Şimdi Ara

en güzel temel fıkraları

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
5
Cevap
0
Favori
3.578
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • tanıdı
    Temel ile Dursun hepten çaresiz kalınca hırsızlık yapmaya karar verirler. Zifiri karanlıkta içeri girmeyi başardıkları dükkanın alarmı çalar. Kaçmaya başlarlar. Peşlerine bir bekçi takılır. Bekçi "Durun kaçmayın ulan or.sp. çocukları." Dursun "Ula Temel bekçi penu tanıdu ben teslimolayrum."

    Doğanın dengesi
    Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
    -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış;
    - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
    Temelin kaynanası
    Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuşlar.
    -Temel: "Kaynanamı gömdük."diye cevap vermiş.
    - Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?"
    -Temel: "Biraz direndi de."

    şarap
    Temel çok para kazanmış. Ailece lüks bir lokantaya gitmişler. En pahalı şarabı seçip ısmarlamış.
    - Garson “ Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
    - Temel “ Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum
    Londra ya uçuş
    Temel Londra'ya uçakla seyahat ediyormuş. Uçakta her şey normal iken birden pilotun sesi duyulmuş:
    - "Sayın yolcular, uçağımızdaki 4 motordan bir tanesi bozuldu, ama biz 3 motorla rahat iniş yapabiliriz" Neyse rahatlar herkes. 15 dakika sonra bir anons daha:
    - "Sayın yolcular maalesef 1 motorumuz daha bozuldu ama biz 2 motorla inişi yapacağız" Herkes rahat ama bir anons daha gelmesinden korkmaktadır. 20 dakika sonra bir anons daha gelir:
    -"Sayın yolcularımız 2 motordan biri daha bozuldu ama biz en iyisiyiz ve 1 motorla inişi size garanti ediyoruz" Herkes ohh çeker rahatlar. Temel ise panik içinde:
    - "Uyy bu motorda bozulursa havada kalacağuz"

    parmak
    Temel oğluna parmakların isimlerini öğretiyormuş."Bak uşağum bu baş, bu işaret, bu orta, bu yüzük ve buda serçe parmak. Anladınmı?"oğlu kafasını sallayarak hayır demiş.Temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş " anladın mı uşağum?".Çocuk tekrar hayır demiş.Bir daha, bir daha derken en sonunda çocuk anladım deyince, Temel elini sallayarak "bak bakalım bir de karıştırarak sorayım" demiş...

    şampiyon
    Temel Almanya'ya işçi olarak çalışmaya gider. Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır. Adam bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.
    - Adam: "Ben 96 olimpiyatları dünya şampiyonu Almanya'dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük Temelin kafasını sıyırarak gider.
    -Hans: "Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans'ın suratının ortasına tükürür.
    -Temel: "Daha acemiyim." der.

    şampuan
    Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar :
    - Oğlum kafanı ıslatmayacak mısın ?..
    - Temel cevap verir : “ Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş...!! “

    süzme
    Temel'in 8 tane çocuğu varmış. Ama hepsi de birbirinden salak, geri zekalıymış. Temel ve karısı Fadime doktora gitmişler, durumu anlatmışlar. Böyle böyle biz artık çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1
    -2 kutu prezervatif vermiş. Nasıl kullanılacağını falan anlatıp yollamış. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara düşünmeye başlamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime " Dur ben sana dantelden örüvereyim demiş." Ölçüyü falan almış 1
    -2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay geçmiş. Temel ile Fadime nin 1 çocukları daha olmuş . Zamanla çocuk büyümüş, 9
    -10 yaşlarına gelmiş. Ama nasıl bir çocuk zeki mi zeki, fırlama mı fırlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyor. Tüm sınavlarda birinci, sporda tüm şehrin en iyisi, köyün en zeki, en atılgan çocuğu olmuş. Bir gün Temel kahvede otururken sormuşlar. " Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akıllı oluyor? " Temel gerine gerine cevap vermiş. " Süzme o, süzme..! "

    ...ye
    Temel dahiliyeci olmuş ve buna bir gün kadının biri gelmiş, demiş ki:
    -Doktor bey ne yesem onu sıçıyorum. Pasta yiyorum pasta cıkıyor ekmek yiyorum ekmek çıkıyor,demiş. Temel de :
    -O zaman bok ye, demiş.

    sonuç
    Temel hayvanları araştırma konusuna oldukça ilgi duymaktaymış. Bir gün bu merakını gidermek için laboratuarını kurarak çalışmalara başlamış. Örnek hayvan olarak bir PİRE almış. Çok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline çok hassas bir neşter alarak pirenin ayaklarının ucundan biraz kesmiş ve masanın üzerine bırakmış ve pireye ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım yamalak da olsa zıplamış, o sırada Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş ve masanın üzerine tekrar bırakarak seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA, ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hiçbir hareket yok..... Temel hemen kalem kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi. SONUÇ: "PİRE'nin ayakları kesilince kulakları duymamaktadır."

    telefon
    Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar;
    -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya
    -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.
    Ne tür
    Temel'e sormuşlar. Hangi tür seksten hoşlanırsın ?
    - Temel "Toplu seksten"
    - Neden ?
    - "Kaytarması kolay oluyor"

    soru
    Temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok, Girmiş bir eczaneye:
    - Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormuş. Birgün eczacı Temel'e:
    -Kardeşim senin derdin ne?
    -Burayı bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkaç gun sonra Eczaneyi satan a dam içeri girmiş,Temel'e:
    -Siz de soğan varmı? demiş... Temel adama 'biz de soğan var ama senin reçeten var mı?'demis....

