Şimdi Ara

Bir Mezun Olarak Birkaç Görüşüm [MÜHENDİSLİK] (13. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
407
Cevap
30
Favori
109.340
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • hocam yıldırım beyazıt üniversitesi hakkında bilginiz var mı?
  • Kardeş bilgilendirmelerin baya hoşuma gitti.Makine ve inş mühendisliklerini yazdım tercihlerime.İNG olması önceliğim.Sıralamam 135k pek iç açıcı değil.İzmirde yeni açılan Katip Çelebi Üniv. yazdım.Çok zorlandım yazsammı yazmasammı ama öğretim üyeleri hacettepe 9 eylül mezunu falan ve eğitimi ingilizce ayrıca sonuçta izmirde. Birde karabükte makine müh. yazdım çünkü eğitimi ingilizce ve üniversitenin çok çabuk geliştiğini söylüyorlar.Senin fikirlerin neler? Gerekirse tercihlerimi seninle paylaşayım. NOT: Yeni üniversitelere gitmeyin demişsin ama izmirdeki katip çelebi yeni ve tıp fakültesine sahip.Gözümü korkuttun şimdi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi csaacan -- 2 Ağustos 2012; 23:28:49 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: deserthawk

    EĞER ACELENİZ YOKSA DÜŞÜK PUANLI MÜHENDİSLİKLERİ YAZMAYIN!



    Arkadaşlar, hükümetin "Herkesi üniversite mezunu yapma" projesi nedeniyle mühendislik tam anlamıyla ayağa düşmüş durumda. 32 binlik İTÜ'nün 96 bininci öğrenciyi alması ne demek düşünebiliyor musunuz? 38 bin ile girdiğim yerin 64 bine gerilemesi de öyle. Sürekli yeni üniversiteler açılıyor, var olanların kontenjanı arttırılıyor ve ikinci öğretim programları açılıyor. Bunun nedenlerinden biri o bölge esnafının işini arttırmak. Geçen gün gördüm İzmir'de "Kemalpaşa üniversiteyi hakediyor" diye yazmışlar. Nereye biliyor musunuz, dolmuşa. Neden, öğrenci sürekli İzmir'e gidip gelince dolmuş iş yapacak. Böyle ikiyüzlü adamlar işte. Kemalpaşa dediğiniz yer de köyden bozma ilçe gibi.


    Neyse, benden size bir abi tavsiyesi. Eğer maddi durumumuz bir seneyi daha kaldırmaz veya bizim şirketimiz var işim kesin hazır demiyorsanız puanı düşük yerlere gitmeyin arkadaşlar. Çünkü üzülerek söylüyorum ki o yeni üniversitelerden mezun olanlar piyasada itibar görmeyecek. Sanayide, küçük ölçekli yerlerde mühendis imzasının olmasının zorunlu olduğu yerlerde sadece "bulunacak". Ne karar alıp işlerin yürümesini sağlayacak, ne de başka bir şey. Çok büyük bir ihtimalle tekniker yapacak, sana imzayı attırıp geçecekler. Böyle mühendislik olmaz. Buralardan mezun olan arkadaşların holdinglere girip yönetici pozisyonuna gelmesini ise pek mümkün görmüyorum. Bir ömür sanayide pisliğin, gürültünün ve seviyesi düşük -kusura bakmayın; ama teknikerler hep küfürlü konuşuyor- ortamda kalacaksınız.

    Daha da dramatik olan, 3-4 sene sonra piyasa öyle düşecek ki, buralarda mezun olan arkadaşlar mühendis olduğuna lanet edebilir. Şu anda İzmir piyasasında başlangıç maaşı genelde 1250-1500 TL olur. Genelde bu ücret 1250 TL'ye daha yakındır. Vestel, Elginkan, Bosch gibi yerleri ayrı tutuyorum. Bu arada Vestel, Manisa kökenli bir fabrika olmasına rağmen oradaki üniversiteye zerre kadar katkısı olmamıştır. İşte, Türk şirketleri bu kadar paragöz arkadaşlar. Dertleri kalkınmak değil, ceplerini doldurmak. Bilmem kaç yıl tecrübe istiyoruz deyip geri çevirecekler. Bosch'un Bursa fabrikasına bakıp örnek alsınlar. Adam part-time öğrenci çalıştırıyor.

    Dediğim gibi, şu anda 1250 TL'ye yakın olan başlangıç maaşı sanayideki "göstermelik mühendisler" için 1000 TL'ye kadar inebilir. Bunun örneklerini gördüm. Adam 1000 TL teklif ediyor. Çünkü küçük ölçekli, çünkü işsiz mühendis var. Askerliğini yapmamış olanlara 750'ye kadar inildiğini gördüm. O şirketler zaten sadece imza için adam arar. Askerlik olmadan işe alıyorlarsa bilin ki oradan bir şey olmaz.


    Peki, YÖK'ün süper icraatı sonrasında 3-4 sene o 1250 TL ne olacak söyleyeyim mi, 1000 TL. Sanayideki küçük yerler de kapıyı 750 liradan açar herhalde. Çünkü ortalık mühendis kaynayacak ve bunların içinde en fazla makineci olacak. 750 lira arkadaşlar, bugün vasıfsız eleman bile o parayı kazanabiliyor.

    Şunu da söyleyeyim, kendini geliştirme işi de eskisi gibi olmayacak. O laf şunun için söylenir, mesela İTÜ'lü adam Autocad'i güzel öğrenmiştir. Anadolu'da okuyan adam belki o kadar öğrenmemiştir. Kursa gidin siz de öğrenin, daha iyi iş bulursunuz denir. Doğrudur, bu zamana kadar öyle olmuştur. Fakat şimdi herkes bu yeni üniversitelere girince 3. ve 4. sınıfta akıllanacak, anlayacaklar ki gelecek pek parlak değil. O yüzden kurslara gidecekler. Makine mühendisleri odası 250 TL'ye kurs veriyor, gayet ulaşılabilir bir fiyat. Aynı şey İngilizce için de geçerli. Deseniz ki aralarından sıyrılmak için Autocad'in kitabını yazayım, o da abartı olur. Orta ve büyük ölçekli yerlerde çizimleri yapan teknikerler çok şey biliyor. 2 kere staj yaptım, parça çizen mühendis görmedim henüz. İngilizce için de, ilanlarda herkes yazar; ama çok iyi İngilizce'yi holdingler falan ister. Onun kapıları da korkarım bu yeni üniversitelere kapalı olacak.

    O yüzden arkadaşlar, dediğim gibi şartlar müsaitse bu yeni üniversitelere girmek yerine 1 sene daha bekleyin. İnanın haftaiçi grubu dershane daha iyidir. Okul yokken, disiplinle çok daha iyi çalışılıyor. Okul puanı ve disiplin yönünden eksiğim olduğundan ben tam umduğumu bulamadım -bir de sınavda anlamadığım bir şeyler oldu- ama çok daha iyi yerlere giren arkadaşlarım oldu. İleride orada burada sürünüp yıllar kaybetmektense 1 sene zaman ve dershane parası kaybetmek inanın bir şey değil.





    dostum sakarya makina mühendisliği konusunda ne düşünüyorsun müdek onayıda var?




