< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |
Cyberpunk 2077 (Çıktı) [PC ANA KONU] | Türkçe Rehber (944. sayfa)
-
-
Hocam normal oyunu bitirince dediğiniz yerden başlıyordu. Ben dlc'yi bitirdim ve oyunun sonundan başlatıp siberkasapla sohbet edip credits kısmına atıyor. Sonra ana sayfa.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Olabilir hocam dlc sonunu pek hatirlayamadim. Ama onda da sizin sorunuzun cevabı aynı. Maalesef açık dünyada oyun sonu takılmak yok 🙂
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Şu oyuna new game+ gelmeyecek sanırım:(
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
-
Phantom Liberty DLC'sini dün bitirdim üzerimde öyle bir etki bıraktı ki hatırlamamak için yorum yazmak istemedim. Bu dlc zaten depresif olan oyunun sonuna biraz daha oyuncuyu sevindirecek bir son ekler düşüncesindeydim
Spoiler,
mesajı görmek için tıklayın.Bütün sonları görebilmek için ayrı saveler alıp tek tek denedim. hepsi birbirinden kötü, bana göre ana oyunun sonu bile daha iyimser kalıyor. -İlk başta So Mi'ye yardım etme düşüncesindeydim ama bu işleri daha berbat hale getiriyor, hem So Mi daha sonra bu karardan pişman oluyor hem Reed'i öldürmüş oluyoruz -Yarı yolda vazgeçip Reed'e teslim etsek, bu sefer güvenilmez hain damgası yiyip bir köşeye atılıyoruz -Benim final kararım, So Mi'ye ihanet edip Reed'e yardım ettim ama aynı zamanda So Mi'yi hayatta tuttum. Gerçi bu olaydan sonra ondan haber alamamak çok can sıkıcı oldu ama oyunun sonu aşırı iç burkucu şekilde kötüydü. Ameliyattan sonra resmen NC'nin sömürüp attığı bir eşyaya dönüştük, sahip olduğumuz herşey gitti. Cyber implantlarımızı yeteneklerimizi kaybettik üstüne üstük birde dilencilerden bile dayak yiyecek zayıflığa düştü karakter. Arkasını topladığımız arkadaşlarımızın çoğu bizi terk etti çoğu da kendi işine gücüne baktı yollarını ayırdı. Bence V gibi bir karaktere bu şekil yaşam tarzı uygun değil, en azından kalan üç aylık ömrü kabul edip zirvedeyken NC efsanesi olmak daha makul geliyor PL sonuna göre. NG+ gelse bile sanırım bu depresif sonlardan sonra RDR2'den sonra asla tekrar bulaşmayacağım diğer oyun olur CP77(kötü manada söylemiyorum tabiki, oynarken içimi karartıyor diye)
-
arkadaşlar canımız azaldığında ekran da kırmızı sistem arız çizgileri çıkıyor, bunu yok eden bir mod vardı sanki ama bulamıyorum var mı bilen ?
-
Phantom liberty dlc yükledikten sonra oyun ilk açılışta işlemci kullanımı 10 sn kadar %100 olup bekliyor sonra normal açılıyor önceden direkt açılıyordu.