    Temel ve cin
    Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar. "Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz "Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler. "Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.


    kaza
    Temel kamyonuyla yokuş aşağı inerken freni patlar ve kamyonu son sürat gitmeye başlar, ve kamyon bir kavşağa gelir temel bir bakar sağ tarafta pazar kurulmuş yüzlerce insan ,soluna bakar bir tane çocuk. Pazara girip yüzlerce insanı öldüreceğine çocuğa çarpmayı tercih eder. Ertesi gün gazeteler şöyle yazar TEMEL KAMYONUYLA PAZAR YERİNE GİRDİ 20 ÖLÜ 50 YARALI. Temele sorarlar niye pazara daldın? Diğer yöne gitmedin?
    -Temel cevap verir
    -BENİM NİYETİM ASLINDA ÇOCUĞU EZMEKTİ. ÇOCUK PAZAR YERİNE KAÇINCA

    temel
    Temel bara gitmiş. Yanındaki kadınla sohbet ederken kadın:
    -Ben lezbiyenim , demiş. Temel lezbiyenin ne olduğunu sorunca, kadın:
    -Ben yalnızca kadınlarla beraber olurum, demiş. Temel' in hoşuna gitmiş.
    -Pen ta sizin cibu lezbiyenum, demiş.

    geçrim
    Temel Kamyon şoförü.. Kamyon çok yüklü, yükseklik 6 metre... Bir köprüye yaklaşıyor.. Köprünün üstünde azami yükseklik 4 metre yazıyor. Temel sağına soluna bakıyor ve: " Polis yok geçerim" diyor.

    tanıdı
    Temel Laz olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerikaya gitmiş ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce öğrenmiş ve meşhur bir piyanist olmuş. Birgün büyük bir topluluğa konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş:
    -Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da! Temel:
    - Benim Laz olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum.
    - Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun da!!!!!!

    normal
    Temel arabayla giderken bakmış benzini bitiyor. Hemen en yakın benzinciye girmiş, pompanın yanında durmuş, arabadan inip benzin deposunu açmış, başlamış işemeye. Temel'in işediğini gören pompacı "
    -Ya sen ne yapıyorsun, bu yaptığın normal mi?". Temel "yooo Süper."

    papağan
    İş adamı Temel Amerika'ya gider, işlerini bitirdikten sonra alış veriş merkezlerinde dolaşmaya başlar. Pet shoplardan birinde akıllı ve hazır cevap bir papağan görür, papağanla biraz sohbet ettikten sonra yetkiliye gider ve papağanı satın almak istediğini söyler. Satıcı papağanın satılık olmadığını söyler fakat Temel bir türlü vazgeçmez paraysa para illaki bunu bana satacaksınız diye ısrar eder. Satıcı bakmış kurtuluş yok Temel'e, bak bizde papağanın dört tane yumurtası var bu yumurtaları sana verelim hem daha ucuz olur hemde dört tane birden papağanın olur demiş. Temel biraz düşünüp kabul etmiş. Trabzon'a döner dönmez hemen yumurtaları kuluçkaya yatırmış. Bir süre sonra yumurtalar çatlamaya başlamış. Birinciden civciv, ikinciden güvercin, üçüncüden muhabbet kuşu, dördüncüden ise ördek çıkmış. Temel bu işe epey bozulmuş. Bir kaç ay sonra Temel yine Amerika'ya gitmiş, işlerini bitirince doğru papağanın olduğu dükkana gitmiş. Papağan Temeli uzaktan görür görmez başlamış kahkahalar ile gülmeye. Temel ne güleysun ula demiş. Papağan niye gülmeyeyim, New York'da herkes senin enayiliğini konuşuyor deyince Temelde, oda bir şeymi ulan Trabzon'da herkes senin fahişeliğini konuşuyor demiş


    öldür
    Temel ile Dursun bir yarışmaya katılırlar. Bu yarışmada en çok yerli öldürene, 100.000$ verilmektedir. Bunlar yerli avlamak için Amerika'ya giderler 3
    -4 gün aramalarına rağmen bir tane bile yerli öldürememişlerdir. Bunlar bir gün sabah kalktıklarında etrafların da 100'ü aşkın yerli bulurlar. Temel Dursun'a: La Dursun kalk zengin olduk!


