Iraklı iki kişi Çorum'da bir okul müdürünü zincirlerle darp etti. (2. sayfa)

Kader diyemezsin sen kendin ettin 

Muazzez Ersoy - Topicyoutube

Provided to YouTube by Poll Production Kader Diyemezsin · Muazzez Ersoy Nostalji, Vol. 2 ℗ Poll Production Released on: 2020-09-30 Composer: Ali İhsan Kısaç Lyricist: Ali İhsan Kısaç Lyricist: Kemal Yarbaykoç Auto-generated by YouTube.

https://www.youtube.com/watch?v=BkECMHCpSCI&feature=youtu.be

Farz edin ki şu anda ırak ve suriye Türkiye topraklarına dahil. Bu korkunç birşey bence. Sorunlu, geri kalmış ilkel milyonlarca insan katılmış diye düşünün. Bir de bu insanlar bizim 3-4 katımız hızla üreyen insanlar. Ne eğitebiliriz ne kolay kolay bizim düzenimize uydurabiliriz.

Toprağını da insanını da istemem. Sınırlarınızı koruyalım yeter.

Anadolu Türklüğü kurtuluş savaşından bu yana hiç bu kadar tehdit altında olmamıştı. Hatta şu an tehdit daha büyük olabilir.

Yorumunuza katılmıyorum.Türkiye'nin Suriye ve Irak'ı ele geçirmek gibi bir amacı yerine bu ülkelerde istikrarın sağlanmasına destek vermesi daha çok menfaatinedir.Zaten 2002 yılına kadar Türkiye'nin resmi dış politikası buydu.Özellikle sınırı olan ülkelerde istikrarın olması ve iyi ilişkiler kurulması Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından benimsenmiş bir politikaydı.Atatürk döneminde imzalanan Balkan Antantı ve Sadabat Paktı buna örnektir.

2002'den sonra ise Türkiye'nin dış politikası bu yönün dışına çıktı.Bahsettiğiniz ABD 2003 yılında Türkiye'nin desteğiyle gelip Irak'ı işgal etti.2011 yılında yine Türkiye'nin desteğini alarak Suriye'ye karıştı ve iç savaşın büyümesine neden oldu.Yani 2003 ve 2011 yıllarında ABD'nin Irak ve Suriye'ye gelip oturmasına,müdahale etmesine Türkiye destek verdi.Aynı Türkiye 2004 yılında Kıbrıs'ta Kofi Annan Planının oylanmasına da destek vererek G.Kıbrıs Rum kesiminin tüm Kıbrıs adasını temsilen AB'ye alınmasının önünüde açmış oldu.

Yani bugün bölgede başımızda bunca sorun varsa bunun nedeni 2002'den sonra Türkiye'nin bölgede mevcut statükonun ve istikrarın korunması yönünde on yıllardır takip ettiği dış politikayı terketmesinin önemli etkisi vardır.Özellikle 2011'de çıkan Arap baharından sonra Türkiye'de gerçekçi olmayan şekilde 'yeniden osmanlı' fantazileri dış politikayı etki altına almış ve Türkiye iyice ortadoğu çukuruna saplanmıştır.

Kısacası Türkiye'nin yapması gereken dış politika bölge ülkelerde istikrarın sağlanmasına destek vermek ve buraya yabancı bir müdahalenin olması durumunda bu müdahaleye destek vermeyip,istikrarın ve statükonun korunmasından yana bir dış politika takip etmektir.Bu 20 yıldır yapılmadığı için hem ABD rahatça gelip Irak ve Suriye'yi karıştırdı hem de Türkiye boğazına kadar ortadoğu bataklığına saplanıp kaldı...

Hocam farz etmeye gerek yok ki şu an zaten karışık bir ülkeyiz dediğiniz ülkeler veya toplumlar içimizde. Önemli olan insanların kurallara uyarak yaşaması ama bu bilinç bu bölgelerde yerleşik değil yerleşmez de.

Toprağı kat kat az olan Hollanda Belçika gibi ülkeleri düşünün her konuda öndeler bizden..

Suriyenin gözü halen daha Hatay da, yıllardır PKK'ya destek verdi şu an adamlar oldu bitti ile devletçik kuracaklar umurlarında mı? acaba, Irak'a gelince her zaman bize düşmanlık gütmüştür misak'ı milli sınırlarımızda olan toprakları haksız bir şekilde elinde tutuyor bunu sineye çekmemizi beklemeyin o topraklar bize aittir.

