Şimdi Ara

En Güzel Film Replikleri (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
225
Cevap
2
Favori
59.684
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kaptan elemanımızı si*tireder gemiden,
    eleman - arkadaşlar ben gidiyorum hakkınızı helal edin!
    tayfa - helal olsun.
    eleman - a*ına koyduklarım o kadar mesaimiz var nereye gidiyosun der bi' insan (suya atlar)

    Kutsal Damacana



    Polat: istersen sende gel poligona gidiyoruz
    Elif: ay çok romantik
    Polat: tamam gel.mum isiginda sikariz
    Elif: çok komik ya

    Kurtlar vadisi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Raimond -- 22 Haziran 2009; 13:33:37 >
  • uzaylı bir film vardı. Uzaylıların böcek gibi bacakları vardı öne bükülüyor çekirge gibi yani. Ama dünyada normal insan görünümüdeler. (filmin ismini unuttumda o yüzden ayrıntılı anlatıyorum.) uzaylıların amacı dünya ısısını arttırarak kendileri için uygun şartları sağlamak tabi bu şartlar insanlar için elverişisz oluyor. Her sene bir kaç derece ısıyı arttırıyorlar. Neyse en sonunda dünyalı ajan ve bu ajanın onca sene iş arkadaşı olan uzaylı arasında şöyle bir diyalog geçmişti..
    Dünyalı : neden böyle bir şey yaptınız bu ısı artışı dünya yaşanmaz hale gelir (buna benzer birşey )
    uzaylı yaratık : siz bu dünyada yaşamayı hakketmiyorsunuz. Sizin 100 senede yapacağınız değişikliği biz 10 senede yapacaktık. Eğer dünyada yaşamayı bilmiyorsanız bırakın da biz yaşayalım..
    Güzel bir mesaj veriyor sonunda..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ornapsen -- 22 Haziran 2009; 14:09:14 >
  • -şimdi dönmen lazım !
    -nereye doktor?
    -geleceğe marty geleceğe !
    geleceğe dönüş serileri (herbirinde)

    -Zeki Müren de bizi görecek mi?
    Vizontele


    Varsayılan
    -insan büyüyünce hayalleri küçülür mü?
    Babam ve Oğlum
  • Orjinalden alıntı: demiralatalay

    GOOD WILL HUNTİNG

    sean - önceki gün resmim hakkında söylediklerini düşündüm. bütün gece bunu düşündüm. sonra anladım. ondan sonra güzel bir uykuya dalıp, seni hiç düşünmedim. ne anladım biliyor musun?

    will hunting- hayır.

    sean - sen sadece bir çocuksun. ne konuştuğunu bile bilmiyorsun.

    will hunting - teşekkür ederim.

    sean - bir şey değil.
    boston'dan hiç çıkmadın.

    will hunting - hayır.

    sean : sana sanat soracak olsam bana okuduğun kitapları satmaya kalkacaksın. michelangelo hakkında çok şey biliyor musun? çalışmalarını, politik etkilerini, papayla ilişkilerini, cinsel tercihini, bütün çalışmalarını söylersin. ama sistine kilisesi'nin kokusunu söyleyemezsin. çünkü oraya gerçekten gidip o güzel tavana bakmadın. görmedin...
    sana kadınları sorsam neleri sevdiğin hakkında bir sürü şey sayarsın. belki bir iki kere yatmışsındır da. ama bir kadının yanında uyanmanın ve mutlu olmanın ne olduğunu söyleyemezsin.
    zorlu bir çocuksun.
    sana savaşı sorsam sheakspeare'den bahsedersin, değil mi? "bir kere daha yaklaşıyoruz dostlar." ama hiç savaş görmedin. en yakın dostunun kafası kucağında son nefesini verirken sana nasıl baktığını görmedin.
    sana aşkı sorsam sonelerden alıntı yapacaksın. ama bir kadının karşısında hiç tamamen savunmasız kalmadın. sana gözleriyle hükmedecek birini görmedin.
    tanrının seni cehennemden kurtarması için indirdiği melek olduğunu düşünmedin. onun meleği olmak nasıl bir şey bunu da bilmiyorsun. bir aşkı sonsuza dek paylaşmayı. her şeye rağmen. kansere rağmen. bir hastane odasında iki ay boyunca elini tutarak sabahlamak ne demek bilmiyorsun. doktorun gözlerine baktığında “ziyaret saatleri” kuralının anlamsız olduğunu görmesi ne demek bilmiyorsun.
    gerçek kayıp ne bilmiyorsun. çünkü hiçbir şeyi kendinden daha fazla sevmedin. birini bu kadar sevmeye bile cesaret edememişsindir.
    sana bakınca kendine güvenen bir entelektüel görmüyorum. ürkek bir velet görüyorum. ama sen bir dahisin. bunu kimse inkar edemez. kimse senin derinliklerini anlayamaz. sırf bir resmimi gördün diye hakkımda her şeyi bildiğini sanıyorsun. hayatımı yorumladın.
    yetimsin değil mi?
    sırf oliver twist'i okudum diye hayatının ilk dönemlerinde neler hissettiğini anlayabilir miyim?
    bu seni anlatır mı? şahsen umurumda bile değilsin. senden bir şey öğrenemem. sen kim olduğunu anlatmak istemezsen sırf kitap okudum diye seni anlayamam.
    anlatırsan ben varım. ama sen istiyor musun?
    söyleyebileceklerinden korkuyorsun.
    sıra sende şef.

