Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Hızlı 
Bildirim
DH Underground Türkçe Rap Forumu (13. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
PATRON DİSCOGRAFİ
2003 - Kardinal 'Arabesque e.p'
2005 - Patron Flex 'Kaldırımlar e.p'
2005 - Patron & Saian 'Yazgı ve Zafer e.p'
2006 - Patron Flex 'Aydınlık Sonrası e.p'
2006 - Patron 'Parlayan Madalyon'
2007 – Patron ‘Söndürülmüş Yıldızlar ve Şaşal’ -
FARAZİ RÖP.
2003 yılının yaz aylarında kurulan Karabük çıkışlı grup Gına’dan Kayra ile İstanbul’dan Farazi geçtiğimiz haftalarda çıkardıkları “Sarhoş Palavraları ve Nahoş Nidalar” isimli albümleriyle oldukça dikkat çekti. Biz de bu albümün ayrıntılarını konuşmak adına ikili adına Kayra ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Röportajın devamında albümde de yer alan “Sabahla Otogarda Yakaboğaz” isimli şarkının Farazi tarafından yapılmış Remix’ini indirebilirsiniz...
Doğum Lekesi albümünden sonra uzun bir süre ses alamadık senden. Herkes Gına'dan albüm beklerken birdenbire karşımıza farklı bir konseptle ve farklı bir isimle birlikte çıktın. Nereden çıktı bu ortak albüm fikri?
Farazi ilk çalışmalarından beri takip ettiğim bir beatmaker ve albüm fikri ortaya çıkmadan önce az çok tanışıklığımız vardı. Eylül ayında düzenlenen “Hiphoplife Freestyle King” organizasyonunda yüz yüze konuşma fırsatı bulduk ve birlikte farklı çalışmalar yapabileceğimizin iyi bir deneyim olacağına karar verdik. Önceleri sadece birkaç parça hazırlayıp nete vermeyi düşündük. Fakat sonradan iş ciddileşmeye başladı. Ben kafamdaki düşünceleri Farazi’ye aktardım o da fikirlerime gayet olumlu yaklaştı. Başlarda sadece 1-2 parça yaparız diye başladığımız olay 4 aylık yoğun bir çalışma sonucu albüme dönüştü.
Peki Bitap bu durumu nasıl karşıladı? Sonuçta o da bir beatmaker ve senin grup arkadaşın. Piyasamızdaki olaylar da gözler önünde. Bu albümden dolayı aranızda bir fikir ayrılığı veyahut bir sürtüşme çıktı mı?
Bitap benim çocukluk arkadaşım ve ön planda olmak, tek olmak gibi dertleri olan, kompleks sahibi bir kimse değil. Farazi’yle albüm fikri ortaya çıkınca bu fikri ilk onunla paylaştım. O da benim açımdan çok iyi olacağını, sonuçta başka beatmakerların elinden çıkan beatlere okumamın benim için büyük bir artı sağlayacağını söyledi. Albüm kayıtları ilerledikçe albümün düzenlemelerinden tutun, scratchlerine kadar her şeyiyle ilgilendi. En az Gına albümleri kadar uğraştı bu albüm için de. Sonuç olarak üçümüzün arasında çok iyi bir frekans yakalandı ve bundan sonra Kayra, Farazi, Bitap sürekli olarak ortak projelerin arasında yer alacak. Benim için bu albümün en büyük getirisi bu oldu.
Storytelling türü ülkemizde de ara ara deneniyor ancak hiçbir albümde bu kadar geniş olarak ele alınmamıştı. Gına albümleriyle kıyasladığımızda Kayra'nın farklı bir lirikal soluk yakaladığını görüyoruz. Neden böyle bir değişim ihtiyacı hissettin?
“İfade Derdi” albümünün kayıtları bittikten sonra okul sebebiyle Ankara’ya dönmüştüm ve o ara okul başlayana kadar yurtta boş oturmaktansa bir şeyler yapayım dedim. O ara ne yazdıysam hep “Storytelling” tarzı şeyler ortaya çıktı. Ama üslup iyi değildi ve tam anlamıyla düzenlenmiş bir kurgu yoktu ortada. Ne kadar üstüne gittiysem olmadı. Ben de daha fazla zorlama gereği duymadım ve sonra “Doğum Lekesi” için çalışmalara başladık. “Doğum Lekesi”nden sonra uzun bir zaman vardı önümde ve geçtiğimiz yaz kendi çapımda yaptığım kayıtlarda denedim bu “Storytelling” olayını. İlk yaptıklarıma göre daha düzgün, daha oturaklı, kurguların daha net olduğunu farkedince artık vakti geldi dedim ve ortak albüm için masanın başındaki yerimi aldım.
Yani yazayım da “Storytelling” olsun diye uğraşmadın, kendiliğinden gelişti öyle mi?
Tabiki öyle laf olsun, sırf farklılık olsun diye uğraşmadım. Öncelikle benim uzun zamandır yapmak istediğim bir şeydi ve belli bir olgunluğa gelene kadar bekledim. Artık kafamdakilerin oturduğunu düşündüğüm vakit de işe koyuldum. Ama şu da var; olaya sadece “Storytelling” olarak bakmamak gerekir. Misal “Sabahla Otogarda Yakaboğaz” parçasında hikaye arka planda ve asıl olay otogardayken aklımdan geçenler ve belli bir olayın bana etkisiydi. Yani demem o ki; bazı şarkılara bir nebze olsun “Storytelling” öğesi ekleyip anlatmak istediklerimi daha iyi aktarmama aracı oldu bu hikaye anlatma mevzusu...
Peki bu mevzuda başarılı olduğunu düşünüyor musun?
Başarılı olup olmamaktan ziyade, sadece “istediğimi yapabildim mi, yoksa yapamadım mı ?” sorusu benim için daha önemli ve şu an için istediğimi yaptım diyebiliyorum. Ancak başarılı olup, olamadığıma dair ciddi manada bir fikrim yok.
“Sabahla Otogarda Yakaboğaz”a değinmişken bir şey sormadan geçemeyeceğim. Bu şarkıda geçen bir cümle var ki dinleyenleri –en azından beni- derinden etkiliyor ve düşünmeye sevkediyor... “Oldum olası korkmuşum sabahtan, bir de cinnetiyle meşhur otogardan” gibi bir söylemde bulunuyorsun. “Doğum Lekesi” parçasını dikkatli dinleyenler iyi bilirler orada da şöyle bir sözün vardı: “Sabahı maaşa bağlasam, bir şeyler olsa canımı sıkmasa”. Bu da şarkılarında, normal hayatındaki takıntılarını sıkça ele aldığını gösteriyor. Nedir sabahla arandaki bu husumet?
Bilmiyorum kim için ne ifade eder, kimi ne kadar ırgalar ama akşam vakti evde çalan telefon, kapı zili ve sabah gibi ciddi takıntılı olduğum, canımı sıkan şeyler var. Özellikle üniversite hayatım boyunca sabahları uyanmak için sebepler aradım durdum, bulamadım. Ben de o yüzden uyanmamak için sebepler ürettim ve uyguladım. Yeni bir güne başlamak, hele ki beni zerre ilgilendirmeyen, sırf zoraki olduğum için peşinden koştuğum işler sebebiyle -belki de hayatımdaki en leziz dakikalar olan- uykuyu bırakmak canımı sıkıyor. Ama güzel albümler ve Mp3 Player sayesinde bazen ağzınızı açmaya üşendiğiniz sabahlar bile katlanılır olabiliyor. Bu sebepten dolayı müziği hakkıyla yapan herkese minnettarım.
Takıntı demesek de etkilendiğin bir başka şey ise 80'li yıllar sanırım. Hatta "Raylarında Şehrin" isimli parçanızda başta geçen monolog konuşmalarda "80'lere bayılıyorum, kendimi 80'lerde doğmuş gibi hissediyorum" gibi bir replik mevcut. Yer yer parçalarında 80'lere ait tablolar resmediyorsun. Mesela “Tortu” parçasını ele alırsak; bu parçayı dinleyen çoğu insan, duyduğum ve gözlemlediğim kadarıyla "yahu bu şarkı çalarkan beynimde bir film oynuyor" gibi tepkiler veriyor. Bu parça özdeş adıyla "retro" kokan bir 80'ler filmi gibi gerçekten de. Yeşilimsi tonlarda bir film karesi, eski tahta bir ev, camın önünde bir kanepe, yerde kabarmış tahtalar ve 80’lerin ünlü eski perdeleri gözler önüne seriliyor... Sen bu sözleri yazarken, bizimle aynı şeylerimi düşündün ya da biz bu parçayı dinlerken senle aynı şeylerimi düşünüyoruz?
