Şimdi Ara

.DH FIAT DoBLo' TAKIMI!! (367. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
24.924
Cevap
15
Favori
1.240.016
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 365366367368369
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • motor temizliği için bir forumda w40 önerilmiş ve beğenilmiş deneyen arkadaşlar oldumu.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: GRANDE


    quote:

    Orjinalden alıntı: multijet

    lastik parlatıcımı hazırladım sürdüm tam istediğim gibi oldu buyurun resimler
    bide resim çektim bitane

     .DH FIAT DoBLo' TAKIMI!!




    multijet bu nasıl bir parlaklık böyle


    bu arada günaydın team


    parlatıcıyı lastiğe döktün heralde 5 ytl gitti yaffff




  • quote:

    Orjinalden alıntı: droll

    Tabiki şuan bencede erken mesela geçen hafta ilk sıcaklarda kullandım sonrasında hep cam yettide arttı



    cam iyide yanlız rüzgar sesi şehir içinde bile rahatsız edici oluyor bilmem dikkat ettinizmi.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: burak7777


    quote:

    Orjinalden alıntı: GRANDE


    quote:

    Orjinalden alıntı: multijet

    lastik parlatıcımı hazırladım sürdüm tam istediğim gibi oldu buyurun resimler
    bide resim çektim bitane

     .DH FIAT DoBLo' TAKIMI!!




    multijet bu nasıl bir parlaklık böyle


    bu arada günaydın team


    parlatıcıyı lastiğe döktün heralde 5 ytl gitti yaffff



    parlatıcı çok leziz bir karışım tarifi bir daha alalım lütfen




  • quote:

    Orjinalden alıntı: multijet

    merhaba doblo team
    ynsressam verdiğin link eksik heralde açılmıyor çünkü

    gremey vallahi geldin forumun neşesi arttı bu fren hidroliğini bende bosh un eğitiminde dinledim adam diyor sadece türkiye de fren patlamsını duyarız diyor başka yerde yok hiç duymadım dedi bende neden peki dedim fren hidroliği 2 senede bir kesinlikle değişmesi lazımmış özelliğini yiriyormuş bizde bu 50,000km bakımında değiştirteceğiz kısmetse ama fren olyı çok önemli bi olay dikkat etmek lazım

    birde bu normal mazot koyunca araba 1 litr kadar azyakıyormuş nedeni ne olabilir acaba biz hiç koymadık ama koyanlkar var ama asla koymam çünkü büyük zararlar açabilir başımıza

    eeee dobloda ağzının tadını biliyor hani ucuz şey istemiyor

    iyi günler team





    normal ile az yakmasının sebebi şu normal mazotun euro dizele göre daha koyu kıvamlı olmasıdır. eurodizel daha ince olduğundan dolayı araç bir çırpıda yakıyo




  • zamlar böyle gidirse biraz daha koyu olan 6 numara fuel yakma çalışmalrı başlıyacak
  • motorsiklet sever arkadaşlara özel
    Acemiliği attım terfi motorum ne menem bir şey olmalı 28 Mayıs 2008


    Ayşe Şule BİLGİÇ



    Son zamanlarda yazdığım yazılarda motosikletin değil sürenlerin tehlikeli olduğunu söylüyorum. Motosiklet kendi kendine ayakta bile duramayan bir makine ya.

    Üstündeki insan ona ne kadar iyi hakim olur, ne kadar tedbirini alır (kuşam) ne kadar az riskle sürerse kendisine zarar verme riski de o kadar az olur. Bu kadar basit. Ancak son zamanlarda sizden "hangi motosikleti almalıyım?" konulu çok posta gelmeye başladı. İlk motosiklet olarak kesinlikle küçük hacimli ve kolay hakim olacağınız 125 ya da en fazla 250cc hacimli bir motosiklet-scooter tavsiye ettiğimi hepiniz biliyorsunuz. Bunun yanında artık ilk motosikletini almış olup daha büyük hacimli motosiklete terfi etmek isteyenler de oldukça çokmuş bu aralar. Motosikleti de basamak basamak büyütmek en doğrusu. Tamam. Ancak bir okurum ısrarla 650 cc’lik tek silindirli bazı motosikletlerin de terfi motoru olabileceğini iddia ettiğinde benim aklıma pek yatmadı. BMW F650GS ile motosiklet kullanmaya başladığımdan işlerin ne kadar sıkıntılı geçebileceğini iyi biliyorum. Düşünüp taşınınca ikinci motosiklet olmaya uygun daha düşük hacimli ve daha kolay kullanılabilir pek az seçenek olduğunu gördüm.

