Bu sistemi inceleyen bilim dalına endokrinoloji denir. İnsanda endokrin ve sinir sisteminin ortak çalışmasında hipotalamus önemli rol oynar.
HİPOTALAMUS Hipotalamus, vücuda yayılmış sinirlerden ve beynin diğer bölümlerinden bilgileri toplar, çevresel koşullara uygun endokrin uyarıları başlatır. Örneğin bir çok omurgalıda beyin, mevsimsel değişiklikler ve eş bulabilme olasılığı ile ilgili bilgileri hipotalamusa iletir. Hipotalamus da üreme için gerekli hormonların salgılanmasını başlatır.
Hipotalamusun iki grup salgısı vardır; ➢ Birinci grup salgıda, arka hipofizde depolanan antidiüretik hormon ve oksitosin hormonu bulunur
➢ İkinci grup salgıda, ön hipofizin salgı yapmasını düzenleyen hormonlar bulunur. Bu hormonlardan ; • Salgılatıcı (releasing) hormonlar (RH = RF), ön hipofizden hormon salgı- lanmasını sağlarlar. Her ön hipofiz hormonu en az bir salgılatıcı hormon tarafından denetlenir (Bkz. Şekil 6.38.d). • Engelleyici (inhibiting) hormonlar, ön hipofizin hormon salgılamasını durdururlar.
HİPOFİZ BEZİ Hipotalamusun altında, beynin tabanında bulunur (Bkz. şekil 6.39). İki bitişik lobun birleşiminden oluşur. Ön lob (ön hipofiz) epitel doku, arka lob (arka hipofiz) sinir doku yapı- sındadır. ARKA HİPOFİZ Hipotalamusla doğrudan bağlantılıdır. Hipotalamusun bir uzantısıdır. Hipotalamusta sentezlenen antidiüretik hormon (ADH) ve oksitosin hormonunu depolamak ve salgılamak arka hipofizin görevidir
UNUTMAYIN! ARKA--->>> ADH ve OKSİTOSİN!!!
Antidiüretik hormon (ADH) = Vazopressin: – ADH, kandaki su miktarını ve idrar miktarını ayarlar. – Kanın ozmolaritesi arttığında hipotalamus, ADH salgısını ve su içme isteğini arttırır. ADH böbreklerde suyun geri emilimini sağlar. Böylece kanın ozmolaritesi normal düzeye iner. – Kanın ozmolaritesi düştüğünde hipotalamus, ADH salgısını azaltır ve su içme isteğini yok eder. Böylece kanın ozmolaritesi normal düzeye yükselir. – Vazopressin, ince atar damarlardaki düz kasların kasılmasını sağlayarak kan basıncını yükseltir.
Oksitosin: – Doğum sırasında uterus (döl yatağı) düz kaslarını uyarır (doğum sancısı), böylece doğumun olması sağlanır. – Emzirme sırasında memedeki düz kasları uyarır, böylece sütün memeden çıkması sağlanır
ÖN HİPOFİZ:
-STH -ACTH -TSH -FSH -Prolaktin
TSH (Tiroid uyarıcı hormon): Tiroid hormonlarının sentezini ve salgılanmasını dü- zenler. ACTH (Adrenokortikotropik hormon): Böbrek üstü bezinin kabuk bölgesini (adrenal korteksi) steroid yapılı hormonları salgılanması için uyarır. FSH (Folikül uyarıcı hormon) ve LH (Luteinize edici hormon) : Gonadotropinler olarak da adlandırılan bu hormonlar, eşey bezlerini (ovaryum ve testis) etkileyerek cinsiyet hormonlarının salgılanmasını ayrıca yumurta ile spermin gelişimini düzenlerler.
Menstrüasyon döngüsünü başlatır!!!
Somatotropin (STH): Kemik, kıkırdak ve iskelet kasları başta olmak üzere vücutta büyüme kapasitesi olan her dokuda büyümeye yol açar. Uyardığı dokuların hücrelerinde mRNA ve protein sentezini hızlandırır.