Edit: Format sonrası düzeldi (Win 11 pro)
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Boldrex -- 16 Haziran 2024; 15:39:28 >
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi evohan -- 10 Haziran 2024; 22:10:14 >
-
Cyberpunk 2077'ye çıkar çıkmaz girişenlerdendim. 3 hafta gibi bir sürede bütün yan görev ve etkinlikleriyle beraber bitirmiştim. Oynarken pek çok kişiyle burada konuşup yorumlar yapıyorduk ama bitirdikten sonra hakkında hiçbir şey yazamamıştım çünkü tamamladıktan kısa bir süre sonra askere gitmiştim. O zamanlarda bitirdiğimde her ne kadar reklamı yapılan şeyler doğru olmasa da, beklentileri tam olarak karşılamayıp eksik içerikle çıkmış olsa da büyük keyif almıştım. Bug-glitch'lerle şansıma fazla karşılaşmamış olmamın etkisi de bunda yadsınamaz tabii. Yıllar sonra Phantom Liberty'nin çıkmasıyla tekrar girişmeye karar verdim ama ana hikayeyi tekrar oynamak konusunda kararsızdım çünkü zaten tüm inciğine cinciğine kadar sömürmüştüm ve çoğu şeyi de hatırlıyordum. Sonrasında 2.0 güncellemesiyle eklenenleri gördükten ve şu anki sistemimle daha yüksek grafik ayarlarında oynayacağımı düşündükten sonra ana hikayeyi tekrar baştan deneyimleyip ek pakete ondan sonra geçmeye karar verdim.
Ve birkaç gün önce 115 saat sonunda, very hard'da, hem yine ana oyunda hem de Phantom Liberty'de yapılabilecek her şeyi tamamlayarak Cyberpunk 2077 macerama temelli bir son verdim. Öncelikle diyebilirim ki ana senaryoyu da en baştan tekrar etmekten hiç pişman olmadım. Bunun en büyük sebepleriyse üstte dediğim gibi daha iyi grafikler ve 2.0 ile genel oynanışın temel anlamda oldukça gelişip değişmesi oldu. 2020'de 1080p'de High-Medium ayarlar karışık, Ray Tracing'i hiç açmadan bitirmiştim ve o haliyle bile görsellik enfesti benim için. 2024'te ise 1440p'de tüm ayarlar Ultra'da, Ray Tracing Psycho'da bitirince fark ettim ki arada önemli ölçüde bir fark ve kalite artışı oluyormuş. Yeni gelen Path Tracing'i de bir süre kullandım, evet ışıklandırma açısından RT Sayko'nun da üstünde ama getirdiği dezavantajlar benim açımdan daha baskın olduğu için tekrar Sayko ayarlarda devam ettim (bu sıkıntılar Path Tracing'in blur'a, texture netliği kaybına sebep olması ve ciddi bir ghosting problemi yaratmasıydı).
Onun dışında 2.0 güncellemesiyle baya bir şeyin değişmiş olması da beni oyunun içinde tuttu. Tabii ben 2.0 diyorum ama ondan önceki güncellemeler de ufak ufak yenilikler getiriyordu, benim buradaki kıstasım aslında 1.0 vs 2.1 desem daha doğru olur. Bu değişiklikler; temel oyunu hiç sevmeyen birini oyuna bağlayabilecek kadar büyük bir seviyede olmasa da ilk halini nötr bulan birine kendini sevdirip, zaten sevenlerinse alacağı keyfi son derece arttırabilecek bir boyutta olmuş. İlk halinde evren uygun olmayan, teknik olarak saçma haldeki falan her şeyi uygun bir şekilde düzenlemişler, nefis olmuş. Ben dediğim gibi zaten 1.0 haliyle bile başından memnun ayrılmıştım. Evet tam anlamıyla bir Role Play değildi, çıkmadan önce gösterilen pek çok şey ya eksikti ya da hiç yoktu ama gameplay çeşitliliği ve keyfi, muazzam bir atmosfer, sürükleyici bir ana hikaye ve enfes bir sunum, kendine bağlayan karakterler, eğlenceli yan görevler, harika görsellik, akılda kalıcı müzikler ve tabii ki Keanu F.cking Reeves derken beni kendine oldukça bağlamayı başarmıştı. Şu son haliyle ise bence piyasadaki pek çok yapımdan daha üst noktada. Rockstar, Santa Monica ve Naughty Dog yapımları dışında bence piyasada bu kalitede bir oyun yok şu anda.