    SPOR 600’LÜKTEN UZAK DURUN

    İlk motosikletiniz bir scooter ise eliniz mahkum 125-250’lik bir vitesli motosiklet almak olacak. Bu yıl Kawasaki Ninja 250 ve Yamaha R125 gibi çok güzel seçeneklerin de dahil olduğu pek çok seçenek mevcut. Ancak zaten bir vitesli motosikletiniz varsa ve yükseltmeyi planlıyorsanız arada 500 cc’lik bir Honda CBF 500, Suzuki GS500 ve Kawasaki ER5 dışında pek dişe dokunur bir ara motosiklet yok ne yazık ki. Çıplak motosiklet sevmeyenler hemen ikinci motosiklete terfi olarak 600 üstü bir motosiklete geçiyorlar. Spor 600’lükleri hemen eliyorum, aklınızdan bile geçirmeyin. 80-100 beygirlik çıplaklar da bana göre kesinlikle terfi motosikleti değiller. Peki, tek ya da iki silindirli, alçak seleli, kolay kullanılabilen çift amaçlı (yol-yol-dışı) 600’lükler terfi motosikleti olarak ne kadar uygunlar? Araştırmacı gazetecilik hemen iş başı yapıyor ve 600 cc’lik(ve biraz fazlası) hacme sahip, düşük güce sahip bazı motosikletlerin ne kadar ikinci motosiklet olabileceğini araştırmaya başlıyorum. Seçtiğim modeller ise Yamaha MT-03, BMW F650GS, Honda Transalp ve Aprilia Pegaso oldu(başka alternatifler düşünüyorsanız bana yazın onları da listeye ekleyeyim). Sırayla hepsini test edip ilk terfi motosikleti olmaya ne kadar uygun olduklarını anlatacağım.

    İLK TERFİ MOTORUMUZ

    İlk konuğum Yamaha MT-03. Açıkçası tüm saydığım modeller içinde en iddialısı bu gibi göründü bana. Çünkü hem güç olarak diğerlerine göre daha düşük hem de kullanımı çok kolay olan bir motosiklet. Tek silindirli 660cc’lik püskürtmeli motoru 45 beygir güç üretiyor. Göze az gibi gelebilir ama üstüne binince kısa vites oranları yüzünden oldukça atik bir motosiklet bu. Oturuş pozisyonu dik ve rahat. Gidonu o kadar geniş ki sürücüye arkadan bakınca karşısındakilere sarılmak için kollarını açmış gibi görünüyor. Bu geniş gidon sayesinde yavaş giderken motosikleti kontrol etmek çok kolay. 805 mm’lik selesi pek alçak sayılmaz. Ama selesindeki oyuklar yüzünden ayakları yere basmak baya kolaylaştırılmış. 174 kg’lık kuru ağırlığı dururken bile pek hissedilmiyor. Yamaha MT-03’ün ağırlık merkezini çok iyi bir yere denk getirmiş ki park ederken bile çok hafif hissettiriyor kendini.

    GAZ KOLU GÜÇLÜ

    Küçük hacimli bir motosikletten bunun gibi orta sınıfa terfi edince en büyük fark, kumandaların çok daha doğrudan çalışmasına alışmak ve küçük hacimli motosikletlere göre her şeyin daha çabuk gelişimine uyum sağlamak oluyor. Sanki her şey hızlı çekimde gerçekleşiyormuş gibi hissediliyor. Vitesler daha kolay geçiyor, debriyajı bırakınca motor çok daha çabuk ve güçlü tepki veriyor, gaza basınca çok daha çabuk hızlanıyor. Yani her şey daha fazla tepki veriyor. Yamaha MT-03’te bu tepkiler çok yumuşak. Kumandalar çok temiz çalışıyorlar. Debriyaj pamuk gibi yumuşacık ve kavramasını ayarlamak çok kolay. Gaz kolu ilk anda "bu motor nasıl 45 beygir yahu?" dedirtecek kadar güçlü tepkiler veriyor. Frenleri ise Fazer’de kullanılanların aynısı. Yani fazlasıyla güçlü ve etkililer. İnsanı tedirgin etmeden kolay dozajlanıyor. Kısacası günlük sürüşler için MT-03 çok pratik ve kolay kullanılan bir motosiklet.

    MT-03’ü alıcı gözüyle incelemeye başlayınca ne kadar özenli bir işçilik ile üretildiğini görmek üstüne bal-kaymak oluyor. Yamaha’nın MT serisi, aslında güç ve hız odaklı olmaktan öte, torklu motoru, sıra dışı tasarımı ve kaliteli işçiliği ile ön plana çıkmayı hedeflemiş. Bu ailenin en küçüğü olan MT-03 ise bunun yanına bir de pratikliği-kolay kullanımı eklemiş. Gerçekten motosikletin üretim kalitesi çok yüksek. Kullanılan parçalar, plastikler, dikişler bile çok özenli. Tasarımı zaten başka hiçbir motosiklete benzemiyor. Neredeyse özel üretim bir motosiklet gibi görünüyor. Ne süpermoto ne de çıplak diyebileceğim bu tasarım ilk günden beri benim çok hoşuma gidiyor. Üstelik sürat yapmaktan çok keyifli bir şehir motosikleti olması da benim için büyük artı.