  • kontenjan artışlarının sıralamaya elbet etkisi oldu ancak önemli olan yüzdelik dilimdir.

    bu yıl 1.8 milyon küsür kişi sınava girdi, sizin döneminizde bu sayı kaçtı ?

    olaylara tek yönlü bakmayın.

    edit: şimdi sınava giren aday sayılarını karşılaştırdım girdiğiniz yıl 70k ile alan bir okulun bu yıl 90k ile alması oldukça normal (yüzdelik dilim) kalan gerilemeler ise kontenjan farkından kaynaklanmaktadır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaulCrewe -- 8 Ağustos 2012; 20:53:03 >
  • arkadaşlar mühendislik kontenjanları son yıllarda inanılmaz arttı. iyi bir okuldan mezun olsanız bile iş bulmanız kolay değil.

    puanınız yetiyorsa sağlıkla ilgili bölümler yazın
  • Abi bu adam ne dediğinin farkında değil heralde, yada zamanında bi endüstri mühendisi canını fena yakmış
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    arkadaşlar mühendislik kontenjanları son yıllarda inanılmaz arttı. iyi bir okuldan mezun olsanız bile iş bulmanız kolay değil.

    puanınız yetiyorsa sağlıkla ilgili bölümler yazın


    bu sadece mühendislik için degil tüm bölümlerde kontenjanlar inanılmaz derecede arttı artık seçenek çok fazla parası olan zaten bütçesine göre bir özel üniversiteye gidebiliyor yani üniversite mezunu olmanın pek bi artısı yok okurken kendimizi geliştirmemiz lazım bir veya bilemedin 2 dil öğreneceksin meslegine uygun programları öğreneceksin çeşitli kurslara gideceksin kendine bir şey katman şart
    şimdi sürekli boğaziçi odtü gibi iyi üniversitelerden bahsediliyor bu üniversiteleri bitirmek de iş garantisi getirmiyor sonuçta herkes bu üniversitelerin en iyi bölümlerini kazanamıyor en basiti bir tanıdıgımız osmangazi makine müh. mezun oldu orayıda 2 sene dershaneye giderek kazandı bu dedigim abi okula başladıgında tek kelime ingilizcesi yoktu hazırlıkta bile zar zor verdi o da kurslara giderek 2 yıl iyi bir dil kursuna gitti ama gerçekten azimliydi sonra son yılında yazın 2 ay amerikaya gitme imkanı oldu bukadar kısa zamanda tabiki ing ana dili gibi konuşamaz ama birşeyler öğrenme çalıştı sonra bazı yerlere iş görüşmesine gitti ama maalesef mülakatlarda elendi çünkü neredeyse ana dilin gibi ingilizce bilmen gerekiyor o firmalara girebilmek için baktı olmuyor askerligini yapıp geldi şuan yaklaşık 7 aydır amerikada orada dil kursuna gidiyor mayıs ayı gibide dönmeyi düşünüyor toefl alıp öyle gelecek yani herşey kendini geliştirmene bağlı tabiki birazda maddi imkanlara




  • Ya aslında 40k altı mühendislik fakültesi olmamalı da işte millet nerden ekmek kazanıcak
  • quote:

    Orijinalden alıntı: uavin

    Ya aslında 40k altı mühendislik fakültesi olmamalı da işte millet nerden ekmek kazanıcak

    kazanamayacak ki zaten. o kadar mühendisi istihdam edecek ne devlet ne özel sektör var
  • quote:

    Orijinalden alıntı: deserthawk

    Öncelikle herkese geçmiş olsun diyorum. Umarım gönlünüzce puan almışsınızdır.


    Ayrıca çok şanslı bir zamanda üniversite sınavına girdiğinizi belirtmek istiyorum. Şimdi puanlara baktım da, mühendisliklere girmek eskisine göre ciddi olarak daha kolay olmuş.

    Hemen size bir örnek.


    Benim zamanımda (2006-2007) Ege Üniversitesi Makine Mühendisliğine 18 bininci arkadaşım girmişti. Şimdi bakıyorum 31.209. kişi girmiş. Aradaki fark çok ciddi.

    Benim mezun olduğum üniversite CBÜ Mak. Müh. 38 bininci olarak girmiştim. Şimdi 68 bininci girmiş. Arada resmen farkın kralı var.

    İTÜ Jeoloji'ye zamanında 20 bininci giriyordu, şimdi 96.577. Breh breh breh... farka bak yahu.

    Diyeceğim o ki, yatın kalkın hükümete dua edin. Herkesi üniversiteli yapmak için birsürü yeni üniversite açıldı, var olanların kontenjanları arttırıldı, ikinci öğretimlerin sayısı arttı.

    Zaten ben de okurken yeni gelenlerin seviyesinin daha düşük olduğunu görmüştüm. Hocalar da diyordu, demek ki sebebi buymuş.

    Eğer hem 2006 hem de 2007'de sınava girmiş biri varsa, o dönemin sıkıntılarını bilir. Benden önceki dönemlerde daha da zordu, çünkü sadece lise 1'den falan çıkıyordu, seviye daha da yüksekti.

    Diyeceğim o ki, umarım bu fırsatı güzel değerlendirmişsinizdir.


    Gelelim makine mühendisliğini yazmayı düşünen arkadaşlara

    İş çok, bunu söyleyebilirim. Hangi üniversiteyi bitirirseniz bitirin, fırsatlar geliyor. Burası kötü okuldur, iş bulamam diye düşünmeyin.

    Dersi güzel dinler, biraz çalışırsanız çok sorun olacağını sanmıyorum. Gerçi bunu benim dönemim için söylüyorum, şimdi seviye düşmüş malum.

    Bazı üniversitelerde projeye daha çok ağırlık verilir. Çizimler biraz zorlar belki, hesapları kitaba baka baka bir şekilde yaparsınız.

    Kendinizi en çok makine elemanları dersinde mühendis gibi hissedersiniz sanırım. Sınavda her şeyi bize yaptırıyorlardı. Kendin tasarlıyordun. Diğer derslerde size verilen sıralamayı izlersiniz, çok serbestlik olmaz.

    Proje dersleri keyifli olabilir. Bir şeylere yaratmayı sevmeyen adam mühendis olmasın zaten bir zahmet.

    Görüldüğü gibi dünya kadar üniversite var. Hemen hemen hepsinde makine mühendisliği vardır. Ama bu kadar iş yok, sıyrılmak lazım.

    Çizim programları öğrenilecek, İngilizce'yi söylemiyorum bile, mümkünse 2. dil öğrenilecek. Hepsini geçtim, mühendis görünümüne kavuşmanız lazım. Peki, nedir bu mühendis duruşu?