    aman yarabbim bu ne harika bir diyalog okadar içten samimi ki hayran kaldım ve acayip merak ettim bu filmi konusu....sanki sanki hayatımdan bir kesit var söyleyemediklerim ve sustuğum anlar geldi aklıma




  • quote:

    Orjinalden alıntı: UnequaL18


    quote:

    Orjinalden alıntı: Exhell

    Donnie Darko:Neden o aptal tavşan kostümünü giyiyorsun?

    Frank:Peki sen neden o aptal insan kostümünü giyiyorsun?




    süper ya




  • ...." I like
    baseball,
    movies,
    fast cars,
    whiskey,

    and YOU .. What else you need to know?" Public Enemies
  • quote:

    Orijinalden alıntı: zayef-


    quote:

    Orjinalden alıntı: UnequaL18


    quote:

    Orjinalden alıntı: Exhell

    Donnie Darko:Neden o aptal tavşan kostümünü giyiyorsun?

    Frank:Peki sen neden o aptal insan kostümünü giyiyorsun?




    süper ya




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi @RİF_D -- 4 Aralık 2009; 14:05:17 >




  • Jules: What does Marcellus Wallace look like?
    Brett: What?
    Jules: What country you from?
    Brett: What?
    Jules: What ain't no country I ever heard of! They speak English in What?
    Brett: What?
    Jules: ENGLISH, MOTHERFUCKER! DO-YOU-SPEAK-IT?
    Brett: Yes!
    Jules: Then you know what I'm saying!
    Brett: Yes!
    Jules: Describe what Marcellus Wallace looks like!
    Brett: What, I-?
    Jules: [pointing his gun] Say what again. SAY WHAT AGAIN. I dare you, I double dare you, motherfucker. Say what one more goddamn time.
    Brett: He's b-b-black...
    Jules: Go on.
    Brett: He's bald...
    Jules: Does he look like a bitch?
    Brett: What?
    [Jules shoots Brett in shoulder]
    Jules: DOES HE LOOK LIKE A BITCH?
    Brett: No!
    Jules: Then why you try to fuck him like a bitch, Brett?
    Brett: I didn't.
    Jules: Yes you did. Yes you did, Brett. You tried to fuck him. And Marcellus Wallace don't like to be fucked by anybody, except Mrs. Wallace.
    [Jules shoots the guy on the couch during Brett's interrogation]
    Jules: Oh, I'm sorry, did I break your concentration?

     En Güzel Film Replikleri




  • ne şimdi böyle ingilizce yazınca artislikmi yapmış oluyonuz
    bide sonunu koyu yazmış.. cool ya o herşeyi anlıyo ya
  • bu maskenin altında bir yüz var...
    ancak benim değil.
    ne altındaki kaslardan daha "ben"dir o yüz...
    ne de altındaki kemiklerden.
    bu maskenin altında
    etten daha fazlası var.
    bu maskenin altında
    bir fikir var!
    ve fikirler kurşun geçirmez!..

    V for Vendetta
    ------------------------------------------------------

    Mathilda : Leon, sanırım bir şekilde sana aşık oluyorum.
    Bu başıma ilk gez geliyor, biliyor musun ?

