Şimdi Ara

Doğuştan kör olmak (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
39
Cevap
0
Favori
7.532
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SonOfPatriot

    Mevzu kör birinin arzu ve özlemleri değil. Açık gözünüzü kapatıp "hiç bir bok göremiyorum" diyerek mi gerçekçi oluyorsunuz?

    Kör birinden bahsediyoruz, gözleri yok veya işlevi yok. Burada değindiğimiz nokta, bu işleve sahip olmamanın ile görmek fiili arasındaki farkı değil mi?

    Beni en iyi terazi burcu mensupları anlar Beynin sağ lobunda barınmayı seviyorsanız gözlerinize olan tutumunuz değişir. Doğuştan kör olanların beynindeki görme yetisinin faaliyetleri tıpkı gören biri gibi çalışmakta. Ayrıca bu, çevreden dokunduklarınızla yetineceğiniz anlamına gelmiyor. Akılda, daha önce hiç görmediklerinizi, dokunmadıklarınızı görmeyi denemeden mi bu olguyu başarısız nitelediniz?

    Buda, herşeyin bir yanılsama olduğunu söyler. Platon bize nitemi açıklamaya çalışır. Her biri felsefe yapıyor, felsefe gerçekçilikten uzaktır! Evet... Olgular üzerindeki estetik çıkarımlarınızın gerçerliliğini "gerçek" kılıyorsanız...

    Bugün bilime bakalım. Yukarıda arkadaşın paylaştığı Eşref amcama bakalım. O da yüzeyselliğinizden uzak. Tabi bilimin de kültürü var Bu da kimsenin yanılmadığının kanıtı olarak gösterilir.


    OMG sanırım istemeden oldu


    @SonOfPatriot

    Sorun son derece dolaylı ve kapalı konuşmanız. Sürekli benzetmelerle, istiarelerle, mecazlarla konuşmanız sizi anlamamızı zorlaştırıyor. Herkesin farklı yorum çıkarabileceği yazılar yazıyorsunuz. Bu şekilde konuşmak felsefe yapmak anlamına da gelmiyor.

    "Görmek için gözlere ihtiayaç duymadığımızı" ve "körlerin bizim kadar iyi gördüklerini" söylediniz. Bundan ne anlam çıkarmalıyız? Eğer mecaz anlam falan yüklemediyseniz altta verdiğiniz Eşfer amca örneğinin bu söylediklerinizle maalesef alakası yok. Sadece perspektif algısının geliştiğinden bahsetmiş. Yeni doğan bir bebekte bile olan bir algı. "Görme" işlevi ise bunun milyon kat ötesinde... Yukarıda açıkladığım gibi beyin kullanılmayan görme bölümünü diğer hisleri yorumlamak için kullanıyor. Beynin o bölümünün gören bir insanınki kadar aktif kullanılma ihtimali zaten yok. Kör insanların bizim kadar iyi görebilme ihtimali olmadığı gibi...

    Burada olaya yüzeysel bakıyor değiliz. Sadece sistemli bir biçimde tartışmamız gerekiyor. Herşeyin yanılsama olmasıyla bu konunun uzaktan yakından ilgisi yok bana göre. Herşeyi beynimizde algılıyor olmamız duyu organlarımıza ihtiyaç duymadığımızı göstermez. Biz daha çok "yanılsarken", kör bir insan daha az "yanılsıyor".

    Eğer "görmek" fiili sizin için başka anlamlar ifade ediyorsa bu yazdıklarımın hiçbir anlamı yok. Ancak ne anlatmak istediğinizi bilmeden bu kadar çıkarım yapabiliyorum.




  • İşin mükemmelliyetinin tartışmasını bırakalım. Diliyorsanız haklı çıkın.

    Algıların edinimindeki yöntem çeşitliliği, sinirlerin kıpraşması vs. bunların bize sunacağı bir şey yok. Bu hususta bilimin bile sağlıklı olacağını zannetmiyorum çünkü bu temel bir zihinsel deneyimdir. Algının yapıtaşısının sahibini kim biliyor? Doğuştan kör biri gördüğünü söylüyor ve resim çizebiliyorsa kendi görme yetimiz arasındaki farklılığı nasıl dile getirebilirsiniz?

    Sanki kör birinin 1 kilometre uzaklıktaki insanı görebildiğini ve tarif edebildiğini savunuyorum Görebiliyor olmanın bunu gerektirdiği şüphelerime hitaben...