Gelelim Phantom Liberty'ye. CDPR'in Witcher 3'ün ek paketleriyle çıktığı seviyeyi düşününce ve Phantom Liberty (PL) de çok iyi incelemeler alınca beklentilerim tavandı. PL'yi büyük zevk alarak bitirmiş olmakla beraber Hearts of Stone ve Blood&Wine seviyesinde olduğunu düşünmüyorum. Hearts of Stone zaten ciddi, karanlık hikayesi ve kötü adamıyla ana oyunun bile üstüne çıkmıştı. Blood&Wine ise Witcher 4 olarak çıksa kimsenin bi şey diyemeyeceği kadar detaylı ve geniş bir ek paketti. Yeni bir sürü içerik getirmişlerdi. Phantom Liberty ise dediğim gibi çok beğenmiş olmamla beraber bence o en üst noktaya çıkamamış. Spy Thriller ve Espionage temalarını kusursuza yakın işlemişler, senaryosundan bir an bile baymıyorsunuz (özellikle başlangıcı ve ilk 2 saati herhalde MGS V'ten beri gördüğüm en etkileyici giriş sekansıydı). Karşılaştığınız karakterler yine ilgi çekici ve bir şekilde kendine bağlıyor (aynı Keanu Reeves'te olduğu gibi Idris Elba da bu evrene çok yakışmış ve belki de en başarılı birkaç oyunculuk performansından birini burada sergilemiş). Fixer yani iş bitirici görevleri ana oyuna kıyasla daha katmanlı ve hem bunlarda hem de PL hikayesinde çok daha fazla seçim yapıp olaylara dokunabiliyoruz. Witcher'da olduğu gibi bunda da ek pakete özgü yeni müzikler var ve güzeller. Yine ek pakete özgü farklı skill'ler eklemişler. Ama işte genel çapı Witcher ek paketleri kadar geniş değil. Kötü adamı etkileyicilikten uzak. Haritası her ne kadar dolu gibi olsa da fazla küçük ve boğucu. Ana oyunun hikayesiyle paralel ilerlemesine rağmen oradan biraz fazla kopuk. Birkaç iş bitirici dışında önemli karakterlerden kimseyle 1-2 mesaj hariç etkileşiminiz olmuyor. Yani benim için Witcher 3 ek paketleri 96-97 puanlıksa PL'ye 90 diyebilirim. Tabii bu puan bile ek paketin genel seviyesini ve kalitesini belli etmeye yetiyor :) Bir de sonlarından bahsetmek gerekirse temelde 2 ana sonu var, bunlar kendi içinde dallanıp budaklanıyor. Spoiler vermeden söyleyeyim; ben ana hikayeye yeni final ekleyen sonla bitirdim. Gerçekten etkiledi ve boğazıma bi yumru oturttu. Ayrıca bu sonun bir kısmı resmen Alien Isolation, SOMA karışımı bir şeye dönüştü ve güzel gerip heyecanlandırdı. Diğer sonuysa fazla beğenmedim. V'yi tam bir yan karakter haline getirip bizimle alakalı her şeyi sonuçsuz bırakıyor gibi hissetiriyor çünkü insana.
İşte böyle. Cyberpunk 2077, geldiği son hali ve Phantom Liberty ile birlikte bence sektör ortalamasının oldukça üstünde, insanı etkilemeyi başaran bir iş olmuş. Çıkış sorunlarından dolayı soğuyan, tam içine giremeyen veya her şeyin çözülmesini bekleyip hiç başlamamış herkese şimdi gönül rahatlığıyla tavsiye ederim 92/100. Ben de yavaştan Horizon Forbidden West'e doğru yol alayım, zaten bitirmem bütün yaz sürecek gibi görünüyor
-
Çıktığı dönem emektar GTX 980 ile oyunu oynayıp bitirmiştim. Şimdilerde hem 2.0'ı denemek, hem de ek paketine geçmek için tekrardan başladım oyuna. Şunu söylemeliyim ki RTX 4080'i full kullanan ilk oyun oldu kendisi diyebilirim. Kasanın ısınabildiğinden, ekran kartının 70 derece olabildiğinden yeni haberim oldu desem yalan olmaz. 2k'da Ray Tracing Psycho falan her şey ultra derken ortalama 100 fps ile oyunu oynuyorum. Şimdilik oyun yeni bir oyun oynuyormuşum hissi yaşatmadı, tek dikkatimi çeken farklılık bu kez kıyafetlerimizde her hangi bir stat, özellik vs olmadığı.