    Leon : Daha önce hiç aşık olmadıysan, bunun aşk olduğunu nerden biliyorsun ?

    Mathilda : Çünkü hissediyorum.

    Leon : Nerede ?

    Mathilda : Karnımda. Sıcacık. Hep orada bir yumru olurdu ama şimdi geçti.


    Leon
  • quote:

    Orijinalden alıntı: A.Nadir

    bu maskenin altında bir yüz var...
    ancak benim değil.
    ne altındaki kaslardan daha "ben"dir o yüz...
    ne de altındaki kemiklerden.
    bu maskenin altında
    etten daha fazlası var.
    bu maskenin altında
    bir fikir var!
    ve fikirler kurşun geçirmez!..

    V for Vendetta
    ------------------------------------------------------

    Mathilda : Leon, sanırım bir şekilde sana aşık oluyorum.
    Bu başıma ilk gez geliyor, biliyor musun ?

    Leon : Daha önce hiç aşık olmadıysan, bunun aşk olduğunu nerden biliyorsun ?

    Mathilda : Çünkü hissediyorum.

    Leon : Nerede ?

    Mathilda : Karnımda. Sıcacık. Hep orada bir yumru olurdu ama şimdi geçti.


    Leon






  • Aradım ve bunu yazan olmadığına şaşırdım...

    Voilà! In view, a humble vaudevillian veteran cast vicariously as both victim and villain by the vicissitudes of Fate. This visage, no mere veneer of vanity, is a vestige of the vox populi, now vacant and vanished. However, this valorous visitation of a bygone vexation stands vivified and has vowed to vanquish these venal and virulent vermin vanguarding vice and vouchsafing the violently vicious and voracious violation of volition! The only verdict is vengeance; a vendetta held as a votive, not in vain, for the value and veracity of such shall one day vindicate the vigilant and the virtuous. [laughs] Verily, this vichyssoise of verbiage veers most verbose, so let me simply add that it's my very good honor to meet you and you may call me "V".

    Voilà! velakin, dışarıdan göründüğüyle; feleğin virajları sayesinde vekâleten hem vâziri hem de vebali olmayanı oynamış naçizane bir vodvil eskisi. bu vecih, kibir vehametinden bihaber vasfıyla veranın vecizelerine vekillik yapan, şimdilerde varisi olmayan, virane durumda bir vekil. her şeye rağmen, varlığını yitirmiş bu vahametin vahdetiyle vücudunda ve veznenin velveleleriyle beslenen, velfecirliğe tenezzül eden, vechleri doyurulamaz bir vahşet arzusuyla kaplı bu vegar dolu vazilerin şimdilerdeki. verilecek tek bir hüküm var, "vendetta". beyhude bir vaaz değil, vicdan ve vakar adına verilmiş günün birinde vefi olanın ve vaziyeti görenin velisi olacak bir vaattir. velhasıl, bu önemsiz vira vecizeler buradaki vuslatımızın vadesini uzatır. sözün özü, şunu ifade etmek isterim ki; sizinle tanışmak bir onur, ve beni çağırabileceğiniz isim "V".



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Whiskey -- 4 Aralık 2009; 23:21:15 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: G.Eroğlu

    Aradım ve bunu yazan olmadığına şaşırdım...

    Voilà! In view, a humble vaudevillian veteran cast vicariously as both victim and villain by the vicissitudes of Fate. This visage, no mere veneer of vanity, is a vestige of the vox populi, now vacant and vanished. However, this valorous visitation of a bygone vexation stands vivified and has vowed to vanquish these venal and virulent vermin vanguarding vice and vouchsafing the violently vicious and voracious violation of volition! The only verdict is vengeance; a vendetta held as a votive, not in vain, for the value and veracity of such shall one day vindicate the vigilant and the virtuous. [laughs] Verily, this vichyssoise of verbiage veers most verbose, so let me simply add that it's my very good honor to meet you and you may call me "V".