    Bir acıyı hissetmek için parmağınıza iğne batırıp bunun beyne sinyal vermesi mi gerekiyor? Parmağınızın acıyacağına odaklanın. Bunu şimdi yapın. Acıdığını hissedeceksiniz. Algıları yorumlamaktan bahsetmiyorum! Özden bahsediyorum. (Qualia)

    Görmek fiilinin özünü anlamak uğruna yaptığımız çıkarımlar sonucu oluşan tamamlayıcı nitelikteki uzuvlara ihtiyaç duymak, gerçeklik algımızı şekillendiriyor ise? Alın size günün bilimsel metodu.

    Bana çok mantıklı geliyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fallen_angel17

    Yanilmiyorsam dogustan kör olan insanlar "ama" olarak geciyor, yaniliyorsam duzeltin.

    Bu konu uzerinde dusununce aklima hep su soru geliyor. Eger kör bir insana görmekten hic bahsedilmese bunun eksikligini hisseder miydi? Cevap "hissetmez" gibi dusunulsede ben bir sekilde bu eksikligi hissedeceklerine inaniyorum..


    Bahsedilse bile hissedebilir mi? Görmenin ne olduğunu anlayamaz ki doğuştan kör olan biri? Yani nasıl anlasın, biz nasıl ''Acaba körler kendilerini karanlık bir ortamda gibi mi hissediyor?'' sorusuna kör olmadan cevap veremiyorsak, doğuştan kör olanlarda görme yetisine hiçbir zaman sahip olmadıkları için bunun eksikliğini hissetmeyeceklerdir diye düşünüyorum..

    Alakasız bir örnek olabilir ama aklıma gelmişken yazayım: İlkokuldayken sınıfımıza öğretmenimiz doğuştan kör birini getirmişti, bu yetişkin biriydi ve hiç kimsenin desteğine ihtiyacı olmadan yürüyor, cisimlere yaklaştığını tahmin edebiliyordu. Bana sorular sorun dediğinde bir öğrenci, ''Siz görmüyorsunuz ya, karanlıkta mısınız?'' diye sordu. Kör olan adam da şu cevabı vermişti: ''Senin parmağın ne görüyorsa ben de onu görüyorum''

    İlginç değil mi?..




  • Bazen benimde kafa mı kurcalayan sorulardan bitanesi bu.Yıllarca tartışılsa da cevabı bulunamayacak bence.Çünkü neden? Yaşamayan bilemez diyorum..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bulenttt324


    quote:

    Orijinalden alıntı: fallen_angel17

    Yanilmiyorsam dogustan kör olan insanlar "ama" olarak geciyor, yaniliyorsam duzeltin.

    Bu konu uzerinde dusununce aklima hep su soru geliyor. Eger kör bir insana görmekten hic bahsedilmese bunun eksikligini hisseder miydi? Cevap "hissetmez" gibi dusunulsede ben bir sekilde bu eksikligi hissedeceklerine inaniyorum..


    Bahsedilse bile hissedebilir mi? Görmenin ne olduğunu anlayamaz ki doğuştan kör olan biri? Yani nasıl anlasın, biz nasıl ''Acaba körler kendilerini karanlık bir ortamda gibi mi hissediyor?'' sorusuna kör olmadan cevap veremiyorsak, doğuştan kör olanlarda görme yetisine hiçbir zaman sahip olmadıkları için bunun eksikliğini hissetmeyeceklerdir diye düşünüyorum..

    Alakasız bir örnek olabilir ama aklıma gelmişken yazayım: İlkokuldayken sınıfımıza öğretmenimiz doğuştan kör birini getirmişti, bu yetişkin biriydi ve hiç kimsenin desteğine ihtiyacı olmadan yürüyor, cisimlere yaklaştığını tahmin edebiliyordu. Bana sorular sorun dediğinde bir öğrenci, ''Siz görmüyorsunuz ya, karanlıkta mısınız?'' diye sordu. Kör olan adam da şu cevabı vermişti: ''Senin parmağın ne görüyorsa ben de onu görüyorum''

    İlginç değil mi?..