    Avdan sonra
    Temel ile Dursun Trabzon'un dağlık bölgesinde ava çıkmışlar. Uzun uğraşlardan sonra elleri boş dönmek üzere iken oldukça iri ve heybetli bir geyiğe rastlamışlar. Her ikisi de epeyce uğraştıktan ve kovaladıktan sonra köye 5
    -6 kilometre kala geyiği vurmuşlar. Aslında küçük hayvan avına çıkmış olan iki arkadaşın yanında geyiği taşıyabilecekleri herhangi bir araç veya alet olmadığından düşünce üretmeye başlamışlar. Temel ,Dursun'a "Ula dursun habu hayvanın bir boynuzunu sen tut diğerini ben diyerek çektirmeye başlamışlar. Tahmin edileceği gibi çok zor olan bu şekilde köyün yolunun başına kadar kan ter içerisinde gelirlerken köyden birine rastlamışlar. Onların bu halini gören arkadaşları "Yahu siz delimisiniz bu böyle taşınır mı? Sizin kafanız hiç çalışmıyor kardeşim, ikiniz bir olun şu hayvanı kuyruğundan çekin daha rahat taşırsınız " önerisini yaparak yola devam etmiş. Bu fikri çok uygun bulan iki kafadardan biri olan Temel yaklaşık yarım saat sonra Dursun'a dönerek "ULA DURSUN BU HAYVAN BÖYLE ÇOK KOLAY ÇEKİLİYORMUŞ, AMA ANLAMADUĞUM BİR ŞEY VAR BUNU KUYRUĞUNDAN ÇEKTUĞUMUZDAN BERİ KÖYDEN GİTTİKÇE UZAKLAŞIYRUK.!!

    Ormanın güelliği
    Temel ile Dursun ormanda uyuyorlar. Bir ara Temel Dursun'a sesleniyor. _Dursun ormanın güzelliğine bak. Dursun: _Ağaçlardan göremiyorum ki

    Mit elemanı
    MİT eleman alımı için duyuru yapar. Üç kişi başvurur. MİT binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır. İlk adam içeri alınır ve su sorular sorulur. "Karını seviyormusun?" "Evet, efendim" "Ülkeni seviyormusun?" "Evet , efendim" "Pekala , biz karını da getirdik. Şu an yan odada." denir ve masanın üzerine bir tabanca konur. "Şimdi odaya gir ve karını öldür.!" Adam silahı alır yan odaya geçer. 5 dakika hiç ses duyulmaz. Adam tekrar ilk odaya geri döner. Kravatı gevsemiş, ter içinde kalmıştır. "Yapamıyacağım efendim." der ve orayı terk eder. İkinci adam içeri alınır. Aynı sorular sorulur. Aynı yanıtlar. Ve ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam yapamayacağını söyler ve ayrılır. Son adam Temel girer. Aynı sorular. Aynı cevaplar. Ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Temel içeri girer. 5
    -10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye başlar. BAM,BAM,BAM,BAM,BAM,BAM .... Derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam kırılması duyulur. Temel içeri girer , biraz terlemiştir. MİT personeli sorar "Ne oldu ?" Temel cevaplar.. "Efendim bana verdiğiniz silah kurusıkı çıktı, o yüzden onu pencereden aşağıya atmak zorunda kaldım"

    O sevmez
    Temel ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Karısı fadimeye sorar
    -Fadime, ben ölünce yeniden evlenecekmisin ? Fadime de Temel üzülmesin diye evet cevabını verir. Bunun üzerine Temel
    -Onu benim kadar sevecekmisin ?
    -(ağlayarak) Evet
    -Onu eve alacakmısın ?
    -Evet
    -Ona güzel yemekler yapacakmısın ?
    -Evet Temel'im.
    -Ona sarımsaklı yoğurtlu mantı da yapacakmısın ?
    -O SEVMEZ.

    bar
    Temel bara gitmiş. Geçmiş bir kenara oturmuş, biraz sonra bara bir adam girmiş ve sıska uzun boylu bir adamın kafasının üstüne şişe koymuş, çekmiş silahı ateş etmiş şişe paramparça ateş eden adam elini kaldırmış " I'am Pekosbill " demiş ve çekmiş gitmiş. Daha sonra bara bir başka adam girmiş ve yine o sıska adamın kafasının üstüne konserve kutusu koymuş çekmiş silahı ateş etmiş kutu paramparça ateş eden adam elini kaldırmış." I'am Redkit " demiş ve çekmiş gitmiş. Temel bunları seyrettikten sonra dayanamamış eline bir elma almış ve o sıska adamın kafasının üstüne elmayı yerleştirmiş çekmiş silahı ateş etmiş ve o ne adamı tam anlının ortasından vurmuş. Temel'de elini kaldırmış ve I'am sorry demiş.