    FİYATI ’BENİ DE HAREME AL’ DİYOR

    Peki bu motosiklet, pratik, kaliteli ve eğlenceli bir makine ama fiyatı nasıl? 13.600 YTL’lik fiyat bu sınıftaki bir motosiklet için çok çok iyi. Geçtiğimiz yıl 16.000 YTL civarındayken bu yıl bu kadar makul fiyatı olması kaçırılmaması gereken bir fırsat gibi görünüyor. Her an haremimde bir MT-03 olabilir anlayacağınız.

    İlk motosikleti en azından vitesli bir 250’lik olanlar için bence çok uygun bir terfi motosikleti MT-03. Ancak eğitimlerinizi aldığınızı ve bir yıldan fazla deneyiminiz olduğunu varsayarsam mutlaka bir test sürüşüne çıkıp MT-03’ü deneyin derim. Önümüzdeki hafta diğer terfi adaylarının testi ile yine burada olacağız.




  • Bu Scudo fabrika çıkışı çok konforlu

    Fiat’ın tamamen yenilenen Scudo modeli, özel VIP versiyonuyla satışa sunuldu.



    Fiat’ın tamamen yenilenen Scudo modeli, özel VIP versiyonuyla satışa sunuldu. Fabrika çıkışı VIP olarak bayilerde satışa sunulan aracın başlangıç fiyatı 64 bin 590 YTL.
    120 HP’lik 2.0 lt dizel motorlu özel Scudo, Tofaş mühendisleri kontrolünde geliştirilmiş. Zengin donanım listesine sahip Scudo VIP’de Alcantara kumaş ve deri karışımlı koltuklar ve tavan, el işçiliğiyle hazırlanmış yarı-ahşap direksiyon simidi ve vites topuzu, ikisi 180 derece dönebilen dört yolcu koltuğu, elektrikli yatabilen tekli arka koltuklar, açılır-kapanır masa, tavanda portbagaj gibi ayrıntılar bulunuyor.

    Aracı bunlara ek olarak hareketli ve elektrikli 15 inçlik LCD ekran ve DVD çalar, buzdolabı gibi ayrıntılarıyla da donatmak mümkün. Fiyatı 70 bin 678 YTL’ye çıkıyor.
    MİLLİYET

    EVET GÖRDÜM GERÇEKDEN GÜZEL YAPMIŞLAR




  • Fiat elektrikli Fiorino’yu 2008 sonuna hazırlıyor

    Başta İngiltere’nin başkenti Londra olmak üzere bazı Avrupa kentlerinde uygulanmaya başlanan, havayı kirleten taşıtların şehir merkezlerine paralı girişine izin veren sistem Fiat’ı da harekete geçirdi.



    Kısa süre sonra uygulamaların, ancak havayı hiç kirletmeyen araçların ücretsiz girebileceği şekilde değiştirilmesi ihtimaline karşı hazırlık yapan Fiat, Bursa’da üretilen Fiorino’nun elektrikli versiyonunu 2008 yılı sonunda satışa çıkarmayı düşünüyor.
    İstanbul’da geçen ay düzenlenen “C.V. İstanbul”, İstanbul Ticari Araçlar ve Yan Sanayi Fuarı’nda da gösterilen elektrikli Fiorino’nun, ilk etapta belli başlı Avrupa ülkelerinde satışa sunulması bekleniyor. Markanın ticari araç bölümü Fiat Professional’ın yetkilileri, aracın gelecek yılın sonuna yetiştirilebilmesi için çalışmalarını hızlandırdıklarını belirtirken, geliştirme çalışmalarının nerede gerçekleştirildiği açıklanmadı. Normal elektrik kaynağı kullanılarak yaklaşık 7-8 saatte şarj edilebilecek Fiorino, 100 km menzile sahip olacak. Aracın 80 km/s hız yapabileceği belirtiliyor.
    MİLLİYET




  • Otomobilin dilinden iyi anlamak gerekiyor
    Satın aldığınız yeni bir otomobilin kataloğuna hiç baktınız mı? Ya da üzerinde kısaltmalar olan ne kadar fazla düğme olduğunu farkettiniz mi? Bunları kullanabilmek için, otomobilin dilinden anlamak gerekiyor...

    Günümüzde teknolojilerin en çabuk değiştiği ve geliştiği alanlardan biri, kuşkusuz otomotiv. Daha fazla lüks, güvenlik ve donanım arayan sürücüler için geliştirilen sistemler o denli fazlalaştı ki, artık otoları kullanma klavuzuna bakmadan kullanmak giderek zor bir hale geldi.

    Üzerinde pek çok kısaltmanın yer aldığı düğmeler, satış sırasında anlatılan ve sıralanan özellikler filan derken, biz sürücülere de otomobillerin de bir 'dili' olduğunu kabullenmek düştü. Zira bu dili anlayamazsak, otomobili hakkını vererek kullanmak da hayal oluyor! İşte bu yüzden, "otomobil dili"ndeki bazı kısaltmaların ne anlama geldiğini açıklayan bu yazıyı kaleme aldık...

    Sıkça duyduklarımız

    ABS : Fren anında tekerleklerin kilitlenmesini önleyen sistem.