“Raylarında Şehrin” şarkısının başındaki monologlar o ara etrafımda duyduğum, okuduğum, izlediğim ve tiksindiğim muhabbetlerin bir harmanıdır ve o tiksinmelerin şarkının bir kısmında yer almasını istedim... Yani o muhabbetler bana gına getirten şeylerdi ve ben de o muhabbetler parçada bir şekilde yer almalı diye düşündüm. Tortu’ya gelecek olursak; yazarken benim de kafamda belli başlı kareler vardı ve ben de farklı öğeler kattığım bu senaryoya kısa bir film çektim diyebilirim. Ancak aynı filmi mi izlemişiz orası hakkında net bir şey söyleyemem. Çünkü şarkılar yayınlandıktan sonra onu üretenden bağımsız bir hal alır gibi bir düşünce hakim bende. Yani şarkıyı dinleyen istediği şekilde duyar bir yerde... Şunu da ekleyeyim, bu parçayı ilk kaydettiğimde kısa kaldığını ve hikayenin tamamlanmadığını düşündük. Kafamdan geçenleri daha rahat aktarmak için uzattık şarkıyı.
Aslında “Tortu” parçası hakkında konuşulacak o kadar şey var ki... Parça içerisinde genel olarak birçok kişilik durumuna –özellikle büyük bir öfkeyle- hitap eden cümleler var. Örnek vermek gerekirse: “...bana haberler gönder... isterim ki olsun, ilkel bir yolla lütfen, çünkü telefonun sesinden artı ahizesinden tek bir fayda göremedim ...”, “...çünkü sempatik bir kimse olmak adına fazla kasmadım...” ya da “...eskiden çekilmiş iki adet kasetle posta kutuna benden hediyeler, Pazar sabahlarında dinle dinle dellen...” gibi. Bunlar önce kafanda planladığın şeyler miydi yoksa yaşanmışlık var mı?
Tortu’nun genelinde hem yaşanılan şeyler hem de yapmak istediğim ancak cesaret bulamadığım yapamadığım ve bu sebeple birazcık “keşke” dedirten şeyler. Hem de bundan sonra olması muhtemel olaylar... Ancak sanıyorum ki bir süre daha bu gidişat devam edecek ve yeni yeni “Tortu”lar türeyecek...
Biraz albümden uzaklaşmak istiyorum. Günümüzde iki farklı beatmakerla kapsamlı olarak albüm çalışmalarına giren başka bir isim yok hatırladığım kadarıyla. İki farklı beatmakerla çalışmak nasıl bir duygu? Belirttiğim gibi, ülkemizde pek kimseye bu durum nasip olmuyor. Freebeatlerle çalışan MC'ler bile mevcut. Tarz olarak farklı iki isimle çalışmanın zorlukları ve kolaylıkları nedir sana göre?
Söylediğin gibi, Bitap ve Farazi farklı tarzlara sahip iki beatmaker ve ikisi de işlerini hakkıyla yapıyorlar. Gayet güzel beatlere imza atmaları ve bu beatleri bana teslim etmeleri beni geriyor açıkçası. Altından kalkamayacağım gibi bir his veriyor bana... Bu zamana kadar Bitap’ın beatleri dışında neredeyse kimsenin beatine okumamıştım. Evde yaptığım deneme kayıtlarında bile Bitap’ın eski beatlerini kullanıyordum. Farazi benim hangi beate ne yapabileceğimi çok iyi çözdüğü için tarzıma daha yatkın beatler yapmaya özen gösterdi ve kimi beatlerde onun tarzıyla benim tarzımda ortak noktalar yakaladı. Bu açıdan bakınca belli bir uyum yakaladığımızı söyleyebilirim. Ama şu da var ki, bu bir geçiş dönemiydi ve sancılı oldu, belli eksikleri oldu. Örneğin vokallerde fazla bir çeşitlilik sağlayamadım. Bir dahaki albümlerde bunu en aza indirmek için çabalayacağım...
Beatlerin hakkını verememe kaygını da “Muhterem Hayalet” parçasında “...böyle beati mahvedersem, Farazi sen de affet” sözünle açıklıyorsun zaten. Değinmek istediğim başka bir şey ise senin de bahsettiğin gibi vokal tekniğine gelen çeşitli tepkiler. Sen de bu eleştirileri haklı buluyorsun sanırım.
Hak verdiklerim oldu kesinlikle. Ancak ifade eksikliklerinden kaynaklanan sorunlar vardı bazı yorumlarda. Yani vokalle ilgili sıkıntısını belli ederken o sıkıntının kaynağının ne olduğunu aktaramayanlar vardı... Özeleştiri yaptığım vakit, bu zamana kadar olan albümlerimizi de baz alarak benim kulağıma ilişen ses tonuyla alakalı problemlerdi. Bu sanırım albümün yapım aşamasında söz yazımına daha çok ağırlık vermem ve vokali biraz arka planda tutmamdan kaynaklandı. Sanırım aşılmayacak bir problem değil bu, şu an için...
Peki bu sende, dinleyicilere duygularını tam olarak aktaramama gibi bir endişe yaratıyor mu?
Elimden gelenin en iyisini yaptığımı düşünüyorum. Ama şunu da biliyorum ki aynı albümü bir sene sonra dinlediğimde kusurları daha net görebileceğim. Şu an için duygusal davranıp albümü fazla sahipleniyoruz ama bir sene sonra çok daha sert eleştirebiliriz kendimizi. Duygu aktarımı konusunda ise bahsettiğim gibi elimden gelenin en iyisini yapıyorum diyebilirim.
Anlattığın hikayeler ve bu hikayelerdeki karakterlerin yanı sıra kullandığın imgeler de oldukça farklı ve dikkat çekici. Örneğin bir şarkıda Boris Vian'dan bahsederken diğer şarkıda İlyas Salman'ı anabiliyorsun. Bu da geniş bir bilgi ve birikim gerektirir açıkçası. Şarkıları yazarken ilham aldığın bir şey var mı?
Bundan önce sitenizde yayınlanan diğer röportajda etkilendiğimiz belli başlı isimleri saymıştık ve bu isimler her zaman büyük bir hürmetle andığımız kişiler... Yer yer şarkılarda bu kişilerin adını anarak kendi çapımda onlara olan saygımı göstermek istiyorum ve bunu yaparken de elimden geldiğince anlatımı kuvvetli tutmaya çalışıyorum. Bu zamana kadar okuduklarım, izlediklerim, dinlediklerim söz yazarken elbet bir şekilde etkisini gösteriyor ve çok yönlü düşünmeye, konuların çeşitlilik kazanmasında belli başlı katkılarda bulunuyor.
Şarkılarında kullandığın garip karakterlerden biri de sanırım “Sarı Bıyıktan Öfkeler” parçasındaki “Sarı Bıyık” karakteri. Bu karakter üzerinden farklı şeylere değiniyorsun. Karşı tarafa yüklenmelerin kadar, yaptığın özeleştiriler de dikkat çekiyor. Keza “Raylarında Şehrin”de kullandığın “...yamuk burunlu Harry Potter’dan çakma gözlük, işte ben buyum...” cümlesi de bunu doğrular nitelikte. Bir çok insanın hayatı boyunca cesaret edemediği şeyleri sen üç buçuk dakikalık parçalarda yapıyorsun. Bu olayı iğne - çuvaldız ilişkisi olarak nitelendirebilir miyiz?
Kesinlikle iğne - çuvaldız ikilisinin sahneye çıktığı anlar çok fazla mevcut bu albümde. Yani bir yerde insanın ne olduğunu kabul etmesi gerekli bana göre... Açık konuşmam gerekirse; ben hayatın hiçbir alanında kendine güveni olan bir insan değilim ve hangi bokun sineği olduğumu gayet iyi biliyorum. Bunu bilip de yalandan delilik yapmak için sözlerde kendimi olmadığım gibi göstermenin ve sonra bize değer verip albümleri dinleyen bir avuç insanın karşısına normalde olmadığım gibi çıkmanın bir lüzumu yok gibi... Nasıl ki sağa sola öfkemizi fışkırtırken çok acımasız olabiliyorsak, kendimizle hesaplaşırken veya kapışırken de aynı derecede hatta çok daha sert olmalıyız. Elimize ne geçer bilmiyorum ama belki kendini bilen, hayattan ne beklediğini bilen insanlar olup çok daha az hayal kırıklığı yaşarız...
Bundan önce özellikle yaptığın sert, politik parçalarla tanınıyordun. Bu albümde de “Düş Peşindeyim; Düş Peşime” isimli parçada yine politika hakkındaki sert söylemlerine rastlıyoruz. Hatta söylemlerin dünyada barışın bir hayal bile olamayacağına kadar varıyor. Sence müzikle bu sosyal ve siyasi çarpıklıklar düzeltilebilir mi?
