bir gün biri çıkar karşınıza. ve anlarsınız.. bir şekilde anlaşılır hani.
deneme yanılmayla ya da gözlemlemekle alakası yok. içinize doğar veyahut bilemedim, anlatamıyorum. doğru kişi değildi, ona en çok yaklaşan kişinin o olduğunu anlarsınız. sizi tamamlayanın o olduğuna. eksik yarım değil de,bir bütünün ne olduğunu anlarsınız, öncesinde eksik hissetmemişsiniz zira onu bilene dek. o hayatınıza girene dek. bir şekilde de ikna olursunuz buna. hal hareket sözler vs. bir şekilde ikna olunursunuz. sonra, sonra ise bir çuval inciri berbat edip, geri gelmeyecek şekilde yitirirsiniz. bu acı işte, kimselerin pek bilemeyeceği bir acı. ellerinizin arasından çok değerli bir taşın, sıvı hale gelip, akıp gittiğini izlersiniz. ne yapsanız tutamazsınız onu. avucunu sıksan da , geniş bıraksan da, su gibi akar gider. ve zaman gibi geri dönmez.
ağlarsınız belki, o ellerinizden akıp giderken, belki küfredersiniz, belki kabul edersiniz. ama onun gibi değerli bir taş bulamayacağınızı anlamışsınızdır bir kere. daha değerlisi mi? güldürmeyin beni.
işte benim acım bu. ellerimden kayıp gitti. ve ne geri dönebilir, ne de ben geri alabilirim zamanı. en fenası da, bunu her gün hatırlayabilecek olmanızdır. bir şekilde hatırlanmaz ama. elleri sıkıp, beyni onun orada olduğuna ikna edip, her geçen gün hayalini yaşatırken, kaybetmemiş gibi duygular hüküm sürdürmesini isterken kalbinin, uykularda hatırlanmaz. biraz da günlük hayatın koşuşunda. ama hiç bir zaman eskisi gibi olmaz. eksik taraf ortaya çıkmıştır bir kere. onu tekrar unutmak na mümkün. tutunulur hayata kör topal, başka hayalleri kurmayı umut ederek..