    EBD-EBV : Elektronik fren gücü dağıtıcısı.

    Airbag : Hava yastığının ta kendisi...

    Turbo : Yanma odasına daha fazla hava ve yakıt üfleyerek motor gücünü artırmaya yarayan türbin sistem.

    Katalizör (Katalitik konvertör) : Susturucuda bulunan ve motordan çıkan zararlı gazları süzen sistem.

    Tork : Motor çekiş gücü.

    MPI : Benzinli motorlarda kullanılan çok noktalı enjeksiyon.

    Immobilizer : Hırsızlığa karşı motoru elektronik olarak kilitleyen ve anahtarsız çalıştırılmasını önlemeye yarayan sistem.

    Cruise Control (Hız Sabitleyici) : Özellikle uzun yolda gaza basılmaksızın hızı sabit tutan sistem.

    Tiptronic : İstenirse manuel vites değişimine de olanak tanıyan otomatik vites kutusu.

    A/C : Klima

    ASR : Patinaj önleyici sistem olarak bilinir. Çekişteki tekerleklerin boşa dönmesini engeller.

    EDL : Elektronik diferansiyel kilidi.

    ESP / VDC: Virajlarda savrulmayı önleyen elektronik denge kontrol sistemi.

    TPC : Elektronik lastik basınç kontrol sistemi.

    AWD : Dört tekerlekten çekiş sistemi.

    FPS : Kaza anında yangının önlenmesi amacıyla yakıt akışını kesen sistem.


    MİLLİYET




  • Yağın dolaştığı yerleri temizliyor

    Motorların içinde yağın geçtiği her yeri temizleyen makineler, şimdi Türkiye’ye de getirilmeye başlandı



    Motorlarda genel olarak yanma odalarında biriken kurumların yakıt tüketimini artırdığı, performansı düşürdüğü bilinir. Ancak, yıllar içinde yağların geçtiği yerlerde bıraktığı, filtrelerin yakalayamadığı, aşınmadan kaynaklanan metal, kir ve tortuların da benzer etkiler yapabileceği pek bilinmez.

    Motorların içinde yağın geçtiği her yeri temizleyerek, bu bölgelerde oluşmuş reçineleri temizleyen makineler, Amerika’da uzunca bir süredir kullanılmakta. Bu makineler, şimdi Türkiye’ye de getirilmeye başlandı. Makinenin Türkiye Distribütörü olan Mehmet Ali Yaşar, gerek binek gerek de ticari araç motorlarında yağın dolaştığı her yerde “yağ jeli” olarak nitelenen bir reçine oluştuğunu belirterek, bunun, yağ değişimlerinde tamamen arındırılamadığını kaydediyor.
    Bu reçine kalıntısının, yeni konulan yağın kalitesini etkilediğini, motor ömrünü azalttığını söyleyen Yaşar, getirdikleri makinenin yağ bazlı bir maddenin de yardımıyla kemikleşmiş olan reçineleri temizlediğini hatırlatıyor. Yaşar, Türkiye’de yaptıkları denemelerde iyi sonuçlar aldıklarını, bu işlemin yapıldığı motorlarda emisyon oranının düştüğünü, motorun sessiz çalıştığını ve güç kayıplarının yüzde 5 dolayında geri kazanıldığını bildirdi.
    Bu işlemin yılda iki kez yapılabileceğini belirten Yaşar, 15 dakika süren temizliğin binek otomobillerde 70-80 YTL, ağır ticari araçlarda da 60 dolar civarında bir fiyatla gerçekleştirildiğini söylüyor.

    MİLLİYET




  • Aracınızı sevmeyin, sevindirin


    *Boyası hep parlak kalsın...

    Güneş sizin açınızdan bronzlaşmayı çağrıştırsa da, otomobilinizin boyası açısından o denli "keyif" verici değildir. Nitekim yazın etkisini artıran güneş ışınları, aracın boyasında bulunan moleküler bağları çözüp parçalayarak boyanın zamansız eskimesini, o gurur duyduğunuz parlaklığını kaybetmesini sağlar.

    Ziebart, bu konuya "Güneşten Koruma Paketi" adını verdiği bakım işlemleriyle çözüm getiriyor. Otomobil yeniyken yaptırılması daha uygun olan bu işlem, istenirse birkaç yıldır kullanılan araçlara da uygulanabiliyor. Ziebart’ın Diamond Gloss boya koruma sistemi, yeni veya çizilmemiş boya yüzeylerine uygulanıyor. Bu sistem, boyayı sadece zararlı ultraviyole ışınlarına karşı değil, seyahate giderken yolda yapışan sinek ve böceklerin asitlerine, kuş pisliğine, kışın ise asit yağmurları ve benzeri kimyasal etkenlere karşı da koruyor.

    Şirket, ayrıca matlaşmış ve ilk günkü parlaklığını kaybetmiş boya yüzeylerini eski parlaklığına getiren ve koruyan "Boya Parlatma ve Ultra Koruma Sistemi" hizmeti de sunuuyor.