    Okul bittiğinde bazı büyük yerler yönetici adayı, yetiştirme elemanı vs. gibi pozisyonlar açar. Mülakata gittiğinizde sizin CV'ye şöyle bir göz gezdirirler o kadar. Evet, ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi falan dikkat çekecektir; ama iş bu kadarla bitmiyor tabi. O sadece bir artı olacak. Adam sizin hayat görüşünüzü, yeteneklerinizi öğrenmeye çalışacaktır. Kendine güvenmeyen, sadece derslerini geçmiş birini işe almayacaklardır. Diploma notuna da pek takılmazlar, o yüksek lisans içindir.



    masal anlatmışsın hocam. memurlar net te gir de bak makine mühendislerinin hallerine. Özel sektörde nasıl 3 kuruşa çalıştıklarını sonra kapağı devlete zar zor nası attıklarını falan oku. iş çok falan değil. Bilakis az. Zaten odtü bilkent itu falan derken sıra gelmiyor diğer okullara. Sana memurlar nette gördüğüm bir hikayeyi paylaşiim:

    --------------

    Benim hikayem, makina mühendisinin hikayesi...

    Herkesin bu gün için umutları, hayalleri vardır, birçoğu için de olmazsa olmazdır elbette ama 11 Ağustos 2012, benim yeniden doğduğum gündür.. Neden mi?

    Yıllar önce ilkokulda okulumu bilgi yarışmasında birinci yaptım ve o okuldan Anadolu Lisesini kazanan ilk kişi oldum. İzmir'in o zamanlarki ikinci Anadolu Lisesi'ni. Ailemin o yaz tayini çıkınca, yönetmelik kanun vs. gereği kaydımı başka bir Anadolu Lisesi de almayınca alelade bir okula -ki bir sırada 4 kişi oturuyorduk- kayıt oldum. O okuldan da ortaokul sonunda o sene bir Anadolu Lisesini kazanan tek kişi oldum. Şanslıydım ki Anadolu Liselerinin 4 yıla indirilmesine denk gelmiştim ve ikinci kez bu şansı kullanmıştım. Puanım başka şehirlerdeki Fen Liselerine yeterken ben yol parası dahi olmasın düşüncesiyle evime yürüyerek yarım saat olan bir Anadolu Lisesi'ne kaydoldum.

    Hayatım boyunca Mimar olmak istedim. Karikatüründen teknik çizimine bilip bilmeden de olsa elimden kalem düşmedi. Ne var ki ÇEVRE "Mimar olma iş bulamazsın" dedi. "Makina Mühendisi ol"

    Öyle yaptım.

    İzmir'de makina mühendisliği okudum. Kişiliğimin ve özgüvenimin idealist Prof'larca sömürülüşünü adeta silinişini izledim. Ki matematik hocasının ilk derste "Kanlı gözyaşlarıyla geçecek en az 4 seneye hoş geldiniz" demesi olacakların habercisiydi. Nasılda keyifliydi bunu söylerken... 5.5 sene boyunca içten içe hiçbirşey öğrenmediğimi hissederek, daha sonralardan hiçbir işime yaramayacağını öğrendiğim hesaplarla boğuştum.. Sabahlara kadar ders çalıştım, masadan başımı kaldırdığımda "Sokak lambası mı koymuşlar ya benim pencerenin önüne" diye camdan baktığımda güneşin doğduğunu görüp, saf gibi sadece "projenin yetişemeyeceğine" üzüldüm. Bu ayrıntıları fazla uzatmayacağım çoğunuz bilirsiniz zaten sı...m mavisini.

    Okurken bir yandan da benden önce mezun olan yine makine mühendisi bir arkadaşımın 1.5 yıl iş bulamayışına ve işe alındığını söyleyen telefonu kapattığında koskaca adamın nasıl ağladığına şahit oldum. Aynı süreçte sevgili ÇEVREmin de "sen mezun ol senin iş hazır" , "Bitir de okulu koyalım seni biryerlere" deyişleriyle avundum.

    Mezun olduğumda o çevre "Naptın iş arıyor musun?" veya "Girmedin mi hala bir işe" dedi bana sadece.

    İşe giremedikçe üniversitede sıfırlanan özgüvenim eksilere düştü, özgüvenim eksileri boyladıkça iş görüşmelerinde konuşamaz, daha sonra da görüşmelere gitmez oldum. Neden gidemediğimi anlatamadım ÇEVRE'me... İşe giren yakın arkadaşlarımı kıskanıp kendimden utandım. "Ee sen napıyosun?" diyenlere gülerek "yan gelip yatıyorum" dedim. Her deyişimde ömrümden ömür gitti. Ve yine ÇEVRE'min baskısıyla 750 TL maaş aldığım bir işte çalışırken patronun çocuklarını kursa götürdüm, şirkete aldığı eşyaları taşıdım, beş para etmez bazı memurlardan trip yedim.

    Birgün aileme ben işten çıkıyorum dedim, KPSS'ye çalışacağım dedim sağolsun onlar da anlayış gösterdiler ve fakat bu aileme karşı kullandığım son kredimdi biliyordum. Masaya herşeyimi koymuştum birnevi; ya hep ya hiç.. İşten çıktım, biriktirdiğim üçbeş kuruşla kursa yazılıp kitap aldım. ÇEVRE'min "Olmaz o iş kolay mı KPSS?" sesleri arasında aylarca ders çalıştım. "Ee napıyorsun?" diyenlere "KPSS'ye çalışyorum" dediğimde yüzlerinde oluşan o garip ifadeyle "Hımm iyi bakalım" demelerine şahit oldum.

    Ve 11 Ağustos 2012

    Odamda bilgisayarda sınav sonucuma baktıktan sonra hemen salona gidip aileme haber vermek istedim, titreyen bacaklarım sayesinde o kadar da hızlı olamadım. Salona gittiğimde söyleyebildiğim tek şey "bacaklarım titriyo" oldu. Noldu diye panikleyen anneme bir de "Sınav iyi gelmiş" diyebildim. Onlar sevinirken bağrışırken ben öyle kaldım.. Ağlayacağım desem, gelmedi ağlayamadım, çığlık atamadım gülüp coşamadım. Öylece durdum.. Çok sevinmenin nasıl birşey olduğunu uzun süredir unutmuş olduğumdan belki de.

    Makina Mühendisleri arasında 370-390 arası bir sıralamam var. (özellikle net bilgi vermiyorum) Meslektaşlarım birinci atama mı olur ikinci atmamı olur diye düşünürken ben hayatımın kurtuluşunu izliyor, aylardır çıkmaya çalışıp çıkamayan, sınav sürecimi etkilemesin diye amelyatla aldırmayıp antibiyotik kullandığım ve bugün yine ağrısı bastıran 20 lik dişime bile gülücükler yolluyorum.

    Özetle, bu yazıyı yazmamın yegane sebebine gelirsek, nasihat ne kadar haddimdir bilmem ama: Yolun başındakiler; yaptığınız hata bile olsa kendi kararınız olsun.