Gına “Ars Moriendi” albümünde bir skit kullanmıştık. “Siya Siyabend” grubundan “Bizon Murat”ın “Müzik dünyayı değiştirmek için oyuncaklarımızdan bir tanesi” gibi bir söylemi yer alıyordu o skitte. Kimi zaman çok büyük hayalperestlik gibi gelse de, umutsuzluğa düşülse de sanırım müzikle yapılabilecek haddinden fazla şey var ve ben de Bizon Murat’ın o sözlerine katılıyorum. Müziği kendi egolarını tatmin etmek için bir araç görmekten ziyade, içinde bulunduğu zamanda yaşananları, görülmeyen, görülmemeye zorlanan haksızlıkları inatla insanların gözlerine sokmaya çalışan, o çok bahsi geçen hoşgörünün gerçek manada ne olması gerektiğini haykıran ve inandığını söylediği zaman “işine gelene inanmayı” kanun bellemiş kimselerden gelecek yüzeysel müdahalelere müziğiyle nasıl cevap vereceğini bilen herkes, bugün bir yerlerde hor görülmek pahasına, itilip kakılıp susturulmak pahasına belli şeylerin mücadelesini veriyor ve sokulabilecek tüm çomaklar sokuluyor sokulması gereken yerlere...
Daha önceki albümlerde Da Poet, Karaçalı, Saian gibi Underground’ın önemli isimlerini görüyorduk albümlerinde. Ancak bu albümde hiçbir düet bulunmuyor. Neden düet ihtiyacı hissetmediniz?
Bu albümde seçilen konuların hepsinin tabanı belliydi ve bu albüm önceki albümlerimize göre çok daha kişiseldi. Misal bir “Sen ve Benler” parçasında olsun, “Doğum Lekesi” parçasında olsun konular hep geniş tabanlı konulardı. Ama bu albümde durum farklıydı, her şarkının kendine ait bir konusu vardı ve olayların hemen hemen hepsi oldukça şahsi şeylerdi. Bu durumda kendini başkasına anlattırmak biraz garip bir durum ortaya çıkaracaktı. Tabi bundan sonraki albümlerde nasipse düetler olacak ve ortak fikirler yakalandıkça güzel işler çıkacak ortaya... Ayrıca bu soru vesilesiyle bu zamana kadar bizi kırmayıp, albümlerimize katkıda bulunan tüm MC arkadaşlarımıza teşekkür ederim.
Peki yapılan düetlerin albümlerin dinlenme oranını artırdığına inanıyor musun? Mesela birkaç düet olsaydı bu albüm daha çok dinlenirdi diyebilir misin?
Evet, adını herkese duyurmuş MC’lerin konuk olduğu albümlere kesinlikle belli bir rağbet olduğu ortada. Bu biraz da kitlenin nitelikten çok niceliğe önem vermesinden kaynaklanıyor bana göre. Yani bir yerde “marka”ya göre renk verme durumu söz konusu. Ama şunu da söylemek isterim ki albüm sahibinde belli bir ışık yoksa, kendi işini yapmaktansa düetlere sırtını yaslayıp belli beklentilere girmişse o albüme “Chuck D” konuk olsa dahi sonuç değişmez. Bana göre bir düet sizin albümünüze getireceği müzikal katkıyı düşünmekten ziyade, düet yaptığınız ismin namından faydalanmayı düşünüyorsanız kendinizden umudu keşmişsiniz demektir. Bu albümde düet olsaydı albümün niteliği açısından ne değişirdi bilmiyorum ama bu zamana kadar gördüklerime göre bu albümde düet olsaydı albüme olan ilgi şüphesiz daha fazla olurdu...
Kapağın yapımında Emrah Çıldır imzası görüyoruz ve kapakta garip bir karakter mevcut. Neyi anlatmak istiyor bize?
Albüm ismi gayet açık bir isimdi ve benim kafamda bir arkadaşınızla kafayı çekerken konuştuklarınızın toplamını bir albüme dağıtmak düşüncesi vardı. Kapaktaki karakter albümü dinleyecek olan insanlara düşüncelerini aktaracak, anılarını anlatacak bir semboldü ve kısa bir zaman yolculuğuna davet ediyor insanları. Birazcık da alkol alınan gecelerde inatla susmadan anlatan kişiyi temsil ediyordu... Emrah arkadaşımız sağolsun, kafamızdan geçenleri en güzel şekilde kapağa aktardı. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz.
Bundan sonraki projelerin neler? Farazi’yle ortak albümler devam edecek sanırım...
Tabiki devam edecek. Hatta Farazi şimdiden diğer albümler için temeli atmaya başladı. Belki “Sarhoş Palavraları ve Nahoş Nidalar” uzun bir seri haline gelerek zaman içinde farklı konseptlerle şekillenebilir. Zaten ilk çalışmaya başladığımızdan beri Farazi ve Kayra ortaklığı tek albümlük bir proje olarak düşünülmedi. Önceki sorulardan birinde söylediğim gibi; Farazi, Bitap ve Kayra bundan sonra birçok projede aynı safta yer alacak. Bu serinin dışında yeni Gına albümü için de ufaktan çalışmalar başladı ama daha önümüzde uzun bir süre var sanırım albümün tamamlanması için. Hangi albüm önce gelir, sıra ne şekilde olur bilmiyorum ama elimizden geldiğince yeni işler için uğraşıyoruz...
Başka albümlerde pek düetlerine raslayamıyoruz ve aynı şekilde organizasyonlarda da fazla yer almıyorsun. Bunun sebebi nedir?
Ben de istiyorum başka albümlerde yer almayı... Bu benim için de güzel olur ama şu var ki öğrenciyken elimde sık kayda girebilmek gibi bir imkanı yoktu. Şimdi kayıt imkanım var ama maalesef artık belli mesai saatleri çerçevesinde hayatı şekillenen biri olup çıktım. Bu sebeple kendi projelerimiz dışında bir şeyler yapmaya çok fazla vakit olmuyor. Konser olayı için de aynı durum mevcut. Maalesef bir yere kıpırdayamadığım için sadece Karabük’te düzenlenen konserlere çıkabiliyorum.
Bize ayırdığın vakit için çok teşekkür ederiz. Son olarak söylemek istediğin şeyleri alalım...
Evvela derinlemesine analiz ettiğiniz şarkılar ve bunlarla alakası güzel sorular için teşekkür ederim. Bunun yanı sıra albümü gördüğü zaman indirmeye değer görüp indiren, albümün hayatlarına bir nebze de olsa renk kattığını düşünen ve üşenmeden bu röportajı sonuna kadar okuyan herkese teşekkürler...
Mp3: Farazi & Kayra (of GINA) - Sabahla Otogarda Yakaboğaz (Remix)
Full Album: Farazi & Kayra (of GINA) - Sarhoş Palavraları ve Nahoş Nidalar
Multimedya: GINA
Myspace:www.myspace.com/farazi
Myspace:http://www.myspace.com/ginatr
-
Kısa süre önce 25 şarkılık "Bang Bang Mixtape" adlı albümünü yayınladın. Albüm beklediğin ilgiyi gördü mü ?
Benim için bu albümü yaparken önemli olan çok ilgi görmesi değil beğenilmesiydi fakat albüm hem sağlam bir ilgi gördü hem de gerçekten dinleyenler tarafından beğenildi. Tabikide hiçbir şey mükemmel değildir ve her işte kusurlar bulunur fakat ben bu albümde kötü eleştiri almadım neredeyse, demek ki artılar eksileri fazlasıyla götürmüş. Benim için başarılı bir albüm oldu Bang Bang. 6-7 parçanın bir araya geldiği bir zip dosyası değil 25 şarkılık koca bir albüm!
Mixtape'in hazırlanışı biraz uzun sürdü. Albümün yapım aşamasından bahseder misin ?
Evet fazlasıyla uzun sürdü. Aslında yaz başında bitmişti diyebilirim albüm neredeyse fakat kayıt kalitesi beni tatmin etmemişti ve öylece duruyodu kenarda albüm. Daha sonra hani rötüşları yapıp albümü verelim derken madem çıkacak iyi bir sistemle özenli bir şekilde tekrar kaydedelim dedik parçaları. 5-6 parça hariç neredeyse tüm albümü 1 haftada tekrar kaydettik CB' nin stüdyo ekipmanları ile. Onun dışında benim evimde kaydettiğim parçalar, Stuttgart' ta Canka ile kaydettiğimiz parçalar da oldu albümde ve etraftaki parçaları düzenleyip zip dosyası halinde albüm yaptık : )
Bir ara albümü Part I ve Part II olarak 2 parça halinde vermeyi düşünüyordun. Bölünmeyi bir konsepte göre mi yapacaktın ve ne oldu da fikrini değiştirdin ?
