Şimdi Ara

DİZÜSTÜ EDEBİYAT HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
21
Cevap
0
Favori
545
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Malumunuz, raflarda yerlerini alan her yeni 10 kitaptan 8i ni oluşturuyor bu dizüstü edebiyat. Bu işlere ciddi paralar harcandığını da söylemek mümkün.

    Özellikle D&R gibi büyük kitapçılarda en çok satan 10 listesine giren yaramaz çocuk, karanlık lise vb. benzeri kitaplar hakkında düşüncelerinizi de paylaşırsanız sevinirim.
    Karanlık lise ise parlak kapaklı tasarımıyla ön plana çıktı ve şu günlerde ikincisi raflarda bulunmakta.
    Pucca 5. kitabı ile en çok satan listelerine girdi.
    Mualla abla ise okuyanus yayınlarından çıktı, hızla en çok satanlarda yükseldi.

    Not: Bu başlıkta herhangi bir kesim,yazar veya kitap hedef alınmamış olup sadece okuyucuların bu edebiyat türü hakkındaki yorumları merak edilmiştir. Örnek olaraksa revaçta olan kitaplar seçilmiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XpressMusic34 -- 15 Haziran 2015; 15:59:44 >



  • İstiklal Akarsu ve Angutyus'un kitaplarını okumuştum. Zaman geçirmek için okunabilir onun haricinde size pek bir şey katacağını düşünmüyorum.
  • Endless Fight kullanıcısına yanıt
    Kişisel görüşlerinizi paylaşır mısınız? Örneğin bu edebiyat türüne olan ilginin sebebini neye yoruyorsunuz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XpressMusic34 -- 16 Haziran 2015; 16:36:11 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: XpressMusic34

    Kişisel görüşlerinizi paylaşır mısınız? Örneğin bu edebiyat türüne olan ilginin sebebini neye yoruyorsunuz?

    Bence bu ilginin sebebi kitaplarin isimleri ve kapaklari, arka sayfadaki aciklamayi da biraz ilgi cekici yapinca genclerin genellikle ilgisini cekiyor, okuyucu kitlesinin cogunu da bu genclerin olusturdugunu dusunuyorum. Ayrica sosyal medyanin da etkisi var.

    Kitap icerigi olarak yorumlarsam da benim okuduklarim daha cok oykulerden olusan kitaplardi, yazarlar basindan gecenleri mizahi bir dille anlatmislardi ve bence basarililardi. Herkese hitap etmeyebilir, ben bu kitaplari agir kitaplari okuduktan sonra biraz kafami dagitmak ve yeni bir kitaba baslamadan once biraz ara vermek icin okuyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kendimi bilgisiz hissettim ama nedir bu dizüstü edebiyat ilk defa duydum. Gideyim bir google a danışayım.

    edit : baktım . pek benlik birşeye benzemiyor ama böyle alt dal gibi gösterilmiş bazı sitelerde o da garibime gitti. Sonuçta bu 1 yayın evinin 1 serisi değil mi ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TossA CoinTo Your Witcher -- 17 Haziran 2015; 2:29:28 >
  • Hayır genel bir şey bu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: XpressMusic34

    Hayır genel bir şey bu.



    Teşekkür ederim bunu da öğrenmiş olduk.
  • Popüler kültürün sonucu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Herkesin kendi tarzı var sonuçta bize göre saçma gelse de başkasının hoşuna gidebiliyor bir de popüler kültür önyargısı var biz şuan ki zamandayız ve şuan ki kültür için de yaşıyoruz gayet normal bu kültürün parçası olmak.Popüler kültür parçası olmak istemiyorsan Yeni bir telefon alma , yeni elbiseler alma ..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gogogo.

    Herkesin kendi tarzı var sonuçta bize göre saçma gelse de başkasının hoşuna gidebiliyor bir de popüler kültür önyargısı var biz şuan ki zamandayız ve şuan ki kültür için de yaşıyoruz gayet normal bu kültürün parçası olmak.Popüler kültür parçası olmak istemiyorsan Yeni bir telefon alma , yeni elbiseler alma ..