ORTA HİPOFİZ:
-MSH (Melanosit uyarıcı hormon): Bazı omurgalılarda derinin renk içeren hücrelerinin etkinliğini düzenler. İnsanda MSHʼın işlevi tam olarak bilinmemektedir.
TİROİT BEZİ:
----Tiroksin----- ----Kalsitonin-----
Tiroksin: Gırtlağın iki yanında bulunan iki loplu bir bezdir (Bkz. Şekil 6.39). Salgıladığı tiroksin hormonu (T4 ve T3), iyot içeren bir amino asit türevidir. Tiroksin hormonunun salgılanması hipotalamus ve hipofiz tarafından negatif geri bildirim sistemi ile kontrol edilir (Bkz. Şekil 6.42). ➢ Hipotalamustan çıkan salgılatıcı hormonlardan TRH, ön hipofizi TSH salgılaması için uyarır. ➢ TSH, tiroit bezinden T3 ve T4 (tiroksin) salınmasını sağlar. ➢ Kandaki yüksek T3, T4 ve TSH, hipotalamusun TRH salgılamasını engeller (negatif geri bildirim).
Oksijen kullanma hızını yani bazal metabolizma hızını arttırır. Mitokondrideki solunum enzimleri ile diğer bazı enzimlerin sentezinde artış sağlar. Soğuk ortamda tiroksinin artışı ile hücrelerin O2 tüketimi ve enerji üretimi artar. Metabolik hız ölçülürken tiroksin hormonunun kandaki derişimine bakılır (O2 alım ve CO2 atım miktarına bakılarak da metabolik hız anlaşılır). Tiroksin hormonu dokulardaki protein sentez hızını da arttırır. Çocuklarda büyüme hormonu ile birlikte iskelet gelişimine katkı sağlar. Tiroit bezinin tiroksin salgılayan hücreleri yanında kalsitonin hormonu salgılayan hücreleri de bulunur.
KISACA=METABOLİZMA HIZLANDIRIR!!
Kalsitonin Kandaki kalsiyum belli bir değeri aştığında salgılanır. KALsitonin=KALsiyum Düşmanı. Aklınızda böyle kodlayabilirsiniz..
PARATİROİT BEZİ:
Parathormon= KALSİYUM DOSTU.. Kanda kalsiyum miktarını arttırır: Bunu şu yollarla yapar;
1-Böbreklerden Ca emilimini arttırır. 2-Kemiklerden kana Ca geçişini sağlar. 3-Bağırsaklardan Ca atılımını azaltır..
Kalsitonin ile ters prensipli çalışır.
UYARI=Parathormon D vitaminini aktifleştirir!!!
BÖBREK ÜSTÜ BEZİ (Adrenal bez): Kabuk Bölgesinden:
Kortizolün etkileri; a) Organik metabolizma üzerine etkileri vardır. Kortizol şu sıra ile etkisini gösterir; 1) Kemik, lenf, kas ve deride protein yıkımına neden olur ve oluşan amino asitlerin kana geçmesini sağlar. 2) Kandaki amino asitlerin karaciğere girmesine ve karaciğerde amino asitlerden glikoz oluşmasına neden olur. İdrarda azotlu madde miktarı artar. Oluşan glikozu kana çıkartarak kan şekerini arttırır. 3) Karaciğerden kana çıkardığı glikozun, sadece beyin ve kalp kası hücrelerine girmesini sağlar. Diğer dokuların glikoz almasını engeller. 4) Vücudun diğer dokularının enerji ihtiyacı, yağ asidinden karşılanır. Bunun için kortizol, depo yağların yıkılmasını ve yağ asitlerinin kana geçmesini sağlar. b) Bağışıklık sistemini baskılayıcı etkisi vardır. Lenfoyid dokudan protein kaybına neden olduğu için mikroplara karşı direnç düşebilir. c) Temel olmayan işlevleri baskılayıcı etkisi vardır. Üreme ve büyümede azalmaya yol açar. d) Allerji ve yangı önleyici etkileri vardır
STRES DURUMUNDA KORTİZOL BAĞIŞIKLIKTA YIKIMA YOL AÇAR. BU, BEDENİN STRESE KARŞI ÖDEDİĞİ BEDELDİR!!!