Dediğim o etraftaki parçaları düzenleme işinde klasörde 30 civarı şarkı olduğunu gördük. Hem parça sayısı hem de yükleme boyutu olarak fazlaydı albüm 192 kbps olarak verdiğimiz düşünülürse. CD olarak basılsaydı albüm mesela tek CD' ye bile sığmıyordu. Bizde bunu bölelim dedik ortadan ve 15 şarkıyı ''Bang'' diğer 15 şarkıyı da bir süre sonra diğer ''Bang'' olarak vericektik ve ''Bang Bang'' olucaktı. Bunu belirli bir konsepte göre yapacaktık tabikide fakat sonra vazgeçtik bütünlük bozulmasın diye ve parçaların boyutlarını düşürmek için önce kaliteyi 128 kbps'ye çektik daha sonra da birkaç parça çıkarttık. Yinede 77 Mb' dan aşşağıya inemedik : ) Fakat indirenlerin değdi demesi ve çok olumlu yorumlar almam beni mutlu etti : )
"Bang Bang Mixtape" buram buram battle kokan sert bir albüm olmuş oysa "Yorumsuz" da melankoli ön plandaydı. Neden böyle bir çalışma yapmayı tercih ettin ?
Yorumsuz farklıydı 2005 Ocak' ta satışa çıkmıştı ve o zaman öyle yapmak istemiştim sanırım :) Ama aradan iki buçuk yıl gibi bir süre geçti ve benim rapten aldığım haz tabikide bu süreç içerisinde değişti. Artık sanırım o zamana göre biraz daha öfkeliyim ve olan olaylar bu camiada gördüklerimden dolayı dolmuştum fazlasıyla. İçimi boşalttım deşarj oldum Bang Bang' te.
Son çalışmalarına ve albümdeki konuk isimlere baktığımızda hep Olympos ve Rapztanbul'u görüyoruz. Başka isimlerle çalışmayı düşünüyor musun ?
Ben ilk olarak adam gibi adamlarla çalışmayı düşünürüm; yani bir insan iyi rap yapıyorsa fakat kişiliksizse ben onunla çalışmam. İkinci olarak ise kaliteyi ararım. Olympos kalite olarak zaten rap piyasasının fazlasıyla üstünde. Rapztanbul ise kaliteli, zamanla iyi işler yapacak bir oluşum ve oradaki herkesi birer kardeşim olarak görüyorum. Belki ileride nadir birkaç isimle çalışabilirim fakat şimdilik Olympos ve Rapztanbul bana fazlasıyla yetiyor.
Mixtape'lerde en büyük sorun beat seçimidir. Kullanılabilecek beat çok olsa da uygun olanı bulmak zordur. Genelde mixtape sahipleri popüler alt yapılara eğilimli olsa da Bang Bang'de "Renegade" dışında pek popüler alt yapılara rastlayamadık. Sen beat seçimini neye göre yaptın ?
Ben Bang Bang' te beat seçimini kulağıma göre yaptım:) Yani hoşuma gideni kullandım. Albümde şimdi aklıma gelen Jedi Mind Tricks, Immortal Technique, Eminem, Nas, Jay-Z, Ludacris, Dr.Dre, Esoteric gibi birçok sağlam ismin enstrümantallerinin yanı sıra free beatler de kullandım. Ama bunları seçerken aman tanınmış parçalar olsun diye bir saplantım olmadı. Kimisi çok derin kimisi hareketli kimisi daha böyle ruhunu gıdıklayan soundlarda alt yapılar. Farklı tarzları iyi sentezlediğime inanıyorum.
Belirli bir kesim mixtape albümlere hiç sıcak bakmıyor. Senin mixtape hazırlama sebebin nedir ?
Ben hoşuma giden beat'e okurum ve şöyle bir durum var ki ben bir beatmaker değilim, olmak gibi de bir derdim yok. Ben söz yazarım, vokal girerim yani ben bir rapçiyim ve benim işim rap söylemek, beat yapmak değil. Şimdi eleştiri alıyor bu beat mevzuları fakat ben çok boş görüyorum bu yorumları açıkçası. Yani ben beat yapmıyorum ve enstrümantallere ya da free beatlere de okumasam, bir arkadaşımın beatlerine de okusam sonuç aynı! O beati ben yapmadım! Arada tek bir fark var, o da şu ki; bandrollü albümde kullandığın beat'in haklarını almak zorundasın! O beatlerin sahibi ister free beat'ler yayınlayan bir prodüksiyon firması olsun istersen de Türkiye' den bir beatmaker olsun, tek sorun kullandığın beat'in haklarını o adam sana devredecek! Fiyat konusunda daha avantajlı diye bizim rapçilerimiz çoğu ülkemizdeki beatmakerların beat'lerini kullanıyor. Burda da sonuç aynı yine o beatleri sen yapmamışsın ve sadece kullanım hakkına yasal yönden sahip olmuşsun. Ben yasal değil underground albüm yapıyorum ve beni dinleyen insanlar benim rapimle ilgilensinler, müziklerin üzerine nasıl vokaller girdiğime baksınlar ve dinlesinler çünkü ben anlatmak istediklerimi müziklerimle değil sözlerimle ifade ediyorum. Ne olucak yani ben Bang Bang' te kullandığım Eminem beat'i için Dr.Dre' ye 1000$ kullanım hakkı bedeli ödesem? O parçam daha mı güzel olacak? Biri çıkıyor şu beat çalıntı ben buldum, o adama iyi b.k yedin demek lazım. Hayır ne oldu buldunda? Zaten gizli değil ki, çalmamışsın ki, yapan adam kullanılsın diye koymuş oraya. Ne oldu şimdi beat free ise o parçayı dinleyince kulağa daha mı kötü geliyor? Alırsın o bulduğun beat'i, yazarsın sözünü ve yayınlanan parçadan daha iyisini kaydeder koyarsın ortaya, bak ben daha sağlamını yaptım dersin ve o zaman konuşursun! O beat free olmasa ve benim bir arkadaşım yapsa g.tün arşa mı değecek sanki? Kimse komik olmasın saçma polemikler çıkarmasın! Bir gün ben de telifini satın aldığım beat'lere okurum fakat o albüm bandrollü olur ve herkes gider parasıyla alır oturduğu yerden yükleme yapamaz! Benim için ise yine bir şey farketmez ben yine rapimi yaparım o albümde de. Underground çalışmalarda bu böyle devam edecek kimse kusura bakmasın belki arada eşin dostun beat'ine okurum sadece.
"Yorumsuz" dan sonra seni gerek vokal gerekse lirikal yönden bayağı değişmiş ve gelişmiş bir şekilde gördük. Yorumsuz ve Bang Bang arasındaki boşluğu nasıl değerlendirdin ?
Yorumsuz' dan sonra ortalarda zaten tam anlamıyla yoktum, yani rap yapmaya o sıralarda devam etseydim cidden iyi olmayacaktı çünkü herşey karışmıştı, ben madalyonun arka yüzünü görmüştüm ve dolayısıyla bu işten soğumuştum. Arada '' Isınma Turları'' diye diskografimin en hatalı işini yaptım ve nadir pişman olduğum şeylerden biridir benim için o çalışma. Onun dışında müziği kendim ve arkadaşlarım için yaptım diyebilirim. Yorumsuz'u yaparken bu piyasa bu kadar gelişmemişti ve bizler rap hakkında bu kadar bilgi sahibi değildik, bu işi yapan ve dinleyen insan sayısı şimdiye oranla bir hayli azdı. Yaşımızda 16-17' ydi hani kendi başımıza amatör bir şeyler yapıyorduk. Bu gün ise 20 yaşındayım ve katettiğim yol zarfında öncelikle tecrübe ve iyi bir bilgi birikimi sağladım. Artık daha profösyonel olarak bir şeyler yapabiliyorum ve buda Bang Bang' e yansıdı.
Son 2 senedir her Olympos albümünde olduğu gibi bu albümde de double rhym ve punchline'lar ön planda. Sanırım artık Olympos olarak bu kavramları kendinize bir stil olarak benimsediniz ?
