraflarında buna gerek görmemiştir. Bu durum inanç konusunda davalının ne kadar samimi olduğu hakkında fikir verecektir.

    Fuhuştan soruşturma başlattığımda davalı da hakkımda iftiradan şikayetçi oldu. İftira için ifade vermeye gittiğimde savcıya olanları anlattım. Savcının en çok yukarıda yazdığım paragraf dikkatini çekti ve onca şey arasında bu paragrafı ifademe aynen yazdırdı.
    Ben de ifade sonrası bahsettiğim fotoğrafları Savcıya ibraz ettim.

    Fuhuş dosyası da iftira dosyasına bakan savcıya verildi ve soruşturma aylardır devam ediyor. Bence fuhuşun geriye yönelik ispatı yoktur ama yine de savcıya şahsın telefonun son 1 yıldaki sinyal kayıtlarını temin ederse ne demek istediğimi anlayabileceğini söyledim. Üstelik ibraz ettiğim delillerin içinde bana göre fuhuşun para trafiğini gösteren bir banka dekontu da var.
    Tahminimce şahıs fuhuştan son 1 yılda 300.000 TL nakit elde etti ve büyük kısmını yurt dışına transfer etti.
    Şahsın Apple Pay merakının bu yüzden olduğunu halen mahkeme veya savcılığa bildirmedim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: herhangisey

    Kesinlikle katılıyorum size. Nafaka kalkmamalı.
    Ona da düzenleme gelmeli, sınırlandırma. Annesinin, babasının zoruyla evlenmek zorunda kalan kadınlar var hala bu ülkede. Okuması gereken yaşta 20-21 yaşında istemediği adamla evlendirilip, çocuğu olan, şiddet gören kadınlar var.
    Bu kadınların arkasında ne anaları babaları duruyor ne de gidebilecek başka bi yerleri var.
    Zaten çalışmamışlar, korkuyorlar hayatın rüzgarından. Boşanmaktan bile korkanlar var. Böyle kadınların eşinden nafaka alması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk doğduktan sonra, kendi keyfine bakan, evine bir kuruş para getirmeyen erkekler var. Nafaka böyle kadınlar için şart.

    Ayrıca evlenmeden daha nafaka diye sayıklayan erkek de kadın da sağlıklı değildir.

    Alıntıları Göster
    üstadım daha önce de yazmıştım, nafakanın kalkıp kalkmamasına karar verecek mercilerin bu kararı alırken sahip olacakları asıl motivasyonlarının vatandaşın mağduriyetini azaltmak olacağını hiç ama hiç sanmıyorum. bir değişim olursa bu değişim farklı düşünceler ile yapılacak bence. daha önce yazılıp çizildiği için çok detaya girmek istemiyorum ama işin özeti şu ki; her ne kadar nafaka bu ülkenin özellikle kırsal kesimdeki cefakar kadınları için gerekli olsa, son 15-20 senede dramatik şekilde yaşanan şehirleşme ve toplumsal yaşamdaki (ve insanların kafa yapılarındaki) sert değişim sonrasında nafaka artık evlilikleri korumaktan çok evlilikleri normalden daha çabuk bitirebilecek bir tehdit unsuruna dönüşmüş gibi görülüyor. bunu bu hâle getiren de nafakayı kötüye kullanan kadınlar. şehirli "çakalı" kadınların yaptıklarının ceremesini okutulmamış, özgüvensiz bırakılmış, eşinin insafına dayalı yaşama mahkum kalmış kadınlar çekecek. tabi tüm bu söylediklerimi nafaka kanununda düzenlemeler yapılacağını varsayarak söylüyorum.

    son zamanlarda "nafaka mağdurları" adı altında örgütlenmeler oluşuyor ama bu kişilerin sundukları iddia ve taleplerin kanun koyucu mercilere etki edeceklerini sanmıyorum. hani nafaka toptan kaldırılsa bile bu gariban vatandaşların protestolarının etkisi olmuş demem heraldi.

    bunlar kendi görüşlerim. ileride gelişmelere göre fikrim değişebilir.

    diğer forum kullanıcıları ile ilgili yazılan mesajlarla ilgili ise şunu söyleyebilirim; konuyu uzun süredir takip edip az-çok düzenli yazan kişiler belli. bu kişilerin dışında bir de "misafir yazar" gibi "tek seferlik" yazıp giden büyük bir kitle var. konuya ilk kez mesaj yazacak olan bu kişiler bu tarz sert mesajları görünce kendi fikirlerini yazmaya çekinebilirler. konunun daha sakin olması bir kez yazıp gidecek konuk yazarların çekingelerini azaltacak, deneyimlerini ve fikirlerini paylaşmalarını kolaylaştıracak, ve mesaj çeşitliliğini arttıracaktır.