    Kesinlikle, Bu da baska bir soruyu aklima getiriyor. Belki de hepimizin kullanamadigini bir algimiz daha var ancak hicbirimiz bunu kullanamadigi icin varligindan haberdariz. 6. his belki de cok klise gelecek kulaga ama, insan dusunmeden edemiyor..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fallen_angel17


    quote:

    Orijinalden alıntı: Bulenttt324


    quote:

    Orijinalden alıntı: fallen_angel17

    Yanilmiyorsam dogustan kör olan insanlar "ama" olarak geciyor, yaniliyorsam duzeltin.

    Bu konu uzerinde dusununce aklima hep su soru geliyor. Eger kör bir insana görmekten hic bahsedilmese bunun eksikligini hisseder miydi? Cevap "hissetmez" gibi dusunulsede ben bir sekilde bu eksikligi hissedeceklerine inaniyorum..


    Bahsedilse bile hissedebilir mi? Görmenin ne olduğunu anlayamaz ki doğuştan kör olan biri? Yani nasıl anlasın, biz nasıl ''Acaba körler kendilerini karanlık bir ortamda gibi mi hissediyor?'' sorusuna kör olmadan cevap veremiyorsak, doğuştan kör olanlarda görme yetisine hiçbir zaman sahip olmadıkları için bunun eksikliğini hissetmeyeceklerdir diye düşünüyorum..

    Alakasız bir örnek olabilir ama aklıma gelmişken yazayım: İlkokuldayken sınıfımıza öğretmenimiz doğuştan kör birini getirmişti, bu yetişkin biriydi ve hiç kimsenin desteğine ihtiyacı olmadan yürüyor, cisimlere yaklaştığını tahmin edebiliyordu. Bana sorular sorun dediğinde bir öğrenci, ''Siz görmüyorsunuz ya, karanlıkta mısınız?'' diye sordu. Kör olan adam da şu cevabı vermişti: ''Senin parmağın ne görüyorsa ben de onu görüyorum''

    İlginç değil mi?..


    Kesinlikle, Bu da baska bir soruyu aklima getiriyor. Belki de hepimizin kullanamadigini bir algimiz daha var ancak hicbirimiz bunu kullanamadigi icin varligindan haberdariz. 6. his belki de cok klise gelecek kulaga ama, insan dusunmeden edemiyor..


    Ben de senin gibi düşünüyorum arkadaşım, hiçbirimizin haberinin dahi olmadığı bir his daha olabilir? Bu his hakkında hiç haberimiz olmadığı için kullanmadık ve geliştiremiyoruz. Düşünsene, tat almak, görmek, duymak, konuşmak. Bu yetilerden hiçbirine hiç kimse sahip olmasaydı, hangimiz ''Benim konuşmam gerek, tat almam gerek, duymam gerek'' diyebilirdi?




  • 6.7.8. hisler şeklinde Andromeda'ya doğru uçuşa geçilmeden önce yukardaki mesajımın son paragrafına göz atılırsa, bu tür şeylerin nasıl geliştikleri hakkında bilgi bulunabilir!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate


    quote:

    Orijinalden alıntı: fallen_angel17

    Yanilmiyorsam dogustan kör olan insanlar "ama" olarak geciyor, yaniliyorsam duzeltin.

    Bu konu uzerinde dusununce aklima hep su soru geliyor. Eger kör bir insana görmekten hic bahsedilmese bunun eksikligini hisseder miydi? Cevap "hissetmez" gibi dusunulsede ben bir sekilde bu eksikligi hissedeceklerine inaniyorum..


    Hissetmez olur mu? Gören birinin yardımı olmadan karnını bile doyuramaz ki.

    Görme engelliler kendi ihtiyaçlarını gayet rahat giderebilmektedir. Hatta yemek yemek gayet basit bir şey onlar için. Ses sentezleyicisi yazılımlarla ( örnek : windoweyes, jaws ) resim üzerindeki yazıların okunması ve pc oyunları hariç eksiksiz bilgisayar kullanabilmektedir.

    Ayrıca bütün görme engelliler ışığı dahi farkedemiyor diye bir şey yok. Hiç göremiyor sandığınız birçok kişi çok çok az da olsa görebiliyor olabilir.

    Görme engelli değilim ama göremeyen çok tanıdığım var. Hiçbiri de 'Karnını bile doyuramayan' biri değil.