Aslında biz bunu stil olarak belirlemedik. Bunlar kaliteyi yükselten rapi, rap yapan olgular zaten. Dünya' daki rapi dinleyin yani bunları göreceksiniz. Hal ekinden, çoğul ekinden bir tek bizim ülkemizde rhyme yapılıor. Rhyme yapmayı bizim ortamımız şiirdeki kafiye sanıyor fakat yanılıyor. Biz şu an belki Türkçe rapte bunları yaparak bir adım atıyoruz fakat sizde göreceksiniz şuan ''amannn ne gerek var bu da rap sonuçta'' diyen adamlar şayet devam ediyor olurlarsa rape, 3-4 yıl sonra bunları yapacaklar. Biz yol açıyoruz ve bize bu yolda köstek olanlar sonunda dönüp dolaşıp o yoldan geçiyorlar. Bunu gördük ve daha çok görmeye devam edeceğiz sanırım.
Albümde Ozan Arif'in yorumuyla bir skit yer alıyor. İnsanı düşünmeye iten bir skit olmuş. Kullandığın skit ile hayatını özdeştirdiğinde adam sanıp da yanıldığın isimler oldu mu etrafında ?
Bu rap piyasasında özellikle fazlasıyla oldu. Garip bir alem burası yani. Herkes bir şeyler yapıyor, koşuyor, bir yarış halindeler; yani müziği, rapçiyi, herşeyi bir basamak olarak görüyorlar ve insanlıktan çıkacak boyutlara gelenler oluyor. Sen köşeye çekilip bir süre izlersen neler neler döndüğünü etrafında anlayabiliyorsun ve bir şok geçiriyorsun. Kimseye güvenmemek gerektiğini falan düşünüp paranoyaya bağlıyorsun hatta bir süre. Bu skiti de bunlarla özdeşleştiği için koydum albüme. Onun dışında Ozan Arif kişilik olarak çok saygı duyduğum büyük bir isim, mükemmel bir insan. Zaten onun şiirlerini her zaman dinlerim ve bir gün dinlerken bir kaç yerini toparlayıp albüme skit olarak koymak geldi aklıma ve bu düşünceyi Bang Bang' te hayata geçirdim.
Camiamızda genelde diss'ler üstü kapalı atılırken mixtape'de ki diss parçalarında direk isim söylemişsin, cüretkarca olmuş.
Ben arkasında duramaycağım iş yapmam, üstü kapalı bişiler söyleyip birilerinin anlamasını beklemektense direk adam gibi isim vermek daha mantıklı geldi çünkü bilinsin istedim. İşin diğer boyutunda ise ismini andığım insanların üstü kapalı dissleri anlayabilicek zeka seviyesinde olduklarına inanmamam. Zaten zeki adamlar olsalar benimle sorunları olmaz.
Deniz'le birlikte kaydettiğiniz Bir Arada şarkısında değişik bir sound denemişsin ve albümdeki en slow şarkı olmuş. Bu tarz çalışmaların devamı gelecek mi ?
Evet bizim gerçekten hoşumuza giden bir çalışma oldu. Aslında benim tarzımın biraz dışında bir çalışma oldu ''Bir Arada'' parçası. Deniz bu piyasadaki bana göre en iyi erkek RnB vokal diyebilirim ve onun sesi işe güzel bir renk kattı. Daha commercial daha geniş kitleye hitap eden bir parça oldu ve bunu iyi yaptığımızı düşünüyorum. Zaten bundan sonra yavaş yavaş biraz daha konsept ve geniş kitleye hitap edebilicek rap yapmayı düşünüyorum ama henüz değil. Böyle battle rapten tamamen bir alacağımı almam ve doyuma ulaşmam lazım : )
"Gerçekler" şarkısında aşırı ilgiden sıkıldığınızdan bahsediyorsunuz. Sizi sıkan nedir ?
Ben şahsen ilgiyi seven bir insanım, kimileri geliyor konuşuyorsunuz ve o insanlar sadece seninle konuştukları için mutlu oluyorlar yani bu kötü bir şey değil aslında. Kimisi ise triplerde msn' e ekliyor ya da myspace'ten ulaşıyor ve ilk mesaj '' selam naber kanka'' hani bunlarada insan ister istemez kıl oluyor. Yani birader kimsin nesin nerden tanışıyoruz ne bu samimiyet diyorsun içinden. Gerçekten bazıları çok bencil ve seni hiç düşünmüyor, sürekli bişiler istiyor senden sürekli bir şeyler soruyor sanki sen onun için rap yapıyorsun sadece o dinliyor hayatın ona endexli falan sanıyorlar sanırım. Bilinçli dinleyicilerin yanında bilinçsizler de var ve bu gerçekten rahatsız ediyor insanları bir süre sonra. Ben kimseye bulamadığı parçayı yollamak zorunda değilim ya da kimseyle feat. yapmak zorunda değilim ama adam sen feat. yapmayacağım dediğinde sana küfür edebiliyor biz bunları yaşıyoruz yani ve şikayetimiz buna. Herkes seninle çıkar menfaat ilişkisi kuruyor, iki samimi olduğun adam senden hemen feat. vs bir şeyler istiyor ve sen anlıyorsun seni kullanmaya çalıştığını. Bir de dünyayı bacakları arasında dönen bir yuvarlak sanan kızlar varki onlar tamamen felaket bizi mahallelerindeki delikanlılar sanıp cilve falan yapıyorlar :) Hani ben rapçiyim ya müzik icra ediyorum sadece dinlensin diye. Adamın biri zorla sana geliyor telefonunu istiyor, sen herkese vermek zorunda değilsin ama diyelim verdin, bu sefer buluşalım diyor, işim var falan diyorsun ya da tanımadığın insanla buluşmak istemiyorsun, o zamanda diyor amma g.tün kalkık bizi beğenmiyorsun. Keşke herkes bazıları gibi saygılı şekilde ''Pusat dinliyorum senin parçalarını, nasılsın, nasıl gidiyor, yeni bir çalışma var mı ?'' gibilerinden konuşsa ve herkes mutlu olsa. Ben, benimle adam gibi konuşan kimseyi geri çevirmedim, binden fazla kişi olan bir msnde sırf dinleyicilerimle konuşmak için sabırla durup, elimden geldiğince herkese cevap yazıyorum kimi zaman. Myspace'te öyle! Bana bir kişi desinki ben Pusat' a adam akıllı bir mesaj attım ama o cevap vermedi! Yok ki öyle biri, çıkamaz yani...
Albümde "ortam denilen kavram daha beter keneften" diye bir sözün var. Rap ortamını bu albümde fazla eleştirmişsin. Seni rahatsız eden noktalar nedir ?
Hem yukarıda saydıklarım, hem insanların birbirlerini kullanmaları, dost geçindiklari adamların arkalarından konuşmaları, seni sevmedikleri halde sadece senden çıkarı olduğu için sana yalakalık yapıp arkadaş olmaya çalışmaları vs. gibi çok şey sayabilirim buna gerekçe. Aslında benim gibi herkesin rahatsız olması lazım bu işten fakat onlar satrançın piyonlarından olduğu için pek rahatsızlık duymuyorlar ve ''Pusat ortama saydırmış'' diye utanmadan bana laf söylüyorlar. Şimdi mesela bir adam sırf ismi olsun diye parça veriyor b.k gibi rapiyle sana diss ve 2-3 kankası girip 10 numara 10 numara deyip duruyor foruma. Düşünmek lazım yani bir şarkıya insanlar farklı yorumlar yaparlar herkes 10 numara gibi klişe bir söz kullanmaz. Ama bunu yapan adamlar o kadar salak ki bunu bile düşünemiyorlar :) Ya da düşünseler bile biz bu işi bilmiyor muyuz kardeşim o parça kaç numara bilmiyor muyuz ya da biz değil insanlar bunu bilmiyor mu, hayatımızda bizler hiç mi rap dinlemedik yani ? : ) Hadi cevap verdik biz onlara kâile alıp, o zaman ne olacak? 300 olan dinleyici sayısı 5 katına çıkıcak en az : ) Niye adama reklam yaptıralım ? Ben bu şekilde gelişmeye çalışan bir ortama söverim kardeşim...
Canka'yla ortak hazırladığınız albümü iptal edip bazı şarkıları kendi albümüne aldın. Albüm yayınlansaydı uzun süre konuşulacak gibiydi, neden iptal ettiniz ?
Sen dinledin tabi albümü : ) Cidden aslında iyi yaptık yayınlamamakla. Aslında kötü bir çalışma olmadı, yayınlasak piyasaya göre iyi bir albümdü tamam fakat bizi tatmin etmedi tam olarak. İkincisi ise Bang Bang' le kıyaslarsak kat kat daha sert bi albüm olmuştu ve insanlar kaldıramazdı bunu biliyorduk. Çok sert dissler çok sert parçalar vardı albümde, derdimiz olan herkese bulaştık. Sonra oturduk konuştuk neyse dedik rafa kaldırdık öyle... Ayrıca eklemekte fayda görüyorum; Canka ile bir ortak albüm yapacaz yani o fikirden vazgeçmedik sadece o yaptığımızı yayınlamama kararı aldık ve yenisi yapıcaz ileride : )
Son dönemlerde Olympos cephesinde bazı gelişmeler oldu. Sansar'ın Olympos' tan ayrılması konusunda ne düşünüyorsun?
