Şimdi Ara

çürümeyen ceset...ilginç... (5. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
143
Cevap
0
Favori
13.711
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: onurak

    arkadaşlar edindigim bilgiler dogrultusunda hz.musa ile ramses aynı dönemde yaşamışlar, va çok iyi iki arkadaşlarmış.

    natinoal geographic de ramsesin belgesieli bile defalarca yayınlandı, nasıl tahta geçtiği, nasıl öldugu. (89 yaşında olmuş)
    mısır prensi diye bi çizgifilimi bile var.



    ???
  • quote:


    Lakin okurken bazı sorunlar ile karşılaşmak mümkündür. Sanki bazı ifadeler Kur an ile çelişiyor görünmesi mythief arkadaşımızın dediği gibi birilerinin ekmeğine yağ mı sürüyor.


    TespiT

    Deep Impact'ın da dediği gibi bu durum Kuran'la çelişmiyor sadece çelişiyormuş gibi gözüyor en azından ben inanışım gereği böyle olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu bir inanış meselesidir ve illa birşeylerin ispatlanmasına gerek yoktur. çünkü akside ispatlanamamıştır.

    Yine Deep Impact'in dediği gibi hikayede ve Kuran'da gönderme yapılan kişinin ismi net olarak verilmiyor sadece firavun deniliyor. Yani direk II. Ramses diye bir ibare yok. Bu durumda firavun olarak adlandırılan kimse illa II. Ramses olmak zorunda değil. II. Ramses sadece tarihçilerin şuan üzerinde durdukları ve Hz. Musa zamanında yaşadığını düşündükleri bir firavun. Lakin II. Ramses'in mezarı Mısırada tabut içinde bulunuştur ve mumyalanmış bir cesettir hatta bugüne kadar en iyi şekilde korunarak gelmiş üç mumyadan biridir. Dolayısıyla eğer bilim adamlarının yaptığı çok çok büyük bir yanlış yoksa o mumya II. Ramses'e aittir ve dolayısıyla mucizenin olduğu olayıda hesaba katarsak Hz. Musa II. Ramses zamanında yaşamamıştır. Burada kesinlikle yanlış bir bilgi aktarımı var kesinlikle...

    quote:


    Firavun

    Hükümdara Türkler Hakan, Bizanslılar Kayser, İranlılar Kisra dediği gibi, eski Mısırlılar da Firavun derlerdi. Sapma ve saptırma, bozulma ve başkalarını bozma, zarara girme ve zarara uğratma manalarını da içeren Firavun kelimesi, kibir ve gurur anlamına gelen "fer'ane" ya da "tefar'ane" fiilinden neş’et etmiştir ve zamanla her zâlim, sapkın ve mütekebbir için kullanılan bir sıfat olmuştur.

    Kur’an-ı Kerim’de söz konusu olan Firavun, Mısır halkının mabud olarak kabul ettiği Ra’nın yeryüzündeki temsilcisi sayılan ve “güneşin oğlu” diye çağrılan bir ya da birkaç şahıstan ziyade, bir tip, bir karakterdir. O, ister Hz. Musa'nın doğduğu sırada Mısır'ı yöneten ve Musa'yı sarayında büyüten II. Ramses, isterse de Hz. Musa'nın risâletle görevlendirildiği dönemde iş başında bulunan Mineftah olsun; Kur'an, bize Firavun kıssası ile Firavunî şahıs ya da toplumların temel özelliklerini anlatmaktadır.



    Burada ise Deep Impact'ın alıntı yaptığı sitede demek istenilen şey Kuran'da zikredilen ("firavun") ismi illa bir eski mısır hanedanına göndermek yapmak zorunda değildir demek istiyor. Yani firavun ismi burada bozulmuş kötü , yoldan sapmış, zulum eden birini nitelemektedir deniliyor. Aslında yaklaşım olarak doğru fakat eksik bir yaklaşım. Kuran'da geçen yazıların bir somut anlamları vardır birde somut anlamlarının arkasında, soyut anlamları vardır. Dolayısıyla olayı sadece soyut anlamda ele almak bence bir eksiklik kalbul edilmedir. Bu sözlerim Deep Impact'a değil o siteyi hazırlayanlara. Diğer kutsal kitaparlara baktığımızda onların her ne kadar bozulmuş kitaplar olarak kabul etsek te bizlere bazı ip ucuları vereceklerdir. Üç semavi dinde de Hz. Musa olayında denizde boğularak ölen kişi firavundur. zaten o devirde böyle bir işi yapabilecek deniz ortasına tüm orduyu sürecek kabiliyete ve güce sahib olacak tek kişi firavundur.

    quote:

    burada da ramses Hz. Musa nın çocukluk yılındaki firavun olarak geçiyor.
    Risalet dönemindeki yani kızıldenizde boğulan Mineftah firavunu olduğu söyleniyor...

    yani ramsesin mumyası ile ilgili çelişki çözüldü zannedersem...

    diğer cesedde (secde halinde olan ginger yada mineftah ) kızıldenizde bulunan ceset olmalı...