    En iyisi
    Bir gün Amerikalı bir bilim adamı mavi maymunları incelemek üzere Türkiye'ye gelir. Mavi maymunların da en sık olduğu bölge Temel'in köyünün olduğu bölgedir. Bilim adamı köye gelir ve köy kahvesinden birine köyün en iyi nişancısının kim olduğunu sorar. Adamın biri bu köyün en iyi nişancısının Temel olduğunu söyler. Bunun üzerine bilim adamı Temeli çağırtır. Temel gelir bilim adamı bir bakar Temel'in bir tane eski tüfeği bir tanede uyuz köpeğinden başka bir şeyi yoktur. Kendi kendine en iyi nişancı buymuş neyapalım der. Bilim adamıyla Temel ormana giderler. Temel bilim adamına "Bak şimdi ben ağaca çıkacağım ve sallayacağım, maymun düşerse sen bir şey yapma köpek onu becererek bayıltır. Bilim adamı merakla sorar "Peki tüfek ne işe yarayacak." Temel " Ağaçtan maymun yerine ben düşersem o silahla köpeği vuracaksın

    gözlük
    Temel uzak doğuya gider. 250$ verip bakınca insanları çıplak gösteren gözlüklerden alır. Takar bakar çıplak, çıkarır bakar giyinik. Çok hoşuna gider. İkide bir takıp, çıkarır. Eve gözünde gözlük gider, bakar Fadimeyle sütçü çıplak. Gözlügü çıkarır bakar çıplak. Takar bakar çıplak. Müthiş canı sıkılır ve Fadimeye derki:
    -Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..!!!!

    O ne
    Temel,Amerikalı ve Japon oturuyor. Birden bir telefon çalar. Temel bakar çalan yeni aldığı cep telefonu değil. Amerikalıya bakmış elini kulağına koymuş kendi kendine konuşuyor. Temel herhalde deli diye düşünmüş. Meraktan sormuş.
    -Abi sen delimisin nesin kendi kendine konuşuyorsun. Amerikalı
    -Bizdeki teknoloji sizdekinden gelişmiştir. Elimize bir mikrochip koyup konuşuyoruz. Temel düşünmüş acaba kendi telefonunun modası geçtimi diye. Oysaki o kadar da para vermişti son model diye. Bozulmuş haliyle. Bir daha çalmış telefon. Bakmış Temel in telefonu değil. Amerikalının da değil. Bakmışlar ki Japon kendi kendine konuşuyor.Temel gülmüş. Konuşma bittikten sonra sormuşlar.
    -Delimisin sen arkadaş diye. Japon da kendi teknolojilerinin dünyadaki en gelişmiş teknoloji olduğunu söylemiş. Ağza ve kulağa bir chip koyarak konuştuklarını söylemiş. Temel ile Amerikalı bozulmuş.Kazıklanmanın verdiği moral bozukluğu ve sabah yediği kuru fasulyeyle soğanın etkisiyle bir gaz bombası atmış. Amerikalı ile Japon sormuşlar Temele
    -Kardeş ne yaptın sen demişler o neydi? Temel de
    -Fax çektim demiş!!!!

    yoktu
    Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor, bir gün bir Amerikalıyı alıyor başlıyorlar gezmeye...Amerikalı bir saray görüyor.
    -Bu ne kadar zamanda yapılmış diye soruyor. Temel :
    -5 yılda, diye cevap veriyor. Amerikalı :
    -Yazık bizde olsa 1 yılda yapılırdı. Biraz sonra bir cami görüyor.
    -Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor... Temel :
    -2 yıl, diye cevap veriyor. Amerikalı :
    -Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor. Temel uyuz oluyor duruma... Biraz sonra bir tarihi yapı daha görüyorlar..gene soruyor Amerikalı... Temel :
    -2 ay, diyor. Amerikalı yine :
    -Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor. Temel iyice kıllanıyor. Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar... Amerikali yukarıyı göstererek :
    -Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor. Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp
    -Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa...

    kimsin
    Dursun Ordu ile Trabzon arasında yük taşıyan bir kamyonun şoförüymüş.Radyoda çay elinden öteye çalarken birden yayın kesilir ve anonsta "Dikkat! Dikkat! Dünyamızı uzaylılar istila etmiştir.Uzaylıların kuzey yarım küreye indiği tahmin edilmektedir."Dursun umursamaz.Yoluna türkülerle devam ederken, yayın tekrar kesilir."Dikkat ! Dikkat! Uzaylıların Türkiye'ye indiği tahmin edilmektedir.Lütfen endişelenmeyin.iyi huylu uzaylılar ;ancak dilimizi pek iyi konuşamıyorlar,kolları uzun , bacakları kısa." Dursun Allah ,Allah bu da nerden çıktı der ve içine bir kurt düşer.Yoluna devam ederken bir daha yayın anonsla kesilir: "Uzaylıların Karadeniz bölgemiz, Ordu
    -Trabzon arasına indiği tespit edilmiştir.Tekrar ediyoruz. Lütfen endişelenmeyin, iyi huylu uzaylılar ancak dilimizi pek iyi konuşamıyorlar, kolları uzun , bacakları kısa. Onlarla yavaş konuşarak anlaşabilirsiniz." Dursun'un içine bir kurt düşer ;ama ne yapsın ki,yoluna devam etmek zorundadır.Yaklasik 10
    -15 km sonra yol kenarında, spikerin tarifine uyan bir yaratık görür,el frenini çekip iner, yavaş yavaş yaklaşır. Kolları uzun , bacakları kısa varlığa, yavas ve tane tane :
    -"Be
    -nim a
    -dum Dur
    -sun.T
    -rab
    -zon
    -lu
    -yum.sa
    -na kö
    -tu
    -lük yap
    -mam.ba
    -na ken
    -di
    -ni ta
    -nit. "der. Yaratık da tane tane ,kızgınca ve yavaş cevap verir : "A
    -dum te
    -mel. ri
    -ze
    -li
    -yum. ha bu
    -ra
    -ya si
    -çay
    -rum.