Devlet polyannacılıkla yönetilmez gücün varken vurup alacaksın biz Kıbrısı almasaydık orda Türk kalır mıydı? bırakılır mıydı?

Benim söylediğim şeyleri çarpıtmaya çalışıyorsun Kemal paşa şu an olsaydı yolunu bulur Türkiye'nin zamanında alamadıığı nere varsa vurup alırdı zamanında Hataya engel olmaya çalıştılar hasta hali ile savaşı göze aldı 2. Dünya savaşında başımızda olsaydı hileyle elimizden aldıkları yerleri geri alırdı.

Suriye'nin bir dönem PKK'ya destek verdiği doğru ama bu destek baba Hafız Esad döneminde yapıldı ve Türkiye'nin Suriye'yi savaş ile tehdit etmesi üzerine kesildi.Hatta bugün Suriye'de bulunmamızın yasal dayanağı Esad rejimi ile 1998'de imzalanan Adana Mutabakatıdır.Hafız Esad'ın 2000'de ölmesiyle beraber yerine oğlu Beşar Esad geçmiş ve özellikle 2002-2011 yılları arasında iki ülke ilişkileri altın çağını yaşamıştır.İki ülkenin liderleri birbirlerine 'kardeşim' diyor,iki ülke beraber ortak bakanlar kurulu toplantısı yapıyor,iki ülke arasında karşılıklı anlaşmalar imzalanıyor ve iki ülke arasındaki mayınlı araziler temizlenerek tarıma açılması planlanıyordu.Yani 2011 yılında Türkiye olarak Suriye ile aramızda ciddi hiçbir problem yoktu.Eğer iç savaş Hafız Esad döneminde çıksaydı yani PKK'ya açık destek verdikleri dönemde çıksaydı evet Türkiye'nin iç savaşta taraf olması kendi menfaatine olurdu ancak 2011 yılında ilişkilerin iyi olduğu bir dönemde sırf ABD istiyor diye düşman olmak Türkiye'nin menfaatine olmadığı gibi Türkiye'yi uzun vadede Suriye bataklığına sokmuştur.

Irak'ta da Saddam Hüseyin rejiminin Türkiye ile bir problemi yoktu.Iraktaki PKK yapılanması 1979-1988 yılları arasında yaşanılan İran-Irak savaşının yarattığı otorite boşluğu nedeniyle hayat buldu.O dönem Türkiye,K.Iraktaki PKK yapılanmasına operasyon yapmak istediği zamanda 1983 yılında Türkiye ile 'güvenlik anlaşması' imzalayarak Türkiye'nin Irak sınırlarını geçerek PKK kamplarını vurmasına izin verdi.Bugün dahi eğer Türkiye K.Irak'ta askeri operasyonlar yapabiliyorsa bunun hukuki temeli 1983 yılında Saddam yönetimindeki Irak ile yapılan güvenlik anlaşmasına borçludur.Yani öyle kafamıza göre sınırı geçmiyoruz.Oradaki yönetim ile anlaşarak bunu yapıyoruz.Dahası 1925 yılında yapılan Ankara Anlaşması ile Musul ve Kerkük'ün sadece 'Irak yönetimine' bırakıldığını kabul etmiş ve ancak Irak yönetimi eğer Musul ve Kerkük üzerindeki hakimiyetini kaybederse Türkiye'nin buraya müdahale etme hakkını elde etmişizdir.Yani öyle 'Orası bizim toprağımız.Alacağız' gibi bir çocukça hayale kapılınmamış gerçekçi şekilde bir dış politika inşa edilmiştir.

Kıbrıs'a da Türkiye orayı fethetmek için değil hem 1959 yılında imzalanan Londra ve Zürih anlaşmaları ile kurulan 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni hem de Türk nüfusu EOKA-B terör örgütüne karşı korumak amacıyla çıktı.Kıbrısıda almış değiliz.Kıbrısta Türk nüfusun güvenli şekilde yaşayacağı Kuzey kesimleri ele geçirilerek harekat durdurmuşuzdur.2004 yılına kadarda Türkiye'nin Kıbrıstaki varlığı Londra ve Zürih anlaşmalarıyla güven altındaydı ancak 2004 yılında yapılan referandum ile hem G.Kıbrıs Rum kesimi tüm adayı temsilen AB'ye alınmış hem de Türkiye bu referandum sonucunda bir Avrupa ülkesini işgal eden güç olarak görülür olmuştur.