    Eğer buradaki gibi bir sonuç çıkarsa yine hatalı oluyor. Eğer Hz. Musa II.Ramses zamanında doğmuş onun zamanında büyümüş ve daha sonra II. Ramses ölmüş. Hz. Musa bu mucizevi olayı II. Ramses'ten soranki firavunla yaşamış ve eğer o firavun (II. Ramses'ten sonraki) denizde boğularak ölmüşseki mantıklı düşününce böyle birşey ortaya çıkıyor. Bu yine bize çözüm vermiyor. kafa karıştırıyor.

    Çünkü II. Ramses Eski Mısırda 19. hanedan ve M.Ö. 1279-1212 yılları arasında 67 yıl Mısır'ı yönetmiştir. dolayısıyla bundan sonra gelebilecek bir hanedan yani Firavun yönetime M.Ö 1212 yıllarında geçmiş olacaktır. Bu durumda denizden çıkartılan cesedin aşağı yukarı 3000 yıllık olması gerekir. Zaten Zafer Dergisinde de bu konuyu 3000 yıllık Mucize diye bir başlık vererek yayınlamıştır.

    Fakat ilhami arkadaşımızın bulduğu kaynakta ise ("Ginger")'ın yaklaşık olarak 5000 yıllık olduğu ve Mısırdaki hanedanlık devrinden önceki devre (Predynastic Egyptian ) yani M.Ö. yakşalık olarak 3400 yıllarına ait olduğu söyleniyor. Takdir edersiniz arada nerdeyse 2000 yıldan fazla yıl var.

    Bu durumda şunlar ortaya çıkıyor

    1 Ya tarihçiler cidden Hz. Musa'nın yaşadığı devir konusunda büyük hata içindeler. Belkide eski mısırda hanedanlıktan önce yaşamıştır.

    2 Yada bilim adamları yada bazı çevreler bu Ginger olayında yada II. Ramses olayında bazı şeyleri çarpıtıyorlar.

    3 Yada herşey doğru ama bazı çevreler kaş yapayım derken göz çıkartıyolar. (Yani bir şeyi ispatlıyayım derken sazanlık yapıyorlar)

    Benim ise demek istediğim şey şu : Neden bazı islami çevreler bu kadar karmaşık olan bir konuda kesin ve kati bir sonuç yokken hemen o secdeye varır gibi pozisyonda ölmüş ceset için aha işte Hz. Musa devrindeki Kızıl Denizde mucize sonucu ölen cesettir diye atliyorlar. Ben açıkcası buna kızıyorum ve içerleniyorum. Çünkü ortada kesin birşey yok tarihçiler yanılabilir ama şuan kabul edilen tarihlere göre Hz. Musa'nin yaşadığı zamanla , Ginger'ın yaşadı devir arasında yaklaşık 2000 yıl fark var. İşte o zaman ne oluyor inanmayan insanların oluşturduğu ->http://www.islamiyetgercekleri.org/firavunramses.htm gibi siteler müslümanlar tarihi çarpıtıyorlar ve kendilerini haklı çıkartıyorlar gibi şeyler ileri sürüyor.. Ee burda adamlar haklı oluyor pek tabiki , ahmaklığı yapanlarda bizler oluyoruz. Herşeyin illa ispatlanmasına gerek yok. Zaten Kuran'da bilimle uyuşan çok daha açık ayetler var ... Böyle bir karışık bir konuda sazanlık yapılmaması taraftarıyım çünkü iş dönüp dolaşıp müslümanlığa zarar verecektir bence.

    Ben açıkcası, bu tarz yayın yapan sitelerin ve yayınların uyarılması taraftarıyım
    .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mythief -- 27 Ocak 2005, 16:19:46 >
  • @ onurak

  • bana göre eğer Kızıldeniz de bir tane ceset secde halinde bulunmuş ise bunun yorumu gayet açıktır.

    çünkü normal doğa koşullarında bir adet cesedin o kadar binyıl deniz altında balıklar tarafından yenmeden günümüze ulaşması diğer askerlerin cesetlerinin olmayışı savaş arabasının bulunması ; bunların hepsi Hz Musa mucizesinin işaretleridir.

    yukarıdaki siteden alıntı yaptığım yazıda ifade edildiği gibi olayın II. Ramses bağlantısının olması, veya başka bir firavuna ait olması işi tamamen tarihçilere kalmış bir olaydır. Olayın özünde Hz Musa nın mucizesinin gerçekleşmiş olması ve kızıldenizin dibinde bir adet firavuna ait olduğu kabul edilmek zorunda olan ceset vardır (kabul etmenin neden zorunluluk olduğunu ifade etmiştim) .

    artık bunların sonu bir puzzle ın parçalarını bir araya getirme gibi kalanı tarihçilerin işidir. belkide olayı çözmüşler de bizim tarih bilgimizin kısıtlı olmasından dolayı haberimiz olmamış olabilir.

    bir başka açıdan mythief arkadaşımızın dediği gibi ;
    eğer 2. ramses e olayı indirgeyip bu o diyerek tespitte bulunarak yayın yapıp da yanılgıya düşenler varsa o konuda bir şey diyemeyeceğim.