    affet
    Temel ve karısı hacca gitmeye karar verirler ve anneleriyle vedalaşmaya giderler.Annelerinin ikisi de bizleri de hacca götürün diye yalvarınca dayanamayıp onları da yanlarına alırlar.Hac da günahlarının affı için dua ederlerken Temel dayanamayıp ne için dua ettiklerini dinler.Kayınvalidesi,annesi ve karısının dualarının aynı olduğunu işitir.Üç kadın da "Allahım,beni affet kocamı 3 veya 5 kez aldattım" demektedir.Temel kulaklarına inanamaz ve koşa koşa dua etmeye gider. "Allahım çok büyük günah işledim,bu 3 or.sp.y. huzuruna getirdiğim için beni affet"

    hayat
    Temel, Mars'a gidecek ilk astronottur. Çok paraya mal olmuş¸ muhteşem bir uzay gemisi ile giden Temel'den dönüşüne kadar haber alınamaz. On yıl sonra geri döndüğünde flaş¸lar patlar, herkes merakla etrafını sarar ve sorarlar; "Mars'ta hayat var mı?" Temel omuzlarını silker; "Yok ..." Bilim adamları, basın ve tüm dünya hayal kırıklığı içindedir. Temel'i uçağa bindirip Trabzon'a uğurlarlar. Akşam evinde ailesi ile kendi dönüşünü seyrederken Temel'in oğlu sorar;
    - Baba yav, hakikaten hayat yok muydu acaba? Temel yine omuzlarını silker; "Haçan, saat 11 dedin miydu bütün tükkanlar kapanii! Sen puna hayat mı diisin?"

    Üç dilek
    Padişah bir gün bir ferman yayınlayarak o haftaki cuma namazında orada yasayan herkesin bulunmasını zorunlu kılmış. Dört bir yana haber salınmış ve cuma vakti gelmiş.Bizim Temel dışında bütün ahali cumaya katılmış. Ertesi gün padişah sadrazamı yanına çağırıp sormuş:
    - Dünkü cumaya ahaliden katılmayan var mı ?
    - Evet efendim, bir kişi katılmadı. Temel.
    - Tiz getirin o deyyusu karşıma. Temel'i bulup yaka paça padişahın huzuruna çıkarmışlar.Padisah, Temel ve Sadrazam kaldığında Padişah sormuş,
    - Söyle bakalım neden gelmedin dünkü cuma namazına ?
    - Çok önemli bir isim vardı padişahım
    - Himmm demek önemli bir işin vardı. Öyleyse sana ölmeden önce üç dilek dileme hakkı tanıyorum. Söyle bakalım ilk dileğini.
    - Yok padişahım ben en iyisi dilek dilemeyeyim siz beni oldürün.
    - Dile lan deyyus çabuk adamı çileden çıkartma.
    - Peki. Eeee şey padişahım. Ben sadrazamın karısına hastayım, madem öyle ölmeden önce bir yatsam onunla. Tabi bunu duyan sadrazam olaya şiddetle karşı çıkmasına rağmen, padişahın "Boş ver takma kafana nasıl olsa ölecek" gibi sözlerinden sonra istemeye istemeye razı olmuş. Ardından sıra ikinci dileğe geldiğinde Temel de yine aynı naz ve padişahın azarlaması sonunda Temel ikinci dileğini söylemiş
    - Eeee şey padişahım ben sizin karınıza da hastayım, ölmeden önce onla da...
    - Ne diyorsun lan sen (falan padişah köpürmüş) Tabii bu kez de sadrazam telkinde bulunmuş ve Temel Padişahın karısıyla da... Veee sıra gelmiş üçüncü dileğe;
    - Söyle bakalım şu üçüncü dileğini de bitirelim artık şu işi.
    - Yok padişahım söylemeyeyim, ilk ikisini söyledim ama bunu nasıl söylerim bilmiyorum. İlk ikisinden daha kötü ne olabilir ki diye düşünen padişah kızarak
    - Oğlum şöyle bak işkence yaptırırım, söyletirim
    - Peki efendim, demiş Temel ve devam etmiş, Ben sadrazamla size de hastayım. Ardından kısa bir sessizlik ve Sadrazam :
    - Padişahım ben sanki Temel'i namazda görür gibi oldum. Hatırlıyor gibiyim. Padisah :
    - Nasıl hatırlamazsın lan eşşoğlu eşşek yanımda oturuyordu.!

    Savaşta sigara
    Temel savaşta büyük çatışmanın hemen ardından gecenin sessizliğinde bir sigara yakar. Arkadaşı bağırır
    - Ne yapıyorsun? bu çok tehlikeli!!!! Temel sakin
    - Merak etme içime çekmeyrum da !!!!!!