-
Baktım 4070 ti süper hayal, 3070 ti ile başlayayım dedim. Geçen sen ekim ayında sırf ekran kartı alacağım diye bırakmıştım. Bir sene olacak neredeyse güncelleyememişim ekran kartını. Kısmet değilmiş demek ki. Neyse. Umarım keyif alarak oynayıp bitirebilirim. Bana biraz odunsu geldi mekanikler. Bethesda oyunlarını hatırlatıyor. 1 saat falan giriş bölümüne bakındım sadece. Açılır herhalde.
-
Hocam Cyberpunk her anlamda Bethesda oyunlarının antitezi. Bethesda oyunları genel olarak vasat görsellik barındıran, sıkıcı oynanışa sahip, hikaye sunumu konusunda yetersiz ama yaratılan dünyayı keşfedip orada bambaşka şeyler bulup ilgilenme konusunda ilgi çekici, diyalog seçimi konusunda zengin yapımlar kabaca. Cyberpunk’ta ise enfes grafikler, çok çeşitli-eğlenceli gameplay, harika bir sunum ve kendine bağlayan karakterlerle birlikte keşif unsuru düşük, diyalogların genel macerayı aman aman değiştirmediği, görevler dışında yapacak öyle ilginç şeyler bulunmayan bir oyun. Her açıdan tam tersi yani Oynanışa başta alışamaman normal, ben ikinciye bitirirken bile bi 3-5 saat afalladım tekrar alışana kadar. Yeteneklerini geliştirip yeni silahlar, teçhizatlar ve ekipmanlar edinince işin o kısmının son derece yeterli ve keyifli hale geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. En basitinden en başta hiçbir düşmanın uzuvları kopmazken seviye atlayıp güçlendikte hepsini kesip biçmenin eğlencesi bile bambaşka
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
30 saat oynamışım. Henüz başlarında sayılsam da epey bir şey gördüm denebilir. Ekşi'de bir yorum vardı, oyunu çok güzel özetliyordu. Bazı konularda üst düzey iş çıkarılmış, Rockstar kalitesinde diyorsun ama bazı konularda da üzerinde iki dakika bile düşünülmemiş olduğunu hissediyorsun, diyordu. Ne kadar haklı. Yer yer premium bir his veriyor oyun, bakıyorsun her şey dört dörtlük gidiyor, bazen de kendi kendinin parodisine dönüşüyor. Bu kadar iki ayrı kutba bu denli sık gidip gelmesi çok acayip. Hani iki farklı stüdyo oyun üzerinde çalışmış da stüdyolardan biri kendisine düşen görevler için fazla fazla mesai harcamış ancak diğer stüdyo ofiste t.ş.k kebabı yapmış ve mesai biter bitmez tüymüş gibi.
Şunu başta söyleyeyim de aradan çıksın, oyundaki mimari muazzam. Oyunla ilgili en çok hoşuma giden detay bu oldu. Devasa bir metropolde ufacık hissettiriyor oyun. Kat kat gökdelenlerin arasında dolaşırken ürkütücü bir hiçlik duygusu sarıyor benliğinizi.
Diğer taraftan araç sürüş mekanikleri bayağı iyi. Dış kamera adına konuşuyorum, kokpit hemen hemen bütün yarış dışı oyunlarda çöp çünkü. Gta IV'e yakın bir his veriyor araç ağırlığı ve tokluk açısından. Uzun mesafeleri araçla kat etmek keyifli. Hızlı seyahat kullanmıyorum çoğu zaman.