    ama menkibe anlatılırken denen bir söz vardır asla değil fasla bakın diye ben de biraz değiştirerek diyorum ki fazla ayrıntıya girersek alanımız olmadığı için işin içinden çıkamayız çıkamıyoruz da . asıl olan yukarıda da ifade edildiği gibidir / Olayın özünde Hz Musa nın mucizesinin gerçekleşmiş olması ve kızıldenizin dibinde bir adet firavuna ait olduğu kabul edilmek zorunda olan ceset vardır (kabul etmenin neden zorunluluk olduğunu ifade etmiştim) ./

    selamlar...
  • Arkadaşlar kesinliğini bilmediğiniz ve kanıtlama imkanı bulmadığınız şeyleri yalnızca içerisinde farklı görüş barındırdığı için doğrudan benimsemek de büyük bir hatadır.Gerçekten tarih sık sık gerçek olmayan şekilde bozulmuş ve gene sıklıkla güçlü olanın istediği şekilde değiştirildiği bir yer haline gelmiştir.Bu doğrudur ve tarih içerisinde geriye dönük sağlam fikir edinebilmek ve doğruya ulaşmak meşakatli araştırma istemekte ve bazen imkansız olabilmekte.
    Ama;
    Eğer siz kesin delillere ve mantığınıza uymayan şeyleri farklı olmak adına kabul ederseniz diğerlerinin düştüğü yanılgının aynısını yaşarsınız.Ve daha fazlası verilen iddialar eğer güç kazanırsa zaten yanılgılar içindeki tarih bilgimizi daha da yanlışlara sürükler.Dolayısıyla burada mantığımıza büyük görev düşüyor.Zira mantık sizi koyun gibi olmaktan kurtaran yapınızdır.Herkes düşüneilme potansiyeli ile doğmuştur ama düşünmek görece az insanın yaptığı bir uğraştır.Eğer 2.Ramses ve Hz.Musa'nın iki iyi arkadaş olduğu safsatasına inanırsanız şunlar sürüncemede ve kuşkuda kalır:
    1)Madem ikisi iyi arkadaştı neden Hz.Musa ona ait köleleri toplayıp bölgeyi terketme ihtiyacı hissetti?
    2)Eğer firavunun iyi bir insan olduğunu kabul edersek neden köle yapısından bir millet yokedilmeye çalışıldı ve eğer bu insanlar firavun hakimiyetinde memnun iseler neden bir adamın yani Hz.Musa'nın lafına inanıp herşeylerini bırakıp ayrılma durumuna geldiler.Onlara eğer firavun zulmetmiyorsa zulmeden kimdi?Yoksa Hz. Musa mıydı? O zaman neden ona inandılar?
    3)Peki eğer firavun iti bir adam ise neden o döneme ait mezarlarda onbinlerce köle işçi çalışırken ölmüştür?
    4)Dahası eğer kötü bir adamsa ve gerçekten Hz. Musa ile iyi bir dostsa o zaman onun dostluğunun ve karakterinin gökgesindeki Hz. Musa'ya neden insanlar herşeylerini bırakarak inandılar? Neye güvendiler de onun firavunun şerrinden kurtaracağını düşündüler? Zira yığınların zalimin dostuna güvenmesi akılalmaz bir şeydir.
    5)Peki madem son ana kadar beraberlerse neden firavun Hz.Musa'nın kölelirini ayaklandırdığını ve onları ayrılamaya zorladığını anlamadı yoksa bu arkadaş kör müydü?
    6)Ve çok büyük bir salaklık örneği olarak şunu diyorsunuz yapılan araştırmaların hepsini gösterdiği üzere sınıfların kesin bir biçimde ayrıldığı ve diğer sınıfa geçmenin eredeyse imkansız olduğu bir dönemde ayrı bir sınıf olan savaşçı sınıfı yerine yoksa köle çulsuzlar mı Vadedilmiş topraklara sefere çıkıyorlar? Yani savaşçı sınıfı yok diye ekmeksiz insanları savaşçı sınıf yerine savaşa gönderiyorsunuz.Peki neyle savaşacaklar? Yani bunları o dönemde aklı edemeyen insanlar mı salak yoksa siz mi salaksınız kara veremedim.Yoksa siz mi bizi salak yerine koyuyorsunuz?
    Ha bu arada daha önce değerli arkadaşım "myhief"'e belirttiğim gibi bir savaş arabasını neden özellikle o döneme ait bir savaş arabasını sığ bir deniz olan Kzıldeniz'de buluyoruz ki?Çok daha mantıklı yollar var iken ve o dönemde Mısır gözünü yukarı bölgeye yani Mezopotamya'ya dikmişken bu arabaların burada işi ne?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hayalciruh -- 27 Ocak 2005, 17:15:38 >
  • arakadaşlar mardukla randevu kitabında çok objektif bir bakış açısı var lütfen bi göz atın bazı cevaplar bulabilirsiniz
  • Ben zaten geçen sayfada "Bilim, Hz. Musa'nın Mucizesini Kanıtlıyor" diye bir yazı yazdım. Rus Bilim adamları bu mucizenin gerçekten olabileceğini denizin ortadan ikiye ayrılabileceğini bilimsel olarak ortaya koymuşlar. Haberin aslı burada link-> Scientist dissects parting of Red Sea, finds perfect storm

    Sonra Deep Impact şu sözüneden katılıyorum : "ama menkibe anlatılırken denen bir söz vardır asla değil fasla bakın diye" evet öyle.. bizim buradan ders alabilmemiz önemli olan .... Zaten inanışımız gereği Hz. Musanin mucizesi Kuran'da geçtiği için olayada inanıyordur herkes...