    Yılan soktu
    Temel ile Dursun tarlada çalışırken Temel'i penisinden yılan sokmuş dursun hemen koşarak telefonda doktora "Temeli yılan soktu ne yapalım?" demiş.Doktor da "Yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.Dursun Temel'in yanına gitmiş, Temel merakla "Doktor ne dedi?" demiş. Dursun cevap vermiş "Ölsün p.z.v.nk "dedi.

    Banka soyuldu
    Bir gün Temel ile Dursun Almanya'ya gidip çalışmaya karar vermişler ve gitmişler çalışmışlar çalışmışlar. Ama çok para kazanamıyorlarmış. Bir banka soymaya karar vermişler. Ertesi gece bir bankaya gizlice girmişler. Bankada üç kasa varmış birinci kasayı açmışlar birde ne görsünler bir kase dolusu muhallebi Temel muhallebiyi yemiş sonrada ikinci kasaya gitmişler açmışlar birde ne görsünler bir tabak muhallebi daha onuda Dursun yemiş üçüncü kasadada aynı olay olmuş neyse diyip hayal kırıklığına uğrayarak bankadan çıkmışlar ve ertesi sabah gazetede şöyle yazıyormuş. Sperm Bankası soyuldu.

    testere
    Trabzon'da bir grup Laz çok ağaç kesebilmek için Amerika'dan motorlu testere getirtmeye karar vermişler. Gerekli bağlantılar kurulduktan sonra para ödenmiş ve birkaç tane elektrikli testere alınmış. Garanti kağıdında da günde enez 500 tane ağaç keseceği belirtiliyormuş.Her neyse, bizimkiler koyulmuşlar ise. Aksam olduğunda en fazla ağaç kesen Temel mis ve sadece 50 tane ağaç kesmiş. Doğal olarak herkes şaşırmış. Bir sonraki gün , Temel zorlayarak sayıyı 100'e çıkarmış. Daha sonraki gün aksam Temel yerinden kalkamaz hale gelmiş ama sadece 150 tane ağaç kesebilmiş. Artık bizimkiler Amerika'dan bir yetkili çağırmaya karar vermişler. Yetkili gelmiş ve birlikte ormana gitmişler. Amerikalı motorun ipini çekip çalıştırmış ve çıkan ses üzerine bizimkiler hep bir ağızdan:
    - Uyy o ne daa ?

    vejeteryan
    Temel vejeteryan olmuş, kurban bayramında ağaç kesmiş

    Yeni geldim
    TEMEL apartmanın onikinci katından düşmüş. Arkadasları hemen gelip sormuşlar:"Ne oldu lan Temel" demişler.Temel'de:"VALLAHA BEN DE YENI GELDIM" demiş.

    cin
    Temel üzgün bir şekilde yolda ilerlerken ayağına birşeyin taklıdığını farketmiş.O da ne aynı alaaddinin sihirli lambasına benziyormuş.Hemen ovalamaya başlamış.İçinden tahmin ettiğinden daha iri bir cin cıkmış.DİLE BENDEN NE DİLERSEN!!!demiş.Temel korkak bir tavırla 'özür dilerim'demiş...

    yoğurt
    Nasrettin Hoca birgün göle yoğurt mayalıyormuş. Oradan geçen Temel demiş ki;
    - "Ya Hocam bu kadar yoğurdu ne yapacaksın!"


    Temel iş için başvurmuş.
    - Önce bilgi testinden geçmen gerek, demişler ve sormuşlar,
    - Internet ne demektir?
    - İşe ciremedum temektur.

    loto
    Temel birgün lotodan yüklü miktarda para kazanır.Ama borçlarını ödemez.Bunu gören bakkal,Temel'e sorar:Lotodan birsürü para kazandın ama neden hala borçlarını ödemiyorsun.Temel cevap verir:PARAYI GÖRÜNCE DEĞİŞTİ DEMESİNLER DİYE

    Çağdaş temel
    Temel kafasına takmış her şeyini bırakıp yurt dışına yerleşecek.Bu arada yanına sadece çok sevdiği keçisini almaya karar verir. Temel gümrüğe geldiğinde gümrük memuru Temel 'in yanında durmakta olan keçisini işaret ederk sorar:
    - Bu nedir? Temel cevap verir:
    - Ha omu haçen o penum köpeğimdir. Gümrük memuru şaşkın tekrar sorar:
    -B une biçim köpek bunun boynuzları var!? Temel gayet pişkin:
    - Özel hayatı beni hiç ilgilendirmeyur.

    Temel ay ışığında
    Temel bir gece karanlıkta yürüyomuş. Sonra yolda bir nesne farketmiş. Bakmış görememiş. Eline almış dokunmuş koklamış anlayamış ne olduğunu. En sonunda tadına bakmış ve sevinçle bağırmış: "Ula bu pokmuş iyi ki basmadım!"

    tetris
    Temel, bir binanin altında durmuş, arkadaşları da çatıya çıkmış. Temel aşağıdan arkadaslarına,
    -Ula sen iki kolunu yana aç aşağı öyle atla demiş. Birincisi atlamış gümm.
    -Ikinciye "Sen sadece sağ kolunu yana aç, öyle atla? demiş.Ikinci de atlamış gümmm.
    -Üçüncüye
    -Sen iki kolunu yanına yapıştır öyle atla demiş. O da gümmm. Yoldan geçen bir adamın dikkatini çekmiş sormuş,
    -Kardesim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına demiş. Temel cevap vermiş,
    -Tetris oynayruz.