Vücut sıvılarının su ve iyon dengesini düzenlerler. Bunların en önemlisi aldosterondur. Aldosteron; – Na+ un böbreklerden geri emilimini sağlar. Buna bağlı olarak H2Oʼnun emilimi sağlanır. Böylece kanın hacmini ve basıncını artırıcı etki gösterir. – Böbreklerde Na+ geri emilimini sağlarken buna paralel olarak K+ atılmasını sağlar.
KISACA= NaCl emer. K atar.
3) Eşey hormonları: Esas olarak erkeklerde testislerden salgılanan androjenler (testosteron hormonu), hem dişiler de hem erkeklerde adrenal kokteksten de salgılanır. Ergin dişilerde cinsel dürtüyü oluşturduğu düşünülmektedir.Adrenal korteks etkisini gösteremiyecek kadar çok düşük miktarda östrojen (dişilik hormonu) da salgılar
B) ÖZ (MEDULLA):
Adrenalin----- ----Nöradrenalin...
Aşırı sevinç, heyecan, korku, tehlike ve soğukta kalma gibi durumlarda salınımları artan bu hormonlar, sempatik sinirlerle birlikte vücudun bu durumlara uyum göstermesini sağlar. Bazal metabolizma hızını artırırlar. Böylece vücuda hızlı enerji desteği sağlanmış olur. Olağan dışı durumlarda epinefrin ve norepinefrin etkisi ile; – Karaciğerde ve iskelet kaslarında glikojen yıkımı artar ve karaciğerden kana çok miktarda glikoz çıkar. – Yağ dokudan yağ asitleri çıkar. – Akciğerdeki bronşlar genişler böylece vücuda daha fazla oksijen girişi sağlanır. – Kalp atışları hızlanır, kan basıncı artar. – Bazı kan damarlarında düz kasların kasılması (norepinefrin birçok organda damarların daralmasını sağlayarak), bazılarında gevşemesi (epinefrin iskelet karında, karaciğerde … damar genişleterek ) sağlanır. Böylece kan deri, sindirim organları ve böbrek yerine kalp, beyin ve iskelet kaslarına yönlendirilmiş olur
PANKREAS: Hem endokrin hem ekzokrin işlev gören bir bezdir. Ekzokrin bez (dış salgı bezi) olarak ürettiği bikarbonat ve sindirim enzimlerini, pankreas kanalı ile ince bağırsağa gönderir. Ekzokrin dokuları arasında serpiştirilmiş olan endokrin hücrelerine langerhans adacıkları adı verilir. Pankreas ağırlığının %1–2 sini oluşturan langerhans adacıkları- nın beta hücreleri insülin, alfa hücreleri glukagon hormonu salgılar. İnsülin ve glukagan, kandaki glukoz düzeyini ayarlayan birbirine zıt etkili hormonlardır.
bEta = İnsÜlİn AlfA = glukAgon
İnsülin: Kan glukoz düzeyini düşürücü bir hormondur. Kandaki glukozun hücrelere girişini kolaylaştırır. Beyin hücreleri dışındaki tüm vücut hücrelerini (Özellikle karaciğer, kas ve yağ dokuyu) glukoz alması için uyarır.
!!!!!!Beyin hücreleri enerji elde etmek için sadece glukoz kullanır. Glukozu almak için insüline gerek duymaz. Glukozu her zaman alabilir. Beyin için kanda daima glukoz bulunmak zorundadır.!!!!!!!
Bu bilgi çıkabilir arkadaşlar. Çok net çıkar hatta..