Kısacası bugün Türkiye'nin hem Irakta hem Suriyede hem de D.Akdenizde bu kadar sıkışık vaziyette kalmasının nedeni 2002'den beri gerçekçi dış politikayı bırakıp çocukça hayallerle mevcut statükonun bozulmasına destek vermesidir.Bugün Irak ve Suriye bu haldeyse Türkiye'nin ABD'ye verdiği destek nedeniyledir.Yine D.Akdeniz'de karşımızda tüm AB ülkelerini buluyorsak bunun nedeni 2004 yılında yapılmasına destek verdiğimiz Kofi Annan planıdır.Yani dış politika sizin düşündüğünüz gibi basit birşey değildir.Vur,kır,parçala şeklinde hiçbir yeri alamazsınız ve dahası elinizdekileride kaybedersiniz..

İşte buyrun Suriye örneği karşımızda duruyor...Türkiye olarak İdlip'in ötesine geçip rejimi bile deviremiyoruz.Nereye Suriye'yi,Irak'ı alıyorsunuz siz?Yunanistan Lozan Anlaşması hükümlerini çiğneyerek tüm Ege adalarını silahlandırırken,Lozan ve Paris anlaşmalarıyla kendisine bırakılmayan ada ve adacıkları bile işgal ederken sesimiz çıkmıyor.Bir de gidip Irak ve Suriye'yi mi ele geçireceğimizi hayal ediyorsunuz?

Asıl polyannacılık budur...

Suriye ve Irak'ı bizim gibi görmeyin tarihte böyle bir millet ve devlet yoktur hep büyük devletler tarafından yönetilmiştir oraları kasıtlı bir şekilde elimizden alındı oralar bize aittir Selçuklu ve devamındaki Türk devletinin mirası bize aittir.

Kimseye borcumuz felan yok ordaki, Irak yönetime ültimatom verip oraları düzeltmesini yada fetih edileceğinin belirtilmesi gerekir Türkiye ne yapıyor korkak davranıyor buda onları cesaretlendiriyor bölgeyi bataklığa çeviriyorlar senin karşında devlet yok ki sen onlarla anlaşma yapıyorsun Türkiye hatalı onları ciddiye bile almamalı devamlı arkamızdan vurdular.

Rusya, Ukraynada ne yapıyor? çocukça hayale mi? kapılmış??

Avrupa tabi öyle görecek adamlar Türk'e düşman işi yarıda bıraktık güçlü olduğumuz zaman ora tamamen alınmalıı Akdeniz bir Türk gölü haline çevrilmeli.

Güçlü olacaksın vurup alacaksın dünya tarihi hep böyledir biz buraları kılıçlarımızla aldık kimse bize hediye etmedi.

Ben AKP'li değilim ki sen adaların işgalin de bana sesiniz çıkmıyor diyorsun benim elimde imkan olsa oraları bugün alırım Yunana dünyayı dar ederim.

BOP plani işliyor bu hükümetten bir şey beklemeyin.

Önyargı değil gerçek gidip AKP'ye oy veriyorlar olacağı bu koskoca başkentte normal okul kalmamış her yeri imam hatip yapmışlar.

Halil İbrahim Aşgın çözer. akpli çorum

acıyanı sevsinler. tüm hepsine zincirleyip bisiklet gibi binseler umrumda olmaz.

akpli tüm belediyeler bundan sonra düşmanımdır. halk değil köle onlar. slave.

çorum akplidir.

akpliler filistin diye sadece bağırabilirler mesela.

ama iş icraate gelince 0'lar. her zamanki gibi.

Köleye seçme hakkı tanırsan olacağı bu al sana demokrasi..

Suriye ve Irak'ı bizim gibi gördüğüm yok.Mesele oradaki halkın bizi istememesi.Bahsettiğiniz Türk devletleride o bölgeleri zorla ve fetihle ele geçirmişlerdi ve sürekli o bölgelerde çıkan isyanlarla boğuşmuşlardı.Yani o toprakları ele geçirmemizin günümüzde de bize bir faydası yok.Petrolü ileri sürüyorsanız bu da gereksiz zira zengin ve gelişmiş bir ülke olmak için petrol kaynaklarına ihtiyaç yoktur.Bugün G.Kore doğal kaynaklar konusunda fakir bir ülkedir ancak bilime ve sanayiye yaptıkları yatırımlar sayesiyle bugün Dünya'ya teknoloji satan bir ülkedir ve Uzak Doğu Asya'nın en gelişmiş ülkelerinden biridir.Aynı durum Japonya içinde geçerlidir.Kısacası Suriye ve Irak topraklarının Türkiye'ye katacağı hiçbir değer ve fayda yoktur aksine Türkiye'nin başına daha çok bela çekmekten başka bir işe yaramayacaklardır.