    Ziebart, yaz aylarında aracın içini zararlı güneş ışınlarından koruyan ve iç ısıyı azaltan cam filmleri, araç kaputunun önden gelen küçük taşlar ve diğer etkenlerle zarar görmesini engelleyen "Z-Shield" kaput koruyucu filmi gibi uygulamalar da yapıyor. Bilgi içinwww.ziebart.com.tr sitesine bakabilirsiniz.

    ********************************************

    Klimadaki bakteriler temizlenebiliyor

    Kış aylarında klimalar genelde pek kullanılmaz. Burada oluşabilecek bakteriler ise, siz farkında olmadan klima çalıştırıldığında zararlı etkiler yapabilir.

    Araç iç-dış temizliği ve boya bakım-parlatma uygulamaları yapan Sonax, aynı zamanda, özellikle yaz aylarında araçların vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelen klima ve havalandırma kanallarının temizlenmesine de yardımcı oluyor. Kilma bakımı Sonax'ın bu iş için özel geliştirdiği ürünlerin, bir boru yardımıyla polen filtresine kadar ulaşılarak uygulanmasıyla gerçekleştiriliyor. Yapılan temizleme ve koruma sayesinde araç bakteri ve kötü kokulardan arındırılıyor.

    Kanallara sıkılan özel antiseptik maddeler, havalandırma (klima) sisteminin hijyenini sağlıyor. Hava kanalları içinde oluşan, eriyik hale gelerek kanallarda kalan köpük uzun süreli koruma işlevi görüyor. Bu işlemler ortalama 20 dakika sürüyor.

    Bunun yanında soğuk günlerde sürekli kapalı kalan camlar nedeniyle içeriye sinen kötü kokular veya ufak dikkatsizlikler sonucu döşemede meydana gelen lekeler de, Sonax'ın detaylı araç içi temizliği paketiyle giderilebiliyor.

    Sonax'ta boya koruma, boya parlatma, motor temizleme ve koruma gibi işlemler de yapılabiliyor.

    İlginizi çekiyorsa,www.sonax.com.tr adresinden fazlasını öğrenebilirsiniz.

    *********************************************

    Nano teknolojili parlaklık

    Tıptan ev elektroniğine, inşaat sektöründen tekstile kadar farklı alanlarda kullanımı artan "nano teknolojisi", bu kez araç bakım ve onarım ürünleriyle karşımıza çıkıyor.

    Nano teknolojisi sayesinde geliştirilen ürünleri bulunan ve bunları merkezlerinde uygulayan Dr.Vinyl, otomobilin kumaş, deri döşeme, plastik, cam ve jantlarının olumsuz koşullardan etkilenerek zamanla eskimeleri geciktirmek amacıyla çeşitli hizmetler sunuyor.

    Örneğin "Texgard" kumaş koruyucu uygulaması. Bu, gözenekli yüzeylerde, araç içi kumaş ve döşemelerinde oluşan ağır lekeler için geliştirilen, nano parçacıkların bu yüzeylere nüfuz ederek temizlik gerçekleştirilen bir uygulama. Uygulamada kahve, şarap, katı ve sıvı yağlar, kimyasal maddelerin bıraktığı lekeler çıkartılabiliyor.

    Markanın yine nano teknoloji destekli deri döşeme, cam ve jant koruyucu ürünlerinin yanı sıra uygulamaları da bulunuyor. Dr. Vinyl'in merkezlerinde ayrıca boyasız göçük onarma, deri boyama, tampon tamiri, sigara yanığı onarımı gibi işlemler de gerçekleştiriliyor. Buradaki tüm hizmetleri ve fazlasınıwww.drvinyltr.com adresinden öğrenmek mümkün.

    *********************************************

    Kendisi uğraşmak isteyenlere

    Otomobillerin hem iç hem de dış yüzeylerinin temizliği, parlatılması ve korunması amacıyla "3M Car Care" merkezlerinde hizmet veren firma, aynı zamanda aracının koruma ve temizlik işlemlerini bizzat yapmak isteyenler için de ürünler sunuyor.

    Örneğin 3M vinil temizleyici ve koruyucu, araç içindeki vinil, deri ve plastik yüzeylerdeki kir, toz ve lekeleri temizliyor. Bu ürün, aynı zamanda yüzey üzerinde koruyucu tabaka da bırakıyor. "Scotchgard" sprey ise yağ ve su itici özelliğiyle döşeme üzerine dökülenlerin tutulmasını, kumaşın ya da derinin içine nüfuz etmesini önlüyor. Üstelik spreyler, uygulama yapılan yüzey yıkanmadıkça veya başka bir kimyasal uygulanmadıkça 6 ay dayanabiliyor.

    3M'in, ayrıca "Perfect-it" adını verdiği serisi, aracın dış yüzeyine elle uygulanabilen "El Pastası" ve boya parlatması için kullanılan "Parlaklık Koruyucu" gibi çeşitlere sahip. Bunun yanında yine markanın "Parlaklık Artırıcı Sprey", "Araç Şampuanı", "Lastik Parlatıcı" ürünleri de var.