    Amma

    quote:

    bana göre eğer Kızıldeniz de bir tane ceset secde halinde bulunmuş ise bunun yorumu gayet açıktır.

    Çünkü normal doğa koşullarında bir adet cesedin o kadar binyıl deniz altında balıklar tarafından yenmeden günümüze ulaşması diğer askerlerin cesetlerinin olmayışı savaş arabasının bulunması ; bunların hepsi Hz Musa mucizesinin işaretleridir


    Buna katılmıyorum işte. Bak ingilizce yerin tercümesini tekrar kokuyorum buraya
    İngilizce yazılan yerin tercümesi : Ginger hakkında

    Bu adam Mısırdanmış, Mısırdaki hanedanlık devrinden önce yani M.Ö. yakşalık olarak 3400 yıllarına ait. Buda gösteriyor ki aşağı yukarı 5000 yıllık bir ceset.

    Ceset doğal olarak korunmuş. Zaten mumyalama teknikleri M.Ö. 2700'lü yıllarda başlamış. Mumyalama tekniklerinden önce Cesetler sığ mezarlara kumla direkt temas edecek şekilde konuluyormuş.

    Böyle gömülen cesetler genelde sıklıkla çürüMüyormuş. çünkü sıcak ve kuru kum insan vücudunun %75'ni oluşturan suyu emiyormuş. Nem, rutubet bakterileri üreyemedikleri için çürümeye sebep olamıyolar ve dolayısıyla ölününde vücudu korunuyormuş.

    Daha sonraki zamanlarda eski mısır kültürüne uygun olmasa bile mumyalama işlemleri için parası yetmeyen insanlar gingera oranla daha basit bir şekilde gömülüyormuş. falan filan böyle gidiyor işte. üstelik Ginger'ın boyu 163cm'miş.... Ha bu kişi ingilterede British Museumda sergileniyor.

    Kaynak : EA 32751
    Room 64, Early Egypt, case 15
    C.A.R. Andrews, Egyptian mummies (London, The British Museum Press, 1984), p. 4, fig. 1

    Şimdi bir kere ingilizce olan kısımda ceset Kızıl Denizde bulunmuş diye bir tabir kullanılmamış. Üstelik cesedin nasıl gömüldüğü de izah edilmiş. Sonra başka bir sitede de Ingiliz Arastirma Grubu tarafindan Kızıldeniz civarındaki kızgın kumların altından çıkartıldı deniliyor. Deniz dibinden çıkmamış, tabi illa deniz dibinden çıkmasına gerek yok, belki mucize eseri Allah cesedi denizin kenarında biryerde muhavaza etti. Belki oradan sular çekilmişte olabilir. ama Bu durumda hemen bu işi Hz. Musa'nın mucizesine yormak anlamsız. "Bunun yorumu gayet açıktır" demek biraz acele etmek gibi oluyor. Pek tabiki bende gerçek olmasını isterim ama arada ciddi bir zaman farklı var. Hz. Musa tahmini olarak 3000 yıl önce yaşamışken bu ceset 5000 yıllık ... ee ne oldu 2000 yıllık fark. Hadi Hz. Musa da 5000 yıl önce yaşamış desek bu sefer bu mısırda hanedanlıktan önceki devre(Predynastic Egyptian ) denk geliyor , ee o zamanda ortada Firavun kavramı yok...

    Bence aceleci olmamak lazım ben bunu savunuyorum. Tabi ben bu verilere dayanarak söylüyorum bunları. Ama bu mucizeye inandığımın altını bir kez daha çizmek isterim, sadece bu olayda aceleci değilim.

    Ha ama eğer ceset gerçekten 3000 yıllık ise o zaman durum değişebilir.Ama neden yukardaki ingilizce yazıda o zaman cesedin (Predynastic Egyptian ) devren yani mısırda hanedanlıktan önceki devre ait M.Ö. 3400 ait deniliyor.

    Bu arada elde bir veri daha :

    Chariot Wheels found in the Red Sea
    (Kızıl denizde iki tekerlekli savaş arabası tekerleği bulundu)

     çürümeyen ceset...ilginç...

    kalın bir mercan tabakası ile kaplanmış tekerlek
    Yukardaki bu tekerlek Ron Wyatt adlı biri tarafından KızılDeniz'de denizin tabanında bulunmuş.

    8 parmaklı tekerlek / sadece 18. henedan döneminde


     çürümeyen ceset...ilginç...

    Mısırda bir müzedeki 8 parmaklı bir tekerleğe sahip savaş arabası kabartması


    kaynak :http://www.bibleprobe.com/exodus.htm (buda bizim dini siteler gibi biraz ama hıristiyanlara yönelik. ama yukardaki bilgi gerçek.)