Npcler iki boyutlu kağıttan varlıklar gibi dolaşıyorlar ortalarda. Şaka gibiler. Görev aldığımız karakterler bir nebze iyi ama oyunda genel bir yapaylık var. Hiç organik hissettirmiyor. Yaşamıyor dünya, öylece hareket eden yığınlar var. Diyaloglar oyunun en sağlam taraflarından. Cd Projekt Red zaten rüştünü ispatlamış bir firma. Witcher serisine kendi başlarına bir devam yazıp altından kalkabilmek kolay iş değil. Game of Thrones katledilmiş ve bu mesajı yazdığım tarihlerde House of the Dragon katledilmekteyken özellikle. Ben Witcher oyunlarının kitapların devamı olduğunu ilk fark ettiğimde h...r demiştim. Bizzar Sapowski yazsa daha iyisini yazamazdı belki de.
Görevler görece keyif veriyor. Dallanıp budaklandığı oluyor. Skill sistemi meh. Aslına bakarsanız Witcher 3 ne kadar rpg ise bu oyun da o kadar rpg aslında. Rpg gibi bakamıyorum ben bu oyunlara.
Grafikler yer yer fotorealistik. Grafik demişken path tracing oyuna dehşet bir fark katıyormuş. 4080 süper dengi bir kartla deneyim etmek isterdim bu oyunu. Ortaya çıkan fark gerçekten parasını hak ediyor gibi görünüyor çünkü.
Witcher 3 gibi bir fantezi - orta çağ atmosferinden gelecek temalı bir metropol atmosferine geçmek ve bunu da tps oyunlar yapmak için üretilmiş bir motoru bu kez fps bir oyun yapmak için kullanarak yapmak nereden baksanız cesaret işi. Ben hatırlıyorum oyundan ilk haberim olduğu zamanlar fps olacağı açıklanınca işleri zor demiştim. Bethesda ve Rockstar bile hem tps hem fpsyi aynı potada eritemiyor mesela. Bambaşka mekanikleri var ikisinin. Yine de fps mekanikleri bir ilk oyuna göre bayağı iyi. Çatışmalar keyifli.
Genel anlamda yaratılan hype'a karşılık oyunun mağazalardan kaldırılacak kadar korkunç sorunlu çıkması bugün bile utanç verici ve toparlanmış hali bile buysa çıktığı dönemdeki halini tahmin edemiyorum. Crowbcat gibi kanallarda çıktığı yıldaki halini görebiliyoruz aslında ama açıp oynamak bambaşka tabii. Ben bu otuz saatte rahat otuz tane - her ne kadar oyunu kırmasa da - buga rastlamışımdır. Çıktığında muhtemelen oynanamaz haldeymiş. Gene fena toparlamamışlar.
Oyunu sündürmek niyetindeyim. Marvel's Spider Man'i bile bütün yan etkinlikleri yaparak bitirmişken bu oyunu aceleye getirmek istemiyorum. Dlc dahil şöyle bir 100 saati göreyim istiyorum. Bir de konfor alanı gibi bir şeye dönüşüyor uzun soluklu oyunlar. Eve gidince ne oynayacağımı biliyorum. Oyunu açınca neyle karşılaşacağımı biliyorum. Bitince boşluğa düşüyorum.
-
55 saat civarı bir sürede dlc dahil iki farklı final görerek bitirdim. Dlcyi ana oyunun hikayesinden daha çok sevdim gibi. Casusluk teması oyuna çok yakışmıştı. Yazım kalitesi çok iyiydi oyunun. Keyifle oynadım bitirdim. Bir süre sonra bugmış falan takılmıyorsunuz zaten. Oyunda güçlenmek de görece basit. Zorlamıyor oyuncuyu. Ben bunu önemli görüyorum. Sırf challenge olsun ya da oyunun süresi uzasın diye zor yapılıyor oyunlar. Witcher 3 de böyleydi, chill takılabiliyordunuz. Shinobi üzerinden ilerledim ben. Çatışma mekanikler, özellikle makineli tabancalar şahane. Kızlar -Panam aşkım- çok güzel. Üç beş saat atlatınca oyuna giriyorsunuz ve çıkamıyorsunuz. Şaka maka boşluğa düştüm bile şimdiden.