    Ben popüler kültüre laf demedim ki? Burda ön yargılı sen olmuşsun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • tüketilmesi kolay ve dışı albenili olan her ürün diğerine göre oldukça avantajlıdır. borges'in alef'i incecik bir kitap, yanlış hatırlamıyorsam 200 sayfa, ancak kitabı okurken yorulduğunuzu, beyninizin tıkır tıkır işlediğini görüyorsunuz bir süre sonra. paragraflar üzerinde düşünmek ve yedirmek gerekiyor. çok satanlar listesi de genelde bu duruma paralel bir şekilde oluşur. bizler puntosu büyük, betimlemelerden ve derinlikten uzak metinleri okumayı severiz.
    ,

    gülben ergen kitap yazmış. kendisinin şarkıcılık veya televizyonculuk kariyerine bir şey diyemem, uzman olduğum bir alan değil ancak yıllarımı verdiğim kitaplar açısından bakarsak derinliği olmayan vasat bir yazıdan öteye gidememiş çıkardığı kitapta. hani diyorlar ya zaman geçirmek için okunacak bir kitap.



    gülben ergen'in öğrendim ki adlı kitabıyla borges'in alef'i aynı sayfa sayısına sahip. ikisini de açın okuyun hangisini daha kolay okuyacaksınız görün. insanımız bu tip kitapları seviyor. puccaymış falan alayı boş, alayı günlük tüketim kitaplar. bırak 20-30 seneyi 5 sene sonra hatırlayanı olmaz.




  • İlk defa böyle bir türün, serinin, dizinin olduğunu duydum. Bir bakınayım ben de neymiş ne değilmiş.

    Edit: Bu pucca, Pink Freud ve ekürisinin kitaplarıymış. Net olarak söylüyorum bu kitaplara ve yazarlarına müthiş ön yargılıyım. Einstein'in sözünü çiğnemek istemem ama evet bu konuda ön yargımı kırmam atomu parçalamaktan zor. Yaptıkları işe bir şey demiyorum. Yollarını bulmuşlar bir şekilde para kazanıyorlar. Ama edebiyat bu değil bana göre. Şimdi ''edebiyat illa bir şey mi katmalı, çerez niyetine oku'' diyenler de olabilir. Ona da ekşi sözlükte dizüstü edebiyatı başlığında yazılan bir entry ile cevap vereyim.

    quote:

    keşke matbaa bize hiç gelmeseydi dedirten sözde edebiyat türü.

    en sevmediğim tipler de bu selüloz düşmanlarını "bunlar çerezlik kitap abi oku geç işte" diye savunanlar. kardeşim kuruyemişle edebiyat arasında bir ilişki kurmak istiyorsan niye illa edebiyat safında yer alıyorsun? git ceviz sat .


    Özet: İlk kez duymuştum. Biraz araştırdım. Bir daha da duymak istemiyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The Ugly -- 19 Haziran 2015; 0:02:49 >




  • @the ugly
    Peki bu kitapların çok talep görmesini neye bağlıyorsun?

    @Gravaze
    Hocam eline emeğine sağlık. Sana sorum şu, yayınevleri kâr odaklı çalıştıkları için bu tür kitapları basıyorlar ancak kimi yayınevleri var, (yapı kredi, iş bankası, can vb) onlar çizgisini hiç bozmuyorlar. Öyleyse bu tür kitapları piyasaya süren yayınevleri ve bu kitapları raflarına koyan perakendecilerde değil mi suç birazcık? Hani seçici değiller zannedersem. Veya onlarda Kâr odaklı olduğu için pek önemsemiyorlar.
  • Hocam sosyolog gibi tespit yapamam belki ama birkaç noktaya değinebilirim sanıyorum.

    1- Okuması kolay. Hiçbir şekilde zorlanacağımızı sanmıyorum bu tür kitapları okurken. ''Şununla sevgili oldum, o bana verdi ben ona vermedim. Erkekler böyle. Tü kaka.'' bu tür kitaplar fazla bir zihinsel etkinlik istemiyor. Klişe olacak belki ama klasik eserleri okurken dikkati maksimuma çekmek gerekiyor çoğu durumda. Çünkü anlatım fazlası ile yoğun. Ama bu tür kitaplarda anlatım çok düşük, hatta yok.
    2- Toplumda bir popüler kültür algısı var. Ve çoğu insan buna kapılıyor. Yeri geldiğinde bizler de bu kültüre dahil oluyoruz ama isteyerek ama istemeyerek. Ama bizdeki nüanslı oluyor. Yeni nesil dediğimiz özellikle 2000 sonrasında bu nüans yok gibi. Sadece popüler olmak değerli. (2000 öncesi sonrası gibi keskin bir ayrım yapmak niyetinde değilim. Sadece genelleme yaptım.)
    3- İyi pazarlama. Kesinlikle bu kitaplar iyi pazarlanıyor. Pazarlamadan kasıt hem fiyat politikası, hem de oynayacakları kitleyi iyi bilmeleri. Sevgilisinden ayrılmış hanım kızlarımız, 20 yaşına gelmeden acıların kadını moduna gelmiş insanlarımız ve bana göre ucuz fiyatları. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama bana fiyatları uygun geliyor. Bu da satışlarını etkiliyordur. Tasarım konusuna değinmiyorum bile. O ayrı bir yetenek zaten.
    4- Ve özenmek. Bu kitapların yazarları sosyal medya da çok iyi paylaşımlarda bulunuyorlar. Güzel tatil mekanları, yemekler vs. Bunu gören okuyucuda düşünüyor ''bir kitap yazdı hayatı kurtuldu'' diye. Bu da merak kaynağıdır.