    Ama bakınız orada bulunan savaş arabası tekerleği 18. hanedan dönemine ait denmiş, II. Ramses'te 19. hanedan yani veriler uygun, bir sonraki hanedanlık devrinde hemen savaş arabalarını tekerleklerinin çok farklı şekilde dizayn edileceğini sanmam. Bu sitede mucizeye dair bir işaret olarak ileri sürülmüş aslında okadar sağlamda bir kanıt değil. Çünkü belki deniz üzerinden savaş arabaları nakil yapılırken gemi batmışta olabilir. Ama bu tekerlek mucize sonuçu eğer deniz altında kalmış ise o zaman mucize 3000 yıl önce olmuştur ki bu durum Hz. Musa'nın yaklaşık olarak 3000 yıl önce II. Ramses zamanında yaşadığı durumuyla uyuşuyor. ama o vakit II. Ramses'in mumyası durumu bozuyor ...

    Sonuç olarak dediğim gibi eğer Ginger gerçekten 5000 yıllık değilde 3000 yıllık ise hah işte o zaman bulmaca çözülür gibi oluyor. çünkü 3000 yıl öncesi M.Ö. 1000 -1200 yıllara geliyor ki 19. Hanedan II. Ramses olduğuna göre Ginger'da 20. yada 18 hanedan olabilir ve bu durumda kızıl denizin dibinde 18. Hanedanlığa ait bir savaş arabasının tekerleğininde bulunması baya bir manidar olur.... Ama neden yukardaki ingilizce yazıda o zaman cesedin (Predynastic Egyptian ) devren yani mısırda hanedanlıktan önceki devre ait M.Ö. 3400 ait deniliyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mythief -- 27 Ocak 2005, 17:35:04 >
  • quote:

    Böyle gömülen cesetler genelde sıklıkla çürüMüyormuş. çünkü sıcak ve kuru kum insan vücudunun %75'ni oluşturan suyu emiyormuş. Nem, rutubet bakterileri üreyemedikleri için çürümeye sebep olamıyolar ve dolayısıyla ölününde vücudu korunuyormuş


    diğer konularda hem fikiriz de ...

    yukarıdaki alıntıya ben inanmıyorum

    aynı şekilde kızgın kumların üzerinde ceseleri bekletip bedavadan mumyalatabilmemiz gerekir bence pek mantıklı gelmedi....

    başka diğer mumya neden yok kızgın kumlar arasında ölen veya hayvan neden yok...

    mythief gözünden kaçtı bu konu heralde
  • quote:

    Orjinalden alıntı: muckerx

    arakadaşlar mardukla randevu kitabında çok objektif bir bakış açısı var lütfen bi göz atın bazı cevaplar bulabilirsiniz

    bu ara randevu defterim dolu ,uğraşamam.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Böyle gömülen cesetler genelde sıklıkla çürüMüyormuş. çünkü sıcak ve kuru kum insan vücudunun %75'ni oluşturan suyu emiyormuş. Nem, rutubet bakterileri üreyemedikleri için çürümeye sebep olamıyolar ve dolayısıyla ölününde vücudu korunuyormuş


    diğer konularda hem fikiriz de ...

    yukarıdaki alıntıya ben inanmıyorum

    aynı şekilde kızgın kumların üzerinde ceseleri bekletip bedavadan mumyalatabilmemiz gerekir bence pek mantıklı gelmedi....

    başka diğer mumya neden yok kızgın kumlar arasında ölen veya hayvan neden yok...

    mythief gözünden kaçtı bu konu heralde

    iyi bir yaklaşım.hemen şu soru aklıma geldi :
    cesed herhangi bir (koruyucu) tabut vs .. içinde mi bulundu yoksa doğrudan çıplak olarak mı?
  • Deep Impact'a cevap vericem arkadaşlar yukardaki mesajın alt kısmını editledip yeni şeyleri ekledim. sayfalarınızı yenileyip okuyunuz.
  • mythief kzil deniz hakinda bilmeni istedigim birsey var tek gecis yeri orasi oldugunu sadece Hz musa nin bilmedig rus bilim adamlarinin arastirmasi sonucu gelgit donemlerinde sularin cekilmesi sonucu kayaliklarin artaya cikmasi ve insanlarin onun uzerinden gecmesi imis uzgunum bu bir gercek
  • @ Hz_Ti3sTo

    Ne yani bu sadece basit bir gegit olayı mıydı demek istiyorsun. Bak adresi verdim haberin yayınladığı adresi istersen orada oku istersen buraya ben koyayım.

    Bilim, Hz. Musa'nın Mucizesini Kanıtlıyor

    İki Rus matematikçi olan Naum Volzinger ve Aleksey Androsov, bu araştırmada Hz. Musa'nın Kızıldeniz'i 'ortadan ikiye' ayırarak İsrailoğulları'nı kurtarmasının mümkün olduğunu kanıtladılar: Gerekli olan, saniyede 30 metrelik bir rüzgârdı...

    Rus matematikçiler bu mucizenin olasılık hesabı üzerinde duran bilim adamlarının aksine, mucizeyi oluşturabilecek koşulları incelediler ve bu incelemeler onları mucizeyi doğrulayan sonuçlara ulaştırdı.

    İki bilim adamının Rusya Bilimler Akademisi bülteninde yer alan araştırmasına ayrıntılı şekilde yer veren Moscow Times gazetesinin haberinde, Volzinger'in belirttiğine göre, altı ay süren araştırmanın başlangıç noktasını, Kızıldeniz'deki dev bir kayalık oluşturmuştu. Bunun ardından iki Rus matematikçi, kayalığın su seviyesi üzerinde kalmasını sağlayacak fırtınanın şiddeti ve rüzgârın hızını belirlemeye çalıştı. (link-> Scientist dissects parting of Red Sea, finds perfect storm) .