    Noktalama-yazım hataları gereksiz üç noktalar yaptığımın farkındayım. Sınav bitti artık istediğim kadar üç nokta hakkımdır... :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    quote:

    Orijinalden alıntı: deserthawk

    Öncelikle herkese geçmiş olsun diyorum. Umarım gönlünüzce puan almışsınızdır.


    Ayrıca çok şanslı bir zamanda üniversite sınavına girdiğinizi belirtmek istiyorum. Şimdi puanlara baktım da, mühendisliklere girmek eskisine göre ciddi olarak daha kolay olmuş.

    Hemen size bir örnek.


    Benim zamanımda (2006-2007) Ege Üniversitesi Makine Mühendisliğine 18 bininci arkadaşım girmişti. Şimdi bakıyorum 31.209. kişi girmiş. Aradaki fark çok ciddi.

    Benim mezun olduğum üniversite CBÜ Mak. Müh. 38 bininci olarak girmiştim. Şimdi 68 bininci girmiş. Arada resmen farkın kralı var.

    İTÜ Jeoloji'ye zamanında 20 bininci giriyordu, şimdi 96.577. Breh breh breh... farka bak yahu.

    Diyeceğim o ki, yatın kalkın hükümete dua edin. Herkesi üniversiteli yapmak için birsürü yeni üniversite açıldı, var olanların kontenjanları arttırıldı, ikinci öğretimlerin sayısı arttı.

    Zaten ben de okurken yeni gelenlerin seviyesinin daha düşük olduğunu görmüştüm. Hocalar da diyordu, demek ki sebebi buymuş.

    Eğer hem 2006 hem de 2007'de sınava girmiş biri varsa, o dönemin sıkıntılarını bilir. Benden önceki dönemlerde daha da zordu, çünkü sadece lise 1'den falan çıkıyordu, seviye daha da yüksekti.

    Diyeceğim o ki, umarım bu fırsatı güzel değerlendirmişsinizdir.


    Gelelim makine mühendisliğini yazmayı düşünen arkadaşlara

    İş çok, bunu söyleyebilirim. Hangi üniversiteyi bitirirseniz bitirin, fırsatlar geliyor. Burası kötü okuldur, iş bulamam diye düşünmeyin.

    Dersi güzel dinler, biraz çalışırsanız çok sorun olacağını sanmıyorum. Gerçi bunu benim dönemim için söylüyorum, şimdi seviye düşmüş malum.

    Bazı üniversitelerde projeye daha çok ağırlık verilir. Çizimler biraz zorlar belki, hesapları kitaba baka baka bir şekilde yaparsınız.

    Kendinizi en çok makine elemanları dersinde mühendis gibi hissedersiniz sanırım. Sınavda her şeyi bize yaptırıyorlardı. Kendin tasarlıyordun. Diğer derslerde size verilen sıralamayı izlersiniz, çok serbestlik olmaz.

    Proje dersleri keyifli olabilir. Bir şeylere yaratmayı sevmeyen adam mühendis olmasın zaten bir zahmet.

    Görüldüğü gibi dünya kadar üniversite var. Hemen hemen hepsinde makine mühendisliği vardır. Ama bu kadar iş yok, sıyrılmak lazım.

    Çizim programları öğrenilecek, İngilizce'yi söylemiyorum bile, mümkünse 2. dil öğrenilecek. Hepsini geçtim, mühendis görünümüne kavuşmanız lazım. Peki, nedir bu mühendis duruşu?

    Okul bittiğinde bazı büyük yerler yönetici adayı, yetiştirme elemanı vs. gibi pozisyonlar açar. Mülakata gittiğinizde sizin CV'ye şöyle bir göz gezdirirler o kadar. Evet, ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi falan dikkat çekecektir; ama iş bu kadarla bitmiyor tabi. O sadece bir artı olacak. Adam sizin hayat görüşünüzü, yeteneklerinizi öğrenmeye çalışacaktır. Kendine güvenmeyen, sadece derslerini geçmiş birini işe almayacaklardır. Diploma notuna da pek takılmazlar, o yüksek lisans içindir.



    masal anlatmışsın hocam. memurlar net te gir de bak makine mühendislerinin hallerine. Özel sektörde nasıl 3 kuruşa çalıştıklarını sonra kapağı devlete zar zor nası attıklarını falan oku. iş çok falan değil. Bilakis az. Zaten odtü bilkent itu falan derken sıra gelmiyor diğer okullara. Sana memurlar nette gördüğüm bir hikayeyi paylaşiim:

    --------------

    Benim hikayem, makina mühendisinin hikayesi...

    Herkesin bu gün için umutları, hayalleri vardır, birçoğu için de olmazsa olmazdır elbette ama 11 Ağustos 2012, benim yeniden doğduğum gündür.. Neden mi?

    Yıllar önce ilkokulda okulumu bilgi yarışmasında birinci yaptım ve o okuldan Anadolu Lisesini kazanan ilk kişi oldum. İzmir'in o zamanlarki ikinci Anadolu Lisesi'ni. Ailemin o yaz tayini çıkınca, yönetmelik kanun vs. gereği kaydımı başka bir Anadolu Lisesi de almayınca alelade bir okula -ki bir sırada 4 kişi oturuyorduk- kayıt oldum. O okuldan da ortaokul sonunda o sene bir Anadolu Lisesini kazanan tek kişi oldum. Şanslıydım ki Anadolu Liselerinin 4 yıla indirilmesine denk gelmiştim ve ikinci kez bu şansı kullanmıştım. Puanım başka şehirlerdeki Fen Liselerine yeterken ben yol parası dahi olmasın düşüncesiyle evime yürüyerek yarım saat olan bir Anadolu Lisesi'ne kaydoldum.

    Hayatım boyunca Mimar olmak istedim. Karikatüründen teknik çizimine bilip bilmeden de olsa elimden kalem düşmedi. Ne var ki ÇEVRE "Mimar olma iş bulamazsın" dedi. "Makina Mühendisi ol"

    Öyle yaptım.

    İzmir'de makina mühendisliği okudum. Kişiliğimin ve özgüvenimin idealist Prof'larca sömürülüşünü adeta silinişini izledim. Ki matematik hocasının ilk derste "Kanlı gözyaşlarıyla geçecek en az 4 seneye hoş geldiniz" demesi olacakların habercisiydi. Nasılda keyifliydi bunu söylerken... 5.5 sene boyunca içten içe hiçbirşey öğrenmediğimi hissederek, daha sonralardan hiçbir işime yaramayacağını öğrendiğim hesaplarla boğuştum.. Sabahlara kadar ders çalıştım, masadan başımı kaldırdığımda "Sokak lambası mı koymuşlar ya benim pencerenin önüne" diye camdan baktığımda güneşin doğduğunu görüp, saf gibi sadece "projenin yetişemeyeceğine" üzüldüm. Bu ayrıntıları fazla uzatmayacağım çoğunuz bilirsiniz zaten sı...m mavisini.