    önceiş
    Temel,karısının cenaze töreninde bulunluyordu.Tabut tam toprağa verilirken civardaki bir fabrikanın düdüğü ötmeye başlamazmı!...Temel yanındakilere bir şey demeden şöyle bir doğruldu ve mezarlığın kapısına doğru yürümeye koyuldu. Akrabalar gözlerine inanamayarak,''Ne o,bugün çalışacak mısun yoksa?''diye sordular. Temel gayet sakin cevap verdi: ''Önce iş,sonra çeyif!

    Temel uçakta
    Temel Almanya da işçi olarak çalışmaktadır. Bir gün memleketi olan Trabzon a dönüş için uçağa biner.Ancak kendisine ayrılan numralı koltuk yerine en ön kısımda rasgele bir koltuğa oturuverir. Uçak görevlileri tüm çabalarına rağmen temeli kaldırmayı başaramazlar, bunun üzerine uçakta bulunan bir şahıs temele yaklaşarak kulağına bir şeyler fısıldamaya başlar,ardından temel bütün hızıyla ayağa kalkıp uçağın en arka kısmına doğru koşmaya başlar, bu durumu merak eden görevliler o şahısa temele neler söylediğini merak edip o kişiye temöelin bu ani hareketinin sebebi sorulmuş,o kişi; temele sadece uçağın arka kısmının Trabzona gittiğini söylediğini belirtmiştir.

    pizzacı
    Temel bir gün pizzacıya gider.. Garson :
    - Hangi pizzaya karar verdiniz? diye sorar. Temel hangi pizzayı istediğini söyler. 20 dk geçer.. ve pizza gelir. Garson :
    - Pizzanızı 4'e mi, yoksa 8'e mi böleyim? der. Temel :
    - 4'e bölün ; çünkü 8 parça bana çok gelir. der.

    Temel nakliyat
    Temel bir gün bir nakliyat sirketi kurmuş ve mükemmel bir kamyon almış kamyon İstanbul'dan Tırabzona yola Temelin söförlüğünde yola çıkmış Temel 8 saat sonra aramış Trabzon dayım demiş herkez bu hıza çok şaşırmış. Temel ertesi gün aramış ben dönüyorum demiş. Adamlar beklemeye baslamış 8 saat olmuş Temel yok 10 saat olmus 24 saat olmuş 1 hafta olmuş 3 hafta olmuş Temel yok 4 hafta sonra Temel gelmiş. Adamlar hemen sormuş nerde kaldın diye Temel cevap vermiş hıyar gevurlar ileriyi 5 vites geriyi 1 vites yapmışlar.

    Kim aptal
    Bir Alman, bir Ingiliz, bir Laz barda oturmuş bir yandan içip, bir yandan karılarının aptallığı konusunda sohbet ediyorlarmış. Alman demiş ki: "Benim karım Helga o kadar aptal ki geçen gün ucuzluk var diye marketten 300 Mark'lık et almış, halbuki bir buzdolabımız bile yok!" Ingiliz gülmüş: O da birşey mi?" demiş, "Benim karım Elizabeth daha da aptal. Babası çok zengindir, geçen hafta kendisine 6000 Pound'a araba aldırdı, ama kullanmayı bilmez." Laz atlamış. "Ula uşaklar, siz ne diyorsunuz" demiş, "Benim karım Fadime hepsinden aptal. Bodrum'a iki haftalık tatile gidiyor. Dün bavulunu yaparken gördüm, 400 tane prezarvatif almış, halbuki ç.k. bile yok!"

    Temel paraşütle atlama
    temel ve cemal paraşütle atlıyorlar sonuna doğru paraşütlerini açmaya karar veriyorlar.600 metrede ibreye bakıyor teme açalımmı diyor cemal,
    -daha çok var diyor temel yine ibreye bakıyor 500m,400m,300,90,80,70,60,50,40,30.. temel,
    -açmayalımda geldik zaten diyor

    sigaranın zaraları
    Temel sigaranın zararları konulu bir konferansta konuşuyormuş. Bir adam sormuş,
    -Hayatım boyunca sigara içtim ve seksen yaşına geldim. Ne diyorsunuz?
    -Sigara içmeseytun pelçi te toksan yasuna celmiş olacaktun.