    Güçlü Bir Fırtına mı?

    Sonuçta, hızı saniyede 30 metreye ulaşan rüzgârın, denizin çekilerek kayalığı su seviyesinin üzerinde tutmasını sağlayabileceği anlaşıldı. Konuşmasında, bu durumda İsrailoğulları'nın 7 kilometre uzunluktaki kayaları izleyerek dört saatte karşı kıyıya ulaşabileceği sonucuna vardıklarını söyleyen Volzinger'in, Hz. Musa ve kavminin geçmesinden yarım saat sonra kayaların yeniden sular altında kaldığını ve onları takip eden Firavun ve ordusunun boğulmuş olabileceğini belirtmesi mucizenin bilimsel yönünü de açıklamaktadır.

    Unutulmamalıdır ki; bu doğa olayının her zaman olma ihtimali bulunmaktadır. Allah'ın dilemesiyle rüzgarın hızı, yeri ve zamanı gibi koşullar gerçekleştiğinde bu mucize yeniden oluşabilir. Ancak konunun asıl mucizevi yönü, bu olayların tam da Hz. Musa ve İsrail-oğulları'nın böyle bir olaya ihtiyaçları olduğu zamanda ortaya çıkmasıdır. Hiç şüphesiz Allah müminlerin duasına icabet eden, merhamet sahibi olandır. (En doğrusunu, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan herşeyi yaratan Yüce Allah bilir.)
  • ABİLER HERKEZ SUSSUN ALLAH KALPTEN DUA ETSİN ALLAHIN HİKMETİ BU!!
  • quote:

    Sonuç olarak dediğim gibi eğer Ginger gerçekten 5000 yıllık değilde 3000 yıllık ise hah işte o zaman bulmaca çözülür gibi oluyor. çünkü 3000 yıl öncesi M.Ö. 1000 -1200 yıllara geliyor ki 19. Hanedan II. Ramses olduğuna göre Ginger'da 20. yada 18 hanedan olabilir ve bu durumda kızıl denizin dibinde 18. Hanedanlığa ait bir savaş arabasının tekerleğininde bulunması baya bir manidar olur.... Ama neden yukardaki ingilizce yazıda o zaman cesedin (Predynastic Egyptian ) devren yani mısırda hanedanlıktan önceki devre ait M.Ö. 3400 ait deniliyor.


    dediğin ifade ile bu ifade arasında bir paralellik bulunuyor.,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deep Impact -- 27 Ocak 2005, 20:00:33 >
  • Buralarda ölü gören var mı
  • quote:

    Kur’an-ı Kerim’de söz konusu olan Firavun, Mısır halkının mabud olarak kabul ettiği Ra’nın yeryüzündeki temsilcisi sayılan ve “güneşin oğlu” diye çağrılan bir ya da birkaç şahıstan ziyade, bir tip, bir karakterdir. O, ister Hz. Musa'nın doğduğu sırada Mısır'ı yöneten ve Musa'yı sarayında büyüten II. Ramses, isterse de Hz. Musa'nın risâletle görevlendirildiği dönemde iş başında bulunan Mineftah olsun; Kur'an, bize Firavun kıssası ile Firavunî şahıs ya da toplumların temel özelliklerini anlatmaktadır.


    yukarıdaki ceset ramses e ait olmasında herhangi bir beis yok fakat Hz Musa ile savaşan ve kızıldeniz de boğulan ondan sonra gelen ginger ya da mineftah adlı firavun olması gerekir.

    sanırım mesele halloldu.
  • 2 ayrı mesajı birleştirerek okuyun öyle atmam gerekti...
  • İşte Gerçekler

    @ Deep Impact

    Üzülerek söylemeliyim ki o ceset Hz. Musa'nın mucizesine ışık tutan birşey değil. En azından şuan ki biligiler doğrultusunda böyle birşey diyemeyiz.
    -----------------------------------------------------

    Eldeki veriler :

    1 Her müslüman Kuran'da bu mucizenin geçmesi sebebiyle olaya inanıyordur / inanMalıdır.

    2 Bilim, Hz. Musa'nın mucizesinin olabileceğini kanıtlamıştır. (bknz -> Bilim, Hz. Musa'nın Mucizesini Kanıtlıyor link-> Scientist dissects parting of Red Sea, finds perfect storm)

    Peki aşağıda resimini vereceğim ceset Hz. Musa'nın mucizesi sonuçu ölen firavunun cesedi midir ?

     çürümeyen ceset...ilginç...

    Ginger


    Cevap : Hayır

    Peki Neden ?


    Çünkü bugünün tarihçileri Hz. Musa'nın II. Ramses zamanında yada o zamanlara yakın bir devirde yaşadığını kabul etmektedir. Yani yuvarlak bir rakam vermek gerekirse yaklaşık olarak 3000 yıl önce yada M.Ö. 1500-1000 yıllar arası ... Oysa ki yukarda ki Ginger lakaplı çürümemiş ceset M.Ö. 3400 yıllara yani eski Mısırda hanedanlıktan önceki devre(Predynastic Egyptian ) aittir. Arada tam 2000 yıllık var.