    bu arada, biliyorsunuz hepimizi etkileyecek bir başka kanun değişikliği de uzun zamandır gündemde. kıdem tazminatı kanununda da düzenleme yapılacak. yeni kıdem tazminatı sistemi ile birlikte bildiğimiz anlamdaki kıdem tazminatı fiili olarak "kalkmış" gibi olacak. kıdem tazminatı her ne kadar "iş sonrası" süreç ile ilgili bir kanun olsa da, aslında "iş sürecini" dolaylı olarak etkilemektedir. yeni düzenlemeyi yorumlayan yorumcuların yazılarını okursak yeni sistem ile birlikte işverenin çalışanını eskiye kıyasla çok daha rahat kovabileceğinden yakınılıyor, ki bu yorum direkt olarak "iş süreci" ile ilgili bir yorum (her ne kadar kıdem tazminatı teorik olarak "iş sonrası" ile ilgili olsa da) yani görüldüğü gibi kanunların "teorideki" etki alanları ile onların "fiiliyattaki" etki alanlarının bire bir aynı olması gerektiğini düşünmek zorunda değiliz. bugün yetkili merciler nafaka sisteminde bir değişiklik düşünüyorlarsa, bunu ülkemizdeki evliliklerin bittikten sonraki süreçlerinde bazı sorunlar gördükleri için düşünmüyorlar. direkt olarak mevcut nafaka yasanın evlilik süreçlerine, yani evliliklerin kendisine yapmakta olduğu etkileri beğenmedikleri için düzenlemeye gitmek istiyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 15 Haziran 2019; 2:22:30 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    üstadım daha önce de yazmıştım, nafakanın kalkıp kalkmamasına karar verecek mercilerin bu kararı alırken sahip olacakları asıl motivasyonlarının vatandaşın mağduriyetini azaltmak olacağını hiç ama hiç sanmıyorum. bir değişim olursa bu değişim farklı düşünceler ile yapılacak bence. daha önce yazılıp çizildiği için çok detaya girmek istemiyorum ama işin özeti şu ki; her ne kadar nafaka bu ülkenin özellikle kırsal kesimdeki cefakar kadınları için gerekli olsa, son 15-20 senede dramatik şekilde yaşanan şehirleşme ve toplumsal yaşamdaki (ve insanların kafa yapılarındaki) sert değişim sonrasında nafaka artık evlilikleri korumaktan çok evlilikleri normalden daha çabuk bitirebilecek bir tehdit unsuruna dönüşmüş gibi görülüyor. bunu bu hâle getiren de nafakayı kötüye kullanan kadınlar. şehirli "çakalı" kadınların yaptıklarının ceremesini okutulmamış, özgüvensiz bırakılmış, eşinin insafına dayalı yaşama mahkum kalmış kadınlar çekecek. tabi tüm bu söylediklerimi nafaka kanununda düzenlemeler yapılacağını varsayarak söylüyorum.

    son zamanlarda "nafaka mağdurları" adı altında örgütlenmeler oluşuyor ama bu kişilerin sundukları iddia ve taleplerin kanun koyucu mercilere etki edeceklerini sanmıyorum. hani nafaka toptan kaldırılsa bile bu gariban vatandaşların protestolarının etkisi olmuş demem heraldi.

    bunlar kendi görüşlerim. ileride gelişmelere göre fikrim değişebilir.

    diğer forum kullanıcıları ile ilgili yazılan mesajlarla ilgili ise şunu söyleyebilirim; konuyu uzun süredir takip edip az-çok düzenli yazan kişiler belli. bu kişilerin dışında bir de "misafir yazar" gibi "tek seferlik" yazıp giden büyük bir kitle var. konuya ilk kez mesaj yazacak olan bu kişiler bu tarz sert mesajları görünce kendi fikirlerini yazmaya çekinebilirler. konunun daha sakin olması bir kez yazıp gidecek konuk yazarların çekingelerini azaltacak, deneyimlerini ve fikirlerini paylaşmalarını kolaylaştıracak, ve mesaj çeşitliliğini arttıracaktır.