    Okurken bir yandan da benden önce mezun olan yine makine mühendisi bir arkadaşımın 1.5 yıl iş bulamayışına ve işe alındığını söyleyen telefonu kapattığında koskaca adamın nasıl ağladığına şahit oldum. Aynı süreçte sevgili ÇEVREmin de "sen mezun ol senin iş hazır" , "Bitir de okulu koyalım seni biryerlere" deyişleriyle avundum.

    Mezun olduğumda o çevre "Naptın iş arıyor musun?" veya "Girmedin mi hala bir işe" dedi bana sadece.

    İşe giremedikçe üniversitede sıfırlanan özgüvenim eksilere düştü, özgüvenim eksileri boyladıkça iş görüşmelerinde konuşamaz, daha sonra da görüşmelere gitmez oldum. Neden gidemediğimi anlatamadım ÇEVRE'me... İşe giren yakın arkadaşlarımı kıskanıp kendimden utandım. "Ee sen napıyosun?" diyenlere gülerek "yan gelip yatıyorum" dedim. Her deyişimde ömrümden ömür gitti. Ve yine ÇEVRE'min baskısıyla 750 TL maaş aldığım bir işte çalışırken patronun çocuklarını kursa götürdüm, şirkete aldığı eşyaları taşıdım, beş para etmez bazı memurlardan trip yedim.

    Birgün aileme ben işten çıkıyorum dedim, KPSS'ye çalışacağım dedim sağolsun onlar da anlayış gösterdiler ve fakat bu aileme karşı kullandığım son kredimdi biliyordum. Masaya herşeyimi koymuştum birnevi; ya hep ya hiç.. İşten çıktım, biriktirdiğim üçbeş kuruşla kursa yazılıp kitap aldım. ÇEVRE'min "Olmaz o iş kolay mı KPSS?" sesleri arasında aylarca ders çalıştım. "Ee napıyorsun?" diyenlere "KPSS'ye çalışyorum" dediğimde yüzlerinde oluşan o garip ifadeyle "Hımm iyi bakalım" demelerine şahit oldum.

    Ve 11 Ağustos 2012

    Odamda bilgisayarda sınav sonucuma baktıktan sonra hemen salona gidip aileme haber vermek istedim, titreyen bacaklarım sayesinde o kadar da hızlı olamadım. Salona gittiğimde söyleyebildiğim tek şey "bacaklarım titriyo" oldu. Noldu diye panikleyen anneme bir de "Sınav iyi gelmiş" diyebildim. Onlar sevinirken bağrışırken ben öyle kaldım.. Ağlayacağım desem, gelmedi ağlayamadım, çığlık atamadım gülüp coşamadım. Öylece durdum.. Çok sevinmenin nasıl birşey olduğunu uzun süredir unutmuş olduğumdan belki de.

    Makina Mühendisleri arasında 370-390 arası bir sıralamam var. (özellikle net bilgi vermiyorum) Meslektaşlarım birinci atama mı olur ikinci atmamı olur diye düşünürken ben hayatımın kurtuluşunu izliyor, aylardır çıkmaya çalışıp çıkamayan, sınav sürecimi etkilemesin diye amelyatla aldırmayıp antibiyotik kullandığım ve bugün yine ağrısı bastıran 20 lik dişime bile gülücükler yolluyorum.

    Özetle, bu yazıyı yazmamın yegane sebebine gelirsek, nasihat ne kadar haddimdir bilmem ama: Yolun başındakiler; yaptığınız hata bile olsa kendi kararınız olsun.

    Noktalama-yazım hataları gereksiz üç noktalar yaptığımın farkındayım. Sınav bitti artık istediğim kadar üç nokta hakkımdır... :)


    Nete niye bakayım, ben makine mühendisiyim ve sanayinin direkt içindeyim.

    Sanayide iş çok, herkes başta büyük para istiyor. Benim gibi aza razı olup yavaş yavaş çıkacaksınız. Sen başta işi bilmeden para alıyorsun, daha ne istiyorsun. Kriter para olmamalı.

    Ve bizim sektörde uzun süre işsiz kalman için,

    -Ya sicilin bozuk olacak (birkaç yıl çalışıp defalarca iş değiştirenler),
    -Ya iş beğenmemezlik olacak
    -Ya görüşmede kendini ifade edememe
    -Ya da gerçekten şanssızlık.

    Endüstri müh. falan işsiz kalabilir, ama makine ondan daha çok iş bulur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi deserthawk -- 8 Mart 2013; 17:53:21 >




  • pembe tablolar çizmeyin manasında söylüyorum. bence artık bu ülkede mühendislik yazılmaz, hemşirelik, fizyoterapi, eczacılık falan daha iyidir.

    herkes sanıyor ki büyük bir şirkete girip proje falan yapacak 5-10 sene sonra da müdür olacak.

    geçti o devirler.

    Bir laf var "beni ne doktorlar ne mühendisler istedi diye." o laf tarih oldu.

    Neden, çünkü eskiden mühendislik azdı, girmesi zordu. Sayı az olunca piyasa emiyordu mezunları rahatça. Şimdi piyasa bu kadar çok mezunu istihdam edemiyor. Geleceğin işsizler ordusu işte.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    quote:

    Orijinalden alıntı: deserthawk

    Öncelikle herkese geçmiş olsun diyorum. Umarım gönlünüzce puan almışsınızdır.


    Ayrıca çok şanslı bir zamanda üniversite sınavına girdiğinizi belirtmek istiyorum. Şimdi puanlara baktım da, mühendisliklere girmek eskisine göre ciddi olarak daha kolay olmuş.

    Hemen size bir örnek.


    Benim zamanımda (2006-2007) Ege Üniversitesi Makine Mühendisliğine 18 bininci arkadaşım girmişti. Şimdi bakıyorum 31.209. kişi girmiş. Aradaki fark çok ciddi.

    Benim mezun olduğum üniversite CBÜ Mak. Müh. 38 bininci olarak girmiştim. Şimdi 68 bininci girmiş. Arada resmen farkın kralı var.

    İTÜ Jeoloji'ye zamanında 20 bininci giriyordu, şimdi 96.577. Breh breh breh... farka bak yahu.

    Diyeceğim o ki, yatın kalkın hükümete dua edin. Herkesi üniversiteli yapmak için birsürü yeni üniversite açıldı, var olanların kontenjanları arttırıldı, ikinci öğretimlerin sayısı arttı.

    Zaten ben de okurken yeni gelenlerin seviyesinin daha düşük olduğunu görmüştüm. Hocalar da diyordu, demek ki sebebi buymuş.

    Eğer hem 2006 hem de 2007'de sınava girmiş biri varsa, o dönemin sıkıntılarını bilir. Benden önceki dönemlerde daha da zordu, çünkü sadece lise 1'den falan çıkıyordu, seviye daha da yüksekti.

    Diyeceğim o ki, umarım bu fırsatı güzel değerlendirmişsinizdir.