    Daha önceki mesajımda bir şey demiştim :

    "Sonuç olarak dediğim gibi eğer Ginger gerçekten 5000 yıllık değilde 3000 yıllık ise hah işte o zaman bulmaca çözülür gibi oluyor. çünkü 3000 yıl öncesi M.Ö. 1000 -1200 yıllara geliyor ki 19. Hanedan II. Ramses olduğuna göre Ginger'da 20. yada 18 hanedan olabilir ve bu durumda kızıl denizin dibinde 18. Hanedanlığa ait bir savaş arabasının tekerleğininde bulunması baya bir manidar olur.... Ama neden yukardaki ingilizce yazıda o zaman cesedin (Predynastic Egyptian ) devren yani mısırda hanedanlıktan önceki devre ait M.Ö. 3400 ait deniliyor. "

    Fakat bu dediklerim sadece bir tahmindim ve tek bir kaynağa dayalıydı, o da ilhaminin foruma yazdığı ingilizce bir yazı. Ben yazının aslını British Museum'un sitesinden buldum.

    ->
    www.thebritishmuseum.ac.uk
    British Museum
    http://www.thebritishmuseum.ac.uk/compass/ixbin/print?OBJ43

    " Predynastic Egyptian Man

    Said to be from Gebelein, Egypt
    Late Predynastic period, around 3400 BC "

    Bununlada yetinmedim başka siteler buldum. işte bir tane daha
    ->http://showcase.netins.net/web/ankh/predynastic.html
    yukardaki siteden ufak bazı şeyleri tercüme edip yazayım.

    Predynastic Egypt (Hanedanlık öncesi Mısır Devri)

    Tarihöncesi zamanlardan beri atalarımız Nil Vadisi etrafında yaşıyorlardı. Mısır'da Neolitik (Neolitik; yanlış bilmiyorsam cilalı taş devri oluyor) devrin son zamanları "Hanedanlık öncesi Devir - Predynastic Period" olarak adlandırılır.

    Nil Vadisi boyunca ilk yerleşim yerleri kuranlar Lübnan, Suriye ve Filistinden gelmişlerdir. ve tüm bu göç hareketleri M.Ö. 5000 yıllarında olmuştur. Bu insanlar buralarda zenginleşmişler ve iki krallık kurmuşlardır. Yukarı Mısır ve Aşağı Mısır.
    ...

    İşte daha sonra şöyle devam ediyor. M.Ö. 3000 yıllarında kuzey Irak'tan bazı tüccarlar Mısıra seyehat ediyorlar ve oradaki bereketli topraklardan etkilenip oraya yerleşmeye karar veriyorlar. Sonra Nil vadisine yerleşen bu insanlar çiftçiliğe başlamışlar arpa yetiştirmişer. Sığırları koyunları ve diğer çiftlik hayvanlarını evcilleştirmişler. Daha sonra her yıl yılın belli zamanları taşan Nil'den korunmak için çamurdan evler inşa ederek köyler oluşturmuşlar.

    İlk Mısırlılar ölümden sonra yaşama inanıyorlarmış. Mumyalama keşfedilmeden önce cesetler mezar içersine ana karnındaki bebeğin (cenin) posizyonuna benzer şekilde dirsek ve dizlerden çekilmiş uyuyor pozisyonda yerleştirilmesi gerekiyormuş. Ceset kumdan sığ bir mezara ölümden sonraki yaşamda ona eşlik edecek çeşitli kişisel eşyalarla beraber yerleştiriliyormuş. Daha sonra kum ile üzeri örtülüyormuş.

    Daha önceki çevirimde de söylediğim gibi "böyle gömülen cesetler genelde sıklıkla çürüMüyormuş. çünkü sıcak ve kuru kum insan vücudunun %75'ni oluşturan suyu emiyormuş. Nem, rutubet bakterileri üreyemedikleri için çürümeye sebep olamıyolar ve dolayısıyla ölününde vücudu korunuyormuş." Yani bilim adamları en temel şekilde olayı böyle izah ediyorlar.

    Benzer bilgiler bu sitede de var. ->http://www.egyptorigins.com/ginger.htm Hatta bu sitede aşağıları doğru incelerseniz şöyle bir bilgide geçiyor :

    "Ramesses II of the 19th Dynasty, (1279 to 1213 BC) is the most famous of all Pharaohs of ancient Egypt. Many believe he was the Pharaoh who ruled when the Children of Israel escaped from bondage under Moses."

    "Türkçesi : 19. Hanedan olan II. Ramses (M.Ö. 1279-1213) eski mısırdaki en ünlü firavundur. Birçokları onun Hz. Musa önderliğinde kölelikten kaçan İsrailoğullarına hükümdarlık yaptığına inanmaktadır."

    Yani buda gösteriyor ki sadece Türk sitelerinde değil yabancı sitelerde de tarihçiler Hz. Musa'nın II. Ramses zamanında yaşadığını düşünüyor. Ama sadece düşünüyorlar yani bir kesinlik yok zaten ingilizce olarak (believe) kelimesi kullanılmış.