    bu arada, biliyorsunuz hepimizi etkileyecek bir başka kanun değişikliği de uzun zamandır gündemde. kıdem tazminatı kanununda da düzenleme yapılacak. yeni kıdem tazminatı sistemi ile birlikte bildiğimiz anlamdaki kıdem tazminatı fiili olarak "kalkmış" gibi olacak. kıdem tazminatı her ne kadar "iş sonrası" süreç ile ilgili bir kanun olsa da, aslında "iş sürecini" dolaylı olarak etkilemektedir. yeni düzenlemeyi yorumlayan yorumcuların yazılarını okursak yeni sistem ile birlikte işverenin çalışanını eskiye kıyasla çok daha rahat kovabileceğinden yakınılıyor, ki bu yorum direkt olarak "iş süreci" ile ilgili bir yorum (her ne kadar kıdem tazminatı teorik olarak "iş sonrası" ile ilgili olsa da) yani görüldüğü gibi kanunların "teorideki" etki alanları ile onların "fiiliyattaki" etki alanlarının bire bir aynı olması gerektiğini düşünmek zorunda değiliz. bugün yetkili merciler nafaka sisteminde bir değişiklik düşünüyorlarsa, bunu ülkemizdeki evliliklerin bittikten sonraki süreçlerinde bazı sorunlar gördükleri için düşünmüyorlar. direkt olarak mevcut nafaka yasanın evlilik süreçlerine, yani evliliklerin kendisine yapmakta olduğu etkileri beğenmedikleri için düzenlemeye gitmek istiyorlar.

    Alıntıları Göster
    O zaman kalkmamasını tercih ederim. Eğer ucu dediğim kadınlara da dokunacaksa. Şehirli kadın çakalını seçip seçmemek biraz erkeğin elinde. Şimdi siz, bu çakal kadınların hemcinslerine de ucu dokunacak bi şey yaptığını söylemişsiniz eğer nafaka kalkarsa diye, kaldı ki doğru bi şey. Ama ben de yanlış eş seçimi yapan erkeklerin mağduriyetini, diğer kadınların çekmesini istemem.
    Erkekler de biraz gözünü açacak artık evlenmeden önce. Kadın olsun erkek olsun karakterini bi şekilde ucundan kıyısından gösteriyor. Erkek bunu bildiği hâlde bile bile lades diyor ondan sonra da “Türk kadını nafaka için evleniyor” vs...
    Neyse, çok da anlamam bu işlerden. Ama herkes kendine dönüp bakmalı. Nafaka için evlenen kadını savunduğum yok ama öyle bi kadını seçen erkek önce kendini sorgulamalı bence. Kendi seçimlerini.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: herhangisey

    O zaman kalkmamasını tercih ederim. Eğer ucu dediğim kadınlara da dokunacaksa. Şehirli kadın çakalını seçip seçmemek biraz erkeğin elinde. Şimdi siz, bu çakal kadınların hemcinslerine de ucu dokunacak bi şey yaptığını söylemişsiniz eğer nafaka kalkarsa diye, kaldı ki doğru bi şey. Ama ben de yanlış eş seçimi yapan erkeklerin mağduriyetini, diğer kadınların çekmesini istemem.
    Erkekler de biraz gözünü açacak artık evlenmeden önce. Kadın olsun erkek olsun karakterini bi şekilde ucundan kıyısından gösteriyor. Erkek bunu bildiği hâlde bile bile lades diyor ondan sonra da “Türk kadını nafaka için evleniyor” vs...
    Neyse, çok da anlamam bu işlerden. Ama herkes kendine dönüp bakmalı. Nafaka için evlenen kadını savunduğum yok ama öyle bi kadını seçen erkek önce kendini sorgulamalı bence. Kendi seçimlerini.

    Alıntıları Göster
    Bu devirde malesef herkes maske takıyor. Bir kadının karakterini anlamak imkansıza yakına geliyor. Geçmişi hakkında hiçbirşey bilmediğiniz biri ile oturduğunuzda toz pembe bir tablo önünüze çıkabiliyor.

    Sizinde söylediğiniz gibi çakal kadınlar var. Aynı zamanda çakal erkekler de var. Evli olmasına rağmen gözü dışarıda olan, eşine şiddet uygulayan ki bunu evlenmeden önce bariz göstermiştir, ailesine ilgisiz olan erkekler de var ne yazıkki. Kadınlarda seçim yaparken bunu dikkate alması gerekiyor. Ama ne yazıkki herkes doğru seçimleri yapamıyor. Veya burdaki çoğu arkadaşımız gibi seçim yaparken sık elediğinden halen bekar olarak hayatını devam ettiriyor. Bu yüzden nafakanın sınırlı olması iki taraf için de en uygun olacağı kanaatindeyim.

    Bu arada askerde olan sevdiğiniz için allah tez zamanda kavuşturmayı nasip etsin. Allah bize de EŞ olmanın ne demek olduğunu bilen, Nikah memurunun söylediği gibi hastalık ve sağlıkta söylemlerine itafen sözde kalmayacak bunu hayatına uygulamış eşler nasip etsin.




  • 
Sayfa: önceki 569570571572573
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.