    İç ve dış temizlik için

    Dünyanın ilk likit oto cilası Plastone'u 1950 yıllarda keşfeden Amerikalı Ben Hirsch'in kurduğu Turtle Wax, araçların iç ve dış temizliği için geniş yelpazede oto bakım ürünleri sunuyor.

    Turtle Wax'ın dış yüzeyler için fırçasız yıkama, eskimiş ve parlaklığı gitmiş araçlar için renk yenileyici, boya yüzeyini onaran çizik çıkartıcı, uzun süre etkili parlaklık veren orjinal boya koruyucu, polimer esaslı boya koruyucu şampuan ve ürünleri bulunuyor.

    Markanın iç yüzey temizlik ürünleri arasındaysa halı ve döşemelerdeki kir ve lekeleri kolayca çıkaran "Genel Temizleyici", deri yüzeylere hassas bakım yaparak temizleyen "Deri Bakım Losyonu", yağ ve yiyecek lekelerine yönelik "Ağır Leke Çözücü" var.

    Bunun yanında araç dışında standart ve hafif metal alaşım jantları, jant kapaklarını temizleyen "Jant Temizleyici ve Parlatıcı", lastik yanaklarına uzun süre yeni bir görünüm kazandıran "Motor Ve Lastik Parlatıcı", etkili temizlik sağlayan "Motor Temizleyici ve Yağ Sökücü", Sonax'ın ürünleri arasında...

    MİLLİYET




  • Araçlara yerinde erken teşhis

    Bosch’un yeni arıza tespit cihazı, son teknoloji araçların arızalanması halinde sorunu servise götürmeden yerinde belirleyebiliyor





    Çağnur Hatipoğlu

    Geçen günlerde sona eren ve İstanbul’daki CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenen “Otomotiv Yan Sanayi ve Yedek Parça Fuarı”nda ilk kez tanıtılan Bosch’un yeni arıza tespit cihazı, son teknoloji araçların arızalanması halinde sorunu servise götürmeden yerinde belirleyebiliyor.
    Bosch’un yeni profesyonel araç kontrol cihazı, araç sahiplerinin ve gezici servislerin de işini kolaylaştıracak. 24 saat trafikte arızalanan araçların imdadına yetişen gezici servisler, artık sorunu servise götürmeden de, yerinde teşhis edip müdahale edebilecek.
    Benzerlerinden farklı olarak herhangi bir kablo veya aparat gerektirmeden “bluetooh” teknolojisiyle çalışan cihaz, arızalı aracın sorununu bilgisayara anında aktarıp sorunu görüntülü şekilde ekrana yansıtıyor. Son teknolojiyle üretilen farklı marka araçların tümünde kullanılabilen cihaz, Türkçe mönüye sahip. Yılda 4 kez güncelleme ve bu sayede yeni araçlara bağlanabilme imkânına sahip olan Bosch’un yeni “KTS Test Cihazı”nda hata kodu okuma, bilgilerin resimli gösterimi, Multimetre testi (Gerilim, akım ve direnç ölçümü, parça testi) özellikleri bulunuyor.
    MİLLİYET




  • Yeni araç kokusunun bilinmeyen dünyası!

    Bazılarımızın tutkunu olduğu "yeni otomobil kokusu", engin ve bir o kadar da gizli bir dünya gibi. Gelin, üzerine sürekli araştırmalar yapılan, tartışmalar yürütülen bu dünyanın kapılarını aralayalım...



    Çağnur HATİPOĞLU

    Yeni otomobilin kokusu, bir çok sürücü için vazgeçilmez güzellikte bir parfüm gibidir! Bir kısım sürücüler, bu kokuyu kaybeden araçlarını hemen yenisiyle değiştirme yoluna giderken, bir bölümü de, piyasada "yeni otomobil kokusu" adı altında satılan spreyleri satın alırlar.

    Aslen, iç mekanda kullanılan malzemelerin ve kimyasalların yaydığı kokuların birleşimi olan "yeni otomobil kokusu", otomotivin kapalı kapıları ardında en çok tartışılan konularından. Bilim adamları, bu kokunun, sıcağın da etkisiyle insan sağlığını tehdit ettiğini savunurken, üreticiler de, müşterilerinin hoşuna giden koku karışımlarını yaratmak ya da sözü edilen zararları ortadan kaldırmak için laboratuvarlardan çıkmıyorlar.

    Özel burun ekipleri

    Öncelikle bu kokuların nasıl yaratıldığına, firmaların bunun için neler yaptığına bakalım.

    Şurası bir gerçek ki bazı burunlar, otomobillerin markasını kokusundan bile tanıyabiliyor. Zira her marka, bunun için özel çalışmalar yapıyor. Belki kullanılan malzemelerin çoğu biribirinin aynı. Ancak unutulmamalı ki, bir parfüm farklı kişilerde, farklı şekillerde kokabilir. Aracın kendine has kokusu da, bir müşteriyi o araçtan soğutabilir veya sevdirebilir...