    Bu durumda :

    1 Hz. Musa için illa II. Ramses devrinde yaşamıştır diye ısrar etmek saçmalık olur. Sadece aşağı yukarı o devirlerde yaşadığına inanılıyor ama bir kesinlik yok.

    2 Firavun mecaz manada kötü, yoldan çıkmış, zulum eden bir kimseyi simgeliyor olsa dahi birde somut bir anlamı vardır ki o da Eski Mısırda ki hükümdarların ünvanıdır. Bu durumda "Ginger" 'ın , Hz Musa'nın mucizesi sonucu Kızıl Deniz'in ortasında öldüğüne inanılan firavun cesedinin olma ihtimali yok.

    Çünkü Hz. Musa illa 19. hanedan II. Ramses devrinde yaşamamış olsa bile sonuçta eski mısırda hanedanlık devri sırasında yaşamış olması lazım. Ha bu belki 15. hanedan devri olur yada 22. hanedan devri olur. yada bir başkası ama firavunları olduğu devir olması lazım. Oysa az önce dediğim gibi "Ginger" M.Ö. 3400 yıllara yani "Hanedanlık öncesi Devir - Predynastic Period" aittir. Dolayısıyla ginger Hz. Musa devrinde yaşamış ve denizde boğulmuş firavun cesedi değildir. Elde ettiğim veriler ve bilim bunu söylüyor.

    Peki bu Ginger'ın Hz. Musa'nın Mucizesi sonuçu ölen Firavun olduğu iddiası nerden çıktı ?

    Bu iddianın ortaya çıkmasının sebebi cesedin Kızıl denize yakın biryerde kumluk bir alanda yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunması, cesedin secdeye varan bir posizyondan bulunması ve doğal yollardan bugüne kadar bozulmadan gelmiş olmasıdır. İslamı kesimden bazı insanlar bu durumu hayretle karşılamış ve hemen olayı Hz. Musa'nın mucizesi ile bağdaştırmışlardır. Fakat yaptıkları şey bir yanlış anlama ve acecilikten başka birşey değildir.

    Şimdi çıkıp birileri peki kardeşim sadece neden o ceset bozulmamış diyebilirler ?!?

    Arkadaşlar sizlerde biliyorsunuzki doğal şartlar bazılarına daha bonkör davranıyor. Kumun etkisi ve suyu emmesi dolayısıyla rutubet bakterilerinin üreyememesi cesedi muhafaza olmasına sebep olmuş olabilir. Bugüne kadar böyle çürümemiş ceset vakaları çok olmuştur. sadece bu tek değil ki. Tarih öncesi çağlardan kalma buzulların arasında kalan ve iyi şekilde muhafaza edilmiş bir ceset daha bulunmuştu. Hatta bu konunun ilk haberinde de budist bir rahip çürümeden 75 yıl öylece duruyormuş. Hatta resimde nerdeyse canlıymış gibi duruyor ve düşünün öleli 75 yıl olmuş.

    Şimdi her böyle doğal yoldan korunmuş ve çürümemiş ceset bulunca bunu Hz. Musa'nın mucizesine yormak yada işte bu büyük Kafir'di Allah'ta ibretlik olsun diye cesedi çürütmüyor demek yada tam tersi bu çok iyi biriydi. Allah'a inanan sevgili kullarından biriydi ve o yüzden Allah onun cesedini koruyor gibi şeyler üretmek biraz abesle iştigal olacaktır. Elbette herşeyin bir hikmeti vardır ama bunları böyle bu derece abartmamak lazım.

    Peki ben bunları bu kadar neden anlatıyorum ?

    Çünkü bazı aceleci arkadaşlarımız kesinliği emin olmayan şeylerden hareketle Kuran'da ki bazı şeylerin gerçekliğin ispatlama çalışıyor. Pek tabiki bazı konularda bilimin yada tarihin Kuran'ı Kerim'i desteklemesi biz müslümanlar için sevindirici bir durum. Lakin Kur'an-ı Kerim ne bir Tarih kitabıdır ne de bir Bilim kitabıdır. O başlı başına ayrı bir boyuttadır ve Allah'ı kelamıdır. Bu nokta bizim olayları değerlendirirken dikkat etmemiz gereken ilk noktadır. İşte her fırsatta her olayı ispatlamaya kalkarsak böyle hatalı durumlara düşebiliriz. İslamiyete bir fayda yapayım derken yanılıp zararda verebiliriz. Benim tek çekincen budur. sonra birileri çıkıp böyle siteler "http://www.islamiyetgercekleri.org/firavunramses.htm " hazırlayıp, müslümanlar için tarihi gerçekleri kendilerini savunmak adına çarpıttıklarını iddia edebiliyorlar.

    Ha herşey kesin netleşir bilimsel olarak kayıtlara geçer o zaman bazı iddialarda bulunabiliriz.

    Şimdi "Deep Impact" arkadaşım sende bu kadar açıklamadan sonra hala "bana göre eğer Kızıldeniz de bir tane ceset secde halinde bulunmuş ise bunun yorumu gayet açıktır. " gibi bir açıklamayla bu durumu savunmazsın umarım !

    mythief



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mythief -- 27 Ocak 2005, 23:33:16 >
  • Emeklerine sağlık "mythief"
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.