  • sorunun cevabı gayet basit aslında. bu insanlar yaşamı görme dışında diğer hazları ile birlikte kabullenmişler, dünyalarını oluşturmuşlar. ha, bu nasıl olur onu onlara sormak gerek. renkleri şekiller bilmeseler bile varlıklarını bilmeleri, neverlate'nin ninesi gibi sesini duymaları, yaşamın diğer zevkleri onlara yetiyor. sana bana "ya nasıl olur" dedirtse de böyle.
  • Görmeyi hiç bilmemiş tatmamış bir insan, neyden mahrum kaldığını bilmediğinden daha mutlu olabilir mi sonradan kör olanlardan?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: raskolnikov77

    Görmeyi hiç bilmemiş tatmamış bir insan, neyden mahrum kaldığını bilmediğinden daha mutlu olabilir mi sonradan kör olanlardan?


    Bence hiç görmemiş biri daha önce görüp de sonradan kör olan birinden daha mutlu yaşar. Çünkü dediğin gibi, neyden mahrum kaldığını bilmiyor. Göremiyorsun diyorlar ona ama, o zaten görmenin bile ne anlama geldiğini bilmiyor..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bulenttt324


    quote:

    Orijinalden alıntı: raskolnikov77

    Görmeyi hiç bilmemiş tatmamış bir insan, neyden mahrum kaldığını bilmediğinden daha mutlu olabilir mi sonradan kör olanlardan?


    Bence hiç görmemiş biri daha önce görüp de sonradan kör olan birinden daha mutlu yaşar. Çünkü dediğin gibi, neyden mahrum kaldığını bilmiyor. Göremiyorsun diyorlar ona ama, o zaten görmenin bile ne anlama geldiğini bilmiyor..



    görmenin ne anlama geldiğini bilmedikleri konusunda nasıl kanaate vardın acaba?

    yani burada dikkati çekmek istediğim konu aslında, gördüğünü zannedip de birşeyin farkında olmayan, güya gören gözlerden bahsetmek istedim.

    bu arada körler görmese bile maddeye dokunuyor ve algılıyor olmaları onlar için adeta görmek gibidir. ama elbetteki göz apayrı birşey.
    görenler olarak şükretmek lazım. ama algı mertebesinde bir hayat yaşadığını bilen biri vs.. sonradan kör olsa bile doğuştan kör olana
    göre evet kaybı ona zor gelecek olsa bile herşeyin bir algı mertebesinde olduğuna tam kanaat getirmiş biri ise onun önceki ve sonraki mutluluğunu doğuştan kör olan birinin mutluluğu ile kıyaslamamak lazım. yani kıyaslanırsa zaten eksisi olmaz artısı olur tam tersine. çünkü algı mertebesindeki bir dünyayı ve herşeyi gözleriyle gördüğü için bunun bir getirisi olacak sonradan gözlerini kaybetmiş olan kişiye. ancak esas olan şudur, mutluluk apayrı bir olay. bunun kıyaslamasını sadece gözlere bağlarsak hataya düşeriz. hatta mutluluğu kıyaslamak yanlış olur. çünkü futbolu seven var, nefret eden var.
    gördüğünü beğenen var, aksine başkasının görüp beğendiğine iğrenen var. mesela çok sevdiği biri yine yanında ise onun gözü olacaktır.
    bu da onun mustlu olması için bir sebeptir. ama mesela yanında hiç kimsesi olmamış birinin nasıl mutlu olması düşünülebilir ki?
    bir de duyma problemini eklersek bu konuya, ya çok zor hakikaten..


    düzeltme: kabullenme demeyelim yanlış oldu bu cümle. doğrusu tam kanaat getirmiş olmak şeklinde düzelteyim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The souls migration -- 29 Mart 2010; 3:08:55 >




  • Görmenin tam olarak ne olduğunu nasıl bilsin ki? Sen doğduğundan beri koku alamıyor olsan, sana ne kadar tarif etseler de kokunun nasıl bir şey olduğunu anlayabilir miydin?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bulenttt324

    Görmenin tam olarak ne olduğunu nasıl bilsin ki? Sen doğduğundan beri koku alamıyor olsan, sana ne kadar tarif etseler de kokunun nasıl bir şey olduğunu anlayabilir miydin?