Bu konu bence fazla uzadı yani sorun olmadığını açıkladık fakat insanlar buna rağmen sürekli altında bir şeyler aramaya çalıştı. Olympos' taki herkes tamam birbirleri ile dostlar fakat dostluğun yanında bazı kurallar, birbirimize karşı sorumluluklarımız var. Her dostumuz Olympos' ta değil sonuçta. Mesela CB' de Olympos' ta değil Sansar gibi fakat biz CB ile sürekli görüşüyoruz. Neden biri bir oluşumdan ayrılınca hemen kötü şeyler düşünülüyor? Yol ayrımlarımız vardı iş ve fikir olarak ve bizde böyle bir karar aldık. Hem Olympos hem Sansar için hayırlısı olur inşallah.
Olympos olarak sizi uzun bir aradan sonra Antalya Hiphop Festivali'nde gördük. Yolculuğunuzdan, oradaki atmosferden ve gelen tepkilerden bahseder misin ?
Uzun süre uğraşıldı aslında o organizasyon için fakat en son Olympos olmayacaktı imkanlar oluşmadığından dolayı. Son 4-5 gündeki bir kaç gelişme ve daha sonrasınında kendimizi orda bulduk : ) Antalya' nın az ama öz bir dinleyici kitlesi var ben önceden Pit10' la beraber bir kere daha gitmiştim ve o zamanda 150-200 arası bir dinleyici vardı mekanda. Yine buna benzerdi organizasyon ve bu seferde 150 küsür kişi vardı içeride. Zaten duyduğumuza göre Antalya' daki tüm dinleyicileri toplasak o kadar ediyormuş : ) Biz saat 21:00' den sonra çıktık ve insanlar artık bizi beklemekten yorulmuştu. Buna rağmen hepsi bizi dinlerken, bizim sahnede harcadığımız enerjiye yakın enerji sarf etti sağolsunlar. O kadar çok resim çektirdik ki sanırım oradaki herkesle birer pozumuz olmuştur. Organizasyon kadar resim çektirme faslı sürdü neredeyse. Uzun süre sonra bir arada sahne aldık ve dinleyicilerin dediklerine göre hepsi bundan memnun kalmıştı tepkiler çok olumluydu. Onun dışında Antalya güzel yer denize girdik, jet-ski yaptık vs : ) Bizi de en içten ve iyi bir şekilde ağırlamaya çalıştı dostlarımız sağolsunlar.
Hiphoplife üyelerinin merak ettiği konulardan biriside Olympos'u neden organizasyonlarda göremediğimiz ? Neden Olympos çok nadiren sahne alıyor ?
Olympos' u organizasyonlarda görememek gibi bir şey söz konusu değil aslında bakın işte az önce Antalya' dan bahsettik :) Son 1-2 ay içerisinde en az 10 küsür teklif geldi sahne almamız için farklı yerlerden; mesela Konya, Eskişehir, Bursa, İzmir ve İstanbul' dan fakat bizim isteklerimiz var, şartlarımız var ve bunlar yerine gelmediği sürece neden sahne alalım? Oraya gelen insan seni dinlemek için geliyor ve para ödüyor, sen çıkıyorsun yıllarca emek vermişsin orda ter döküyorsun, b.ktan bir sistemle ve ne sen söylediğinden zevk alıyorsun ne dinleyen bir b.k anlıyor, sonra organizatör akşam evde paraları sayıyor. Yok böyle bir şey yani : ) Biri bir party düzenlesin ve giriş ücretsiz olsun söz veriyorum bende sahne alıcam ücret almadan sorun para değil yani, sorun birilerinin benim üzerimden para kazanması! Yok böyle bir şey biz enayimiyiz ? Bizim şartlarımız hakettiğimize inandığımız şeyler ve Olympos bundan sonra sadece şartlarını yerine getiren sağlam organizasyonlarda çıkacaktır sahneye.
Olympos olarak yaşam tarzınız, duruşunuz rap camiasına göre biraz farklı. Bu çoğu zaman dinleyicilerin tepkisine de neden oluyor.
Bizim yaşam tarzımız kimi ne ilgilendirir? Benim giyimim müziğimi etkiliyor mu? Ben bol pantolon giysem dahamı iyi rap yapacam? Ben bunu seviyorum, böyle yaşıyorum ve kimseyede benim giyimime, gittiğim mekana veya çevreme karışma izni verdiğimi hatırlamıyorum. Dinleyici eğer gerçek dinleyici ise dinler yani adı üstünde din-le-yi-ci. Biz rapi yaşam koçlarına ya da menejerlere yapsaydık eğer onlar karışırdı ama onlara yapmıyoruz. Ayrıca duruşumuza gelince biz Olympos' uz ve olmamız gerektiği gibiyiz, yani dik duruyoruz. Millet bizim duruşumuza laf söyliyeceğine gitsin k.çı başı yer değiştirmiş bu piyasada dinlenen adamlara baksınlar.
Rap camiasının dışında bir de sadece Olympos dinleyen ve çalışmalarınızı takip eden bir başka kitle var. Sence bunun nedeni nedir ?
Biz müzik yapıyoruz çünkü bu çok basit. Yani o adamlar rap olarak sadece Olympos dinliyorlar çünkü biz rapi dinlemeyen insanlara iyi sunabiliyoruz sanırım, herkesin yaptığı rapi yapmıyoruz. Kim ne derse desin biz bu işi çok kaliteli yaptığımıza inanıyoruz ve tek isteğimiz severler ya da sevmezler sorun değil, sadece bunu kabullensinler artık komplexlere girmeden saygı duysunlar. Atalarımızın bir lafı vardır '' Yiğidi öldür ama hakkını yeme'' diye. Büyüklerimize kulak versinler.
Olympos olarak yakın zamanda yayınlayacağınız projelerden bahseder misin ?
Proje dolu aslında bu aralar yoğunluktan başımızı kaşıyamıyoruz diyebilirim. Önce 21 Gram çıktı sonra Bang Bang çıktı ve devamı yolda yani şuan. Pit10' un yarıladığı ''Panoptikon'' adındaki albüm geliyor mesela, aynı zamanda Beta & deNiz ortak bir albüm yapıyorlar ve şuan beatleri yapma aşamasındalar. Onun dışında seninde bildiğin gibi benim ''Anlat Bakalım'' diye bir projem var. Bundan önce deNiz ile bir single hazırlamayı düşünüyoruz. Biz üretiyoruz yani insanlar takip etmeye devam etsin boş şeyler gelmiyor Olympos' tan artık herkes biliyor bunu.
Adını kısa süre öncesine kadar Rapztanbul'la beraber duyuyorduk fakat son dönemlerde ismin sadece Olympos oluşumuyla birlikte anılıyor. Hangi oluşumun içinde yer aldığından bahsedip, Rapztanbul hakkında bilgi verir misin ?
Bu konuda bir açıklama yapmıştık zaten ama tekrar söyleyim şu an Olympos' tayım ve çalışmalarıma burada devam ediyorum fakat bir elim her zaman RapztanbuL' un üzerinde kalıcak çünkü ordaki Nimbus, Atak ve Zeky benim değer verdiğim kardeşlerim. Olympos ve Rapztanbul çalışmalarıda olucak tabikide ilerleyen zamanlarda.
Yakın zamanda "Anlat Bakalım" adında çok değişik bir proje üzerinde çalışmaya başlayacaksın. Bu belki de Türk müziğinde bir ilk olacak. Proje hakkında bilgi verebilir misin ?
Anlat Bakalım' ı insanlar dinleyince öğrenecekler fakat kısa bir bilgi verebilirim yüzeysel olarak. ''Anlat Bakalım'' bir albüm, bir mixtape olucak yine fakat şimdiye kadar dinlediklerimizden farklı olucak, bir konsepti olacak. İnsanlar rapi farklı dinleyecekler ve aslında bu müzikle neler yapılabiliceğini görecekler. Aslında bu albüm tam olarak rapi değil benim ve dostlarımın hislerini temsil edicek ve ben bu düşünceye insanların saygı duyucağını düşünüyorum. Bunu yaparken tek amacım insanların rap müzikle neleri nasıl anlatabiliceğini göstermek olucak. Herkesin tahmininden farklı birşey çıkıcak kimse düşünmesin boşuna : ) Fakat çokta büyük bir şey beklemesinler hayal kırıklığına uğrarlar çünkü öyle aham şaham dünyayı kurtaracak bir olay değil sadece samimi, içten ve sıcak bir şey olucak ''Anlat Bakalım'' . 2008 başlarında çalışmalara başlayacağız işte bir ara biter.