    Örneğin Audi, 22 yıldır bir "burun ekibi"yle çalışıyor. Halen üçü bayan olmak üzere 6 "burun"a sahip. Ekip, üretilen modellerin en azından "doğal" ve "müşterilerin kendilerini rahat hissedecekleri" bir kokuya sahip olmalarına uğraşıyorlar.

    Audi Burun Ekibi, üretilen modellerin her parçasının doğal kokusu olmasına özen gösteriyor. Ekip, özel bir koku yaratmıyor ama kullanılan malzemelerin "doğal" kokularını en iyi şekilde harmanlamaya çalışıyor. Bunun için iç mekânda kullanılacak plastik, deri ve ahşap parçaların farklı şartlarda bağımsız ve birlikte nasıl koku yaydıklarına ilişkin testler yapılıyor.

    Sarımsak yemek yasak!

    Kimi zaman parçaları fırında ısıtan ekip, kimi zaman da kaloriferini çalıştırdıklarını aracın içinde çalışıyorlar. Koku yetenekleri kaybolmasın diye sigara içmiyor, nezle olmamaya çalışıyor, testlerden önce sarımsak yemiyor, parfüm veya traş losyonu kullanmıyorlar.

    Benzer bir ekip de, Volvo'da mevcut. İnsan sağlığını bozmayan, hatta sürücülere hoş gelebilecek kokulara sahip malzemelerle üretilmiş araçlar geliştirmeye uğraşıyorlar. Araçların içini koklayıp, 1'den 6'ya kadar puanlar veriyorlar. Böylece de tasarımcılara, malzemeler konusunda yol göstermeye çalışıyorlar. Malzemelerin, güneş altında daha kötü kokmaya başladığını bilen Volvo mühendisleri, ayrıca bunun için bir "güneş simülatörü" de yapmışlar.

    Elektronik koklayıcı

    Avrupa ile Güney Amerika'da yolcu hassasiyeti ve konforu konusunda Focus ile ödüller alan Ford, bunu dünyada ilk kez denilebilecek "elektronik burun"dan aldığı destekle haketmiş.

    25 yıldır araç içinde kullanılması muhtemel pek çok maddenin kokusunu araştıran Ford, artık fiyatı 100 bin doları bulan bir elektronik burun kullanıyor. Hepsi farklı bileşenlere cevap veren 12 kimyasal sensöre sahip sistem, bir defada 48 farklı bileşeni koklayabiliyor. Zira bu sayede, zararlı etki yapabilecek 2000 kadar madde belirlemişler.

    Parfümlü otolar!

    Araç içinde kullanılan malzemelerle yaratılan kokular, kokuya hassas burunlara kötü de gelebilir elbette. Herkes, yeni otomobil kokusunu sevmek zorunda değil.

    İşte bu yüzden, bazı üreticiler, lüks modellerinde doğal deriler ve ahşap kaplamalar kullanmaya özen gösterirken, bazıları da, orta sınıf araçlarına parfüm yayan düzenekler koyuyor. Türkiye'de de satılan Citroen C4 ve C4 Picasso, Peugeot 207 gibi modeller, istenirse bu sistemle alınabiliyor. Değişik parfüm seçeneklerinden birini alıp, koku haznesine kokuyor ve aracınızda parfümlü bir hava estiriyorsunuz.

    Meğer çok zararlıymış...

    Öte yandan yeni araç kokusunun, insan sağlığını tehdit edici boyutu ön plana çıkmaya başladı. Bilim insanları dile getirdikleri bu tehlikeler konusunda, üreticilerin de dikkatini çekmeye çalışıyorlar.

    Nitekim araştırmalar, yeni otomobil kokusunun, sıcakla birleştiğinde insanlara yeni bir binanın içindeki kokudan daha fazla zarar verdiğini ortaya çıkartmış. Bağışıklık sistemini tahrip edip, ciddi hastalıklara, hatta kansere neden olabileceği söyleniyor.

    Kokusuz otomobil üretmek biraz zor. Ancak bunu en aza indirmek için çalışmalar sürüyor. Örneğin Toyota, hibrid modeli Prius'un iç mekanını, fazla koku yapmayan ve zarar vermeyen bileşimler içeren malzemelerle oluşturmayı başarmış.

    Bu arada küçük bir not. Tüm bunlara rağmen yeni otomobil kokusunun, sürücüleri daha dikkatli araç kullanmaya sevkettiği de savunulan bir başka fikir!


    MİLLİYET




  • geremy haberler için saol hocam:)

    Bu kadının bi prgramı vardı bi ara noldu bilmiyorum):
  • Kilometre saati hep doğru söylemeyebilir

    Kullanılmış araç alırken ilk olarak baktığınız kilometre saati doğruları söylemiyorsa ne yapmalı? Uzmanlar ne diyor?