İnsülinin görevleri; – Kas hücrelerine glikoz girişini hızlandırır. Kasa giren glikozun bir kısmı glikojen halinde depolanır. – Karaciğere giren glikozların glikojene dönüştürülmesini sağlar. Karaciğerin glikojen depolama kapasitesi dolunca, glikozun karaciğer hücrelerinde yağ asidi sentezinde kullanılmasını sağlar. Bu yağ asitleri daha sonra yağ dokuya taşınır ve burada nötral yağ (trigliserit) halinde depolanır. – Yağ dokuya glikoz girişini hızlandırır. Glikoz burda gliserole (daha az yağ asidine) dönüşür. Karaciğerden buraya gelen yağ asitleri gliserol ile birleşerek trigliserit haline getirilip depolanır. – Protein sentezini hızlandırır ve proteinlerin depolanmasını arttırır. Sonuç olarak insülin, anabolik bir hormon olarak vücutta görev yapar
Glukagon: Kan glikoz düzeyini arttırıcı bir hormondur. Kanda glikoz düzeyinin normalin altına düşmesi, pankreasın alfa hücrelerinden glukagon salınmasına neden olur. Glukagon sadece karaciğeri etkiler. Glukagonun görevleri; – Karaciğerdeki glikojenin glikoza yıkımını sağlar. – Karaciğerde amino asitlerden ve gliserolden glikoz yapılmasını sağlar. – Karaciğerde oluşturduğu glikozların yavaş yavaş kan dolaşımına geçmesini sağlar
EŞEYSEL BEZLER: Erkek ve dişide gonat adı verilen eşey bezleri, üreme hücrelerini oluşturma yanında endokrin bez olarak da görev yapar. Eşey bezleri (ovaryum ve testis), andojenler, östrojenler ve progesteron olmak üzere üç tip steroid yapılı hormon üretir. Her üç tip hormonda hem erkekte hem dişide farklı oranlarda bulunur. Erkekte testislerde, dişide yumurtalıklarda (ovaryumda) üretilen bu steroidler; ➢ Büyüme ve gelişmeyi düzenler. ➢ Üreme döngüleri ve eşeysel davranışları kontrol ederler. Eşey bezlerinden salgılanan bu üç tip steroit hormonun salgılanmasını hipofizden çıkan FSH ve LH düzenler.
A) TESTİSLER: Embriyo döneminde karın boşluğunda gelişir ve doğumdan önce penisin hemen altındaki skrotum adı verilen keselere yerleşir. İçindeki leydig hücreleri tarafından sentezlenir.. ➢ Ergenlik döneminde yüksek yoğunluğu ikincil erkeklik özelliklerinin ortaya çıkmasını (vücut kıllanması, ses kalınlaşması) sağlar. ➢ İskelet kaslarında kütle artışına neden olur (hücre sayısı artmaz). ➢ Mayoz bölünme ile sperm oluşumunun (spermatogenez) gerçekleşebilmesi için testislerin normal gelişimini sağlar. ➢ Ergenlik döneminde salgılanması artan testosteron, fiziksel olarak aktif davranışların ortaya çıkmasına ve karşı cinse ilgi artışına neden olur.
B) OVARYUMLAR (Yumurtalıklar): İnsanda karın boşluğunda yumru biçiminde iki ovaryum vardır. Östrojenler ve progesteron adı verilen hormonlar salgılar. Östrojenler: Hipofizden çıkan FSHʼın ovaryumu etkilemesi ile salgılanırlar. Östrojenler; ➢ Ergenlik döneminde yüksek yoğunlukta salgılanır ve ikincil dişilik özelliklerinin ortaya çıkmasını (omuzların dar, kalçaların geniş olmasını ve göğüslerin büyü- mesini) sağlar. ➢ Progesteronla birlikte ovaryumun gelişmesini sağlar. ➢ Yumurta kanalı, uterus (döl yatağı) ve vajinanın büyüyüp gelişmesini sağlar. Progesteron: Hipofizden çıkan LHʼın ovaryumu etkilemesi ile salgılanır. Progesteron; ➢ Yumurtanın yumurta kanalından geçerken beslenmesi için yumurta kanallarını kaplayan hücrelerde besin maddeleri birikmesini sağlar. ➢ Döl yatağını (rahim) embriyonun tutunup gelişebileceği hale getirir.