Eklemek istediğin bir şey var mı ?
Bu uzun röportajı üşenmeden okuyanlara teşekkür ediyorum tabikide. Eklemek istediğim iyi ve kötü rapi ayırmaya çalışmaları, başarılı isimleri desteklemeleri, Türkçe rap müziğini çevrelerine arkadaşlarına dinletmeleri ve bu müziği insanların kabullenmesini sağlamları vs vs vs : ) Uzar kardeşim bu ben çok şey eklerim kısa keselim sorma bana böyle ucu açık sorular : )
Biraz uzun ama okumaya değer :)Bu da biraz eski..oLympos kuruLuyken yapıLmış :) ama oLsun okumaktan zarar geLmez..
-
Al-J - Yüzde Yüz Rap
Tracklist:
01-Yüzde Yüz Rap feat. Emre Baransel
02-Accepella
03-Rapimle
04-Tekrarla (produced by Levi)
05-Ilham Geldi
06-Babamdan Son Mektup Anneme
07-Bu Hayat
08-BLA BLA
09-Derdin Ne
10-Sokaklar Bizim (remix) feat. Otto, ISO, Kayaman.
11-Müzikle Feat Ceza
12-Hooligan Rap
producers: AL-J, SONIQ, LEVI.
FeatLer'de Emre BaranseL ve Ceza var... -
quote:
Orjinalden alıntı: Puppeto
PATRON BİYOGRAFİ
'Patron' asıl adıyla Ege Erkurt 1988 ocak Mersindedoğdu.1995 te ilk olarak Cartel'leTürkçe rapi tanıdı ve 1999 a kadar iyi birdinleyici olarak takip etti.. 1999 yılındaEge&Rota ikilisi olarak rap söylemeye başladılar.1999 yılında tanıştığıMersinden Micgece,Ensar,Sonnefes gibi rapçilerle Necropoladlı oluşuma katıldı.2000 yılında Micgecenin home stüdyosunda ilk kayıtlarına girdi..ilk demosunu yayınladı.
Mersinde Nefret, Ceza konserlerinde ön grup olarak çıktı. ErdenerYıldızın desteğiyle 2001 yılında kendi Homestüdyosunu kurdu ve kendi demolarını yapmaya başladı.2001 yılında 'Azrail' in kurduğu 4.boyut oluşumunda yer aldı.2003 yılında özabisi Saian la 'Kardinal' olarak beraber çalışmayabaşladılar.İlk albümlerini 'Arabesque e.p' yiinternet sitelerinde yayınladılar.2004 yılında İstanbul,İzmir gibi yerlerdepartilerde çıktıktan sonra1 sene ortalarda gözükmedi.2005 yılında Mersindenİstanbul'a yerleşmesiyle ilk solo albümü Kaldırımlar e.p ardından 'Patron&Saian' Yazgı ve Zafer e.p yi yayınladılar.2006 yılı _Aydınlık Sonrası e.p, Parlayan Madalyon e.p ve bir çok mcnin albümüne eşlik etti, bir çok organizasyonda yeraldı..Yakın zamanda çok daha ciddi işlere imza atıcağını söylüyor..
Patron çok iyi fakat dikkatinizi çekti mi bilmiyorum kendisi beat yapamıyor , Ama Da Poet ile yaptığı albümde (Aksi İstikamet , bütün beatler Da Poet'e ait) Da Poet'in müthiş beatlerine güzel söz yazıyor güzel okuyor.
-
quote:
Orjinalden alıntı: Mushmula
quote:
Orjinalden alıntı: Puppeto
PATRON BİYOGRAFİ
'Patron' asıl adıyla Ege Erkurt 1988 ocak Mersindedoğdu.1995 te ilk olarak Cartel'leTürkçe rapi tanıdı ve 1999 a kadar iyi birdinleyici olarak takip etti.. 1999 yılındaEge&Rota ikilisi olarak rap söylemeye başladılar.1999 yılında tanıştığıMersinden Micgece,Ensar,Sonnefes gibi rapçilerle Necropoladlı oluşuma katıldı.2000 yılında Micgecenin home stüdyosunda ilk kayıtlarına girdi..ilk demosunu yayınladı.
Mersinde Nefret, Ceza konserlerinde ön grup olarak çıktı. ErdenerYıldızın desteğiyle 2001 yılında kendi Homestüdyosunu kurdu ve kendi demolarını yapmaya başladı.2001 yılında 'Azrail' in kurduğu 4.boyut oluşumunda yer aldı.2003 yılında özabisi Saian la 'Kardinal' olarak beraber çalışmayabaşladılar.İlk albümlerini 'Arabesque e.p' yiinternet sitelerinde yayınladılar.2004 yılında İstanbul,İzmir gibi yerlerdepartilerde çıktıktan sonra1 sene ortalarda gözükmedi.2005 yılında Mersindenİstanbul'a yerleşmesiyle ilk solo albümü Kaldırımlar e.p ardından 'Patron&Saian' Yazgı ve Zafer e.p yi yayınladılar.2006 yılı _Aydınlık Sonrası e.p, Parlayan Madalyon e.p ve bir çok mcnin albümüne eşlik etti, bir çok organizasyonda yeraldı..Yakın zamanda çok daha ciddi işlere imza atıcağını söylüyor..
Patron çok iyi fakat dikkatinizi çekti mi bilmiyorum kendisi beat yapamıyor , Ama Da Poet ile yaptığı albümde (Aksi İstikamet , bütün beatler Da Poet'e ait) Da Poet'in müthiş beatlerine güzel söz yazıyor güzel okuyor.
-
quote:
Orjinalden alıntı: Mushmula
quote:
Orjinalden alıntı: Puppeto
PATRON BİYOGRAFİ
'Patron' asıl adıyla Ege Erkurt 1988 ocak Mersindedoğdu.1995 te ilk olarak Cartel'leTürkçe rapi tanıdı ve 1999 a kadar iyi birdinleyici olarak takip etti.. 1999 yılındaEge&Rota ikilisi olarak rap söylemeye başladılar.1999 yılında tanıştığıMersinden Micgece,Ensar,Sonnefes gibi rapçilerle Necropoladlı oluşuma katıldı.2000 yılında Micgecenin home stüdyosunda ilk kayıtlarına girdi..ilk demosunu yayınladı.
Mersinde Nefret, Ceza konserlerinde ön grup olarak çıktı. ErdenerYıldızın desteğiyle 2001 yılında kendi Homestüdyosunu kurdu ve kendi demolarını yapmaya başladı.2001 yılında 'Azrail' in kurduğu 4.boyut oluşumunda yer aldı.2003 yılında özabisi Saian la 'Kardinal' olarak beraber çalışmayabaşladılar.İlk albümlerini 'Arabesque e.p' yiinternet sitelerinde yayınladılar.2004 yılında İstanbul,İzmir gibi yerlerdepartilerde çıktıktan sonra1 sene ortalarda gözükmedi.2005 yılında Mersindenİstanbul'a yerleşmesiyle ilk solo albümü Kaldırımlar e.p ardından 'Patron&Saian' Yazgı ve Zafer e.p yi yayınladılar.2006 yılı _Aydınlık Sonrası e.p, Parlayan Madalyon e.p ve bir çok mcnin albümüne eşlik etti, bir çok organizasyonda yeraldı..Yakın zamanda çok daha ciddi işlere imza atıcağını söylüyor..
Patron çok iyi fakat dikkatinizi çekti mi bilmiyorum kendisi beat yapamıyor , Ama Da Poet ile yaptığı albümde (Aksi İstikamet , bütün beatler Da Poet'e ait) Da Poet'in müthiş beatlerine güzel söz yazıyor güzel okuyor.
Da Poet zaten çok iyi beatmaker...Ama Patron'da müthiş flex atıyor...İkisi birlikte muhteşem olmuşlar...
-
quote:
Orjinalden alıntı: Mushmula
quote:
Orjinalden alıntı: Puppeto
PATRON BİYOGRAFİ
'Patron' asıl adıyla Ege Erkurt 1988 ocak Mersindedoğdu.1995 te ilk olarak Cartel'leTürkçe rapi tanıdı ve 1999 a kadar iyi birdinleyici olarak takip etti.. 1999 yılındaEge&Rota ikilisi olarak rap söylemeye başladılar.1999 yılında tanıştığıMersinden Micgece,Ensar,Sonnefes gibi rapçilerle Necropoladlı oluşuma katıldı.2000 yılında Micgecenin home stüdyosunda ilk kayıtlarına girdi..ilk demosunu yayınladı.