    Temel amerikaya savaş açar
    Temel, Amerikanın durduk yerde Irak'a saldırmasından rahatsız olmuştur. Bir yolunu bulup Bush'a telefon eder :
    -"Alooo! pen Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!" Bush, gülerek yanıtlar :
    -"Hehehe.. kaç kişilik bir ordun var ki ? " Temel düşünür: "Hmmm.. kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar.." ve yanıt verir:
    -"9 kişidur daa ! " Bush içinden kıs kıs güler ve ciddi olmaya çalışarak :
    -"Temel bey, sizin 9 kişilik ordunuza karşılık Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden oluşmaktadır ! " der.
    -" Hmmm.." der Temel :
    -"Sizu pir sure sonra arayacagum." Aradan birkaç gün geçer ve Temel, Bush'u yeniden arar :
    -"Başkan, savaş ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi ! " Bush, ilgiyle sorar:
    -"Neymiş bunlar ? "
    -"Hacan, bizim Tursun'un tiraktoru, benim cakaralmaz tufek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdoveru.." Bush guler:
    -"İyi ama benim tam 150 bin tankım, 30 bin uçağım ve 10 bin askeri gemim var ! Haaa, ayrıca bu arada askerlerimizin sayısı da 3 milyon oldu ! " Temel yeni gelişme karşısında biraz sıkılmıştır :
    -"Tamam, bir muddet sonra sizu yeniden arayacagum." Birkaç gün sonra Temel, Bush'u yeniden arar :
    -"Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum. " Bush merakla sorar: "Neden ? " Temel, moralsiz bicimde yanıtlar :
    -"Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur ! "

    BUSH CEHENNEMDE…..

    Bush kalp krizi geçirmiş ve ölmüş, tabi doğru cehenneme..
    Kapıda Bush'u zebani karşılamış...
    ''Cehennem tıklım tıklım dolu. Sana yer yok.. Ama sen tam cehennemliksin.
    Bak ne yapacağım.. Burada senin kadar kötü olmayan üç cehennemlik var..
    İçlerinden birini serbest bırakacağım. Onun cezasını sen çekeceksin. Tamam
    mı ? Ama sana bir iyilik. Kimin yerini alacağına kendin karar ver.Oldu mu?''
    ''Tamam''demiş Bush..

    Zebani ilk kapıyı açmış.. İçerde Richard Nixon.. İçi yılanlar,piranalar
    dolu bir havuza dalıp dalıp çıkıyor.. Cehennemdeki kaderi sonsuza dek bu..
    Bush ;''Ben yüzmeyi ve dalmayı bilmem. Bu bana göre değil''demiş..

    İkinci odada Tony Blair.. Elinde ağır bir çekiç.. Etrafta dağ gibi granit kayalar.. Sonsuza dek onları parçalayacak..
    ''Omzum sakat'' demiş,
    ''Bütün gün taş kıramam..''

    Zebani sonuncu kapıyı açmış.. İçerde Bill Clinton sırtüstü yatıyor.
    Ellerini başının altında kavuşturup yastık yapmış. İki yana açık
    bacaklarının arasına Monica Levinsky çömelmiş oral sex yapıyor. Bush gözlerine inanamadan bakmış iki dakika.. Sonra sevinçle bağırmış..
    ''Tamam tamam..! Ben bunu becerebilirim sonsuza dek..''

    ''Tamam'' demiş zebani..
    ''Heyyyyyyy Monica..!!! Artık serbestsin. Cezan bitti.''
  • Teşekkürler dostum...
  • quote:

    BUSH CEHENNEMDE…..

    Bush kalp krizi geçirmiş ve ölmüş, tabi doğru cehenneme..
    Kapıda Bush'u zebani karşılamış...
    ''Cehennem tıklım tıklım dolu. Sana yer yok.. Ama sen tam cehennemliksin.
    Bak ne yapacağım.. Burada senin kadar kötü olmayan üç cehennemlik var..
    İçlerinden birini serbest bırakacağım. Onun cezasını sen çekeceksin. Tamam
    mı ? Ama sana bir iyilik. Kimin yerini alacağına kendin karar ver.Oldu mu?''
    ''Tamam''demiş Bush..

    Zebani ilk kapıyı açmış.. İçerde Richard Nixon.. İçi yılanlar,piranalar
    dolu bir havuza dalıp dalıp çıkıyor.. Cehennemdeki kaderi sonsuza dek bu..
    Bush ;''Ben yüzmeyi ve dalmayı bilmem. Bu bana göre değil''demiş..

    İkinci odada Tony Blair.. Elinde ağır bir çekiç.. Etrafta dağ gibi granit kayalar.. Sonsuza dek onları parçalayacak..
    ''Omzum sakat'' demiş,
    ''Bütün gün taş kıramam..''

    Zebani sonuncu kapıyı açmış.. İçerde Bill Clinton sırtüstü yatıyor.
    Ellerini başının altında kavuşturup yastık yapmış. İki yana açık
    bacaklarının arasına Monica Levinsky çömelmiş oral sex yapıyor. Bush gözlerine inanamadan bakmış iki dakika.. Sonra sevinçle bağırmış..
    ''Tamam tamam..! Ben bunu becerebilirim sonsuza dek..''

    ''Tamam'' demiş zebani..
    ''Heyyyyyyy Monica..!!! Artık serbestsin. Cezan bitti.''





    puhahahahahaha
  • Temel ile dursun yürüyen merdivende iken elektrikler gitmiş. 2 saat mahsur kalmışlar.
  • çok komikler yta nerden buldun bu kadar fıkrayı
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.