    Bunlar benim gözlemlerim, düşüncelerim, okuduğum eleştiriler ışığında söyleyebileceklerim olur.




  • The Ugly kullanıcısına yanıt
    Hocam eline sağlık.. Peki ya bu kitaptan elde edilen gelirle bu insanların mal mülk sahibi olmasına ne diyorsun? Veya "Yaşar Kemal'de yazar bende yazarım" algısına ne diyorsun? Yani alan razı veren razı mı diyelim yoksa kolay yoldan elde edilen gelir mi diyelim?
  • Kapak Tasarımları Çok Şaşalı olan kitaplar gençlerin dikkatini çekmek için yapılmaktadir. Sabahattin ali gibi ustadlar varken bu tur kitapları okumayı sıcak bulmuyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam elde edilen gelire bir şey diyemem. Görebildiğimiz kadarı legal olmayan bir durum söz konusu değil. Adamlar devlete vergi de veriyor. Kapak için telif de ödüyorlar. Yani o para hem hukuken yasal hem de dinen helal. :)
    Evet teoride kitap yazan kişilere, düşünce adamlarına yazar diyoruz. Ama burada mesele kendilerine yazar denmesi değil bana göre. Önemli olan kalıcı olabilmektir. Popüler kültür tüketim kültürüdür. Klasik eser dediğimiz (sadece eski romanları anlamayalım nitelikli edebiyatı kastediyorum) eserler ise daha geniş zamanlıdır. İşte yazar olma farkı da buradan gelir. Örnek verdiğiniz için Yaşar Kemal üzerinden gidelim. Yaşar Kemal'in Çakırcalı Efe'si 20 yıl sonra da büyük bir kitle tarafından da okunacakken bu dizüstü eserlerin okuyucusu olmayacak. Ha bu sözde edebi akım devam eder yeni eserler ortaya koyarsa okunur yine. Ama eski olanları değil. Yenileri, popülerleri.

    Şuna da değineyim az bir şey. Sanat toplum içindir veya sanat sanat içindir tercihi keskin olmamalı. En azından okuyucu için. Sanatçı, yazar, eser sahibi yapıtını toplumu olumlu anlamda değiştirmek için kullanır. Ama sanatını da geliştirir. Yeni türler, farklı anlatımlar dener. İşte buradan yazar algımızı belirleyebiliriz. Bu başlık altında fikir beyan ettiğimiz eserlerin ne topluma ne de sanata bir faydalarının olmadığını düşünüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The Ugly -- 19 Haziran 2015; 18:28:12 >




  • The Ugly kullanıcısına yanıt
    Hocam aslında elde edilen paranın çok basit bir şekilde kazanılmasını kast ediyorum daha çok... Mesela Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf ve İçimizdeki Şeytan kitabının çok satmamasına, ancak Kürk Mantolu Madonna kitabının yüksek satış rakamına ulaşmasına çok içerlemiş." Diğer kitaplarım üzerinde daha fazla çalışmıştım ancak bu kitabımı okuyucum daha çok sevmiş, nitekim belirleyici olan okuyucudur." diyerek düşüncesini dile getirmiş.

    Başka bir misal, Kemal Sunal'ın şöyle bir açıklaması var ;
    "Hababam sınıfı bundan seneler sonra da aynı lezzetle izlenebilir, asla eskimez."

    Burada temel olarak ele almamız gereken nokta zannedersem satışa odaklı çalışma ve satış odaksız çalışma. Misal, Nuri Bilge Ceylan o kadar güzel filmler yapıyor ancak Türkiye'de çok gişe yapamıyor. Ancak avrupa da çok fazla takdir topluyor, ödüller veriliyor.. Sanırım bölgesel etkenlerde çok yüksek.




  • Edebiyattan saymıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aradan geçen seneler boyunca, bu başlığa yazdığım düşüncelerimin değişmediğini farkettim.

  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.