    Gelelim makine mühendisliğini yazmayı düşünen arkadaşlara

    İş çok, bunu söyleyebilirim. Hangi üniversiteyi bitirirseniz bitirin, fırsatlar geliyor. Burası kötü okuldur, iş bulamam diye düşünmeyin.

    Dersi güzel dinler, biraz çalışırsanız çok sorun olacağını sanmıyorum. Gerçi bunu benim dönemim için söylüyorum, şimdi seviye düşmüş malum.

    Bazı üniversitelerde projeye daha çok ağırlık verilir. Çizimler biraz zorlar belki, hesapları kitaba baka baka bir şekilde yaparsınız.

    Kendinizi en çok makine elemanları dersinde mühendis gibi hissedersiniz sanırım. Sınavda her şeyi bize yaptırıyorlardı. Kendin tasarlıyordun. Diğer derslerde size verilen sıralamayı izlersiniz, çok serbestlik olmaz.

    Proje dersleri keyifli olabilir. Bir şeylere yaratmayı sevmeyen adam mühendis olmasın zaten bir zahmet.

    Görüldüğü gibi dünya kadar üniversite var. Hemen hemen hepsinde makine mühendisliği vardır. Ama bu kadar iş yok, sıyrılmak lazım.

    Çizim programları öğrenilecek, İngilizce'yi söylemiyorum bile, mümkünse 2. dil öğrenilecek. Hepsini geçtim, mühendis görünümüne kavuşmanız lazım. Peki, nedir bu mühendis duruşu?

    Okul bittiğinde bazı büyük yerler yönetici adayı, yetiştirme elemanı vs. gibi pozisyonlar açar. Mülakata gittiğinizde sizin CV'ye şöyle bir göz gezdirirler o kadar. Evet, ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi falan dikkat çekecektir; ama iş bu kadarla bitmiyor tabi. O sadece bir artı olacak. Adam sizin hayat görüşünüzü, yeteneklerinizi öğrenmeye çalışacaktır. Kendine güvenmeyen, sadece derslerini geçmiş birini işe almayacaklardır. Diploma notuna da pek takılmazlar, o yüksek lisans içindir.



    masal anlatmışsın hocam. memurlar net te gir de bak makine mühendislerinin hallerine. Özel sektörde nasıl 3 kuruşa çalıştıklarını sonra kapağı devlete zar zor nası attıklarını falan oku. iş çok falan değil. Bilakis az. Zaten odtü bilkent itu falan derken sıra gelmiyor diğer okullara. Sana memurlar nette gördüğüm bir hikayeyi paylaşiim:

    --------------

    Benim hikayem, makina mühendisinin hikayesi...

    Herkesin bu gün için umutları, hayalleri vardır, birçoğu için de olmazsa olmazdır elbette ama 11 Ağustos 2012, benim yeniden doğduğum gündür.. Neden mi?

    Yıllar önce ilkokulda okulumu bilgi yarışmasında birinci yaptım ve o okuldan Anadolu Lisesini kazanan ilk kişi oldum. İzmir'in o zamanlarki ikinci Anadolu Lisesi'ni. Ailemin o yaz tayini çıkınca, yönetmelik kanun vs. gereği kaydımı başka bir Anadolu Lisesi de almayınca alelade bir okula -ki bir sırada 4 kişi oturuyorduk- kayıt oldum. O okuldan da ortaokul sonunda o sene bir Anadolu Lisesini kazanan tek kişi oldum. Şanslıydım ki Anadolu Liselerinin 4 yıla indirilmesine denk gelmiştim ve ikinci kez bu şansı kullanmıştım. Puanım başka şehirlerdeki Fen Liselerine yeterken ben yol parası dahi olmasın düşüncesiyle evime yürüyerek yarım saat olan bir Anadolu Lisesi'ne kaydoldum.

    Hayatım boyunca Mimar olmak istedim. Karikatüründen teknik çizimine bilip bilmeden de olsa elimden kalem düşmedi. Ne var ki ÇEVRE "Mimar olma iş bulamazsın" dedi. "Makina Mühendisi ol"

    Öyle yaptım.

    İzmir'de makina mühendisliği okudum. Kişiliğimin ve özgüvenimin idealist Prof'larca sömürülüşünü adeta silinişini izledim. Ki matematik hocasının ilk derste "Kanlı gözyaşlarıyla geçecek en az 4 seneye hoş geldiniz" demesi olacakların habercisiydi. Nasılda keyifliydi bunu söylerken... 5.5 sene boyunca içten içe hiçbirşey öğrenmediğimi hissederek, daha sonralardan hiçbir işime yaramayacağını öğrendiğim hesaplarla boğuştum.. Sabahlara kadar ders çalıştım, masadan başımı kaldırdığımda "Sokak lambası mı koymuşlar ya benim pencerenin önüne" diye camdan baktığımda güneşin doğduğunu görüp, saf gibi sadece "projenin yetişemeyeceğine" üzüldüm. Bu ayrıntıları fazla uzatmayacağım çoğunuz bilirsiniz zaten sı...m mavisini.

    Okurken bir yandan da benden önce mezun olan yine makine mühendisi bir arkadaşımın 1.5 yıl iş bulamayışına ve işe alındığını söyleyen telefonu kapattığında koskaca adamın nasıl ağladığına şahit oldum. Aynı süreçte sevgili ÇEVREmin de "sen mezun ol senin iş hazır" , "Bitir de okulu koyalım seni biryerlere" deyişleriyle avundum.

    Mezun olduğumda o çevre "Naptın iş arıyor musun?" veya "Girmedin mi hala bir işe" dedi bana sadece.

    İşe giremedikçe üniversitede sıfırlanan özgüvenim eksilere düştü, özgüvenim eksileri boyladıkça iş görüşmelerinde konuşamaz, daha sonra da görüşmelere gitmez oldum. Neden gidemediğimi anlatamadım ÇEVRE'me... İşe giren yakın arkadaşlarımı kıskanıp kendimden utandım. "Ee sen napıyosun?" diyenlere gülerek "yan gelip yatıyorum" dedim. Her deyişimde ömrümden ömür gitti. Ve yine ÇEVRE'min baskısıyla 750 TL maaş aldığım bir işte çalışırken patronun çocuklarını kursa götürdüm, şirkete aldığı eşyaları taşıdım, beş para etmez bazı memurlardan trip yedim.

    Birgün aileme ben işten çıkıyorum dedim, KPSS'ye çalışacağım dedim sağolsun onlar da anlayış gösterdiler ve fakat bu aileme karşı kullandığım son kredimdi biliyordum. Masaya herşeyimi koymuştum birnevi; ya hep ya hiç.. İşten çıktım, biriktirdiğim üçbeş kuruşla kursa yazılıp kitap aldım. ÇEVRE'min "Olmaz o iş kolay mı KPSS?" sesleri arasında aylarca ders çalıştım. "Ee napıyorsun?" diyenlere "KPSS'ye çalışyorum" dediğimde yüzlerinde oluşan o garip ifadeyle "Hımm iyi bakalım" demelerine şahit oldum.