Birilerine borçlu olduğumuzu iddia etmedim.Diplomasiden bahsettim.Diplomaside sizin bahsettiğiniz şekilde vur,kır,parçala şeklinde yapılmıyor.Türkiye olarak biz I.Dünya Savaşı ile beraber Ortadoğu coğrafyasını kaybettik ve 1923 yılında Anadolu merkezli yeni bir devlet kurduk.Bu devletin sınırlarıda bellidir.Bu sınırlar içerisinde de Irak yoktur ve biz bunu 1925 Ankara anlaşmasıylada kabul ettik.Türkiye olarak biz Irak'a ancak Bağdat yönetimi Musul ve Kerkük üzerindeki otoritesini kaybederse yani Musul ve Kerkük başka bir otoriteye geçiş yaparsa o zaman müdahale etme hakkını kazandık.Mesela 2017'de Barzani K.Irak'ta bağımsızlık referandumu yapmaya kalkınca Türkiye olarak bu anlaşmayı ileri sürerek bölgeye müdahale edeceğimizi ilan etmiştik.

Evet,Rusya Ukrayanada çocukça bir hayale kapıldı.2014'ten beri Rusya Ukraynaya diz çöktürmeyi başaramadı.En son 2022'de Ukraynayı işgal etmeye çalıştı ama o da elinde patladı.Rus sınırına yakın başkent Kiev'i bile savaşın üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen ele geçiremedi.Rus ordusu iki yıldır Ukraynada kayıp üstüne kayıp yaşarken NATO tek bir askerini bile kaybetti.Üstüne Rusya ile komşu olan Finlandiya ve İsveç NATO'ya alındı.Rusya'nın çevresindeki NATO gücü kuvvetlendi ve Avrupa Rusya ile olası bir savaşa hazırlanmaya başladı.

Akdeniz'in bir Türk gölü haline dönmesi için Türkiye'nin bölgede ciddi bir güç haline gelmiş olması gerekir.Bilim yapmayan,sanayi üretmeyen ve ekonomik olarak dışarıya bağımlı bir ülke olarak Akdeniz'i bir Türk gölü haline getirmemiz mümkün değil.Kanuni döneminde yaşamıyoruz.Bizim 1974'te Adaya çıkışımız bile 1955'den sonra izlediğimiz dış politika sayesiyle olmuştur.20 Temmuz 1974'te adaya çıkışımız bile Kıbrısı almak için değil önceki mesajımda belirttiğim üzere Londara ve Zürih anlaşmalarıyla kurulan Kıbrıs Cumhuriyetini,Kıbrıs anayasasını ve Kıbrıs Türk toplumunu korumak için çıktık.Kıbrıs'ın tamamını almamamızın ve Kuzey bölgesi ile yetinilmesinin nedenide budur...Zira SSCB Kıbrıs adasının bir NATO üyesinin eline geçmesini istemiyor ve Türkiye'ye ağır bir baskı yapıyordu.Daha fazla ilerlemek mümkün değildi.

Kılıç,ok,yay,at vs devri sanayi inkılabı ile sona erdi.Eskiden ordusu güçlü olan dilediği ülkeleri rahatça feth ederdi ancak bu durum artık mümkün değil.ABD bile Irak savaşında yaşadığı zorluklar nedeniyle artık ülkeleri işgal etmek yerine YPG gibi kontrolündeki terör örgütleriyle 'minimum' kayıpla ABD çıkarlarını korumaya çalışıyor.Nükleer silahların olduğu ve daha gelişmiş konvansiyonel silahların (top,tüfek,tank,gemi,füze,dron vs) olduğu bir Dünya'da öyle ülkeler fethetmek kolay değil.Sovyetler 1980'lerde bunu Afganistanda yapmaya çalıştı kaybetti;Amerikalılar 1960'larda Vietnamda bunu denedi onlarda kaybetti ve aynı Amerikalılar Afganistanda da kaybetti.Ruslar ise 2014'ten beri Ukrayna'ya diz çöktüremiyor.Suriye'de Esad rejimi bile tüm Batı karşısında olmasına rağmen 2011'den beri devrilmedi...Kısacası bahsettiğiniz kılıçla fetih devri sona ereli minimum 200 yıl oluyor.Devir diplomasi,ekonomi,sanayi ve kültür devridir.Kim bunlarda üstün olursa Dünya'nın efendisi de o oluyor.