    Aynen öyle. Kendimden örnek vereyim. Kesinlikle koku ayırt edemiyorum. Keskin bir koku olduğu zaman burnumun sızladığını hissediyorum veya güzel bir koku olduğunda sanki burnumdan beynime yumuşak birşey akıyormuş gibi hissediyorum o kadar. Ondan sonrası yok bende. Yani hemen hemen herkes yemek kokularını, sigara, parfüm vs. vs. ayırt edebilir ve bu şu kokusudur diyebiliyor. Ama ben neyin ne kokusu olduğunu bilmiyorum çünkü küçüklüğümden beri koku alma duyum çok zayıf. Babamında böyleydi. Bunu kime söylediysem çok garipsediler. Hatta birkaç deney yaptık bende tık yok Çok çok bariz olmadıkça birşeyin yandığını bile koku ile anlayamıyorum. Yani is kokusu ağır basıp burnumu sızlatmadıkça
    Mesela geçen sene ekran kartım ve anakartım yanmış elektrik gidince. Anlamadım ve çözemedim olayı. Annem odaya bir geldi, ne yaktın burda diyince kafama dank etti.
    Ama bunun yanında işitme ve dokunma duyularım iyidir diyebilirim. Özellikle işitme, en ufak çıtırtıyı bile fark edebiliyorum. Özellikle geceleri küçükken içerdeki mobilyaların çıtırtıları ve köpeğimizin taa koridorun sonundaki yerinde su içmesi rahatsız ederdi. Yüksek sesten aşırı rahatsız oluyorum örneğin. Tv müzik sesleri daima kısık olur. Ve gittiğim bir yerde yüksek sesle müzik vs. dinleniyorsa ya kıstırırım ya da çıkarım çünkü aşırı rahatsız oluyorum.

    Yani demem o ki; hani yukarıdakine sitem ediyoruz ya, bir yerden alıyorsa bir yerden veriyor mutlaka. Koku almanın eksikliğini pek hissetmiyorum ama işitme duyum olmasaydı çok kötü olurdu gerçekten. Şükrediyorum halime o yüzden.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven
    Aynen öyle. Kendimden örnek vereyim. Kesinlikle koku ayırt edemiyorum. Keskin bir koku olduğu zaman burnumun sızladığını hissediyorum veya güzel bir koku olduğunda sanki burnumdan beynime yumuşak birşey akıyormuş gibi hissediyorum o kadar. Ondan sonrası yok bende. Yani hemen hemen herkes yemek kokularını, sigara, parfüm vs. vs. ayırt edebilir ve bu şu kokusudur diyebiliyor. Ama ben neyin ne kokusu olduğunu bilmiyorum çünkü küçüklüğümden beri koku alma duyum çok zayıf. Babamında böyleydi. Bunu kime söylediysem çok garipsediler. Hatta birkaç deney yaptık bende tık yok Çok çok bariz olmadıkça birşeyin yandığını bile koku ile anlayamıyorum.


    Kelimesi kelimesine aynı durum bende de var. Çok çok ağır bir koku olmadıkça asla koku almam. Millet evin kapısından hangi yemeğin piştiğini anlıyor, bana gözlerim kapalı, pişen iki yemeği koklatın hangi yemeklerin olduğunu bilemem. Birisi parfüm alır, çiçek alır, nasıl koktuğunu sorar hiçbir şey anlamadığım halde nezaketen ''güzelmiş'' derim. Ne çiçek ne yemek ne de parfüm kokusu hiçbirini bilmiyorum, ev yansa haberim olmaz o derece.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Le petit prince -- 29 Mart 2010; 10:58:31 >




  • bende bu konuyu merak ettim belki günlerce aklımdaydı. bir gün şu meseleyi araştırayım dedim. kendi kendime dedim ki sonradan kör olan zaten neyin ne olduğunu bilir. ama doğuştan kör olanın psikoloisi hali hisleri farklıdır elbet. ne kadar araştırmalar yapılsada onlar bizden farklıdır. sonuçları gerçekçi olarak tahminen şudur bence. fazla dertleri olmaz nefsleri zayıftır. herşeye sahip olmak istemezler çünkü göremezler. görmemişler. görme duyusu diğerlerinegöre daha önemli ve lazım olduğu için. beyinde enerji güç ve hak olarak daha yer kapladığından. bilgi ve his hacmi diğer duyulara dağıtılmıştır. o yüzden hissetme dokunma duyma tatma daha güçlenmiştir yada biri.
    bide şöyle düşünelim.
    eğer birimizin dokunma duyusu zayıf olsaydı inanın daha kötü olurdu düşünsenize biri size bıçağı saplıyor ama hissetmiyorsunuz orda ölüveriyorsunuz. yada kulak duymuyor bir kavşakta manevra arasında kaldınız. panik yaptınız.

    siz ne diyorsunuz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: Bulenttt324

    Görmenin tam olarak ne olduğunu nasıl bilsin ki? Sen doğduğundan beri koku alamıyor olsan, sana ne kadar tarif etseler de kokunun nasıl bir şey olduğunu anlayabilir miydin?