    Çağnur Hatipoğlu

    Kullanılmış otomobil alan ya da almak isteyenlerin en önemli kabuslarından biri, aracın gerçek kilometresinde olup olmadığıdır. Makine Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Mete Kalyoncu’nun açıklaması, 2. el araç alacak tüketicilerin nelere dikkat etmesi gerektiğini yeniden gündeme getirdi.
    Kullanılmış araç alacakların, az kilometre yaptığı ya da henüz ilk el olduğu gibi iddialara aldanmamaları gerektiğini söyleyen Kalyoncu, bu tip araçlarda yıpranma payını öğrenmek için bakılan kilometre saatlerinin değiştirilebildiğini kaydetti. Kalyoncu, bazı araçların orijinal kilometre saatinin 100 binde otomatik sıfırlandığını, diğerlerinin ise ise kilometre teli sökülerek, ya da bir cihaz yardımıyla makul km’ye getirilebildiğine dikkat çekti.

    Kontrol şart
    Bu tip bir değişikliği, alıcının anlamasının güç olduğundan hareketle, kurumsal anlamda 2. el araç satışı yapan firmalara sorduk. Onlar, servis kayıtları ve servislerde yaptırılacak olan kontrollerin önemine dikkat çekiyorlar.
    Doğuş Oto Değerlendirme (DOD) yetkilileri, gelen tüm araçların teknik ekiplerce motor, mekanik, yürüyen aksam, iç aksam ve güvenlik ekipmanlarının 101 noktasıyla kontrolden geçirildiğini belirtiyorlar.
    Yağ kaçaklarına bakılan, boya kalınlık ölçme cihazıyla boyasının orijinal olup olmadığı anlaşılan araçların, şasi ve kapı gibi bölümleri de, önemli bir tamiratı olup olmadığını gözlenebilmesi için kontrol ediliyor. Yol ve bozuk yol testleriyle aracın geçmiş ve mevcut durumuna ilişkin tespitler yaptıklarını söyleyen DOD yetkilileri, bu tip kontrollerin, aracın kilometresinin gerçeliği konusunda referans alındığını belirtiyorlar. Doğuş markalarına ait araçların ise servis kayıtları inceleniyormuş.

    Servis kayıtları
    Dördü İstanbul’da, toplam 13 yetkili satıcısıyla hizmet veren “Renault2” yetkilileri de, gelen 2. el otoların uzmanlarca ekspertiz işlemlerinden geçirilip, durumlarının rapor edildiğini belirtiyorlar.
    Bu araçların yetkili servislerde, hangi km’de hangi bakımlardan geçtiğinin, ne gibi hasarları olduğunun belirlendiğini söyleyen yetkililer, yetkili servis dışında bakım veya onarım görmüş araçların km kontrolü gerektiğinde, teknik cihazlarla kontrol edildiğini bildiriyorlar. Farklı marka araçlardaysa, gerektiğinde o markanın yetkili satıcı ve servisleriyle temas kuruluyor.

    Yazılımla tespit
    Opel’in 2. el araç satışını gerçekleştirdiği “G2”deyse kullanılmış bir aracın km’si ile oynanıp oynanmadığı, kontrol unitelerine ait yazılımlarla kontrol edilerek tespit ediliyor.
    Opel G2 yetkilileri, direksiyon, vites topuzu, koltuklar ve pedalların yıpranmışlık durumu, aracın motor bloğunun genel görüntüsü, gösterge panelinin işlem görüp görmediği gibi ayrıntıların, gerçek km’yle ilgili ipuçları vereceğine dikkat çekiyorlar. Yetkililer, servis kayıtlarıyla araç km saati arasındaki farkın da belirleyici olabileceğini kaydediyorlar.

    MİLLİYET




  • quote:

    Orjinalden alıntı: droll

    geremy haberler için saol hocam:)

    Bu kadının bi prgramı vardı bi ara noldu bilmiyorum):


    GEZİNİRKEN ÖNEMLİ BULDUKLARIMI ALINTI YAPIYORUM
    BELKİ ARKADAŞLARA FAYDASI OLUR.
    DAHA ÖNCEDEN VERİLDİYSE VEYA BİLİNEN ŞEYLERSE KUSURA BAKMAYIN ARKADAŞLAR.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: geremy

    zamlar böyle gidirse biraz daha koyu olan 6 numara fuel yakma çalışmalrı başlıyacak


    sanırım şaka yapıyon ama tırlarda kamyonlarda 10 numara kullanılıyo:d
  • quote:

    Orjinalden alıntı: geremy


    quote:

    Orjinalden alıntı: droll

    Tabiki şuan bencede erken mesela geçen hafta ilk sıcaklarda kullandım sonrasında hep cam yettide arttı



    cam iyide yanlız rüzgar sesi şehir içinde bile rahatsız edici oluyor bilmem dikkat ettinizmi.



    evet dikkat ettim gercekten rüzgar sesi içeriye geliyor gibi rahatsız edici.sanki camlar acıkmış gibi sebebi nedir sizce arkadaşlar???
  • arkadaşlar foruma dosya nasıl ekliyoruz?bişey eklemek istiyorumda.araştırma yapmadım daha dogrusu bulamadım.kusura bakmayın.
  • 
Sayfa: önceki 365366367368369
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.