-
Oyunu AMD kartlar kullandığım için sürekli erteliyordum. RT işinin hakkını veren bir oyun olduğu için CP2077'yi Nvidia kart ile oynayayım dedim. 4070 Super aldım, midrange bir kart olduğu için acaba RT'nin hakkını verebilir mi derken CPU'dan golü yedik. Yıllarca GPU'dan beklettiğim oyun şimdi de işlemcim 12400F'in anasını ağlatıyor maalesef. Yer yer 60'ların altına düşüyoruz. Framegen biraz toparladı. Açınca 100'lere geliyor ama base frame rate'in 60 altına düştüğünü hissediyorum. İstediğim/alışık olduğum akıcılık yok. Bu sefer ertelemeden devam ediyorum bakalım.
Oyunun HDR'ı biraz hayal kırıklığı. OLED monitör kullanıyorum HDR çok önemli benim için buna para verdik. Siyah seviyelerinde anormal bir yükseklik var. Ne kadar ince ayar da yapılsa pure black olmuyor, OLED'e piksel kapattıramıyorsunuz. Halbuki oyun özellikle geceleri HDR şov yapabilecek bir yapıya sahip neon ışıklar vs. Bu kısım yazık olmuş.
Onun dışında ilk bug da karşıma çıktı, bir çetenin elemanları bir görevde aldığım aksiyon sonucu her arabaya binişimde benden daha yüksek level NPC'lerle peşime düşüyor. Normalde random karşılaşmalarda saldırmaları, hatta ara ara peşime düşmeleri beklenen davranış olur ama burada her arabaya binişimde istisnasız saldırıyorlar, üstelik yürüdüğüm zaman da hiç denk gelmiyoruz. Saçma bir bug ama geçer herhalde.
Deneyim istediğim seviyede değil ama yine de oyun kendini oynatıyor. Zor kapatıyorum bir kez başına oturduğumda.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Oyunda işlemci kullanımı anormal yüksek. AMD ekran kartlarında FSR2 performance modu açıp RTX yansıtmaları açmazsan (gölge ve ligthing o kadar sıkıntı değil) kurtarıyor aslında ama işlemci kullanımı feci. Bir de framegen falan ciddi lag ekleyebilir söyliyim. hani 30ms lag gelse fps'yi 100 göstermesinin hiçbir anlamı kalmıyor
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ebenama -- 7 Ağustos 2024; 14:19:36 > -
DLC çıktıktan sonra şöyle bir açıklama yapılmıştı:
Sonuç bu, benim Ryzen 5600 de şehir içinde uçuyor.
-
Siz de CPU-bound oynuyorsunuz benim gibi. İşlemciler de benzer güçte, ortalama FPS rakamlarınız nasıl?
FG'nin eklediği lag'ı çatışmalarda hissediyorum (reflex açık), yine de 50 FPS native'e göre 90 FPS FG daha akıcı.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
oyundaki optimizasyon allaha emanet. rtx on/off dışındaki ayarlar yeterince performans arttırmıyor. FSR2 seviyelerinde yeterince fps farkı yok bence.
işin garibi çözünürlük arttığında işlemci yükünün azalması lazım. Normalde 4K'da işlemciyi anca 4080 ile 100+ fpslerde zorlayabilirsiniz. bu oyunda öyle değil. R7 7800X3D gibi açık ara en iyi oyun işlemcisini bile %90 kullanır bu oyun
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ebenama -- 7 Ağustos 2024; 15:55:3 >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X