    Aynen öyle. Kendimden örnek vereyim. Kesinlikle koku ayırt edemiyorum. Keskin bir koku olduğu zaman burnumun sızladığını hissediyorum veya güzel bir koku olduğunda sanki burnumdan beynime yumuşak birşey akıyormuş gibi hissediyorum o kadar. Ondan sonrası yok bende. Yani hemen hemen herkes yemek kokularını, sigara, parfüm vs. vs. ayırt edebilir ve bu şu kokusudur diyebiliyor. Ama ben neyin ne kokusu olduğunu bilmiyorum çünkü küçüklüğümden beri koku alma duyum çok zayıf. Babamında böyleydi. Bunu kime söylediysem çok garipsediler. Hatta birkaç deney yaptık bende tık yok Çok çok bariz olmadıkça birşeyin yandığını bile koku ile anlayamıyorum. Yani is kokusu ağır basıp burnumu sızlatmadıkça
    Mesela geçen sene ekran kartım ve anakartım yanmış elektrik gidince. Anlamadım ve çözemedim olayı. Annem odaya bir geldi, ne yaktın burda diyince kafama dank etti.
    Ama bunun yanında işitme ve dokunma duyularım iyidir diyebilirim. Özellikle işitme, en ufak çıtırtıyı bile fark edebiliyorum. Özellikle geceleri küçükken içerdeki mobilyaların çıtırtıları ve köpeğimizin taa koridorun sonundaki yerinde su içmesi rahatsız ederdi. Yüksek sesten aşırı rahatsız oluyorum örneğin. Tv müzik sesleri daima kısık olur. Ve gittiğim bir yerde yüksek sesle müzik vs. dinleniyorsa ya kıstırırım ya da çıkarım çünkü aşırı rahatsız oluyorum.

    Yani demem o ki; hani yukarıdakine sitem ediyoruz ya, bir yerden alıyorsa bir yerden veriyor mutlaka. Koku almanın eksikliğini pek hissetmiyorum ama işitme duyum olmasaydı çok kötü olurdu gerçekten. Şükrediyorum halime o yüzden.

    çok garip gerçekten, gerçi merak etme pek bir şey kaçırmıyorsun :) Olmazsa olmaz bi özellik değil koku almak, insanların hepsi zaten grip olduklarında hiç koku alamıyor. Bikeresinde akademiye gidicektim tişörtlerimin hepsi kirliydi sepette, çamaşır makinesi bozuktu yıkayamıyorduk, bende ev ark.ımın tişörtlerinden giyeyim dedim, hangisi temiz hangisi değil diye koklama yöntemine başvuraym dedim ama koku alamıyordum hiçbir şekilde griptim çünkü, dedim kokan birşey giyersem şimdi rezil olurum. ev ark.ım da evde yoktu kimseye koklatamadım ama bitane tişört giyip gittim, gitmeseymişim keşke leş gibi ter kokan bi tişört giymişim bide parfüm sıkmıştım kokuyosa bastırsın diye daha da beter olmuş, bi kızark.a sormuştum o da ztn sana sorucaktım çok ağır kokuyosun demişti =D



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi stabwound -- 13 Aralık 2011; 0:30:40 >




  • Öyle yazmışsınız ki kör biri bunu okuyabilseydi iyi ki körüm diyecekti.
    Ben gözlerimi bantla kapasam evin eşyaların yerini 1 haftada ezberlerim. Yeni bir eşya koyduğunuzda koridorun ortasına çarparım. Doğuştan kör olan biride yapar.Boşuna kendinizi kandırmayın. İlerdeki dağı,ağacı gökdeki yıldızları görmüyorsa ne anlamı var.
    Öyle uçmuşsunuzki beyinle görüyor diyorsunuz. Siz bir bilgisayara webcam takmadan işlemcinin görmesini bekleyin
    Yani kör olsam hiç düşünmeden intihar ederdim. Kör olup hep birilerine bağlı yaşamaktansa.
  • Bu film herkese cevap olsun: http://www.imdb.com/title/tt0375611/
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.