Sizi AKP'li olarak değerlendirmedim.Bahsettiğim adalar 'AKP'nin değil Türkiye'nin meselesidir.AKP gelecekte bu ülkeyi yönetmese bile Yunanlıların Lozan anlaşmasını çiğnemesi,silahsız adaları silahlandırması ve askerleştirmesi ve dahi kendisine bırakılmamış ada ve adacıkları işgal etmesi Türkiye'nin meselesi olmaya devam edecektir.Bu nedenle Türkiye olarak 'biz' daha Yunanlılara Lozan anlaşması hükümlerini uygulatamazken,Yunanlıların işgal ettiği ada ve adacıkları boşalttıramazken Suriye ve Irak'ı nasıl fetih edeceğiz anlatır mısınız?

BOP'un işlediğine ben de katılıyorum.Son 20 yıldır bu plana göre ülkenin yönetildiğine ve dönüştürüldüğüne katılıyorum.

Oradaki halk bizi istemiyorsa arapları sığınmacı olarak almayacaksın tarihte kaç kere bizden yardım istediler bizim o bölgeye girişimiz Abbasilerden dolayı oldu bugün bile bizim onları kurtarmamızı bekliyorlar basına yansımıyor ama araplar kendi aralarında Türkler bizi neden kurtarmıyor diye tartışıyorlar ama ilk fırsatta bizi yine arkamızdan vurmakta geri kalmazlar akıllanmaları zor.

Azerbaycan diplomasi ile bir şey elde edemedi ne yaptı vurdu aldı yoksa çok beklerdi.

Ukrayna bitti savaşacak adam bulamıyorlar nüfus olarak bitti savaşı iyi yönetemediler bu Rusyadan ayrılan ülkerin hepsi ahlaksız ve rüşvet ülkesidir.

Senin düşüncen şu biz zayıfız o zaman savaşmayalım tam tersine fırsat kollayıp zayıf olduğun zaman vurup alacaksın buralar benim diyeceksin ABD ve SSCB'nin farklı coğrafyalarda savaş kaybetmesi bizimde kaybedeceğimiz anlamına gelmez Ukraynayı harcanan ülke olarak görüyorum Rusya'ya bir şey olmaz elinde sonunda istediğini alacaktır.

Türkiye akdenizde var olan gücünü kullanmıyor barbaros hayreddin paşa gibi paşaların görev alması gerekiyor korkak kavranıyorlar buda yunanı cesaretlendiriyor sen kimsin ki bizim adalarımızı alıyorsun kendine gel dememiz gerekirken iş birlikçi hükümet ülkede ağırlıyor insanların adalarda tatil yapmasına evet diyor bu bir vatan hainliğidir aynı gemide felan değiliz.

Kılıçla fetih devri sona felan ermedi bu tamamen bir yalan şu an atlı silahlı suvari gücümüz olsa hava sahasını kotrol etsek oraları yine alırız kimse duramaz önümüzde Türkiye güçlenmesin diye kotrol altında tutmaya çalışıyorlar, Türkiyenin orta boy devletten acilen büyük boy devlete dönüşmesi gerekiyor bunu iyi anlamak gerek eğer biz bu hamleyi yapmassak küçüleceğiz bizi bölecekler, Suriyede adamlar başka coğrafyadan gelip devletçik kuruyorlar bizim bunu hemen yıkmamız gerekirdi sığınmacıları almamız gerekirdi Ahmet Davutoğlu'nun vatan hainliği suçundan yargılanması gerekir.

İkide bir açıklama yapıyorlar kimsenin toprağında gözümüz yok yok ya onların bizim toprağımızda gözü var o nasıl olacak devlet böyle yönetilmez Çin bölünürse Uygurlarla iletişime geçip doğu Türkistanı kurtarmamız gerek Rusya bölünürse pek çok Türk bölgesini o soysuzlardan kurtarmamız gerek bu bizim hakkımızdır hiç hak etmedileri halde zorla baskıyla Türklerin asimile edilmesine son vermemiz gerekiyor.

Irak ve Suriye'ye gelince aslında kürt bölgesi kulur kurulmaz oraya çökmeliydik sen çökmezsen alttan alırsan başkası gelip çökecek bölgede ya İsrail büyüyüp diğer devletlere çökecek yada Irak, Suriye ile Türkiye birleşip büyük bir Türk devleti kurmamız gerekecek elinde sonunda bu olacak o bölgeler Türkiyenin doğal uzantısıdır.