Mersinde Nefret, Ceza konserlerinde ön grup olarak çıktı. ErdenerYıldızın desteğiyle 2001 yılında kendi Homestüdyosunu kurdu ve kendi demolarını yapmaya başladı.2001 yılında 'Azrail' in kurduğu 4.boyut oluşumunda yer aldı.2003 yılında özabisi Saian la 'Kardinal' olarak beraber çalışmayabaşladılar.İlk albümlerini 'Arabesque e.p' yiinternet sitelerinde yayınladılar.2004 yılında İstanbul,İzmir gibi yerlerdepartilerde çıktıktan sonra1 sene ortalarda gözükmedi.2005 yılında Mersindenİstanbul'a yerleşmesiyle ilk solo albümü Kaldırımlar e.p ardından 'Patron&Saian' Yazgı ve Zafer e.p yi yayınladılar.2006 yılı _Aydınlık Sonrası e.p, Parlayan Madalyon e.p ve bir çok mcnin albümüne eşlik etti, bir çok organizasyonda yeraldı..Yakın zamanda çok daha ciddi işlere imza atıcağını söylüyor..
Patron çok iyi fakat dikkatinizi çekti mi bilmiyorum kendisi beat yapamıyor , Ama Da Poet ile yaptığı albümde (Aksi İstikamet , bütün beatler Da Poet'e ait) Da Poet'in müthiş beatlerine güzel söz yazıyor güzel okuyor.
Beatini tayfası yapsın ne oLcak ki :) ÖyLe fLex yapabiLen kaLiteLi bi mc'ye her zaman beat vermek isteyen çıkar...
Şunu da beLirtiyim Patron ft. Şehinşah parçaLar harika oLuyor özeLLikLe ^^
-
Az önce keşfetmiş buLunmaktayım ki Pit10 ft. Canka-Millet Müzik adLı parçanın beat'i Dr.Dre ft. Snoop Dog-The Next Episode'dan çaLıntıymış...LaLaLaLaLa'lar ve "It's the muthafukin D.R.E" Ler de dahiL... 
-
quote:
Orjinalden alıntı: 4EveRaP
Az önce keşfetmiş buLunmaktayım ki Pit10 ft. Canka-Millet Müzik adLı parçanın beat'i Dr.Dre ft. Snoop Dog-The Next Episode'dan çaLıntıymış...LaLaLaLaLa'lar ve "It's the muthafukin D.R.E" Ler de dahiL...
''Burası Olympos Bebeğim'' denecek bir olay... -
Kraliçe ( Yas ) - En Cılız Rap Diss Track
Bundan öncede birçok çalışması ile karşımıza çıkan aynı zamanda "İhtilal Records" bünyesinin tek bayan mc si "Kraliçe(yas)" "En Cılız Rap" adlı parçayı siz Sanalrap.net dinleyicilerine armağan ediyor.Parçanın Beat'i "Şehinşah"a ait olup Kayıt ve Mixing işlemleri "Hayki"ye, Kapak tasarımı "Exelans"a aittir...
Ayrıca bu bir diss tracktir "Rapangels"ın "Disskalifiye" adlı albümünde adına yapılan göndermelerin ardından bir açıklama yapılmaması üzerine cevap olarak hazırlanmıştır.Bu arada "yas" aynı zamanda "Hayki" nin prodüktörlüğünü üstlendiği solo albüm çalışmalarınada başlamış durumda ve hakkındaki bilgileri ilerleyen zamanlarda tekrar sitemizden takip edebilirsiniz.Keyifli dinlemeler...
http://www.sanalrap.net/modules.php?name=Downloads&op=getit&lid=831
-
quote:
Orjinalden alıntı: 4EveRaP
KaraçaLı-Şimdi Git Zombi..
KesinLikLe çok güzeL bir aLbüm ama KaraçaLı artık Underground değiL
ahah ne alaka ? -
quote:
Orjinalden alıntı: 4EveRaP
Az önce keşfetmiş buLunmaktayım ki Pit10 ft. Canka-Millet Müzik adLı parçanın beat'i Dr.Dre ft. Snoop Dog-The Next Episode'dan çaLıntıymış...LaLaLaLaLa'lar ve "It's the muthafukin D.R.E" Ler de dahiL...
Kardeş bence sen rap dinleme =)
Yada enine boyuna öğren .. -
quote:
Orjinalden alıntı: Anıl.
quote:
Orjinalden alıntı: 4EveRaP
Az önce keşfetmiş buLunmaktayım ki Pit10 ft. Canka-Millet Müzik adLı parçanın beat'i Dr.Dre ft. Snoop Dog-The Next Episode'dan çaLıntıymış...LaLaLaLaLa'lar ve "It's the muthafukin D.R.E" Ler de dahiL...
Kardeş bence sen rap dinleme =)
Yada enine boyuna öğren ..
Neden böyle söyledin ki ? diyecem sende O mixtape zaten çalıntı beatler olabilir diyeceksin...
4EveRaP arkadaşımız da bunu biliyor zaten...Sadece hiç değiştirmediklerini anlatmış orada...
-
quote:
Orjinalden alıntı: Anıl.
quote:
Orjinalden alıntı: 4EveRaP
Az önce keşfetmiş buLunmaktayım ki Pit10 ft. Canka-Millet Müzik adLı parçanın beat'i Dr.Dre ft. Snoop Dog-The Next Episode'dan çaLıntıymış...LaLaLaLaLa'lar ve "It's the muthafukin D.R.E" Ler de dahiL...
Kardeş bence sen rap dinleme =)
Yada enine boyuna öğren ..
Sana mı sorucam ne dinLiceğimi ???
OrtaLık yere çıkıp Laf atıyosun ?? Bi sebep söyLesene...
Ayrıca KaraçaLı'nın aLbümü güzeL dedim sen ne aLaka diyosun..AsıL sen ne aLaka ???
-
Yunus Emre & Frekans-Tatlı DiL ve Tabanca
Track List :
01-Intro "psikopat vs. profosyonel"
02-Ana Kumanda (beat . yunus emre )
03-Kasatura kime kalacak? (beat : oxxe )
04-Zerafet Melodisi (beat : moralpartre )
05-Kafanda Kur (beat : oxxe )
06-Nedeni hep zaman (beat : frekans )
07-Yine bos kagidim (beat : lost dreamer )
08-Hipotenüs (beat : oxxe )
09-outro "canı sıkılan adam"
: BONUS :
ex01 -Yunus Emre & Frekans - Tatli dil ve tabanca (beat : yunus emre ) 2007
ex02 -Yunus Emre & Frekans - Make up (beat : roka ) 2007
ex03 -Yunus Emre & Frekans - 1400 cc (beat : frekans ) 2006
ex04 -Yunus Emre & Frekans - Fahrenayt (beat : yunus emre ) 2006
ex05 -Yunus Emre & Frekans - Bakamaz oldum (beat : oxxe ) 2007 feat. Şeyda & Serkan
ex06 -Frekans - Kalabalik (beat : frekans ) 2007
ex07 -Frekans - Aferin sana oxxe rmx (beat : oxxe ) 2008
ex08 -Yunus Emre - Beni iyi biliyorsun (beat : mobb deep ) 2008 feat. Xir
ex09 -Frekans - Yan Yureginle (beat : bandit beats ) 2008 feat. Talking Gunz & Caprice Atak
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Peiz! -- 26 Mart 2008; 17:10:37 >
-
Adonis & Dolunay - Heavy Machine Gun EP
Track List
01 Intro
02 Sesini Kes!
03 Krizim Ani
04 Heavy Machine Gun (feat. Dakii)
05 Koca Dünya (Interlude)
06 Gözlerinde Görünen (feat. Gerilla)
07 Tadını Aldım Rapin
08 Rap Bitti (feat. Gerilla)
09 Bu Benim Nakaratım
10 Outro -
Derslerimden dolayı pek internette takılamıyorum ama konumuz gördüm ki gelişmiş...
Albümlere albüm katmışsınız.Ellerinize sağlık.
Eee bu kadar iyi konumuz varken konuya gelen tepkiler de olacaktır
Tavsiyem cevap vermemeniniz yönünde olacaktır.
Kolay gelmesi dileğiyle... -
quote:
Orjinalden alıntı: JurisHan
Derslerimden dolayı pek internette takılamıyorum ama konumuz gördüm ki gelişmiş...
Albümlere albüm katmışsınız.Ellerinize sağlık.
Eee bu kadar iyi konumuz varken konuya gelen tepkiler de olacaktır
Tavsiyem cevap vermemeniniz yönünde olacaktır.
Kolay gelmesi dileğiyle...
Eyv. hocam sağoL..
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