    Voilà! velakin, dışarıdan göründüğüyle; feleğin virajları sayesinde vekâleten hem vâziri hem de vebali olmayanı oynamış naçizane bir vodvil eskisi. bu vecih, kibir vehametinden bihaber vasfıyla veranın vecizelerine vekillik yapan, şimdilerde varisi olmayan, virane durumda bir vekil. her şeye rağmen, varlığını yitirmiş bu vahametin vahdetiyle vücudunda ve veznenin velveleleriyle beslenen, velfecirliğe tenezzül eden, vechleri doyurulamaz bir vahşet arzusuyla kaplı bu vegar dolu vazilerin şimdilerdeki. verilecek tek bir hüküm var, "vendetta". beyhude bir vaaz değil, vicdan ve vakar adına verilmiş günün birinde vefi olanın ve vaziyeti görenin velisi olacak bir vaattir. velhasıl, bu önemsiz vira vecizeler buradaki vuslatımızın vadesini uzatır. sözün özü, şunu ifade etmek isterim ki; sizinle tanışmak bir onur, ve beni çağırabileceğiniz isim "V".


    V for Vendetta çok güzel bi sahneydi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ermanka26
    ne şimdi böyle ingilizce yazınca artislikmi yapmış oluyonuz
    bide sonunu koyu yazmış.. cool ya o herşeyi anlıyo ya



    belli ki takıntılısın arkadaşım

    Buraya o absürd replikteki küfürleri Türkçe yazıp basitleştirmek istemedim.Yazılanları filmi izleyen çocuklar bile anlar ama senin gibilerin kasılıp patlama ihtimalini düşünmedim kusura bakma.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Manero -- 5 Aralık 2009; 1:08:02 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: qraff

    Dirty Harry'de Clint Eastwood:
    "Ne düşündüğünü biliyorum.Acaba beş kez mi ateş ettim, altı mı?Doğrusunu söylemek gerekirse bu kargaşada ben de hesabı şaşırdım.Ama şimdi, bu 44lük magnum, dünyanın en güçlü tabancası, ve rahatlıkla senin kafanı uçurabilir. kendine sor "bugün kendimi şanslı hissediyor muyum" diye. ha, kendini şanslı hissediyor musun p.ç?"

    James Bond:Dr.No'da James Bond kendisine silah çeken adama gayet rahat davranmaktadır , adam ateş etmeye kalkar ancak az önce ateş ettiği için mermisi kalmamıştır.
    Bunun üstüne Bond : ''O bir Smith Wesson ve sadece 6 mermi alır.''


    Ek olarak Dirty Harry'nin şu sözüne bayılıyorum '' Seni öldürmemem için yüzlerce neden var ama şu an hiçbirini hatırlamıyorum''




  • Kaç kere izledim hatırlamıyorum ama türk filmleri içinde en sevdiğim dialoglardan biridir..Gerçi dialog demek yanlış, çünkü Saim Bey dut yemiş bülbülü oynamaktadır bu replikte. Münir Özkul ise oyunculuğunun doruklarındaki kartal gibidir..
     En Güzel Film Replikleri
  • diyalog değil gerçi ama söz hoşuma gitmişti.

    amelie'de küçük bir çocuk; parmağıyla ileriyi işaret eden bir heykelin, işaret ettiği yere değil de parmağa bakan adama şunları söyler;
    "bayım sadece ahmaklar parmağın işaret ettiği yere değil de, parmağa bakarlar."
  • bir de favori filmimden küçük bir diyalog...
    "forrest gump"

    teğmen: sen isa'yı buldun mu forrest?
    forrest: onu bulmam gerektiğini bilmiyordum efendim.

    ---

    ve daha bir sürü var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mcgywer

    Kaç kere izledim hatırlamıyorum ama türk filmleri içinde en sevdiğim dialoglardan biridir..Gerçi dialog demek yanlış, çünkü Saim Bey dut yemiş bülbülü oynamaktadır bu replikte. Münir Özkul ise oyunculuğunun doruklarındaki kartal gibidir..
     En Güzel Film Replikleri




    dedem benim




  • Looking for Eric

    -When the seagulls follow the trawler, it is because they think sardines will be thrown into the sea.

    - Martıların balıkçı gemilerini takip etmesinin nedeni, sardalyelerin denize atılacağını düşünmeleridir.

    Aslında gerçek bir replik.Eric Cantona ünlü uçan tekmesini attığı Crystal Palace maçından sonra basın toplantısı düzenliyor ve basın mensuplarına karşı bu sözleri söyleyip kalkıp gidiyor.
    Filmin sonunda bu görüntüleri izleyebilirsiniz.
  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.