    Ve 11 Ağustos 2012

    Odamda bilgisayarda sınav sonucuma baktıktan sonra hemen salona gidip aileme haber vermek istedim, titreyen bacaklarım sayesinde o kadar da hızlı olamadım. Salona gittiğimde söyleyebildiğim tek şey "bacaklarım titriyo" oldu. Noldu diye panikleyen anneme bir de "Sınav iyi gelmiş" diyebildim. Onlar sevinirken bağrışırken ben öyle kaldım.. Ağlayacağım desem, gelmedi ağlayamadım, çığlık atamadım gülüp coşamadım. Öylece durdum.. Çok sevinmenin nasıl birşey olduğunu uzun süredir unutmuş olduğumdan belki de.

    Makina Mühendisleri arasında 370-390 arası bir sıralamam var. (özellikle net bilgi vermiyorum) Meslektaşlarım birinci atama mı olur ikinci atmamı olur diye düşünürken ben hayatımın kurtuluşunu izliyor, aylardır çıkmaya çalışıp çıkamayan, sınav sürecimi etkilemesin diye amelyatla aldırmayıp antibiyotik kullandığım ve bugün yine ağrısı bastıran 20 lik dişime bile gülücükler yolluyorum.

    Özetle, bu yazıyı yazmamın yegane sebebine gelirsek, nasihat ne kadar haddimdir bilmem ama: Yolun başındakiler; yaptığınız hata bile olsa kendi kararınız olsun.

    Noktalama-yazım hataları gereksiz üç noktalar yaptığımın farkındayım. Sınav bitti artık istediğim kadar üç nokta hakkımdır... :)


    benim hikayem makina mühendisi diye başlık vardı o abinin yazı galiba.durumları kimse bilmiyor bugün dershaneye öylesine bir ugradım sınav yaklasıyor hafiften sınav moduna girmem gerek dedim ordaki insanların acele edişini görmek istedim ingilizce türkçe bölüm muhabbeti açıldı rehber hocası sevdiğim bir insan ama şey dedi çocuga ingilizce bölüm okursan +1000 tl maaşına eklenir dedi içimden güldüm.kimse bilmiyorki ingilizce bölüm okumak ne kadar saçma özellikle mühendislik için adamdan kan alırlar kan.bir de şöyle bir yanı var okuyorsun eee güzel oooo mühendislik diyor herkes okul bitince hala mı iş bulamadın diplomalı hıyar moduna giriyorlar.95 li yıllarda tıptan daha yüksek puan alıp da idealistlik ugruna mühendislik yazan abilerin çogu sürünüyor. o zaman tıp yazanlar şimdi gayet güzel yaşıyorlar çalışma saatleri olsun aldıkları para olsun tabii eskisi gibi kazanmıyorlar özellikle mezun oldukları yıllara göre ama bir doktor en azından 3k tl alır. aklı varsa.tabii olayın para boyutunda değilim lakin mühendislik bir ütopia özellikle memur çocuguysan içine kapanık biriysen derslere gidip dersleri geçmekle olmuyor.ha şu olaya da karşıyım bir insan çıkıp da neden
    doktor a ingilizce biliyor musun şu programları biliyor musun demiyor. ama ister özelde ister devlette iş buluyor mühendis dil ögrenemedimi ovvvv sen yatarak okudun kendini geliştirmemişsin oluyor çok doluyum.fakültedeki mühendislere sorsan çok parlak bakıyorlar hayata ama o iş öyle değil işte.




  • rehber hocalar tam komedi ya. dötünü büyüterek hoca olmuş çocukların beynini yıkıyor. Bizim okulda rehber hoca akşama kadar oturur bir şey yapmazdı. keyifler gıcır. bir gün beni çağırdı, test verdi, anket gibi bişi. Neyse doldurdum verdim. Sana uçak mühendisliği uygun dedi. Adama uyup uçak mühendisliği yazsak aç kalacaz. Benim arkadaş sırf odtü diye uçak mühendisliği yazdı. Sonra muhtemelen iş bulamadı, gitti bilgisayar üstüne master doktora yaptı anca öyle iş buldu.

    Bu rehber hocalar bir gün olsun piyasanın içine girmiş mi? Bir fabrika veya sanayi sitesi gezmiş mi. İngilizce bilmek kesinlikle 1000 tl falan getirmez. Çoğu zaman bir işe de yaramaz, tamamen palavra.

    Ben de tıp yerine mühendislik yazanlardanım. Benim zamanımda tıp puanları çok düşüktü. Benden düşük puanla tıbba giren arkadaşların hepsi köşe oldu, prestij desen cabası. Bense kendimi kpss ile kamuya zor attım.

    Hadi ben kendimi kurtardım, kpss o kadar zorlaşıyor ki giderek. 10 bin makine mühendisi, 10 bin elektrik elektronik mühendisi bir yılda mezun verecek. Devletin 2 yıl içinde aldığı toplam makine mühendisi sayısı 800 falan, elektrik elektronik desen 2010 kpss ile 980 kişi aldı. Özel sektörün yıllık elektrik elektronik mühendisi ihtiyacı taş çatlasa 2-3 bindir.

    Hükümet göz boyuyor, her yere üniversite açıyor, oyları topluyor. Ama acısı 4-5 sene sonra çıkacak, bu üniversitelerden mezun olanlar kabak gibi kalacaklar.

    Türkiye'de sanayi kuruluşu şirket sayısı belli, bunların kontenjanı da belli. Adam alıyor odtü itü boğaziçi bilkent sıradan gidiyor. sonra koç sabancı, bazen ege gazi istanbul yıldız falan. Eee geri kalanlar nolacak? Adam bayburt, pamukkale, bilmem neresi mezunu. Şansı varsa sanayi'de asgari ücrete iş bulacak.

    Mühendislik öldü beyler. 2000'den önceydi mühendisliğin saltanatı. O devirler kapandı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    pembe tablolar çizmeyin manasında söylüyorum. bence artık bu ülkede mühendislik yazılmaz, hemşirelik, fizyoterapi, eczacılık falan daha iyidir.

    herkes sanıyor ki büyük bir şirkete girip proje falan yapacak 5-10 sene sonra da müdür olacak.

    geçti o devirler.

    Bir laf var "beni ne doktorlar ne mühendisler istedi diye." o laf tarih oldu.

    Neden, çünkü eskiden mühendislik azdı, girmesi zordu. Sayı az olunca piyasa emiyordu mezunları rahatça. Şimdi piyasa bu kadar çok mezunu istihdam edemiyor. Geleceğin işsizler ordusu işte.

    en mantıklısı hemşirelik vb. kendini geliştirmek gerekmeyen ve 1700 filan alıyorlar gayet iyi.bu hayat çok kısa doktor olsan sürekli bir şeyler peşinde olacaksın kişisel yaşantın olmayacak keza mühendis de olsan öyle ama memur gibi iş açısından kendine bir şey katman gerektirmeyen bölümler gerçekten daha mantıklı ben okumayı seven bir insanım ış dışındaki vakitlerimi program ögrenmek yerine sürekli okumak ve konserlere gitmek şeklinde değerlendirmeyi tercih ederim bu tarz şeylere de önem verin her şey etiket değil kendiniz olabilmeniz yaşamın amacı.




  • size bir örnek vereyim. endüstri mühendisi 87 puanla atanamıyor, işletme mezunu 80 puanla atanıyor. Adam adına aldanmış mühendislik yazmış, aç geziyor ya da üç kuruş paraya çalışıyor. Açıköğretim fakültesi adam 2000 liraya iş başı yapıyor. ömür boyu da garanti işi var.

    Benim endüstri mühendisi arkadaşlarım var, biri nokia'da biri aselsanda. Odtü mezunu bunlar. Ama adamlar 95 girişli. O zamanlar tıptan yüksekti puanları. Siz hesap edin.

    Böyle pek çok başarı hikayesi var. Millet bunlara özenip mühendislik yazıyor. Sonra mezun olunca aklı başına geliyor. Mühendis olup da kaymağını yiyen yüzde 10 falandır hacı. Gerisi sürünüyor.

    Eskiden mühendisler kamuya falan girmezdi mesela. Ücret beğenmezlerdi, iş tatmini yok falan derlerdi. Şimdi mühendisler sırf kamu olsun diye polisliğe itfaiye erliğine girmeye çalışıyorlar.

    Tıp yazmadığım için çok pişmanım. Vasatın altı dandik sınıf arkadaşlarım düşük puanla tıp yazdılar. Adamlar şimdi uzmanlığı da aldılar tusa girip. Maaş 6.5 lira devlette. Özelde daha da fazla. İşsiz kalma riski yok ömür boyu. Mühendis mesela yaşlanınca değer kaybeder. Doktor tam tersine şarap gibi yıllandıkça değerlenir.

    Piyasayı bilen bir abiniz olarak söylüyorum. Öyle mühendisliği bitirip süper bir kariyer yapıcam falan diye hayaller kurmayın pek fazla. Sonra hayal kırıklığına uğrarsınız benim gibi.

    Bir de şu var, dandik aöf işletme okumak çok daha kolaydır. Devlete girmesi de kolaydır.

    Mühendislik ise çok ağırdır. Dersler çok zordur. Sürekli matematik fizik, formüller, beyniniz sulanır. Labıydı, raporuydu, teziydi, sürünürsünüz sürekli.

    Benim okula ben türkiye 3700.cüsü olarak girmiştim. Şimdi baktım 21.000'e gerilemiş. Bir de ikinci öğretim açmışlar 37.000 de o.

    Yazık günah ya, mesleğimizi öldürdüler resmen. 2 paralık oldu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    size bir örnek vereyim. endüstri mühendisi 87 puanla atanamıyor, işletme mezunu 80 puanla atanıyor. Adam adına aldanmış mühendislik yazmış, aç geziyor ya da üç kuruş paraya çalışıyor. Açıköğretim fakültesi adam 2000 liraya iş başı yapıyor. ömür boyu da garanti işi var.

    Benim endüstri mühendisi arkadaşlarım var, biri nokia'da biri aselsanda. Odtü mezunu bunlar. Ama adamlar 95 girişli. O zamanlar tıptan yüksekti puanları. Siz hesap edin.

    Böyle pek çok başarı hikayesi var. Millet bunlara özenip mühendislik yazıyor. Sonra mezun olunca aklı başına geliyor. Mühendis olup da kaymağını yiyen yüzde 10 falandır hacı. Gerisi sürünüyor.

    Eskiden mühendisler kamuya falan girmezdi mesela. Ücret beğenmezlerdi, iş tatmini yok falan derlerdi. Şimdi mühendisler sırf kamu olsun diye polisliğe itfaiye erliğine girmeye çalışıyorlar.

    Tıp yazmadığım için çok pişmanım. Vasatın altı dandik sınıf arkadaşlarım düşük puanla tıp yazdılar. Adamlar şimdi uzmanlığı da aldılar tusa girip. Maaş 6.5 lira devlette. Özelde daha da fazla. İşsiz kalma riski yok ömür boyu. Mühendis mesela yaşlanınca değer kaybeder. Doktor tam tersine şarap gibi yıllandıkça değerlenir.

    Piyasayı bilen bir abiniz olarak söylüyorum. Öyle mühendisliği bitirip süper bir kariyer yapıcam falan diye hayaller kurmayın pek fazla. Sonra hayal kırıklığına uğrarsınız benim gibi.

    Bir de şu var, dandik aöf işletme okumak çok daha kolaydır. Devlete girmesi de kolaydır.

    Mühendislik ise çok ağırdır. Dersler çok zordur. Sürekli matematik fizik, formüller, beyniniz sulanır. Labıydı, raporuydu, teziydi, sürünürsünüz sürekli.

    Benim okula ben türkiye 3700.cüsü olarak girmiştim. Şimdi baktım 21.000'e gerilemiş. Bir de ikinci öğretim açmışlar 37.000 de o.

    Yazık günah ya, mesleğimizi öldürdüler resmen. 2 paralık oldu.

    ahahaha nicco2008 abi en sonunda kim oldugunuzu buldum.
    dediğiniz gibi . öyle anadoludan gelmiş bir kız selam verdiğinde suratı kızaran tiplerseniz yani prezantıbıll ahahah bu deyim içinde değilseniz uğraşmayın. temiz işler yapın tabii her alanda iyi paralar kazanan veya iyi işler yapan var ama durumun en kötüsünü düşünün misal beslenme ve diyetetik diye bi bölüm var. özel de çalışmak istemiyorsan bile gayet devlete girmek kolay kpss klavuzlarını açın 400 e yakın boş kontenjan kalmıştı.ama mühendislikte durum böyle değil özelde çalışmak istemiyorum devlete giriyim dedin mi işler daha da sarpa sarıyor. misal benim pilavcilık yapan arkadaşım da var fakülteye çok iyi sıralamayla girmişti 9k idi. çok iyi bilişim firmalarında çalışan da var.




  • pilavcılık yapan arkadaşın ne mezunu? merak ettim.

    Benim babam da taksi şöförü görmüş bilgisayar mühendisi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    pilavcılık yapan arkadaşın ne mezunu? merak ettim.

    Benim babam da taksi şöförü görmüş bilgisayar mühendisi

    eem biraz da ona uygun olmadı bölüm. büyük umutlarla gelip tatminsizlik filan yaşadı bu arada yazın konuşmuştuk sizle sürekli çalışıyorum abi töderde 6bininci oldum ama tam bir kıstas değil ygs lys ilk 10k da olmaya çalışacagım .
  • inşallah bir tıp fakültesine kapağı atarsın da hayatın kurtulur
  • 
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.